• Sonuç bulunamadı

Başlık: 30 EKİM 1918 TARİHLİ MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKIŞYazar(lar):TÜRKMEN, Zekeriya Sayı: 11 Sayfa: 615-632 DOI: 10.1501/OTAM_0000000458 Yayın Tarihi: 2000 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: 30 EKİM 1918 TARİHLİ MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKIŞYazar(lar):TÜRKMEN, Zekeriya Sayı: 11 Sayfa: 615-632 DOI: 10.1501/OTAM_0000000458 Yayın Tarihi: 2000 PDF"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

30 EKİM 1918 TARİHLİ MONDROS ATEŞKES

ANTLAŞMASINA GÖRE

TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE

KADROSUNA BİR BAKıŞ

Dr. Zekeriya TÜRKMEN* GİRİş

Filistin Cephesinde bulunan Osmanlı ordulannın 1918 yılı Eylül ayı sonlarına doğru İngilizler karşısında tutunamayarak geri çekilmeleri ı,dönemin sadrazamı Mareşal Ahmet İzzet Paşa'nın ifa-delerine göre, mütarekenin imzalanmasını kaçınılmaz bir hale ge-tinnişti". Büyük güçlüklere ve ikıntıl yetersizliğine rağmen inatla cephelerde direnen Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütareke namesini mecburen imzalamak durumunda

kal-*Gnkur ATASE Bşk.lığı Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi.

ı.(Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Arşivi) Gn. Kur. ATASE Arşivi: 4-11122, (Klasör) Kls: 3705, (Dosya)Ds: 28, (Fihrist)F: 21 ; ATASE Arşivi: 5-7815. Kls: 4522, Ds: H-25(29), F: I-I ; Nitekim Yıldınm Orduları Grup Komutanı M.Kemal Paşa ile VII.Ordu Komutan Vekili Ali Fuat Paşa Osmanlı Genelkurmayına gön-derdikleri telgrafta düşman karşısında tutunamadıklarını ifade ederek Halep'in kuzeyine çekilmek istediklerini yazıyorlardı. Bk. ATASE Arşivi: 5-78 i5, Kls: 4521; 4522, Ds: 16 (\ 4-H); H-25(29), F: 66-1; ı-5 ,1-6 ; Bu sırada İngilizler 50 uçaklık bir filo ile yaptıkları hava saldırısında VII. ve VIILOrdularımıza büyük zayi at verdirttikleri gibi, Yıldırım Or-duları karargahım da ı9-21 Eyilii 1918 tarihlerinde gerçekleştirdikleri baskınlarla hasara uğratımşlardı. Bk. ATASE Arşivi: 5-7815, Kls: 4522, Ds: H-15(\9), F: 1-38 ; Filistin Harekatı sırasında Ingiliz birliklerinin başında bulunan General Allenby de bir Ingiliz gözü ile bu olayları anlatmıştır. Bk. General Allenby'nin Raporu, Filistin Hezimeti, (Çev. Mülazım-ı evvel Hikmet), Istanbul 1335, s. 15-16, 34, 47.

2. Metin AYIŞığl, Mareşal Ahmet !zzet Paşa (Askerı ve Siyasi Hayatı), Ankara 1997, s. 161 vd.; Ahmet Izzet Paşa, Feryadım, c.lI, (Yay.Hz. Süheyl lzzet Furgaç-Yüksel Kanar), Istanbul 1993, s. 27-28.

(2)

616 ZEKERİY A TÜRKMEN

mıştı3• Savaşın son aylarına doğru sulh anlaşmasının bir an evvel

imzalanması yolundaki istek ve temenniler hem resmi devlet erkanı, hem basın kuruluşları ve hem de halk tarafından mey-danlarda söylenir olmuştu. Nitekim, bütün bu gelişmeler Osmanlı Devletini mütareke naıneyi imzalayacağı ortama doğru hızla sü-rükledi. "Mağlup sulh isterse. galip onu önce kabul ettireceği

mü-tareke şartları ile emrine bağlar. " diyen Kazım Karabekir Paşa'nın

ifadesiyle, Osmanlı Devleti -bir yerde İngiltere'nin zorlaması so-nucu-, Mondros mütarekesini imzalamakla her alanda taahhüt al-tına alınarak, eli kolu bağlı bir şekilde adeta mecalsiz bırakılımştı4•

Mütarekenin askeri bir dayanağa engelolmak yolundaki olum-suz özellikleri hemen kendini gösterdi. Mütareke şartları, Türklerin elinde hiçbir savunma imkanı bırakılmaksızın tatbik edilmek yo-lunda idi. Ancak Türklerin aleyhine gelişen bu durumlarda, yer yer direnme girişimleri de görülüyordu. Bu sırada İngilizler, Türk or-dusunun tamamı ile lağvedilerek mütareke şartlarının kendi ar-zularına göre tatbikini sağlayacak kabinelerin kurulmasını des-tekliyorlar ve bu yüzden Türk siyaset sahnesinde kendi sempatizanlarına kapıların açılmasını istiyorlardı. Böylece dört yıl süren harbin sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile, ülkede bezginlik ve ümitsizlikle birlikte derin bir karamsarlık devri başladı'. 25 Maddeden oluşan mütareke metnindeki hükümlere

ba-3. Mondros Mütarekesinde Türk tarafını temsil eden delegelerin başında Hüseyin Rauf Orbay gelmektedir. Orbay hatıralarında mütarekenin İmzalanması sırasında mey-dana gelen gelişmeleri uzun uzadıya anlatmaktadır. Bk. Rauf Orbay, Cehennem De-ğirmeni-Siyası Hatıralarım, (Yay.Hz. Emre Yay.), İstanbul 1993, s. 68-157; Mijtarekenin imzalanması hususunda yabancı gözle yapılan bir yorum için ayrıca bk., David Fromkim,

Barışa Son Veren Barış Modem Ortadoğu Nasıl Yaratıldı 1914-1918, (Çev., Mehmet Harmancı), Istanbul 1994, s. 361-378.

4. Kazıın Karabekir Paşa, Pa,wların Hesaplaşması, istiklal Harbine Neden Girdik. Nasıl Girdik, Nasılidare Ettik, (Yay.Hz.İsmet Bozdağ), Istanbul 1992, s. 30.

5. Gn.Kur.ATASE Arşivi : 1-3, KIs: 6, Ds: 25, F: 3,4, 4/5 ; ATASE Arşivi: i -ı.KIs: 5ı.Ds: 198. F: i; tı nr:295, iT.sani 1335; Mondros Mütarekesi hakkında şu kaynaklarda teferruatlı bilgi bulmak mümkündür. Ii Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Ankara 1948; Nihat Erim, DevletlerarasıHukuk ve Siyası Tarih Metinler, c.l,

An-kara 1953. s. 5ı9-524; Seha L.Meray-Osman Olcay, Osmanlı imparatorluğunun Çöküş Belgeleri, Ankara 1977, s. 1-5; Ayrıca bk. Gn.Kur ATASE Ba,çkanlığı, Mondros Mü-tarekesi ve Tatbikatı, Ankara 1992, s. 29 vd.; ayrıca bk., Metin Ayışığı, Ayııı eser, s. 16

(3)

30 EKİM 1918 T ARIHLl MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 6/7 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BIR BAKıŞ

kıldığında -ateşkes antlaşması olması hasebiyle- çoğunluğu askeri idi.

