• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Akademik Personelinde Tükenmişlik Ölçeğinin Üç Yıllık Arayla Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Akademik Personelinde Tükenmişlik Ölçeğinin Üç Yıllık Arayla Değerlendirilmesi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AKADEMİK PERSONELİNDE

TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİNİN ÜÇ YILLIK ARAYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

Doç.Dr.Ali Kemal ÖZDEMİR* Dt. Erdem KILIÇ*

Uz.Psikolog Deniz ÖZDEMİR** Yrd.Doç.Dr.Mustafa ÖZTÜRK*

Prof.Dr.Haldun SÜMER**

ÖZET

İşe bağlı gerginliğin daha çok insanlarla yoğun ve

devamlı ilişkide bulunan mesleklerde görüldüğü literatürde bildirilmektedir. İşle ilgili gerginlik şartları, devam etmesi halinde mesleki olarak tatminsizliğe ve daha sonra da tükenmişliğe yol açabilir. Böylece işle ilgili gerginlik, işte verimi ve üretimi düşürme, iş doyumunun azalması, işe gecikme yada hiç gelmeme ve sonuçta deneyimli personelin kaybedilmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Araştırmamızda, Cumhuriyet Üniversitesi

Dişhekimliği Fakültesi akademik personelinde mesleki tükenmişliği belirlemek amacıyla Maslach Tükenmişlik ölçeği test sonuçları üç yıl arayla değerlendirilmiştir. İlk değerlendirme 1999 yılı Aralık ayında yapılmıştır. İkinci değerlendirme ise 2002 yılı Aralık ayında yapılmıştır. Bu çalışma ile dişhekimliği fakültesinde tükenmişlik değerlerinde üç yıllık sürede değişme olup olmadığını belirlemeyi amaçladık.

Araştırmanın istatistiksel olarak değerlendirmeleri sonucunda üç yıllık mesleki tükenmişlik değerlerinde anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Anahtar Kelimeler: Mesleki tükenmişlik, stres,

Maslach Tükenmişlik Ölçeği.

ABSTRACT

As indicated in the literature, the occupational burn-out is much more seen at the helping professions. Lack of self-satisfaction followed by a burn-out at the work place may be observed when the work stress conditions persist. Such occupational stress can decrease the work production, the work satisfaction and the willingness to follow the regular work schedule, and eventually, it may lead to the loss of performance among the experienced and skilled staff.

In our study, we evaluated the MBI (Maslach Burn-out Inventory) inputs from the academicians of the Department of Dentistry at Cumhuriyet University in two rounds three years period. The first evaluation was made on September 1999, while the second was on September 2002.

As a result of the statistical evaluation, no significant difference between he burnout values was found in our study.

Key words: Burnout, occupational stress, Maslach

Burnout Inventory.

GİRİŞ

Tükenmişlik terimi ilk olarak 1970’li yılların ortalarında, insanlarla ilişkileri fazla olan mesleklere özgü bir sendromu tanımlamak için kullanılmıştır.9

Mesleki tükenmişlik, iş hayatına bağlı stresin uzun dönem bir sonucu olarak değerlendirilmektedir ve özellikle doktorlar, dişhekimleri, hemşireler, psikologlar, öğretmenler, avukatlar, çocuk bakıcıları, danışmanlar ve

gardiyanlar gibi insanlarla ilişkileri fazla olan mesleklerde görülmektedir.3,2,4,5,11 Sendrom üç ayrı

komponentten oluşmaktadır: 1) duygusal tükenme, çalışanın duygusal yönden kendini aşırı yıpranmış hissetmesi ve bu duygudaki artış; 2) duyarsızlaşma, başkalarına karşı olumsuz ve alaycı tutuma sahip olmak; 3) kişisel başarının azalması, kişinin kendisini işinde olumsuz, başarısız olarak değerlendirmesidir.4,11,10,8

(2)

