• Sonuç bulunamadı

Importance of multidisciplinary work in terms of preventive mental health at hospital noise control [Koruyucu ruh sağlığı bakımından hastane gürültü kontrolünde multidisipliner çalışmanın önemi]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Importance of multidisciplinary work in terms of preventive mental health at hospital noise control [Koruyucu ruh sağlığı bakımından hastane gürültü kontrolünde multidisipliner çalışmanın önemi]"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOI: 10.5455/pmb.1-1454235404

Koruyucu ruh sağlığı bakımından hastane gürültü

kontrolünde multidisipliner çalışmanın önemi

Importance of multidisciplinary work in terms of preventive mental

health at hospital noise control

Bahanur Malak Akgün1, Mustafa Akgün2

ÖZET

Gürültü, çevre kirliliğine neden olan önemli sorunlarından biridir. Uzun süre gürültüye maruz kalmak fiziksel durum, fizyoloji, psikoloji ve performans üzerinde olumsuz etkilere neden olarak sağlığa zararlı olabilmektedir fakat özellikle kamu hastanelerinde kaçınılmaz bir şekilde gürültü oluşmaktadır. Ancak, hastalar ve hemşireler açısından düzenli ve sessiz bir fiziksel çevre, rahatlık ve huzur vericidir. Bununla birlikte, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak bir insan hakkıdır. Ayrıca, çalışma yaşamında kalitenin arttırılması hasta bakım kalitesinde de artışa yansıyacaktır. Bu nedenle, hemşireler “toplum ve çevre bakımından gürültü kirliliği”; “işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından gürültü kirliliği” olarak iki ana başlıkta bu konuyu ele alarak gerekli araştırmaları yapmalı ve önlemleri almalıdır. Bu doğrultuda, koruyucu ruh sağlığı bakımından çeşitli multidisipliner ekip çalışmalarına gerek duyulmaktadır.

ABSTRACT

Noise is one of the important problems among the environmental pollution. Long-term exposure to noise may cause negative effects on physical condition, physiology, psychology and performance which has important health hazard. On the other hand, it is an inevitably problem especially in public hospitals. Also, noise is an important issue for both nurses and patients. Because, an quiet environment is comfortable and peaceful. Additionally, healthy and safety environment is a human right. Further, improving the quality of working conditions will be reflected in the quality of patient care. Therefore, there are two main topics which are “noise pollution in terms of society and the environment” and “noise pollution in terms of worker health and safety” and also, nurses should research based on two main topics and take measure about noise pollution. Accordingly, we need multidisciplinary team work for preventive mental health research.

1Ardahan Üniversitesi Sağlık

Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Ardahan, Türkiye.

2Ardahan Üniversitesi Mühendislik

Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Ardahan, Türkiye. Yazışma Adresi/Address for correspondence:

Bahanur Malak Akgün, Ardahan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Ardahan, Türkiye. bahanurmaakakgun@ardahan. edu.tr

Anahtar Kelimeler:

Gürültü, hastane, hemşire, hasta, koruyucu ruh sağlığı, multidisipliner ekip

Key Words:

Noise, hospital, nurse, patient, preventive mental health, multidisciplinary team Gönderme Tarihi/Received Date:

31.01.2016

Kabul Tarihi/Accepted Date: 06.05.2016

Yayımlanma Tarihi/Published Online:

10.10.2016

Derleme / Review Article

GİRİŞ

Çevredeki rahatsız edici ya da zararlı bir ses olarak tanımlanan gürültü, çevre kirliliğine neden olan önemli sorunlardan biridir (1-3). Tüm çağlarda insanları rahatsız etmesine rağmen özellikle bulunduğumuz yüzyılda kentlerde yaşam kalitesini olumsuz etkileyen başlıca sosyal sorunlardan biri durumuna gelmiştir (1,2,4). Bununla birlikte, gürültü bir sağlık sorunu nedeni olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, insan sağlına tehdit oluşturan ses düzeyleri olarak da tanımlanmaktadır (1,2,5-9). Çünkü uzun süre gürültüye maruz kalmak fiziksel durum, fizyoloji, psikoloji ve performans üzerinde olumsuz etkilere

neden olarak sağlığa zararlı olabilmektedir (1,2,7), fakat özellikle kamu hastanelerinde kaçınılmaz bir şekilde gürültü oluşmaktadır (2,3,5,7-15).