Mütarekenin Şartlarına Genel Bir Bakış

Mütareke name metninde yer alan askeri hükümleri sıralamak gerekirse; L.maddede Boğazların istihkamlarıyla birlikte müt-tefiklere teslimi ve serbest geçişin sağlanması gerektiği; 2. ve 3.maddede Osmanlı karasularında mevcut torpil ve mayınların te-mizlenmesi ve bu işlerin yapılması esnasında Osmanlı ordusunun yardımcı olması; 4.maddede İtilaf Devletlerine mensup harp esir-lerinin teslim edilmesi; S.maddede hudutların muhafazası ve iç asa-yişin sağlanması için lüzumlu askerin dışında kalan birliklerin ta-mamen terhis edilmesi; 6.maddede Osmanlı karasularında inzibata memur küçük gemiler dışında bütün donanma, tersane, liman ve stratejik noktaların teslimi; 8.maddede limanların İtilaf Devletlerine düşman olan ülkelere kapalı tutulması; lO.maddede Toros tü-nellerinin -ki askeri strateji açısından önemlidir- müttefikler ta-rafından işgal edilmesi; iL.maddede Kafkasya'da ve Azerbaycan'da bulunan Osmanlı ordularının harpten evvelki hudutlara geri çe-kilmesi; 12. ve l3.maddelerde telli telsiz muhabere vasıtaları ile deniz ve kara ordusuna ait malzemelerin tahrip edilmesi;

IS.maddede demiryolları müttefiklerin kontrolüne bırakılması; 16.maddede Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak'ta bulunan kuv-vetlerin İtilaf komutanlarına teslim edilmesi; 17. ve l8.maddelerde Trablus ve Bingazi'de bulunan kıtaların İtalyanlara teslim edil-mesi6; 19.maddede İttifak devletlerine ait bütün subayların Osmanlı

6. Trablusgarp ve Bingazi bölgesi sömürge yarışına geç katılmış olan ıtalyanların ilgi odağı haline geldikten sonra, bölgede kontrolü ele geçirmek isteyen İtalyanlar her türlü yola başvurdular. Kuzey Afrikada kalan son Osmanlı toprağı olan bu bölgeleri sa-vunmak için Osmanlı Genelkurmay! ve Teşkilat-ı Mahsusa gönüllülük esasına dayalı bir mücadele başlatmışsa da bunu başarıyla sonuçlandıramadı. 19 i2 Uşi Antlaşması ile İlal-yanların bölgedeki etkinliği giderek arttı. Osmanlı Devleti Mondros mütarekesine kadar Trablusgarp ve Bingazi bölgesini elde tutmak için çeşitli yollara başvurdu. Hatta Şehzadc Osman Fuad Efendi'yi 1918 yılında Afrika Grup Komutanlığına tayin etti. Fakat. Mond-ros Mütarekesi gereği bu bölge de İtalyanlara bırakılan yerler arasına dahil edildi. Kuzey Afrika'daki son Osmanlı topraklarının elde tutulması yolunda sürdürülen çabalar ve bunun sonuçlarıyla ilgili olarak son dönemde yapılan bilimsel bir çalışma bu boşluğu dol-durımıştur. i9ı1-1916 yılları arasındaki Türk İtalyan ilişkileri hakkında geniş bilgi için bk .. Israfil Kurtcephe. Türk /talyaıı Ilişkileri (191i-1916), Ankara 1995.

(4)

618 ZEKERIYA TÜRKMEN

L

ülkesini terk etmesi; 21.maddede İaşe Nezareti'nin İtilaf Dev-letlerine bağlı olması; 23,maddede Osmanlı hükümetinin İttifak Devletleriyle olan tüm bağlantılarını koparınası şartı ileri sü-rülmekte idi7• Bunun yanında, Mondros Mütarekesi'nin açık

ol-mayan bir takım hükümleri de vardı. Nitekim, Osmanlı Heyeti Mondros mütarekesini imza ederken, Boğazlar hariç olmak üzere, Osmanlı ülkelerinden hiç birisinin işgal edilmeyeceğine ve mü-tareke tarihindeki ileri hatlarımızın "mütareke hattı" olarak kabul

edileceğine inanıyordu. Diğer taraftan mütareke nameyi, iki ordu arasındaki savaşa son veren bir mukavele sayıyordu. İstanbul, İzmir, MusuL, İskenderun, Adana, Antep, Maraş ve Urfa'nın iş-galleri düşünülemezdi. Batum, Kars, Ardahan'ın boşaltılabilmesi ise kayıt ve şarta bağlanmıştı. Osmanlı idarecilerindeki bu inanç ve kanaate rağmen, İtilaf Devletleri, ateşkes antlaşması hükümlerine dayanarak 1 Kasım 1918 tarihinden itibaren Musul, İskenderun ile İstanbul ve Çanakkale Boğazları ve daha sonra Trakya ve Ana-dolu'nun çeşitli bölgelerini işgal ettiler8• Öte yandan,

ı.

Dünya

Harbi'nde maddi gücünden çok taşkın olarak birçok cephelerde ve daima sayıca çok üstün düşmanları karşısında dövüşüp, müt-tefiklerinin de tesiri ile mağlup olan Türk ordusunun, mütareke ile silah, teçhizat ve malzemesinin büyük bir kısmı elinden alınmaya başlandığı gibi9, imparatorluğun Türk'ten gayrı bütün unsurları

birer emperyalistin kucağına atıldılO, yurt yer yer düşman bir-liklerince işgal edildi, Anadolu içlerine kadar galip devletlerin tem-silcileri gönderildi ve galipler, büyük bir iştiha ile "Hasta Adam" olarak vasıflandırdıkları Osmanlı Devleti'nin mirasını paylaşmaya başladııı.

7. Gn. Kur. ATASE Arşivi: 1-3, Kls: 6, Ds: 25, F: 3.4.4/5. 8. David Fromkın, Ayııı eser, s. 37 i-372.

9. Kemal Atatürk, Nutuk. c.I, (MEB Yay.) Ankara 1987. s. 1-2.

iO. Bu sırada yapılan istatistikler şunları gösteriyordu: Arabistan hariç bütün Os-manlı hudutlarında Türkler çoğunluğu teşkil ediyorlardı. Nüfusun %70'ten fazlası Türk. %20'si ekaııiyet kalan %iO'luk kesim de Müslüman olan diğer topluluklardan mü-teşekkildi. Bk. Zaman nr: 232. 27 T.sani 1334; Genelkurmay Harp Tarihi Encümeni Yay .. Türk Jstiklal Harbi Hülasası. Istanbul 1937. s. ı.

iI. Düşmanlarının Hasta Adam olarak yorumladıkları Osmanlı Devleti'nin bu sa-vaştaki kaybı Dersaadet gazetesinde şu şekilde anlatılmıştır: i.500.000 yakın asker z<ı-yiatı. Harpten evvel 34.000.000 olan nüfus 13.000.000 kişiye inmiş ve 146.284.237 lira harp masrafı tutmuş kazancımız ise bir kara leke olarak tasvir edilmiştir. Bk. DersaadeT nr: 22, 29 Temmuz 1336.

