• Sonuç bulunamadı

Stuttering in Children: A Comprehensive Study

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Stuttering in Children: A Comprehensive Study"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Kekemeliðin sebebi bilinmemekle birlikte genetik, psikososyal stres etmenlerine maruz kalma, obsesif, özgüveni yetersiz kiþilik özelliðine sahip olma, merkezi sinir sistemi anomalileri, ailenin ilk çocuðu olma risk etmenleri olarak bildirilmektedir. Bu çalýþ-mada, kekemeliði olan çocuk ve ergenlerin sosyodemografik özel-liklerini, psikososyal stres etmenlerini belirlemek, düzelen ve düzelmeyen kekeme gruplar arasýndaki sosyodemografik faklýlýk-larý saptamak hedeflenmiþtir. Çocuk ve ergen psikiyatri polikli-niðine baþvuran 188 çocuk ve ergen kekeme olgusu çalýþmaya alýndý. 83'üne ulaþýlarak muayeneleri yeniden yapýldý. 43 olguda son 6 aydýr kekemelik yoktu (Grup 1). 40 olguda kekemelik deðiþen sýklýkta devam ediyordu (Grup 2). Grup 1'deki olgular polikliniðe daha erken yaþta baþvurmuþtu ve üç kelimeli cümle kurmaya Grup 2'deki olgulara göre daha erken baþlamýþlardý. Grup 1'deki olgularda daha fazla stres faktörü saptandý. Anahtar Sözcükler: Çocuk ve ergen, kekemelik, sosyodemografik özellikler.

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:16-21

SUMMARY

Stuttering in Children: A Comprehensive Study Although the cause of stuttering is unknown, genetic,

psychoso-cial stress factors, having obsessive personality or low-self-esteem, central nervous system anomalities, being first child in family are risk factors. In this study we aimed; first, to under-stand sociodemographic pattern of the patients with stuttering, second, to evaluate the features of psychosocial stress factors and to find the sociodemographic differences between recovered and unrecovered groups. 188 children/adolescents with stuttering referred to the departments of child and adolescent psychiatry were enrolled this study. 83 of all children with stuttering were interviewed again, and 43 of this have not have stuttering for 6 months (Group 1). 40 of this cases have stuttering (Group 2). Group 1 was earlier referral at department of child and adoles-cent psychiatry than Group 2. The onset time of starting speak with sentences using three words was earlier in Group 1. There was much more stress factors before begining of stuttering in Group 1.

Key Words: Child and adolescent, stuttering, sociodemographic pattern.

GÝRÝÞ

Kekemelik, konuþma akýþýnda tutukluk, bir sözcük ya da sesi tekrarlayarak duraklama, sesi uzatma, anlam-lý bir konuþmada psikolojik, nörolojik ve fizyolojik bir ritim bozukluðu olarak tanýmlanmaktadýr (Erol 1978, APA 2000).

Genellikle 2-7 yaþlar arasýnda ve erkeklerde 4-5 kat daha fazla görülür (Lawrence ve Barclay 1998, Kent 2000). Amerika ve Avrupa'da yapýlan araþtýrmalarda toplumda kekemelerin oraný %0.7 olarak bulunmuþ, kýz/erkek oranýnýn 1/3-1/5 arasýnda deðiþtiði bildirilmiþtir (Paul 1996). Yaþam boyu görülme

Ýzleme Çalýþmasý

Ayþe AVCI*, Þükrü UÐUZ**, Fevziye TOROS***

* Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý, ** Yrd. Doç. Dr., Psikiyatri Anabilim Dalý, ADANA

*** Yrd. Doç. Dr., Mersin Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ÝÇEL

(2)

oranýnýn %5, süregenleþme oranýnýn ise %0.5-1 arasýn-da olduðu belirlenmiþtir (Rafuse 1994).

Yapýlan bir çalýþmada kekeme olan çocuklarýn 3 yaþýn-da durumlarýný kýsmen, 5 yaþýnyaþýn-da tam olarak anla-maya baþladýklarý bildirilmiþtir (Ezrati-Vinacour ve ark. 2001).