İşitme sağlığını, algılamayı olumsuz etkileyen, ortamın hoşluğunu ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren gürültü, hastane ortamında daha da önem arz eden bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır (2,3,5,7-15). Çünkü düzenli ve sessiz bir fiziksel çevre rahatlık ve huzur vericidir (2). Bununla birlikte, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak bir insan hakkıdır. Ancak bireyler çalıştıkları ortamdan ve mesleklerinin doğasından kaynaklanan sağlık sorunları ile karşılaşabilirler (16). Bu doğrultuda, sağlıklı ve güvenli iş ortamı ve güvenli

(2)

istihdam özellikle hemşireler için çok önemlidir. Uluslar Arası Hemşireler Birliği (ICN) de 2006 ve 2007 temalarını sırasıyla güvenli ortam-güvenli istihdam ve pozitif uygulama-çalışma ortamı olarak belirlemiştir. Çalışma yaşamında kalitenin arttırılması hasta bakım kalitesinde de artışa yansıyacaktır. Çünkü bireyin hastanede kaldığı süre boyunca fiziksel çevreyle etkileşimi sağlığını yeniden kazanması ve iyileşme süresi açısından önemlidir (15,17). Florence Nightingale’e göre, aralıklı ani gürültü özellikle hasta yeni uykuya daldığı sırada sürekli gürültüden daha korkutucudur. Hemşirenin sessiz yürümesi, fısıltıyla konuşması gereklidir (18). Hemşireler hastanede çalışma saatlerinin tümünü klinikte geçirdikleri için gürültünün önlenmesinde birincil sorumluluğa sahiptirler.

Sonuç olarak, gürültünün insan (1,2,7), toplum ve çevre sağlığı açısından sonuçları vardır (1,2,4). Bu nedenle, hemşireler “toplum ve çevre bakımından gürültü kirliliği”; “işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından gürültü kirliliği” olarak iki ana başlıkta bu konuyu ele alarak gerekli araştırmaları yapmalı ve önlemleri almalıdır. Bu doğrultuda, koruyucu ruh sağlığı bakımından çevre kirliliğine neden olan önemli sorunlardan biri olan gürültü kontrolünü gerçekleştirebilmek için hemşirelerin ve çevre mühendislerinin yer aldığı multidisipliner ekip çalışmalarına gerek duyulmaktadır.

GÜRÜLTÜ

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hastaneler için hazırladığı hastane gürültü kontrolü rehberinde (hospital noise guidelines) hastanelerdeki gürültünün gündüz 40 dB(A), gece 35 dB(A) civarında olması gerektiğini önermiştir (19). Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nde Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protective Agency) hastanede sesin zararlı etkilerini azaltmak için ses düzeyinin gün boyu 45 dB(A)’in altında ve gece ise 35 dB(A)’in altında olmasını önermiştir (20). Türkiye’de ise, bir hastane gürültü kontrolü rehberi bulunmamaktadır fakat Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde (21) ise, konut alanları için benzer bir ses düzey sınırlaması getirilmiştir. Bu değerler Tablo 1’de gösterilmiştir. İş sağlığı ve güvenliği bakımından Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelikte (22) haftalık gürültü maruziyet düzeyi 87 dB(A)’dir. Gürültünün sağlık için zararlı olduğu değer 8 saatlik süre için 85-90 dB(A) olarak kabul edilmiştir (23). Hastanelerin farklı bölümlerinde ses düzeyi analizlerinin yapıldığı çalışmalar bulunmaktadır (3,5,8-11,13,15). Hastaneler, sessiz ve sakin mekan imajına sahip olmasına rağmen (24-26) bu çalışmalarda özellikle laboratuar (10), hasta bekleme odası (11), hasta