(5)

30 EKİM 1918 TARİHLİ MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 619 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKıŞ

Mütareke Şartlarına Göre Orduların Kuruluş, Konuş ve Mevcudu

Mondros Mütarekesinin hükümleri askerler arasında büyük bir hoşnutsuzlukla karşılanmış ve tepkilere yol açmıştı. En fazla dik-kati çeken taraf, İtilaf Devletlerinin mütarekenin açık olmayan, 7.Maddesine dayanarak Türk ülkesinde istedikleri yerleri işgal ede-bilecekleri gerçeği idi. Nitekim, mütareke namenin 7.Maddesinde yer alan ve ülkenin egemenlik haklarını kısıtlayan, "ltilaf Devletleri

güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi sevkülceyş noktasını işgal hakkına haiz olacaktır. "12

hükmü, sivil-asker tüm halkın hoşnutsuzluğuna sebep oldu. Buna göre, galip devletler diledikleri yerleri işgal edebileceklerdi. O zaman askerlerin tuttukları savunma mevzilerinin ve fiilI ateşkes hattının hiçbir yararı olmayacaktı. Mütarekeye göre, sınırların de-netlenmesi ve içte asayişin korunması için gerekli olan birliklerin dışındaki Türk ordusu, derhal teslim edilecek, savaş gemileri, or-dunun silah, araç ve gereçleri müttefiklere verilecekti. Öte yandan müttefikler Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için 50.000 ci-varındaki bir jandarma gücü bulunmasını yeterli görmekte idiler. Halbuki

ı.

Dünya Harbinin başlangıcından sonuna kadar geçen dört yıl zarfında üç milyon insanını cepheye sevk edebilen, sayıca çok kalabalık olan bir orduyu bu derece küçültmek, Türk Milletinin son derece aleyhine alınmış bir karar idin. Türk ordusunun sayısını mümkün olduğunca azaltmakta kararlı olan ve hükümete devamlı baskı yapan İtilaf Devletleri ve onların sözcüsü durumunda olan İn-gilizler, gerekli gördükleri stratejik noktaları ele geçirmekten geri kalmadılar.

Mütareke sırasında hükümetlerin tutumlarına bakmak ge-rekirse, Ahmet !zzet Paşa, mütarekeden evvel Harbiye Nazırlığını

12. Gn.Kur.AT ASE Arşivi: I-I, Kls:51, Ds: 198, F: i ;Gn.Kur. ATASE Başkanlığı.

Moııdros Mütarekesi ve Tatbikatı, s. 43-47.

13. Ceride-i Askeriye, (sayı) sy: iı,15 Ağustos 1338. s. 7-lO'da 25-26 Mayıs 1922 tarihli Fransızca La France Militaire gazetesinden naklen Türk ordusunun Harb-i Umu-mideki sayısı hakkında bilgi verilmektedir. Ayrıca bk. Selahattin TanseL, Mondros'ıwı

(6)

622 ZEKERİY A TÜRKMEN

idi24• II. ve VII. Ordulardan mürekkep bulunan Yıldınm Ordular

Grup Komutanlığı Adana'da, Kafkas İslam Ordusu da Bakü'de bu-lunuyordu25• Bu durumda ordular, bulundukları yerlerde tutunmaya

çalışarak vatanı koruma gayretinde olacaklardı26•

Öte yandan Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasını müteakip Çanakkale Boğazı ve çevresine el atan İngilizler, burayı Türk kuvvetlerinden tamamen tecrit etmek için harekete geçtiler. Osmanlı hükümetine bu doğrultuda direktifler verdiler. İşte bunun üzerine Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı ve kıtaları İs-tanbul'a taşındı; V. Ordu birlikleri de Çanakkale bölgesinden uzak-laştınldı27• Bölgede çok az sayıda Türk jandarması bırakıldı. Daima

böyle bir fırsatı kollayan İngilizler, 10 Kasım 1918'e kadar bütün boğaza (Çanakkale) hakim oldular28• İngilizlerin Çanakkale Boğazı

ve çevresini kontrol altına almaları üzerine, bu bölgeden uzak-laştırılan V. Ordu bilahare lağvedildi; bu ordunun bünyesinden çıkan l.ve 14.kolordular, bilahare Trakya bölgesinde konuşlandı-rıldılar.

Bununla beraber lzzet Paşa hükümeti uzun ömürlü olmadı2Y;

dönemin siyası ve askeri şartları bakımından bu beklenen bir so-nuçtu. Bu kabine ordunun terhisi yolunda emir çıkardı, eski İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarının yargılanması için mecliste

tar-24. Bu sıralamada IV.Ordu görülmemektedir. Sebebi ise Mısır'ı feth etmek için Cemal Paşa komutasında yola çıkarılan ordunun tamamına yakınının Filistin cepnesinde yok olmasıdır. Bu ordudan arta kalan birlikler ise diger ordulara baglanmıştır.

25. Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, (TSK Tar.), Gn.Kur.Yay., c. III/6-1. Ankara 1971, s. 229-230. Osmanlı ordusu her ne kadar diger cephelerde yenilgiye ugrayıp geri çc-kilmişse de, Azerbaycan ve Dagıstan bölgesine i918 yılında icra ettigi asker! harekat so-nunda bölgede denetimi eline geçirmişti. Bu konuda geniş bilgi için bk .. Nasır Yüceer,

Bi-rinci Dünya Savaşında Osmanlı Ordusunun Azerbaycan ve Dağıstan Harekôtı, Ankara

1996.

26. Ali İhsan Paşa, Aynı eser. c. V, İstanbul 1993, s. 23-25.

27. Gn. Kur. ATASE Arşivi: 1-4, Kls: SI, Ds: H-I, F: 20-23,24-A; ATASE Arşivi: 6-4059. Kls: 432, Ds: 4, F: 19,66.

28. Gn.Kur.ATASE Başkanlıgı, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, s.162-i7 I. 29. Izzet Paşa'nın kendi ifadesi ile hükumeti ancak 25 gün iktidarda kalabilmişti. Sk. Feryadım, c.Il, s. 35.

