• Sonuç bulunamadı

Başlık: TÜRKİYE’DE KÜÇÜK PAMUKLU DOKUMA SANAYİİNDE ÇALIŞAN SOSYO-EKONOMİK MOTİFLİ GRUPLARLA İLGİLİ OLARAK BABADAĞLI DOKUMACILAR ÜZERİNDE YAPILAN BİR ARAŞTIRMANIN BAZI SONUÇLARIYazar(lar):GÜLER, Şevki Cilt: 9 Sayı: 0 Sayfa: 127-157 DOI: 10.1501/Felsbol_000

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TÜRKİYE’DE KÜÇÜK PAMUKLU DOKUMA SANAYİİNDE ÇALIŞAN SOSYO-EKONOMİK MOTİFLİ GRUPLARLA İLGİLİ OLARAK BABADAĞLI DOKUMACILAR ÜZERİNDE YAPILAN BİR ARAŞTIRMANIN BAZI SONUÇLARIYazar(lar):GÜLER, Şevki Cilt: 9 Sayı: 0 Sayfa: 127-157 DOI: 10.1501/Felsbol_000"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K İ Y E D E K Ü Ç Ü K P A M U K L U D O K U M A S A N A ­ Y İ İ N D E Ç A L I Ş A N S O S Y O - E K O N O M İ K M O T İ F L İ

G R U P L A R L A İ L G İ L İ O L A R A K B A B A D A Ğ L I D O K U M A C I L A R Ü Z E R İ N D E Y A P I L A N B İ R

A R A Ş T I R M A N I N B A Z I S O N U Ç L A R I

Asist. Dr. Şevki GÜLER

Bu araştırma 1968-1971 tarihleri arasında yapılan çalışmanın ürünü olup, doktora tezi olarak hazırlanmış ve savunulmuştur.

1- ARAŞTIRMA KONUSUNUN M A H İ Y E T İ ve ARAŞTIRMANIN AMACI

Modern anlamda sanayileşme süreci içine giren sosyal yapıların hızla büyük değişikliklere uğradıkları bugün artık herkesçe bilinen bir husustur. Bu değişim, kendini toplumun bütün faaliyet kollarında ve sosyal gruplarında göstermektedir. Bu cümleden olarak, endüstri öncesi toplum yapılarında ha­ kim ve önemli bir sosyo-ekonomik fonksiyona sahip meslek zümresi olan küçük sanatkârlar ve sanayiciler zümresi de, modern sanayileşme sürecinden etki­ lenmiş ve yukarıda sözü edilen büyük değişikliklere uğramıştır. Büyük sana­ yiin gelişmesi, küçük sanatkâr ve sanayicilerin büyük bir kısmının, özellikle büyük sanayiin rekabet alanı içine girenlerinin, yeni sosyal yapı içinde yeni meslek zümrelerine dönüşmeleri veya ortadan kalkmaları sonucunu doğur­ muştur. Büyük sanayiin geliştiği bütün toplumlarda bu sonuç kendini er veya geç göstermektedir.

İşte araştırma konusu bu sosyolojik bulgudan doğmaktadır. Memleke­ timiz de kalkınma çabası içinde bulunduğuna ve bu amaçla modern büyük sanayiimizi geliştirmek gerektiğine göre, eski sosyal yapımızda yukarıda be­ lirtilen yönde değişikliklerin meydana gelmesi beklenen bir süreçtir. Bu deği­ şikliklerin ne şekillerde ve nisbetlerde oluştuğunun bilimsel araştırmaların ışığı altında saptanması, ülkemizin aktüel sorunlarından biridir.

Bu aktüel sorunumuza belirli bir açıdan yaklaşmak amacıyla, Denizli ili sınırları içinde bulunan ve geçimini sadece küçük pamuklu dokumacılık

(2)

faaliyeti ile sağlayan Babadağlı küçük pamuklu dokumacı grubu araştırma konusu olarak seçilmiştir. Pamuklu dokuma sanayiinde faaliyette bulunan bir küçük sanayici zümresinin seçilmesindeki nedenlerden biri, memleketi­ mizin son zamanlarda pamuklu dokuma sanayii dalında hızla gelişmekte ol­ duğu ve işletmelerin büyüdüğüdür. Bu nedenle bu sahadaki küçük sanayici zümreler, toplumsal değişmeden en çok etkilenenlerden biri olarak öngörül­ müştür. Ayrıca, araştırma esnasında karşılaşılması muhtemel güçlükler göz-önünde bulundurularak, araştırmanın şimdilik Türkiye'nin bütününe teşmi­ linden sakınılmıştır.

Neden Türkiye'nin başka bir yerinde faaliyette bulunan ve küçük pa­ muklu dokumacılıkla uğraşan bir meslek zümresi değil de, Babadağlı olanlar seçilmiştir? Çünkü, adı geçen kasabada halen yaşamakta olan nüfusun tama­ mı geçimini sadece küçük pamuklu dokumacılık faaliyetinden sağlamaktadır. Araştırma sonuçlarımıza göre, örnekleme çıkan hane reislerinin % 93,2 sinin esas işi budur (Tablo: 1). Tarımsal faaliyet Babadağ'da esas meslek olarak

be-TABLO 1.

Hane Reislerinin Esas Meslekleri. Esas Meslek Çiftçi Dokumacı Dokumacı İşçisi Tüccar Memur Diğerleri TOPLAM Cevaplandırıra sayısı 0 200 19 1 3 12 235 % 0.0 85.1 8.1 0.4 1.3 5.1 100.0

lirtilmemiştir. İkinci dereceden bir iş olarak tarımla uğraşanların oranı ise % 1,3 dür. Esas mesleği dokumacılık olan hane reislerinin (% 93,2) içinde, ancak % 8,2 sinin esas işinden gayrı ikinci dereceden bir uğraşısı vardır. Bu bakımdan araştırma konusu Babadağ kasabasının esas ve tek işi küçük pa­ muklu dokumacılıktır. Başka bir anlatımla, mesleki faaliyet yönünden ka­ sabada bir monokültür hakimdir. Bu yüzden, küçük sanatkârlar ve sanayiciler meslek grupları ile ilgili hemen hemen b ü t ü n sosyal ve ekonomik sorunların en saf şekillerde araştırma konusu kasabada gözlenebileceği öngörülmüştür. Seçimimizde bu nokta dikkate alınmış ve bu sebepten adı geçen kasaba tercih edilmiştir.

Araştırma konusu dokumacı zümresi şu temel varsayımın çizdiği çerçeve içinde incelenmiştir:

(3)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 129

Memleketimizde pamuklu büyük dokuma sanayiinin gelişmesi ile birlikte, geçimini sadece küçük çapta pamuklu dokumacılık faaliyeti ile sağlayan

Babadağlı dokumacılar ve onlar gibi diğer bazı sosyal gruplar, sosyal ya-pımızdaki fonksiyonlarını, teorik olarak kaybetmek durumu ile karşılaş­

maktadırlar.

Bu varsayımın geçerliğini saptamak amacıyla da Babadağlı dokumacılar, ekonomik, sosyal ve tabiî çevre faktörlerinin karşılıklı fonksiyonel ilişkileri içinde incelenmişlerdir. Bu üç faktörün bugün Babadağ'da ne durumda bulun­ duklarının saptanılmasından sonra, varsayımın çizdiği yönde bir oluşumun meydana gelmesinde bu gruba giren etkenlerin rolü ve etki dereceleri ile, bu oluşumu şimdilik durduran ve yine yukarıda belirttiğimiz üç grup etkenlerden birine giren faktörlerin dengelenme durumları tahlil edilmiş ve bir sonuca varılmıştır.