kayıt deksi (15), hemşire ve hasta odalarında (3,9,15,25) gürültünün iş üretimini ve hasta bakımını olumsuz etkileyecek düzeyde yüksek olduğu belirtilmiştir (3,9,24-26). İnsanlar alçak sesle konuştuklarında 50-60 dB(A) olan ses seviyeleri, yüksek sesle konuştuklarında 70-80 dB(A) olabilmektedir (23). Hastanelerin ortalama ses düzeylerinin; hasta odalarında 67 dB(A), hemşire istasyonlarında 63 dB(A) olduğu ve hemşirelik ünitelerinde bazen ses düzeyinin 102 dB(A) (9) ve 96 dB(A) (24) gibi değerlere ulaştığı bildirilmektedir. Bharathan ve ark. (3) çalışmalarında, hemşire evlerinde 57 dB(A), hastanede 63 dB(A), acil odalarında 68 dB(A) ve yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) 64 dB(A) olarak ses düzeyi ortalamalarını tespit etmiştir. Tijunelis ve ark. (27) da çalışmalarında acil serviste ses düzeyinin yüksek olduğunu bildirmiştir. Hastalar ve çalışanlar için hastanenin en sessiz yerlerinden biri olması beklenen YBÜ’nde yapılan iki ayrı çalışmada ise, ses düzeyleri 47 dB(A) (25) ve 59 dB(A) (28) olarak bulunmuştur.

Türkiye’de Kol ve ark. (29) çalışmasına göre, YBÜ’de en yüksek gürültü kaynağı hemşire istasyonundan gelen personel konuşmaları ve perfüzör alarmı olarak belirlenmiştir (sırasıyla 84 dB(A), 83 dB(A)). Yıldırım (15) ise, servis hastalarının %74’ünün gürültüden yakındıklarını, bu hastaların %99’unun yakındığı gürültü kaynağının insan sesleri olduğunu belirtmiştir. Bu çalışmanın gerçekleştirildiği tüm servislerde ses düzeyi 50 dB(A)’in altına düşmemiştir. Ayrıca Vehid ve ark. (13) bir üniversite eğitim araştırma hastanesinde gerçekleştirdikleri çalışmalarında günlük gürültü düzeyinin 45-61 dB(A) arasında değiştiğini belirtmişlerdir. nöroloji ve kulak burun boğaz ünitelerinde sabah ilk saatte ses düzeyi diğer birimlere göre anlamlı düşüktür. Gün içerisinde en yüksek ses düzeyi ise, fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesinde saptanmıştır (61 dB(A)). Telefon zil sesi ve konuşmaları, koridorda konuşanların gürültüsü ile tuvaletlerden sızan suyun sesi en sık şikâyet edilen gürültü kaynakları olarak belirtilmiştir. Ancak literatürde psikiyatri ile ilgili birimlerde ses düzeyleri ve hasta ya da hemşirelere olası etkileri ile ilgili bir çalışmaya ulaşılmamıştır.

GÜRÜLTÜNÜN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Gürültü her bireye aynı oranda etki etmez (1,2,12,15). Gürültünün şiddeti, frekansı, sürekli veya aralıklı olması, gürültüye maruz kalma süresi, benzer gürültü çeşidine ilişkin deneyim, bireysel duyarlılık, fiziksel ve psikolojik iyilik hali gürültüye verilen tepkileri etkiler (1,2,15). Yüksek frekanslı sesler, düşük frekanslı seslere oranla daha fazla zararlıdır. Sesin şiddeti

(3)

80 dB(A) üzerine çıktıkça, gürültüye maruz kalma süresi azaltılmalıdır. Bir çalışmada 65 yaş ve üzeri hastaların gürültüye daha duyarlı oldukları, eğitim düzeyi arttıkça, çok kısa süreli hastane yatışlarında (0-3 gün) ve hastanede yatış süresi uzadıkça (16 gün ve üzeri) gürültüye duyarlılığın arttığı saptanmıştır (15). Bu doğrultuda, genel olarak gürültü düzeyleri ve gürültünün yarattığı olumsuz etkiler şöyledir (1,2); 1. 30-65 dB(A): Rahatsızlık, öfke, kızgınlık,

konsantrasyon ve uyku bozuklukları,

2. 65-90 dB(A): Kan basıncında artma, kalp atışı ve solunum hızlanması, beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani refleksler,

3. 90-120 dB(A): Fizyolojik tepkilerin yoğunluğunun artması,

4. 120 ve 140 dB(A): İç kulakta sürekli hasar ve dengenin bozulması,

5. 140 ve üstü dB(A): Ciddi beyin tahribatı.