(7)

30 EKİM 1918 TARIHLİ MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 623 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKıŞ

tışmaları başlattı3D• Bu tarihlerden itibaren yıldızı giderek sönen

İt-tihada ve Terakki Cemiyetinin yerini, Hürriyet ve İtilaf Fırkası al-maya başladı. Zaten dönemin padişahı olan Vahdettin de İttihat ve Terakki Cemiyetinin karşıtı bir politika takip etmekte idi'l. İttihatçı liderlerin yurtdışına kaçmalarına göz yumması, Ahmet İzzet Paşa hükümeti hakkında çeşitli söylentilerin çıkmasına sebep oldu. Bunun üzerine Ahmet İzzet Paşa 8 Kasımda istifa etti'2.Yerine sa-rayın büyük ölçüde desteğini almış bulunan Ahmet Tevfik Paşa geçti". Bu yeni hükümet ittihatçılık şüphesinden tamamen uzaktı. Padişah da bu kabine değişikliği ile siyası otoritesini önemli ölçüde arttırdı. Mütareke şartlarını ileri sürerek 13 Kasım 1918'de İstanbul önlerine demirleyen İtilaf donanmasının hareketinden yola çı-kılırsa, işgalolayları kısa bir zaman sonra başlayacaktı.

Öte yandan, Suriye cephesinde geri çekilme esnasında mağlup olarak dağılan VIlLOrdu, Ekim (1918) ayı sonlarına doğru ismen ve karargah olarak İzmir'e nakledildi. Bu ordu 13 Kasım 1918'de lağvedildi ve bünyesinden çıkan 17.kolordu (56 ve 57.tümenler) İzmir'de bırakıldı. Bu kolorduya biIahare 23 ve 6l.tümenler ile Te-kirdağ'daki 25.tümen dahil edildi34• Adana'da bulunan Yıldırım

Or-duları Grubu karargahı ile VIl.Ordu, 7 Kasım 1918'de lağvedildi ve bu gruptaki 3.kolordu mütareke konuş yeri olan Sivas'a gönderildi. Bu sırada Yıldırım Orduları Grup Komutanı bulunan Mirliva Mus-tafa Kemal Paşa'\ Harbiye Nezareti emrine alındığından, ordular

30. Nitekim İttihat ve Terakki Cemiyetinin önde gelen simaları suçlu görülerek hak-larında soruşturmalar başlatılmıştı. Sait Halim Paşa da suçlu görülenler arasında idi ve mecliste açıklamada bulunmak üzere kendisine müracaat edilmişti. Bu konuda daha geniş bilgi için bk. "Sait Halim Paşa'nın İsticvabı", Harp Kabinelerinin isticvabı, İstanbul 1933,

s. 246-333; Ayrıca bk. M.Hanefi Bostan, Sait Halim Paşa, Istanbul 1992, s. 75-87. 31. Sina Akşin, Ayııı eser, s. 37-39.

32.ikdamm: 7811, IOT.sani 1918; Vakitm: 377, IOT.sani 1918; TV., m: 3392, 12 Kasım 1918; ayrıca bk. Tayyip Gökbilgin, Milll Mücadele Başlarken, s. 8; Sina Akşin,

istanbul HükumetIeri ve Milll Mücadele, Istanbul 1983, s. 78 vd.

33. Tevfik Paşa hükumeti kurduğu sırada 73 yaşında idi. Kabinesi de bir nevi ih-tiyarlar kabinesi şeklinde idi. TV. m: 3392, 12 Kasım 1918.

34. Rahmi Apak, istiklal Savaşlılda Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara ı990, s. I. 35. 30 Ekim 1918 tarihinde Ahmet Izzet Paşa, Yıldırım Ordular Grup Komutanı Liman Von Sanders'e bir telgraf çekerek görevini M.Kemal Paşa'ya bırakarak İstanbul'a gelmesini istemişti. Bk. Jeduha L.Wal1ach, Bir Askerı Yardımııı Anatomisi, (Çev.Fahri Çe-liker), Ankara 1985 , s. 226 ; ayrıca bk., Metin Ayışığı, Aynı eser, s. 173. Öte yandan,

(8)

624 ZEKERIYA TÜRKMEN

----grubu ve bölge Il.Ordu komutanı Nihat (Anılmış) Paşa'ya. bı-rakıldı16• Ancak, Harbiye Nezareti 10 Aralık 1918'de Il.Orduyu da

lağvederek komutanını Adana valiliğine tayin etti. Bu suretle daha önce ILOrduya bağlı bulunan 12.kolordu karargahı Konya'ya, 20. kolordu karargahı Ankara'ya ve lS.kolordu karargahı da Erzurum'a nakledildi.

Diğer yandan, mütarekeyi takip eden günlerde meclis ve hü-kümet aleyhinde cereyan eden birtakım gelişmeler meclisin ka-patılması konusunu gündeme getirdi. Vahdettin de ülke yö-netiminde denetimsiz kalmak, II. Abdülhamit misali merkeziyetçi bir otorite tesis etmek gayesiyle 21 Aralık 1918'de Meclis-i Meb'usanı kapattı37• 4 Ocak 1919 tarihinde de, yeni meb'us seçimini

barış antlaşmasının imzalanmasına kadar tehir edilmesi yolunda irade yayınladı38• Bilahare bu irade Takvim-i Vekayi'de de

neş-redildi'9. Vahdettin, meclisi dağıtırken ordudan da güvence ara-mıştı40• Öte yandan o dönemi yaşamış bir kişi olan Ali Fuat

Türk-geldi ise, meclisin kapatılmasında İtilaf Devletlerinin aşırı baskılarının da roloynadığını ifade etmekte idi41•

Irak'ta bulunan VLOrdu, Harbiye Nezareti'nin emri üzerine 10 Kasım 1918 tarihinde Musul'u bırakarak Nusaybin'e çekildi. 2.ve S.Tümenlerden mürekkep kalan VLOrdu 9 Şubat 1919'da lağ-vedilerek adı 13.kolorduya tahvil edildi. Bu kolordu da Diyarbakır, Siirt ve Mardin'e yerleştirildi42• Bu arada 21 Ekim 1918'de Şark

Or-M.Kemal Paşa'nın Yıldırım Grup Komutanlığına tayini hakkında bilgi için bk. Harp

Ta-rihi Vesikaları Dergisi (HTVD), Sy: 27, Mart 1959, Vsk. m. 693. Yıldırım Ordular

gru-bunun teşkili ve faaliyetleri hk. bilgi için ayrıca bk; Zekeriya Türkmen, "Mustafa Kemal Paşa ve Yıldırım Ordular Grup Komutanlığı" Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, s. 47.

Temmuz 2000, s. 395-419.

36. BGA.DUIT., Ds: 77-3, F: 40.

37. Ali Fuat Türkgeldi, Görüp Işittiklerim, Ankara 1984, s. 169 ; Sina Akşin, Ay11l

eser, s.i i2-i39.

