ROLLER~~ VE TES~RLER~~
MUAMMER GÜL*Giri~~
Tarihin en önemli hadiselerinden biri olan Mo~ol istilas~~ ile Yak~ndo~u'nun ve Anadolu'nun siyasi, sosyo-kültürel ve etnik-kabilevi yap~s~nda önemli bir de~i~im meydana gelmi~tir. Bu istilâ genel olarak Yak~ ndo~u ve Anadolu aç~s~ndan bir y~ k~m getirmesine ra~men, Anadolu' nun güney, bat~~ ve kuzey s~ n~rlar~ndaki uç bölgelerde bir Türkle~me süreci ba~latr~n~ur ki, bu durum Anadolu'da milli bir dönemin ba~lang~c~~ gibi müsbet bir tesir ortaya koymu~tur. Bu durum Do~u ve Güneydo~u Anadolu bölgesi için de geçerli olmaktad~r. Zira Mo~ol istilas~~ ile birlikte Anadolu'ya gelen Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu gibi büyük göçebe Türkmen zii~~~releri XIV. yüzy~ldan itibaren bu bölgelerin Türkmeniye olarak adland~r~lmasma sebep olacaklard~r'.
Bu çal~~mannzda Mo~ol istilasm~n Yak~ndo~u ve Anadolu'ya sürdü~ü Harezmli Türkleri ve onlar~n tesirleri üzerinde duraca~~z. Mo~ol istilasm~n önünden l~ükümdar~, devlet te~kilat~, askeri ve halk~~ ile ~ran, Azerbaycan ve Anadolu'ya gelen Harezm~ahlarla birlikte birçok yeni kav~ni unsurlar da Anadolu'ya gelmi~tir. Selçuklularm hizmetine giren baz~~ Harezmli emir ve idarecilerinin yan~ nda, bilhassa K~pçak ve Kangh Türklerinin olu~turdu~u önemli göçler ile birlikte birtak~m dervi~~ zümrelerinin, alimlerin, varl~kh ve ~ehirli unsurlar~ n küçük gruplar halinde Anadolu'ya gelerek2 Selçuklularm, Eyyubilerin ve Memlüklarm hizmetine girdikleri bilinmektedir.
* Doç.Dr. Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Ö~retim Üyesi/ ~anl~ urfa. Muammergulgmynet.com
I Bu konuda do~u ve bat~~ kaynaklar~na dayal~~ geni~~ bir de~erlendirme için bkz. Tuncer
Baykara, Anadolu'nun Tarihi Co~rafyas~na Giri~~ I Anadolu'nun idari Taksimat~, Türk Kültürü Ara~t~rma Enstitüsü, Ankara 1988, s. 145-164; Muammer Gül, "Tarihi ve Co~rafi Bak~~~ Aç~s~ndan Kürdistan Kavramm~ n Ortado~u'daki Yeri (Ortaça~lardan Osmanl~~ Hâkimiyetine Kadar)", Birinci Ortado~u Se~nineri (Ka~ra~nlar Kaynaklar ve Metodoloji), Bildiriler, Elaz~~~ 2004, s. 87-97.
96 MUAMMER GÜL
Harzem~ah Alaaddin Muhammed'in 1220 y~l~nda ölümünden sonra ye-rine o~lu Celâleddin Harzem~ah geçmi~tir3. Celâleddin, Mo~ollar ile mücadele ederek, önce Hindistan'a oradan da ~ran'a geçmi~tir. 1224 y~l~nda Kirman'a gelen Celâleddin, burada hükümdar gibi kar~~lanm~~'' ve 1224-1225 y~llar~nda Abbasi Halifesi en-Nâs~r 11-Dinillah'~~ da yenerek ~ran'~n bat~s~na hâkim olmu~tur". 1225-1226 y~l~nda Dvin'de önce Ermenileri ve arkas~ndan da H~ristiyanl~~~n kuzeydo~udaki karakolu olan Gürcüleri a~~r bir yenilgiye u~ratarak Kafkasya'n~n hâkimi olan Celâleddin", Mo~ollar kar~~s~ndaki ba~ar~lar~~ ile birlikte hakl~~ bir ~öhrete kavu~tu.
Türkiye Sefçuklular~~ ile ba~lang~çta iyi olan ili~kiler7, Celâleddin'in Ey-yubilerin elindeki müstahkem ve zengin Ahlat Kalesi'ni almaya niyetlenmesi ile bozulmu~tur. Celâleddin, 1226-1227 y~llar~nda Ahlat'~~ ku~atm~~, ar-kas~ndan da Bingöl'e kadar olan bölgeleri ya~malayarak Güneydo~u Ana-dolu ~ehirlerine kadar uzanan bir korku ve tesir b~rakt~-14n8. Onun sekiz ayl~k bir ku~atmadan sonra Ahlat'~~ 1230 y~l~nda alarak ya~malamas~", Yak~ndo~u'daki dengeleri de~i~tirdi. Abbasi halifesi el-Mustans~r Billah, Celâleddin'e saltanat hil'ati gönderirken, sultan da babas~~ zaman~ndan beri ~ran co~rafyas~nda hutbelerde ad~~ zikredilmeyen halifeye dua edilmesine
3 ~ehabeddin Ahmed en-Nesevi, Siret-i Sultan Celâleddin Mengiiberti, Çev. Necip As~m.
~stanbul 1934, s. 40.
4 Nesevi, s. 40-60.
5 Müverrih Vardan. 'Türk Fütuhat Tarihi", Çev. H. Andreasyan, Tarih Semineri Dergisi,
ifJEFY, Istanbul 1937, s. 224; Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihans~lsa, Çev. Mürsel Öztürk, TCKBY, Ankara 1999. s. 350-351; H.H. Howorth, Motol Tarihi, C. 3, Türkçe tercüme: Saffet Korkut-S.Hiltmet Baban, TTK Ktp. Daktilolu tercüme yazmalar. Say~: 40/62d, s. 3-5; j.A.Boyle, "Djalal-al-Din Kharzem~ah", El, C. 4, London 1980, s. 393; Ayd~n Taneri, "Celâleddin
Ha~zen~sah", D~A, C.7, ~stanbul 1993. s. 250.
Genceli Kiragos, Mogol ~stilas~~ Tarihi (1220-1265), Türkçe tercüme: Hrand D. Andreasyan, TTK Ktp. Daktilolu tercüme yazmalar. Say~: 27, s. 1-5; Nesevi, s. 69 vd.; Cilveyni, s. 354 vd; it~nül-Esir, el-Kamil, C.12, Çev. A.A~~rakça-A.15zaydu~, Bahar Yay., Istanbul 1987, s. 394-396, 412 vd.; Osman Turan, Selçuklular Zaman~nda Türkiye, Bo~aziçi Yay., Istanbul 1998, s 363; Howorth, s. 8, 17-18; Steven Runciman, Haçl~~ Seferleri Tarihi 3, Çev. Fikret 's~kan, TTK. Ankara 1992, s. 214.
7 ~bn Bibi, el-E~~ ',â~ninl Alalye fil Umiln~l Alalye, I, Haz. M. Öztürk, TCKI3Y, Ankara
1996, C.I. s. 374 vd.; Osman Turan, Türkiye Selçuklulan Hakk~nda Resmi Vesikalar, TTK Ankara 1988, s. 82-101.
8 ibnill-Esir. C.12, s. 422-423, 443-444; Kiragos. s. 8; Howorth, s. 17-19.
9 ~bn Tagribirdi, Cemaleddin Ebil-Mehâsin Yusuf, en-Nficürn~~ i-Zah' ire 11 Milli/k M~s~r
ve% Kahire, Tahkik: ~.Ali Tarhan-M.Mustafa Ziyade, M~s~r 1392-1972, C. 6, s. 270. 271; Nesevi, s.
107, 124-130; Grego~yus Abu'l-Farac, Tarih-i Muhtasarul Dikel, Dar el-Lübnan, Beyrut H. 1403-M. 1983, s. 429; ~bnii'l-Esir, C.12, s. 450451.
müsaade etti'". Bu arada Erzurum meliki Cillan~ah, Trabzon'daki Rumlar, Diyarbekir, H~sn Keyfa ve Mardin Artuklular~~ cla ona tâbiiyetini bildirdiler". Nihayet Eyyt~biler ile ittifak kural~~ I. Alaaddin Keykubad, Celâledclin'in or-dusunu 1230 y~ l~ nda Yass~çemen'de bozguna l~~ratm~~t~ r12.
Celâleddin, yakla~an Mo~ol tehlikesinden dolay~~ bir ittifak te~ebbüsüne giri~tiyse" de Ahlat ve çevresinde yapt~~~~ büyük tahribattan dolay~~ destek bu-lan~ad~ . Mugan'cla Mo~ollar~ n bask~ n~ na u~rad~ " ve Aras'~~ geçerek Mal~ m~~ Ovas~ 'lla indi. Mo~ollar~ n takibinden dolay~~ Eyyubilerin yard~ m~ n~~ alma ünlicli ile Aras-Ele~girt-Malazgirt-Hani yolu ile Diyarbak~ r önlerine geldi. Mo~ollar ise Bargiri-Ahlat yolundan inerek 1231'de Dicle Köprüsü önünde Celâleciclin Harez~n~ah'a ani bir bask~ n düzenlediler. Celâleddin'in yan~ndaki birkaç ki~i ile kaçt~~~~ Meyyâfânkin(Silvan)'~ n da~l~ k bir bölgesinde bir çoban taraf~ndan öldürüldü'''.
1- Celâleddin'den Sonra Harezmli Türklerin Yak~ndo~u ve Anadolu'-daki Siyasi Rolleri (1231-1246)
Yass~çemen Sava~~'ndan sonra Do~u Anadolu'da Selçuklular, Güneydo~u Anadolu'da ise Eyyl~ biler daha kuvvetli bir hile gelmi~lerdi. Daha önce Celâleciclin'e kar~~~ ittifak kuran bu iki güç, ~imdi bölge üzerinde mücadeleye ba~lad~ lar. Bu l~âkimiyet mücadelesinin araçlar~ ndan biri cle Celâleddin'in ölümünden sonra ba~s~z kalan ve ço~unlu~unu Kangh-K~pçak kabilelerinin te~kil etti~i Harez~nliler idi. 1231-1246 y~ llar~~ aras~ nda Türkiye Selçuklular~~ ile Eyyt~ biler ve bilhassa Eyyubi indikleri aras~ ndaki mikaclelelerde Harezmliler en etkili unsurlardan biri olacaklard~ r. Onlar~n ba~s~z kalmalar~~
M. Halil Vinanç, "CelâlecIdin Harzemsah", ~A, C.3, MEB, ~stanbul 1988, s. 51. CIIVerlili, S. 368; Howorth, s. 17-19.
12 Cemaleddin Muhammed b. Salim ~ bn Vs~ l, Alüferric el-Kur~lb f Al~ kir-~~ Beni Eyyüb, Ciiz 4, Matbaat-i Daru'l Kütub 1976, s. 302; en-Nesevi, s. 131-132; ~ bn Bibi, I, s. 406 vd; ~ bnül-Esir. C.12, s. 453-454; Abli'l-Farac. Mul~tasar, s. 430; O. Turan„Sektiklular Zaman~nda Türkiye. s. 369-374.
13 Cuveyni, s. 371. Kiragos, s. 9-10.
15 Nesevi, s. 155-158; Gregory Abul-Farac. Abul Farac Tarihi, 2, ÇCV. <5.Rtza Do~rul, TTK Ankara 1987, s. 529-530; Cuveyni, s. 372-377; 11311 Bibi, I, 394; ~ bnül-Esir, C.12, s. 461 vd.; Vardan, s. 224; Abu'l-Farac, Mul~ tasar, s.431; ~ bn Van!. s. 321-322; Kiragos, s. 9-10; ~ bn Tagribircli, C. 6, s. 275-276.
98 MUAMMER GÜL
ve bilhassa ya~mac~~ karakterleri bölgedeki siyasi olaylarda sürekli taraf olmalar~na sebep olacakt~r.