Yapılan çalışmalarda stresle, fiziksel sağlık arasında kuvvetli bir ilişki olduğu geçerlidir ve insanlarda bu ilişkinin sonucu ortaya çıkan birçok semptom belirtilmiştir.3,14

Tükenmişlik ve stres arasındaki ilişki çok önemlidir. Stres birçok kaynak ve araştırmacı tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bunlardan faydalı olan bir tanesi stresi, bireyin sıkıntılı ve güç durumunu ve tükenmişliği düz bir skala üzerinde göstermiştir. Bu skalanın başında bireyin kendini iyi hissettiği durum bulunmaktadır. Bu durumun ilerisinde bireyin duygularında bir dengesizlik söz konusudur. Bir ileri safhada ise kişinin fiziksel ve mental sağlığında kayıplar olur ve birey için gelişen olaylar kontrol dışıdır. Skalanın sonunda ise tükenmişlik sendromu vardır. Bunların yanında belli seviyede olan stres insanlar için olumludur ve kişiyi motive eder.1,12

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin yaratıcısı Christina Maslach, Susan E. Jackson ve Cary Cherniss ile birlikte, insanlarla ilişkileri fazla olan mesleklerin çalışanlarında görülen tükenmişlik sendromu ile ilgili çalışmalar yapmış ve tükenmişliğin semptomlarını listelemiştir. Bu çalışmaların sonucunda, deneysel olarak onay görmüş ve tükenmişliğin sadece bireyin sağlığını bozan bir durum değil aynı zamanda mesleki etkinliğini de negatif yönde etkileyen bir durum olduğunu gösteren Maslach Tükenmişlik Ölçeğini oluşturmuştur. Ayrıca mesleki tükenmişliğin, duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarının azalması olmak üzere üç ayrı maddeden oluştuğunu belirtmiştir.12 Maslach Tükenmişlik Ölçeği,

1980’lerin başlarında uygulanmaya başladıktan sonra tükenmişliğin değerlendirilmesinde herkes tarafından kabul gören evrensel bir ölçek olmuştur.

Dişhekimlerinde görülen tükenmişlik ile ilgili yapılan deneysel çalışmaların sayısı çok fazla değildir. Son zamanlarda dişhekimlerinin fiziksel sağlığının konuyla ilgili bir başlık olduğu söylenmektedir.3

Dişhekimliği fakültesinde çalışan akademisyenlerin iş yükü hem klinik hem de teorik eğitimi kapsamaktadır. Bu iş yükünün klinik kısmını, öğrencilere mesleki pratiğin öğretilmesi, hastaların muayene ve tedavisi ve hem öğrencilerin hem de hastaların sorumluluğunun taşınması oluşturmaktadır. Klinik çalışma ile ilgili bu stres ve baskı akademisyenin hem eğitimci hem de hekim olarak çalıştığı ikili rolü ile alakalıdır ve bu baskı etik sorumluluklarla daha da artmaktadır. Klinik eğitimdeki bu sorumluluk ve baskı duyguları teorik veya laboratuar eğitimi ile karşılaştırılamaz. Çünkü hasta

tedavisi bu sorumlulukta çok büyük yer tutmaktadır. Klinik eğitim ile geçirilen zamanın tükenmişlik ile ilgisi olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.

Bu sebeplerden dolayı, çalışmamızda dişhekimliği fakültesi akademisyenlerinin tükenmişlik seviyelerini değerlendirmek istedik. Buna ek olarak bu çalışmanın asıl amacı zamanın tükenmişlik üzerine etkisini incelemektir. Bu yüzden çalışma üç yıl ara ile iki kere yapılmıştır. Aynı zamanda çalışmaya katılan akademisyenlerin demografik bilgileri ile tükenmişlik değerleri arasındaki ilişkide araştırılmıştır.

