• Sonuç bulunamadı

KAHİRE KONFERANSI TUTANAKLARI (4-7 ARALIK 1943) VE TÜRKİYE'Yİ SAVAŞA SOKMA GİRİŞİMLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KAHİRE KONFERANSI TUTANAKLARI (4-7 ARALIK 1943) VE TÜRKİYE'Yİ SAVAŞA SOKMA GİRİŞİMLERİ"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(4-7 ARALIK 1943) VE

TÜRKIYE'YI SAVA~A SOKMA GIRI~IMLERI

Prof. Dr. YULU~~ TEKIN KURAT

Bilindi~i gibi Ikinci Dünya Sava~~~ döneminde, Türkiye genellikle Müttefiklere yönelik iyiliksever bir tarafs~zl~k çizgisi üzerinde yürümü~~ ve stratejik ko~ullar~n gerektirdi~i zorunluluklar dolay~s~yla 2 A~ustos 1944'de Almanya ile bütün ili~kilerini keserek, Müttefiklerin saflar~nda yerini almak karar~n~~ resmen vermi~tir. Oysa, ba~ta Birle~ik Krall~ k (Ingiltere) olmak üzere Müttefiklerin sava~~ plan~, Türkiye'yi bu tarihden çok önce kendi sava~~ amaçlar~~ do~rultusunda harbe sokmakt~. Türkiye ise her~eyden önce kendi milli ç~karlar~n~~ ön planda tutu~undan, bu sava~~ ça~r~lar~na hakl~~ nedenlerinden ötürü uyum sa~lamak istememi~tir. Bundan dolay~, 1940-43 y~llar~~ bir taraftan Türkiye'yi sava~a sokmak isteyen Müttefiklerin yakla~~mlar~~ ve buna kar~~l~k Ankara'n~n Müttefikler için "iyiliksever tarafs~zl~k politikas~n~" sürdürmek çabas~ndan kaynaklanan bir siyasetin tablosunu çizmektedir. özellikle, Kahire Konferans~~ olarak bilinen ve Cumhurba~kan~~ Inönü'ün siyasi hayat~nda, belki de Lozan'dan sonra kar~~la~t~~~~ en çetin müzakereler olarak meydana ç~kan Türk-Amerikan-Ingiliz görü~melerinin tutanaklar~, Türk-Amerikan-Ingiliz Devlet Ar~ivi (Public Record Office) belgeleri içinde CAB 66 /45 grup ve WP (44) 8 tasnif numaras~yla, D~~i~leri Bakan~'n~n gizli evrak~~ olarak 1973 y~l~ndan itibaren ara~t~rmaya aç~lm~~t~r. Öte yandan, Amerikal~lar ABD'nin d~~~ ili~kilerini sergileyen dokümanlar aras~nda, Kahire Konferans~~ tutanaklar~n~~ 1961 y~l~nda yay~nlam~~lard~r:

Foreign Relations of the United States, The Conferences at Cairo and Tehran, 1943, Wash D.C., G.P.0, 961, s. 690-98, 7 - I 8, 726-33, 740-47, 75 -56.

Ingiliz Devlet Ar~ivinin söz konusu belgeleriyle, Amerikan bas~l~~ dokümanlar~~ kar~~la~t~r~ld~~~nda ~u bilgiler ortaya ç~kmaktad~r: ~ . Tutanak-lar~~ Ingiltere'nin Ankara büyükelçisi Sir H. Knatchbull-Hugessen kaleme alm~~t~r 1. 2. Ingilizler bu tutanaklar~~ oldu~u gibi Amerikal~lara vermi~ler, ~~ Türk delegasyonu 7 Aral~k sal~~ günü dönerken, toplant~ lar~n notlar~ n~~ alan Hugessen tutanaklar~~ Ankara'da tamamlayaca~~ n~~ söyleyince, Eden bu i~i bitirmesi için onu Kahire'de al~koyar. Bk. Knatchbull-Hugessen Diaries, KNAT ~~ /14. (1943-45), s. 82, Churchill College Archives, Cambridge.

(2)

ancak Inönü ile ayr~ca yapt~ klar~~ 2 no: lu (4 Aral~ k 1943) ve 5 no: lu (6 Aral~ k 1943) görü~melerin zab~ tlar~ n~~ ya vermemi~ler veya Amerikal~lar bunlar~~ basmak gere~ini duymam~~lard~ r.

~u halde Kahire Konferans~'n~ n gerçek tablosu, yap~lm~~~ olan toplam yedi görü~menin ~~~~~~ alt~ nda tam anlam~yla ortaya ç~ kmaktad~ r. Ad~~ geçen tutanaklar~ n lây~ kiyle de~erlendirilmesi de, bu konferansa yol açan geli~melerin analizi ile mümkün olabilir.

Türkiye'nin Ikinci Dünya Sava~~ nda tarafs~zl~~~ n~~ uzun süre koruyabil-mesi hiç ~üphesiz Birinci Büyük Sava~'ta kazand~~~~ ac~~ tecrübelerin sonucudur. Bu sava~ta Osmanl~~ Imparatorlu~u, kendi sava~~ amaçlar~ndan çok, müttefiki Almanya'n~n dü~manlar~n~ n ate~gücünü bölen ve dolayl~slyla kendi y~ k~l~~~ m h~zland~ran bir fonksiyonda görünmü~tür. Nitekim bu gerçe~e parmak basan Atatürk, 1937 Mart'~nda Ingiliz elçisi Percy Lorraine'e ~unlar~~ söylemi~ti:

"Büyük bir sava~~ ç~kacak olursa, Türkiye gene ayn~~ hatay~~ i~lemiyecektir, Türkiye yanl~~~ tarafta olmayacakt~ r" 2.

I~te bu görü~ten hareket eden Türkiye, gerek 1914'lerin hatas~m yapmamak gerekse sava~~n galipleri aras~nda olabilmek için çok zor durumlar~ n üstesinden ba~ar~yla gelmesini bilmi~tir. Ancak Türkiye'yi bu politikas~nda zor durumlarda b~rakan özellikle Sovyet Rusya'n~n tutumu olmu~tur.

Caucassus adl~~ bir Amerikan dergisinin verdi~i bilgiye bak~lacak olursa,

Atatürk kendisini 1932 y~l~ nda ziyaret eden ABD Genel Kurmay Ba~kan~~ General Mc Arthur'a, Almanya'n~n yeniden bir sava~~ ç~ karaca~~n~~ ve Amerikan'n~ n da harbe girmesi sonucu tekrar yenilece~i tahminini yaparken, sözlerine ~unlar~~ da eklemi~ti:

"Avrupa'da ç~kacak bu sava~~n ilk galibi ne Ingiltere, ne Fransa ne de Almanya fakat bol~evik Rusya olacakt~ r" 3

Öte yandan Ikinci Dünya Sava~~'n~~ getiren bulutlar~n aras~ nda, Türkiye'nin en büyük s~ k~ nt~s~, Italya'n~n 12 Adalardaki varl~~~ ndan kaynaklan~yordu. Üstelik Mussolini ordulanmn 1939 Nisan'~nda Arnavutlu~a girmesi, Türkiye'nin de bulundu~u Balkan ülkelerine aç~k bir tehdid niteli~ine büründü~ünden, Ankara'n~n Londra ile May~s'ta ve Paris ile

Lorranie to Halifax, 2 April 1938 (1937 Annual Report), E 2214/224/44, F. O. 371/ 2 ~~ 395. PRO.

(3)

Haziran'da imzalad~~~~ bildiriler, sava~~n da ba~lamas~~ üzerine 19 Ekim ~~ 939'da ba~kentte yap~lan yard~mla~ma andla~mas~~ ile noktalanm~~t~~ 4.

Bu andla~man~n içeri~inden de anla~~labilece~i gibi, art~k Italya Türkiye'nin ba~~ dü~man~~ durumuna gelmi~ti. Ancak 1939 y~ l~n~ n sonuna do~ru, stratejik durumdaki de~i~iklikler Ankara'n~n politikas~n~~ etkilemek-ten geri kalmad~. Italya'n~ n sava~a kat~lm~yarak tarafs~zl~~~n~~ sürdürmesi Roma'ya kar~~~ esen sert havay~~ yuma~atmaya ba~lam~~t~. Oysa, Sovyet-Nazi Pakt~ ndan (23 A~ustos 1939) sonra Moskova'ya davet edilen D~~i~leri Bakan~~ Saraço~lu'nun, 26 Eylül- ~~ 6 Ekim aras~, siyasi ili~kilerde bir geli~me sa~lamak ~öyle dursun, hem eli bo~~ hem de ültimatoma benzeyen önerilerle dönmesi ve Sovyetlerin de Kas~m sonunda Finlandiya'ya sald~rmalar~, Rus-Türk ili~kilerine Cumhuriyet döneminde daha önceden görülmemi~~ bir so~ukluk getirmi~ti 5. Almanya'ya ise Italya ile olan yak~n ili~kilerinden çok Sovyetlere kar~~~ ödün verici bir politika izlemesinden dolay~~ dü~man gözü ile bak~llyordu. Buna ra~men iki ülke aras~ nda siyasal bak~ mdan bir sürtü~me söz konusu de~ildi.

1939 Moskova görü~meleri, Türkiye'ye en büyük tehlikenin Rusya'dan gelece~ini ortaya koymu~tu. Böylece 1940 y~l~nda Ankara'n~n politikas~~ özelllikle Rusya'y~~ kollamak bak~m~ ndan tarafs~zl~~~~ sürdürmek merkezinde toplan~yordu. Bu politikan~n resmi dili de 'Türkiye nereden bir sald~ r~ya u~rarsa, kan~n~n son damlas~na kadar sava~acak' oluyordu. Nitekim Fransa'n~n 1940 Haziran~n'da çökmesinden k~sa bir süre önce, Roma'daki Türk elçisi Hüseyin Rag~ p Baydur, Saraço~lu'nun mesaj~n~~ D~~i~leri Bakan~~ Kont Ciano'ya iletmi~~ ve ondan Italya'y~~ sava~a sokmamas~n~~ istemi~ti. Ciano "Böyle bir ~ans 5000 y~lda bir gelir, oysa sava~~ dört gün sonra sona erecek" demi~ti. 6 Ku~kusuz arkas~nda Rus tehlikesi bulunan Türkiye, Frans~z Riviyeras~'na girecek Italya'ya kar~~~ sava~may~~ arzu etmiyordu.

Oysa Italya'n~n sava~a girece~i varsay~m~ndan hareketle, 1940 May~-s~nda Beyrut'ta Mare~al Fevzi Çakmak'~n da kat~ld~~~~ yüksek düzeyde bir askeri konferans toplanm~~t~. Frans~z generali Massiet ald~~~~ talimat

4 Ismail Soysal, Türkiye'nin D~~~ Münasebelleriyle ilgili Ba~l~ca Siyasi Anla~malar~, Türkiye I~~

Bankas~~ Kültür Yay~ nlar~, Ankara, 1965, S. 282-284. Bk. Ayn~~ yazar, 1939 Türk Ingiliz Frans~z Ittifak~', Belleten Cilt XLVI, (Nisan 1982), T.T.K., 367-414.

5 Feridun Cemal Erkin, Türk Sovyet ili~kileri ve Bo~azlar Meselesi, Ankara, Ba.~nur Matbaas~~ 1968, S. 141-2.

6 "... a chance like this only occured once in 5000 years... the whole war would be over in four days", Hugessen Diaries, 25 July 1943, KNAT 1/14, s. 48 Churchill College Archives, Cambridge.

(4)

uyar~ nca 12 Adalar~n ele geçirilmesi üzerinde duruyor, Çakmak ise

Trakya'ya yap~lacak muhtemel bir Italyan- Alman-Rus sald~ r~s~ na parmak basarak Türk silahl~~ kuvvetlerini Ege'deki bir harekâtta kullanmak istemiyordu 7. özellikle muhtemel bir Rus sald~r~s~ na kar~~, bu konferansta

bir strateji saptamak mümkün olamad~. Frans~zlar ise Italyan ve Alman birliklerinin Trakya'da bir sald~r~ya geçmeleri halinde, Suriye'deki kuvetle-rini bu cepheye göndermeyi yükümlenmi~lerdi (ki bu husus 19 Ekim 1939 Ankara Andla~mas~ na ek gizli bir askeri protokol ile de belirlenmi~ti) 8. O s~rada Müttefikler Avrupa'da bir ölüm kal~m sava~~~ verdiklerinden, art~k Frans~zlar~n böyle bir katk~da bulunmas~~ söz konusu olamazd~. üstelik Ingilizlerin de Orta Do~u'yu savunabilmeleri için çok say~da malzemeye ihtiyaçlar~~ oldu~undan, Türkiye'ye fazla bir yard~mda bulunacak durum-lar~~ yoktu.

Nitekim Italya'n~ n ~~ o Haziran'da sava~a girmesi üzerine, ertesi günü Ankara Andla~mas~'mn 2. maddesini gündeme getiren Ingiliz ve Frans~z

(Massigli) elçilerine 9 Saraço~lu'nun 13 Haziran'da verdi~i resmi cevap Türkiye'nin bu a~amada sava~a kat~lmas~ n~n kendisini Sovyetlere kar~~~ has~m durumuna getirebilece~i idi. Böylece Türkiye, ilgili andla~mamn iki numaral~~ protokolünü vurgulayarak sava~~ d~~~~ kalaca~~ n~~ aç~ kl~yordu 1°. Oysa Türkiye'nin özel olarak verdi~i en geçerli yamtlardan bir tanesi de, sava~a girmek için yeterince malzemeye sahib bulunmad~~~~ idi 11.