Araştırma sonuçlarının, sadece Babadağlı dokumacı zümresi için geçerli olduğunu belirtmek yerinde olacaktır. Çünkü, memleketimizin belirli bir böl­ gesinde kendine özgü şartları içinde bulunan bir olaylar kompleksinden, bütün bir Türkiye'ye şamil genel hükümler çıkarmak düşünülemez. Bununla beraber söz konusu kasaba halkı geçimini sadece dokumacılıkla kazanmakta ve başka hiçbir işle uğraşmamaktadır. Bu sebepten, birçok temel sorunları ve bunların ortaya çıkmasında etkisi olan faktörler arası fonksiyonel münasebetler, Tür­ kiye'nin başka bölgelerinde faaliyette bulunan aynı kategoriye giren olaylar için de geçerli ve doğru olarak kabul edilebilir. Nitekim, ilerde araştırma so­ nuçlarından söz ederken görüleceği gibi, hemen hemen aynı tarihlerde yapılan D .P . T . nin Türkiye çapındaki bir araştırmasından elde edilen sonuçlarla, tarafımızdan elde edilen sonuçlar arasında oldukça büyük yakınlıklar vardır. Bu nedenle, araştırma konusu dokumacı zümresinin özel sorunlarını hariç tutarsak, diğer sorunları, memleketemizin küçük sanatkâr ve sanayici doku­ macılarının ortak dertleridir.

Araştırma konumuzla ilgili olarak yapılmış bilimsel çalışmalar hiç yok demlemezse de oldukça az ve sınırlıdır. Ayrıca, bizden önce yapılan ve küçük sanatkâr ve sanayicileri konu alan araştırmalar, genellikle meseleye ya salt nazari kavramsal esasta ya da ekonomik açıdan yanaşmış oldukları için, araş­ tırma konumuzla ilgili veri toplamak büyük oranda tarafımızdan hazırlanmış olan soru kâğıdı ve mülakat uygulamaları ile mümkün olmuştur.

Saha araştırması esnasında esas aldığımız metodik t u t u m , strüktürel analiz modelinin prensiplerine uyularak seçilmiştir. Bu modelde esas

(4)

prensip-ler şunlardır: İnceleme konusu yapılan sosyal gerçeklik bir bütün olarak te­ lâkki edilir veya o, içinde bulunduğu bütünle beraber düşünülür; bu bütünü oluşturan faktörler arasında karşılıklı fonksiyonel ilişkiler veya etkileşimler ağı vardır. İşte bu iki temel prensibe uyularak, araştırmamızda ele almış bulunduğumuz tabiî çevre, ekonomik faaliyet ve sosyal yapı faktörleri ara­ sındaki karşılıklı etkileşimin, varsayımımızın çizdiği sınırlar içinde ne durum­ da oldukları tesbite çalışılmıştır. Araştırmamızda benimsediğimiz temel me-tolojik vaziyet alışımız bu olmuştur.

Araştırma teknikleri olarak, denetimsiz gözlem, serbest mülakat ve soru kâğıdı teknikleri araştırma sahasında en çok faydalandığımız araçlar olmuştur. İlk iki araştırma tekniği ile, Babadağlı dokumacıların sosyo-ekonomik sorun­ ları, önce tekrar tahkike tabi tutulmak üzere tesbit edilmiş; daha sonra da soru kâğıdı uygulaması ile, önceden tesbit edilmiş bu sorunlar hakkında de­ netimi mümkün veriler elde edilmiştir.

Popülasyondan örneklem seçiminde tesadüfi örneklem metodu kullanıl­ mıştır. Örneklem seçimi için 1970 yılı genel nüfus sayımlarında kullanılmak üzere hazırlanmış bulunan hane nümerotaj cetvelleri kullanılmıştır. Bu esasta 250 hane örnekleme alınmıştır. Soru kâğıtları hane reislerine uygulanmıştır. Bununla beraber, kadınlara ve gençlere uygulanmak üzere mülakat formları da hazırlanmış ve onların da belirli sorunlar hakkındaki görüşleri ve bazı konu­ lardaki vaziyet alışları saptanılmaya çalışılmıştır.

2- ARAŞTIRMA KONUSUNUN T Ü R K İ Y E İÇİN ÖNEMİ VE Y E R İ Pamuklu küçük dokumacılık faaliyetinin memleketimiz dokuma sana­ yiinde yeri ve önemi incelenirken soruna iki açıdan bakılmıştır. Bunlardan biri, küçük pamuklu dokuma faaliyetinin fabrikasyona nazaran mevcut duru­ mu nedir ? Ve geçmiş yıllara göre ne gibi bir değişiklik olmuştur ? İkincisi ise, memleketimizdeki küçük sanayi sektöründe dokumacılığın yeri ve önemi ne­ dir?

1964 yılı itibariyle memleketimizde fabrikasyon halinde çalışan dokuma kapasitesi 626 .000 .000 metre, münferit ve kooperatif olarak çalışan motorlu ve el tezgâhları dokuma kapasitesi 80 .000 .000 metre olmak üzere 706 .000 . 000 metre civarındadır1. Buna göre 1964 yılında motorlu ve el tezgâhları ile

çalışan küçük dokuma işletmeleri, memleket üretim kapasitesinin % 11,17 sini karşılamaktadır. Haluk Cillov 1938 yılında yapılan bir araştırmadan

ya-1 D.P.T. "Pamuklu Dokuma Sanayii Özel İhtisas Raporu ve Envanteri", Ankara, 1966, s. 26.

(5)

TABLO 2.

İmalât Sanayiinde Büyük ve Küçük İşyerlerinin Durumu.

Büyük işyerleri TOPLAM İşyeri Sayı 3.012 157.759 160.771 % 1.9 98.1 100.0 Ücretle Çalışanlar Yıllık Ortalaması Sayı 298.965 131.736 430.701 % 69.4 30.6 100.0

Bir yılda ödenen Maaş ve ücretler Kıymet (Bin TL) 2.075.257 341.423 2.416.680 % 85.9 14.1 100.0

Satın veya Devralı­ nan mal ve hizmetler

Kıymet (Bin TL) 12.935.570 4.752.183 17.687.753 % 73.1 26.9 100.0

Satışlar veya ifa edi­ len hizmetler Kıymet (Bin TL) 19.340.922 6.344.911 25.685.833 % 75.3 24.7 100.0 KAYNAK: D.İ.E. Sanayi ve işyerleri sayımı: İmalât Sanayii, 1964, s. XVII.

(6)

rarlanarak 1948 yılındaki memleketimiz pamuklu dokuma ürünleri ihtiya­ cının yaklaşık olarak % 30 nun, büyük sanayi dışında kalan üretim faaliyet­ leri tarafından karşılandığını saptamıştır .2 Demek ki, 26 yıllık bir zamaniçinde

fabrikasyon lehine küçümsenmeyecek dikkate değer bir gelişme olmuştur. Yalnız hemen şunu belirtelim ki, ürün çeşitlerine göre küçük sanayi ile fab­ rikasyonun paylarına düşen katkıların ayrıntılı olarak incelenmemiş olmasın­ dan bu ilerlemenin hangi dokuma ürünlerinde daha hızlı olduğu ve hangile­ rinde yavaş seyrettiği hakkında bir fikir ileri sürülememektedir. Ancak şu kadarını belirtebiliriz ki, araştırma konusu Babadağ kasabasında ve bağlı bulunduğu il sınırları içinde gerek tezgâh sayısı gerekse üretim miktarı bakı­ mından eskiye nazaran, küçük dokumacılık faaliyetinde yukarıda belirtilen oranlarda bir azalma veya gerileme bugün için gözlenmemiştir. Aksine, 1939 yılında Denizli il sınırları içinde yaklaşık olarak toplam 6409 adet tezgâh, 1948 yılında 9053 adet tezgâh mevcutken, 1967 yılında 20 .000 el tezgahi ve 2486 motorlu tezgâh olmak üzere toplam 22486 tezgâh mevcuttur. Bu rakam­ lardan anlaşılacağı gibi, Denizli ili sınırları içinde, gerileme yerine aksine bü­ yük bir miktarda ilerleme ve artma, küçük işletmeler lehine kaydedilmiştir.

Araştırma konusu kasabada ise, 1939 yılına oranla tezgâh sayısında ufak çapta bir azalma olmuş ise de, tezgâhların niteliğinde meydana gelen değişik­ likler nedeni ile, yani halen kullanılmakta olan tezgâhların motorizasyonu ile, üretim kapasitesinde eskiye nazaran büyük oranda artma olmuştur. Bu durumun açıklamasını nasıl yapabiliriz? Büyük sanayi, dokuma sanayiimizde eski yıllara nazaran ilerleme kaydetmişse de, henüz Babadağlı dokumacıların ve Denizli ili içindeki birçok dokumacıların üretim konusu olan ürünlere etki edecek derecede el atmış sayılmamaktadır. Bu bakımdan bu bölgede küçük çapta dokumacılık faaliyeti varlığını halâ koruyabilmektedir.