MATERYAL VE METOD

Bu çalışmanın deneklerini Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi akademisyenleri oluşturmaktadır. Akademisyenlerin tükenmişlik değerlerini belirlemek için üç yıl arayla iki kere deneklere hazırladığımız anketler dağıtılmıştır. İlk çalışma, 43 akademisyen ile birlikte 1999 yılının Aralık ayında; ikinci değerlendirme ise 45 akademisyen ile birlikte 2002 yılının Aralık ayında yapılmıştır. Bu süreç zarfında 6 akademisyen fakülteden ayrılırken, 8 yeni dişhekimi akademik personele katılmıştır.

Tükenmişlik değerleri 22 sorudan oluşan Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Türkçe versiyonu ile yapılmıştır. Bu ölçek; dokuz sorudan oluşan duygusal tükenme, beş sorudan oluşan duyarsızlaşma ve sekiz sorudan oluşan kişisel başarı olmak üzere üç alt skaladan oluşmaktadır. Her sorunun yanında, katılımcıların içinde bulundukları duruma göre işaretleyeceği 0’dan (asla), 4’e (her zaman) kadar beş adet seçenek bulunmaktadır. Araştırmacı her sorunun hangi skalaya ait olduğunu bildiği için, her skalaya ait verilen cevapları toplayarak skala değerlerini belirleyebilmektedir. Duygusal tükenme ve duyarsızlaşma için yüksek skorlar, kişisel başarı için ise düşük skorlar tükenmişliği göstermektedir.

Bizim çalışmamızda hazırladığımız anket Maslach Tükenmişlik Ölçeğine ek olarak katılımcıların demografik bilgileri ile ilgili 9 soru daha içermektedir. Böylece katılımcıların demografik bilgileri ile tükenmişlik değerleri arasında olabilecek olası ilişkilerde araştırılmıştır. Bu sorular katılımcının cinsiyeti, medeni durumu, mesleğinde toplam çalışma süresi, aylık gelirinin yeterliliği, akademik unvanı, alkol ve sigara tüketimi, meslek memnuniyeti ve mesleğini ne kadar süre yapmayı düşündüğü ile ilgilidir.

(3)

Bütün bu süreçten sonra elde edilen veriler bilgisayarda SPSS (8.0) programı kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.

BULGULAR

1999 ve 2002 yılları Aralık aylarında yapılan iki çalışmada toplam olarak 51 akademisyen çalışmalara dahil olmuştur. Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi 1996 yılında kurulmuş yeni bir fakülte olduğu için akademik personel sayısı fazla değildir ve çalışmamıza fakültedeki bütün akademik personel katılmıştır. Akademisyenlerin 35’i erkek (%68,4), 16’sı ise bayandır (%31,4). 1999 ve 2002 yılları arasında akademik personele katılan 8 dişhekiminin 4’ü erkek, 4’üde bayandır. 51 katılımcının 41’i araştırma görevlisi iken (%80,4), 10’u ise öğretim görevlisidir (%19,6). Tükenmişlik değerlerinin istatistiksel analizi Tablo-1’de verilmiştir. Bu sonuçlara göre kişisel başarı değerleri hariç, 1999 yılı Aralık ayı tükenmişlik değerleri, 2002 yılı Aralık ayı değerlerinden biraz daha yüksektir. Fakat bu farklılık istatistiksel testlere göre anlamlı değildir (p>0,05). Benzer olarak akademik personele yeni katılan 8 kişi ile, diğer 43 akademisyenin değerleri istatistiksel olarak karşılaştırıldığında farklılık yine anlamsız bulunmuştur (p>0,05). Tükenmişlik Değerleri X ± S t Duygusal Tükenme (1999) 12,91 ± 0,98 t= 0,11 p>0,05 Duygusal Tükenme (2002) 12,78 ± 1,17 Kişisel Başarı (1999) 22,54 ± 0,57 t= 0,43 p>0,05 Kişisel Başarı (2002) 22,78 ± 0,67 Duyarsızlaşma (1999) 4,63 ± 0,46 t= 0,41 p>0,05 Duyarsızlaşma (2002) 4,44 ± 0,57

Tablo-1: İki Çalışma Sonucunda Elde Edilen Tükenmişlik Değerlerinin Karşılaştırılması

Tablo-2’de katılımcıların tükenmişlik değerleri ile akademik unvanları arasındaki ilişki gösterilmiştir. Bu

değerlendirmeye akademik personele yeni katılan 8 kişinin verileri dahil edilmemiştir. Sadece aynı bireylerin, 1999 ve 2002 yıllarında elde edilen verileri karşılaştırılmıştır ve sonuçta araştırma görevlilerinin ve öğretim görevlilerinin verileri arasındaki farklılık anlamsız bulunmuştur (p>0,05).