Öte yandan Rus-Fin sava~~~ sürecinde (1939 Kas~ m- 1940 Mart), Ingilizlerin tasarlad~klar~~ strateji Batum'da petrol yükleyen Alman gemile-rine, Trakya ve Bat~~ Anadolu'da üslenecek RAF (Kraliyet Hava Kuvvetle-ri) uçaklar~n~n gerek Karadeniz'de gerekse Ege'de sald~ rmalanyd~. Bu

7 History of the Second World War-The Mediterranean, Ed by J. R. Butler, cilt I, London HMSO, 1954, s. 89-90.

Ayn~~ eser, s. 90

9 "Bir Avrupa devletince giri~ilip Akdeniz bölgesinde Fransa ve Birle~ik Krall~~~ n kar~~acaklar~~ bir sava~a sürükleyen bir sald~ r~~ durumunda, Türkiye, edimsel olarak, Fransa ve Birle~ik Krall~k ile i~birli~i yapacak ve onlara elinden gelen tüm yard~ m ve deste~i gösterecektir" (Bak. Ismail Soysal, Belleten, cilt XLVI (1982), 410. Elçiler bu maddeye dayanarak ~u ~artlar~n yerine getirilmesini istiyorlard~: 1-Italya ile hemen ili~kilerin kesilmesi. 2-Seferberlik ilân~. 3-Bo~azlar~ n Montrö hükümlerine göre kapat~ lmas~ . 4-Deniz ve hava üslerimizin Müttefiklerin yararlanmalar~na aç~ k bulundurulmalar~. 5-Italyan uyruklular~n göz alt~na al~nmas~. 6-Italyan vapurlar~ na el konulmas~. 7-Italya'ya sava~~ ilan~~ (Faik Ahmet Barutçu, Siyas~' An~lar, Milliyet Yay~ nlar~, Istanbul 1966, S. 94)

10 Renk Massigli, La Turquie Devant la Guerre, Mission â Ankara 1939-40, Paris, Plon 1964, S. 437.

(5)

amaçla 1940 Oca~~ ndan itibaren, radar istasyonlar~n~ n kurulmas~~ ve hava alanlar~n~ n yap~labilmesi için Türkiye'ye baz~~ teknisyenler gönderilmi~ti 12. Hatta Frans~zlar bu konuda biraz daha ileri giderek, Karadeniz'deki operasyonlarda bir Sovyet müdahalesi ortaya ç~ kacak olursa, Diyarbak~ r veya Erzurum'dan havalanacak uçaklar~ n Bakü petrollerini bombarduman etmeleri, bu mümkün olmad~~~~ takdirde Suriye veya ~rak'tan kalkacak uçaklar~n Türk hava sahas~n~~ kullanmalar~na göz yumulmas~n~~ istemi~lerdi. Ancak yukardaki operasyonlar~ n herbiri Türkiye'nin tarafs~zl~~~n~~ bozacak niteIikde oldu~undan, Ankara bunlara itibar etmemi~, Ingiliz hükümeti de böyle bir stratejinin Rusya'y~~ Almanya'n~ n yan~nda sava~a sokacak.' gerekçesiyle, söz konusu plandan 7 Mart 94o'da kesinlikle yaz geçmi~ti 13.

I~te bütün bu örnekler, Müttefiklerin kendi sava~~ amaçlar~~ u~runa, Türkiye'nin milli ç~ karlar~n~~ göz önüne almaks~z~ n, onu her f~ rsatta sava~a itmeye kalk~~t~ klar~n~~ gösteriyordu. Nitekim 194o A~ustosu'nun sonlar~na do~ru Italya'n~n Yunanistan'a kar~~~ sert bir politika izlemeye ba~lamas~, Ankara Antla~mas~n~n 3. maddesini gündeme getiriyordu. Buna göre Fransa ve Ingiltere 13 Nisan 1939'da Yunanistan'a verdikleri koruma güvencesini yerine getirmek durumunda kal~rlar ise, Türkiye de elinden gelen bütün yard~m~~ yapacakt~~ 14. Bu maddedeki yard~m sözcü~ü, gere~in-de Türkiye'nin Yunanistan'~~ savunmak üzere sava~a girmesi anlam~na da gelebilirdi. özellikle Ingiltere ve Yunanistan maddeyi bu ~ekilde anl~yorlar-d~. Yunan diplomatlar~~ Türkiye'nin so~ukkanl~~ tavr~ ndan yak~ narak, Ingilizlerin Ankara'ya bask~~ yapmas~n~~ istiyorlard~. Oysa Knatchbull-Hugessen 12 Ekim ~~ 94.o'da Londra'ya gönderdi~i tel yaz~s~nda, Türkiye'nin sava~a girmek için askeri destek istiyece~ini belirtmi~~ ve iyiniyet gösterileri-nin fayda getirmiyece~ini yurgulam~~tI 15. Böylece Ingiltere de Türkiye'yi sava~a sokmak yerine, onun Yunanistan'a kar~~~ iyiliksever bir tarafs~zl~ k politikas~~ uygulamas~~ formülünü benimsemi~ti. I~te Türkiye bu konuda üzerine dü~eni fazlas~yla yapt~. Roma Atina'ya 28 Ekim 194o'da sava~~

12 History of the Second World, Ed. by. J. R. Butler, s. 66-7.

13 Zehra Önder, Die Türkische Aussenpolitik im Zweiten Weltkrieg, München R. Oldenburg,

1977, s. 43-45. Bk. Selim Deringil, "The Preservation of Turkey's Neutrality During the Second World War", Mi ddle Eastern Studies, cilt XVIII No. 1 (1982), 31. Bk. Fahir Armaoglu, "2. Dünya Harbinde Türkiye, SBF Dergisi cilt 13 (1958), 149-50 (Türkiye bu plâna muhalefet etmemekle beraber geçi~~ için resmi müsaade vermedi. Yani Müttefik uçaklar~, Türkiye'nin haberi olmadan Türk topraklar~~ üzerinden uçmu~~ olacaklard~ )

14 Ismail Soysal, Türkiye'nin D~~~ Münasebetleriyle ilgili Ba~l~ca Siyasi Anla~malart,s. 287. Ayn~~ Yazar, Belleten cilt XLVI (1982), 411.

(6)

aç~ nca, Ankara da Sofya'ya bir ültimatom vererek, e~er Bulgaristan Yunanistan'a yürüyecek olursa bunun sava~~ demek olaca~~ n~~ ilan etti. Türkiye bu hareketi ile Bat~~ Trakya'y~~ güvence alt~ na almakla kalm~yor, ayn~~ zamanda Yunanistan'a Arnavutluk'tan sald~ ran Italyan ordusunu gö~üslemek ~öyle dursun, Mussolini'ye yüz k~zart~c~~ bir ders vermesini de sa~lam~~~ oluyordu.

Italya'n~n Yunanistan kar~~s~nda Balkanlar'da u~rad~~~~ bozgunun bir Alman müdahalesini gerektirece~ini kestirebilmek için kâh~ n olmaya gerek yoktu. ~öyle ki, ~ ngiliz istihbarat~~ 26 Kas~m 1940 gibi erken bir tarihde, daha iki gün önce Mihver Pakt~ na kat~lm~~~ bulunan Romanya üzerinden Almanya'n~ n Bulgaristan'a girece~ine kesin bir gözle bak~yordu 16. Ayr~ca

Bulgar Kral~~ Boris'in Kas~m ortas~nda Hitler ile Berchtesgaden'daki özel kö~künde bulu~mas~~ bu ihtimali güçlendirmi~ti. Londra'daki Türk elçisi Tevfik Rü~tü Aras kendi inisiyativini kullanarak D~~i~leri Bakan~~ Halifax'a, Türkiye ve Yugoslavya'n~n Bulgaristan'a ortak bir nota vermelerini tavsiye etti. Buna göre her iki hükümet Sofya'dan, Almanya'n~n Bulgaristan topraklar~n~~ askeri amaçlar~~ do~rultusunda kullanmas~na izin vermemesini istiyeceklerdi. Ingilizler bu öneriye sahip ç~ km~~lar, fakat Saraço~lu Knatchbull-Hugessen'e, 28 Ekim'de verilen notadan sonra, böyle bir harekette bulunman~n hem bask~~ anlam~ na gelece~ini, hem de faydas~~ olmayaca~~ n~~ söyledi 17.

Ancak Churchill D~~i~leri Bakanl~~~'n~n de~il Genel Kurmay~'mn tavsiyesine uyarak Türkiye'yi sava~a sokma politikas~n~~ benimsemi~ti. Çünkü 24 ~ubat 194o tarihli askeri rapor, Yugoslavya ve Türkiye'nin katk~s~~ olmaks~z~ n, Ingiltere'nin Yunanistan'a yapaca~~~ deste~in etkisiz kalaca~~n~~ vurguluyordu 18.

Bu politikan~n uygulanabilmesi için Hava Mare~ali Cornwal ve yard~mc~s~~ Elmhurst 13 Ocak 1941'de Ankara'ya gelmi~lerdi. Onlar~n amac~~ Türkiye'nin Italya'ya sava~~ ilan etmesini, Almanya da birlikleri ve uçaklar~~ ile Bulgaristan veya Yugoslavya'ya girecek olursa, ayn~~ i~lemin bu ülke için de yap~lmas~n~~ sa~lamakt~~ 19. Malzeme konusunda, generallere 16 F. H. Hinsley, British Intelligence in the Second World War, Its Influence on Strategy and Operations, cilt I, London HMSO 1979, S. 350

17 Halifax to Hugessen, 22 November 1940, Tel. R. 5897/4/7, Hugessen to Halifax, 22 November 194o, Tel. R. 8426 / 316 / 44, F. O. 424/285. No: 96, 97. P.R.O.

18 F.H. Hinsley. s. 361

19 Hugessen to Eden, 5 February 1942 (Annual Report 1941), R. 1471/24/24, F.O. 371 / 33311. P.R.O.

(7)

mevcut imkânlar d~~~ nda hiçbir yükümlülük alt~na girmemeleri tembih edilmi~ti. Dolay~s~yla 15 Ocak'ta ba~layan askeri görü~melerde Türk kurmaylar~~ Ingiltere'nin malzeme ve insangücü konusunda Yunanistan'~ n ihtiyaçlar~na öncelik vermesini normal kar~~lamakla beraber, kendi ellerin-de bulunan uçak ve uçaksavar topu say~s~ n~n yetersizli~ine parmak basm~~lard~. Özellikle Ingiltere'ye sipari~~ edilmi~~ bulunan avc~~ uçaklar~n~ n henüz teslim al~ nm~~~ olmamas~, elde mevcut uçaklar~ n yerde kalmas~ n~~ zorunlu k~l~yor ve bu yüzden Türk hava filolar~~ da manevra yapmak imkân~ndan yoksun kal~yorlard~. Genel Kurmay bu ~artlar alt~nda sava~a girmeye haz~ r olmad~~~n~~ belirtiyordu 2°. Zaten bu konferans bittikten sonra Saraço~lu'da 19 Ocak'ta Ingiliz elçisine Türkiye'nin ~u anda ne Italya'ya sava~~ açmas~~ ne de Almanya'ya bir ültimatom vermesinde yarar görmedi~i-ni bildirdi 21. Bunun üzerine Ba~bakan Churchill de 31 Ocak'ta Inönü'ye

gönderdi~i mektupta Almanlar~ n teknik personelleriyle Bulgaristan'da hava alanlar~~ kurma haz~rl~~~~ içinde olduklar~~ konusunda Cumhurba~kan~'n~ n dikkatini çekiyordu. Kar~~~ önlemler al~ nmayacak olursa Hitler, Bulgaristan'daki hava gücüne dayanarak, Türkiye'yi bom-balamak tehdidi alt~nda ve hiçbir engelle kar~~la~maks~z~ n Yunanistan'a inecek ve bu ülkeyi ele geçirdikten sonra, Ege Denizi ile Bo~azlar~~ kendi denetimi alt~na sokmu~~ olacakt~. Churchill'in önerileri ~öyleydi:

Hükümetim Türkiye'ye yerler haz~rland~ ktan sonra ve mümkün olan en k~sa zamanda avc~~ ve bombarduman uçaklar~ndan olu~an asgari ~~ o filoyu göndermek arzusundad~ r. ~u anda Yunanistan'da görev alm~~~ bulunan 5 filoyu da bunlara eklersek, bu ülkeyi sürdürdü~ü sava~ta desteklemek amac~n~~ yerine getirmi~~ oluruz. Ayr~ca en geli~mi~~ nitelikte ve say~s~~ gün geçtikçe artacak hava kuvvetleriyle Türkiye'deki üslerden hava sava~~n~~ yürütece~iz. Bu ~ekilde askeri kabiliyeti ile ün yapm~~~ bulunan Türk ordusuna, gerekli hava deste~ini sa~lamakta yard~mc~~ olaca~~z 22.