1964 yılı sanayi sayımlarına göre, dokuma sektöründe halen faaliyet gösteren işletmelerin % 93,5 i küçük sanayi işletmeleridir. (Tablo: 3). İşletme sayısı bakımından üstünlük küçük işletmelerde bulunuyor. Ancak tek başına bu kriter, bilindiği gibi pek bir anlam ifade etmemektedir. Bu işletmelerin istihdam ettikleri işçilerin oranı ise % 47 dir. Küçük işletmelerin pamuklu dokuma üretiminde yarattıkları üretim değeri ise oran olarak % 26 dır3.

Dokuma sektöründe işyeri sayısı ve isdihdam gücü bakımından halâ önemli bir yer tutmakta olan küçük dokuma işletmeleri, yarattıkları üretim

2 Haluk Cillov, Denizli El Dokumacılığı Sanayii, İstanbul, 1949. 3 D.P.T., Kalkınma Planı Birinci Beş Yıl 1963-1967, Ankara, s. 362.

(7)

TABLO 3.

Pamuklu Dokuma Sanayiinde Büyük ve Küçük İşyerlerinin Durumu.

Büyük İşyerleri Küçük İşyerleri İşyeri Sayı 711 10.197 i % 6.5 93.5

Ücretle Çalışanlar yıl­ lık ortalaması Sayı 95.046 13.965 % 87.2 12.8

Bir Yılda ödenen Maaş ve ücretler Kıymet (Bin TL) 568.073 40.881 % 93.3 6.7

Satın veya devralı­ nan mal ve hizmetler

Kıymet (Bin TL) 2.717.070 772.989 % 77.9 22.1 Satışlar veya len hizmetler Kıymet (Bin TL) 4.139.454 948.558 ifa edi-% 81.5 18.5 KAYNAK: D.İ.E., Sanayi ve İşyerleri Sayımı: İmalât Sanayii, 1964, s. XVIII.

(8)

değerleri bakımından büyük işletmelere nazaran bu önemlerini oldukça kay­ betmiş bulunuyorlar. Bununla beraber memleketimiz ekonomisinin önemli bir sorunu olan istihdam konusunda, küçük işletmeler halâ inkâr edilmez bir pozisyona sahip olmaya devam etmektedirler. Nitekim, 1965 nüfus sayım­ larına göre, memleketimizdeki meslek gruplarına göre faal nüfusun dağılı­ mında, tarımdan sonra küçük sanatkâr, sanayici ve esnaf zümresi % 8,6 ile ikinci gelmektedir. Hiç kuşkusuz zamanla bu önemini de büyük işletmelere terkedecekleri beklenmektedir. Bununla beraber bugün için memleketimiz ekonomisinde ve özellikle sosyal yapısında yukarıda belirtilen nedenlerle halâ küçümsenmeyecek bir yere sahiptir. İşte araştırma konusunun memleketimiz için önemi ve aktüalitesi buradan gelmektedir.

Küçük sanayi sektöründe küçük dokuma sanayiinin yerine gelince. 1965 yılında küçük dokuma işletmelerinin diğer küçük sanayi dallarındaki işletme sayılarına nazaran oranları % 21,2 ile başta gelmektedir. Küçük pamuklu dokuma işletmelerinde çalışanların 1965 yılı itibariyle sayıları ise 51273'ü bulmaktadır. Bu rakam diğer küçük sanayi işletmelerinde çalışanların sayı­ larına nazaran başta gelmektedir. Oran olarak ifade edersek, küçük sanayi sektöründe 1965 yılında çalışmakta olan usta, kalfa, çırak ve işçilerin % 39,3 ü dokuma sektöründe istihdam edilmektedirler4.

Görülüyor ki, dokuma sektöründe büyük sanayiin gelişmesine rağmen, diğer küçük sanayi faaliyetleri arasında küçük pamuklu dokumacılık halâ önemini korumaktadır.

3- ARAŞTIRMADAN ELDE EDİLEN BAZI SONUÇLAR

Araştırmanın temel amacı başta belirtilen varsayımın, önce Babadağ kasabası için daha sonra da imkân verdiği ölçüde, memleketimizin diğer do­ kumacıları için geçerlik derecesini veya doğruluk durumunu saptamaktır. Bu bakımdan ele alınan üç faktör grubu, yani tabiî çevre faktörü, ekonomik faaliyet ve sosyal yapı, bu varsayımla olan ilişkileri içinde incelenmiştir. Va­ rılmak istenilen sonuçlarda bu üç faktörün, varsayımın çizdiği yönde bir oluşumu ne dereceye kadar olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir ön­ görüsü hakim bulunmaktaydı. Bu bakımdan bu bahsi de üç kısımda incele­ mekte, hareket tarzımıza uygunluk bakımından fayda görmekteyiz. Önce, tabiî çevre faktörünün kasabadaki durumuna ve bunun hipotez üzerindeki etkisine bakalım.

(9)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 135 A- BABADAĞ TOPLUMUNUN MORFOLOJİK VE EKOLOJİK

YAPISI İLE İLGİLİ SONUÇLAR

Araştırma konusu Babadağlı dokumacılar zümresinin içinde yaşadığı tabiî çevre şartları, araştırma varsayımının çizdiği yönde bir oluşumun ger­ çekleşmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Şöyle ki: Kasaba, Denizli ilinin gü­ neyinde ve Aydın il sınırlarının yakınında bulunan Babadağ Dağının yakın eteklerinde kurulmuş ve ortalama yüksekliği 800 m. dir. Bağlı bulunduğu ilçenin yüksekliği ise, 170 m. dir. Bu iki yükseklik arasındaki fark, kasabayı ilçeye bağlayan 13 km. lik kısa bir yolla kat edilmektedir. Yani bu yol, olduk­

ça dik ve tehlikelidir. Ayrıca, Babadağ'ın üzerinde kurulduğu arazi jeolojik yapısı itibariyle çöküntülere müsaittir ve kasabayı şehre bağlayan yol da yer yer bu çöküntülere uğramıştır. Kasaba yakınında tarıma elverişli herhangi bir arazi bulmak oldukça güçtür. Kasabanın yakın tabiî çevresinin yüzey şekilleri dağlık arazidir. Yani bir cümle ile, tabiî çevre şartları kasabada başka türden bir faaliyetin gelişmesine pek olanak sağlamamakta ayrıca, mevcut faaliyetin gelişmesi için de yeterli gelmemektedir.

Buna mukabil, tek geçim kaynağı dokumacılık olduğu için, araştırma konusu zümre, dışarı ile devamlı ve yoğun bir sosyal ilişkiler ağı içinde bulun­ mak zorunluluğundadır. Yaşaması için bu vazgeçilmez bir şarttır. Hammadde temini, ürünün satışı, ayrıca diğer zaruri ihtiyaçların karşılanması hep dışar­ dan olmaktadır. Bu hususa bir örnek olmak ve bir fikir vermek için araştırma sonuçlarından elde edilen bazı rakamsal verileri belirtmek istiyoruz.

Araştırma konumuz olan kasabada insan ve eşya hareketleri oldukça yoğundur. Örnekleme çıkan hane reislerinin % 2,2 si birkaç günde bir, % 27,2 si haftada bir, % 13,6 sı onbeş günde bir, % 15,8 i ayda bir ve % 32,3 ü yılda bir defa olmak üzere oturdukları kasabadan dışarıya mutlaka çıkmaktadırlar (Tablo: 4). Hane reislerinin % 43 ü, yani yarısına çok yakın bir kısmı, birkaç gün ile onbeş gün arasında değişen bir zaman zarfında en azından bir defa dışarıya çıkmaktadır.

