• Sonuç bulunamadı

50 yıldır yazı başında:Ercümend Erkem Talu meslek hayatını anlatıyor:Meşrutiyet devrinde muhakeme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "50 yıldır yazı başında:Ercümend Erkem Talu meslek hayatını anlatıyor:Meşrutiyet devrinde muhakeme"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T 7 . *¡0 ° )*

5 0 yıldır yazı başında

Ercümend

Ekrem Talu

meslek hayatını anlatıyor

Meşrutiyet devrinde muhakeme

Cemaleddin Bildik

\*

Mektebi Sultaninin birinci sınıfında iken yazdığı «Güvercin»

nesri —

Parise firar — Mesleğe giriş — Kırk keçisi olan adam — Tek başına bir

uyuz teke kalınca! — Hâkimlere okunan hikâye — Beraet kararı — Er­

cümend Ekrem’in çocukları — Kızı Esinin hevesi...

Gazetecilik mesleğinin 50 inci yıldönümünü idrâk eden Ercü­ mend Ekrem Talu için evvelki gün, Gazeteciler Cemiyetinde bir .jübile yapıldığını yazmıştık. Ezi­ ci, üzücü, yıpatıcı bir meslek olan gazetecilikte tamam yarım asır diş sıkıp sebat edebilmek, elinde kalem boyuna fıkra, makale ve roman yazmak, hiç şüphe yok ki, zannedildiğinden çok daha güç bir iştir.

İstibdat, Meşrutiyet ve Cumhu­ riyet devirlerinde yüzlerce eser, binlerce makale ve fıkra yazan bu kıymetli muharririmizi çalış­ ma odasında ziyaret ederek ko­ nuşmak istedim. Bana:

« — Hoş geldiiiin. B ildik!» diye elini uzatırken, masasının üstün­ deki gazeteleri işaret etti:

« — Şuraya bak! dedi. Bütün bu gazeteler, evvelki günkü jübi­ lem mlinasebetile benden bahse­ diyorlar. Bir gazetecinin ve bir muharririn arkasından söylen­ mesi mutat olan şeyleri yüzüme karşı söylemeleri pek hoşuma gitti... Çelenk yerine buket al­ mak ne hoş şey:.. Eğer bir anane kurabildinıse daha çok mesut olacağım.»

Çelenk yerine buket... Ercü­ mend Ekrem’in bu şözile neyi ifade etmek istediği aşikârdı... Mesleğinin 50 nci yılını kutla­ mak, ve bu kutlama töreninde de ferdisine buketler verildiğini görmek elbetteki hoş bir şeydi. Ercümend Ekremle yolu açılan bu güzel ananeyi devam ettirebi­ lirsek ne mutlu bize...

Güvercinle**

Üstada soruyorum:

— İlk defa ne yazdınız ve han­ gi gazetede çıktı?

« — İbnilhakkı Mehmet Tahir merhum, İstanbulda biri «Çocuk­ lara mahsus gazete», diğeri de «Hanımlara mahsus gazete» diye haftalık iki gazete çıkarırdı. Se­ ne 1893... Yani bundan 50 yıl evvel... O zaman ben Sultaninin birinci sınıfında idim. Tahrir va­ zifemde «Güvercinler» diye bir nesir yazmıştım. Evimize gelip giden rahmetli hocamız Faik Sabri (Coğrafyacı Faik Sabri Duran) bir gün benim bu yazı­ mı okudu ve pek beğendi. T eh i­ rin gazetelerinde yazı işleri mü­ dürü olduğundan:

«— Ercümend, dedi, senin bu nesrini «Çocuklara mahsus gaze­ te» ye koyacağım! Ne dersin? K o­ yayım mı...»

Derhal kabul ettim. Sevincim­ den de eteklerim zil çalıyordu. Yazım dizilecek ve onu matbu halde gazetede görecektim... N i­ hayet bir hafta sonra bir de bak­ tım gfzetede yazım çıkmış... Al­ tında da imzam... Hiç unutmam o vakit bu gazeteden 30 tane al­ dım ve «Bakın! Gazetede yazım çıktı!» diyerek arkadaşlara da­ ğıttım !..»

Ercümend Ekrem, artık arka­ daşları arasında, yazısının gaze­ tede intişarı iie büyük bir sevinç içindedir ve matbuat sahasının da bir güvercini olmağa gayret etmektedir.

« — Evet! diyor, sevincim bü­ yüktü. Bir taraftan tahsile de­ vam ediyor, diğer yandan da hi­ kâyeler, nesirler yazıyordum. Fa­ kat asıl mesleğe girişim ilk yazı­ mın neşrinden dört sene sonra­ dır.»