Ancak Inönü'nün bu konuda Churchill'e gönderdi~i olumsuz cevap bu kez yeni D~~i~leri Bakan~~ Eden ile General Dillen'i 25 ~ubat'ta Ankara'ya getirmi~ti. Türkiye'yi sava~a sokma politikas~n~~ sürdüren Ingiliz devlet adamlar~, Atina'da gizli olarak yapt~klar~~ 22 ~ubat görü~meleri hakk~nda bilgi vermi~lerdi. Ingilizlere Türkiye'nin elindeki sava~~ malzemesinin

20 History of the Second World War, Ed. by R. J. Butler. Cilt I, s. 345. 21 Bk. Annual Report 1941, R. 1471 /24/24, F. O. 371 /33311.

(8)

yetersizli~inden dolay~, Almanlar~n Yunanistan'a sald~r~s~~ halinde kom~u-suna yard~mc~~ olam~yaca~~~ söylenmi~ti. Bu Konferans'ta Eden'e verilen tek güvence, Türkiye bir sald~ r~ya u~rarsa, Türk ordusunun son askerine kadar çarp~~aca~~~ idi 23.

Ingiltere gene ayn~~ çabalar~n sürdürmekte devam etmi~~ ve Eden ile Saraço~lu bu kez ~~ 8 Mart'ta K~br~s'ta bir araya gelmi~lerdi. Ingiliz D~~i~leri Bakan~, Türk ordusundan Balkanlar'da yararlanmak amac~ndan caym~~~ de~ildi. Dolay~s~yla Yunanistan gibi Alman sald~ r~s~na u~ramas~~ muhtemel Yugoslavya'n~n desteklenmesini istiyordu. ~öyle ki, Saraço~lu Ocak ortas~nda Yugoslavya üzerinden Selanik'e do~ru yap~lacak bir sald~r~y~~ sava~~ nedeni sayacaklar~n~~ söylemi~ti. Ancak onun plan~~ Yugoslavya ve Bulgaristan'~n i~birli~i ile bir savunma duvar~n~n kurulmas~n~~ öngörüyordu. Bunun için ilk önce, Ankara ile Belgrad aras~nda diyalog kurulup, i~birli~inin ayr~nt~lar~~ saptanmallyd~. Türkiye'nin Yugoslav hükümeti ile ba~latmak istedi~i diyalog 18 Marta gelinceye kadar Zvetkoviç Kabinesi taraf~ndan savsaklanm~~t~. Nihayet Eden ile K~ br~s'ta, Yugoslavya ile yap~lacak i~birli~inin esaslar~~ tesbit edilmi~~ ve Saraço~lu Ankara'ya döner dönmez bunlar~~ Belgrad'a tellemeyi üstlenmi~ti. Fakat bu s~rada Yugos-lavya'da cereyan eden olaylar dolay~s~yla Türkiye böyle bir giri~imde bulunmam~~t~~ 24.

Yugoslavya kurtulu~unu Almanya ile i~birli~i yapmakta gördü~ünden,

20 Mart'ta Mihver Pakt~'na kat~lmak için ba~vuruda bulunmu~~ ve ilgili

antla~ma be~~ gün sonra imzalanm~~t~. Bunun üzerine Yugoslav ordusunun bir kesimi 27 Mart'ta yapt~~~~ hükümet darbesi ile, bu antla~may~~ tamm~yaca~~n~~ ilan edince, Hitler'in tepkisi 7 Nisan'da geldi. Alman ordular~~ Yugoslavya ve Yunanistan'a do~ru Balkan seferine ba~lam~~lard~. Asl~nda Almanya'n~n Balkanlara inmesi bir program de~i~ikli~inden ileri geliyordu. Yoksa Hitler 5 Aral~ k ~~ 94o'da Rusya'ya kar~~~ 15 May~s 1941 'de ba~lat~lacak "Barbarosa" harekat~n~n planlar~n~~ onaylam~~t~~ 25.

Fakat Italya'n~n Yunanistan'~~ ele geçirememesi, Almanya'n~n bu i~i üstlenmesini zorunlu k~l~yordu, çünkü Rusya seferinde z~rhl~~ birliklerin yak~t ikmali Romanya'n~n Ploe~ti'deki petrollerinden yap~laca~~ndan, bu kuyular~n bombalanmamas~~ için Yunanistan'~n i~gal alt~nda bulundurul-mas~~ ~artt~. I~te Almanya, Barbarosa stratejisinde güney kanad~n~~ güvence

23 Anthony Eden, Memoirs ( The R~ckoning), Times Pub-Co., London 1965, s. 205 24 Bk. Annual Report 1941.

2 5 Martin von Crevel, Hitler's Strategy,194o-1941, The Balkan atm, Cambridge University

(9)

alt~na almak ve Rusya'ya kar~~~ giri~ilecek sava~~n fazla gecikmemesi amac~yla Bulgaristan'~~ da devreye soktu. Sofya ~~ Mart 194 ~~ 'de Mih ver Pakt~'na resmen kat~lm~~t~, ancak bu a~amaya gelinmeden önce Bulgaris-tan'~n Türkiye'den duydu~u ku~kular~n giderilmesi Almanlar~~ bir hayli u~ra~t~rm~~t~. Türkiye, Bulgaristan topraklar~n~n ba~ka bir devlet tara-f~ndan stratejik amaçlarla kullamlmamas~~ için, Sofya'y~~ iknâ etmeye çal~~~yor ve bu bir bak~ma dolayl~~ bir bask~~ da oluyordu.

Almanlar kendi stratejileri do~rultusunda, Bat~~ Trakya'y~~ Bulgaristan'a pe~ke~~ çekerken, Türkiye bunun üzerine sava~a girdi~i takdirde, Do~u Trakya ve Bo~azlar~n al~nmas~n~~ öngören planlar~n~~ yapm~~lard~. Böyle bir sald~r~ya ~~ 4 Nisan 1941 'de geçilecekti 26. Türk dostu ve Ankara'daki Alman elçisi Von Papen, Hitler ve hükümetinin Türkiye'ye sava~~ açmamas~~ için büyük çaba harcad~~~n~~ ve bunda ba~ar~l~~ oldu~unu yazmaktad~r 27. Oysa Almanya'n~n Türkiye'ye sald~ rmay~~~~ kesinlikle böyle bir çabadan kaynak-lanm~yordu. Bütün stratejisini Rusya'ya göre kurmu~~ bulunan Hitler'in istedi~i, Türkiye'nin tarafs~zl~~~n~~ sürdürmesi ve yaln~zca Yunanistan'~n i~gal alt~ na girmesiydi. ~~te bu anlay~~la, Hitler Ankara'daki askeri ata~esinin görü~üne kat~larak, Bulgaristan'a girecek Alman birliklerinin Türk s~n~r~na 50 kilometreden çok yakla~mayacak ~ekilde, T~rnova-Burgaz çizgisinin güneyine geçmemelerini emrediyor ve D~~i~leri Bakan~~ Ribentrop da 27 ~ubat'ta Ankara'ya duyurmas~~ için Von Papen'e ~u talimat~~ veriyordu:

Führer Almanya'n~n Balkanlarda ald~~~~ önlemlerin Türkiye'ye kar~~~ de~il, Yunanistan'da bir köprüba~~~ kuran ~ngilizlere kar~~~ oldu~unu ifade etmi~tir. E~er bu, Türkler için bir sava~~ nedeni say~lacaksa, o zaman bunu aç~kca söylemeleri gerekir 28.

Bunun arkas~ndan Hitler'in Inönü'ye gönderdi~i ve Türkiye'nin ba~~ms~zl~ k ve toprak bütünlü~üne sayg~~ gösterilece~i ve ~ ngiliz tehlikesi giderildikten sonra, Alman kuvvetlerinin Bulgaristan ve Romanya'dan çekilece~ini içeren özel mektubu 3 Mart 1941'de Çankaya'ya sunulmu~tu. Verilen bu güvencelere ra~men, Nisan ay~ nda Almanlar~n Bulgaristan üzerinde Yunanistan'a kar~~~ ba~latt~klar~~ sald~r~~ Hitler ordusunu Türkiye s~n~rlar~na getirerek gerilimi artt~rm~~t~. Türkiye kendisini savunabilmek için Trakya'ya 300 000 asker y~~m~~~ ve Meriç'teki köprüler de havaya uçurulmu~tu. Bu askeri tansiyon Barbarosa'n~n ba~lang~c~na kadar (22

26 Ayn~~ eser, s. 122.

27 Franz von Papen, Memoirs, Andre Deutsch-London 1952, s. 471. 28 Martin von Crevel, Hitler's Strategy, s. 123

(10)

Haziran) sürmü~~ ve Berlin Türkiye'nin tarafs~zl~~~n~~ perçinlemek amac~yla, sald~r~dan üç gün önce Ankara ile bir dostluk antla~mas~~ imzalamay~~ da ihmal etmemi~ti 29.

Nazi-Sovyet sava~~n~n ba~lamas~yla Ingiltere'nin Türkiye'yi sava~a sokma politikas~~ geçici olarak ortadan kalkm~~~ ve bu kez diplomatik içerikli sorunlar öncelik kazanmaya ba~lam~~lard~. Alman-Rus sava~~nda Türkiye'-nin beklentisi, Almanlar~n galip gelmeleri ve ondan sonra ~ngilizlere yenilmeleri merkezindeydi. Berlin ile Moskova'n~n dü~man durumuna gelmeleri, Rus-Ingiliz ortakl~~~n~~ getirmi~ti. Her iki ülke de Türkiye'ye yaln~zca güvence vermekle kalm~yor, ayn~~ zamanda ona her türlü yard~m~~ yapmaya haz~r olduklar~n~~ da bildiriyorlard~~ ( 1 o A~ustos 1941) 30.

Ankara Londra'n~n bütün bu giri~imlerini olumlu kar~~lamakla birlikte, Rusya'ya olan ku~kusunu eskisi gibi sürdürüyordu. Sovyetler 1939 Moskova görü~melerinde Montreux andla~mas~n~~ rafa kald~rmay~~ amaçla-yan bir tutuma girdikten ba~ka, 1940 Kas~m~nda Bo~azlar~n Nazi deste~i ile kendi denetimleri alt~na almak giri~iminde bulunmu~lard~~ 31. Bu da yetmiyormu~~ gibi, gene ayn~~ tarihde Bulgaristan'~~ yanlar~na almak için, Sovyet D~~i~leri Genel Sekreteri Sobolefi Sofya'ya göndermi~ler ve yap~lacak bir sald~rmazl~k ve yard~mla~ma andla~mas~~ kar~~l~~~nda, Bulgar s~n~r~n~n Enez-Midye çizgisine kadar uzat~lmas~na yard~mc~~ olacaklar~n~~ söylemekten de geri kalmam~~lard~~ 32.

1941 y~l~nda ise Almanlar kar~~s~nda u~ran~lan yenilgiler üzerine Sovyet lideri Stalin, Türkiye ile ili~kileri yumu~atma çabas~na girmi~ti. Stalin'in en korkulu rüyas~, Türkiye'nin Kafkasya'da bir cephe açarak K~z~lordu'yu arkas~ndan vurmas~, Bakü petrollerini tehlikeye dü~ürmesi ve Iran üzerinden yap~lacak Bat~~ yard~m~n~~ aksatmas~yd~. Nitekim 25 A~ustos 194 ~~ 'de Rusya'n~n kuzey ve Ingiltere'nin de güney Iran'~~ i~gal etmeleri Türkiye'de büyük bir ho~nutsuzluk yaratm~~t~. Çünkü bu durum Sovyet birliklerini Iran Azerbeycam'na getirdi~i gibi, burada ba~~ms~z bir Kürdistan kurulmas~~ için yap~lan propagandalar ve Do~u Anadolu'da

29 Ismail Soysal, Türkiye'nin D~~~ Münasebetleri ile Ilgili Ba~l~ca Siyasi Anla~malar~ , s. 294. Bk. 1941 Annual Report.

31 Yuluk Tekin Kurat, "Elli Y~ll~k Cumhuriyetin D~~~ Politikas~, 1925-1973", Belleten, cilt XXXIX (1975), say~~ 154, 273.

32 Hugessen to Eden, 5 February 1942 (Annual Repot 1941), F. O. 371/33311, PRO. (Kendi ç~karlar~n~~ Sovyetlerin de~il Nazilerin yan~nda gören o zamanki Bulgar hükümeti, 17 ~ubat 1941 Türk-Bulgar sald~rmazl~k andla~mas~~ öncesi bu bilgiyi Türkiye'ye aktarmakta kendi politikas~~ yönünden yarar görmü~tü).

(11)

görülen baz~~ yer alt~~ faaliyeti yeni bir gerilim yaratm~~~ oluyordu". Aynca

ii Kas~m'da Kaynakt~r ve 22 Kas~m'da Yenice adl~~ ticaret gemilerinin

Karadeniz'de bilinmeyen denizalt~lar tarafindan bat~nlmas~ndan da Sovyetler dolayl~~ olarak sorumlu tutuluyorlard~~ 34.