Þimdiye deðin kekemeliðin nedenine yönelik yapýlan çalýþmalarda, dilin kýsalýðý, kuruluðu, konuþma yo-lundaki bozukluklar sorumlu tutulmuþ ve merkezi sinir sistemi (MSS) anomalileri neden olarak göste-rilmiþ, epilepsi ile iliþkisi araþtýrýlmýþ ise de, belirli bir biyolojik ve nörolojik neden saptanamamýþtýr (Öztürk 1994, Weber-Fox 2001). Kekeme çocuklarýn anne, baba ve kardeþlerinin %20'sinde, ikinci derece akra-balarýn ise %4.7'sinde kekemelik veya kekemelik öyküsü olduðu öðrenilmiþtir. Bu durum bozukluða genetik bir yatkýnlýðýn neden olabileceðini düþündürmektedir (Erol 1978, Rose 1976, Bishop 1994). Felsenfield ve arkadaþlarý (2000), kekemelikte %39-86'ya kadar deðiþen oranlarda genetik etkenlerin rol oynadýðýný bildirmiþlerdir.

Yetiþkinlerde ortaya çýkmasý hemen her zaman edin-seldir ve genellikle kafa travmasý, serebrovasküler olay, beyin tümörü, beynin aðýr iþlev yitimi ile birlikte bulunmaktadýr (Güray ve ark. 1986, Ezrati-Vinacour ve Levin 2001).

Kekeme çocuklarýn %51'inde ayrýlýk anksiyetesi yaratan zedeleyici yaþantýlar, örneðin; annenin ölümü, anneden ayrýlma, kardeþin doðumu, okula baþlama ve okul sorunlarý belirlenmiþtir. %53.3 olgu-da olgu-da ailenin ya olgu-da hastanýn görüþüne göre zedeleyi-ci bir yaþantý olarak kabul edebileceðimiz çeþitli korkular belirlenmiþtir (Enbiyaoðlu 1976). Ülkemizde yapýlan bir çalýþmada; incelenen 75 çocuktan 43'ünde (%58.6) kekemelik baþlangýcýnda psikososyal stres etkeni belirlenmiþtir. Türkçemizdeki 'korkudan dilini yuttu' deyimi bu durumu oldukça iyi anlatmaktadýr (Yörükoðlu ve Akyýldýz 1972). Avrupa ve Amerika'da yapýlan çalýþmalarda da kekemelikte stres faktör-lerinin önemli oranlarda olduðu bildirilmiþtir (Greiner ve ark. 1985, Ratner ve Silverman 2000).

Kekemelerde içe dönük, özgüveni yetersiz, obsesif, sadistik eðilimli kiþilik yapýlarýnýn daha fazla görüldüðü bildirilmektedir (Öztürk 1994, Feinberg ve ark. 2000).

Serebral dominans görüþüne göre kekemelik iki he-misfer arasýndaki yarýþmanýn bir belirtisidir (Fleet ve

Heilman 1985, Paul 1996). Nöropatofizyolojik olarak sol temporal ve frontal bölgede kanlanmanýn azaldýðý (özellikle konuþmanýn motor merkezinde) ve asimetrik kan akýmý olduðuna dair araþtýrmalar vardýr (Pool ve ark. 1991, Forster ve Webster 2001).

Neden tam olarak bilinmese de, günümüzde kekemeliðin salt kiþilik bozukluðundan ya da nörolo-jik bozukluktan çok biyolonörolo-jik, psikolonörolo-jik, orofasial anomaliler, genetik ve çevresel etkenlerin birlikteliði ile ortaya çýktýðý düþünülmektedir. Kekemelik baþladýktan sonra ortaya çýkan engellenme duygusu, endiþe ve utanç, kiþinin sosyal yaþamý, iþi ve kiþi-liðinde önemli sorunlara yol açabilir (Rafuse 1994, McClean ve Runyan 2000).

Çocuklardaki kekemeliðin çoðunun tedavi uygulan-madan da düzelmesi konuþma motor merkezinin olgunlaþmasýyla iliþkili olduðu bildirilmiþtir (Forster ve Webster 2001).