Kasabadan dışarıya çıkışların sebeplerine gelince. Sadece iş için çıkanlar % 34,1, iş ve alışveriş için çıkanlar % 35,4, dinlenip eğlenmek için çıkanlar % 14,1, diğer sebeplerle çıktıklarını belirtenler ise % 33,6 dır. Bu rakamlardan kolayca görüldüğü gibi dışarı çıkışların 2 /3 den fazlası iş ve alışveriş sebebiyle olmaktadır. Bu da göstermektedir ki, Babadağlı dokumacılar zümresi, ekono­ mik ve mesleki faaliyetleri bakımından tamamiyle dışarıya bağlı olarak ya­ şamaktadırlar (Tablo: 5).

(10)

TABLO 4.

Hane Reislerinin Babadağ'dan Dışarıya Çıkış Sıklıkları. Çıkış Sıklığı

— Hiç — Hergün

—Birkaç günde bir — Haftada bir — Onbeş günde bir — Ayda bir — Yılda birkaç defa — Başka — Cevapsız TOPLAM Cevaplandırıra Sayısı 14 0 5 64 32 37 76 6 1 235 % 5.9 0.0 2.2 27.2 13.6 15.8 32.3 2.6 0.4 100.0 İşte bir taraftan tabiî çevre şartlarının aşılması güç engelleri, diğer ta­ raftan meslekten gelen bir zorunluluk olarak, dış dünya ile sıkı ve devamlı ilişki içinde bulunma arasındaki çatışma, Babadağlı dokumacı zümresinin, varsayımımızın belirttiği bir sosyal oluşumun içine girmesini belirleyen en önemli bir etkendir. Hemen belirtelim ki, bu husus kasabaya özgü bir faktör­ dür. Varsayımımızla ilgili bulgularımızdan biri ve tabiî çevreyi ilgilendireni budur.

Kasabanın ekolojik ve morfolojik yapısı ile ilgili ikinci bulgumuz, nüfu­ sunun 1955-1965 yılları arasındaki on yıllık bir devrede devamlı azalma gös­ termesidir (% 17, 28).5 Bu azalma, 1955-1960 yılları arasında % 11,29 ora­

nında kendini gösteriyor. Buna karşılık 1960-1965 yılları arasında yine azalma varsa da oran bir önceki devreye nazaran daha düşüktür (% 6,99). 1960 yı­ lından sonra nüfus azalmasındaki bu yarı yarıya düşüşü biz, 1963 yılından itibaren kasabaya devamlı baraj cereyanının gelmesi ve ona bağlı olarak üre­ timin motorlu tezgâhlarla yapılmaya başlanmasına bağlamaktayız. Çünkü, bu teknik yenilikle dokumacıların kasabalarında sanatlarını sürdürme ola­ nakları biraz olsun artmıştır.

Yukarıda belirtilen yüksek oranda nüfus azalmasının tek faktörü mevcut nüfusun kasaba dışına göçetmesidir. Kasaba dışına göçler genellikle şehirlere olmakta ve bu şehirlerden en başta geleni de Denizli'dir. Daha sonra İstanbul geliyor. Buralara göç edenlerin büyük bir çoğunluğu da yine küçük çapta dokuma imalatçılığı ile uğraşmaktadırlar. Bu arada, dışarıya göç etmiş bir 5 Kasabanın nüfusu hakkında daha eski tarihlere inmek imkânımız olmamıştır. Çünkü 1955 yılından önceki nüfus hakkında güvenilir veriler bulunamamıştır.

(11)

TABLO 5.

Babadağdan Dışarıya Çıkış Sıklığına Göre, Çıkış Sebeplerinin Dağılımı. Çıkış Sıklığı

Hiç Hergün

Birkaç günde bir Haftada bir Onbeş günde bir Ayda bir Yılda birkaç defa Başka TOPLAM İş için Sayı 0 0 3 26 17 15 13 1 75 % 0.0 0.0 60.0 40.6 53.1 40.5 17.1 16.6 34.1 İş ve Alış Veriş Sayı 0 0 3 39 10 10 15 1 78 % 0.0 0.0 60.0 60.9 31.2 27.0 19.7 16.6 35.4 Dinlenmek Eğlenmek Sayı 0 0. 0 1 3 5 21 1 31 % 0.0 0.0 0.0 1.6 9.4 13.5 27.6 16.6 14.1 Başka Sayı 0 0 0 5 9 13 43 4 74 % 0.0 0.0 0.0 7.8 28.1 35.1 56.5 66.6 33.6 Toplam Sayı 0 0 6 71 39 43 92 7 2581

1 Cevaplar toplamının cevaplandırıcı sayısı (220)ndan fazla çıkmasının nedeni, soruya birden fazla cevap verilmiş olmasındandır. Her bir grubun yüzdeleri ve genel yüzdeler cevaplandırıcı sayısına göre hesaplanmıştır.

(12)

ferdi bulunduğunu belirten hane reisleri içinde % 44,5 nin ise, yabancı bir ülkede ferdi bulunmaktadır.

Babadağlı dokumacı zümresi, gerek sürekli gerekse süreksiz nüfus ha­ reketleri bakımından çok canlı ve dışarıya bağlı bir iskân ünitesi karakteri arzetmektedir. Kasaba nüfusundaki dikkati çeken azalma üzerinde rol oyna­ yan en etkili faktörlerden biri ise, kasabanın ekolojik ve morfolojik yapısın­ daki mevcut çatışmadır. Bu çatışma yukarıda da belirtildiği gibi, tabii çevre şartlarının olanaksızlığı ile, nüfusun diğer sosyal zümrelerle daha yoğun bir sosyal etkileşim içinde bulunmak ihtiyacından doğmaktadır. İşte bu çatış­ mayı yenemeyen Babadağlı dokumacılar, kasabayı terk etmek mecburiye­ tinde kalmaktadırlar.

B- EKONOMİK FAALİYET ve ORGANİZASYONLA İLGİLİ SONUÇLAR ve SORUNLAR

Ekonomik faaliyetle ilgili sorunlardan en önemlilerinden biri hammadde teinini hususunda toplanmaktadır. Mesleğin kasabada devam edebilmesi için bu nokta hayati bir önem taşımaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre dokumacıların büyük bir çoğunluğu en önemli hammadde olan pamuk ipli­ ğini Babadağ'daki iplik tüccarlarından almaktadırlar (% 85) (Tablo: 6). Bu­ gün, Babadağlı dokumacı zümresi hammadde temininde tüccarla devamlı ve yoğun bir sosyo-ekonomik etkileşim içindedir. Bu etkileşim ne şekilde ve han­ gi şartlarda cereyan ediyor? Bu sorunun cevaplandırılması, dokumacıların mesleki ve ekonomik birçok sorunlarına ışık tutacak niteliktedir.

TABLO 6.

Dokumacı Üreticinin Hammaddelerini Genellikle Satın Aldıkları Yerler. Satın Alınan Yer

Kooperatif Tüccar

Bazan kooperatif bazan tüc. Başka Cevapsız TOPLAM Cevaplandırıcı sayısı 6 170 18 4 2 200 % 3.0 85.0 9.0 2.0 1.0 100.0 Örnekleme çıkan dokumacı hane reislerinin tüccarlarla hammadde alı­ mında kurmuş oldukları ilişkiler incelendiğinde şu durumla karşılaşılmıştır: Pamuk ipliğini genellikle tüccardan temin eden dokumacıların ancak 1/3 ü

(13)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 139

herhangi bir tüccardan ipliği satın almaktadır. Yani her hafta hangi tüccar kendisi için daha uygun fiatta iplik satarsa ondan almaktadır. Buna karşılık geriye kalan 2/3 ü genellikle belirli bir tüccardan ipliği satın almaktadır. Demekki dokumacıların yarısından fazlası iplik temininde bir tüccarla devam­ lı ekonomik ilişki içinde bulunuyor. Bu halin dokumacının lehine mi yoksa aleyhine mi olduğu hususunda bir hükme varabilmek için, bu alış verişin hangi şekilde ve şartlarda olduğunu açıklamak gerekmektedir (Tablo: 7).