~~te bu gerilimi dü~ürmek niyetinde olan Stalin Türkiye'yi tarafs~zl~k statüsünde tutabilmek için ona ilginç topraklar önermek amac~ndayd~. Bu tasar~s~n~~ 1941 Aral~~~nda Moskova'ya gelen Eden'e açarak, Türkiye'ye tarafs~z kalmak ~art~yla, Burgaz liman~ndan ba~layarak Bulgaristan'~n güney kesimi, bat~~ Trakya'da Dedea~aç, Ege'de 12 Adalar ve ba~ta Sak~z, Sisam ve Midilli olmak üzere Yunanistan'~n Anadolu'yu çevreleyen tüm adalar~n~n verilmesini uygun görmü~tü 55. Eden Stalin'in önerilerini kabul

etmemi~~ (18 Aral~k), bunun Rusya'n~n kat~lm~~~ oldu~u ve devletlerin ba~~ms~zl~k ve bütünlü~ünü güvence at~na alan Atlantik bildirisine ters dü~tü~ünü söylemi~ti. ~ngilizler Ruslara bu konuyu Türklere açmamalar~n~~ tembih ettikleri halde, Ankara elçisi Vinogradov 9 Ocak 1942'de Stalin'in önerilerini Saraço~lu'na iletmi~ti. Türkiye'nin yan~t~~ kesin ve aç~kt~. Cumhuriyet hükümeti tarafs~zl~k politikas~ndan dolay~~ ne k~nanmak ne de ödüllendirilmek istemiyordu 36.

1942 y~l~nda ise Almanya'n~n politik hedefleri Türkiye'yi yaln~zca tarafs~z görmek de~il, onu ~ngiliz-Frans~z ittifak~ndan ay~rarak kendi yan~na do~ru çekmekti. Çünkü Hitler'in hesaplar~~ içinde, Rusya'n~n kesin yenilgisinden sonra, M~s~r'a do~rudan yürümek ve Basra Körfezi'ne inerek Japonya ile birle~ebilmek için, ayn~~ zamanda "Müttefik" bir Türkiye'nin topraklar~ndan geçilecekti 37. ~~te bu çok gerçek d~~~~ stratejik planlar

33 Ayn~.

34 Zehra önder, Die Türkische Aussenpolitik im Zweite,: Weltkrieg, s. 165

35 Hugessen to Eden, 29January 1943 (Annual Report 1942) R 1 423/55/44, F. O. 371/ 37466 PRO Ikinci Dünya Sava~~'n~n bitiminde Çarl~k emperyalizminin bütün yönlerini uygulamaya ba~layan Rusya, 1945'ten itibaren Türkiye'den toprak isteme politikas~na yeniden giri~ince, Inönü 1 Kas~m 1945'de yapaca~~~ Meclis'i aç~~~ konu~mas~nda, Stalin'in sava~~ s~ras~ndaki önerilerini kamu oyuna aç~klamay~~ dü~ünmü~, fakat daha sonra diplomesi gere~i bundan vaz geçmi~ti (The statement would have had an advantage from our point of view. A revelation that Stalin was ready in 1942 to let Turkey have the Dodecaneese would be a sever blow to the Greek communist party, who have always argued that Russia is not ill-disposed towards Greece, but only objects to the present regime there). Bu notu Ingiltere D~~i~leri Bakanl~~~~ müste~ar~~ William Hayter yukar~daki bilgiyi veren ki~inin mektubu üzerine yazm~~t~r. Mavrodi, the Times correspondent, to Ralph Deakin, Foreign News Editor, Istanbul 8 Oct. 1945, R. 17593/177/44, F. O. 371/48709, P_RO_

36 Bk. Annual Report 1942.

37 "Un ternehmen Vorderer ()nen t bei gleichzeitigen Durchmarsch durch eineverbindete Türkei", Zehra önder, Die Türkische Aussenpolitik, s. 132.

(12)

u~runa, Von Papen de ~~ 942 Nisan'~nda Ankara'daki Vatikan temsilcisine, Türkiye'nin 1942 A~ustosu'na kadar dü~ünecek zaman~~ oldu~unu söyler-ken, art~k bu tarihden sonra Hitler'in Ankara'n~n tarafs~zl~~~~ ile yetinmi-yece~ini adeta i~aret ediyordu 38.

Ancak 1942 A~ustosu'na gelindi~inde, cephelerin durumu Hitler'in özlemini duydu~u düzeye ula~amad~~~ndan, Türkiye'nin tarafs~zl~~~ n~~ bozmak için bir bask~~ da söz konusu olmayacakt~. Buna ra~men Almanlar hedeflerine ula~abilmek için daha 1941 y~l~nda Türkiye ile çe~itli ticaret antla~malan imzalam~~lard~. Almanya Türkiye'nin en çok ihtiyaç duydu~u ve Ingiltere'nin yeterince veremedi~i sava~~ malzemesini pe~ke~~ çekerek, kar~~l~~~nda özellikle tank çeli~inin imalinde ~art olan ve Anadolu'da bol miktarda bulunan krom cevheri kaynaklar~ndan yararlanmak istiyordu. Almanya ile geli~en ekonomik ili~kiler, Ankara'y~~ Londra ve Berlin'i dengede tutmak konusunda zor durumda b~rakm~~, fakat Türkiye Ingiltere ile yapt~~~~ 19 Ekim 1939 Ittifak antla~mas~~ ve 8 Ocak 194o'da imzalad~~~~ krom antla~mas~na sad~k kalarak Almanya'ya ~~ Ocak 1943'den önce krom cevheri veremiyece~ini aç~ klad~~ 39.

1942 güzünde ise Almanlar~n Kahire kap~lar~ndan püskürtülerek geriye çekilmeye ba~lamalar~~ ve Stalingrad'da saplan~ p kalmalar~~ üzerine, Churchill Türkiye'yi sava~a sokma politikas~na yeniden dönüyor (18 Kas~m) ve bu konuda Stalin'in onay~n~~ al~yordu 4°. 1943 Oca~~nda Churchill Roosevelt zirvesi olan Kazablanka Konferans~ nda, ABD Ba~ka-n~'n~ n da onay~n~~ alan Ingiliz Ba~kan~, Türkiye'nin liderleri ile görü~mekte kesin kararl~~ idi. Londra'daki sava~~ kabinesi ise böyle bir diyalo~u hiç istemiyordu:

38 Annual Report 942.

39 Yulu~~ Tekin Kurat, "Ikinci Dünya Sava~~nda Türk-Alman Ticaretindeki Iktisadi Siyaset", Belleten, Cilt XXV (1961), say~~ 97, 1 o ~~ . 1942 y~l~~ içinde Berlin Türkiye'den krom cevheri almaks~z~n Ankara'ya sava~~ malzemesi vermeye pek yana~m~yordu. Oysa daha önce Ekonomi Bakan~~ Yard~mc~s~~ Clodius ile yap~lan 9 Ekim 1941 andla~mas~na ili~kin olarak Von Papen'in de çabalar~yla pamuklu, ayçiçe~i ya~~~ ve bak~ r verilmesine kar~~l~k sava~~ malzemesi yollanacakt~. Nitekim D~~i~leri Genel Sekreteri Numan Menemencio~lu yaln~z yedek parça de~il silah verilmesinde de ~srar edince, 30 May~s ~ g.~z'de 8o milyon markl~k kredi kar~~l~~~nda sava~~ malzemesi gönderilmesini öngören bir andla~ma daha imzalanm~~t~. Fakat Türkiye Ingiltere'nin uyanlar~n~~ göz önünde tutarak, bu andla~may~~ 9 Ekim 1941 andla~mas~~ ile birle~tirmemi~~ ve üstelik 1943'ün ilk üç ay~~ içinde bir tank tümeni malzemesi kar~~l~~~~ ancak 45 000 ton krom cevheri verebilece~ini aç~klam~~t~. Bk. Annual Report 1942.

4° E. Weisband, Turkish Foreign Policy, 1943-1945, Small State Diplomacy ad Great Power Politics,Princeton University Press, 1973, s. 123

(13)

Biz ~~ 94 ~~ 'de K~br~s'ta Türklerden ald~~~m~z sözlerin, Ankara'da hiçe say~ld~~~n~~ görmü~~ bulunmaktay~z. Biz sizin orada ilgisizlik veya ba~ar~s~zl~kla kar~~la~man~z~~ istemiyoruz 41.

I~te Churchill 30 Ocak'ta yan~nda D~~i~leri müste~ar~~ Cadogan ve Genel Kurmay Ba~kan~~ Allen Brooke oldu~u halde Adana'ya hükümetini zorlam~~~ bir biçimde geliyordu. Güvenlik nedenleriyle Yenice'de konak-layan Cumhurba~kanl~~~~ treninde, kar~~s~nda Inönü, Ba~bakan Saraço~lu, D~~i~leri Bakan~~ Menemencio~lu ve Mare~al Çakma~~~ bulan Ingiliz devlet adam~~ hemen konuya girdi. 1943 Nisan, May~s, Haziran veya Temmuz aylar~nda Almanya'n~n Türkiye'ye sald~rmas~~ ihtimaline parmak basarak, bu gibi olup bittiler kar~~s~nda haz~r olmas~~ için Londra'n~ n Ankara'ya ABD'nin de deste~i ile gereken yard~m~~ yapaca~~n~, Türkiye'nin son 3.5 y~lda yeterince sava~~ malzemesi alamad~~~n', hatta Almanlar~n silahlan-d~rm~~~ oldu~u Bulgaristan'dan bile daha zay~f durumda bulundu~una i~aret ederek, mümkün olan her~eyin yap~laca~~n~~ belirtti. Churchill sözlerini ~öyle sürdürdü:

Bir sald~ r~ya u~ramad~kça Türkiye'nin sava~a girmesi, e~er bir felâkete yol açacaksa, do~ru say~lmaz. Ingiltere bu ~artlar alt~nda onun harbe girmesini istemedi~i gibi,istemeyecektir de.Öte yandan ~imdi al~nacak önlemler sonucu, Türkiye'nin savunma gücü artar, Bulgaristan'da büyük bir ikilik ortaya ç~ kar, yahut Romenlerle Macarlar Transil-vanya yüzünden k~yas~ya bir çat~~maya giri~irler veya Alman ve

Italyan zulmüne kar~~~ Yunanistan ve Yugoslavya'da gösterilen direni~ler dolay~s~yla, Almanya gittikçe zay~flayarak uzaklara do~ru çekilecek olursa, bu ve buna benzer durumlarda Türkiye'nin üstüne dü~eni yaparak Galipler Konseyi içinde yerini almas~ nda fayda vard~r 42.

Churchill bundan sonra gerçek stratejisine de~inerek Ploe~ti'deki petrol kuyular~n~n bombalanmas~n~n, Almanlar~~ bu maddeden yoksun k~larak, sava~~n süresini k~saltaca~~n~~ söylüyordu. Bunun için, Türkiye'nin Ingilte-re'ye sa~layaca~~~ hava üsleri yaln~zca Romanya'n~n bombalanmas~ n~~ ayn~~ zamanda 1 2 Adalar ve arkas~ndan da Girit'e sald~r~~ imkân~ n~~

haz~ rlayacakt~. Dolay~s~yla önceki y~l yap~ m~~ durdurulmu~~ pistlerin in~aa-t~na hemen geçilmesi gerekiyordu. ~ngiliz ve Amerikal~~ mühendisler gönüllü olarak hizmet vermeye haz~ rd~lar 43.

41 Anthony Eden, Memoirs ( The Reckoning), s. 363. 42 Zehra Önder,

Die Türkische Aussenpolitik, S. 294.