Baba muhiti

Ercümend Ekrem, mesleğe g i­ rişini de şöyle anlatıyor:

*— Büyük babam Recal efendi senelerce Takvimi Vakayı Nazır­ lığı ve başmuharrirliği etmiş... Merhum, bir aralık Vak’a mivis de olmuştu. Babam merhum, Şi- naskfen sonra Tasviri Efkâr baş­ muharrirliğini yapan Namık K e ­ malden gazeteyi devralmış ve bir

Yukarıda: Ercümend Ekrem Talu, Gazeteciler Cemiyetindeki def­ teri imzalarken. Beyaz çizgi içindeki fesim , Ercümend Ekrem'in mesleğe ilk girdiği zamana aittir. A ltta: Ercümend Ekrem oğlu vt

kızı ile bir arada

müddet neşretmişti. Eh artık, dededen ve babadan türlü türlü huylar geçer de gazetecilik neden geçmez ve miras kalmaz... Bu mesleğe girişimde muhakkak ki, baba muhitinin de çok tesiri ol­ muştur. Öyle ki, üstat Ekrem'in etrafında devrin bütün kalem sahipleri toplanırlar ve ben bu toplantılarda seyirci ve dinleyici sıfatile bulunurdum. Her okunan veya tenkid edilen eser, beni he­ yecanlandırırdı. Sonra mektepte de, bir tesadüf olarak, edebiyatı­ mıza büyük istidatlar ve şöhret­ ler katan verimli yıllara rasla- dım. Şu ciheti de bilhassa işaret etmek isterim ki Mektebi Sultani bir daha o yılları görmemştir. Ahmet Hâşim, Refik Halid, Tah­ sin Nahit, Emin Bülent, Müfit Ratip, Refi Cevat Ulunay, şair Lemi Nihat, hep o yılların tale­ beleri ve benim arkadaşlarımda. Unutmamalı ki Osmanlı edebiya­ tının son devrini kapayan Fec- riâtî, o muhitten doğdu. Böyle kıymetli arkadaşlar arasında edebiyata heves etmez de neye edersin?..»

Mesleğe giriş

Mesleğe nasıl ve nereden gir­ diğini öğrenmek istedim. Ercü­ mend Ekrem Talu, anlatmağa başladı:

« — Faik Sabıi Duran merhu­ mun yazı işleri müdürlüğünü yaptığı «Çocuklara ve Hanımlara mahsus» olan iki haftalık gaze­ teden bahsetmiştim. Sultaninin son senelerinde bulunduğum sı­ ralarda. idi. Yani «Güvercinler» yazısının intişarından altı yıi

sonra o gazetelere yazı işleri mü­ dürü oldum. Hemen her nüshada bir iki yazım çıkardı. Nihayet mektebi bitirdim ve kaçak olarak Paris'e gittim .»

— Kaçak olarak mı?

« — Tabiî... Çünkü Abûülhamit. Recai Zade Ekrem’in oğluna pa­ saport vermiyordu. 1907 de Paris- ten döndüm. Doğruca Ahmet Ra- sim beve başvurarak iş istedim Beni «İkdam » a götürdü, Cevdet beye takdim etti, mütercimlikle işe başladım.»

— Niçin o haftalık gazetelerde kalmadınız?

« — Az okunan haftalık gaze­ telerde veya mecmualarda deği de çok okunan gündelik gazete­ lerde çalışmak istiyordum. Niha­ yet Meşrutiyet ilân edildi ve bu benim çalışma sahamı genişletti. O tarihte gazete pek çok, gazeteci ise pek kıttı. İkdamdan sonra sırasile Sabah, Yçni Gazete, gün­ delik Serveti Fünun, Tanin. T er­ cümanı Hakikat, Şûrayı Ümmet, Fethi Okyar’m çıkardığı M illet’ te de çalıştım.

Başmakale ortaklığı

Ercümend Ekrem Talu'dan şu 50 yıllık matbuat hayatında ne gibi entresan vakalarla karşılaş­ tığım sordum.

« — Aman! dedi, şu anlataca­ ğım vaka pek enteresandır. Ter­ cümanı Hakikat’in başmuharriri rahmetli Hüseyin Kâzım idi. Tercümanı Hakikat, akşamları çıkardı. Kâzım, sabahleyin gelir, o günkü başmakalesini yazmağa başlardı. Bir aralık yazıyı * yarı*

( Arkası

7

v ci sahifede) Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

alanı olarak ayrılan alanın yürürlükteki imar planından önceki imar planı kararı olan “Bitişik Nizam Beş Kat (B-5), Zemin Kat Ticaret, Üst Katlar Konut” olarak

Diğer taraftan Elmalı - Kadı­ köy isale hattının inşası müte­ ahhidine ihale olunmuştur.. Bu hattın boyu 10 kilometre uzun­ luğunda olup 600 milimetrelik

olmuştur. Yeni kamu yönetimi anlayışı ile başlayan ve yeni kamu işletmeciliği anlayışıyla devam eden kuramsal yaklaşımların özellikle merkezi

ANKARA GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ANKARA MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE. ANKARA

ANKARA GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ANKARA MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE.. ANKARA

Pandemi nedeni ile kapalı olan işyerlerinin kapalı olduğu süreçte atık üretmediği göz önünde bulundurularak, kirleten öder ilkesi gereği bu işyerlerinden Evsel Katı

Toplantıya ait gündem aşağıya çıkarılmış olup, belirtilen gün ve saatte toplantıya teşrifleriniz rica olunur. 1-) “İlçemiz Bayramdere Mahallesi, 3 pafta, 1209 nolu

G35 C 12 A 1 A nolu imar planı paftası üzerinde, yatay(y) 483.300–483.500 ve dikey(x) 4.501.100-4.501.400 koordinatları arasında, Gökmedrese mahallesi, 1561 ada, 4