Kısaca ses düzeyi 40-50 dB(A) aştığında duygusal reaksiyonlara, (2,13,30) uyku bölünmesine, (8,25) baş ağrısına, (2,13,30) kan basıncı artışına, taşikardiye, kardiyovasküler, gastrointestinal (2,5,13,30,31) ve endokrin sistem hastalıklarına neden olabilmektedir (2,13,30,31). 55-60 dB(A) ses düzeyi katekolamin ve kortizol düzeylerinde akut ya da kronik artışı tetikleyen bir çevresel stresördür (32,33). Uluslararası Baş Ağrısı Topluluğu’na (34) göre, migren ile gürültü arasında bir ilişki söz konusudur. Literatürde maruz kalınan ses şiddet ve yoğunluğundaki artışla işitme yorgunluğunun oluştuğu, bunun sonucunda tek bir sesin birbirinden ayrı iki ses olarak algılanabildiği, ses ardı çınlama, uğultu gibi belirtiler görülebildiği belirtilmiştir. Gürültünün devamlı olması halinde ise, iç kulak hücrelerinde geri dönüşü olmayan bozulmalar oluştuğu ve işitme kaybının kalıcı olabileceği açıklanmıştır (2,19,20,30). Ancak Türkiye’de yapılan bir çalışmada biyokimya laboratuarlarındaki çeşitli analiz cihazlarından çıkan ses seviyelerinin DSÖ’nün önerdiği seviyelerin üzerinde bulunmasına rağmen yirmi çalışanın odyolojik incelemede işitme eşikleri normal sınırlar içinde bulunmuştur (10). Bununla birlikte, periyodik olmayan seslerin periyodik seslerden, kaynağı belirsiz seslerin kaynağı belirli seslerden daha fazla psikolojik zarara neden olduğu belirtilmiştir (15).

Genel olarak, gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkileri fiziksel, fizyolojik, performans ve psikolojik olmak üzere dört temel gruba ayrılır (1,2,16,30);

1. Fiziksel etkiler: Geçici veya sürekli işitme

bozuklukları,

2. Fizyolojik etkiler: Kan basıncında artma, dolaşım

bozuklukları (kan basıncında artış, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında hızlanma, ani refleksler), solunumda hızlanma, ani refleksler, terleme ve baş ağrısı, yorgunluk, uyku bozuklukları,

3. Performans etkileri: İş veriminin düşmesi,

konsantrasyon bozukluğu, işe verilen dikkatte azalma, karşılıklı anlaşma olanaklarında kısıtlanma ve hareketlerin engellenmesi, dinlenmenin engellenmesi

4. Psikolojik Etkileri: Davranış bozuklukları,

öfkelenme, sıkılma, rahatsızlık hissi, alınganlık, merak, uykusuzluk ve geç yatma, sinirlilik, sıkılma duygusu.

Gürültü ile ilgili çalışmalar, genellikle gürültünün fizyolojik etkileri üzerine yönelirken (5,10,25,30,32-34), psikolojik etkilerine yönelen çalışmaların sayısı azdır. Oysaki çalışmalar gürültünün psikolojik etkileri ile ilgili önemli bulgular ortaya koymuştur (7-9,12,15,30,31). Akan ve ark. (12) çalışmalarında, toplu taşıma araç sürücülerinin özellikle yüksek düzeyde gürültüye maruz kalırlarsa psikolojilerinin ve yaşam kalitelerinin etkilendiğini ve gürültü kirliliğinin anksiyete, depresyon gibi ciddi psikolojik semptomlara yol açarak yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Çalışmalarda gürültünün stres ve depresyona (4), karşılıklı konuşma ve sosyal etkileşimde bozulmaya (7,35) ve deliryuma neden olduğu belirtilmiştir (17). Yıldırım (15) çalışmasında, hastaların %72’sinin gürültüden dolayı sinirli, sıkıntılı ve insan ilişkilerinde gergin olduklarını belirttiklerini ifade etmiştir.

