• Sonuç bulunamadı

Karagöz!..

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karagöz!.."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BURHAN

FELEK

K A R A G Ö Z ! . . .

H

ANİ şöyle bir sahipsiz beyit vardır: «Bunu yazan bir muhalif ruzigâr Kendi gitti, ismi kaldı yadigâr» Karagözümüz maalesef böyle oldu.

Her Türk çocuğunun sünnet gibi en kritik zamanında acı­ sını unutturmak için yanma koşan Karagöz bugün bir «ya­ digâr» bile değil.. Hiltonda bir bar; bâzı antikacı dükkânla­ rında tasvirleri birer yadigâr.. Ve işte o kadar.

Geçende radyo açık.. Dinliyorum..

Karagözcülerin mi, Karagöz muhiblerinin mi bir toplan­ tısının haberini veriyordu. Kulak kabarttım. Hatırımda kaldı­ ğına göre Karagözü Diriltme Derneği gibi bir demeğin baş­ kam olduğunu radyonun haber verdiği Muhiddin adındaki zat Karagözü elimizden alıp kendilerine mâl etti diye Yunanlıları — radyonun dilince — yermiş. Eleştirmiş.. Anlaşılan ağzına geleni söylemiş.. Neden? Karagözü bizden aldı da bir Yunan temaşa çeşididir diye dünyaya tanıttı., diye. Ve «Biz Karagö­ zü ihya edeceğiz.» kararıyle haber kapandı..

Doğrusu müteessir oldum.. Çünkü biz Karagözün saltanat devrine yetişmiş, iyi hayâl oynatanları görmüş kimseleriz. Karagöz babında görgü şahidi olarak şurada kaç kişi kaldık..

Bugün altmışın altındakiler arasında iyi Karagöz seyret­ miş kimse var mıdır bilmem? Yâni bugünkü orta yaşlılar ve gençler Karagözün sadece hikâyesini dinlemiştir, esaslı bir hayâl oyunu seyretmiş kimse pek olmasa gerek. Zira Karagöz Meşrutiyetten evvel kuvvetli adamlar elinde oynamıştır. Kâ­ tip Salih, Şair Ömer gibi. Bunlar saltanat devrinin sonlarına doğru piyasadan çekilmişlerdir. Şair Ömer galiba işi plâkcı- hğa dökmüş, Kâtip Salih de Mızıka! Hümayun’da istirahate çekilmişti. Meşrutiyet ilân edilince bunlar çaresiz tekrar pi­ yasaya döküldüler ama eski hızlan kalmamıştı; buna rağmen Meşrutiyetten sonra da güzel hayâl oynatanlar olmuştur. Elimde bir antoloji olmadığı ve ancak zayıf hafızamdan ya­ rarlandığım için şimdi isim veremiyorum ama Tezgâhcı Meh­ met — ki Serçe Mehmet de derlerdi — Meşrutiyetten sonra hayli güzel hayâl temsilleri vermiştir.

Ne ise demek istediğim Birinci Cihan Harbinden sonra bu iş tavsadı. Karagözcü yetişmez oldu. Bu güzel temâşa kolu — ortaoyunu gibi — tamamen acemiler elinde kaldı. Ti­ yatro ve sahne sanatı bilginleri de buna el atmadılar; tenez­ zül etmediler. Bunu eksik, iptidaî bir şey olarak telâkki etti­ ler. İhtilâl ve inkılâplar arasında bir taraftan eskiye rağbetin, öte taraftan iyi Karagözcülerin eksilmesi ve nihayet iltifatsız. lık bu güzel temâşa türünün ortaoyunu gibi ölmesine sebep

oldu..

Bugün Türkiyede iyi bir ortaoyunu oynayacak, oynatacak, anlatacak kimse mevcut olmadığı gibi, rabıtalı bir «Zuhuri kolu» kılrmak da mümkün değildir. Çünkü her şeyden evvel o dili konuşan kalmamıştır ve o dili konuşmak Osmanlılık­ tır ve bazılarına göre Osmanlılık bir «hiyanet» idi.

Ne ise. Karagöz bir Osmanlı, ondan evvel belki bir Sel­ çuk oyunu idi. Karagöz oyununda Bursada Şeyh Küşteri meydanı diye bir yerden bahsedildiğine göre Orhan Gazi dev­ rinde bize gelmiştir; ama Uzak Şarkta bizden de eskidir.

