• Sonuç bulunamadı

İki yıl önce Melih Cevdet'le İstanbul'u gezerken şöyle diyordu:Yaşlandık ama ruhumuz genç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İki yıl önce Melih Cevdet'le İstanbul'u gezerken şöyle diyordu:Yaşlandık ama ruhumuz genç"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet

imtiyaz sahibi: Berin Nadi

Genci Yay ın Yönetmeni: Özgen Acar #00110! Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetiııkaya • Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yüzüşleri Müdürleri:

İbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç • Haber

Merkezi Müdürü: ipek Çalışlar

• Görsel Yönetmen: Ali Acar # Dış Haberler: Ergun

Balcı • İstihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaüreıı # Spor: AlıdülkadirYiicelman • Düzeltme: Abdullah Yazıcı

Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay # 1 labor Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- varıNo: 125, Kat: 4, Bakaıılıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat), Telex: 42344, Fax: (4)4195027 • İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, II.Ziya Blv. 1352 S.2/3 Tel:44İ 1220 I elex: 52359, Tax: 4419117 • Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S No: I Kat: I, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570 t aMnılavan \e Basan: Yeni Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A.Ş.

üi koçağı Cad- W 41 Cağııloglu 34334 Ist. PK: 246 İstanbul Tel: (0 212)512 05 »5(20 hal) Teles: 27246. I;ıx: (0 212)51 M WS

Müessese Müdürü: Erol Erkut •K oordinatör:

Ahmet Korıılsan •M uhasebe: Bülent Yener

• İdare: Hüseyin Gürer • İşletme: önder Çelik • Bilgi-lşlem: Nail İnal •Bilgisayar Sistem:

Mürüvet Çiler • Reklam: Reha Işıtman

8 ARALIK 1993 imsak: 5.37 Güneş: 7.09 Öğle: 12.01 ikindi: 14.21 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.08

Mutluluğun resmine adanmış bir yaşam

Ressam, sinemacı, yontucu ve yazar A bidin D ino’nun ölüm ü büyük üzüntü yarattı

► Kalp yetmezliğinden ölen Abidin Dino’nun

cenazesi Türkiye’ye gönderilmeden önce, Fransa

Büyükelçiliği önünde tören düzenlenecek ve saygı

duruşunda bulunulacak. Paris Büyükelçisi Tanşuğ

Bleda, “Üzüntümüz büyük. Türkiye sadece bir

büyük ressam değil, bir kültür adamını kaybetmiştir” dedi.

► Kültür Bakanı Fikri Sağlar, “Ülkemizi uluslararası

alanda başarıyla temsil eden yetkin bir sanat elçimizdi.

ulaşan Abidin Dino’yu, halkımıza daha iyi tanıtmak

ve anısını yaşatmak için çaba göstereceğiz” diyerek

tüm sevenlerine başsağlığı diledi

MİŞEL PERLMAN

PARİS - Ünlü Türk ressamı Abidin Dino (80),

uzun yıllardır oturduğu Paris'te, dün sabaha karşı öldü. Dino'nun cenazesi Türkiye'ye getiri­ lerek perşembe günü, vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Bir süredir tedavi gören ve doktor kontrolünde bulunan ünlü ressamın ölümü sanal dünyasında büyük üzüntü yarattı.

Abidin Dino'nun cenazesinin Türkiye'ye gön­ derileceğini bildiren eşi Güzin Dino, sanatçının bir süredir hastanede yattığını belirtti. Eşinin birkaç ameliyat geçirdiğini anlatan Güzin Dino, Abidin Dino'nun kalp yetmezliği sonucu öl­ düğünü söyledi.

Cenazesi Türkiye’ye gönderilmeden önce Dino için Paris Büyükelçiliği önünde bir tören düzenlenerek saygı duruşunda bulunulacak. Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda,

“Üzüntümüz büyük. Türkiye sadece bir büyük ressam değil, bir kültür adamım kaybetmiştir”

dedi. Bleda sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anadolu kültür eserleri sergisi için 4-5 vıl evvel Fransız televizyonunda yaptığı ve Anadolu’nun zenginliğini anlatan konuşması, hala iftiharla anı­ msadığım bir olay. Ayrıca, bu vıl nisan ayında

'Lalenin Anısına’ ismi altında Paris'te düzenledi­

ğimiz etkinliğin başarılı olmasında da Abidin Di- no’nun büyük bir katkısı olmuştur. Bu vesileyle kendisiyle çok yakın bir ortak çalışma içinde bu­ lunmuş olmanın mutluluğunu her zaman ana­ cağım. Kendisine rahmet, eşi Güzin Hanım'a baş­ sağlığı ve sabır dilerim.”