Celâleddin'in 1231 bahar~nda ölümünden sonra Do~u ve Güneydo~u Anadolu'da Kay~r Han' in önderli~indeki da~~n~k Harezn~lilerin ba~lang~çta, hiç olmazsa bir iki y~l, Ahlat ve Meyyafar~kin Eyyubilerine ba~l~~ oldu~ui" anla~~lmaktad~ r. Ancak Keykubad'~n, Ahlat ve Tatvan bölgesinde ba~~bo~~ dola~~p yollar~~ kesen Harezmlilerin itaate al~nmas~~ ve Ahlat ile Bitlis' ten Tif-lis'e kadar olan bölgelerin fethini istemesinin bir sonucu olarak17 Ahlat 1233'te Eyyubilerden al~nm~~t~r. Böylece Harezmlilerin büyük bir k~sm~~ ba~lar~nda Kayl~- Han, Bereket Han, Y~lan Bo~a, Can Birdi, Sar~~~ Han, Güçlü
Han gibi komutanlar"' bulundu~u halde Selçuklular ile anla~arak Erzurum'u
ikta olarak alm~~lard~rl". Türkiye Selçuklular~, muhtemel bir Mo~ol sald~r~s~~ kar~~s~nda, Do~u ve Güneydo~u Anadolu'da bir taraftan askeri-siyasi tedbir-ler al~rken di~er taraftan Ahlat ve çevresinin ekonomik ve sosyal hayat~n~n yeniden düzenlenmesi ile me~gul olmu~lard~r. Bu sebeble bölgeye gönderilen bir heyet ile halk ve toprak sahipleri eski topraklar~na davet edi-lirken onlar~~ çiftçilik ve ziraate özendirmek için vergilerde bir süre müsamaha gösterilmi~tir20. Ancak daha sonra, Mo~ol bask~s~~ ve endi~esinden dolay~, Harezmli komutanlara ~ç Anadolu'da iktalar verilerek güçlerinden istifade yoluna gidilmi~tir. Bu amaçla Kay~r Han'a Erzincan, Bereket Han'a Amasya, Güçlü Sengüm'e Larende ve Y~lan Bo~a (Bilen Tog~~) 'ya Ni~de ikta olarak verilmi~, o~ullar~, adamlar~~ ve askerlerinin daha sonra kendilerine kaulaca~~2' zikredilmi~tir ki, bu durum onlar~n henüz toparlanamad~~~n~~ göstermektedir.
19 Claude Cahen, Osmanhlardan Önce Anadolu'da Türkler Çev. Y~ld~z Moral~, E Yay~nlar~,
Istanbul 1994, s. 139.
17 ibn Bibi, I, s. 426, 429.
18 Türkiye Selçuklularm~n hizmetine giren bu Harezmli komutanlar~n isimleri
kaynak-larda farkl~~ ~ekillerde geçmektedir. Bunlar Kay~r Han=Garr Han, Berke Han=Bereket Han=Barka Han, Can Birdi=Han Birdi, Güçlü Han=Küçlü Han=Kü~lü Han=Güçlü Sengüm, Y~lan Bo~a=Bilen Toga gibi genellikle Arap harflerinin farkl~~ okunu~lar~ ndan kaynaklanmaktad~r.
19 ibn Bibi, I, 430-432; 0.Turan, Selçukh~lar Zaman~nda Türkiye, s. 377-378.
2() ibn Bibi, I, 426-427; Erdo~an Merçil, Türkiye Selç~~klular~nda Meslekler, TTK, Ankara
2000, s. 47; O. Turan, Selç~~klular Zaman~nda Türkiye, s. 337.
Alaaddin Keykubat döneminde Selçuklular~n hizmetine giren Ha-rezmliler'in baz~~ kaynaklarda 1 0.000 ki~i olduklar~~ zikredilirken22 baz~~ kay-naldarda ise çevreye da~~lanlar~n d~~~nda ve sadece Ahlat bölgesinde 1 2.000 ki~i olduklar~~ zikredilmektedir23. Harezmlilerin, Selçuklular~n itaatinden ç~kt~ktan sonra Suriye'deki büyük istila hareketi s~ras~nda yukar~da zilcredilen liderlerinin emrinde 1 0.000 atl~~ olarak zikredilmesi" de, Do~u ve ~ç Anadolu ile Güneydo~u Anadolu'da kalanlar ile kendilerine sonradan kat~lanlar dik-kate al~nd~~~nda, say~lar~n~n bu rakamlardan az olmayaca~~~ aç~kt~r. Bunlar~n Selçuklular~n hizmetinden ç~kt~ktan sonra Eyyubilefin hizmetine girdikleri zaman say~lar~n~n 20.000 ki~ilik kuvvete ula~t~~~~ görü~ü de bu aç~dan önemlidir23. Keykubad'~n hizmetine giren bu Harezmlilerin say~s~~ hakk~nda
her hâlde be~-alt~~ bin athdan ibaretti2" de~erlendirmesi yukar~da ad~~ geçen
beylerin do~rudan emrinde olan Harezmlilerin Anadolu'daki çekirdek kuv-vetleri için do~ru olmal~d~r. Zira ~bn Wibrnin Erzurum bask~n~~ s~ras~nda
"dört bin Harezmli ile yedi yüz Mo~ol" hikâyesi27 de Harezmlilerin henüz
toparlanmad~~~~ gibi kendilerine daha sonraki kat~l~mlar~n da hesaba al~nmad~~~n~~ göstermektedir. Ayr~ca Harezmlilerin Selçuklular~n itaatinden ç~kt~ktan sonra el-Cezire ve Kuzey Suriye'deki ya~malar s~ras~nda kendilerine gerek bu bölgede Duduo~lu'nun ba~~nda bulundu~u Türkmenler28 ve ge-rekse ~iraz'dan Celâleddin'in ye~eni Ya~an Tay~i önderli~indeki kanl~mlar2" ile daha da güçlendikleri anla~~lmaktad~r. Selçuklu hizmetinden ç~kan Ha-rezmlileri tekrar devlete ba~lamak için sahip olduklar~~ yerlerin tan~nmas~~ ~art~~ kabul edildikten sonra Selçuklulara "Suriye, ~iraz, M~s~r ve Hicaz'da.n
kat~lm~~~ olan, baz~s~~ &ihmali] topraklar~nda baz~s~~ ba~ka yerlerde ya~ayan askerlerimiz sizi s~k~nt~ya sokacak bir harekete girmeyecelder"3" ~eklinde
22 Abu'l-Farac, Ebul Farac Tarihi, 2, 530.
23 ~bn Vâs~l, s. 325; 0.Turan, Selçuklular Zaman~nda Türkiye, s. 378; Osman Turan, "Keykubad I", ~A, C.6, MEB, ~stanbul 1988, s. 656.
2 ~bn el-Furat, Tarikh al-D~nval »1 Midük, Yolum 1; The Text, M.C. Lyons, Cambridge
1971, s. 386.
23 Osman Turan, Do~u Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Turan Ne~riyat Yurdu Yay.,
~stanbul 1973, s. 182.
21' Faruk Sümer, "Anadolu'da Mogollar, "Selçuklu Ara~t~rmalar~~ Dergisi"!. Ankara 1970. s.
5.
27 ~bn Bibi, I, 432.
28 Faruk Sümer, O~uzlar (Türkmenler), Tarihleri-Boy Te~kilat~-Desta~dan, Ana Yay~nlar~,
~stanbul 1980. s. 598-599.
29 ~bn Mi, 2, 55. :4() ~bn Blbl, 2, 40.
100 MUAIVIMER GÜL
vaatte bultunnalan da da~~lan Harezm~ahlar Devleti'nin bakiyelerinin yu-kar~da zikretti~imiz gibi Suriye, Musul, Acem ve Hint'e kadar çok geni~~ bir co~rafyaya da~~lm~~~ olduklar~~ ve bir k~sm~ n~n da hâlâ Selçuklu topraklar~ nda olduklar~ n~~ göstermektedir. Da~m~ k ama birbirlerine ba~l~ , kolayca topal--land~klar~~ gibi kolayca da~~labilen Harezmli Türklerin bu hareketlilikleri, onlar~ n hem gücünü hem zaaf~ n~~ te~kil ediyordu. Zaten Suriye istilâs~~ s~ ras~ nda o kadar çok bâdire atlatmalarma ra~men say~ lar~n~ n 10.000 atl~~ ç~ karacak kadar artmas~~ da bunu göstermektedir. Ayr~ca Baba ~shak isyan~~ s~ ras~ nda, isyan ile ili~kileri ne olursa olsun, bölgenin önemli bir gücü olarak kendilerine ba~vurulmas~~ da bu durumlar~ n~~ aç~klamaktad~ r.
Keykubad, Harezmlilere büyük bir itibar gösterdi~i gibi onlara ülkenin en fazla gelir getiren vilâyetlerinden baz~ larm~~ ikta olarak vermi~ti. Kayl~-Han ba~ta olmak üzere di~er Harezmli emirler, Eyyubiler'in Anadolu hare-kat~~ kar~~s~ nda, Keykubat'm emrinde harekete geçtikleri gibi Selçuklu ordu-sunun 1236'daki Diyarbak~r muhasarasma da kat~lm~~lar ve o bölgede büyük tahribat yapm~~lard~r". Ancak bu seferin sonuçsuz kalmas~~ üzerine sultamn yeni bir sefer için ordusunu Kayseri'de toplad~~~ nda, Harezmlilerin en önemli komutan~~ Kayl~- Han'a Sivas i~lerinin çekilip çevrilmesi ve oran~ n ko-runmas~~ görevini vermesi32, Keykubad'~ n hem onlara olan güvenini hem de Harezmlilerin devlet içindeki konumlar~n~~ ortaya koyuyordu. Harezmlilere iktalarmda ne oranda yetki tan~nd~~~~ bilinmemektedir, ama onlara tam yetki verilmedi~i söylenilse de" önemli ~ehirlerin ikta olarak verilmesi, askeri se-ferlerdeki rolleri ve en son Sivas gibi bir ~ehrin valili~i~~i~~~ Kay~ r Han'a veril-mesi, merkeziyetçi bir idareye e~ilimli Türkiye Selçuklular~~ için özel bir du-rumun olu~tu~u anla~~lmaktad~r.
Gerçekten Keykubad'~ n Harezmlilere devlet içinde önemli bir yer ver~ni~~ olmas~, onlar~ n çe~itli rakipleriyle i~birli~i yapmalar~ n~~ önlemek ve onlar~ n sava~ç~~ özelliklerinden yakla~makta olan Mo~ol tehlikesi kar~~s~ nda yararlanmay~~ dü~ünmesiyle alakah oldu~u gibi"', Keykubad'~ n bu taze Ha-Yenil unsurlar~ n~~ tercih ederek, bir ~slah hareketine ba~lad~~~~ da sezilmekte ve hatta ölümünün bile bu te~ebbüsü ile alâkah oldu~una dair baz~~ alâmetler
31 11)11 Bibi, I, s. 435-447; Fuat Köprülü, "Harez~nsahlar", ~A, C.4, MEB, ~stanbul 1988, s. 290.
3'2 11)n Bibi, I, s. 454-455.