AMAÇ

1. Bölgemizde kekemelik nedeniyle baþvuran çocuk-lar ve ergenlerin sosyodemografik özelliklerini öðren-mek.

2. Kekeme çocuklarýn izleme sonrasý durumlarýný saptamak.

3. Bu süre içinde kekemeliði tümüyle düzelen grubun özelliklerini belirlemek.

4. Belirtileri tümüyle düzelen grupla düzelmeyen grubun verilerini karþýlaþtýrmak.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalýþmaya 3 yýl içinde Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalý’na baþvu-ran tüm kekemelik olgularý alýndý (141 E, 47 K). Veriler poliklinik dosyalarýndan elde edildi. Tüm olgular mek-tup veya telefon ile tekrar kontrole çaðrýldý. Çocuklarýn ancak 83'üne (%44.2) ulaþýlabildi. Yapýlan muayene sonucu çocuklarýn bir grubunda kýsa sürede (0-6 ay) tam bir iyileþme olmasýna raðmen diðer grupta düzelme gözlenmediði belirlendi. Her iki grubun özel-likleri karþýlaþtýrýldý. Verilerin istatistiksel analizi 'SPSS for Windows' paket programýnda t testi ve x2

kullanýlarak yapýldý. BULGULAR

Tüm kekeme olgularýnýn polikliniðimize baþvurduk-larýnda ortalama yaþlarý 6.74±3.35 idi (min=2, max=14). 141'i erkek (%75), 47'si kýzdý (%25). Baþvurularýn çoðu henüz ilkokula baþlamayan

(3)

çocuk-lardý (n=103, %54.8) ve kekemeliðin baþlangýç yaþ ortalamasý 3.97±1.92 yýldý (min=1, max=11 yýl). Çocuklarýn %90.4'ü saðlýklý bir gebelikten sonra dünyaya gelmiþti. %84.6'sýnda gebelikte doktor kont-rolü vardý. Doðumlarýn %74.5'i hastanede, %25.5'i evde gerçekleþmiþti. Çocuklarýn %62.8'i en az 6 ay anne sütü almýþtý, yürümeye baþlama ayý ortalama 13.45±4.1, cümle kurmaya baþlama ortalama 21.8±11.2 ay, gündüz tuvalet eðitimine baþlama ayý ortalama 23.1±1 aydý. Çocuklarýn %23.4'ünde baþvu-ru öncesi geçirilmiþ organik hastalýk öyküsü, %9.6'sýnda febril konvülzyon, %4.3'ünde nonfebril konvülzyon öyküsü vardý.

Annelerin yaþ ortalamasý 32.5±6.4 idi ve ortalama 8.21±4.7 yýl eðitim almýþlardý. %31.9'u ilkokul, %28.2’si lise, %18.6'sý yüksekokul çýkýþlýydý. Babalarýn yaþ ortalamasý 37.5±6.44'dü ve %22.9'u ilkokul, %33'ü lise, %30.9'u yüksekokul çýkýþlýydý. Annelerin kekemeliði olan çocuklarý doðurduklarý yaþ ortala-masý 28.8±5.7 olarak belirlendi.

Akrabalarýn %95.2 oranýnda baþka bir ruhsal bozuk-luk belirlenemedi. Anababalar arasýnda 34 (%18.1) ailede akrabalýk vardý. Ailede çocuðun yaþam süresi içinde þehir deðiþtirme (göç) 47 (%25) olguda sap-tandý. Çocuklarýn %18.6’sýnýn 1. derece akrabalarýnda, %12.2'sinin 2. derece akrabalarýnda, %4.8'inin 3. derece akrabalarýnda kekemelik öyküsü vardý. Olgularýn %33.5'inden en çok bir hafta önce stres etkeni varlýðý belirlendi (Tablo 1).

Çocuklarýn %28'inde kekemelik ile birlikte baþka ruh-sal belirti vardý (Tablo 2).

Ýzlemede, 188 çocuðun 83'üne ulaþýlýp muayeneye çaðrýldý. Son 6 aydýr hiç kekelemeyen çocuklar tümüyle düzelmiþ olarak kabul edildi. Zaman zaman kekeleyen ya da heyecanlandýðýnda kekeleyenler düzelmeyenler grubuna alýndý. Çocuklarýn 105’ine (%55.81) ulaþýlamadý. Ulaþýlan çocuklarýn 40'ý (%48.2) tümüyle düzelmiþ (Grup 1), 43’ü (%51.8) düzelmemiþti (Grup 2).