Kültür Bakanı Fikri Sağlar da ünlü Türk res­ samı Abidin Dino’nun ölümü üzerine yaptığı açıklamada. “Çağdaş Türk resminin en büyük

ustalarından biri olan Abidin Dino’yu yitirmenin büyük acısını ve hüznünü yaşıyorum” dedi. Sağ­

lar, Dino’nun özgün resim çalışmalarının yanı sıra usta bir sinemacı, yontucu ve yazar olarak da Türk sanatına yeni soluklar ve açılımlar getir­ diğini belirterek açıklamasında şunları kaydetti:

“Ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil eden yetkin bir sanat elçimizdi. Kültür Bakanlığı olarak yapıtlarıyla ölümsüzlüğe ulaşan Abidin Dino'yu, halkımıza daha iyi tanıtmak ve anısını y aşatmak için çaba göstereceğimizi anımsatarak ailesi, yakınları ve sanat camiası ile tüm sevenleri­ ne başsağlığı diliyorum.”

DİNO’NUN

SANAT-SON SÖYLEŞİSİNDEN

‘İki aşkım var:

Memleketim ve Paris’

Kültür Servisi- Abidin Dino, eylül ayında İs­

tanbul’a gelmiş, çok uzun, çok özlemli yıllardan sonra Türkiye’de, üstelik Büyükada’da ilk kez resim yapmıştı. Bu resimleriyle İstanbul Sanat Fuan'na katılan Abidin Dino, basında yer alan son söyleşisinde (Cumhuriyet 2.19 Eylül 1993), 'kendisini Parisli mi, İstanbullu mu’ hissettiğine yönelik bir soruyu şöyle yanıtlamıştı:

“Çocukluğumda da Paris'te oturduğumuz için ailece, o ikilik bende var. ama eğer bir terazi var­ sa, o terazide ağır basan muhakkak ki Türkiy e ve İstanbul... Hatırlarsınız belki de. Joséphine Ba­ ker

adında çok güzel zenci bir bayan vardı, 1930’larda, 40’larda kırıp geçi­ riyordu ortalığı. Oııun meşhur bir şarkısı vardır, bü­ tün düny ada bizim kuşak ezbere bilir.

‘J'ai deux amours, mon pays et

Paris-İki Aşkım Var­ dır. Memleketim ve Paris’...Ben de

bir çeşit Joséphine Baker gibi sahney e çıkıp bunu söyleye­ bilirim.”

Güzin Dino ile birlikteliğinden söz ederken de

“Türkiye’den ay­ rılmaya

karar verince, Güzin’in yanımda olması bir çeşit Türkiye’nin yanımda olması gibi bir şeydi” de­

mişti. Resmini yapamadığı ‘mutluluk’ için, onu mutlu eden bir anısını aktarıyordu:

“Alanya’da bir sergi açtım, Kızılkule'nin tepe­ sinde... Bir sürü insan geldi. Çok sevimli gençler geldi, biraz alçak sesle ‘Abidin bey, siz mutlulu­

ğun resmini yapabilir misiniz?'diye soruy orlardı.

O bir çeşit parola oldu. Anladım ki, Nazım’ı oku­ muş gençler, beni Nazım sayesinde biraz tanımış­ lar... Dolayısıyla o parolaya hayranım.”

Partili bir

sanatçı olmak

AYDIN ENGİN________________________

Sosyalizmle ne zaman tanışmıştı bilinmi­ yor. Belki 1934’lerde A tatü rk ’ün emriyle sine­ ma eğitimi görm ek üzere gönderildiği Sovyet- ler Birliği'nde; belki A vrupa’da faşizmin tohum larının çatlam aya başladığı 1930’lann başlarında, İstanbul’da sanata ve özgürlüğe susamış aydınların, sanatçıların gittiği o bo­ hem kahve ve meyhanelerde. Bilinen, yaşamı­ nın sonuna kadar sosyalizmi terk etmediği. ■ Arkası 15. Sayfada

FOTOĞRAF: İBRAHİM ÖĞRETMEN

A ta tü rk ’ü n isteğiyle Leningrad’a gönderilm işti

Kültür Servisi - Türk resminin

büyük öncüsü Abidin Dino. Türk resminde kocaman bir boşluk bırakarak gitti... Resimleri bugün dünyanın pek çok müzesinde, resmi ve özel koleksiyonlarda bulunan Abidin Dino, İ913 yılında İstanbul’da doğmuştu. Yaşamını sanata adayan Abidin Dino’nun uzun sanat serüveni. Galatarasay Lisesi’nde ortaöğrenimini resim uğruna yanda bıraktıktan sonra

1931 yılında gazeteci-eleştirmen

Fikret Adil'in yönettiği “Artist”

dergisinde yayımlanan ilk

çizgileriyle başladı. Aynı yıllarda şair Nazım Hikmet'in kitaplarına ka paklar hazırlayan Abidin Dino, kısa bir süre sonra ressam ve hey keltraş arkadaşlarıyla Türk resim tarihinde önemli bir yer tutan D G rubu’nu kurdu.