33 C. Cahen, Osmanhlardan Önce Anadolu'da Türkler, s. 242-243.
31 C.Cahen, "The Turks ~ n Ira~~~ and Anatolia Before Tl~e Mongol Invasion", A Histo~y of The Crusades, University of Pennsylvania Press, Pl~ iladelphia, s. 673.
oldu~u zikredilmektedir35. Onun ölümünden hemen sonra ona yak~n devlet
adamlar~~ ile Harezmlilerin en güçlü komutan~~ Kay~r Han'~n tasfiye edilmesi
bu aç~dan dikkat çekicidir. Baz~~ kaynaklarda Deylemli oldu~u zikredilen3n
Anadolu Selçuklu Devleti'nin veziri Saadeddin Köpek'in iftiras~~ ile ilk önce
Harezmlilerin en büyük emin olan Kay~r Han tutuklanm~~~ ve arkas~ndan da
hapsedildi~i Zamant~~ Kalesi'nde 1237 y~l~nda ölmü~tü. Durumu ö~renen
di~er Harezm emirleri ve askerleri Selçuklu topraklar~ndan ç~kmak için
süratle hareket ettiler ve geçtikleri yerleri tahrip ettiler. Sultan, onlar~n geri
döndürülmeleri için harekete geçmesine ra~men onlar, Malatya bölgesinde
F~rat'~~ geçtiler ve burada Selçuklu kuvvetlerini yenerek elde ettikleri önemli
ganimet ile Harran, Urfa, Rakka, Suruç ve çevredeki beldeleri ele geçirerek
oralara malikhane hültmüne göre sahip oldular".
Burada dikkate al~nmas~~ gereken birinci husus, Selçuklu idaresinin bu
tutumunun sadece Kay~r Han'~n ~ahs~na de~il, Harezmlilere kar~~~ genel bir
bak~~~~ yans~tu~~~ ve Harezmlilerin de bunu kendilerine kar~~~ bir tav~r olarak
anlam~~~ olmaland~r. Harezmlilerin bir k~sm~~ Selçuklu topraklar~nda kalm~~~
ise de toplu olarak harekete geçmeleri de bunu i~aret etmektedir. ~kinci
hu-sus ise, Harezmlilerin toplu bir ~ekilde ~ç Anadolu'dan Selçuklu s~n~rlar~~
d~~~ndaki Güneydo~u Anadolu'ya yönelmeleri sadece Selçuklu idaresinden
kaynaklanm~yordu. Harezmliler büyük ço~unlukla `göçebelik' karakteri a~~r
basan Kangl~-K~pçak boylanna dayan~yordu. Cüveyni, onlar~n tabiat~~
hakk~nda ~u bilgileri vermektedir: "Bunlar nereye gitseler oray~~ harap
eder-ler-, halk onlar~~ gördü~ü zaman kaçacak delik arad~. Onlar~n halka reva
gördü~ü eziyet ve zuhlm sultann~~ devletinin temellerini sarsan en önemli
et-kenlerden biridir". Gerçekten de Harezmlilerin bu tabiatm~~ bütün tarihleri
boyunca gözlemlemek mümkündür. Onlar~n Yak~ndo~u'da Mo~ollann
ha-bercisi olmas~, sadece Mo~ollarm sürekli takibine u~rad~klar~ndan dolay~~
Mo~ol istilâsm~n oldu~u bölgelerde ilk olarak onlar~n görünmeleri ile de~il,
fakat ayn~~ zamanda ~slân~~ âlemindeki Mo~ol tahribatm~n adeta provas~n~~
35 Alaaddin Keykubad'~n Selçuklu yüksek idare mevki ve muhitindeld acemle~me ve manevi sf~kutu görerek bu taze Harezmli unsurlar~n bir ~slah için onun taraf~ndan on plana ç~kar~ld~~~~ söylenmektedir. Bkz. O. Turan, "Keyhilsrev Il," ~A, C.6, MEB, ~stanbul 1988, s. 626.36 el-Ayni, Ikd al-Cuman fi Tarih eh) iz-Zaman, C. 2, N~r. M. Muhammed Emin, Kahire 1987, s. 165.
37 ~bn Bibi, 2, 23-24; Abu'l-Farac, Ebt~ l Farac Tarihi, 2, 537; Abu'l-Farac, Muhtasar, s. 437-438; ~bn Tagribirdi, C. 6, s. 297-323.
102 MUAMMER GÜL
yapmalar~~ ile alakal~d~r. ~bn Bibi, onlar için "O Yabgulularm halefle~-i,
tüccarlar~~ ve ziraat yapanlar~~ ya~~nahyorlard~ " demektedir ki, burada XI.
yilzy~ldaki Yabgulu Türkmenlerinin de bölgede benzer bir tesir b~rakt~klar~~ anla~~lmaktad~ r. Ayn~~ ~ekilde ~bn Vs~l, Harezmliler Müslümanlar~n
can-'an~m ve haremlerine Karamati hariç kafirlerin yapamayaca~~~ kötülükleri yapt~lar'0 diyerek Harezmlilerin Anadolu, Suriye ve Filistin bölgelerinde
meydana getirdikleri büyük ya~ma ve tahribat~ n boyutlar~n~~ bize göstermektedir. Harezmliler Suriye ve Filistin bölgesinde sultanlar~~ ve emirleri haraca ba~layan ~smaililerin merkezlerini bile ya~malad~klar~~ anla~~lmaktad~r'".
Kendilerine ~ç Anadolu'da ikta olarak verilen topraklarda serbest hare-ket edemeyen Harez~nliler (~ç Anadolu, yerle~ik ~ehirli yap~s~~ ve devletin merkez alan~n~~ olu~turmas~~ aç~s~ndan onlara pek uygun de~ildi.), belki de Kay~r Han olay~n~~ bahane ederek buradan Güneydo~u Anadolu bölgesine gelmi~lerdir. Burada ad~~ geçen ~ehirlerde "malikhane hükmüne uydular" ~eklindeki kay~ t, arazinin hiçbir devlete tabi olmamas~~ manas~ na gelmekte-dir". Bu durum onlar~n ~ç Anadolu'daki iktalar~nda böyle geni~~ yetkilere sa-hip olmad~ klar~n~~ gösterdi~i gibi bu hareketlerinin anla~~lmas~n~~ da ko-layla~tirmaktad~r. Üçüncü husus ise, Selçuklular için ilk sars~nt~~ ve devlet bünyesinde aç~lan ilk yara olmas~~ ile hareketin Türkiye Selçuklularfn~n iç dengelerini etkilemesidir. Harran, Urfa, Musul, Re'sülayn beldeleri ile ba~l~~ yerleri ele geçiren Harezmliler, buralar~~ kendi aralar~nda payla~m~~lar, bask~n ve ya~malar ile bölgedeki Eyyubi meliklerini haraca ba~lam~~lar ve giderek güçlemni~lerdir".
39 ~bn Bibi, 2, 39.
* Karmatilik, 890 y~l~nda Vas~t bölgesinde Ha~nclan Karmat'~n isyan~~ ile ba~layan ve IX.-XII. Yüzy~llar aras~nda ~sl'âm tilemini sarsan dini, siyasi, sosyal, iktisadi yönleriyle bilhassa Ahsa, Horasan, Suriye ve Yemen'de etkili olmu~~ bir harekettir. Bit hareket islam âleminde Abbasi dönemi ile ba~layan h~zl~~ nüfus art~~~~ ve ona paralel h~zl~~ ~ehirle~menin getirdi~i toplumsal hareketlilik ve ortaya ç~ kan yeni sosyal tabakala~ma tablosu içinde daha çok toplumsal alt tabakalar ile köy ve kasabalardaki k~rsal kesim ve bedevilere dayanan bir hareket olmu~tur. Genel bir tablo için bakz. L.Massignon, "Karmatiler", ~A, C.6, s. 352-359.
1() it~n Vâs~l, s.285.
~ bn Vas~ l, s. 290. Ibn Bibi, 2, 24.
.13 0.Turan, Resmi Vesikalar, 33.
~ bn Bibi, 2, 39; Kaz~ m Payda~, "Mo~ol ~stilas~ndan Sonra Urfa ve Harran'a Yerle~en Harezmliler", Türk Dünyas~~ Ara~t~rmalar~, Say~~ 150, Haziran 2004, s. 158-160.
Kay~r Han'dan sonra ba~lar~na Bereket Han'~n geçti~ini tahmin etti~imiz Harezmlilerin" buradaki konumlar~~ da dikkate ~ayand~r. el-Cezire hâkimi el-Melik es-Salih Necmettin ~ehirlerinin Harezmliler taraf~ndan is-tilas~~ kar~~s~nda bir ~ey yapamam§ ve onlardan faydalanmay~~ ak~ll~ca bir yol olarak görmü~tür". Böylece yerle~tikleri bu beldelerde, 1237 y~l~ndan 1246 y~l~nda askeri ve siyasi olarak varl~klarma son verilinceye kadar, el-Cezire-Su-riye-Filistin hadiselerinde önemli rol oynam~~lard~r. Bu süre içerisinde Ha-rezmlilerin lideri konumunda olan emir ise bölgenin en güçlü kalesi Har-ran'da oturan Muhammed Berke Han 13. Devlet~ah idi. Berke Han, el-Melik es-Salih'in k~z karde~ini alarak Eyyubiler ile akrabal~k kurmu~~ ve Celalettin' in mün~isi Muhammed Nesevryi kendisine vezir yapm~~t~r47. Ancak onlar~n bu bölgedeki ke~-vanlar~~ soyma ve ya~ma hareketleri ile artan ~ikayetler Selçuklular~~ harekete geçirdi. Selçuklu sultan~n~n davet giri~imi k~sa bir süre için de olsa anla~ma ile sonuçlanm~~t~r. Buna göre Harezmliler, sahip olduk-lar~~ beldelere saltanat men~üru ve ikta yolu ile sahip olmu~lard~r. Bunun kar~~l~~~nda kendilerine Suriye, Siraz, M~s~r ve Hicaz'dan kat~lm~~~ olan ve baz~s~~ sultan~n topraklar~nda, baz~s~~ ba~ka yerlerde ya~ayan askerlerinin sul-tan~~ s~k~nt~ya sokmayacaklar~~ ~eklinde söz vermi~lerdir. Buna ra~men Ha-rezmliler ancak k~sa bir süre sözlerinde durup tekrar ya~ma yapm~~lard~r".
Harezmlilerin Güneydo~u Anadolu ve Suriye olaylar~nda etkili olma-lar~n~n bir göstergesi de Babat ~sya~~~~ ile olan ili~kileridir. Baba ~shak'~n Har-ran ve Urfa bölgelerine hâkim olan Harezmlilere davetçiler göndermesi ve onlara II. Keyhusrev'i kötülemesi, isyanda Harezm Türklerinin k~~k~rtma-larm~" akla getirmektedir. Harezmlilerin bu isyana i~tirak ettiklerini gösteren bunun d~~~nda henüz bir delil olmamakla beraber, onlar~n sultanla yeni anla~maya vard~klar~~ göz önüne al~n~rsa, buradaki kar~~l~kl~~ durumlar~~
48 ~bn Vals~l. s.135.
46 ~bn Tagribirdi, C. 6, s. 297; M.C.~ehabeddinTekindag, "Al-Malik As-Salih", ~A, C.7,
MEB, ~stanbul 1989, s. 674; M.C.~ehabeddin Tekindag, "Memlük Sultanhg~~ Tarihine Toplu Bir Bak~~", ~stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S.25, Mart 1971, s.5.
47 ~bn Bibi. 2, 42-43; M.F. Köprülii, "Harizm~ahlar", s. 291; Ramazan ~e~en, Harran Tarihi,
Ankara 1996, s. 25-26. ~bn Bibi, Muhammed Nesevi'den ~ihabeddin Zenderi olarak bahseder.
48 ~bn MI, I, s. 39-40.
49 ~bn Bibi, 2, s. 60; Ahmet Y. Ocak, Babailer Isyan~, Dergah Yay., ~stanbul 1980, s. 76-77;
M.F. Köprülü. Osmanl~~ Imparatorlu~unun Kurulu~u, e~tüken. ~stanbul 1981, s. 98; F. Babi~~ger-Fuat Köprillii, Anadolu'da ~slamiyet, Çev. R.Hulusi-Yay~na Haz. M.Kanar, ~nsan Yay., ~satnbul 1996, s. 51-52; F. Sümer, "Anadolu'da Mogollar," s. 8; Abdulbaki Gölp~narl~, Mevlana Celaleddin, Ink~lap Kitabevi, ~stanbul 1985, s. 6.