Tablo-2: Akademisyenlerin Tükenmişlik Değerleri ile Akademik Unvanları Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

Tablo-3 ve Tablo-4’te bayan ve erkek katılımcıların tükenmişlik değerlerinin istatistiksel test sonuçları görülmektedir. Tablo-3’teki değerlendirmeye, akademik personele yeni katılan 8 dişhekiminin verileri dahil edilmemiş, bu veriler ayrı olarak Tablo-IV’te gösterilmiştir. Tablo-3’te de görüldüğü gibi bayan ve erkek dişhekimlerinin 1999 yılı Aralık ayı tükenmişlik değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur (p>0,05). Ancak 2002 yılı Aralık ayı tükenmişlik değerleri arasındaki fark, kişisel başarı sonuçları hariç olmak üzere anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Bu sonuca göre erkek katılımcıların tükenmişlik değerleri, bayan katılımcıların değerlerine göre daha yüksek çıkmıştır. Tablo-4’teki 8 yeni dişhekiminin cinsiyete göre tükenmişlik değerleri karşılaştırıldığında ise aradaki fark anlamsız bulunmuştur (p>0,05).

Tablo-3: Akademisyenlerin Tükenmişlik Değerleri ile Cinsiyetleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.

Duygusal Tükenme X ± Se Kişisel Başarı X ± Se Duyarsızlaşma X ± Se Akademik Unvan 1999 2002 1999 2002 1999 2002 Araştırma Görevlisi 12,70 ± 1,54 13,00 ± 1,35 22,80 ± 1,51 22,74 ± 0,73 4,40 ± 0,76 4,48 ± 0,64 Öğretim Görevlisi 12,78 ± 1,11 11,66 ± 2,02 22,54 ± 0,56 23,00 ± 1,80 4,75 ± 0,48 4,16 ± 0,94 p= 0,920 p= 0,836 p= 0,829 p= 0,820 p= 0,727 p= 0,803 p>0,05 p>0,05 p>0,05 p>0,005 p>0,05 p>0,05 Duygusal Tükenme X ± Se Kişisel Başarı X ± Se Duyarsızlaşma X ± Se Cinsiyet 1999 2002 1999 2002 1999 2002 Bayan 11,83 ± 1,58 9,00 ± 0,67 22,25 ± 0,99 23,40 ± 1,38 4,83 ± 0,58 2,10 ± 0,40 Erkek 13,33 ± 1,51 14,90 ± 1,70 22,71 ± 0,69 22,42 ± 0,88 4,71 ± 0,69 5,61 ± 0,82 p= 0,851 p= 0,049 p= 0,523 p= 0,702 p= 0,582 p= 0,004 p>0,05 p<0,05 p>0,05 p>0,005 p>0,05 p<0,05

(4)

Cinsiyet Duygusal Tükenme (2002) X ± Se Kişisel Başarı (2002) X ± Se Duyarsızlaşma (2002) X ± Se Bayan 15,50 ± 1,93 21,75 ± 0,75 7,25 ± 0,75 Erkek 9,50 ± 4,83 22,75 ± 2,05 4,00 ± 2,04 P= 0,343 P= 767 P= 0,245 p>0,05 p>0,05 p>0,05

Tablo-4: Akademik Personele Yeni Katılan Bireylerin Cinsiyetleri ile Tükenmişlik Değerleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi.