Nazım'ın “Sen mutluluğun resmini

yapabilir inisin Abidin?” dizesinden

sonra “mutluluğun ressamı” olarak anılan ünlü ressam, özellikle Anadolu tiplemeleri ve işçi desenlerindeki kendine özgü ifade tarzıyla tanındı. 80 yıllık yaşamı boyunca mutluluğun resmini

yapabilmiş miydi? “Hayır” demişti bir söyleşisinde: “Mutluluğun

resmini yapamadım, yapamam, aıııa bugün mutlu olduğumu

söyleyebilirim.” Belki mutluluğun

resmini yapamadı, belki de yapabildi; bütün resimlerinde. Resimleri, bir “dünya”ydı. Biraz Abidin. birazda bu dünyanın aynası: “Dünyada yaşanan

keşmekeşin resmime yansıması kaçınılmaz.”

Arkası 14. Sayfada

________ SERÜVENİ

P aris’te bir büyükelçiydi...

M EHM ED KEMAL

Sanat yerli yerine oturunca ölümsüzdür. Abidin Dino’nun ölüm haberi gelince ölümsüzlüğe bir daha inandım. Çizginin ustası yerli yerine oturm uştu.

Abidin sadece çizgi ustası mıydı? Hayır, beş parm ağında beş hüner, sanatın bütün kollarında ustaydı.

Şair Fethi Giray’la 1948’lerde

“Meydan” dergisini çıkarıyorduk. İki

yaprak, dört sayfalık dergiyi aldı, evirdi, çevirdi, dehasının pırıltılarını ortaya döküverdi. Bu sadece bir dergi değil bir sanat başyapıtıydı. Şimdi bu

dergiden bir sayı var. O da bende değil, şair Seyit Nezir’dedir. Yitmezse ilgilenenler onda bulabileceklerdir.

Yıllardır, Paris’te bir sanat büyükelçisi olarak yaşıyordu. Paris caddelerinden geçerken,

“İşte bir büyükelçi geçiyor...”

derlerdi.

Devlet hiçbir zam an gereken önemi göstermemişti. G ereken önem onun zaten sırtında taşıdığı bir ağırlıktı.

Sanatı ölümsüzleştiren, yıllar sonra Paris’ten yurduna geliyor.

Bu büyük sanatçının önünde saygıyla eğilelim. Şimdi acısının yangınıyla bir saygı zamanıdır.

• «

ik i y ıl önce M elih Cevdet ’le İstanbul u gezerken şöyle diyordu:

‘Yaşlandık amaruhumuzgenç9

MELİH CEVDET ANDAY

1991 haziran sonlarıydı. Telefon çaldı. Açtım, Abidin Dino’ydu. Paris’ten arıyor sandım. Meraklanırım uzak telefonlardan.

- İkiniz de iyisiniz ya? diye

sordum.

İyilik haberlerini aldıktan sonra başladım sitemlerime:

- ‘Güzin’in yeni kitabı hala bana gelmedi.’

Abidin, “ Eliyle verecek” dedi.

- Nerede? Paris'te mi? - Hayır, burada. Biz. İstan­ bul’dayız.

Tam bir şaşkınlık içinde kalmıştım. Yıllardır görüş­ müyorduk.

Abidin'le arkadaşlığımız 1936-37 yıllarında baş­ lamıştı... Abidin, 1951 'de

yola çıkmış. İtalya’da bir süre kaldıktan sonra Paris’e yerleşmişti. Eşi Güzin ise daha sonra gitti.

Paris’ten ilk olarak 1969 yılında geldi İstan­ bul’a. Galeri I'dc resim sergisi açtı ve sonra ye­ niden Paris’e döndü. Ben o zaman M oda'da oturuyordum. Bizde de kalmıştı bir iki gece. Sabahlara dek süren tartışmalarımızın konu­ sunu bulamıyorum şimdi, unutmuşum. Öteye beriye gitmiştik birlikte. Gittiğimiz yerlerden

l

%

Abidin Dino, 1993 yazında Alanya Müzesi önünde.

birisi nasılsa aklımda kalmış. Güzin'in teyzesi­ nin eviydi. Teyze hanım Güzin’i sorduğunda

“İyi” yanıtını vermişti Abidin. sonra da “Her geçen gün daha çok Seviyorum onu” diye ekle­

mişti.

