~sâ-za^de Tri1~i (Tahlil ve Metin), Nesre Haz~ rlayan: Ziya Y~ lmazer,
~stanbul Fetih Cemiyeti Yay~nlar~ , ~stanbul 1996, XLIV+274
Türk tarih ve kültürüne âit eserlerin pe~pe~e yay~nlanmas~n~~ ara~ur~c~lar büyük bir mem-nuniyetle kar~~lamaktad~r. En makbul nüshalann veya kar~~la~unlmal~~ yay~nlar~n hayata geçiril-mesiye kaynak eserler art~k el alt~nda bulundurulabilmektedir. ~~te böylece Osmanl~~ Tarihfnin Yeniça~~ döneminin k~ymetli bir eseri daha yaymlanarak tarihçilerin ve kültür adamlar~n~n isti-fadesine sunulmu~tur. Yay~nlayan, eserin milellifl olarak bilinen ~sa-zade ad~~ üzerinde ~ilpheye dü~mü~~ ve yapt~~~~ ara~t~rmada Abdullah ad~n~n müellifin ad~~ olmad~~~na karar vermi~tir.
Yay~nlayan önce milellifin babas~n~~ ara~urm~~~ ve bu devirde Kara Çelebi-zâde Abdiflaziz Efendi' damad~~ ~sa Efendi (Ö. 1682).ye ula~m~~t~r. Neticede isâ Efendi'nin o~lu Mehmed Aziz (Ö. 1689) Efendi'nin babas~n~n ba~lad~~~~ esere bir müddet daha devam etmi~~ olabilece~i ihtimali ortaya ç~km~~t~r. Aynca önemli bir i~aret de elimizdeki eserin sonunda (bk. 227-233) yer alan ~eyhülislâm, veziriazam, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri ve ~stanbul kad~lar~~ listeleri~~i~~~ 1689 y~l~~ öncesinde sona ermesi, eserin bu y~llara kadar getirilmek istendi~i indbâ~n~~ vermekte-dir. Buna göre eserin büyük k~sm~~ ~sâ-zâde Mehmed Aziz taraf~ndan yaz~lm~~t~r. Onun vefaun-dan sonra o~ullar~, muhtemelen bunlarvefaun-dan biri olan Abdullah Efendi esere bir müddet daha devam etmi~tir. Ne~redene göre Abdullah ad~, M'dellif~n bu o~lundan gelmektedir. ~imdilik en uygun tesbit bud~~r. Eserin özel bir ad~n~n olmay~~m~n da, bu adla andmasma sebep oldu~unu ö~reniyoruz.
Eser Kas~m 1654-Ekim 1693 (muharrem 1065 - muhan-em 1104) y~llan aras~~ olaylar~n~~ ih-tiva etmektedir. Eserde IV. Mehmed'in çe~idi faaliyederi, siyâsi ve ilmi kadrolardaki görev de~i-~iklikleri, her sene sonunda refeyât bendleri, zelzeleler, f~rt~nalar, ay ve güne~~ tutulmalar~, ya-banc~~ elçilerin geli~~ ve gidi~leri, K~r~m Hanl~~~'ndaki de~i~iklikler, ~p~ir Mustafa Pa~a hadisesi ile idam~, Murad Pa~a'n~n sadareti, Süleyman Pa~a'n~n azline yol açan olaylar, Köprülü Mehmed Pa~a'n~n sadaretindeki dikkat çekici olaylar, Venedik donanmas~yla yap~lan sava~, Celâli Abaza Hasan Pa~a gailesi ve basur~lmas~, Eflak'ta meydana gelen olaylar, Varaf~n fethi, Va~var antla~-mas~, Hüseyin Pa~a'n~n Hotin'de ma~lubiyeti, ~ehzadelerin sünnet dü~iinleri ve Çehrin kalesi-nin fethi ve tabur muharebesi eserin ba~l~ca konuland~r. Elimizdeki eser, müellif nüshas~~ ol-du~u anla~~lan yegâne nüshadan meydana getirilmi~tir. Müellif eserini baz~~ bilinen kaynaklar~~ kullanarak telif etmi~tir. Kaynaklardaki teferruath konular müellif taraf~ndan özedenmi~tir. Ancak kayna~~~ ~imdilik tespit edilemeyen veya ~imdilik bilinmeyen konular eserde orijinal ola- rak addedilebilir. Bu yüzden yarnlaya da ifade etti~i gibi (s. XXVIII) ~sâ-zâde Tarihi tama- men orijinal bir eser de~ildir.