Diğer demografik verilerde değerlendirmeye alındığında sonuçlar şu şekilde bulunmuştur: 28 dişhekimi (%54,9) mesleğini değiştirmek isterken, 23 dişhekimi (%45,1) mesleğinden memnundur. 35 akademisyen (%68,6) alkol kullanmazken, 15 akademisyen (%29,4) arada sırada alkol almakta ve 1 akademisyende düzenli olarak alkol almaktadır. 30 katılımcı (%58,8) sigara içmezken, 10 katılımcı (%19,6) arada sırada sigara içmekte, 11 katılımcı ise (%21,6) düzenli olarak içmektedir.

TARTIŞMA

Şu ana kadar yapılan çalışmalarda dişhekimliğinin stresli bir meslek grubu olduğu bildirilmiştir. Bu yüzden tükenmişlik sendromu dişhekimliği için mesleki bir tehlike olarak göz önünde bulundurulmalıdır.6 Bu

çalışmada Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılarak, Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi akademik personelinin üç yıl ara ile iki kere tükenmişlik seviyeleri ölçülmüş ve bu değerlerin katılımcıların demografik bilgileri ile arasındaki ilişkiler incelenmiştir.

Bu çalışmanın asıl amacı Dişhekimliği Fakültesi akademik personeli için zamanın mesleki tükenmişlik üzerindeki etkisini incelemektir. Fakat 1999 yılı Aralık ayında ve 2002 yılı Aralık ayında yapılan çalışmaların sonuçları arasındaki fark istatistiki açıdan önemsiz bulunmuştur. Sonuçlar akademik personelin, tükenmişlik değerlerinin bu zaman zarfında artmadığını göstermektedir. Bunun dışında, demografik bilgilerle tükenmişlik değerleri arasındaki ilişkiye bakıldığında, cinsiyet haricindeki demografik bilgilerin bu değerler üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlara göre, üç yıl zarfında erkek akademisyenler, bayan akademisyenlere göre daha çok tükenmişlerdir (Tablo-III). Sonuçlardan ilginç olan bir tanesi de meslek memnuniyeti ile ilgilidir. Buna göre katılımcıların

%54,9’u mesleklerinden memnun olmadıklarını belirtmişlerdir ve dişhekimliği bu bireyler için çok daha stresli bir meslek olmaktadır.

Maslach tükenmişlikle ilgili en önemli faktörlerden bir tanesinin, insanlarla ilişkisi fazla olan mesleklerde, yardımcı olan ile yardımı alan kişiler arasındaki sosyal ilişkiden doğan stres olduğunu ve kişiliğinde bu olayda rol oynadığını belirtmiştir. Çalışmalardan elde edilen verilerin çoğunluğuna göre tükenmişlik en iyi meslekle ilgili olarak kişiler arası strese bakıldığında anlaşılabilir.7

Fiziksel çevre faktörleri ile tükenmişlik arasındaki ilişki daha çok Murtomaa tarafından araştırılmıştır. Bu faktörlerin tükenmişlik gelişim süreci içinde minimal düzeyde öneme sahip olduğu düşünülmüştür. Yinede iş ortamının mümkün olduğu ölçüde iyi şartlarda olması dişhekiminin stresinin azalmasında faydalı olabilir. Aynı zamanda bu olumlu şartlar hastanın anksiyetesini dolayısıyla da dişhekiminin emosyonel yükünü azaltabilir.7

Pines, Aronson ve Kafry’de yaptıkları çalışmalarda pek çok çevresel faktörün tükenmişliğe katkıda bulunduğunu ve meslek yapısının da bu hususta önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan çeşitli deneysel çalışmalarda dişhekimleri için meslekle ilgili stres faktörleri şu şekilde sıralanmıştır; hastalarla yaşanan zorluklar, personelle yaşanan problemler, randevu ve zaman baskısı, mali durumlarla ilgili sıkıntılar ve sonuçta hekimin kişisel başarısının azalması ve ağrılarının ortaya çıkması.13