104 MUAMMER GÜL
daha iyi anla~~l~r. ~syanda Harezmlilerin yan~ nda Eyyubi melikleri ile Mo~ollarm k~~k~rtmasm~n olabilece~i 5" zikrediliyorsa da Eyyubi meliklerinin bu s~rada göçebe karakterli Harezmlilerle ba~~~ yeterince dertte oldu~u ve Selçuklu sultan~ n~ n yard~ m~ na muhtaç olduklar~~ için bu mümkün görünmemektedir. Ayr~ca hem bu hâdisenin, hem de Harezmlilerin konu-munun anla~~lmas~~ aç~s~ ndan dikkat edilmesi gereken bir husus da, XIII. yüzy~l ba~~ ndan itibaren Mo~ol istilâs~n~ n bir sonucu olarak, Do~u ve Güneydo~u Anadolu ve Suriye'de göçebe kitlelerinin yo~unla~mas~~ ve siyasal a~~rl~ k merkezinin onlar~ n lehine cle~i~mesidir. Bu durum XV. • yüzy~l ba~lar~na kadar sürecektir ki bölgede Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu göçebe Türkmen devletleri böyle bir zemin üzerinde kurul~nu~tur. Baba ~shak ~s-yan~'n~~ da Harezrnlilerin rollerini de ancak bu göçebe ve göçebelik sosyal ta-ban~~ üzerinde izah edebiliriz. Göçebe karakterindeki a~iretlerin ya~ma ve bask~nla ganimet elde etmeleri Babair gücünün kayna~~~ oldu~u gibi Harezm-lilerin Selçuklularm hizmetinden ç~kt~ktan sonraki güçlenmesi ve sürekli uzak bölgelerden kat~l~m olmas~~ temelde bu yap~~ ile ilgilidir. ~bn Bibi, on-lar~n bu dönemde giderek güçlendikleri, Siraz'dan, Kirman'dan, Suriye'-den, Hicaz'dan, M~s~r'dan, Anadolu'dan kat~l~m oldu~unu zikretmektedirrd. Yine 1241-1242 y~l~nda 70.000'i piyade ve bir k~sm~~ süvari olmak üzere Du-duo~lu kumandasmda büyük bir Türkmen kuvvetinin Harezn~liler'e iltihak etmesi52 de ba~ka türlü izah edilemez.
Harezmlilerin el-Cezire ve Kuzey Suriye'de soygun ve ya~mada bu-lunmalar~~ ve 1240 y~ l~nda Halep kuvvetlerini ma~lup etmeleri" üzerine Su-riye Eyyt~ bi melikleri Selçuklu sultan~ ndan ald~ klar~~ kuvvetle 1240'da Re'sülayn'da onlar~~ bozguna u~ratt~ lar. Bu durum onlar~n Urfa ve çevresinden çekilmesine ve bir k~sm~n~n Berke ve Güçlü Han liderli~inde Ba~dat'a s~~~nmas~na sebep olmu~tur ki Halife el-Mustans~r Billah onlar~~ hi-mayesine alm~~t~r'''. Bereket Han'~n vezirli~ini yapan ve Harran Kalesi'ne hâkim olan Muhammed Nesevi ise Selçuklu sultam~la ba~lanmak istemi~,
r4) M.F. Köprülü, Osn~anh imparatorlu~unun Kurulu~u, s. 98; AY. Ocak, s. 76. 51 ~bn Bibi, 2, s. 39-40.
52 M.F. Köprülii, Osmanl~~ imparatorlu~unun Kurulu~u, s. 98; F. Sümer,O~uzlar, s. 598-
599.
53 ~bn ~eddad, Baypars Tarihi, Türkçeye çey. ~erefüddin Yaltkaya,TTK, Ankara 2000, s. 25.
~bn ~eddad, bu s~ rada Halep'teki esir Templier ~övalyelerinin de bundan istifade ile kaçt~ klar~ n~~ zikrtetmektedir.
51
ancak Humus Eyyubi ~~~~eliki Melik Mansur'un vaatleriyle Halep meliki en-Ns~r'a kaat euni~ti55. Harezmliler Re'sülayn'da a~~r bir yenilgi almalar~na ra~men bölgedeki güçlerini korum~~~lard~r. Bunun en aç~k göstergesi Selçuklu Sultan! II. G~yaseddin Keyhüsrev'in Meyyâfânkin'~~ Eyyubilerden almak istemesi kar~~s~nda Melik Gazi'ni~~, Re'sülayn sava~~ndan sonra Ba~dat taraf~na gitmi~, halifenin ilgisini ve himayesini görerek güçlemni~, topluluk-lar~n~n say~s~, Siraz taraf~ndan gelip teçhizatl~~ askerleriyle kendilerine kat~lm~~~ olan Celâleddin'in k~z karde~inin o~lu Ya~an Tay~i ile ço~alm~~~ olan Harezmlileri yard~ma ça~~rmas~d~r. Böylece Berke Han ile Güçlü Han yeniden el-Cezire ve Suriye'ye gelerek hâdiselere kaulacaklard~r. Merkezde Melik Gazi ve Bereket Han, sa~~ ve solda Harezmli ve Germiyan kuvvetlerinin bulundu~u Meyyâfânkin ordusu Türkiye Selçuklulan kar~~s~nda da~~lmas~na ra~men halifenin araya girmesi ile Selçuklu ordusu geri çekilmi~tir5". Yine Selçuklular~n Mo~ol tehlikesi kar~~s~nda Köseda~~ sava~~~ öncesinde "say~lar~~
hesaba gelmeyen Harezmliler" den büyük bir ordu kurarak onlara Harput'u
ikta etrneleri57 gibi olaylar onlar~n güçlerini hâlâ koruduklann~~ göster-mektedir.
Burada dikkatimizi çeken bir husus da, Halife ile Harezmliler aras~ndaki ili~kinin seyri ve bunun Mo~ollar üzerindeki tesiridir. Ahlat muhasarasma kadar Halife ile Celâleddin aras~ndaki ili~kiler iyi de~ildi. Bu ili~kinin Ha-rezm~ahlar Devleti'nin kurulu~undan beri iran co~rafyas~~ üzerinde Halifeler ile olan siyasi rekabetin getirdi~i bir arka plan~~ vard~. Ancak yukar~da zik-retti~hniz gibi Ahlat'~n al~nmas~~ ile ili~kilerin seyri de~i~mi~tir. Halife sultana saltanat hil'au gönderirken sultan da hâkim oldu~u bölgelerde halifeye dua edilmesine müsaade etmi~tir. ili~kilerin bu ~ekilde düzelmesi Mo~ollar~n ha-lifeye olan bak~~lann~~ de~i~tiren ilk olay olmu~tur. Daha sonra Harezmli ko-mutanlardan Berke ve Güçlü Hanlar~n halifeye s~~~n~nas~~ ile halifenin onlar~~ koruma alt~na almas~~ ve Selçuklu-Harezmli mücadelelerinde halifenin Ha-rezmliler lehine arac~hk yapmas~~ Mo~ollar~n Abbasi Halifeli~i hakk~ndaki dü~üncelerinin netle~mesine katk~da bulunacakt~r. Zira 1248 y~l~nda K~br~s'a St. Louis'in nezdine giden Mo~ol elçileri H~ristiyanl~~~n kendi aralar~nda yay~ld~~~ndan bahsettikten sonra, "~imdi ise Ba~dad'a Harezmlilerin Hz.
~ bn Bibi, 2, s. 42-43; C. Cahen, Os~nanklardan Önce Anadolu'da Türkler, s. 142.
r41 ~bn Bibi, 2, s. 55-57.
106 MUAMMER GÜL
~sa'ya hakaret ettiklerinin intikamm~~ almak için gittiklerini'" bildirmeleri, Halife ile Harezmlilerin ili~kilerinin b~l seyri ile alâkal~~ olmal~d~r. Mo~ollar~ n bu tavr~~ Selçuklular için de geçerlidir. Çünkü Yass~çemen Sava~~'ndan sonra Selçuklularm Harezmlileri hizmetlerine alarak himaye etmeleri ve Erzurt~-m'~l onlara ikta etmeleri Mo~ollarm ani tepkisi ve Erzurum bask~ n~~ ile ned-celen~ni~tir. Selçuklular~ n bask~n! yapan Mo~ollar~~ takip etmeleri, Harez~nli-teri himayede ~srarl~~ olarak onlara ~ç Anadolu'da iktalar vermeleri ve devlet hizmetinde onlara daha önemli yer vererek Mo~ollara kar~~~ onlardan isti-fade etmek istemeleri, Mo~ollar~ n Selçuklular hakk~ ndaki kanaatlerinin peki~mesinde dikkate al~nmal~d~r. Zira Mo~ollar, Yak~ndo~u'da adeta milli hasm~~ durumuna gelen Harezmlileri koruyanlar için sürekli bir ceza-land~ rma politikas~~ uygulam~~lard~r.
1242 y~l~nda Türkmenler ile birlikte Halep'e sald~ran Harezmliler, Su-riye Eyyl~bi meliklerinin ittifak~~ kar~~s~ nda tekrar hezimete u~rad~lar. Bir ta-raftan gittikleri yerleri ya~malayan veya ilgilenen birine kendilerini para ile kiralayan Harezmliler, di~er taraftan da yakla~makta olan Mo~ol tehlikesi kar~~s~ nda dayanacaklar~~ bir müttefik ar~yorlard~". el-Kâmil'in 1238'de ölümünden sonra veraset hakk~~ elinden al~ nan el-Cezire Meliki es-Salih Ey-yub 1240'ta karde~i el-Adil Ebü Bekir'i devirerek M~s~r sultan! oldu. Suriye'yi öteki Eyytibi prenslerinin elinden almak isteyen el-Melik es-Salih, ~am ve Ke-rek meliklerinin Franklarla i~birli~i kar~~s~nda') eski müttefikleri Harezmli-leri yard~ ma ça~~rd~>". "Harezmliler, Salih Necn~eddin Eyyt~b'a yard~m kast~~ ile sarktan ayr~ld~lar ve bu y~l~n ba~lar~nda (1244) F~rat'~~ kay~k ile geçerek emir Hiisameddin Berke Han ve Han berdi (Canberdi) ve San~~ Han ve Güçlü Han önderli~inde toplam~~ 10.000 ad~n~n üzerinde olarak F~rat'~~ geçtikten sonra iki k~sma bölündüler. Bir k~sm~~ Baalbek üzerine, bir k~sm~~ D~mask üzerine yöneldiler ve yollar~~ üzerindeki Hari~n ve D~mask bölgesinde bir çok tahribat yapt~lar". Suriye ve M~s~r kaynaklar~n~n geni~~ V.V. Barthold, Mo~ol istilâsn~a Kadar Türkistan, Haz.H.Durs~m Y~ld~z, Kervan Yay, ~stanbul 1981, s. 615; Elçigiday'~ n 1248 y~l~ nda Lâtinlerle mektupla~malar~~ hakk~ nda bakz. Grosset, s. 333. Bat~~ H~ ristiyanlarm~ n Mo~ollar ile olan ili~kilerinin geni~~ bir de~erlendirmesi için bkz. Runciman„3, s. 218-249.
M.G.S. Hodgson, islam~n Serüveni, C.2, ÇCV. Heyet, ~z Yay., ~stanbul 1993, s. 312.
~ b~t al-Furat. Tarikl~~ al-D~ nval wa'l Mülük, Vol~~ m 1; Tl~e Text, M.C. Lyons, Cambridge 1971, s. 1/34b.
ibr~~ al-Furat, s. 3/38b.
yer verdikleri bu istilâ, Harezmlilerin Yak~ ndo~u siyasi sahnesindeki son oyunlanmn ba~lang~c~~ idi.