Her iki grubu karþýlaþtýrdýðýmýzda Grup 1'in polikli-niðimize ortalama 5.8±3.1 yaþlarýnda, Grup 2'nin ise ortalama 7.3±3.2 yaþlarýnda baþvurduklarý belirlen-di. Her iki grup arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlýydý (t=2.29, p=0.025, p<0.05). Ancak her iki grup arasýnda kekemeliðin baþlangýç yaþý açýsýndan fark yoktu. Grup 1 ortalama 3.8±1.9; grup 2 ortalama 3.9±1.7 yaþlarýnda kekelemeye baþlamýþtý (t=0.15, p>0.5, p=0.8) (Tablo 4).

Cinsiyet açýsýndan bakýldýðýnda grup 1'in 28'i (%70) erkek 12'si (%30) kýzdý, grup 2'nin 35'i (%81.39) erkek, 8'i (%19.7) kýzdý. Gruplar arasýnda anlamlý fark yoktu (x2=1.47, p>0.05) (Tablo 3).

Her iki grupta yürümeye baþlama ayý (t=0.51, p>0.5), tuvalet eðitimini tamamlama ayý (t=0.44, p>0.5) açýsýndan anlamlý fark yoktu. Her iki grup arasýnda cümle kurma yaþý olarak ortalama konuþ-maya baþlama yaþý açýsýndan fark vardý. Grup 1'de 18.9±5.1 ay, grup 2'de 25.7±17.5 ay olarak belirlen-di (t=2.37, p<0.05).

Gruplar arasýnda kekemeliðin ailenin kaçýncý çocuðunda ortaya çýktýðý açýsýndan anlamlý fark yoktu (x2=0.71, p 0.05). Konvülzyon öyküsü açýsýndan iki

grup arasýnda fark belirlenemedi (x2=0.3, p>0.58).

Annede ruhsal hastalýk açýsýndan deðer-lendirdiðimizde Grup 1 ile 2 arasýnda anlamlý fark yoktu (x2=0.14, p>0.7). Babada ruhsal hastalýk

deðerlendirildiðinde her iki grup arasýnda anlamlý bir fark olmadýðý görüldü (x2=0.94, p>0.33). Ýlaç

kul-Tablo 1. Kekemeliðin baþlangýcý öncesi belir-lenebilen stres etkenleri

Çeþitli korkular (yarasa, sünnet kedi-köpek gibi) Damdan, kaykaydan düþme

Kardeþin doðumu, kardeþin yürümeye baþlamasý Ateþli hastalýk, trafik kazasý, boðulma tehlikesi Anne-baba ayrýlýðý, bakýcýdan ayrýlma

Öðretmen baskýsý, öðretmen deðiþtirme, okula baþlama

Tablo 2. Kekemelik ile birlikte görülen ruhsal belir-tiler

n %

Enürezis nokturna 15 7.9

Korkular (gece, yuva, okul, menstruasyon) 13 7

Aþýrý heyecan 6 3.1

Aþýrý sinirlilik 5 2.6

Kardeþ kýskançlýðý 4 2.2

Obsesif belirtiler 3 1.6

Anneye aþýrý baðýmlýlýk 3 1.6

Zeka geriliði 1 0.5

Týrnak yeme 1 0.5

Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu 1 0.5

Tik bozukluðu 1 0.5

(4)

lanýmýnýn hastalýðýn gidiþinde istatistiksel açýdan anlamlý bir etkisi olmadýðý belirlendi (x2=1.062,

p>0.302) (Tablo 5). Grup 1 ve grup 2'deki çocuklarýn hiçbiri düzenli þekilde konuþma terapisi almamýþtý. Kekemeliði olan çocuklarda kekemelik için kullanýlan ilaçlar Tablo 6'da belirtilmiþ, eþtanýlarda kullanýlan ilaçlar (DEHB gibi) belirtilmemiþtir.

Birinci derece akrabalarda kekemelik olup olmadýðý konusunda grup 1 ile grup 2 arasýnda anlamlý bir fark belirlenemedi (x2=1.69, p>0.19). Ailede ruhsal

açý-dan bakýldýðýnda her iki grup arasýnda fark yoktu (x2= 0.38, p>0.34). Ailede göçe baktýðýmýzda düzelen

grubun düzelmeyen gruptan istatistiksel olarak daha az göç aldýðý saptandý (x2=3.83, p=0.05). Stres

etken-lerinin deðerlendirilmesinde düzelen grubun kekeme-lik baþlangýcýnda daha yüksek oranda olduðu belirlendi (x2=12.51, p<0.004). Ek ruhsal belirtiler

açýsýndan herhangi bir fark saptanmadý (x2=0.034,

p>0.85).