Âbidin'in Paris’ten ikinci gelişini de kısaca anlatıvcrcyim:

Amiral Fahri Korutiirk, cumhurbaşkanlığı sırasında. Köşk’tc bir “kabul resmi” düzenle­ mişti. Neredeyse tüm yazarlarımız, sanatçıları­

mız da davetliydi. O kala­ balık içinde Abidin'le karşı­ laşmaz mıyız? O sefer başka buluşmamışlık.

Ben 1979-80'dc Paris'te gö­ revli olarak bulunduğumda elbette sık sık görüştük. 199 I’dc Güzin'le birlikte üçüncü kez İstanbul'a geldi. Bu kez. Galeri Nev'de karşı­ laştığımızda baktım ki, çakı gibi. “Senden daha eski arka­

daşım kalmadı” dedim Abi-

din'e. “Benim de öyle” dedi. Bir gün İstanbul’da baş başa gezinti yapmayı karar­ laştırdık...

Onun isteği üzerine Kulc- dibi tıdc buluştuk. Fakat tele­

vizyoncular yakamıza

yapıştıkları için çaresiz, prog­ ramımızı özgürce uygulama- yamadık. Yakalarımıza birer ses alma cihazları takıldı. Ne konuşsak kayda geçiyor. Bir ara Abidin. “Yaş­

landık nıı Melih?” diyecek oldu. Yakasındaki

cihazı gösterdim. Abidin toparlandı. “Ama ru­

humuz genç” dedi.

Kameralar eşliğinde. Galata Kulesi. Cennet Bahçesi, Çiçek Pasajı'nda dolaştık, sohbet et­ tik. Çiçek Pasajı'nda beyaz şarap içip, yemek yedik. İşte o gün İstanbul gezimiz böyle sona erdi dostumla. Kalktık. Orada ayrıldık. G ü­ zin’le Abidin iki gün sonra Paris’e yollandılar.

NE DEDİLER?

ikinci kez ağladım

MELİH CEVDET ANDAY

Bu acı haber üzerine Âbidin’in değeri üzerinde konuşma olanağını kendimde bulamıyorum. Duygusal olacağım için bağışlanmamı dilerim. Ben bir defa Refah vapuru faciasında büyük ağabeyimin kaybolduğunu haber aldığım gün ağla­ mıştım. Bugün Abidin Dino’nun ölüm haberini aldığımda ikinci kez ağladım. Abidin dostum, kardeşim ve arkadaşlı­ ğıyla övündüğüm uygar bir insandı. Onun sanatı, dünya gö­ rüşü, yaşam felsefesi üzerinde daha sonra duracağım. Şimdi onun acısını çekelim.

Ç ağdaş k ültü rü sevdirdi

OKTAY AKBAL ~

Dino’yu 1939’da Beyazıt’taki Küllük kahvesinde tanıdım. Benim kuşağımın gözünde daha o günlerde bir sanat öncüsü durumundaydı. Ressam ve yazar olarak çağdaş kültürü se­ ven ve gençlere sevdiren bir aydındı. Ağabeyi Arif Dino ile birlikte Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi büyük değerlerin yetişmesinde etkileri olan kişilerdi. Ne yazık ki ben pek yakınında bulunamadım. Çünkü o ve ağabeyi 2. Dünya Sa­ vaşı yıllarında A dana’da sürgündüler. Daha sonraki yıllar­ da Fransa’ya yerleşti, çok uzun yıllar Türkiye’ye gelmedi. Avrupa’da adı sanat alanında tanınmış bir kişi oldu. Özellik­ le Fransa’da Abidin Dino adını tüm sanatseverler bilir. Ölü­ mü bir kayıptır.

Yalan...Yalan...

ZEYNEP AVCI

Benim oturup da Abidin Bey öldü diye yazı yazmam yalan. Üzülmem de yalan. Kavga etmek, sevişmek, dövüşmek, öpüşmek, kahve içmek, ağlamak, oturmak, kalkmak, gökyüzüne bakmak, gözünü açmak ve kapatmak... hepsi yalan. Kağıtların, fırçaların, harflerin ve sözcüklerin ağla­ madığı da yalan. Politikacılar, doktorlar, hastaneler, dijital tele­ fon santralları, evlilik cüzdanları, hapishaneler ve sürgünler... Ko­ caman yalan. Ölüm değil, yaşam yalan. Ama Abidin Bey’in öldüğü iyice yalan.