38. TV. m: 3425,23 K.evvel 1918 ; Lütfi Simavı, Sultaıı Mehmet Reşat Hanııı ve

Hale/iniıı Sarayında Gördüklerim, Istanbul 1340, s. 193-194; Ali Fuat Türkgeldi. Ayl1l eser, s. 169 vd.; Tayyip Gökbilgin, Ay11l eser, s. 20-22; Selahattin Tansel, Mondms'wn Mudanya 'ya Kadar, c.I, s. 70-72.

39. TV.,m: 3436,3 K.sani 1919. 40. Sina Akşin, Aynı eser, s. 147.

41. Ali Fuat Türkgeldi, Aym eser, s. 169-171. 42. Ali ıhsan Paşa, Aym eser, c.V, s. 32-34.

(9)

30 EKİM 1918 TARlHLl MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 625 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKIŞ

dulan Grubu karargahı ile 1.Kafkas kolordusu lağvedilmişti. Har-biye Nezareti 27 Ekim 1918'de de İslam Ordusu ve Kuzey Kafkas Komutalığını lağvetti43• Mütarekenin imzalandığı sırada karargahı

Bakü'de bulunan Kafkas İslam Ordusuna bağlı 15.tümen Pet-rowsk'ta, 36.Kafkas tümeni de Bakü'de bulunuyordu.

Mütarekenin imzalandığı sırada Kars'ta bulunan IX.Ordu, l1.Kafkas tümeni ile Hoy'da, 9.Kafkas tümeni ile Kamarlı (Er-zincan'ın güneyi)'da, 12.tümeni ile Serdadbat'ta (Erivan'ın batısı), 36.tümeni ile Gümrü'de, 3.Kafkas tümeni ile Ahıska'da ve lO.Kafkas tümeni ile Batum'da bulunmakta idi. Mütareke şartlarını ileri süren İngilizlerin, Osmanlı Hükümetine yaptıklan baskılar sonunda İX. Ordu, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonrası tespit edilen sınıra çekilmek mecburiyetinde bırakıldı. Bu suretle Kars, Ardahan ve Batum boşaltılarak, IX.Ordu Erzurum'a alındı. Bu sırada IX.Ordunun başında Mirliva Yakup Şevki Paşa bulunuyordu44• Öte yandan 1919

yılı başında VI.Ordu komutanı Ali İhsan Paşa'nın Yakup Şevki Paşa ile işbirliği yaparak Şark vilayetlerini işgalden kurtarılması fikri VI.Ordu gibi, IX.Ordunun da lağvedilmesi üzerine dü-şünceden uygulamaya geçirilemedi45• IX.Ordudan geriye sadece

Er-zurum'da 15.kolordu kaldı. 15.Kolordunun 3.Kafkas tümeni Tor-tum 'da, 12.tümeni Horasan'da, 9.Kafkas tümeni Erzurum'da ve l1.Kafkas tümeni de Van civarında konuşlandınldı. Böylece ana-vatanda toplanan kuvvetler, dokuz kolordu ve bunlara bağlı bu-lunan 20 tümenden oluşmakta idi46• Kolordu sayısı İzmir'in

iş-galinden sonra sekize düşerken, tümen sayısında ise bir değişiklik olmadı47•

Kabinedeki bazı bakanların değiştirilmesi amacıyla 12 Ocak 1919'da istifa eden Tevfik Paşa, 13 Ocak 1919 tarihinde bir takım ufak değişikliklerle yeni kabinesini kurdu4H• Bu hükümetin yeniden

43. Kazım Karakbekir, Jstiktal Harhimiz, (Yay.Hz.Faruk Özerengin), İstanbul 1990, s. 2. 44. Nasır Yüceer, Aynı eser, s. s. 139 vdd., ayrıca bk., Ali İhsan Paşa, Ayııı eser, c.V. s. 24.

45. Gn.Kur.ATASE Arşivi: 4-8065, KIs: 239, Ds: 20, F: i0, lO-I ; Ayrıca bk. Ali İhsan Paşa, Aynı eser, V, s. 32.

46. Gn.Kur.ATASE Arşivi: I-I, KIs: 28, Ds: 109(101), F: 1-2.

47. Gn.Kur.ATASE Arşivi: I-I, Kls: 28, Ds:I09(lOI), F: 2.

48. TV. nr: 3445, 13.K.sani 1919 ; İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Osmanlı Dev-rinde Son Sadrazamlar, s.l72 1.

(10)

626 ZEKERIYA TÜRKMEN

kuruluşuyla birlikte Tevfik Paşa'nın siyaseti de sertleşmeye başladı. Bu devirde İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarının sorgulanması için divan-ı aliler teşkil edildi. İngiliz siyaseti hükumet işlerine de müdahale etmeğe başladı. Hükumet ise İngilizler'in her isteğini ye-rine getiren bir makam haline geldi. İngiliz siyaseti özellikle ordu ve kolordu komutanlarının mütareke hükümlerine karşı çıkarak mü-cadeleci bir tavır sergilemelerinden kaynaklanıyordu4Y• Tevfik Paşa

kurduğu iki hükumette de tereddütlü ve idare-i maslahatçı bir tutum izledi. 4 Mart 1919 tarihinde muhalefetin ve İtilaf İşgalOrduları Komutanlığının baskıları sonunda istifa etti. Yerine enerjik bir Hür-riyet ve İtilaf Fırkası mensubu olan Damat Ferit Paşa hükumeti kur-makla görevlendirildiso. Ferit Paşa'nın iktidarı Vahdettin'in siyaseti ile birleşecek ve diğerlerine göre biraz daha uzun ömürlü olacaktı. Damat Ferit Paşa iktidarı döneminde işgal kuvvetlerinin baskıları aynı hızda devam etti. Paşa da bütün uygulamalarını onların is-tekleri doğrultusunda gerçekleştirmekten geri durmadı. Öte yandan İttihatçı nazır ve yüksek rütbeli subayların tutuklanıp yargılanması yolunda divan-ı harpler için kanun hükmünde kararnameler çıkarttı. Damat Ferit Paşa bu yolla İngilizler'in gözüne girmeye çalıştı ise de, İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ne karşı politikası hiç değişmedisı. Diğer taraftan Ferit Paşa'nın mütareke hükümlerine uyulması yo-lunda sık sık talimatlar yayınlaması, Hürriyet ve İtilaf Fırkası men-suplarını kayırması, kamuoyunda huzursuzlukların giderek art-masına sebep oldu.

Mütarekenin imzalanmasından Şubat 1919 tarihine kadar, müt-tefiklerin -özellikle İngilizlerin- baskıları sonucu Harbiye Nezareti ordu komutanlıklarını birer birer lağvetti. Orduları lağvedilen ko-mutanların bir kısmı İstanbul'da Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Ri-yaseti karargahında görevlendirilirken, bir kısmı da mülkl ve askeri

49. Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, s. 303 Ek-Tde ıtilaf Devletlerince tutuklanan ve geri çağrılan komutanların isimleri yer almaktadır. Ayrıca bk. Sina Akşin. Ayl1l eser. s.