Zehra Önder, ayn~~ eser, S. 290. Söz konusu hava alanlar~~ Mu~la ve Churchil'in Bodrum

(14)

Türk liderleri Churchill'i ilgiyle dinledikten sonra, konuyu onun ön planda hiç tutmak istemedi~i bir noktaya çekmi~lerdi. O da sava~~n ba~~ndanberi süregelmekte olan Ankara-Moskova ili~kilerindeki so~uk-luktu. Saraço~lu Rusya'n~n emperyalist bir politika izlemesi ihtimaline de~inerek, Türkiye'nin ihtiyatla hareket etmesi gerekti~ini söyledi. Mene-mencio~lu da Sovyetler Müttefiklerinden ba~~ms~z bir politika izlemeye koyulacak olurlarsa, Ingiltere ve ABD'nin ne yapacaklar~n~~ sordu. Chur-chill bu konuda somut bir garanti veremiyordu. Ancak Almanya'y~~ taklit etmek isteyecek bir Rusya'n~n Ingiltere'nin dostlu~unu yitirece~ini, ayn~~ zamanda kar~~s~nda kurulmak üzere olan uluslararas~~ örgütü de bulaca~~n~~ ve bu tepkinin yaln~zca Türkiye için de~il, bütün Avrupa için de geçerli olaca~~n~~ belirtiyordu 44. Türk devlet adamlar~~ Rusya konusunda yeterli bir

güvence duyduklar~~ takdirde sava~a gireceklerini ifade etmekten de geri kalmad~lar. Gereken haz~rl~klar~n yap~lmas~~ için Türkiye'nin dört veya be~~ aya ihtiyac~~ olacak ve bu arada da Ankara olaylar~~ yak~ndan izleyecekti. Churchill Ankara'n~n Moskova ile iyi ili~kiler kurmas~~ firsat~n~n ~imdi var oldu~unu ve Türkiye'nin sava~a kat~larak galipler aras~nda yerini almas~yla, bunun daha sa~lam temellere oturaca~~n~~ belirtti. Türkiye belki de çarp~~malara kat~lmaks~z~n, yaln~zca hava üslerini tahsis ederek katk~s~n~~ gösterebilirdi. Ingiliz Ba~bakan~, Türkiye haz~r olmad~kça sava~a girmesinde ~srar etmeyece~ini tekrarlad~. Ancak gereken an geldi~inde, Türkiye'nin muharip olmas~n~n öneminin son derecede büyük oldu~unu i~aret etmekten de geri kalmad~~ 45

Öte yandan Çakmak'~n Türk ve Allen Brooke'un Ingiliz askeri heyetlerine ba~kanl~k etti~i toplant~lar olumlu bir hava içinde cereyan etti. Türkler soo avc~~ uça~~~ istiyorlar, Ingilizler ise ~imdilik verdikleri 6o uça~a ek olarak, 40 uçak daha verebileceklerini söylüyorlard~. Ailen Brooke 25 RAF filosunun gönderilmesinin planland~~~n~, ayr~ca iki z~rhl~~ tümeninin de getirilmesinin dü~ünüldü~ünü, ancak bunun 45 filoya bedel oldu~unu belirterek, hem hava kuvvetleri hem de z~rhl~~ birliklerin bannd~nimas~n~n büyük zorluklar ç~kartaca~~n~~ aç~klay~nca Çakmak tercihlerinin uçak filolan

beraber, üslere giden yollarla henüz ba~lan~lmam~~t~. CAB 66 / 34 WP 43 (64), Third Metting-Military, Jan. genellikle kuru hava ~artlar~ nda uçu~a elveri~liydiler. öngörülen üslerin ba~~nda Afyon-Karahisar geliyordu.

/58

44 Zehra Önder, 278, 279. 45 Ayn~~ eser, s. 278, 286

(Ek. Adana Konferans, 1 utanaklar~, 30, 194.3).elkedeki askeri hava üsleri Bütün hava ko~ullar~nda kullan~lmas~~ E. Weisband, Turkish F~reign Policy, s.

(15)

oldu~unu söyledi. Zaten Ingilizlerin e~ilimi de bu yöndeydi. Ancak Ingilizler yap~lmas~~ öngörülen bu yard~m~n verimli bir biçimde kullan~lmas~~ amac~yla, Türk silahl~~ birliklerini e~itmek için goo teknisyen göndermek istiyorlard~. Çakmak ise gönderilecek personel say~s~n~n, al~nacak malzeme oran~ nda olmas~~ gerekti~ini vurgulad~. 31 Ocak'ta yap~lan askeri protokol uyar~ nca Yenice'de saptanm~~~ olan program~n kesin ~eklini almas~~ için, Ankara'da ~ngiliz kurmay subaylar~~ ve ata~elerin görü~melerini sürdürmeleri karar~~ al~nd~~ 46.

Gene 31 Ocak'taki liderler toplant~s~nda, bu konferans~n Berlin'in tepkisini çekmemesi için ~öyle bir politika saptand~. Churchill Parlamen-to'da yapaca~~~ bir konu~mada, Türkiye'nin hiçbir yükümlülük alt~ na girmedi~ini zaten Ingiltere'nin de böyle bir ~ey istemedi~ini aç~klayacakt~. Cumhurba~kan~~ ~nönü'de Almanya'dan herhangi bir soru geldi~i takdirde ayn~~ ifadeyi kullanacakt1 47. Adana Konferas~ndan hemen sonra, Ankara Churchill'in de tavsiyesine uyarak Sovyetlerle ili~kilerini iyile~tirmek çabas~na koyuldu. Moskova'daki Türk elçisi Cevat Aç~ kal~n, 13 ~ubat'ta D~~i~leri Komiseri'ne iki ülkenin ili~kilerini düzeltmek için i~birli~i yapma-lar~n~~ önerice, Molotov bu konuyu görü~emiyece~ini söyledi. Moskova-Ankara ili~kilerinin düzelmesi ancak Türkiye sava~a girdikten sonra söz konusu olabilirdi. 48 Sovyetler Adana Konferans~ ndan somut bir sonuç ç~kmamas~ndan memnun kalmam~~lar ve Stalingrad'da kazand~klar~~ zaferin verdi~i moralle Türkiye'nin tarafs~zl~~~n~~ ele~tirmeye ba~lam~~lard~. Üstelik 26 Nisan 1943'de, Moskova'n~n Londra'daki Polonya hükümeti ile ili~kilerini keserek, kendi örgütlemi~~ oldu~u "Polonya Yurtseverler Birli~i"ni bu ülkenin resmi hükümeti olarak tan~mas~, Türk devlet adamlar~ n~n Adana'daki ku~kular~ nda ne kadar hakl~~ olduklar~ n~~ bir kez daha ortaya koymu~tu. Türkiye sava~a girmekte acele davranarak, ne ülkenin tahrib edilmesine, ne de muhtemel bir Alman i~galinden sonra topraklar~ n~n K~z~lordu taraf~ndan kurtar~lmas~na raz~~ olamazd~. Zaten bu s~rada Türk d~~~ politikas~n~n kilit adam~~ Numan Menemencio~lu'nun izledi~i siyaset, Türkiye'yi sava~~ n d~~~ nda tutmakt~~ 49.

Oysa Churchill her zaman oldu~u gibi, Türkiye'nin bir an önce sava~a girmesini amaçl~yordu. May~s 1943'de Washinton'da ve A~ustosta da

46 Ayn~, S. 283-85, 295.

47 Ayn~, s. 286, E. Weisband, Turkish Foreign Pelit j~, 1943-45, s. 141 (Churchill ii ~ubat'ta

Avam Kararas~ndan böyle bir konu~ma yapt~ ).

48 E. Weisband, S. 143, 144. 49 Ayn~~ eser, S. 142

(16)

Quebec'de yap~lan Ingiliz-Amerikan zirve görü~ melerinde, Churchill ile Roosevelt fikir ayr~l~~~ na dü~mü~lerdi. Ingilizler ~ talya ç~ karmas~ na ili~kin olarak, Balkanlar'da da Türkiye üzerinden bir ikinci cephe aç~lmas~ n~~ istiyor, Amerikal~lar ise Almanya'ya as~l darbenin Akdeniz'den de~il, Kuzey Fransa'da aç~ lacak bir cepheden vurulmas~ n~~ istiyorlard~. Nihayet Quebec'te, Türkiye'nin sava~a kat~lma zaman~ n~ n henüz gelmedi~i ve bu ülkeye silah ve malzeme gönderilmesine devam edilmesi karar~~ al~ nm~~t~~ 5°. Zaten Türkiye de 26 ~ubattan beri Ingilizlerle süregelmekte olan ve Adana program~ n~~ uygulamay~~ amaçlayan askeri görü~meleri uzatt~ kça uzat~-yordu. Bu görü~melerde mevcut listeye ek olarak, yeni malzeme talepleri konuyor ve Ingilizlerin bunlar~~ veremiyece~i umuduyla sava~a angaje olmamaya özen gösteriliyordu 51.

Öte yandan 1943 Mart~ n'da Roosevelt'i Washinton'da görmü~~ bulunan Eden, Ingiltere'nin Türkiye'yi sava~a sokma stratejisini Ba~kan'a aç~ klam~~t~. Bunun için de Ankara'n~ n Moskova'ya kar~~~ duydu~u çekim-serli~in ortadan kald~ r~lmas~~ gerekiyordu 52. Roosevelt ise bu konuyu hiç onemsememi~ti. ABD Ba~kan~, sava~tan sonraki toprak düzenlemesinde Stalin'in makul davranaca~~ n~~ var say~yor ve gelecek Bar~~~ Konferans~ nda küçük devletlerin sorunlar~ n~~ pazarl~ k konusu yapmayaca~~ n~~ söylü-yordu 53. Tabii ki bu bilgiler Ankara'ya aktar~lm~~~ de~ildi.

1943 Eylülüne gelindi~inde Churchill kadar Sovyetler de, Türkiye'nin sava~a bir an önce girmesinde istekliydiler. Sovyetlerin propaganda organ~~ 'Harp ve I~çi S~ n~f~~ dergisi, 2 Eylül 1943 tarihli say~s~ nda, Türkiye'nin tarafs~zl~~~ n~ n Almanya'n~ n i~ine gitikçe daha fazla yarad~~~ n~, Balkanlar' daki kanad~ ndan emin olan Almanya'n~ n bütün kuvvetini Rus cephesine y~~d~~~ n~~ yaz~yordu' "Türkiye'nin harbe girmesi konusunda ABD ile görü~~ ayr~ l~~~ na dü~en Churchill, bu i~i kendi at~l~ mlar' ile çabukla~t~ rmak için 1943 A~ustosunda Rodos'u ele geçirmek karar~ n~~ vermi~ti. Ingiliz Ba~bakan~, Mussolini'ye 25 Temmuz 1943'de iktidardan el çektirilmesi üzerine, Rodos, Istanköy ve Leros adalar~ ndaki Italyan birliklerinin, Ingilizlerin bu adalara yapacaklar~~ ç~ kartmalar kar~~s~ nda herhangi bir direni~te bulun-

s° Haluk (Iman, 2. ci Cihan Sava~~'n~n Ba~~ndan Truman Doktrini'ne Kadar Türk-Amerikan Diplomatik Alünasehetleri, 1939-1947, A. C. SBF Yay~ nlar~ , Ankara, 1961, s. 4 .

51 E. Weisband, s. 153-59.

32 Briefing for Eden on his visit to Wash D.C., 8 M arch 1943, Most Secret, R. 2299 / 55 / G

44, F.O. 37 ~~ /37466. P.R.O.

53 E. Weisband, s. 148.

(17)

mayacaklar~~ izlenimi içindeydi. Bu harekat ba~anya ula~~p, ad~geçen adalardaki hava alanlar~ ndan yararlanacak RAF uçaklar~~ da, Ingiliz deniz birliklerinin hava güvencesini sa~lamak durumuna gelince, Türkiye'nin de Anadolu'daki üslerini biran önce tahsis edece~i, ayr~ca Bo~azlardan da Rusya'ya yeni bir ikmal yolunun aç~laca~~~ Churchill'in hesaplar~~ aras~ndayd~~ 55.

Oysa RAF uçaklar~~ Türkiye'deki üsleri kullanamad~klar~ndan, bu strateji daha ba~~ndan ba~ar~s~z kalmaya mahlanndu. Nitekim 1943 Eylül ve Kas~m aylar~~ içindeki operasyonlar bu gerçe~i meydana ç~ kard~. Bir kere 8 Eylül'de Roma hükümetinin Cezayir'de ate~kes belgesini imzalamas~~ üzerine, Almanlar Rodos, Leros ve Istanköy'deki Italyanlar~~ silahs~z-land~r~ p gözetim alt~na alm~~lard~. Dolay~s~yla 9 Eylül'de Rodos'a indirilen Ingiliz para~ütçü komandolar~~ hiçbir ~ey yapamad~lar. Buna ra~men, 24 Eylül'de Hitler'in dan~~manlar~~ ba~ta Girit olmak üzere Ege Adalan'n~ n bo~alt~lmas~n~~ sa~l~ k verdilerse de, Führer bu adalar~~ muhafaza ederek, Türkiye'nin Müttefiklerle i~birli~i yapmas~n~~ engellemekte kararl~ yd~~ 56. Bu s~ rada•Ingilizlerin 15 Eylül'de ba~latt~ klar~~ harekât sonucu, Istanköy, Leros ve Sisam yakla~~ k iki hafta içinde ele geçirilmi~ti. Dolay~s~yla, Leros ve Sisam'~n savunulabilmesi için Türkiye'nin lojistik deste~ine kesinlikle ihtiyaç vard~. Bu adalar için gerekli donat~ m malzemesi Suriye'den demiryolu ile Izmir'e, oradan Ku~adas~'na gönderilmi~, 28 Eylül'den Kas~m ba~~na kadar kay~klarla Sisam'a 16.300 ton malzeme ta~~ nm~~ t~~ 57. Ayr~ca Ingiliz sava~~ gemileri de Türk kara sular~n~~ kullan~yorlard~. Hitler'e bu takti~i güden dü~man gemilerine sald~r~p sald~ nlmayaca~~~ soruldu~unda, Führer Ankara'y~~ tarafs~zl~ k çizgisinde tutmak amac~yla Türk kara sular~nda sava~~~ yasaklam~~ t~~ 58. Almanlar Ingilizlerin Rodos'ta yapama-d~~~ n~~ Girit ve Pire'deki hava üslerini kullanarak uygulad~lar. 18 Eylül'de Ingilizlerin eline geçen Istanköy, 3 Ekim'de yeniden Almanlar~n olmu~, Leros 17 Kas~m'da dü~mü~~ ve ertesi gün de Sisam'~n bo~alt~lmas~~ kararla~t~ r~lm~~t~. Bir süre önce Ku~adas~'ndan Sisam'a malzeme ta~~yan Türk kay~ klar~, bu kez ayn~~ adadan asker ve sivil olmak üzere ~~ 5oo ki~ilik bir mülteci grubunu kurtarm~~lard~~ 59. I~te bu k~sa süreli adalar sava~~~

55 W. Churchill, Tht Second World War (Closing the Ring), Cilt V, London Cassel Co. Ltd,

1952, S. 18o, 18 t,. History of the Second World War, The Mediterranean, Ed. By. R.J. Butler, London

HMSO 1954, S. 533.