Ne~reden bu eserin kaynaklar~n~~ tespit etmek üzere çal~~malar yapm~~~ ve elimizdeki eserin hacmine göre oldukça geni~~ bir kaynak listesi meydana getirmi~tir. Buna göre Tuhletii'l-kil fr estâril-bihâr, Târih-i G~lm~ini. Ratzatül-ebrâr zeyli, Tenkihü't-teM-rih-i IntilCik ve Hadâikül-ha-kalk fl Tekmileti's-sakaik gibi eserler bu ~sâ-zâde Tarihinin ba~l~ca kaynaklar~d~r.
Di~er taraftan yay~nlayan isâ-zâcle Tarihinden istifade edenleri de tespit etmi~tir. Herhalde en çok istifade eden müellif tarihçi Naima'd~r. Ancak yay~nlayan her iki milellifln mü~terek kaynaklann~~ da i~aredemi~tir. (s. XXXIV-XXXIX) Bundan ba~ka U~aki-zâde Z ey14 ~akaik'i yazarken ~sâ-zâcle Tarihinden yararlanm~~, yaymlayan~ n te~piderine göre bunlar~~ be-
932 K~TAP TANITMA
lirtmi~tir. Ancak U~aki-zâde'nin istifade edip belirtmedi~i yerlerin de oldu~u anla~~lmaktad~r. Yay~nlayan bunlar~~ tespit etmi~tir. ayr~ca ~sâ-zâde ile U~aki-zâde' mü~terek bir kayna~~n~n da bulundu~u ortaya ç~km~~t~r.
~sâ-zâde Tarihfnin Defterdar Sar~~ Mehmet Pa~a'n~n Ziit~de-i Vekayiât adl~~ eseriyle paralel-likleri oldu~unu tespit eden yay~nlayan, tereddüte dü~mü~tür. Ona göre bu benzerparalel-liklerin Defterdar'~n ~sâ-zâde Tarihinden istifadesi ~eklinde mi oldu~u, yoksa her ikisinin de aym kay-na~~~ kullanmalanndan meydana gelen bir ili~ki mi oldu~u pek belli de~ildir. Ancak milellifierin hemen hemen ça~da~~ olmalar~~ bunlar~n kar~~l~kl~~ al~~-veri~te bulunduklar~~ intibanu da uyan- d~rmaktad~r. Vekayiât'l yay~nlayan ise (bk. Abdülkadir ÖZCAN, Zübde-i Vekayiât,
Ankara 1995, LVI-LX) Naima'ya da kaynakhk eden isâ-zâcle Tarihfni Z~lbde'nin kayna~~~ olabile-ce~i görü~ündedir.
Eseri yay~na haz~rlayan dikkat ve itina ile çal~~m~~ur. Eser bol miktarda kullan~lan dipnot-larla takviye edilmi~tir. Bu cilmleden olarak farkl~~ kaligrafi ile yaz~lm~~~ lus~mlar, k~r~n~z~~ mikek-keple yaz~l~~ k~s~mlar ve müellifin hangi kaynaklardan hangi k~s~ mlar~~ ald~~~~ dipnotlarda belirtil-mi~tir. Bundan ba~ka yay~nlayan (*) ile i~aretledi~i dipnotlarda tamamlapc~~ bilgiler vererek ve hatta kaynak da göstererek okuyucuya yard~mc~~ olmaktad~r. Eserin sonuna dizin de ilâve edil-mi~tir.
~sâ-zâcle Tarihi tek nüsha olmas~ ndan dolay~~ tarihçiler aras~ nda merak konusu idi. Okuyuculann istifadesine sunulmas~~ isabetli olmu~tur.