Harezmliler bu istilâ hareketinden sonra Kudüs'e hücum ederek buray~~ Franklar~ n elinden ald~lar". Davud Burcu'na s~~~nan Franklar~~ ortadan kald~ rarak Kudüs'e hâkim oldular ve onun beldelerini aralar~nda payla~t~lar"4. ~ehirde Franklar~~ katleden Harezmliler, Kumame Kilisesi (The Holy Sepulchre)'ni tahrip ettiler ve Harem-i ~erif i H~ ristiyan sembol-lerinden temizlediler". Bu arada D~ma~k, Kerek ve H~ m~s Eyyubileri ile Frank ittifak ordusuna kar~~~ M~s~r sultan' el-Melik el-Salih Necmeddin, Emir Rükneddin Baybars el-Kenci adl~~ Memlük komutas~ nda bir ordu gönderdi. H~ristiyanlar~n H~ttin'den sonra ç~kard~klar~~ en büyük orclu."" ile kat~ld~klar~~ sava~~~ Baybars ve Harezmliler kazand~"7. Ancak Harezmliler ya~mac~~ tabiat-lann~~ burada da sergilemi~ler ve kendilerine ikta edilen beldelerle yetinme-yip hem onlar~~ soymu~lar hem de çevredeki beldelere sald~nn~~lard~r. On-lar~n bu tutumu Kay~r Han olay~n~n tamamen bir bahane te~kil etti~ini ve Selçuklularm hizmetinden ç~kmalarm~ n as~l sebebinin ya~mac~~ yap~lar~ndan kaynakland~~~n~~ göstermektedir.
M~s~r kuvvetlerinin Kudüs'te hâkim olmas~ndan sonra Harezmliler, önce Gazze, arkas~ ndan Nablus bölgesine ya~ma yapm~~lard~ r"8. Ya~malar~ n~~ Kudüs çevresine kadar geni~leten Harezmlilere kar~~~ M~s~ r'dan ordu gönderilmi~ tir". D~ma~k hâkimi el-Melik Salih, Harezmlilerin bu ya~malama hareketlerinden kurtulmak için H~ms ve Halep melikleri ile bir-likte hareket ederek onlar~~ H~ms âmilliklerinden tamamen ann~~lard~r70. On-lardan geriye kalan küçük Harezm gruplar~~ Kudüs'e dönüp o bölgeleri is-tilâya ba~lay~nca M~s~r'dan bu defa Fahreddin b. ~eyhi komutas~nda ordu
63 ~bn ~eddad, Il Zikri Clinerai'~-~am Tarih-i Lübnan ve'l
CIrdün ve Filistin, C. 1, Tahkik: Sami Dehhan, D~ma~k M. 1962/ H. 1382, s. 234; ~bn al-Furat, s. 3-4/39a; ~bn Tagribirdi, C. 'VI, s. 325; Solomon D. Goitein , "Al Kudüs ", El, C.5, Leiden, Brill, 1978, s. 331; F. Bulh, "Kudüs", ~A, C. 6, MEB, ~stanbul 1988, s. 961; Claude Cahen, "The Turks in Iran and Anatolia ", s. 674.
61 ~bn ~eddad, s. 235.
65 ~bn al-Furat, s. 4/39a.
f'<3 Rumc~man, Haçl~~ Seferleri Tarihi, Cev.Filtret I~~ltan, C.3, TTK, Ankara 1992, s. 197.
67 ~bn ~eddad, el-Alak, C.1, s. 235. 68 ~bn al-Furat, s. 3-4/384,40a.
~ bn ~eddad, el-A'lak, C.1, s. 247; Bertold Spuler, Iran Mo~ollarn Siyaset, ~dare ve Kültür ~lhanhlar Delil, 1220-1350 Çev. Cemal Köprülü, TTK, Ankara 1957, s. 441.
70
108 MUAMMER GÜL
ç~kar~larak onlar~n bu hareketlerine de son verilmi~~ ve esir dü~enler orduya kat~lmak üzere M~s~r'a gönderilmi~tirn. Böylece Harezmliler, M~s~r ve Suriye Eyyubilerinin kar~~s~nda 1246'da büyük bir hezimete u~rayarak askeri bir güç olmaktan tamamen glun~~lard~r. Bu sava~ta en ünlü liderleri Berke Han öldürülüp ba~~~ Halep'e gönderilerek oradaki kalede te~hir edilmi~tir".
2- Harezmlilerin Yak~ndo~u Türk-~slâm Devletlerinin Hizmetine Girmeleri
1246 y~l~nda askeri bir güç olmaktan tamamen ç~kan Harezmliler için yeni bir dönem ba~l~yordu. Bunlar~n bir k~sm~~ do~uya yönelerek Abbasilerin ve Mo~ollar~n hizmetine girmi~lerdir. Hülagu'nun Ba~dad seferi esnas~nda Mo~ol hizmetinde bulunan Harezmli unsurlar~n beylerinden Sultancuk, ha-life ordusunun öncü kuvvetleri komutan~~ Kara Sungur ile olan kas/niyet birli~ini ileri sürerek onu ~lhan'~n hizmetine girmeye davet etmi~tir". Kara Sungur'un d~~~nda yukar~da da zikretti~imiz gibi Halife'ye s~~~nan ba~ka Ha-rezmli unsurlar da bulunmakta idi. Bu dönemde Mo~ollarm hizmetine giren bir di~er Harezmli komutan, onlar~n Selçuklular~n hizmetine girmesinden itibaren Yak~ndo~u hâdiselerinde ismi s~k s~k geçen ve daha önce halifeye s~~~nan Güçlü Han'd~r. Harezmli komutanlardan olarak bahsedilen Güçlü Han, Ayn Cahit öncesinde Eyyubi Meliki Nâs~r'~n, Mucireddin ~bn Ebi Zikri kumandas~ndaki ordusunu ve ba~ta Ebi Zikri olmak üzere Nureddin el-Akta ve ~bn Durbas gibi ileri gelen komutanlar~m yenmesi ile zikredilmektedir". Güçlü Han, Mo~ollar~n hizmetinde Güneydo~u Anadolu bölgesindeki is-tilâlar esnas~nda öldürülmü~tür". ~lhanl~~ hükümdar~~ Hülagu 1258 y~l~nda Ba~dad'~~ ku~atu~~~ zaman bile ~ehri halifenin hassa ordusunu meydana geti-ren K~pçak ve Harezmliler ile Y~va Türkmenleri savunmu~tu". Buradaki Ha-rezmlilerin ba~~~~da yukar~da zikretti~imiz Kara Sungur bulunuyordu. Suriye ve Filistin'deki Harezmlilerin bir k~sm~~ ise Eyr~bi ve M~s~r Memlüklulann~n
71 ~bn ~eddad, C.I, s. 235; Teltincla~, "Memlük Sultanl~~~~ Tarihine Toplu Bir
Bak~~", ~stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, s.5.
72 ~bn Tagribirdi, C. 6, s. 325; M.H. Burgoyne, Mamluk Jerusalem, London 1967, s.110;
Runc~man, 3, s. 264; M.C.~ehabeddin Tekinda~, Berkil!: De~zinde Men~ltlk Sultanl~~~, ~UEF Yay.No:887, ~stanbul 1961, s. 5.
73 Cilveyni, s. 586-587; F. Sümer, "Anadolu'da Mo~ollar", s. 27; B. Spuler„ Iran Mo~ollan,
s. 495.
71 ~bn ~eddad, el-Mak, C.1, s. 249.
75 ~bn Tagribirdi, C. 7, s. 25.
75 Ekrem Pamukçu, "Mo~ol ~stilk~na Kar~~~ ~rak Türkmenlerinin Ba~dad Savunmas~", Gazi
hizmetine girerek, bu devletlerin düzenli ordular~~ içerisindeki yerlerini alm~~lar ve onlardan ayr~~ bir Memlük s~n~f~~ te~kil edilmi~tir". ~slâm âleminde adeta son s~~~nak noktas~n~~ te~kil eden M~s~r'a s~~~nan önemli Harezmli ko-mutanlar aras~nda, Hüsameddin Berke Han, Melik ihtiyar, Melik Seyfeddin
Sad~k Han, Mstreddin Güçlü Han, Atlas Han ve Mstreddin Kaymeri gibi
daha önceleri Harezm~ahlar Devletinde ve ordusunda önemli görevler alm~~~ olan komutanlar bulunmakta idi78. Ancak Eyyubiler, Harezmliler gibi göçebe karakteri a~~r basan ya~maa topluluklar~~ M~s~r ve eyalet merkezleri ile önemli ~ehirlerin d~~~nda ~ss~z bölgelere yerle~tirmi~lerdir ki onlar~n ta-kipçisi olan M~s~r Memlüklar~~ da Harezmli ve Mo~ol boylar~na mensup top-luluklar~~ sahil bölgelerindeki ~ss~z alanlara yerle~tirmi~lerdir79. Eyyubi sultan' el-Melik es-Salih (1205-1249), M~s~r'da ço~alan ve ço~unlu~unu K~pçak ve Harezmlilerin te~kil etti~i bu Memlük unsurlar~8" aras~ndan, el-Mamâlik
al-Bahriyye olarak adland~r~lan ayr~~ bir Memlük grubu kurmu~tur ki bunlar
1260 Ayn Calut sava~~nda önemli rol oynam~~lard~r8i.
Di~er taraftan Memlük sultan~~ Kiltuz (1259-1260), kendisini Ha-rezm~ahlar hanedan~ndan saymaktad~r. Annesinin Celâleddin Harzem~ah'~n k~z karde~i, babas~n~n ise ayn~~ zat~n amcas~mn o~lu oldu~u kabul edilmek-tedir82. Y~ne Kudüs'de Harem-i ~erif (Kudüs ve Halil) nk~rlar~ndan el-Harezmi nisbesini ta~~yan kimselere de rastlanmaktad~r83. Ancak Harezmlile-rin Memlük devleti içindeki en önemli rolleri ünlü Harezmli liderlerden
Hüsameddin Berke Han b. Devlet Han el-Harezmi el-Yemkrnin* sultan Bay-
77 ~. Tekinda~, "Memlük Sultanl~~~~ Tarihine Toplu Bir Bak~~", s.5-6.
78 Abdulkadir Yuvali, ~lhanhlar Tarihi I Kurulu~~ Devri, Erciyes Üniversitesi Yay~nlar~, Kayseri 1994, s. 342-343; ~.Tekinda~, Berkuk Devrinde Meml~lk Sultanl~g~, ~UEF Yay.No:887, ~stanbul 1961s. 34. 70nd.; ~. Tekinda~, "Memlük Sultanh~~~ Tarihine Toplu Bir Bak~~", s.5.
7° Ayni, C. III, s. 305; David Ayalon, Outside~s in The Lands of Islam: Mamluks, Mongols
and Eunuchs, Variorum Reprints, London 1988, s. IVc/ 134-135.
80 Kk~mYa~ar Kopraman, M~s~r Memlükleri Tarihi, KBY, Ankara 1989, 3-4; Z.Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giri~, Enderun Kitabevi, ~stanbul 1981, s.179.
81 Runctman, III, s. 264.
" M.C.~ehabeddin Tekinda~, "Kutuz", ~A, C.6, 5.1057; Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel
~slam Tarihi, 2, Çev. S. Tu~, Marmara Üniv. ilahiyat Fak. Yay., ~stanbul 1995, s.1091; Z.V. Togan, Unn~mf Türk Tarihine Giri~, s. 179.
83 D.P.Little, "Relation Between Jerusalem and Egypt".Histo~y and Historiography of the
M;unlük, Variorum Reprints, London 1986, s. 86.