56 W. Churchill, s. 184, 185. R.J. Butler, S. 535.

57 E. Weisband, s. 161. 58 R.J. Butler, S. 548- 59 E. Weisband, s. 166.

(18)

sonucunda, Hitler Türkiye'nin tarafs~zl~~~~ bozan hareketlerine göz yumarak Ankara'n~ n Müttefiklerle daha büyük bir i~birli~ine girmesini önlemi~~ oluyordu.

Daha adalar sava~~~ sürerken, Müttefiklerin D~~i~leri Bakanlar~~ 19 Ekim'de Moskova'da bir araya gelince, Molotov Türkiye'nin biran önce sava~a kat~lmas~~ için gerekirse Ankara'ya bask~~ yap~lmas~n~~ önermi~ti. Eden ki~isel olarak bu görü~e kat~lm~yordu. Ona göre, Italya'daki hava alanlar~~ Ploe~ti'nin bombalanmas~n~~ kolayl~ kla mümkün k~ld~~~ ndan, art~ k Tür-kiye'deki üslere de gerek yokta. Üstelik Türkiye sava~a girmekle Mütte-fiklere faydal~~ de~il hatta yük bile olabilirdi 6°. Ancak Churchill'den gelen talimat üzerine Ingiliz D~~i~leri Bakan~~ tutumunu de~i~tirererk Molotov'u desteklemek zorunda kald~. Oysa Amerikal~~ Cordell Hull bu tasar~y~~ pek benimsemi~~ de~ildi. ABD iki gerekçeden dolay~~ Türkiye'nin sava~a girmesine kar~~yd~. Bir kere, Ankara harbe girmek için Sovyet yard~m~ n~~ de~il, Washington ve Londra'dan Moskova'ya kar~~~ bir güvence istiyordu. I~te böyle bir güvencenin verilmesi, Ingiliz ve Amerikan birliklerinin Balkanlara gelmesi demek olaca~~ndan, Fransa'ya yap~lacak ç~ kartman~ n ertelenmesini zorunlu k~labilirdi. Hull nedenlerini ileri sürmeksizin Türkiye'nin sava~a girmesinin ikinci cepheyi erteliyece~ini söylemekle yetiniyordu. Oysa Molotov ~artlar ne olursa olsun, Türkiye'nin biran önce sava~a girmesinde direniyor, sava~mayan bir ülkeye silah gönderilmesini anlayamad~~~ n~, üstelik Anadolu'daki hava alanlar~n~ n devreye sokulma-s~n~ n bile yetmiyece~ini belirtiyordu. D~~i~leri Komiser Yard~mc~s~~ Vishynski de, Türkiye'nin sava~a girmesi halinde Almanya'n~n ~~ 5 tümenini Rus cephesinden çekmek zorunda kalaca~~n~~ ve Türkiye'nin Bar~~~ Konfe-rans~ nda galipler aras~nda olabilmesi için, Rusya gibi sava~~ sürecinde ac~~ çekmesi gerekti~ini söylüyordu 61.

Nihayet Eden, Churchill'den gelen ~~ Kas~ m günlü tel yaz~s~~ ile Sovyetleri yumu~atabildi. Buna göre Ingiliz D~~i~leri Bakan~, Moskova dönü~ü Menemencio~lu'nu Kahire'ye davet edecek ve ona Türkiye'deki hava alanlar~ n~ n ivedilikle Müttefik uçaklar~ na aç~lmas~n~~ ~art ko~acakt~. Ayr~ca Ankara 1943 sonuna kadar harbe girmedi~i takdirde, Türkiye'ye yap~lmakta olan silah sevkiyat~~ durdurulacakt~~ 62. Eden ve Molotov bu

60 Anthony Eden, Memoirs ( Th~~ Reckoning), S. 411-12.

61 Olaylara Türk D~~~ Politikas~, SBF Yay~ nlar~~ No: 271 (2. Bask~ ), Sevinç Matbaas~, Ankara, 1969, s. 186.

(19)

noktalar~~ içeren bir protokolü imzalad~ktan sonra, o s~rada Washington'a dönmü~~ bulunan Hull'~n yerine ABD Moskova elçisi Harriman da, Roosevelt'in buyru~u üzerine bu belgeye imzas~n~~ koymu~tu.

Knatchbull Hugessen ~~ Kas~m'da Menemencio~lu'nu Kahire'ye davet etmi~~ 63 ve onunla birlikte M~s~r'a gitmi~ti (3 Kas~m). Eden ise görü~me yerine ancak bir gün sonra varabildi ve iki d~~i~leri bakan~~ aras~nda genellikle çok sert ve tats~z geçen konu~malar 5-8 Kas~m tarihleri aras~nda cereyan etti.

Moskova protokolü uyar~nca, Eden üç hafta içinde ~~ o uçak filosunun Türkiye'ye gelmesini ve Ankara'n~n da bundan bir ay sonra sava~a kat~lmas~n~~ istiyordu. Türk D~~i~leri Bakan~~ filolarm gelmesiyle, Türkiye'nin istenildi~inden de önce sava~la kar~~la~abilece~ini ileri sürerek, ne ~imdiye kadar sürdürülmü~~ lojistik çal~~malar~n ne de Türk kamu oyunun sava~a haz~r olmad~~~n~~ belirtti. Menemencio~lu bundan sonra konuyu Sovyetlerin politikas~na aktararak, Rusya'n~n Balkanlar'daki emperyalist hedeflerine de~inmi~~ ve bir aral~k da Polonya hakk~nda ne dü~ünüyorsunuz demesi üzerine, Eden öfkeyle bu sizi ne ilgilendirir diye sorunca o da, "Polonya bizim için bir göstergedir", yan~t~n~~ vermi~ti 64.

Türk D~~i~leri Bakan~~ için Ingilizlerin politikas~n~~ saptamak zor olmam~~t~. Eden Kahire'de Molotov'un dili ile konu~uyordu. Oysa Türkiye çarp~~acaksa kendi güvenli~i için çarp~~~r, yoksa Ruslar~n Romanya ve Bulgaristan'a hakim olmalar~~ ve K~z~lordu'nun Do~u Akdeniz'e inmesini sa~layacak ko~ullar~n gerçekle~mesi için bir araç olamazd~. Eden ö~üt dinlemeye de~il nasihat vermeye gelmi~ti. Menemencio~lu gerçekleri görmeliydi, Ingiltere Türkiye'nin oldu~u kadar, Rusya'n~n da müttefiki idi: "Türkiye'nin bu a~amada Müttefiklere kat~lmas~yla, Rusya'ya kar~~~ daha iyi bir durumda olaca~~~ görü~ünü savundum. Menemencio~lu ise tehlikeler üzerinde durdu. Almanya'n~n, tepkisini güçlü bir ~ekilde gösterecek durumda oldu~unu söyledi. Müttefikler Balkanlar'daki harekât için elde haz~r bir kuvvet bulunduracak olurlarsa, o zaman durum tabii ki de~i~irdi. Menemencio~lu, sonunda, bizim Rusya'ya

63 Knatchbull-Hugessen Diaries, KNAT 1/14 (1943-1945), s. 73, Churchill College Archives-Cambridge. Hugessen'in günlü~ü ne yaz~k ki geni~~ ve gizli ayr~nt~lara girmeyerek adeta bir acenda havas~ndad~r. Buna ra~men Menemencio~lu'nu Kahire'ye ça~~r~lanlar~n Ingilizler oldu~u kesinlik kazanmaktad~r, yoksa Foreign Relations of the United States, The Conf~rences at Cairo and Tehran, 1943, S. 162 dipnot 3'de oldu~u biçimde görü~me iste~i Türkiye'den gelmemi~tir. Bk. E. Weisband, s. ~~ 77 dipnot 30.

(20)

kar~~~ izledi~imiz politikay~~ kabul etti, ancak Moskova kararlar~ n~ n beklentilerini a~t~~~n~~ ve hükümetinin de Türkiye'nin harbe giri~ini görü~meye haz~ r oldu~u hakk~nda söz veremiyece~ini belirtti. Saatlerce süren tart~~ma bu ~ekilde bitmi~ti ve bu da Türkler için bir ba~ar~~ say~l~ rd~" 65.

Eden görü~melerin sonunda, meslekda~~ndan Churchill'den bir iste~i olup olmad~~~ n~~ sorunca, Türk D~~i~leri Bakan~~ güzel bir f~rsat yakalam~~t~: "Lütfen Mr. Churchill'e Adana'y~~ hat~rlat~n~z ve bize o sabah okuyarak verdi~i dokümana bir kez daha göz atmas~n~~ isteyiniz" 66. Bilindi~i gibi Churchill Adana'da, Türkiye haz~r olmad~ kça sava~a girmesinde ~srar etmiyece~ini söylemi~ti.

Zaten Cumhuriyet hükümeti de Moskova Konferans~n~n kararlar~n~~ yerine getirmeye istekli olmad~~~~ gibi haz~ r da de~ildi. Menemencio~lu hükümetinin görü~ünü Knatchbull-Hugessen'e 15 Kas~m'da aç~ klay~nca, o da Eden'in Kahire'de söylemedi~i son sözü söylüyordu. Bu durumda Türkiye'ye yap~lmakta olan silah sevkiyat~~ durdurulacakt~~ 67.

Meydana ç~kan bu kritik ve ola~anüstü durum üzerine, hükümet yeni bir politika uygulamak için konuyu Meclise götürmeyi kararla~t~rd~. Her zaman oldu~u gibi, gizlilik gerektiren d~~~ politika görü~meleri TBMM olarak de~il, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Meclis grubunda gizli olarak görü~üldü. 16 Kas~m'daki bu gizli oturum ertesi sabah saat dörde kadar sürdü 68. Hükümet ad~na konu~may~, Inönü Saraço~lu'na de~il Menemencio~lu'na b~ rakm~~t~. D~~i~leri Bakan~~ hükümetin politikas~n~n ülkeyi mümkün oldu~u kadar sava~~n d~~~ nda tutmak oldu~unu belirttikten sonra, gerek ayn~~ politikan~n uygulanmas~~ gerekse Müttefiklere ters dü~memek için onlar~n paralelinde bir tutuma girilmesinin zorunlulu~una de~indi. Ayr~nt~lar~~ henüz bilinmeyen bu oturumda, baz~~ sözcüler Almanya'n~n tepkisini uyand~racak davran~~lardan kaç~n~lmas~ m istediler 69. Neticede Menemen-cio~lu program~ n~~ kabul ettirebilmi~ti. ~~ 7 Kas~m'da Ingiltere'ye gönderilen hükümet yaz~s~nda Türkiye'nin ilke olarak sava~a girmeyi kabul etti~i, ancak Almanya'ya kar~~~ gerekli savunma sistemi kurulmadan bunun mümkün olam~yaca~~~ belirtiliyordu

65 Anthony Eden, The Reckoning, s. 419. 66 E. Weisband, s. 183

67 Ayn~~ eser, s. 185

68 Knatchbull-Hugessen Diaries, KNAT ~~ /14, s. 78 69 E. Weisband, S. 191

(21)

Art~k elinde hiç olmaz ise ilke olarak Tiirkiye'nin sava~a girece~i karar~~ bulunan Churchill, Stalin ile birlikte yap~lacak Tahran zirvesinden önce, Kahire'de Roosevelt ile bu stratejinin ayr~nt~lar~n~~ saptamak istemi~ti. Roosevelt ise, biran önce Fransa'daki ikinci cephe stratejisinin planlamas~n~~ gerçekle~tirebilmek için, Ingiliz Ba~bakan~~ ile Türkiye konusunu görü~me-meye özen göstermi~~ ve Çin lideri Çankay-~ek'i M~s~r'a davet ederek Churchill'e bu f~rsat~~ verrnemi~ti (22-26 Kas~m). Liderler 28 Kas~m'da Tahran Konferans~'n~n birinci oturumunu açt~klar~nda Roosevelt bir ad~m daha atarak, Fransa'daki cephenin aç~lmas~n~~ erteliyece~i nedeniyle, Stalide Türkiye'nin sava~a girmesi konusundaki politikas~n~~ da de~i~tirtmi~~ bulu-nuyordu 71. Zaten bu Konferansa gelindi~inde, Sovyetlerin Alman cephe-sindeki durumu bir ay öncesine k~yasla çok olumlu geli~meler göstermi~, Kiev geri al~nm~~~ ve Dnieper irma~~~ da çe~itli noktalarda geçilmi~ti. Böylece sald~r~~ inisiyativi de art~k Ruslar~n oluyordu.