YBÜ’de gerçekleştirilen bir çalışmada, ses düzeyinin önerilenin çok üstünde olduğu ve bu düzeyin hastaların psikolojik durumunu etkilediği, hastalarda uyku, uyum bozukluklarına neden olduğu ve hemşirelerde oluştuğu kadar anksiyeteye neden olduğu belirtilmiştir (36). Bir başka çalışmada, YBÜ’de hastalar için bir anksiyete nedeni olarak gürültünün önemli bir etken olduğu belirtilmiş, gürültü nedeninin monitör, ventilatör ve cihazlardan gelen alarm sesleri, çalışanların konuşmaları, telefon sesleri olabileceği açıklanmıştır (37). Şişman ve ark. (38) çalışmalarında ise, ses düzeyi ölçümlerini gün içinde iki kez gerçekleştirmişlerdir. Birinci ses düzeyi ölçümü 65 dB(A), ikincisi 50 dB(A)’dir. Hastaların birinci ve ikinci ölçüm sırasında yanıtladıkları Beck Depresyon Ölçeği puan ortalamaları (sırasıyla 14(±1,72); 8(±1,034)) ve Stai Durumluluk ve Kaygı Ölçeği puan ortalamaları (sırasıyla 57(50-70);

(4)

62(36-54)) arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Hastane ortamında, gürültünün hastalar için olduğu kadar sağlık çalışanları için de olumsuz psikolojik etkileri vardır, bunlardan biri de tükenmişlik riskidir (39). Bu nedenle, özellikle koruyucu ruh sağlığı bakımından gürültünün hemşireler ve hastalar için olumsuz psikolojik etkilerinin araştırılması ve gerekli gürültü kontrolünün gerçekleştirilmesi gereklidir. Gürültü aynı zamanda bir çevresel sorun da olduğu için gürültü kontrolünde çevre mühendisleri ile hemşirelerin gerçekleştireceği ekip çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

GÜRÜLTÜYÜ ÖNLEMENİN YOLLARI

Literatürde Türkiye’de hastane ses düzeyini belirleme ve bu düzeyin hastane personeli ve hastalar üzerindeki çeşitli etkilerine ait çok fazla çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle, hemşirelerin gürültü, gürültünün insan sağlığı üzerine etkileri ve gürültü kontrolü ile ilgili bilgi birikimlerinin arttırılması gereklidir. Özellikle, hastane personelinin çıkarttığı sesler ana gürültü kaynağı olduğu için hastanedeki gürültünün yapay olduğu, bu nedenle, öncelikle hastane gürültü kontrolü yönetmeliğine ve sonrasında personelin eğitimine gereksinim duyulduğu belirtilmiştir (9,13,24). Gürültü kontrolü çalışmaları içerisinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından gürültünün hemşirelere olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çok fazla araştırmaya ulaşılamamıştır (8) fakat hastalar açısından gürültünün olumsuz etkilerini azaltılmaya yönelik gürültü kontrolü ile ilgili birçok araştırmaya ulaşılmıştır (9,24,25,40-42). Bir gürültü kontrolü uygulanan çalışmada, gün içerisinde iki saatlik sakinlik dilimi oluşturulması stratejisi ile gürültü düzeyini azaltarak, hasta memnuniyetini ve çalışan verimini artıran programlar önerilmiştir (40). Başka bir çalışmada ise, davranış değiştirme programı ile hemşireler ilaç uygulama, nörolojik değerlendirme ve aspirasyon gibi bakım rutinlerini değiştirerek, gündüz ve gece vardiyalarında belirli sakin ve huzurlu zaman dilimleri oluşturmuşlardır (41). Diğer bir çalışmada, YBÜ’de uyku bölünmesine neden olan çeşitli gürültü kaynaklarını azaltan uyku bakım yönergesi uygulanan deney grubundaki hastalar, kontrol grubundakilere göre telefon, ventilatör, monitör alarm sesleri ve konuşmalardan dolayı daha az uyku bölünmesi yaşadıklarını belirtmişler ve uyku kaliteleri daha yüksek düzeyde bulunmuştur (25). Ayrıca hastanede uygulanan gürültü kontrolü programlarında rahatlamayı sağlamak için müzik dinletisi de kullanışlı bir stratejidir (8,42).