Araştırmada kullanılan soru kâğıdındaki "Bu hammaddeleri genellikle ne şekilde satın alıyorsunuz?" sorusuna alman cevapların dağılımından, ip-liğini tüccardan satın alan dokumacıların % 40 gibi yarısına yaklaşan bir kıs­ mının para olarak borçlanmak suretiyle bu işi yaptıklarını öğrenmekteyiz (Tablo: 7). Bazan peşin bazan da borçlanarak alanları da buraya katarsak, oran % 61,2 ye yükselmektedir. Bu şekildeki alışverişte, isminden de anlaşı­ lacağı gibi, dokumacı kredi karşılığı iplik almaktadır. Borcunu da, malını di­ lediği gibi sattıktan sonra para olarak ödemeyi taahhüt etmektedir. Bu tarz ilişkilerin ticari işlemlerde daima var olduğu düşünülürse, dokumacı için ik­ tisadî ilişkiler bakımından pek fazla olumsuz hususlar içerdiği söylenemez. Bununla beraber, ekonomik bakımdan bir güçsüzlüğün belirtisi olarak değer­ lendirilebilir. Hammadde temininde satın alış şekli ve şartları bakımından asıl zor durumda bulunan dokumacıların oranı ise % 16,4 dür. Bunlar hammad­ de alırken borçlarını ürünleri ile ödemeyi taahhüt etmektedirler.

Sonuç olarak şu söylenebilir ki, hammadde temini hususunda dokumacı­ ların tüccarla olan ilişkilerinde ancak 27 dokumacı (örnekleme çıkan doku­ macı hane reislerinin % 13,5 i) pazarlık gücüne t a m anlamı ile sahiptir. Do­ kumacıların 28 tanesi ise (Örnekleme çıkan dokumacıların % 14 ü) bu hususta tüccara bağımlı durumdadır ve pazarlık yapabilecek ekonomik güce sahip değildir. Görülüyor ki, ekonomik bakımından iyi ve kötü durumda olanların oranı birbirlerine çok yakındır. Buna karşılık geri kalan dokumacılar, peşin alım ile ayni esasta borçlanma arasında değişen çeşitli şekil ve şartlardaki kredi usulleri ile hammaddelerini sağlamaya çalışmaktadırlar. Bunlar tüccarla olan ilişkilerinde ona tamamen tabi duruma gelmemiş olmakla beraber, ekonomik ilişkilerde varlıklarını ortaya koyacak kadar güçlü de değildirler.

Bugün Babadağlı dokumacıların en çok korktukları ve mesleklerinin ge­ leceğinden kendilerini endişeye sevk eden faktör, hammadde fiatlarındaki ar­ tışlar, özellikle iplik fiatlarındaki devamlı yükselmelerdir. Dokumacıların en büyük ekonomik sorunlarından biri budur. Nitekim yaptıkları işin

(14)

gele-Dokumacının Malı Tüccardan alış yerine göre, Hammaddeyi ne şekilde satın aldığı. Alış Yeri

Herhangi bir Tüccar . . . . Belirli bir Tüccar . . . . Toplam Peşin Sayı 13 14 27 % 22.8 12.4 15.9 Kredili Sayı | % 20 48 68 35.1 42.5 40.0 Ayni Borç Sayı 9 19 28 % 15.8 16.8 16.4 Bazan Peşin Bazan Borç Sayı 13 23 36 % 22.8 20.4 21.2 Başka Sayı 2 9 11 % 3.5 7.9 6.5 Toplam Sayı 57 113 170 % 100.0 100.0 100.0

(15)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 141 ceğinden kendilerini endişeye sevk eden etkenlerin içinde % 42,4 oranında hammadde fiatlarındaki artışlar gelmektedir. (Tablo: 8)

TABLO 8.

Mesleklerinin Geleceğinden Endişe Duyan Dokumacıların, Endişe Sebeplerinin Dağılımı.

1 Toplanı cevap sayısının cevaplandırıra sayısından fazla çıkması, birden fazla cevap ve­ rilmiş olmasındandır. Yüzdeler cevaplandırıra sayısı (113) na göre hesaplanmıştır.

Bunun yanında son yıllarda pamuk ipliği ihracatımızdaki artışlar da yukarıda belirtilen fiat artışlarına ilâve olan ikinci bir ekonomik pürüz olarak dokumacıların karşısına çıkmaktadır.

Ekonomik faaliyetin bir diğer yönü de üretilen malların pazarlanması ve sürümüdür. Araştırma sonuçlarına göre, bugün dokumacıların t ü m ü ürün­ lerini tüccara satmaktadır. Sürüm işinde bugün kooperatiflerin fonksiyonları tamamen gerilemiştir. Babadağlı dokumacıların hammadde temini ile ilgili olarak tüccarla kurdukları sosyo-ekonomik ilişkilerinde olduğu gibi, sürümle ilgili ilişkilerinde de nazari sınıflamalarda görülen ilişki formlarını taşan, kar­ maşık münasebetler vardır. Ancak verilerden ortaya çıkan bazı genel hususlar şunlardır: Sürüm faaliyetinde bir tüccarla daimi ilişki içinde bulunan doku­ macıların oranı, hammadde temininde aynı şekilde ilişki içinde olanlara na­ zaran oldukça büyük bir farkla daha azdır. Bu da sürüm hususunda doku­ macıların ilişki kurmakta daha serbest olduklarına işaret etmektedir.

Araştırma konusu dokumacı zümresi, bugün için ürettiği malları satmak bakımından pek büyük bir güçlükle veya problemle karşı karşıya değildir. Satışlarını peşin olarak yapanların oranı % 17-18 arasındadır; Buna karşılık aynî esasta yapanlar ise % 16 dır. Geri kalan büyük çoğunluk, bu iki satış şekli arasında değişen karma şekillerde sürüm yapmaktadır. (Tablo: 9) Yalnız, hemen şunu belirtelim ki, sürümün sağlanması tek başına olumlu bir nokta olarak değerlendirilememektedir. Çünkü, asıl olan, kârlı satış yapabilmektedir. Bunu dokumacı sanatkârların büyük bir kısmı gerektiği gibi yapamamaktadır.

Endişe Sebepleri Cevaplandırıcı sayısı % Hammadde Hatlarının artması, buna karşılık ürün

fiatlarında yeterli fiat artışlarının olmaması 48 42.4 Gelecekte büyük sanayiin rekabeti 20 17.7 Mesleki örgütlenme, sosyal sigorta ve güvenliğin

olmayışı 12 10.6 Sürüm azalması ve kârların düşmesi 27 23.8 Başka 18 15.9 Cevapsız 6 5.3

(16)

Malların Satış şekline göre, Hammaddelerin ne şekilde Satın alındıkları. Satış Şekli

Peşin Yarısı peşin ya­ rısı pusulalı Bir miktar pa­ ra alıyor geri kalanı iplikle Cevapsız . . . . Toplam Ceva Sayı 1 0 0 2 3 psız % 2.9 0.0 0.0 66.7 1.5 P Sayı 13 22 1 0 36 eşin % 37.1 17.1 3.0 0.0 18.0 Kredili Sayı 9 59 6 1 75 % 25.7 45.7 18.2 33.3 37.5 Ayn Sayı 3 11 18 0. 32 i Borç % 8.6 8.5 54.5 0.0 16.0 Bazan Borç Bazan Peşin Sayı 7 28 6 0 41 % 20.0 21.7 18.2 0.0 20.5 Başka Sayı 2 9 2 0 13 % 5.7 6.9 6.1 0.0 6.5 Sayı 35 129 33 3 200 Toplam % 17.5 64.5 16.5 1.5 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0

(17)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 143

Gerçi her hafta ürününe sürüm imkânı bulmakta ise de, elde ettiği para bazan emeğinin karşılığı bile olmamaktadır. Nitekim örnekleme çıkan dokumacı­ ların % 35,6 sı aylık gelirinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.

Sürümle ilgili bir diğer sosyolojik bulgumuz, bugün artık kasabanın yavaş yavaş dokuma pazarı olmaklık durumunu yitirmekte olduğudur. Halbuki, yakın tarihlere kadar, Babadağ kasabası her hafta Türkiye'nin her tarafından gelen tüccarlarla karşılaşmaktaydı. Bugün Babadağ'ın yerini Denizli almak­ tadır. Nitekim kasabada kurulan pazarda ürünlerini satanların oranı oldukça azalmıştır (% 23).