TARTIÞMA

Çalýþmanýn bulgularýný diðer çalýþmalarla birlikte deðerlendirdiðimizde; olgularýn polikliniðe baþvuru yaþlarý ve kekemeliðin baþlangýç yaþ ortalamasý hem yurt içi hem de yurt dýþý yayýnlarla uyum göstermek-teydi (Bishop 1994, Erol 1978, Fýþýloðlu ve Ungan 1992, Pamir 1985).

Daha çok ailesel geçiþ üzerinde durulmakla birlikte kekemelik birinci derece akrabalarda %18.6, ikinci derece akrabalarda %12.2 oranlarýnda belirlendi. Çalýþmalarda da birinci derece akrabalarda (%20) ben-zer oranlarda ikinci derece akrabalarda (%4.7) ise daha yüksek oranlarda bildirilmektedir.

Ailelerin çoðunda baþka bir ruhsal bozukluk belirlen-memiþtir. Çalýþma grubundaki çocuklarýn saðlýklý bir gebelikten sonra doktor kontrolü altýnda saðlýklý doðumlarla dünyaya geldikleri görülmektedir. Geliþim öyküleri de normal süreler içerisindeydi.

Tablo 4. Grup 1 ve grup 2'deki çocuklarýn yaþlarý ile ilgili demografik özellikler

Grup 1 Grup 2 T p

Ortalama yaþ 5.8±3.1 7.3±3.2 2.29 p<0.05

Kekemeliðin baþlama yaþý 3.8±1.9 3.9±1.7 0.15 p>0.05

Cümle kurma yaþý 18.9±5.1 25.7±17.5 2.37 p<0.05

Tablo 6. Grup 1 ve 2'deki çocuklarda tedavide kullanýlan ilaçlar

Ýlaç kullanan çocuk sayýsý Düzelen çocuk sayýsý Düzelmeyen çocuk sayýsý

Hidroksizin 21 9 11

Antipsikotik ilaçlar 14 8 6

Antidepresan ilaçlar 9 5 4

Tablo 5. Grup 1 ve grup 2'deki çocuklarýn anne-babalarýna özgü sosyodemografik özellikler

Grup 1 % Grup 2 % x2 p

Ailede kekemelik yok 27 67.5 23 53.5 1.69 0.19

var 13 32.5 20 46.5

Anne-baba akrabalýðý yok 35 87.5 34 79.1 1.050 0.30

var 5 12.5 9 20.9

Annede ruhsal hastalýk yok 38 95 40 93 0.14 0.70

var 2 5 3 7 0.14 0.70

Babada ruhsal hastalýk yok 40 100 42 97.7 0.94 0.33

var 0 0 1 2.3 0.94 0.33

Ailede göç yok 35 87.5 30 69.8 3.83 0.05

(5)

Olgularýn %33.5'inde kekemeliðin baþlangýcýnda stres etkeni varlýðý diðer çalýþmalarda da olduðu gibi ilgi çekiciydi. Yurt dýþýnda yapýlan çalýþmalarda bu oran %53, ülkemizde yapýlan araþtýrmalarda %58 olarak belirlenmiþtir. Çalýþmamýzda bu oran diðer çalýþmalar-dan daha düþük bulunmuþtur (Enbiyaoðlu 1976, Yörükoðlu 1972).

Olgularýn %28'inde kekemelikle birlikte giden ruhsal belirtiler vardý. Bunun çoðunluðunu enürezis na ve korkular oluþturmaktaydý. Enürezis noktur-nanýn geliþimsel bir sorun olduðunu düþünürsek her iki hastalýðýn benzer etiyolojiden kaynaklandýðýný ya da ayný risk gruplarý içinden çýktýðýný düþünebiliriz. Çalýþmada kekemeliði düzelen grup en az 6 aydýr hiç kekeleme olmamasýyla belirlendi. Ýki grup arasýnda farklýlýða baktýðýmýzda en önemli bulgu; kekemeliðin baþlangýç yaþý her iki grup arasýnda fark olmamasýna karþýn kliniðe baþ vurma yaþýnýn grup 1'de belirgin olarak daha düþük olmasýydý. Bu durum bize erken tedaviye baþlamanýn sonucu olumlu etkilediðini düþündürmüþtür.