155-162.

50. TV., nr: 3489,6 Mart 1919.

5 i. Damat Ferid Paşa hakkında geniş bilgi için bk., Ibnlilemin Mahmut Kemal ınaL,

Osmanlı Devrinde Son Sadrazam/ar, Istanbul ı940-i953; aypca Damat Ferid hakkında yazılmış olan son biyografi çalışması için de bk., Cevdet Kliçlik, "Damad Ferid Paşa",

(11)

30 EKİM 1918 TARtHU MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 627 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKıŞ

yeni bir takım görevlere atandılar'1. Bu arada Enver Paşa tarafından Osmanlı ordularının seferberlik teşkilatına göre kurulmuş bulunan Karargah-ı Umumınin çalışmalarına -mütareke imzalandığından dolayı- lüzum görülmeyerek padişahın iradesi de alındıktan sonra lağvına karar verilmişti'3. Karargah-ı Umumiyi tesis ederek Os-manlı ordularının tamamını kontrol altında tutmayı hedeflemiş olan Enver Paşa, 13 Ekim

ı

9

ı

8 tarihinde orduya bir veda name neş-rederek ülkeyi terk etmek mecburiyetinde kaldı'4. Enver Paşa gibi Cemal ve Talat Paşalar ve diğer İttihat ve Terakki Cemiyeti erkanı da ülkeyi terk etmek durumunda kaldı". Bu sırada İngilizler ise, Tevfik Paşa hükümetine baskı yaparak i. Dünya harbine sebep ol-dukları gerekçesi ile Enver, Cemal ve Talat Paşaları yargılamak üzere bir divan-ı harp kurulmasını istemişler; hükümet de, hemen İttihat ve Terakki karşıtı olan paşalardan bir divan-ı harp teşkil ede-rek yargılarnalara başladı. Adı geçen paşalara atfedilen en önemli suçlardan biri gereksiz yere ülkeyi savaşa sokmak, diğeri ise izinsiz olarak yurtdışına çıkmak olarak tespit edilmişti'".

Bu gelişmeler olurken Vahdettin de, İttihatçı liderlerin ülkeyi terk etmelerinin ardından her tarafta olduğu gibi orduda da

ik-52. Mesela bu ordu komutanlarından Cevat, Fevzi, M.Kemal ve Mersinli Cemal Pa-şalar İstanbul'a davet edilerek Genelkurmay karargahıl)da görevlendirildiler. Bk.

BOA.DU/T., Ds: 77-3, F: 40.

53. BOA.DU1T., Ds: 77-3, F: 43. Bu belgeye göre 19 T.sani 1334(l918)'de ka-rargahı umumi lağvedilmişti.

54. EHUR., Ordu Emimamesi nr: 83, İstanbul 1334; Enver Paşa ve kabine ar-kadaşlarının yurtdışına kaçmaları basında geniş yankılara yol açmıştı. Refik Halil. bir ma-kalesinde "Efendiler Nereye?"başlığı ile üç paşaya çatıyordu. Bk. Zaman nr: 210.5 T.sani

1334.

55. Mondros Mütarekenamesinin imzalanmasından hemen sonra. 1/2 Kasım 1918'de İttihat ve Terakki Cemiyetinin önde gelen lider kadrosundan olan Enver. Cemal ve Tal'at Paşalar, bir Alman denizaltısı ile ülkeyi terk ettiler. İttihat ve Terakki Ce-miyetinin lider kadrosunun ülkeyi terk etmesinden kısa bir süre önce i Kasım 1918'de son kongresini yapan cemiyet, 5 Kasım ı918 tarihinde kendi kendini feshetti. Fırkadan ayrılan bazı kişiler Teceddüt Fırkasıl11 kurdular. Bk. Erik Jan Zürcher, Mi/ll Mücadelede 1t-tihatçılık. (Çev. Nüzhet Salihoğlu), İstanbul 1987, s. 135-137.

56. BOA.BEO., Harbiye Giden nr: 340727,27 T.sani 1334 tarihinde çıkan bir irade ile üç paşaların yargılanması için bir divan-ı harp teşkil edilmişti. Bu divan-ı harbin re-isliğine Müşir Kiizıın Paşa, azalıklarına Ferik Hurşit, Yusuf Kenan, İbrahim Edhem ve Ahmet Hamdi Paşalar tayin edilmişlerdi. Ayrıca bk. EHUR., Harp Kabinelerinin 1s-ticvabı, İstanbul 1933.

(12)

628 ZEKERİY A TÜRKMEN

tidarını kabul ettirmek için harekete geçti. Evvela, orduda kalan İt-tihatçı artıklarını tasfiye ederek işe başladı. Bilindiği üzere ordu, harp yıllarında en büyük politik kudretti ve mevcut iktidarın aynı zamanda en büyük güvencesi konumunda idi. Bundan dolayı Vah-dettin kendi iktidarı döneminde ağabeyi II.Abdülhamit gibi, orduya tamamen hakim olmak, orduya güvenmek gereğini hissediyordu. İlk iş olarak Enver Paşanın tesis ettiği ve tüm Osmanlı ordularına hakim olmasına yardımcı olan Başkumandanlık vekaletini yukarıda izah edildiği üzere lağvetti. Bundan başka, sırasıyla ordudan sal-tanatına karşı gelebilecek olumsuz tavırları dizginlemek için;

1-) Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetini İttihatçıların teşkil ettiği bütün gizli cihazlardan, inisiyatiften mahrum ederek teknik bir büro haline sokmak istedi.

2-) Enver Paşa döneminin gizli servisi olan Teşkilat-ı Mah-susayı resmen tasfiye ettirmekle kalmayıp, kendi kontrolü dışında gizli bir kurul halinde müstakil olarak çalışabileceğini de düşünerek faaliyetlerini tamamen ortadan kaldırmaya çalıştı.

3-) İttihat ve Terakki Partisi'nin kapatılmasından sonra kurulan ve İttihatçılığın değişime uğramış şekli olan "Teceddüt" hareketinin her türlü etkinliğinin yok edilmesi yönünde faaliyetleri başlattı.

Vahdettin bunun için;

a-) Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetine verdiği emirlerde Mondros Mütarekesinin harfiyen tatbik edilmesine dikkat çekti. Bununla birlikte ordu kadrolarının düşürülmesi gündeme geldi.

b-) Şahsına bağlı yepyeni bir gizli istihbarat, casusluk teşkilatı kurdu, bunu tıpkı II.Abdülhamit gibi saraydan idare etti. Ab-dülhamit'in Yıldız'ı gibi, Vahdettin'in Çit Kasrı bu dönemde önem kazandı.

c-) LDünya Harbi yolsuzluklarını ortaya çıkarmak, aslında or-duda ve sivil idaredeki ittihatçıları yargılamak amacıyla, divan-ı harpler teşkil ettirerek rakip olabilecek zümreleri susturmaya

(13)

ça-30 EKİM 1918 TARlHL! MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 629 TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BIR BAKıŞ

lıştı. Kurulan divan-ı harplere ise Nemrut Mustafa Paşa, Mahmut Hayret Paşa gibi İttihat ve Terakki karşıtı olan ve Enver Paşa'nın tasfiye hareketinde ordudan ihraç edilenleri görevlendirmesi yu-karıdaki düşünceleri doğrulamaktadırs7• Hatta bazılarının

id-dialarına göre Vahdettin, sadakatine inanabileceği bir orduyu kur-mak imkanına ulaşacağı ana kadar, ordusuz kalmayı şahsı politikasına uygun bulmuştuS8 .