Dolay~s~yla liderlerin görü~mesinden önce bir haz~ rl~k toplant~s~~ yapan D~~i~leri Bakanlar~'mn bilgi al~~veri~i esnas~nda, Molotov Türkiye'nin sava~a girmesinde o kadar da istekli de~ildi. Eden bu konuda onun Moskova'da çok aktif oldu~unu hat~rlat~nca, Sovyet D~~i~leri Komiseri yan~t~n~~ Stalin'in görü~ü ile özetliyordu. E~er Türkiye sava~a girecekse bu ~imdiki y~l içinde olmal~~ ve seneye kalmamallydr. Beyaz Saray d~~~ politika dan~~man~~ Hopkins de araya girerek ~unlar~~ söyledi: "Türkiye'yi harbe girmeyi zorlamak için Rodos ve 12 Adalar~~ i~gal etmemiz gerekir. Türkiye'nin sava~a girmesi üzerine bu i~~ kolayl~kla yap~labilir, fakat kurmaylar böyle bir operasyonun Overiord'u (Ikinci Cephe) geciktirece~i görC~~ündedirler 72". Bunun üzerine Molotov, Türkiye'nin sava~a girmesi Ikinci Cepheenin aç~lmas~ n~~ erteliyecekse, bu stratejiye Stalin'in de kat~lmayaca~~n~~ belirtti 73. Di~er bir deyimle ABD ba~kan~~ ve Sovyet lideri aras~nda özel olarak var~lm~~~ bulunan bu anlay~~a ~imdi de Ingilizler kar~~s~nda resmi olarak var~llyordu. Ancak Ingiltere Ba~bakan~~ bütün bu kombinezonlara ra~men mücadelesinden vazgeçrniyerek, Türkiye'nin-durumunun Tahran Konferans~ndan sonra, bir de Cumhurba~kan~~ Inönü ile Kahire'de görü~ülmesi gere~i üzerinde durmu~~ ve bunu Roosevelt'e kabul ettirebilmi~ti. Churchill ayr~ca üç liderin ~~ Aral~k'ta Tahran'daki Sovyet

ii E. Weisband, s. 195

72 Record of a Conversation between PM (Winston Churchill) and Marshall Stalin at Tehran on 28th November 1943, WP (4) 8, CAB 66 / 45, PRO.

(22)

elçili~inde verilen ö~le yeme~inde bir araya gelmelerini de f~rsat bilerek, Kahire konusunu da tart~~maya açmak imkan~n~~ bulmu~tu.

Roosevelt Türkiye'nin sava~a girmesi durumunda, bir gün önce (30 Kas~m) al~ nan karar uyar~nca ~kinci Cephe program~ndan kesinlikle ödün verilmemesini istiyordu. Churchill de M~s~ r'da, Amerikan-Ingiliz komutas~~ d~~~ nda bulunan 20 hava filosu ile üç uçaksavar alay~n~n Türkiye'yi korumaya yetece~ini, zaten Ankara'ya kar~~~ birlikler gönderilece~ine dair bir yükümlülük alt~na girilmedi~ini, Türklerin 50 tümeni bulundu~unu aç~ klad~. Türklerin orduya de~il, hava deste~ine ihtiyaçlar~~ vard~. Dolay~-s~yla Ikinci Cephe program~nda hiçbir de~i~iklik olmayacakt~. Churchill ayr~ca Molotov'un 28 Kas~ m'da belirtti~i Sovyet önerisine de~inerek, Ankara'n~n Berlin'e harb ilan etmesi üzerine, Bulgaristan da Türkiye'ye kar~~~ sava~a girecek olursa, Moskova'n~n da önce Sofya ile ili~kilerini kesece~ini, arkas~ndan da Bulgaristan'a sava~~ açaca~~n~~ söyledi. Bunu do~rulayan Stalin, Türkiye harbe girmekle s~n~ rlar~n~~ Müttefiklerine açaca~~na göre, Rusya ile Bulgaristan sava~~r duruma gelince kendilerinden ne yap~lmas~~ istendi~ini sordu 74.

Stalin gerçekten sorusunu çok kurnazca sormu~tu. Ancak Churchill Ruslar~n yard~m amac~~ ile bile olsa Türkiye'ye gelmelerini istemedi~inden, vermi~~ oldu~u cevapta K~z~lordu'nun Odesa'ya do~ru sald~ r~ya geçmesinin Bulgarlar üzerinde son derecede etkili olaca~~n~~ söyledi 75.

Churchill Türklerle yap~lacak görü~melerden nas~l bir sonuç al~naca~~-n~~ bilmiyordu. Inönü belki de Kahire'ye gelmek istemiyecekti. Bu durumda Ingiliz Ba~bakan~~ bir kruvazöre binerek Mersin aç~ klar~ na gelecek ve Cumhurba~kan~'n~ n gemide kendisine kat~lmas~n~~ bekleyecekti. Inönü bu ça~r~ya da uymazsa, o zaman sonuç liderlere bildirilecekti. Molotov Ankara harbe girmeyecek olursa, Türkiye'nin Bo~azlar'daki haklar~ n~ n~~ eskisi gibi süremiyece~ine i~aret etti. Roosevelt, Türkiye'nin sava~a girmesi durumun-da bile, Bo~azlar~n ilerde tespit edilecek denetleyici ülkelerin gözetimi alt~nda, bütün sava~~ ve ticaret gemilerine aç~ k tutulmas~~ gere~ine de~indi. Molotov Rusya'n~ n bir Karadeniz devleti olarak Bo~azlar üzerinde özel bir ilgisi oldu~unu belirtti, fakat ayr~nt~lara ~imdi girmek istemedi~ini söyledi. Churchill de Türkiye'nin sava~a girmeyi red etmesi durumunda, Ingilte-re'nin Bo~azlar sorununa tamamiyle ilgisiz kalaca~~n~~ ve Ankara'ya

74 Record of a Conversation at Luneheon in the Sovict Embassy on ~st December 1943, WP (44) 8 CAB 66/43 PRO.

(23)

sorunlar~n~~ Moskova ile çözümlemesini sa~l~k verece~ini sözlerine ekledi. Ancak Türkler Kahire'ye gelecek olurlarsa, Sovyetlerin bir temsilci gönderip göndermeyecekleri soruldu~unda, Molotov ~u s~rada Cezayir'de bulunan Vishynski'nin görevlendirildi~ini belirtti ve Stalin de bunu onaylad~~ 76.

Türkler çok yerinde bir kararla Kahire'ye geliyorlard~. Inönü bu beklenmedik geziye ç~ kabilmek için baz~~ ~artlar~n da kabülünü istemi~, yoksa Ankara'n~n d~~~ na kesinlikle aya~~ n~~ atmayaca~~ n~~ vurgulam~~t~. ~öyle ki, Cumhurba~kan~~ Kahire'de, Menemencio~lu'nun daha önce kar~~la~t~~~~ durumla yüz yüze gelmek istemiyordu. Di~er bir deyimle, onun Kahire'ye geli~i, Tahran Konferans~ nda Türkiye hakk~ nda verilmi~~ olan kararlar~~ "tebellü~~ etmek" için de~il, yap~lacak görü~melerde e~it söz hakk~~ ile ülkesini temsil etmek için olacakt~~ ". Zaten Tahran gündeminde Türkiye ile ilgili kesin bir karar al~nmad~~~ndan, Inönü'nün ~artlar~ n~ n kabul edilmesinde bir zorluk ç~kmad~.

Inönü Adana'ya gitmek üzere, 3 Aral~ k Cuma saat I5'de trene Ankara Gar~~ yerine Kaya~'tan binerken, yan~ nda yaln~zca Menemencio~lu'na refakat eden bir diplomat grubunu götürüyordu 78. Ba~bakan Saraço~lu

Ankara'da kald~~~~ gibi, heyete tek bir askeri dan~~man dahi al~ nm~~~ de~ildi. Ku~kusuz Kahire yolculu~u uzun vadede Almanya'dan saklanamazd~, ancak bu konferansa Türk subaylar~n~n kat~lm~~~ olmamas~, biraz da Berlin'in tepkisini yumu~atabilmek için dü~ünülmü~~ bir önlemdi. Yoksa askeri konular bir yerde Cumhurba~kan~'n~ n kendi uzmanl~ k alan~~ say~l~ rd~. Türk heyeti Roosevelt ve Churchill'in özel uçaklar~yla 4 Aral~ k Cumartesi saat ~~ ~~ .30'da Kahire hava alan~ nda indi~inde, ~ ngiliz ve Rus elçileri de onlarla birlikte gelmi~lerdi. Ancak Vinogradov huzursuzdu, çünkü Vishynski ortada yoktu ve Sovyet elçisine de hiçbir talimat gönderilmi~~ de~ildi 79. Önceden de kestirildi~i gibi, Cezayir'de oldu~u

san~lan Sovyet D~~i~leri Komiser Yard~mc~s~~ izini kaybettirecek ve Türk heyeti Kahire'den ayr~l~ ncaya kadar meydana ç~ kmayacakt~. Bu ~ekilde Sovyetler herhangi bir yükümlülük alt~ na girmemek için Kahire görü~me-lerinde devre d~~~~ kalacaklard~.

Resmi görü~melere saat 17.00 de Roosevelt'in kald~~~~ Amerikan elçisinin kent d~~~ ndaki kö~künde ba~lanacakt~. Ancak Ingiliz ve Türk

76 Ayn~.

77 ~evket Süreyya Aydemir, Ikinci Adam, Cilt II, Istanbul Remzi Kitabevi, 1968, s. 259

78 Knatchbull-Hugessen Diaries, KNAT ~~ /14, S. 88 79 Ayn~.

(24)

heyetleri saat 15.45'de Inönü'ye ayr~lan konakta bir araya gelerek bir üvertür toplant~s~~ yapt~lar.

Churchill 1944 y~l~nda Almanya'ya her cepheden sald~r~laca~~n~~ aç~ klayarak, Türkiye'nin de bu strateji içinde yerini almas~n~~ istedi. Bunun için Türkiye'deki hava alanlar~n~n güçlendirilmesi, kentlerin savunma güçlerinin artt~r~lmas~, uçaksavar toplar~n~n yerle~tirilmesi, radyo istasyon-lar~n~ n belirlenmesi ve binlerce teknisyenin gönderilmesi i~lerine derhal ba~lanmas~~ gerekliydi. Onlar önce sivil olarak gelebilirlerdi. Inönü ise çok say~da teknisyenin Türkiye'ye girmesinin Almanya'dan sakl~~ tutulam~yaca-~~n~~ belirtti. Churchill Almanlar~n Türkiye'ye karadan sald~rmayacaklar~~ kams~ndayd~. Esas tehlike Bulgaristan'dan gelebilirdi. Oysa Stalin, Bulga-ristan Türkiye'ye harb ilan etti~i takdirde, Rusya'n~n da Sofya'ya sava~~ açaca~~n~~ söylemi~ti. Bu durumda Bulgarlarla Sovyetlerin Türkiye'ye kar~~~ birle~emiyeceklerini aç~klayan Ingiliz Ba~bakan~, Türkiye'nin hava sald~ r~-lar~na kar~~~ haz~rlanmas~yla güvence alt~na girece~ini belirtti. Inönü Alman hava sald~r~s~~ kar~~s~nda zay~f bir durumda olduklar~n~~ söyledi. Türkiye'nin harabeye çevrilmesinin daha ilk ba~ta önlenmesi gerekirdi. Cumhurba~kan~~ ayr~ca, bu sava~a Türkiye'nin ivedilikle kat~lmas~yla hangi amaçlara yard~mc~~ olaca~~n~~ soruyordu. Churchill ~u anda Türkiye'nin Bulgaristan'~~ i~gal etmesini ~art ko~muyordu, böyle bir durum daha sonra ortaya ç~ kabilirdi. Üstelik Türkiye sava~a girerse, Romanya'n~n çekilmesi de mümkün olabilirdi, Romanya teslim olmak için daha önce birtak~m yakla~~mlarda bulunmu~tu 8°. Inönü Türkiye'nin ~imdiki pasif durumunda Romanya'n~n hiçbir ~ey yapamayaca~~n~~ söyledi, ayr~ca Türklerin çabalar~~ hiçbir sonuç vermezdi. Churchill bu görü~lere kat~lm~yordu. Türkiye'deki hava alanlar~nda üslenecek olan Ingilizler Adalar~~ ele geçirebilirlerdi. Böylece donanma da Bo~azlara kadar gelebilir ve Alman hava kuvvetleri Ege'den kovularak, dü~man konvoylar~na sald~rma olana~~~ sa~lan~rd~. Türkiye'nin haz~r durmas~~ ve hava alanlann~~ tahsis etmesi bu i~~ için yeterliydi. Inönü bir sald~r~~ durumunda karada ne gibi bir yard~mla~ma yap~laca~~n~n öngörülmedi~ini, havaya gelince elde mevcut bir destek plan~n~n olmad~~~n~~ belirtti. Churchill en az~ndan 20 filonun sa~lanaca~~n~~

ve ABD'nin de bombarduman uçaklar~n~~ getirece~ini aç~klad~. ABD henüz devreye girmi~~ de~ildi, fakat onun katk~s~n~~ sa~lamak zor olmayacakt~. Bu s~rada Türkiye'nin tank ihtiyac~~ da kar~~lanacak, ancak demiryolu ula~~m~~ zor oldu~undan, deniz yolundan yararlanmak gerekecekti.