Her iki grup arasýnda geliþim basamaklarý arasýnda fark olmamasýna karþýn grup 2'de cümle kurmanýn geciktiði görülüyordu. Kullanýlan ilaçlara

baktýðýmýz-da baktýðýmýz-daha çok antihistamik grubu ilaçlarýn tercih edildiðini ancak ilaç kullanýmýnýn tedavi sonucunu etkilemediði belirlenmiþtir.

Stres etkeni varlýðý hastalýðýn gidiþini istatistiksel açý-dan belirgin biçimde olumlu yönde etkiliyordu. Bu diðer yayýnlarla da uyumluydu (Lawrence 1998, Feinberg 2000).

Çocuðun yaþam süresi içindeki göç varlýðý sonlanýmý olumsuz yönde etkilemekteydi. Her iki grup arasýnda sosyoekonomik durum (SED) arasýndaki bir fark olmamasýna karþýn iç göçler sonrasýnda ailelerin psikososyal açýdan zorlandýðý, bu zorlanmanýn çocuða yansýdýðý düþünülebilir.

Sonuç olarak, bizim çalýþmamýzda da önceki çalýþ-malar ile uyumlu olarak çocuklarda korkular baþta olmak üzere çeþitli psikososyal stres etmenlerinin kekemeliðin baþlamasýnda önemli rol oynadýðý görülmektedir. Kekemeliðin tedavisinde ilaç tedavisinin rolü günümüzde hala tartýþmalýdýr. Bizim çalýþmamýzda da düzelen ile düzlemeyen grup arasýn-da ilaç kullanýmý açýsýnarasýn-dan önemli bir farklýlýk belir-lenmedi. Ancak bu konu ile ilgili daha kesin yorum yapabilmek için kontrol grubunu da içeren ilaç etkin-liði çalýþmalarýna ihtiyaç vardýr.

Amerikan Psikiyatri Birliði (2000) Psikiyatride Hastalýklarýn Tanýmlanmasý ve Sýnýflandýrýlmasý El Kitabý, Yeniden Gözden Geçirilmiþ Dördüncü Baský (DSM-IV-TR), Amerikan Psikiyatri Birliði, Washington DC, 2000'den çeviren E Köroðlu, Hekimler Yayýn Birliði, Ankara.

Bishop DVM (1994) Develpmental disorders of speech and lan-guage, Child and Adolescent Psychiatry (Modern Approaches). M Rutter, E Taylor, L Hersov (Ed), London, Blackwell Science Ltd., s.546-565.

Enbiyaoðlu G (1976) Kekemeliðin psikolojik ve psikanalitik açýdan incelenmesi, Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabý. G Koptagel-Ýlal, I Akkök, Ö Köknel ve ark. (Ed), Ýstanbul, Bozak Matbaasý, s.267.

Erol M (1978) Kekeme çocuklar. Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp Fakültesi. Psikiyatri Semineri II, A Songar (Ed). Ýstanbul, s.43.

Ezrati-Vinacour, Levin I (2001) Time estimation by adults who stutter. J Speech Lang Hear Res, 44(1):144-155.

Ezrati-Vinacour R, Platzky R, Yairi E (2001) The young chid's awareness of stuttering-like disfluency. J Speech Lang Hear Res, 44(2):368-380.

Feinberg AY, Griffin BP, Levey M (2000) Psychological aspects of chronic tonic and clonic stuttering. Suggested therapeutic approaches. Am J Orthopsychiatry, 70(4):465-473.

Felsenfield S, Kirk KM, Zhu G ve ark. (2000) Of the genetic and environmental etiology of stuttering in selected twin sample. Behav Genet, 30(5):359-366.

Fýþýloðlu A, Ungan Ü (1992) 9-12 yaþ arasý normal konuþan çocuklarýn kekemeliði deðerlendirmesi. Psikoloji Dergisi, 7:2-8.

Fleet WS, Heilman KM (1985) Acquired stuttering from a right hemisphere lesion in a right- hander. Neurology, 35:1343-1346.