Dişhekimleri çoğunlukla yüksek anksiyeteyle gelen, sıkıntılı hastalarla uğraştıklarından, tükenmişlik bu stresli mesleğe bir cevap olarak ortaya çıkabilir. Murtomaa, Finlandiyalı dişhekimleri ile yaptığı çalışmasında, tükenmişliğin dişhekimlerinin güzel ve sorunsuz dental tedaviler yapmasını engelleyici bir tehdit olduğu sonucuna varmıştır. Diğer yandan Shelly ve Wong, Amerikan ordusunun dişhekimlerinde yaptıkları çalışmada, tükenmişlik seviyelerini çok yüksek bulmamışlardır.7

Osborne ve Croucher’ın İngiltere’de yaptıkları 330 dişhekimini kapsayan çalışmalarında, deneklerin %10,6’sının çok yüksek seviyelerde tükenmişlik değerlerine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın sonuçları, dişhekimliğinin yüksek seviyelerde strese yol açan bir meslek olduğunu ve bunun sonucunda da tükenmişliğin ortaya çıktığı görüşünü desteklemektedir.7

(5)

Hollanda’da da dişhekimleri arasında görülen tükenmişlik sendromu çalışmalara konu olmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda Hollandalı dişhekimlerinin %13’ü çalışırken yüksek seviyede tükenmişlikten şikayet etmektedirler.3

Gorter’in Hollanda’da 735 dişhekimi ile yaptığı çalışmada, dişhekimlerinin %72’sinin sigara kullanmadığı, %12’sinin ara sıra sigara kullandığı ve %16’sının ise düzenli sigara içtiği belirtilmiştir. Bu bulgular Hollanda istatistikleri ile karşılaştırıldığında (Hollanda popülasyonunda 16 yaş ve üstünün %36’sı sigara kullanmaktadır) dişhekimlerinin daha sağlıklı yaşadıkları görülmüştür.3 Bizim çalışmamızda da

Gorter’in çalışmasına benzer olarak dişhekimlerinin çoğunluğu (%58,8’i) sigara kullanmamaktadır.

Kay ve Scarrot’un İngiltere’de yaptığı çalışmada alkol tüketimi ile stresli yaşantı arasında kuvvetli bir ilişki olduğu belirtilmiştir. Benzer olarak Gorter’in çalışmasında, yüksek tükenmişlik değerlerine sahip dişhekimlerinin, düşük seviyede tükenmişliği olan dişhekimlerine göre daha fazla alkol aldıkları gösterilmiştir. Alkol tüketimi, stresli yaşantının bir belirtisi olduğu için üzerinde durulması gereken bir konudur.3 Bizim çalışmamızda ise sadece 1 akademisyen

(%2), düzenli olarak alkol kullandığı için, alkol faktörü çalışma sonuçları üzerinde çok etkili olmamıştır.

Murtomaa’ın Finlandiyalı dişhekimleri ile yaptığı çalışmada, tükenmişlik ile mesleki tecrübe arasındaki ilişki araştırılmıştır. Bu çalışmada hem genç dişhekimlerinin, hemde tecrübeli dişhekimlerinin aynı tükenmişlik semptomlarını yaşadıkları belirtilmiştir ve sonuç olarak dişhekimliğinde mesleki tecrübenin, mesleki tükenmişlik insidansına bir etkisi olmadığı söylenmiştir. Benzer olarak bizim çalışmamızda da mesleki tecrübenin, tükenmişlik değerleri üzerine etkisi olmamıştır.6

KAYNAKLAR

1. Altamirano, C. (2001). S-T-R-E-S-S. Hispanic, 14, 9, 86-87. 2. Donohoe, E., Nawawi, A., Wilker, L., Schindler, T., Jette, U. D. (1993). Factors Associated With Burnout of Physical Therapists in Massachusetts Rehabilitation Hospitals. Physical Therapy, 73, 11, 20-26.