Anket sonuçlarına göre, haftalık üretimini o haftanın sonunda satamamak durumu ile çok sık karşılaşanların oranı % 25,5 dir. Bu oranın dışında kalan­ lar ürünlerini her hafta iyi veya kötü satabilmektedirler. Eskiye nazaran bu­ gün sürüm miktarında bir artma veya azalma bulmayanların oranı % 41,5 dir. % 24 dünde ise azalma olduğu fikri hakimdir. Bu azalmanın sebepleri arasında, "iplik fiatlarındaki artışlar nedeni ile ürün fiatlarında ayarlama yapılamaması ve sürümün düşmesi" ve "diğer dokumacıların rekabeti" başta gelmektedir. Dokumacıların kendi aralarındaki rekabetinden şikâyeti olan­ ların oranı (% 16,6), büyük sanayi işletmelerinin rekabetinden şikâyeti olan­ lara (% 6,3) nazaran daha fazladır.

Babadağlı dokumacıların günde 12-14 saat aile efradı ile çalışmalarından elde edebildikleri gelirleri nedir? Yine araştırma sonuçlarına göre, örnekleme çıkan dokumacı ustalarının % 70,5'i 500 TL dan azla 1000 TL arasında de­ ğişen yaklaşık aylık gelire sahiptir. Gelir dağılımında mod değer 749,5 TL dir. 1500-2000 TL arasında aylık gelire sahip olduğunu belirtenlerin oranı ancak % 7 dir (Tablo: 10). Buna karşılık bir karşılaştırma yapılmak istenildiğinde Ege Bölgesinde bir dokuma fabrikasında tezgâh başında çalışan bir işçinin, günlük 8 saatlik mesaisi karşılığında, aylık kazancı yaklaşık olarak 1000 TL sını bulmaktadır. Usta işçiler daha da fazla kazanmaktadırlar. Herşeyini para karşılığında dışarıdan almak zorunluğunda olan Babadağlılar için, yukarıda belirtilen gelir miktarı hiç kuşkusuz oldukça azdır.

Herhangi bir mesleği seçmenin ve daha sonra bu meslekte kalmanın önem­ li etkenlerinden biri, o mesleğin sağladığı gelir olanağıdır. Babadağlı dokuma­ cılar arasında aylık gelir miktarı arttıkça dokumacılığı bırakıp başka bir mes­ leğe geçmek isteyenlerin oranında da dikkati çeken bir azalma görülmüştür. Bu husus araştırma hipotezi bakımından üzerinde durulması gereken nokta­ lardan biridir. Çünkü, Babadağlı dokumacıların gerek Babadağlı olarak,

(18)

ge-Hane Reislerinin Esas Mesleklerine göre, Aylık Kazançlarının Dağılımı. Esas Meslek Dokumacı Dokumacı işçisi Tüccar Memur Başka Toplam Ceva Sayı 0 0 0 0 3 3 psız % 0.0 0.0 0.0 0.0 25.0 1.3 500 de Sayı 59 16 0 0 3 78 n az % 29.5 84.2 0.0 0.0 25.0 33.2 500-Sayı 82 3 0 1 3 89 -999 % 41.0 15.8 0.0 33.3 25.0 37.8 1000-Sayı 33 0 0 2 1 35 -1499 % 16.0 0.0 0.0 66.7 8.3 14.9 1500-Sayı 10 0 0 0 0 10 -1999 % 5.0 0.0 0 0.0 0.0 4.3 2000 ve fazlası Sayı 4 0 1 0 0 5 % 2.0 0.0 100.0 0.0 0.0 2.1 Cevap Sayı 13 0 0 0 2 15 vermedi % 6.5 0.0 0.0 0.0 16.7 6.4 Toplam Sayı 200 19 1 3 12 235 % 85.1 8.1 0.4 1,3 5.1 100.0

(19)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 145

rekse dokumacı olarak yaşamak isteklerini devam ettirecek en önemli etken, mesleğin halâ kasabada geçimi sağlayabilecek durumda olmasıdır. Dokuma­ cılıkta geçim olanağının kalmaması halinde Babadağlıların, kasabalarında yaşamalarını sağlayacak maddî bağlardan en önemlisi ortadan kalkmış olacaktır. Dokumacılığı bırakıp başka bir mesleğe geçme eğilimi gösterenlerin (% 65,3), meslekelerini bırakmak isteme nedenleri olarak en yüksek oranda belirttikleri husus, Babadağ'daki dokumacılığın bugünkü kazancından mem­ nun olmamalarıdır (% 28,6). Ayni etken başka bir soruya verilen cevaplar dağılımında da % 34,4 oranında ikinci olarak belirtilmiştir.

Bugün, Türkiye'de faaliyette bulunan her türlü küçük sanatkâr ve sa­ nayicinin ortak bir sorunu kredidir. Aynı sorun Babadağlı dokumacılar için de söz konusudur. Örnekleme çıkan dokumacıların % 55,5 i işletmesi ile ilgili bir ihtiyacını gidermek için borç para ve kredi almak zorunda olduğunu be­ lirtmiştir. Bunların içinde, % 54 nün genellikle bankaya başvurduklarını,

% 41,4 ü gibi küçümsenmeyecek bir nisbetinin ise, genellikle kasabadaki tüccarlara başvurduklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Görülüyor ki, kredi ihti­ yacı olanların yarısına yaklaşan bir kısmı, örgütlenmemiş kredi piyasasından bu ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Bu husus, üretici dokumacının tüccar nezdindeki iktisadi gücünü zayıflatmaktadır. Bankadan alınan kredilerin büyük bir kısmı genellikle işletme kredileridir (% 60,6). En fazla kredi tutarı da 5000 TL yi genellikle geçmiyor ve bu miktarda kredi alabilmiş olanların oranı da dokumacıların % 14,8 dir. Bu rakamlardan şu nokta ortaya çıkmak­ tadır ki, Babadağlı dokumacılar, işletme sermayesi yetersizliklerini giderecek olan kredi desteklerinden oldukça yoksundurlar. Bununla beraber, Denizli il sınırları içinde faaliyette bulunan dokumacılarla karşılaştırılırsa, yine de onlara nazaran daha çok kredi temin etmiş oldukları tesbit edilmiştir.

C- KÜÇÜK SANATKÂR ve SANAYİCİ ZÜMRESİNİN SOSYAL YAPISI İLE İLGİLİ BULGULAR

Bizden önce araştırma konumuzla ilgili olarak yapılmış bulunan çalış­ malar, genellikle ya salt ekonomik açıdan veya sadece teorik kavramsal ta­ nımlamalar açısından soruna yanaşmışlardır. Bu bakımdan araştırmamızın asıl özelliğini bu kısım teşkil etmektedir. Yalnız hemen belirtelim ki, sosyal yapının tahlilinde de, araştırmanın temel varsayımının sınırlandırdığı saha dışına çıkılmamıştır.

Sosyal yapı tahlilimize, kasabada halen mevcut dokumacılıkla ilgili sosyal örgütlerin durumunun saptanılması ve bunların mesleki faaliyetin

(20)

bugünü ve geleceği için oynamakta oldukları rollerinin belirtilmesi ile başladık. Bu amaçla, kasabada faaliyet gösteren Mahdut Mesuliyetli Küçük Sanat Kooperatifleri ile Esnaf ve Sanatkârlar Derneği gibi iki tür örgüt inceleme konusu yapılmıştır.