Gürültü kaynağını kesmek ya da azaltmak için anons hoparlörlerinin, radyo ve televizyonların seslerini kısmak, gürültü yapan makinelere susturucu takmak,

gürültüye neden olan parçaları yenilemek, periyodik bakım ve yağlamaları zamanında ve düzenli yapmak, alınan önlemlere rağmen gürültü istenen düzeye düşürülemiyorsa gürültü çıkaran ekipmanları ayırarak özel yerlere koymak, binanın içindeki döşeme ve duvarları ses emici özellikteki malzemelerle kaplamak, bireysel olarak temiz, rahat ve kulak yapısına uyumlu kulak tıkaçları kullanmak alınabilecek önlemler arasındadır (1,2,43).

SONUÇ VE ÖNERİLER

Sonuç olarak, gürültü insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen, fizyolojik ve psikolojik dengelerini bozabilen, iş yapma gücünü yani verimliliğini azaltan, çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren çok önemli bir çevre kirliliğidir (1,2,16,30). Çünkü eylem ve iletişimi engelleyen ses, strese neden olan bir rahatsızlık, kızgınlık hissi yaratır (7,35). Bu nedenle, Türkiye’de hemşirelerin ve çevre mühendislerinin dâhil olduğu multidisipliner ekip çalışmaları ile hastanelerde gürültü düzeylerinin mekânsal dağılımını gösteren gürültü haritaları oluşturularak, hastanede gürültü problemlerinin tanımlanması ve sayılara dökülmesi, bu problemler hakkında yöneticilerin bilgilendirilmesi, gürültü eğiliminin izlenmesi, yalıtım kriterlerinin belirlenmesi ve mevcut kaynaklardan oluşan gürültünün azaltılması için eylem planlarının oluşturulması gerekmektedir (1,43). Ve sonrasında, koruyucu ruh sağlığı bakımından gürültünün hem sağlık çalışanlarına hem de hastalara etkileri araştırılmalı ve hastane ses düzeyinin DSÖ’nün önerdiği değerlere uygunluğu sağlanmalıdır.

KAYNAKLAR

1. Çevresel Gürültü Eylem Planı 2009-2020. Ankara, TC Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009.

2. Güler Ç, Çobanoğlu Z. Gürültü. Ankara, Aydoğdu Ofset, 1994.

3. Bharathan T, Glodan D, Ramesh A, et al. What do patterns of noise in teaching hospital and nursing home suggest? Noise Health 2007; 9: 31-34.

4. Hunashal RB, Patil YB. Assessment of noise pollution indices in the city of Kolhapur, India. Procedia - Social and Behavioral Sciences 2012; 37: 448-457.

5. Fass R, Naliboff BD, Fass SS, Peleg N, Wendel C, Malagon IB, Mayer EA. The effect of auditory stress on perception of intraesophageal acid in patients with gastroesophageal reflux disease. Gastroenterology 2008; 134: 696-705. 6. Goines L, Hagler L. Noise pollution: A modem plague.

Southern Medical Journal 2007; 100: 287-294.

7. Stansfeld SA, Matheson MP. Noise pollution: Non-auditory effects on health. Br Med Bull 2003; 68: 243-57.

8. Cabrera IN, Lee MH. Reducing noise pollution in the hospital setting by establishing a department of sound: A survey of recent research on the effects of noise and music in health care. Preventive Medicine 2000; 30: 339-345.

9. Pope D. Decibel levels and noise generators on four medical/ surgical nursing units. Journal of Clinical Nursing 2010; 19: 2463-2470.

(5)

10. Gültekin E, Yener M, Develioğlu ÖN, Köleli H, Külekçi M. Noise pollution in biochemistry laboratories of different hospital in Istanbul/Turkey. Turk Arch Otolaryngol 2013; 51: 67-69.