3. Gorter, R. C., Eijkman, M. AJ., Hoogstraten, J. (2000). Burnout and Health Among Dutch Dentists, Europen Journal of Oral Science, 108, 261-267.

4. Hamann, D. L., Gordon, D. G. (2000) Burnout. Music Educators Journal, 87, 3, 34-40.

5. Huarng, A. S. (2001). Burnout Syndrome Among Information System Professionals. Information Systems Management, 18, 2, 15-21.

6. Murtomaa, H., Haavio-Mannila, E., Kandolin, I. (1990). Burnout and Its Causes in Finnish Dentists. Community Dental Oral Epidemology, 18, 208-212.

7. Osborne, D., Croucher, R. (1994). Levels of Burnout in General Dental Practitioners in The South-East of England. British Dental Journal, 177, 327-377.

8. Ozdemir AK., Ozdemir HD., Coskun A., Cinar Z.,

9. Pedrabissi, L., Rolland, J. P. (1997). Stress and Burnout Among Teachers in Italy and France. Journal of Psychology, 127, 5, 529-535.

10. Schaufeli, W. B., Daamen, J. (1994). Burnout Among Dutch Teachers: An MBI Validity Study. Educational & Psychological Measurement, 54, 3, 803-813.

11. Schutte, N., Toppinen, S., Kalimo, R., Schaufeli, W. (2000). The Factorial Validity of The Maslach Burnout Inventory-General Survey (MBI-GS) Across Occupational Groups and Nations. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 73, 1, 53-67.

12. Sheesley, D. F., (2001). Burnout and The Academic Teaching Librarian: An Examination of The Problem and Suggested Solutions. Journal of Academic Librarianship, 27, 6, 447-449.

13. yves, A., Freeston, M.H., Godbout, F., Poulin, L., St-amand, C., Verret, M. (1989). Externality and Burnout Among Dentists. Psychological Reports, 65, 755-758.

14. Talbot, L. A., (2000). Burnout and Humor Usage Among Community College Nursing Faculty Members. Community College Journal of Research & Practice, 24, 5, 359-374. Yazışma Adresi:

Doç. Dr. Ali Kemal ÖZDEMİR

Cumhuriyet Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi ABD, Sivas, Türkiye Tel: +90 346 219 10 10/2768

Fax: +90 346 219 12 37

Referanslar

Benzer Belgeler

Hemşirelik bölümünü isteyerek tercih etmeyen, hemşirelik bölümünde okumaktan memnun olmayan, hem- şirelik öğrencileri derneğine üye olmayan, mesleki değerlerle ilgi

Hamile hastalarda gingival inflamasyona olan yatkınlıktaki artış detaylı olarak anlatılmalı, ideal oral hijyen teknikleri öğretilmeli, teşvik edilmeli ve hamilelik boyunca

Daha önce erken başlayan periodontitisler olarak tanımlanan grupta yer alan üç hastalık; lokalize agresif periodontitis (LAP), (çok eskiden lokalize juvenil periodontitis

Klinik ataçman ve kemik kaybı çok fazla olmayan olgularda tedavi sonrasında iyi bir oral hijyen sağlanıp bu durum ileride de sürdürülebilirse prognoz iyidir. Aşırı doku

 Anterior estetik bölgede geçici protez yerine, komşu dişlere tehdit oluşturmayan umutsuz dişler periodontal tedavi bitip de kalıcı restorasyonlar yapılana kadar.. 

Klinik ataçman ve kemik kaybı çok fazla olmayan olgularda tedavi sonrasında iyi bir oral hijyen sağlanıp bu durum ileride de sürdürülebilirse prognoz iyidir. Aşırı doku

Tedavi planında ağızı yeniden sağlığına kavuşturma ve bu durumun sürdürülmesi için gerekli tüm tedaviler, sonraki periyodik bakım ve aşağıdakilerin tümü

Bu nedenle, antimikrobiyal ajanların periodontal tedaviye destek olarak kullanımı, mekanik işlemlerin etkilerini arttırabilir veya cerrahiye gereksinim duyan diş