(25)

Inönü bütün bu önlemlerin daha önceden konu~ulmu~~ bir plan~n parças~~ oldu~unu belirterek, bu plandan ayr~~ olarak Türkiye'nin güçlen-dirilmesi gere~ine de~indi. Churchill yan~t~nda, Türkiye'nin gizlice Al-manya ile ili~kilerini kesme karar~n~~ vermesinden sonra, bu ülkeyi güçlü k~lacak bütün kararlar~n derhal al~nabilece~ini söyledi. Baz~~ ~eyleri haz~rlayabilmek için baz~~ tehlikeleri göze almak ~artt~.

Inönü ise ~u s~rada Müttefiklerin ba~ka cephelerde çarp~~t~klar~n~~ ve Balkanlar'da harekete geçmeyi dü~ünmediklerini hat~rllat~. Churchill bunu do~rulad~. Fakat Türk ordusu yeterince donat~lm~~~ olmasa bile güçlüydü ve Türkiye'ye sald~rmak da san~ld~~~~ kadar kolay de~ildi. Bu s~rada Rusya'n~n Türkiye'yi sava~a girmeye davet etmesi de önemliydi. O, Rusya'n~n iyi niyetinden emindi, Ingiltere ve ABD Rusya'n~n ça~r~s~n~~ içtenlikle onayl~-yorlard~. Türkiye de sava~a girmekle galip devletler aras~nda yerini alacakt~. Inönü Almanlar~n Bulgar ordusunu, Müttefiklerin Türkiye'yi haz~rlad~k-lar~ndan daha iyi haz~rlad~klar~~ uyar~s~nda bulundu. Churchill ise-Adana'dan beri manzaran~n de~i~ti~ini, ellerinde bol malzeme ve stok bulundu~unu aç~ klad~.

Inönü bundan sonra saat 17.00 de yap~lacak resmi toplant~daki konu~mas~n~n bir özetini verdi ve ~u noktalar~~ vurgulad~:

Türkiye Ingiltere'nin müttefiki olarak onunla i~birli~i içinde olacakt~. Ancak Ingiltere'den gelecek öneriler de makul olmal~yd~. Amaç Türk ordusunun güçlendirilmesiydi. Bundan sonra Türkiye'nin nas~l harekete geçece~ini içeren askeri bir plan yap~lmallyd~. ~imdiki halde Londra daha güçlü savunma önlemlerinin al~ nmas~n~~ istemi~~ ve Türkiye buna göre Ingiltere'ye üsler sa~lamas~na kar~~l~ k hiçbir ~ey elde edememi~ti.

Churchill ise Türkiye'nin sava~a girmesiyle gereken bütün yard~m~ n yap~laca~~n~~ tekrarlad~. Gerçek tehlike haz~ rl~klar~n bitirilmeye çal~~~ld~~~~ dönemde, dü~man~n bu haz~rl~ klardan tedirgin olmas~n~ n yarataca~~~ tepkilerden kaynaklanacakt~. Menemencio~lu Türkiye'nin haz~ rl~ k süresin-den korkmad~~~n~~ söyledi, bu riske girilecekti. Churchill büyük bir ihtimalle, Türkiye birkaç hafta içinde donat~ld~ktan sonra, bir karar verme durumuna gelebileceklerini bildirdi. Türkiye'nin sava~a kat~lmas~n~n bir sonucu olarak, Macaristan Romanya ve belki de Bulgaristan çökecekti. Böyle bir durum ortaya ç~karsa Almanlar Tuna'ya kadar püskürtülmü~~ olacaklard~. Dolay~-s~yla Türkiye de büyük bir hizmeti yerine getirmi~~ bulunacakt~.

Bu noktada görü~melerin kesilmesi gerekiyordu, çünkü resmi toplant~~ saati yakla~~yordu 81

.

81 Record of Informal Meeting Held at President Inönti's Villa, 4th Dec. 1943. CAB 66/ 45. PRO. Metin ekte sunulmu~tur.

(26)

~~te bu ilk toplant~~ bundan sonra yap~lacak alt~~ toplant~daki görü~lerin özetini belirliyordu. Görü~melerde en çok sözü Churchill ile Inönü alacaklar ve böylece 1923 Lozan atmosferine benzeyen bir Türk-Ingiliz düellosu ortaya ç~ kacakt~. ~u farkla ki, Lozan'da Inönü ve Lord Curzon birbirleriyle uzla~may~~ öngören has~ mlar durumundayd~lar. Kahire'de ise Türkiye Cumhurba~kan~~ ile ~ngiltere Ba~bakan~~ müttefikler olarak, Almanya'ya kar~~~ uygulanacak stratejideki görü~~ ayr~l~ klar~ n~~ gidermek için ortak bir yol saptamaya çal~~~ yorlard~.

Churchill'in stratejisi genellikle Türkiye'yi bir uçak gemisi gibi kullanarak, hava a~~rl~ kl~~ operasyonlarla Almanlar~ n Balkan kanad~ m çökertmekti. Inönü ise bu stratejiye ilke olarak kat~lmakla birlikte, Türk silahl~~ kuvvetleri güçlü bir ~ekilde donat~l~ p, karadan ve havadan Türkiye'ye yap~lacak sald~ r~lara kar~~~ etkili bir savunma sistemi kurulmaks~z~ n, Berlin ile ili~kileri keserek sava~~ yükümlülü~ü alt~ na girmek istemiyordu. Bundan sonraki görü~melerde temel güçlük zaman faktöründen kaynaklanacakt~. ~öyle ki Ingilizler Türkiye'yi sava~~ rken güçlendirmeyi tasarl~yorlar, Türkiye kendisine göre yeterli haz~ rl~ klar tamamlanmadan harbe girmeye yana~m~yordu. Ku~ kusuz böyle bir takti~in güdülmesinde, ~stanbul ve ~zmir gibi büyük kentlerin hava sald~ r~lar~~ sonucu y~ k~ nt~ya u~ramamas~~ görü~ü hakim oldu~u kadar, Ruslar~ n Balkanlar'daki amaçlar~ ndan duyulan tedirginlikler de vard~. Ancak Kahire'deki diplomasi gere~i Sovyetlerin ele~tirilmemesine özen gösterilmi~~ ve bu ku~ku, haz~ rl~ klar~ n yetersizli~i do~rultusundaki görü~lerle örtülmeye çal~~~ lm~~ t~ .

Roosevelt'in ev sahipli~ini yapt~~~~ resmi toplant~da, ABD Ba~kan~~ Ikinci Cephe'nin aç~laca~~ n~~ bildiriyor ve Türkiye'yi de sava~a kat~larak Birle~mi~~ Milletler üyeli~ine davet ediyordu. Onu izleyen Churchill de, böyle hareket etmekle, Türkiye'nin dünyan~ n en güçlü üç ülkesiyle müttefik olaca~~n~~ ve Birle~mi~~ Milletler üyeli~ini kazanaca~~n~~ vurguluyordu. E~er Türkiye bu daveti kabul etmeyecek olursa, kendisini daha sonra kürsüde de~il, avluda tek ba~~ na dola~~ rken bulacakt~~ 82. Ingiltere'nin görü~ü, bu

ülkenin ~imdi bu f~ rsat~~ kaç~ rmas~ n~ n yaz~ k olaca~~~ merkezindeydi. Inönü ~u noktalara parmak bast~: ~~ 7 Kas~m'da Ingiltere'ye gönderilmi~~ olan yaz~da da belirtildi~i gibi, Türkiye üstlendi~i sorumluluklar~ n bilinci içinde idi. Churchill Türkiye'nin sava~a girmekle neler kazanaca~~n~~ özetlemi~ti. Buna ra~men Türkiye'nin sava~~ d~~~~ kalmas~ n~ n tehlikeli oldu~u 82 Record of Meeting Held at President Roosevelt's Villa on the 4th Dec. at 5 P. M. CAB

66/45, Foreign Relations of the United Maks, The Conferences at C'airo and Tehran, 1943, Wash D. C. GPO 1961, S. 691

(27)

görü~ü kabul edilemezdi. Türkiye'nin siyasal ve di~er baz~~ ~eyleri ileri sürmesi kadar do~al bir durum olamazd~. Ancak askeri ihtiyaçlar bunlar~ n hepsinin ba~~nda geliyordu. Türkler uçak ve tank istemi~ler, fakat bu istekleri her seferinde geri çevrilmi~ti. Bunlar~n verilmeme nedeni ba~ka bölgelerdeki ihtiyaçlar dolay~s~yla olmay~p da, ~u veya bu görü~den kaynaklan~yorsa, o zaman i~~ tamamiyle de~i~iyordu.

Bu noktada, Inönü'nün görü~lerden ne demek istedi~i konusunda tart~~ma aç~ld~. Inönü sava~~ n bir özetini yaparak, Türkiye'nin Ingiltere'nin en kritik anlar~nda dahi Londra'ya olan tutumunu de~i~tirmedi~ini dile getirdi. Ancak ~u anda Türkiye sava~a haz~r de~ildi. Almanlara gelince, onlar da Türkiye'nin çok kez tarafs~zl~~a ters dü~en davran~~lar içinde oldu~unu biliyorlard~. I~te hem bu yüzden, hem de gereken haz~rl~klar~n yap~labilmesi ve zaman kazanmak için, Almanlara Müttefiklerin Türki-ye'nin sava~a girmesini istediklerini ve bu iste~in kabul edilmedi~i söylenmi~ti. Almanlar~n bu aç~klamaya inanmalar~~ mümkün de~ildi. Türkiye sava~~n d~~~ nda idi ve Almanya belki de onun sava~a girmeyece~i izlenimini sürdürüyordu. Ancak bir gün gelip durum kesinlikle anla~~l~ rsa, o zaman Berlin tepkisini bütün gücü ile gösterebilirdi. Churchill bu tepkinin eskisi kadar güçlü olamayaca~~n~~ belirtince, Inönü'de Almanya'n~n art~ k Trakya üzerinden Suriye'ye do~ru bir cephe açamayaca~~n~, fakat buna ra~men Istanbul'u ele geçirebilece~ini söyledi 83. Türkiye'nin böyle bir

durumla kar~~la~mamas~~ için savunmas~n~ n güçlendirilmesi zorunlu idi. Üstelik bu haz~rl~k dönemi içinde de Almanya'n~ n hiçbir ~ekilde ku~kuya kap~lmamas~~ gerekiyordu. E~er Müttefiklerin Türkiye'ye güveni yoksa, o zaman haz~rl~klar tamamlan~ncaya kadar ileriye yönelik konular üzerinde konu~man~n faydas~~ yoktu. Güvenleri varsa, o zaman planlar hakk~ nda konu~ulabilirdi.

Türkiye Cumhurba~kan~~ sözlerine devamla, Müttefiklerin, ara s~ra hakl~~ olarak Türkiye sava~a girmeyecekse neden ona malzeme gönderelim sorusunu sorduklar~m hat~rlatt~. Türkler de yeterince malzeme almad~klar~~ halde, kendilerinin sava~a sokulmak istenmesinden yak~n~yorlar& Böylece bir fasit daire olu~uyordu. Inönü sava~~n daha bir y~l sürece~i kan~s~ndayd~~ ve bu süre içinde Türkiye'nin katk~s~n~~ gösterebilmesi için yeterince vakit vard~.

Churchill Türkiye'nin etkinli~inin en tesirli olaca~~~ bir s~rada sava~a girmesinin son derecede önemli oldu~unu söyledi. Büyük kay~plara yol açan bu mücadelenin bir an önce sona erdirilmesi ~artt~. Inönü'nün kabul edemiyece~i tek ~ey, Türkiye'nin amaçlar~ na ~üphe ile bak~lmas~~ ve bu

8 3 The Conferences at Caire and Tehran, s. 696

Referanslar

Benzer Belgeler

İzmir Yunanlar tarafından işgal edilince yerli Rumların teşvikiyle Aydın Belediye Reisi sıfatını kullanarak İşgal kuvvetleri kumandanına bir telgraf çekerek, “Aydın’ın

Fonksiyon: kola fleksiyon, iç rotasyon, adduksiyon..

Fonksiyon: uyluğa ekstansiyon, dış rotasyon, abduksiyon.

Ayrıca en ünlü Bulgar komitecilerinden biri olan Boris Sarafof’un Avrupa’ya yaptığı geziler ile Avrupa Devletlerini Makedonya Meselesi’ne dâhil etmek ve

Bunlardan ilki, Velet Çelebi tarafından yayıma hazırlanan 1480 tarihli yazma ile başlayıp zaman içinde çeşitli biçimlere sahip olarak günümüzde de devam eden yerli

Dil öğretmenlerinin ve öğrencilerin ani uzaktan eğitime daha iyi uyum sağlamalarına yardımcı olmak ve çevrim içi öğretime geçişin yarattığı fırsatları

 Doğru Yol (Bulgaristan Türkünün ilerleme ve yükselmesine çalışır Türk gazetesidir. Müdür ve başyazıcı: Mehmet Celil. İdare müdürü ve yazıcı: Ş..

Bu sayede Osmanlı İmparatorluğunun doğu Akdeniz sınırları da daha güvenli hale gelmiş oldu, kimi tarihçiler için “Doğu Akdeniz bir Osmanlı gölü olmuştu.” 109 En