11. Gültekin E, Develioğlu ÖN, Yener M, Şenay N, Külekçi M. Noise pollution in different hospital policlinics of Istanbul/ Turkey. Turk Arch Otolaryngol 2013; 51: 101-105. 12. Akan Z, Yılmaz A, Özdemir O, Korpınar MA. Noise pollution,

psychiatric symptoms and quality of life: Noise problem in the east region of Turkey. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012; 19(2): 75-81.

13. Vehid S, Erginöz E, Yurtseven E, Çetin E, Köksal S, Kaypmaz A. Hastane Ortamı Gürültü Düzeyi. TAF Prev Med Bull 2011; 11(4): 409-414.

14. Şahin Y, Demir D. Fiziksel yöntemle gürültü düzeyi tespiti. Journal Of Qafqaz University 2007; 19: 104-107.

15. Yıldırım İ. C.Ü. Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Yatan Yetişkin Hastaların, Hastane Gürültüsünden Nasıl Etkilendiklerinin Belirlenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sivas, Cumhuriyet Üniversitesi, Sağlık Bilimler Enstitüsü Hemşirelik Programı, 1991.

16. Parlar S. Sağlık çalışanlarında göz ardı edilen bir durum: Sağlıklı çalışma ortamı. TAF Prev Med Bull 2008; 7(6): 547-554.

17. Morton GP, Fontaine DK (editors). Critical care nursing: A holistic approach. Lippincott Williams & Wilkins. 10th ed. Philadelphia 2013.

18. Parker ME, Smith MC. Nursing theories nursing pratice, 3th ed., Philadelphia, F. A. Davis Company, 2010.

19. Berglund B, Lindvall T, Schwela DH. Guidelines for community noise Geneva: World Health Organization; 1999 http://whqlibdoc.who.int/hq/1999/a68672.pdf.

20. Environmental Protection Agency. Information on levels of environmental noise requisite to protect public health and welfare with an adequate margin of safety; 1974. Erişim tarihi: 18.01.2016 http://www.nonoise.org/library/levels/ levels.htm.

21. Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği (Resmi Gazete Tarihi: 04.06.2010 Sayısı: 27601). Erişim tarihi: 18.01.2016 http://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/2010/06/20100604-5.htm.

22. Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik (Resmi Gazete Tarihi: 28.07.2013 Sayısı: 28721). Erişim tarihi: 18.01.2016 http://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/2013/07/20130728-11.htm.

23. Sirel Ş. Gürültü. Erişim tarihi: 18.01.2016 http://www.yfu. com/kitapciklar/gurultu.pdf.

24. Richardson A, Thompson A, Coghill E, Chambers I, Turnock C. Development and implementation of a noise reduction intervention programme: A pre- and postaudit of three hospital wards. Journal of Clinical Nursing 2009; 18: 3316-3324.

25. Li SY, Wang TJ, Wu SFV, Liang SY, Tung HH. Efficacy of controlling night-time noise and activities to improve patients’ sleep quality in a surgical intensive care unit. Journal of Clinical Nursing 2011; 20: 396-407.

26. Topf M. Hospital noise pollution: an environmental stress model to guide research and clinical interventions. Journal of Advanced Nursing 2000; 31(3): 520-528.

27. Tijunelis MA, Fitzsullivan E, Henderson SO. Noise in the ED. Am J Emerg Med 2005; 23: 332-335.

28. Salandin A. Noise in an intensive care unit. J. Acoust. Soc. Am. 2011; 130(6): 3754-3760.

29. Kol E, İlaslan E, İnce S, Yoğun Bakım Ünitelerinde Gürültü Kaynakları ve Gürültü Düzeyleri. J Turk Soc Intens Care 2015; 13: 122-128.

30. Toprak R, Aktürk N. Gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri. Türk Hij Den Biyol Dergisi 2004; 61(1,2,3): 49-58.

31. Genç. A. Tekin Ö, Şahin A, Belgin E. Havaalanı gürültüsünün yarattığı stres faktörünün değerlendirilmesi. OTOSKOP 2002; 3: 91-99.

32. Ward-Caviness CK, Kraus WE, Blach C ve ark. Association of roadway proximity with fasting plasma glucose and metabolic risk factors for cardiovascular disease in a cross-sectional study of cardiac catheterization patients. Environmental Health Perspectives 2015; 123 (10): 1007-1014.