Harbiye Nezareti savaş suçlularının yargılanması gibi işlerin yanında son harbin verdiği tecrübelerden hareketle bir takım yeni düzenlemeler yapmak ihtiyacını hissederek, Osmanlı ordusunu dokuz kolordu olarak yeniden teşkilatlandırdı. Bu düzenlemeye

göre; l.kolordu Edirne'de bulunacak ve buna 49, 50, 60.tümenlerle Çatalca Müstahkem Mevki komutanlığı bağlı bulunacaktı. 3.Kolordu Sivas'ta yer alacak buna 5.Kafkas tümeni ile 15.tümen bağlanacaktı. 12.Kolordunun merkezi Konya idi ve 23, 41 ve 57.tümenler buna bağlı olacaktı. 13.Kolordunun merkezi Di-yarbakır şehri idi ve 2 ve 5.tümenler bunun emrinde bulunacaktı.

14.Kolordu Tekirdağ'ı merkez kabul etmiş ve 56 ve 6l.tümenler buna bağlanmıştı. Öte yandan 15.kolordunun merkezi Erzurum şehri olup, 3, 9, 11 ve 12. tümenlerle Erzurum Müstahkem Mevki Komutanlığı buna bağlı bulunacaktı. 17.Kolordunun merkezi İzmir şehri idi ve 56 ve 57 tümenler buna bağlı bulunacaktı. Yalnız İzmir'in işgalinden sonra bu kolordu lağvedilerek, tümenleri 12 ve

14.kolordulara bağlandı. Öte yandan 20.Kolordunun merkezi An-kara idi ve 11 ve 24.tümenler buna bağlı idiler. 25.Kolordunun merkezi ise İstanbulolup, 1 ve 1O.tümenler buna bağlanacaktıS~. Diğer taraftan savaşın acı tecrübelerini dikkatle değerlendiren Os-manlı Genelkurmayı, her tümende tümen komutanının emri altında

57. Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, Ordu ve Politika, İstanbul 1967. s. 227-228. 58. Tepedelenlioğlu, Ayııı eser, s. 228-229'da Vahdettin'in gizli servisler kurarak şahsi politikasını yürütme azminde olduğunu ifade eder. Yazar, Vahdettin'in ıngilizlerin İntelligence Service'den yardım gördüğünü ve bu sayede Teşkilat-ı Mahsusa ile mücadele edebildiğini ifade eder. Fakat şurası bir gerçektir ki, Teşkilat-ı Mahsusa hiçbir zaman yok edilememiş, sadece kimlik değiştirmiş ve varlığını Istiklal Harbi yıııarında Mustafa Kemal Paşa ve Türkiye Büyük Miııet Meclisinin kontrolüne girerek faaliyette bulunan gizli gruplarda devam ettirmiştir.

(14)

630 ZEKERIYA TÜRKMEN

olmak üzere sadece piyade ve makineli tüfek kıt'alannın talim ve terbiyesi ile uğraşacak ve rütbesi kaymakam ile miralayarasında değişebilen "Piyade Kumandanlığı" namıyla bir kumandanIık teş-kilini zaruri görmüş ve bu yolda bir düzenleme yapmıştı60. O devrin usUl ve kaidelerine göre ordunun asıl vurucu gücü olan piyade ve en önemli ateş gücü kabul edilen makineli tüfek kıt'aları için bu şe-kilde bir düzenlemenin yapılması Osmanlı Erkan-ı Harbiye-i Umu-miye Riyasetinin gelecek endişesinden kaynaklanıyordu. Nitekim, bu yeni düzenlemeye göre teşkil edilen bu makam, İstiklal Har-binde büyük yarar sağladı. Bu sayede düşmanın üstün silahlı bir-likleri karşısında iyi eğitilmiş birbir-liklerimiz başarılı oldu.

Mütarekeden sonra Osmanlı Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Ri-yasetinin emri ile gerçekleşen terhis işlemlerine başlandığı sırada Osmanlı ordusunun sayısı 337.615 kişi civarında idi. Bu miktarza-manla azaldı. Nitekim, 1 Nisan 1919 tarihinde müttefiklerin is-tekleri doğrultusunda sadece kağıt üzerinde 65.464 kişi civarına in-dirildi. Bakaya olup da orduya celp edilenlerin miktarı ise 5887 idi. Diğer taraftan terhis edilmesi gerekip de, halen silah altında bu-lunan dört kur'a efradının (1892-1896) toplamı da 43.193 kişi idi. Bu rakamlardan hareketle gerçekte, 1 Nisan 1919 tarihi itibariyle ordunun genel mevcudu oldukça azalmış; bu rakam 114.726 kişi olarak tesbit edilebilmiştir6!.

Öte yandan, 3 Kasım 1918 tarihinde fiilen işgal altına giren İs-tanbul, galip devletlerin işgalordu komutan ve komiserlerinin ka-rargahı haline geldi. Sözde, mütareke hükümlerinin uygulanıp uy-gulanmadığını denetlemekle görevli birimler hükümetler üzerinde büyük baskılar yaptılar. Bununla beraber İstanbul'da hükümetleri etkileyen davranışları şöyle sıralamak mümkündür: İtilaf Devletleri ve temsilcilerinin müdahale ve tehditleri, Padişah'ın istek ve tel-kinleri, basının yerli yersiz tenkitleri, siyası çatışmalar, kamuoyu hareketi62• Bu şartlar altında çalışacak en kararlı ve azimli bir

60. BOA.DU1T.. Ds: 77-3, F: 45.

61. Gn.Kur.ATASE Arşivi: I-I. Kls:27, Ds: 41, F: 29-1. 62. Sabahattin Selek, Anadolu Ihtilali, c.l, İstanbul 1987, s. 57.

(15)

30 EKİM 1918 TARIHLI MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE 63ı TÜRK ORDUSUNUN KURULUŞ VE KADROSUNA BİR BAKIŞ

hükümetin dahi şaşkına döneceği ve sadece normal hükümet iş-lerini yapmaktan bile aciz kalacağı bir gerçekti. Hükümetlerin bu dönemde başarmak mecburiyetinde oldukları iki ana konu vardı: Biri İtilaf Devletleriyle barış yapmak, diğeri memleket içinde huzur ve güveni sağlamaktı. Bu bakımdan kurulan hükümetlerde sad-razam, harbiye nazırı, dahiliye, hariciye, adliye nazırlıkları ile şey-hülislamlık makamı önemli idi; diğerlerinin geri planda kaldıkları bir gerçekti.