Küçük sanat kooperatiflerinin kasabadaki mesleki faaliyetleri hakkında varılan sonuç şudur: Babadağ'daki kooperatifler, bugün hukuki statülerinde belirtilen görevlerinden hammadde teinini hususunda çok küçük bir faaliyet hariç tutulursa, diğer bütün görevlerinde t a m bir fonksiyon kaybına uğra­ mışlardır. Gerçi araştırma verilerine göre, dokumacıların % 55,5 halen her­ hangi bir kooperatife kayıtlı bulunmaktadır (Tablo:ll). Bu oran küçümsen­ meyecek bir kooperatifleşme eğilimini göstermektedir. Ancak, tek başına bu eğilim bir anlam ifade etmemekte veya başka bir anlatımla kooperatifçiliğin yaşamasında yeterli olmamaktadır. Nitekim, dokumacıların hammaddelerini nereden aldıklarına ve ürünlerini nereye sattıklarına baktığımızda bu fikrimizi doğrulayacak kanıtlar bulmaktayız. Örnekleme çıkan ve kooperatife kayıtlı bulunan dokumacıların ancak % 4,5 i en önemli hammaddesi olan ipliğini kooperatiften aldığını belirtmiştir (Tablo: 11). Geriye kalan büyük çoğunluk ipliği tüccardan satın almaktadır. Sürüm hususunda ise, kooperatife kayıtlı bulunupta onunla bu bakımdan bir ekonomik ilişkide olan dokumacı yoktur.

1935 yılından beri kasabada bir varlığa sahip kooperatif örgütü, her geçen yıl daha da kökleşip gelişme yerine, nasıl oluyor da tamamen fonksiyonsuz hale geliyor? Bu sonucun ortaya çıkmasında rol oynayan etkenler nelerdir? Araştırma sonuçlarımızdan faydalanmak suretiyle bu sorulara şu cevapları verebiliriz.

Kooperatiflerin fonksiyon kaybına uğramalarında, birçok etkenin ara­ sında şu üç etken grubunu öncelikle belirtmek gerekiyor: 1- Kooperatif ortak­ larından gelen etkenler, 2- Kooperatiflerin organizasyonundan ve yönetimin­ den gelen etkenler, 3- Kooperatiflerin Devletle olan ilişkilerinden gelen et­ kenler.

1- Kooperatif ortaklarından gelen etkenler:

Bu gruba giren etkenleri kültürel ve sosyal etkenler olarak ikiye ayıra­ biliriz. Kültürel etkenlerden anlaşılan, kooperatifçiliğin gerektirdiği zihni formasyona, değerlere, normlara ve davranışlara sahip olmaktır. Bunların bilincine varmış bulunmaktır. Bu açıdan baktığımızda, Babadağlı dokumacı sanatkârlar, henüz kooperatifçiliğin gerektirdiği bu kültürel nitelikleri elde

(21)

TABLO 11.

Dokumacıların Halen Bir Kooperatife Kayıtlı olup olmadıklarına göre, Dokuma Hammaddelerini aldıkları yerler. Kooperatife Kayıt Durumu Evet Hayır Cevapsız Toplam Cevap Sayı 0 1 1 2 sız % 0.0 1.2 20.0 1.0 Kooperatif Sayı 5 0 1 6 % 4.5 0.0 20.0 3.0 Tüccar Sayı 88 79 3 170 % 79.2 94.0 60.0 85.0 Bazan Tüccar Bazan Kooperatif Sayı 16 2 0 18 % 14.4 2.4 0.0 9.0 Başka Sayı 2 2 0 4 % 1.8 2.4 0.0 2.0 Top Sayı 111 84 5 200 lam % 55.5 42.0 2.5 100.0

(22)

etmiş görünmüyorlar. Kooperatif hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları gibi, bu örgütün kendileri için faydalı sonuçlar vereceği hakkında da t a m bir inanca sahip değildirler. Bu husus, Babadağ'daki Küçük sanat kooperatif­ lerinin olduğu kadar, memleketimizin birçok yerlerinde kurulmuş olan ve çeşitli meslek zümrelerinin menfaatlerini korumak ve ihtiyaçlarını sağlamak amacını güden diğer kooperatifler için de temel sorunlardan biridir. Koope­ ratife üye olmak tek başına bir anlam taşımamaktadır. Asıl iş, üye olduktan sonra, örgütün amaçlarına uygun bir şekilde işleyebilmesinde üyelerin gayret göstermeleridir. Bu gayretin gerçekleşebilmesi için de yukarıda belirtilen kültürel özelliklerin yerleşmesi gerekiyor.

Sosyal etkenlere gelince. Herhangi bir örgütün kurulup, gelişebilmesi ve daha sonra varlığını sürdürebilmesi için, temsil ettiği sosyal grubun veya grupların devamlı desteğine ve kabulüne ihtiyaç vardır. Örgütle temsilcisi olduğu alt yapı arasında gerekli dayanışma yoksa, o örgütün fonksiyonuna devam etmesinde gerekli temel şartlardan biri ortadan kalkmış demektir. İkinci olarak, örgüt, bir sosyal grubun veya grupların kendi aralarındaki da­ yanışma, yardımlaşma ve birlik içinde yaşamalarının somutlaşmış, kalıplaş­ mış görünümüdür. Başka bir anlatımla, herhangi bir sosyal grub, kendini temsil edecek bir örgütü yaratabilmek için ilk önce sosyolojik anlamda bir grup olmanın temel özelliklerine sahip olması gerekir. Grup içinde, rekabetler, çekişme ve çatışmalar, bölücü cereyanlar; dayanışma, birlik ve beraberlik münasebet şekillerine hakim olursa, bu grubun örgütlenebilme şansı azalır. İşte bu teorik kriterlere göre Babadağdaki kooperatiflerin durumuna baktı­ ğımızda manzara şudur: Babadağlı dokumacılar aynı meslekten olmanın sos­ yal bilincine varmış değildirler. Sosyolojik anlamda bir zümre olmanın esas özelliklerine sahip görünmüyorlar. Bu yüzden mesleki menfaatlerini temsil edecek olan kooperatif örgütüne yaşaması için gerekli sosyal ortamı hazırlı-yamamaktadırlar. Halbuki, kooperatifler, belirli iktisadî amaçlara erişmek üzere, insanların veya zümrelerin kendi hür iradeleri ile kurulan örgütlerdir. Kurulmasında nasıl, menfaati olan grup faal rol oynuyorsa yaşamasında da yine aynı sosyal grubun etkili olması gerekir. Bu etki olmadığı takdirde ör­ gütten bir faaliyet beklemek sosyolojik açıdan olanaksızdır. İşte araştırmala­ rımız sonucunda, bu olanaksız durumla karşılaşmış bulunuyoruz. Öyle zan­ nediyoruz ki, bu durum memleketemizdeki kooperatifçilik hareketinin kar­ şılaşmakta olduğu sosyal engellerden biridir.

2- Kooperatiflerin Organizasyonundan ve yönetiminden gelen Etkenler Kooperatif yöneticilerinin gerekli mesleki ve ticari kültüre sahip olma­ maları; kooperatif yönetiminde örgütün amaçları ile uyuşmayan t u t u m ve

(23)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 149

davranışlarda bulunmaları; ortakların mesleki menfaatleri açısından düşünüp hareket etmek yerine, parti çıkarlarına veya kendi şahsi duygu ve düşünce­ lerine göre yönetimde bulunmaları gibi etkenler, bu kategorideki bulguları­ mızı teşkil etmektedir.

3- Devletle olan ilişkilerden gelen etkenler

Aslında, kooperatif örgütü, üyelerinin şahsi iradeleri ve istekleri ile kuru­ lan ve yaşatılan; kendi kendine yardımlaşmanın ve dayanışmanın sonucunda ortaya çıkan bir sosyal varlıktır. Bununla beraber, gelişmekte olan ülkelerde bu örgütün devlet gibi bir merkezi otorite tarafından denetlenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yapılan gözlem ve mülakat sonuçlarından şu çıkmaktadır ki, bu hususta devletimiz tarafından yapılan hizmet ve yardımlarda yetersiz­ lik vardır.

İşte yukarıda belirtmiş olduğumuz üç etken grubunun karşılıklı etkileşi­ mi sonucunda, kooperatiflerin bugün kasabada işlemez bale gelmeleri kaçı­ nılmaz olmuştur.