33. Babisch W. Stress hormones in the research on cardiovascular effects of the noise. Noise Health 2003; 5: 1-11.

34. Headache Classification Subcommittee of the International Headache Society. The international classification of headache disorders. Cephalalgia 2004; 24(1): 14-160. 35. Tsiou C, Efthymiatos G, Katostaras T. Noise in the operating

rooms of Greek hospitals. J Acoust Soc Am 2008; 123: 757-65.

36. Topf M, Dillon E. Noise-induced stress as a predictor of burnout in critical care nurses. Heart Lung 1988; 17: 567-73. 37. Akansel N, Kaymakçi S. Effects of intensive care unit noise

on patients: A study on coronary artery bypass graft surgery patients. J Clin Nurs 2008; 17: 1581-90.

38. Şişman H, Kum P, Kırılacak G, Özgen R, Dindaş I. Yoğun Bakımda Yatan Hastalarda Gürültünün Anksiyete ve Kaygıya Etkisi. 11. Ulusal Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi, 10. Dünya Yoğun Bakım Hemşireleri Federasyonu Kongresi, 3. Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı ve 6. Ulusal Yoğun Bakım Hemşireleri Kongresi (12-15 Kasım 2014, Antalya), Bildiri Kitabı, 2014, s.93, Antalya.

39. Topf M ve Dillon E. Noise-induced stress as a predictor of burnout in critical care nurses. Heart & Lung 1988; 17: 567-574.

40. Lower J, Bonsack C, Guion J. Peace and quiet. Nurs Manage 2003; 34(4): 40A–40D.

41. Monsen MG, Edell-Gustafsson UM. Noise and sleep disturbance factors before and after the implementation of a behavioural modification programme. Intensive and Critical Care 2005; 21: 208-219.

42. Pope DS. Music, noise and the human voice in the nurse patient environment. Image–the Journal of Nursing Scholarship 1995; 27: 291-296.

43. Hintzsche M, Jäcker-Cüppers M, Kühne R, Marohn HD, Schade L. Gürültü azaltım önlemleri el kitabı. Ankara, TC Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008.

© GATA. This is an open access article licensed under the terms of the Creative Commons Attribution Non-Commercial License (http://creativecommons.org/licenses/by-nc/3.0/) which permits unrestricted, noncommercial use, distribution and reproduction in any medium, provided the work is properly cited.

Referanslar

Benzer Belgeler

Pandemi gibi tüm dünyayı etkileyen ölümlere neden olan salgınlarda, toplumun psikososyal, ekonomik ve fiziksel kayıplardan etkilenmesinin yanı sıra; topluma en önde ruhsal

- Etik bir araştırma sorusu oluşturulmasında ampirik veya sosyal teorik arka planında yer alması olası olan varsayımların gözeden geçirilmesi (örneğin; herhangi bir

Bu derlemede terapötik ortam bakımından gürültü kontrolünü sağlayacak “koruyu- cu önlemlerin geliştirilmesinde”, hastane ses düzeyi parametreleri, gürültü oluşumu ve

Eylemlilik, bireyin yaşamı ile ilgili önemli kararları vermede konusundaki psikososyal yetenekleri ve bilişsel kapasitesini içerir.[9,19] Eylemlilik bireyin kendinde var olan

Bağır- sak parazitlerinin sokak kedilerinde oldukça yaygın olduğu tespit edilmiştir (%81,5), bunu evde bakılan ancak dışarı ile ilişkisi olan kediler izlenmiştir (%63,6)..

Ancak bu verilerin karantina döneminde çocuklarda görülebilecek ruhsal belirtilere yönelik klinisyenlere bir ön bilgi sağlayabileceği, bununla birlikte ankette sorulan

Özdemir (1999) psikiyatrik tedavi kurumlarında sosyal hizmet uygu- lamalarını, hastanın hastaneye başvurduğu andan taburculuk sonrası izleme aşamasına kadar

En sık görülen psikiyatrik hastalıklar,depresyon ve anksiyete olup panik ve bedensel yakınmalarla karakterizedir ve gebelikte ve doğum sonrasındaki birkaç ay içinde