* A. N. Poliak ve onun takipçilerinden Lane-Poole ve Bartold gibi oryantalistler Harezmli Berke Han'~~ Alt~nordu hükümdan Berke Han ile kan~t~rm~~lard~r. Zira Barthold bundan dolay~~ M~s~r kaynaklar~n~n Memlük-Alt~nordu ili~kilerini 1262'de ba~latmas~m ~üpheli bulmaktad~r. Oysa el-Melik es-Said Berke Han babam~n!' saltanaundan on ay önce 1260 Ocak'~nda do~mu~tur ve bu Memlük Devleti ile Alt~nordu ili~kilerinin ba~lamas~ndan iki y~l öncedir. Bkz. V.V. Bartold,
110 MUAMMER GÜL
bars ile kurdu~u akrabal~kt~r. Baybars, Berke Han'~n k~z~~ ile evlenmi~~ ve on-dan olan o~lu Melik Said Muhammed Baraka ( Berke ) Han'~~ da ölmeden önce sultan ilan etmi~tir". Harezmli komutan Hüsameddin Berke Han'~n Baybars ile evlenen bu k~z~n~n yan~nda Bedreddin Muhammed Bey ve Hüsameddin Kara Bey adl~~ iki o~lu da bulunuyordu. Bu hanedan denemesi verasete kar~~~ olan Memlük mant~~~85 kar~~s~ nda ba~ar~l~~ olamam~~~ 1279'da Suriye'deki bir isyan sonras~ nda tahtan indirilerek Me~nlük hükün~dar ve yak~nlar~n~n sürgün edildi~i Kerek'e gönderilmi~tirs".
Kudüs'teki Berke Han Türbesi 1246 y~l~ndaki sava~ta hayat~n~~ kaybeden ünlü Harezmli komutan Hüsameddin Berke Han'a aittir. Muhtemelen biri in~a, di~eri restorasyonuna ait olan ve 1246 tarihli iki kitabesi bulunan türbenin ne zaman ve kimin taraf~ndan yapt~r~ld~~~~ tam olarak bilinemiyor. Tank Bab es-Silsile'de bulunan türbenin Berke Han taraf~ndan ölmeden önce in~a edildi~i veya in~asma ba~land~~~~ dü~ünülebilir. Zira Osmanl~~ def-terlerinde "Barka Hatun Vakfi " adl~~ bir vakf~n varl~~~~ türbeye gelir sa~lamak amac~yla kurulmu~~ oldu~unu dü~ündürmektedir87. Bunun yan~nda türbenin, k~z~~ taraf~ndan babas~n~n l~at~ras~na in~a edilmi~~ olabilece~ini Van Berchem iddia etmekle" birlikte o~lu Bedreddin Muhammed Bey taraf~ndan da in~a edilmi~~ olabilir. Barka Han Türbesi'nin daha sonra bu vasf~~ ile kayboldu~u ve XX. asr~n ba~~nda Kudüs'teki ~eyh Rag~b el-Halidi taraf~ndan büyük bir kütüphaneye dönü~türüldü~ü anla~~lmaktad~r".
Bakanl~~~. Ankara 1975, s. 239-240; Ayalon, s. Ivc/ 144-145. Ayr~ca Bartold, Alt~nordu hilkilmdar~~ Berke'nin ordas~ nda bulunan M~s~ r elçileri~~i~~~ han~n o~lu olmay~p k~zlar~n~n bulundu~unu aç~ kça bildirmelerini aktarmas~na ra~men 1279 y~l~nda ölen Harezmli Hüsameddin Berke Han'~n o~lu Bedreddin Muhammed Bey'i Alt~nordu l~ükümdar~~ Berke Han'~n o~lu zannetmi~tir. Bakz. Bartold, Dersler, s. 240. Bunun yan~nda ~bn Tagribirdi, Berke Han'~~ Berke Han b. Devlet Han el-Havarazmi ad~yla anarak onun Harezmli oldu~unu aç~ kça zikretmektedir. ibn Tagribirdi, C. V.7, s. 259.
8"I ~bn ~eddad, Baypars Tarihi, s. 116; Fuad Köprülü, "Baybars I", ~A, C. II, MEB, ~stanbul
1999, s. 362; K. Y. Kopraman, "Baybars I", D~A, C. 5, ~stanbul 1992, s. 222; P.M. Holt, Haçhlar Ça~~~ Il. Yüzy~ldan 1517ye Yak~ndo~u, ÇeV. Ö. Ar~ kan, Tarih Vakf~~ Yurt Yay., ~stanbul 1999, s. 101.
85 K. Ya~ar Kopraman, "Memlükler", Do~u~tan Günümüze Büyük ~slam Tarihi, C. 6, Ça~~
Yay~ nlar~, ~stanbul 1992, s. 468.
8( Bartold, Dersi er, 240; Hort, s. 102. M~s~r Memlüklular~nda Kudüs ve Kerek'in bir sürgün
yeri olarak kullan~lmas~~ hakk~nda bkz. Muammer Gül, "M~s~r Memlüklar~nda Bir Sürgün Sistemi Olan Battall~k ve Kudüs'', Belleten, C. LXVI, S. 246, s. 366.
87 Burgoyne, s. 109-110.
88 Max Van Berchem, Corpus Inscriptionum Arabicor~~~~~, Kahire 1922, s.185 vd.. 89 G.Walls, "The Turbat Barakat Khan or Halidi Library", Levant, V~, 1974, s. 25. vd.
Hüsameddin Berke Han'~n o~ullar~~ ve Baybars'in o~lu Melik Said Mu-hammed Berke Han'~ n day~lar~~ olan Bedreddin MuMu-hammed ve Hüsameddin Kara Beylerin Memlük devleti içerisinde iyi bir konumda olduklar~~ anla~~lmaktad~r. 663/1264-5 y~l~nda sultan Baybars, Haçl~lardan yeni al~nan sahil bölgelerini emirlerine da~~t~rken Day~- al-Gülsüm Köyü'nü Bedreddin Muhammed Bey'e mülk olarak vermi~tir. Kudüs'te, mescidi ve türbesi ile "Bedreddin b. Barka Han Vakf~~ "n~n bulunmas~~ onlar~n durumlar~ n~~ izah etmektedir. Bedreddin Muhammed, yakla~~ k 50 ya~~nda 1279 y~l~nda ~am'da öklükten sonra Kudüs'e getirilerek babas~ n~ n yan~nda defnedilmi~tir"". ~bn ~eddad'~ n "Emir" olarak bahsetti~i Bedreddin Muhammed Bey'in, Baybars devrinde bir hamam yapt~ rd~~~~ da kaydedilmektedir"' ki, bütün bunlar Ha-rezn~lilerin M~s~ r Memlük Devleti içerisinde sosyal ve ekonomik yönden iyi bir durumda olduklar~ n~~ göstermektedir. Bedreddin Muhammed Bey'in ayr~ca iki ciltlik Arapça ~iir, kelâma dair eserler ve bir de Kur'an-~~ Kerim tef-siri kaleme ald~~~~ rivayet edilmektedir92. Hüsameddin Kara Bey ise, 1263 y~ l~ nda ölmü~~ ve Kahire'de gömülmü~tür93. Harezmliler bu dönemde Memlüklar~ n d~~~ nda Musul emin i ile de bir akrabal~k kurmu~lard~ r. Zira Celâleddin Harezm~ah'~ n iki ya~~ ndaki k~z~~ Türkan (Te~-ken) Han~n, Mo~ollara esir dü~tükten sonra sarayda yeti~tirilmi~~ ve kendisine lây~k biri ile evlendirilmesi için Hülagu'ya verilmi~tir. Hülagu ise onu 1257-8'de Musul emin i Bedreddin Lülü'nün o~lu Melik Salih ~smail ile evlendirmi~tir"'. Ter-ken Hatt~n daha sonra Musul emin i Salih'e kar~~~ Mo~ollardan yana tav~r ala-rak dönemin siyasi olaylar~na kar~~acakt~ r"5.
Ancak gerek Harezmli emir ve ileri gelenlerin ve gerekse Harezmli Türk toplult~klar~ n~ n Yak~ndo~u'da en fazla rol oynad~klar~~ ve iz b~rakt~klar~~ co~rafya Anadolu olmu~tur. Kay~ r Han olay~ ndan sonra Harezmlilerin önemli bir k~sm~~ el-Cezire ve Suriye bölgesine gitmesine ra~men bir k~sm~~ Anadolu'da kal~n~~ t~ r. Suriye ve Filistin bölgesine giden Harezmlilerin bir k~sm~ n~ n ise gerek oradaki maceralar~ n~ n sont~çsuz kalmas~~ ve gerekse
9() B~~rgoyne, s. 110. Bartold ise, Bedreddin Muhammed'in 1280 y~l~nda Kahire'de yüksek
bir yerden aniden dü~erek öldü~ünü zikretmektedir. Bakz. Barthold, Dersler, s. 240.
91 ~ bn ~eddad, Baybars Tarihi, 174. 92 Barthold, Dersler, s. 240.
Burgoyne, s. 110.
Cüveyni, s. 382-3; Abul Farac, Ebu Farac Tarihi, 2, 564.
95 Abu'l Farac, Farac Tarihi, 2, 580.
96 Faruk Sümer, "Azerbaycan'~ n Türklesmesi Tarihine Umumi Bir Bak~~", Belleten, C.XXI,
112 MUAMMER GÜL
Selçuklu sultanlar~~ aras~ndaki mücadele ve Mo~ollara kar~~~ onlardan istifade etme istekleri sonucunda Anadolu'ya geri geldikleri anla~~lmaktad~r". Ha-rezmlilerin daha Anadolu'ya ilk geldikleri tarihten itibaren Kay~ r Han gibi ernirlerin yan~nda önemli Harezmli bürokratlar da Selçuklular~n hizmetine girmi~lerdir. Bunlar~n ba~~nda, daha önce Celâleddin'in Keykubad'a elçi olarak gönderdi~i ve ülkesinin ba~~ kad~l~~~n~~ yapm~~~ ve vezir s~fat~~ bulunan
Taceddin Mu'tez ~bn Muhyiddin Tahir gelmektedir". ~bn Bibl'nin MucIreddin Tahir b. Ömer el-Harezmi olarak tan~ tt~~~~ bu ki~i'"', Mo~ollar
ad~na borçlar~n tahsil amac~~ ile ve kararla~t~r~lan miktar~n ödenece~ine bir güvence olarak, Kastamonu, Develihisar ve Aksaray'l ikta olarak alm~~t~ r. 1277 y~l~nda ölen Taceddin'in yerine o~lu Muckeddin Muhammed b. el-Mu'
tez, 679 (1280-1281) y~l~nda Abaka'n~n huzurunda ald~~~~ hilat, payza ve
yarl~~~ hükmü ile babas~n~n makam~na oturmu~turux). Daha sonra saltanat na-ipli~ini ve Rum emirli~ini almas~~ ve arkas~ndan ülkenin sahip Kazvini ile Emir Mucireddin aras~nda bölünmesim (1289-91) bu baba-o~ulun Anadolu siyasetindeki rolünü göstermesi aç~s~ndan önemlidir.
Bu dönemde Anadolu'da etkili bir role sahip oldu~unu gördü~ümüz Harezmli emirlerden biri de Emir H~lsameddin Bicar" ve o~ullar~d~r. Ana-dolu'daki k~demli emirlerden olarak bahsedilen Hiisameddin Bicar", Celâleddin Harezm~ah ile birlikte I. Alaaddin Keykubad'a kar~~~ sava~mak üzere Anadolu'ya gelmi~~ ancak Harezmi ordusunun yenilgisinden sonra Rum'da kalm~~, devletin büyü~ü ve Diyarbak~r çevresinin komutan~~ olan
Bi-car Bahad~ f ~n babas~d~r'". Hüsameddin BiBi-car, Harput bölgesine sahip iken
o~lu Diyarbak~r bölgesine sahip bulunuyordu. Husameddin Bicar ve o~lu Bi-car Bahad~r'~n yan~nda Sadraddin Kutlu~ir, Zeyneddin Ali Bahad~r,
Cema-leddin Horasan~ gibi emirler Türkiye Selçuklularm~n iç mücadelelerinde ve
bilhassa II. ~zzeddin Keykâvus ve IV. Rükneddin K~l~ç Arslan aras~ndaki mücadelelerde önemli rol oynad~larl". Ancak Anadolu'da art~k tutunama-
~ bn Bibi, 2, s. 79,141.
98 Kerimüddin Mahmud Aksarayi, Müsa~neretii 'I Ahba~~ Çev. Mürsel Öztürk, TTK,
Ankara 2000, s. 49-50, 78- 81; Turan, Selçukh~lar Zaman~nda Türkiye, s. 363.