Ordunun Mondros Mütarekesine göre sayıca indirimi yanında teşkilat yapısında da bir takım değişikliklerin yapılması yolunda adımlar atılmakta idi. Nitekim, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Ri-yaseti başlangıçta yedi şube halinde teşkilatlanmış iken, 1917 yı-lında yapılan bir dizi düzenlemelerle. 27 şubeye kadar çıkarılmıştı. Mağlubiyetler karşısında bocalayan Osmanlı Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti, karargahtaki' şubelerin sayısını arttırmakla sanki herşeyin çözümlenebileceğini sanıyordu. Ne yazıkki, kağıt üzerinde yapılan bu düzenlemelerin hiçbirinin fayda sağlamadığı harbin sonunda anlaşıldı. Karargah-ı Umumi' teşkilatı ve Baş-komutanlık Vekaletinin 7 Ekim 1918 tarihinde lağvedilmesinden sonra, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti (Karargah-ı Umumi'), Harbiye Nezaretine bağlı yedi şubeye indirildi63• Yeniden

teş-kilatlanan Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti dairesinin 1.şubesi Harekat, 2. şubesi İstihbarat, 3.şubesi Şümendüfer, 4.şubesi Eğitim, S.şubesi Harp Tarihi, 6.şubesi Personel İşleri, 7.şubesi de Evrak ve Kütüphane (Arşiv)'den sorumlu olacaktı. Ancak bu durum çok kısa sürdü. Enver Paşa'nın ülkeyi terk etmesiyle birlikte Erkan-ı Har-biye-i Umumiye Riyaseti makamı boşaldı. Sırasıyla bu makama Ahmet İzzet Paşa, Cevat Paşa ve 24 Aralık 1918'de de Ferik Mus-tafa Fevzi Paşa atandıM. Bilhassa Cevat Paşa ve Fevzi Paşa'nın Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetinde bulundukları zamanlarda Osmanlı Genelkurmayı 29 Ekim 1919'da yeni bir düzenlemeye tabi oldu. Bu yeni yapılanmaya göre; l.şube Harekat, 2.şube !stihbarat, 3.şube Şimendifer ve MenziL, 4.şube Teşkilat, S.şube İkmal, 6.şube

63. BOA,DU1T., Ds: 77-3, F: 43.

(16)

632 ZEKERİY A TÜRKMEN

Eğitim, 7.şube Askeri Kanunlar, 8.şube Harp Tarihi, 9.şube Zatı İşler ve ıo.şube de Evrak ve Kütüphane İşlerinden sorumlu bu-lunacaktı. Bu düzenleme tam manasıyla uygulamaya girmeden Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı Hükümeti, bilahare Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetini dört şubeye indirmek durumunda kaldı. Bu indirime, mall sıkıntılar sebep olmuştu. Nitekim, 1920 yı-lından itibaren mall sıkıntının had safhaya ulaşmasından dolayı, personel maaşları ödenemediği gibi, Personel şubesi lağvedilerek bunun görevi Evrak şubesine aktanldı.

Sonuç olarak belirtmek gerekirse, 23 Nisan 1920 tarihinde An-kara'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması ve ardından hükümetin kurulmasından sonra, Osmanlı Devletindeki Harbiye Nezaretinin görev ve yetkilerine benzer yetkiler1e TBMM hükümetine bağlı Mim Müdafaa Yekaleti; Erkan-ı Harbiye-i Umu-miye Riyaseti yetkilerine sahip olmak üzere de Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Yekaleti tesis edildi. Anadolu'da kurulmuş olan bu yeni Türk devletinde, bu gelişmeler olurken İstanbul'daki Erkan-ı Har-biye-i Umumiye Riyaseti kendisinin gereksizliğine inanmış olmalı ki, 1920 yılı Mayıs ayında Şimendifer, İkmal, Eğitim, Askeri Ka-nunlar ve Harekat şubelerini lağvetti. 13 Haziran 1920 tarihinde yeni bir düzenlemeye tabi tutulan Osmanlı Genelkurmayı, bu dü-zenlemeyi imparatorluğun yıkılışına kadar devam ettirdi. Bu dü-zenlemeye göre Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti şu şekilde teşkilatlandı: 1.şube Teşkilat, Nizam ve Kanunlardan, 2.şube İs-tihbarat ve Nakliyeden, 3.şube Eğitim ve Harp Tarihinden, 4.şube Personel İşlerinden sorumlu olacaktı65• Türk İstiklal Harbinin

baş-lamasıyla birlikte, İstanbul'daki karargahlarda görev yapan askeri kadronun büyük bir bölümü Anadolu'ya geçerek, ordunun TBMM hükümeti merkezli olarak yeniden yapılanmasına katkıda bu-lundular66•

65. TSK Tar., c.III/6-], s. 259-260.

66. Geniş bilgi için bk., Zekeriya Türkmen, Mütareke Döneminde Ordunun Durumu

ve Yeniden Yapılanmasl(1918-1922), M.Ü. Türkiyat Araştırmalan Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul 1996.

Referanslar

Benzer Belgeler

Inspired by the relation between stability and dissipativeness of dynamical systems, the convergence property of threshold networks is investigated.Using the energy function

Grossfeld bu gelişmenin tehlikesini belirtmek­ te, anonim şirketlerin temerküz olayına karşı savaşmaları gerekti­ ğini ve küçük pay sahiplerinin kendilerine tanınan:

(2) Hakem kurulları üyeleri en çok dört yıl için seçilir; parti veya bir mahallî teşkilât yönetim kurullarının üyesi olamazlar, par­ ti veya bir mahallî teşkilâtla

Öyle ise memuru, âmme vazifesi gören kimse olarak anlamak ve âmme vazifesini de, âmme hukuku iktidar ve sa­ lâhiyetlerini kullanarak hukuki veya fiilî tasarruflarda bulun­ mak

110) Madde 54.. bir kapital hükmedilmesi lüzumu ile asliye mahkemesinin maddî tazmi­ nat iddiasını reddeden kararını, Temyiz Umumî heyeti nakzettikten son­ ra, davacı

&#34; İnzibatî takibat, cezaî mahiyetteki kanunlara girmeyen ve bu kanunca tanzim edilmiş bulunmayan fiiller hakkında icra edileceğinden ve bu itibarla inzibatî takibat

— Bu kararlar tescil ve ilân edilir (TK 26 ve müteakip). — Her iki şirket bilançosu ayn ayn ilân edilir ve borçlann şekli itfası gösterilir TK 207. Fakat borçlann

Bu yazıda kültürlerarası iletişimde en etkin ve yaygın anlatım dili olan sinema ve küreselleşme olgusu üzerinde durulacak, sinemanın küreselleşmedeki rolü,