Forster DC, Webster WG (2001) Speech-motor control and interhemispheric relations in recovered and persistent stutter-ing. Dev Neuropsychol, 19(2):125-145.

Greiner JR, Fitzgerald HE, Cooke PA ve ark. (1985) Assessment of sensitivity to interpersonal stress in stutterers and nonstut-terers. J Commun Disord, 18(3):215-225.

Güray Ö, Keþkül SY, Sercan M (1986) Ýlkokul çocuklarýnda kekemelik (ön çalýþma), 22. Ulusal Psikiyatri ve Nöroloji Bilim Kongresi Kitabý, Ýzmir, Ege Üniversitesi Basýmevi, s.322. Kent RD (2000) Research on speech motor control and its dis-orders: A review and prospective. J Commun Disord, 33(5):391-427.

Lawrence M, Barclay DM (1998) Stuttering: A brief review. Am Fam Physician, 57(9):2175-2178.

(6)

McClean MD, Runyan CM (2000) Variation in the relative speeds of orofacial structures with stuttering severity. J Speech Lang Hear Res, 43(6):1524-1531.

Öztürk M (1994) Çocukluk çaðý ruhsal sorunlarý ve bozukluk-larý, Ruh Saðlýðý ve Bozukluklarý. O Öztürk (Ed), 5. Baský, Ankara, Medikomat Basým Yayýnevi, s.311.

Pamir T (1985) Kekemelik tedavisinde uyarlanan geri bildirim tekniði ve 17 denek üzerindeki sonuçlarý. Psikoloji Dergisi, 5:24-30.

Paul R (1996) Disorders of communication, Child and Adolescent Psychiatry (A Comprehensive Textbook), M Lewis (Ed), Pensnsylvania, Williams&Wilkins Company, s.510-519. Pool KD, Devous MD Sr, Freeman FJ ve ark. (1991) Regional cerebral blood flow in developmental stutters. Arch Neurol, 48(5):509-512.

Rafuse J (1994) Early intervention, intensive therapy can help people who stutter. CMAJ, 150:754-755.

Ratner NB, Silverman S (2000) Parental perceptions of chil-dren's communicative development at stuttering onset. J Speech Lang Hear Res, 43(5):1252-1263.

Rose FC (1976) Stammering, Encyclopedic Handbook of Medical Psychology. Krauss S (Ed), Boston, William&Wilkins. s.526-528.

Yörükoðlu A, Akyýldýz S (1972) 75 Çocukta yeni baþlayan kekemelik üzerine bir inceleme, Milli Nöropsikiyatri Kongresi. D Karan, T Özek, A Turgay (Ed), Ankara, Ajans-Türk Matbaasý, s.373.

Weber-Fox C (2001) Neural systems for sentence processing in stuttering. J Speech Lang Hear Res, 44(4):814-825.

Bahar Sempozyumlarý - VI

24-28 Nisan 2002

Mirage Park Otel, Kemer - Antalya

Baþvuru:

Flaptour, Cinnah Cad. No: 42 Çankaya - ANKARA

Tel: 0312 442 07 00, Faks: 0312 440 77 99 e-mail: aysin@flaptour.com.tr

www.flaptour.com.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

!!!!NOT:Yüz yüze eğitim dersinizin olmadığı günler ders programınızdaki tüm derslere zoom üzerinden katılmanız

GRUP Sınıf Öğretmeni: ZEYNEP HALE AKGÜL Sınava Gireceği Sınıf: 5A7. GRUP Sınıf Öğretmeni: ZEYNEP HALE AKGÜL Sınava Gireceği

• Görev grupları komuta gruplarında olsalar da olmasalar da her birinin ilgi alanı içinde olan ve bir hedefe ulaşmak için birbirleriyle ilişki içinde

SERBEST OKUMA METNİ KUMBARA Şiir öğrencilere okutulacak. DERS TÜRKÇE TÜRKÇE BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN

TRAFİK 1.Etkinlik Şiirin anlamını bilmediği kelimeleri bulma Cümlede

DERS HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ ETKİNLİK Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım

100’den küçük doğal sayı- ların hangi onluğa daha yakın olduğunu belirler5.

ETKİNLİK Sayı örüntülerini 100’den küçük doğal sayılar arasında karşılaştırma ve7.