T am bir

boşluktayım

ARA GÜLER

Abidin Ağabey’in ölümünü bu sabah duydum. Kendimi birdenbire bir boşlukta hissettim. Manevi olarak en büyük desteklerimden, güç aldığım kişilerden biriydi. Boşluktayım, çünkü beni anlayan adamlardan biri eksilmiş olacak. Bera­ ber bir sürü kitapların hazırlanması için çalışmıştık. Tam bir boşluktayım artık.

Bir ressam dan öteydi

HALDUN DOSTOĞLÜ

Benim için sadece bir ressam olmaktan öte bir anlamı var­ dı. Dino'nun galerimize kuruluşundan itibaren büyük emekleri olmuştur. Bir sanatçıyı ve en önemlisi bir dostu kaybetmenin hüznü içindeyim.

Ç o k z o r g eliy o r

AYNİ ARBAŞ

İki gün önce Paris’i aramıştım ve bu telefon görüşmesi sonu­ cu yaşamından ümit kesildiğini öğrenmiştim. Kendimi hazı­ rlamış olmama rağmen bu çok zor geliyor. Çok sevdiğim ve uzun yıllardır her şeyimi paylaştığım dostumdu benim. Türk sanatı için büyük kayıptır. Hepimizin başı sağolsun.

Yazılanm çok severdim

SELİM TURAN___________________________________

60 yıllık arkadaşımdı. Ağabeyi A rifle çok samimi arka­ daştık. Onun aracılığıyla Abidin'i tanıdım ve bizim gruba girdi. Paris’te aynı yerde oturmuşluk. Çok yönlü bir res­ samdı. Ben yazılarını resimlerinden daha çok severdim.

Son

basam aktaydı

ERDAL ALANTAR

Ben 1958 de Paris'e geldiğim za­ m an biz d ö rt ressamdık. Şimdi, aradan 38 yıl geçti. Abidin d ü n ­ yaca tanınm ış bir ressam. A vru­ pa'nın estetiğine esir olm adan, Türk sanatını da u n u ttu rm a­ dan, F ransa'nın çok iyi tanıdığı ressam lar merdiveninin son b a­ sam ağına gelmiştir. Zaten, hiç­ bir sanatçı ölmez.

H ep yanım da

NEDİM GÜRSEL

Sadece çok değerli bir sanatçı değil, yakın bir dostumu kay­ bettim. Güzin ve Abidin, Paris’e geldiğimiz yıllardan beri benim için ikinci bir aile olmuşlardı. On gün önce, Abidin’i gördüğümde, bütün halsizliğine rağmen, o her zamanki ilgi­ siyle romanımı bitirip bitirmediğimi sormuştu. Âbidin’in evimin duvarlarını kaplayan tablolarındaki renkleri devinim halindeki biçimleriyle hep yanımda olacak. Her şeyden önce, Güzin Dino'ya vc tüm sanat dünyasına başsağlığı dili­ yorum. ■ Arkası 14. Sayfada

T a h a Toros Arşivi

* 0 0 1 5 1 2 6 9 4 0 0 6 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Sözleşme’nin somut olaya uygulanmasına gelince; Filistin’e göre, olayda diplomatik misyon kabul eden Devlette kurul- mamış ve fakat özel bir uluslararası statüye sahip

turmaların Yürütülmesi, Soruşturma Evrakının Düzenlenmesinde ve Tamamlan- masında Dikkat Edilecek Hususlar” (Genelgeler; http://www.cigm.adalet.gov. Erişim tarihi

Kocanın artık evin reisi kabul edilmemesi ve evlilik birliğini ilgilendiren konularda, ortak ko- nutun seçilmesinde eşlerin ortak karar alması ilkesinin getirilmiş olma- sı,

59 Ancak bugün itibariyle 5510 sayılı Kanun’da, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortala- rına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların

27 Anayasa Mahkemesi’nin de, kararname, tüzük ve yönet- melik dışında kalan düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarını kabul etmediği göz önünde

When Anthony Minghella, writer and director of The English Patient (1996), the movie, said, “The book [The English Patient] defies adaptation,” an controversy which existed since

Dairesi, 95 davacının yerleşim ye- rinin Ankara İli, Çankaya İlçesi, Çiğdem Mahallesi olarak gösterildiği, yıkımı istenen yapının ise coğrafi olarak davacının

MEASUREMENTS: QOL was assessed according to the brief version of the World Health Organization Quality of Life instrument (WHOQOL-BREF), functional balance and gait according to