Ne ise tarihçesine girmeyelim.. Belki bilmediğimiz bir yanlışlık yaparız..

Evet radyoda bizim karagöz severlerin Yunanlılara, «Vay nasıl olur da Karagözü bizden alırlar?» diye çıkıştıklarını öğ­ renince canım sıkıldı. Karagözü kimse bizden almadı. Bizde Karagöz varken Yunanistandald vardı. Ve bizdekinden daha kötü idi. Yâni mahallelerde çoluk çocuğa maskaralık eder halde idi.. Lâkin biz Karagözü bırakıp da sahnelerimizden kovduğumuz zaman onlar Karagözün elinden tuttular., tleri götürdüler. Paristeki Milletlerarası Tiyatro Panayırında mı, yarışmasında mı, Karagözü bir Yunan oyunu diye arzettiler ve prim kazandılar.. Yâni tasvir oyunları, gölge oyunları çeşi­ dinde birinci oldular.. Ben Karagöz hesabına memnun oldum. Adamı biz kaldıramadık, Yunanlılar kalkındırdılar. Ne kızıyo­ ruz efendim. Sen malının kıymetini bilmemiş, onu hor hakir sahneden kovmuşsun! Şimdi de:

— Vay, nasıl olur da Karagöz Yunanlı olur?., diye çıkışı­ yorsun?.

Bağırıp çağırmakla hele sanat âleminde bir şey yapılmaz. Karagözü gerçekten ihya etmek istiyorsak, yapılacak şey Yu­ nanlılara kızmak değil, gidip:

— Yahu, siz bu hayâl oyununu milletlerarası temâşalar derecesine ve prim alacak irtifaa nasıl çıkardınız? diye on­ lardan yaptıklarını görüp öğrenmek, ondan sonra bizim eski oyunları, dilleri ve tekerlemesiyle ihya etmektir.

Milliyetin iki sene evvel attığı adımı neden bizim temâşa sanatı sorumluları devam ettirmediler?.. Radyoda bağırıp ça. ğırmakla bir şey becerilemez.

Hani bir hayâl ve zuhuri akademisi veya semineri? Her şeyi zavallı Küçük Aliden mi bekliyorsunuz?

B. F. N O T :

Karagöz hakkında merak saikasıyle malûmat sahibi, tas­ vir kolleksiyonu veya oyunların metinlerini toplamak gibi he­ veslilerden Karagözün ihyası hakkında kısaca malûmat bek­ lerim. Ama kısa ve okunaklı..

B. F.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The more deformed the duodenal bulb, the higher the incidence of recurrence of duodenal ulcer (P = 0.03).CONCLUSION: There is a correlation among deformity of duodenal bulb,

Bedia Akarsu g;bi düşünüyor, Nusret H ızır’dan yalnız­ ca bizim ¡cin değil, bütün dünya için geçerli.. büyük yopıtlor bekliyorum Peki, bu büyük

Ancak, ANAP Genel Başkan Yardımcısı .Halil Özsoy, geçen hafta yaptığı b a­ sın toplantısında Özal'ın cum ­ hurbaşkanı olduktan sonra da cum a namazlarına

Genç kadın ve özellikle bereli kız portresindeki genel hava, Osman Hamdi Bey’in kadın portrelerinde yüzlere verdiği sükunet ve masu­ miyet görünümüne

Yıldız 2001 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Illinois Üniversitesi’nde biyofizik alanında yaptığı dok- tora süresince

Vogel, biyolojik sistemlerin do¤al olarak kendilerini kopyalayabildiklerini, ama bunu yapabilmek için hem nanölçülerden çok daha büyük olan boyutlar›ndan, hem de son

Hâmid’in Ispanya’ daki arab hâkimiyeti hakkın- daki bilgilerinin derin ve sabırlı araştırmalar mahsulü bulunmayarak bu husustaki malûmatının hemen yegâne

Kurt’Iar büyük Türk yurdunun, orta ve kuzey Asyanın en çevik, ce­ sur ve akıncı hayvanlarıdır; bele kışın, biiyük sürüler halinde yaşar­ lar; Türk