99 ~bn Bibi, 1, 374-379.
loo Aksara y~~ s. 105; ~ bn Bibi, 2, s. 156-157. to~~ Altsaray~, s. 108, 117-118, 122. 144, 195.
1()2 Bu ismin kaynaklarda Bicar, Baycar, Bencar, Beycar gibi farkl~~ yaz~l~~lar~~ vard~r. 1():4 ~bn Bibi, 2, 120.
l(H~ bn ~eddad, Baybars Tarihi, 61; Aksarayi, s. 77.
Cambridge 1996, s. 165.
III Takyu'd-Din Ahmed b. Ali el-Makrizi, Kitabu's-Sdluk
Tashih ve Ha~iye: M. Mustafa Ziyade, Kahire 1941, Türkçe tercüme: Zakir K. Ugan, TTK Ktp. Daktilolu tercüme yazmalar, s. 75.
112 Nesevi, s. 82.
I()6 ~bn ~eddad, Baybars Tarihi, 76,156. 107 Ayni, C. 2, s. 152.
108
Aksarayi, s. 77; ~bn Bibl, 2, 139-140-141.
~()9 ~bn ~eddad, Baybars Tarihi, 72-75; Ayni, 2, s. 152.
11() R. Arnitai-Preiss, Mongols and Mamlüks The Mamlük-Ilkhanid War, 1260-1281, yan Hüsameddin'Bicar, Muineddin Pervane'nin de te~viki ile o~lu Bicar Ba-had~r ve torunlar~~ Muineddin ve Muzafereddin ile birlikte M~s~r sultan~na s~~~nd~lar". Ayni ise, Memlüklere s~~~nan bu mültecileri, Bencar (Bicar) el-Ritmi, onun o~lu Bahad~r, Ahmed b. Bahad~r, on iki Rum emin ve onlar~n evlatlar~~ ve ba~l~lar~~ ile Kurm~~~~ ve ~ektay ve onlann kabilesinin neferleri olarak zikretmektedirm. Bunlar Do~u ve Güneydo~u Anadolu bölgesinde Celâleddin Harzem~ah zaman~ndan beri bulunduklar~~ için bu bölgedeki topluluklarla kayna~m~~lard~r. Bu iç mücadeleler s~ras~nda bunlar~n maiyye-tinde K~pçak, Harezmli, Kürt ve Arap unsurlar~n bulunmas~~ ve Bicar Ba-had~r'~n Diyarbak~r'da Kürt beyi olarak an~lmas~°"8 bu durum ile alâkal~~ ol-mal~d~r. Ayr~ca bu Harezmli emirlerden hemen önce ~ek tay ve karde~i Çaverçi de ~am'da Memlûklara iltica etmi~lerdir ki Bicar Bahad~r bu iki Mo~ol komutan~n~n eni~tesi Bicar ailesi ve yan~ndakiler muhtemelen ~ektay ve Çaverçi adl~~ bu iki Mo~ol komutan~~ taraf~ ndan Baybars'a takdim edildiler ve Baybars'~n Anadolu'ya gelmesini te~vik etmek için Muineddin Süleyman Pervane taraf~ndan te~vik edildilerm. H. 710 (1310-1311) y~l~~ olaylar~~ aras~nda M~s~r Memlük Devleti'ndeki saltanat mücadelelerinde Bicar adl~~ bir beyden bahsedilmektedirm ki bu dönemdeki Memlük saltanat mücadelelerinde Mo~ol ve Harezmli unsurlar~n faaliyetlerinin bir yans~mas~~ olarak görülmelidir. Bu Mo~ol ve Harezmli unsurlar~n Memlûklara iltica et-mesinde, Alt~nordu hükümdar~~ Berke Han'~n kendi kabilesinden Mo~ollar~n Memlüklara kat~lmas~n~~ istemesi ve Harezmlileri Kahire'de kar~~layan Baybars'~n o~lu el-Melik es-Said'in anne taraf~ndan Harezmli ol-mas~, yani Harezmli ünlü emir Husameddin Berke Han'~n torunu olmas~~ kanaatimizce önemli bir sebep te~kil edecektir.
Celâleddin Harzem~ah ile birlikte Hindistan'dan Anadolu'ya kadar ge-len emirlerden biri de Orhadd~r. Celâleddin'in Hindistan'daki mücadelede ad~~ geçen ve day~s~ n~n o~lu olan Orhanm, Celâleddin'in karde~i G~yaseddin'den ayr~larak kendisine kat~lm~~t~r. Orhan, ilk olarak Sultan Celâ-
114 MUAMMER GÜL
leddin'in Gürcistan seferinde zikredilmektedir. Gürcü seferinden hemen sonra sultan onu Gence bölgesine göndermi~~ ve Gence ile beraber Arran da Celâleddin'e tâbi olmu~tur"3. Genceli Kiragos, Kafkasya'da Harezmlilerin is-tilâlar~ m anlat~rken, Orhan hakk~nda onlar~n ileri gelenlerinden ve ayn~~ za-manda Sultan~n annesi ile evli olarak bahseder. O, Orhan'~n Gencak deni-len ~ehirde zulüm yapt~~~n~~ zikrettikten sonra onun ayn~~ ~ehirde ~smaililer taraf~ndan 1227 y~l~nda öldürüldü~ünü söylemektedirm. Bunun üzerine Celâleddin, ~smaililerin bu tecavüzünü cezaland~rmak ve yak~n akrabas~~ Or-han'~n öldürülmesinin intikam~n~~ almak üzere Alamut ve çevresini istilâ ede-rek ya~malam~~t~r"5. Ancak ~bnü'l-Esir 1227 y~l~~ olaylar~nda Orhan'~n ismini zikretmeksizin Celâleddin'in Gence'yi emirlerinin en ilerisi ve en iyisine ikta olarak verdi~ini k~saca nakletmektedir"". Oysa Celâleddin, Harezm~ah dönemini en geni~~ ~ekilde anlatan ve sonraki yazarlar~n ba~l~ca kayna~~~ olan Cüveyni, Orhan'~~ Celâleddin'in ordusunun öncü birlikleri komutan~~ olarak tan~ tmakta ve 1231 y~l~nda Diyarbak~r önündeki ani Mo~ol bask~n~nda, Mo~ollar~~ oyalayarak Celâleddin'in kaçmas~na yard~m etmi~~ ve daha sonra kendisi de kaçarak kurtulmu~~ olarak tan~tmaktad~rm. Dönemin en önemli kayna~~~ ve olay~n tan~~~~ olan Nesevi de Orhan'~n Gence'de ~smaililer ta-raf~ ndan öldürüldü~ünü"' zikretmektedir. Ancak o, daha sonra Diyarbekir önlerindeki son Mo~ol bask~n~nda Orhan'~n Mo~ollara sald~rd~~~n~~ ve Sul-tan~~ kurtarmak için Mo~ol askerini üzerine çekti~ini, arkas~ndan önce Erbil'-e gitti~ini oradan Isfahan'a gidErbil'-erErbil'-ek oray~~ i~gal Erbil'-etti~ini, Mo~ollar oraya gErbil'-el- gel-dikten sonra Fars' çekilerek 1241 y~ l~ na kadar orada kald~~~ n~~ söylemektedir"". Bundan dolay~~ ~bnü'l-Esir'in ismini zikretmedi~i ve ~smaililer taraf~ ndan öldürülen bu Gence emirinin gerçekten Orhan olup olmad~~~n~~ tam olarak bilemiyoruz.
Celâleddin ile Anadolu'ya gelen di~er bir emir Buku
Celâleddin, Yass~çemen sava~~ndan sonra, önce Kafkasya'daki konumunu güçlendirmek ve daha sonra da Diyarbak~r'a hareketi s~ras~nda, Buku Han'~~ Mo~ollar~n hareketini takip için Azerbaycan'a göndermi~tir'". Celâleddin'in
113 Nesevi, s. 71, 73, 78; A. Taneri, s. 29-30. 114 Kiragos, s. 6-7. 115 ~bnü'l-Esir, C. 12, s. 432; A. Taneri, s. 59. 116 ~bnül-Esir, C. 12, s. 432. 117 Cüveyni, s. 347, 374-375. 118 Nesevi, s. 82-83. 119 Nesevi, s. 156. 12° Cüveyni, s. 372-373.
ölümünden sonra kaynaklarda bu emirden de bahsedilmiyor. Ancak Celâleddin'in dedesi Harzem~ah Muhammed Teki~'in 1195 y~l~nda Kay~r Buku Han adl~~ bir emir ile sava~u~~121, daha sonra da Kadir Buku Han adl~~ emir üzerine sald~ rarak onu önce esir ald~~~, sonra da ona emirlik vererek hizmetine ald~~~~ kaydedilmektedir°22. Bizce bu iki ~ahs~n ayn~~ ki~i olmas~~ muhtemeldir ki, Cüveyni'nin ayn~~ ~ah~slar' farkl~~ isimlerle anmas~~ da bunu kuvvetlendirmektedir. Burada as~l önemli olan husus ise, Celâleddin'in Azerbaycan ve Anadolu'daki faaliyetlerinde yan~nda bulunan ve onun ölümünden sonra da 1237'deki ölümüne kadar Harezmlilerin lideri olan Kay~r Han'~n da bizce yukar~da zikretti~imiz Kay~r Buku Han ile ayn~~ ki~i olma ihtimalidir. Celâleddin'in ölümünden sonra Kay~ r Buku Han ismine art~k rastlanm~yor. Ama Kay~r Han ismi Anadolu'daki Harezmlilerin en önde gelen bir komutan~~ olarak kar~~m~za ç~kmaktad~r. Kaynaklann onu Harezmli emirler içinde ön plana ç~ karmalar~~ Harezm~ah Muhammed Teki~~ döneminden beri Harzem~ahlar Devleti içindeki konumundan ve geçmi~inden kaynaklanmaktad~r. Bu da Kay~r Buku Han ile Kay~r Han'~n ayn~~ ki~i oldu~unu kuvvetlendirmektedir.
3- Anadolu ve Çevresinde Harezmli izleri
Mo~ol istilâs~n~n Türkiye'nin siyasi, etnik-kabilevi ve kültür tarihine bir katk~s~~ da hanedan soyundan olanlar ile beraber bütün bu Harezmli emir ve idareciler ile onlar~n emrindeki Harezmli Türlderi'nin Türkiye tarihinde yer almaland~r. Gerek ba~lang~çta Celâleddin ile gelenler ve gerekse daha sonra ~ran, Kafkasya ve Suriye'den gelenler art~ k Anadolu'da yerle~mi~lerdir ki bunlara ait hat~ralar ve izler bugüne kadar gelmi~tir.
Bu hat~ralardan ilki, Celâleddin'in Anadolu'daki ak~beti hakk~ndaki farkl~~ haberlerdir. Her ne kadar ça~da~~ kaynaklar onun Diyarbak~ r bölgesinde öldü~ünü ve Meyyâfânkin'de defnedildi~ini yazarlarsa da Tun-celi'nin Hozat ilçesinde "Docik Baba" olarak bilinen Tadk Baba ziya-retgâh~n~n Celâleddin Harzem~ah'a ait olabilece~i ~eklindeki kanaat dikkate ~ayand~r. Buna göre Celâleddin'in, Meyyârar~kin-Hazro-Palu istikametinde Murat Suyunu geçtikten sonra Dersim da~l~k bölgesine s~~~nmas~~ uzak bir ihtimal de~ildir. Mo~ollar~n onu takip edememeleri de onun Dersim
121 Cüveyn1, s. 270. 122 Cüveyni, s. 273-274.
116 MUAMMER GÜL
bölgesine gelmi~~ olabilece~ini göstermektedir'23. Onun Meyyâfânkin'de öldürüldü~üne dair genel görü~e ra~men Harput'ta öldürüldü~ü ~eklinde kay~tlar da vard~r'". Aynca Anadolu'da muhtelif a~iret, boy ve oymaldar, bil-hassa Süter ve Dersim bölgesindeki a~iretlerin Celâleddin'e mensubiyet iddi-alar~~ 125 ile Tunceli bölgesindeki a~iret isin~lerinde Kafkasya'dan gelen Ha-rezmli topluluklann izlerinin varl~~~l2" da dikkate ~ayand~r.
Bunlara ek olarak Erzincan-Dersim ve Bingöl-K~~~-Mu~-Varto hatt~~ bo-yunca ya~ayan
Hormek
kabilesi mensuplan, atalar~ndan gelen rivayedereda-yanarak, kendilerini Harezmli Türkleri olarak kabul etmektedirler°27. Gerçekten de yukar~da zikretti~imiz gibi Celâleddin Harezm~ah ile birlikte Ahlat ku~atmalan öncesinde ve sonras~nda buralarda ya~ma ve istilâlarda bu-lunan ancak önce Yass~çemen ve nihayet Diyarbak~r yak~nlar~nda u~rad~~~~ son yenilgiden sonra Celâleddin'in hayat~n~~ kaybetmesi ile Harezmlilerin ad~~ geçen yerlerdeki da~l~k bölgelere çekilmeleri dikkate al~n~rsa
Hormek
kabi-lesinin Harezmliler ile ili~kisi daha iyi anla~~labilir. Her ne olursa olsun bölgenin etnik- kabilevi yap~s~nda ve kültüründe Harezmli izleri kendisini aç~kça göstermektedir.Do~u ve Güneydo~u Anadolu'da oldu~u gibi Bat~~ Anadolu'da da Ha-rezmli Türklerinin izlerini a~iret, boy ve oymak isimleri ile yer adlar~nda görmek mümkündür. Bat~~ Anadolu'da bir beylik tesis eden Saruhan'~n kay-naklarda zikredilen Harezmli kumandan~n bir halefi olmas~~ mümkündür ki, Ala~ehir yer adlar~, böyle bir münasebeti kuvvedendirmektedir. Mu~la'daki
Horzum
adl~~ yerle~im ismi buna delalet etti~i gibi128 Kütahya, ~çel, Teke veAlâiye'de
Harzem
adl~~ cemaat-~~ Yörükandan a~iret ve cemaatlar°29, Kütahya- 123 Nazmi Sevgen, Do~u ve Güneydo~u Anadolu'da Türk Beylikleri, Yay. Haz~rlayan: ~. Kaya Sefero~lu-H.Kemal Türközü, Türk Kültürü Ara~t~rma Enstitüsü, Ankara 1982, s. 3.1" Ahmed Eflaki, Menük~bu'l-Arifin, C.I, Çev.T. Yaz~c~ , MEB, ~stanbul 1964, s. 22. 123 Bilal Aksoy, Tunceli, C.I, Ankara 1985, s.135-136; M.H. Y~nanç," Celâleddin Harzem~ah", s. 53. Dersim bölgesi halk~n~n bu kanaann~~ dile getiren isimlerden biri de Dersim milletvekili Hasan Hayri Bey'in 3 Ekim 1921 tarihli BMM gizli oturumundaki konu~mas~d~r. Bakz. Enver Konukçu, "Kara ve Akkoyunlular~n Yurdunda", Türk Dünyas~~ Ara~t~rmalar~ , S. 86, Ekim 1993, s. 180-181.
126 ~brahim Y~lmazçelik, Dersim Sanca~~, Elaz~~~ 1999, s. 125-127.
127 Mehmet ~. F~rat, Do~u illeri ye Varto Tarihi, Türk Kültürü Ara~t~rma Enstitüsü, Ankara 1983, s. 72-87.
128 P. Wittek, Mente~e Beyli~i 13-15 As~rda Garbi Küçük Asya Tarihine Ait Tetkik, Çev. 0.~aik Gökyay, TTK, Ankara 1986, s.19,162; F. Sümer, O~uzlar, 181, 228, 318, 357.
129 Cevdet Türkay, Ba~bakanl~k Ar~iv Belgelerine Göre Osmanl~~ imparatorlu~unda Oymak
A~iret ve Cemaatlar, ~stanbul 1979, s. 88-408; ~.H. Uzunçar~~l~ , Anadolu Beylikleri ve Ak-Koyunlu
Ayd~n-Saruhan-Yalvaçta Horzum adl~~ Yörükan taifesim yine Kütahya'da
Horzum-~~ Kebir, Horzum-~~ Atik, Horzum-~~ Cedid'', adl~~ topluluklann varl~~~~
XIII. yüzy~l~n sonunda uç bölgelere s~~~nan Türkmen boylar~~ içerisinde Ha-rezmlilerin etkisini göstermesi aç~s~ndan önemlidir. Ali Bahad~r'~n da An-kara ve Bat~~ Anadolu'daki isyan ve faaliyetlerinde "2 buradaki Harezmli Türklere dayanmas~~ onun Harezmli Türklerden olabilece~ini akla getirdi~i gibi Afyon bölgesindeki Yöriikler aras~nda da Harezmliler bulunmaktad~r'33. Ayr~ca Çukurova bölgesinde Toroslar~n Alada~~ k~sm~nda atalar~n~n Ayd~n'~n Ala~ehir kasabas~ndan geldi~ini söyleyen ve Mara~, Kozan, Kayseri ve Sivas taraflar~ndaki obalar ile birlikte say~lan iki bin çad~n bulan Horzum a~ired yan~nda yine Toroslar~n Binbo~a k~sm~nda ya~ayan ve atalar~n~n Horzum'-dan Bingöl'e, daha sonra da Binbo~a da~lar~na geldi~ini söyleyen Horzum obas~~ mensuplanm da Harezmli Türklerinin Anadolu'daki uzant~lar~n~~ te~kil etmektedirler.
Di~er taraftan Mardin'nin güney-bat~s~nda V~. yüzy~ldan beri Bizans ~mparatorlu~u'nun do~u s~ n~ rlar~ n~~ koruyan bir kale olan ve Bizans döneminden beri varl~~~~ bilinen Harzem adl~~ önemli bir yerle~im bulunmak-tayd~~ ki135, buray~~ Mardin Artuklu emin Kutbeddin'nin imar edip ba~~ ve bos-tan yapt~~~~ kaydedilmektedir'3t. Bitlis'te H. 800, 1014 ve 1092 tarihli tescil kay~tlar~nda bulunan bir vakfiyenin ~ahitleri aras~nda Mevlâna ~erefeddin el-H~lati el-Harezmim ad~~ dikkati çekmekte ve onun Ahlat'a yerle~mi~~ Ha-rizmli unsurlardan geldi~i anla~~lmaktad~r. Urfa merkez köylerinden
Hor-zum ve Küçük HorHor-zum adl~~ köyler'" ile Urfa-Siverek'te Harztu~P" adl~~ köy
de onlar~n Urfa bölgesindeki hâkimiyederinin birer hat~ras~~ olarak kalm~~t~r.
1" Türkay, s. 422. 131 Türkay, s. 90.
132 ~br~~ Bibi, 2, s. 151,160-161,164.
133 Yusuf Z. Yiirükan, Anadol~~ 'da Aleviler ve Tahtac~~ lar, Haz.Turhan Yörükan,TTK. Yay.,
Ankara 1988, s. 411.
13'1 Ali R~za Yalman, Cenupta Türkmen Oymaklar~, Il, Haz. Sabahat Emir, Kültür Bakanh~~~
Yay~nlar~, ~stanbul 1993, s. 36-37, 360-362.
135 Nejat Göyünç, XV/. Yüzy~lda Mardin Sanca~~, ~stanbul 1966, s. 18, 62-63.
136 Ebü Bakr-i T~ hrani, Kitab~~ Diyarbakriyya Ak-Koyunlular Tarihi, C. I, Yay. N. Lugal-F.
Sümer, TTK. Yay., Ankara 1993, s. 61; Ramazan ~e~en, "~ mad al-Din Al-Kâtib Al-~sfahanrnin Eserlerindeld Anadolu Tarihiyle ilgili Bahisler". SAD, 3, Ankara 1971, s. 297.
137 Osman Turan, Do~u Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Nak~~lar Yay., ~stanbul 1980, s. 115.77 nd.
138 1974 Y~l~~ itibariyle Yerle~im Üniteleri K~lavuz(' URFA, Köy ~~leri ve Kooparatifleri
Ba~kanl~~~~ YSE Genel Müdürlü~ü, Ankara 1974, s. 7.
139 Mehmet Salih Erpolat,"XVI. Yüzy~lda Siverek Sanca~~nda iskan ve Nüfus", Tarihte
118 MUAMMER GÜL
Di~er taraftan Osmanl~~ belgelerinde Diyarbak~r'da Garb-i Amid ve ~ark-~~ Amid kazalar~nda Harzemi14°, Kars-Ardahan'da Küçük Harziyan" adlar~~ ile birer köy bulunurken, Anadolu'ya Celâleddin Harzem~ah ile gelip onun ölümünden sonra Diyarbak~r-Harput bölgesinde hâkimiyetlerini 1277 y~ l~ na kadar sürdüren ve yukar~da siyasi rollerinden bahsetti~imiz Bicar ailesinin de yer adlar~ nda izleri günümüze kadar gelmi~tir. Osmanl~~ belgelerinde önceleri Bacer Kazas~' 12 ad~yla bir kaza hilviyetinde olan bir yerle~im birimi daha sonra köy ismi olarak Bacervan, Bacirvan, Becir Ömer, Bicar Ömer, Bacuvan, Becivan, Bicar"" gibi farkl~~ ~ekillerde yaz~lan bir merkez köy olarak kar~~ m~za ç~kmaktad~r ki bu Bicarlar~n bu bölgedeki hat~ ras~~ ile alâkal~~ ol-mal~d~r.
Sonuç olarak ~unu söyleyebiliriz ki, Mo~ol istilâsm~n Yak~ndo~u ve bil-hassa Anadolu üzerindeki en önemli tesirlerinden biri, Celâleddin'den sonra ona tâbi olan Harezmlilerin Anadolu, Suriye, ~rak ve M~s~r siyasi olay-lar~nda belirgin bir rol oynam~~~ olmalar~d~r. ~kincisi ise, Harezmli yönetici ve e~nirlerin Eyyubi, Memlük ve Türkiye Selçuklular~~ devletlerindeki konumlar~~ ile bilhassa Anadolu'ya da~~lm~~~ olan Harezmli topluluklar~ n burada kal~c~~ bir statü ile yerle~ik hayata geçmeleridir. Anadolu'nun etnik-kabilevi ve sosyo-kültürel yap~s~nda gözle görülür tesirler meydana getiren bu Harezmli Türklerin istilâm~n Harzem, Horzum, Harzuni gibi boy ve a~iret isimleri ile bu topluluk ve onlar~ n temsilcilerine ait yer adlar~ nda gözlemlemek mümkündür. Üçüncü olarak da bütün Yak~ n do~u ve bilhassa Türkiye üzerinde derin tesirler b~ rakm~~~ olan Mo~ol istilâ ve hâkimiyetinin habercisi ve âdeta bir provas~ n~~ te~kil etmesidir. Ayr~ca bütün bunlar XI. yüzy~ l~ n ba~lar~ ndan itibaren ba~layan Anadolu'nun Türkle~mesi hâdisesinin sadece siyasi ve askeri bir çerçeve içerisinde anla~~lmas~= mümkün olamayaca~~ n~, bunun etnik, kabilevi, sosyal ve kültürel aç~dan da ele al~nmas~~ gerekti~i or-taya ç~kmaktad~r.
I° ~ brahim Y~lmazçelik, X/X. Yüzy~l~n ~lk Yar~s~nda Diyarbak~r° 790-1840), TTK. Yay., Ankara 1995, s. 159-160.
ili
Köylerimiz, T.C. ~çi~leri Bakanl~~~~ iller idaresi Genel Müdürlü~ü, Ankara 1968, s. 399.
142 ~. Y~lmazçelik, Diyarbak~r, s. 139.