D- DOKUMACILARIN BAZI KONULARDA SOSYAL VAZİYET ALIŞLARI VE DAVRANIŞLARI İLE İLGİLİ BULGULAR Araştırma konusu dokumacı zümresinin sosyal yapısını tahlil edip ortaya çıkarmada, bu zümre mensuplarının bazı konulardaki sosyal vaziyet alışları sosyolojik bir kriter olarak seçilmiştir. Hangi vaziyet alış ve davranışların inceleneceğini de varsayımımız belirlemiştir. Buna göre önce Babadağlıların kendi mesleklerine karşı aldıkları vaziyet alışların saptanılmasına çalışılmıştır. Dokumacı hane reislerine direkt yöneltilen bir soruya alman cevaplara göre, örnekleme çıkanların % 65,3 ü gibi büyük bir çoğunluğu imkân bulduğu takdirde mesleğini bırakma eğilimi göstermektedir. Yaş değişkenine göre bu eğilim genç yaş gruplarında % 93,3 e kadar çıkmaktadır. (Tablo: 12) Dolaylı sorularla da, yakın oranlarda aynı sonuçlar elde edilmiştir. Mesleğe karşı bu derece yüksek oranlarda olumsuz vaziyet alışı belirleyen en başta gelen etkenler şunlardır: 1- Mesleğin, dokumacı ailesinin gerektiği şekilde geçimini temin edecek kazancı sağlayamaması (% 28,6), 2- Kasabada daha fazla kazanma imkânı bulamayanların mesleği değiştirme istekleri (% 36,4), 3- Bu ekonomik motiflerin yanında, Babadağdaki durumu ile dokumacılığın çalışma şartlarının ağırlığı ve sosyal güvenliğin olmayışı (% 29,4).

(24)

Yaş Gruplarına göre, Dokumacıların imkân buldukları takdirde başka bir mesleğe geçmeyi düşünüp düşünmedikleri. Yaş Grupları 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-19 50-54 55-59 60-64 65-69 70 ve fazla Toplam Cevap Sayı 0 0 0 0 0 0 0 0 1 0 0 0 1 sız % 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 4.8 0.0 0.0 0.0 0.5 Ev Sayı 14 6 15 21 20 28 11 6 9 5 8 0 143 et % 93.3 75.0 88.2 84.0 62.5 75.6 61.1 54.5 42.8 33.4 47.1 0.0 65.3 Hayır Sayı 1 1 2 3 10 8 7 5 11 10 9 3 70 % 6.7 12.5 11.8 12.0 31.2 21.6 38.9 45.5 52.4 66.6 52.9 100.0 31.9 Bilmiyor Sayı 0 1 0 1 2 1 0 0 0 0 0 0 5 % 0.0 12.5 0.0 4.0 6.3 2.7 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 2.3 Sayı 15 8 17 25 32 37 18 11 21 15 17 3 219 Toplam % 6.8 3.7 7.8 11.4 14.6 16.9 8.2 5.0 9.6 6.8 7.8 1.4 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0

(25)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 151

Mesleğe karşı vaziyet alış üzerinde, mesleğin geleceği hakkında sahip olunan düşüncelerin de etkisi vardır. Bu nokta dikkate alınarak dokumacı hane reislerinin mesleklerinin geleceği hakkındaki kanaatlerinin de saptanıl-masına çalışılmıştır. Dokumacı hane reislerinin % 50,2 si mesleki geleceklerin­ den endişeli olduklarını belirtmişlerdir (Tablo: 13). Bu endişenin sebepleri ise şöyle sıralanmaktadır: İplik fiatlarının artışı karşısında kendi kazanç oran­ larının düşme tehlikesi (% 41,8); büyük firmaların rekabetinin artması (% 18,2); ve sosyal güvenliğin olmayışı (% 10).

Araştırma varsayımı ile yakından ilgili bulduğumuz bir diğer vaziyet alış da, dokumacıların kendi sorunlarına karşı takındıkları tavır ve bu sorun­ ları hakkındaki bilinçlenme durumlarıdır. Bu hususun tesbiti için sorulan sorulara alınan cevaplardan, en çok farkına varılmış olan sorunlar daha ziya­ de ekonomik mahiyetli olanlardır (% 24,2). Diğer sosyal sorunlarının farkına varmış olanların oranı daha da azdır.

Grubun kendi sorunları hakkındaki bilinçlenme durumu kadar, bu sorun­ ları karşısında aldığı vaziyet alışın da önemi vardır. Bu amaçla sorulan bir soruya alınan cevaplar dağılımından, dokumacıların % 72,1 gibi büyük ço­ ğunluğu ortak sorunlarının karşısında kendi başlarının çaresine bakmanın yollarını aramaktadır (Tablo: 14). Yani sosyal dayanışma yerine ferdi t u t u m ve davranışlar ağır. basmaktadır. Yine başka bir soruya elde edilen cevap­ lardan da, müşkülü olan dokumacı meslektaşlarına kendi aralarında yardımda bulunanların oranı oldukça düşüktür. Bu verilerden, araştırma konusu züm­ renin kendi ortak sorunları karşısında ferdiyetçi bir t u t u m takındıklarını saptamış bulunuyoruz. Aynı t u t u m ve davranışa, kooperatiflerin faaliyeti sahasında da raslanmıştır. Bu da Babadağlı dokumacıların bir meslek zümresi olarak ne durumda olduklarını ortaya koyan bir göstergedir. Bu tarz bir tu­ tumun, varsayımımızın çizdiği yönde bir oluşumu etkileyeceği söylenebilir. Büyük sanayiin muhtemel rekabeti, devletin bu sanayi türünü koruması ve teşvik etmesi, kendi aralarındaki rekabet gibi etkenlere bir de bu ferdiyetçi t u t u m eklenmektedir.

E- BABADAĞDA SOSYAL GRUPLAŞMALAR VE SOSYAL İLİŞKİ ŞEKİLLERİ

Sosyal yapı analizlerinde, yapının en önemli unsurlarından biri olan sos­ yal gruplar ve bunların içinde ve arasında cereyan eden sosyal münasebetler ihmal edilemez. Bu nedenle kasabadaki sosyal gruplara ayrı bir kısım

(26)

ayrıl-Dokumacılığın geleceğinden bir endişesi bulunup bulunmadığına göre, Mesleği bırakmayı düşünüp düşünmediği. Endişe Duyup Duymadığı Evet Hayır Bilmiyor Toplam Cevapsız Sayı 0 1 0 1 % 0.0 1.3 0.0 0.5 Evet Sayı 82 45 16 143 % 74.6 60.0 47.1 65.3 Hayır Sayı 25 27 18 70 % 22.7 36.0 52,9 31.9 Bilmiyor Sayı 3 2 0 5 % 2.7 2.7 0.0 2.3 Toplam Sayı 110 75 34 219 % 50.2 34.2 15.5 100.0 100.0 100.0 100.0

(27)

TABLO 14.

Dokumacıların, kendilerini ilgilendiren Ortak Meselelere karşı sosyal vaziyet alışlarına göre, Mesleğinde güçlükle karşılaşanlara Meslektaşı olarak neler yaptıklarının dağılımı.

Takındıkları Tavır Toplam Cevapsız Sayı 3 2 0 0 0 0 0 5 % 42.9 22.2 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 2.3 Yardım eder Sayı 0 14 10 9 2 0 0 35 % 0.0 15.5 32.3 13.2 10.0 0.0 0.0 16.0 Birşey Sayı 4 68 13 42 12 2 0 141 yapamı. % 57.0 75.5 41.9 61.8 60.0 100.0 0.0 64.3 Piyasada Tutunamayan yok Sayı 0 3 1 6 1 0 0 11 % 0.0 3.4 3.2 8.8 5.0 0.0 0.0 5.0 Ba Sayı 0 3 7 11 5 0 1 27 şka % 0.0 3.4 22.6 16.2 25.0 0.0 100.0 12.4 Sayı 7 90 31 68 20 2 1 219 Toplam % 3.2 41.1 14.2 31.0 9.1 0.9 0.5 100.0 99.9 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 Cevapsız

Herkes kendi başının çaresine bakar

Bütün Dokumacılar birlik olur

Görünüşte, birleşilmiş gibi davranılır

Başka Cevap vermedi Fikri yok

(28)

mıştır. Bu kısımda, meslek grupları ve bunlar arasındaki ilişkiler ve bu ilişki­ lerin hipotezle ilgileri; biyo-sosyal mahiyetli bir grup olarak ailenin kasaba­ daki iktisadî ve meslekî önemi; siyasi ve dini motifli gruplaşmalar ve yine bunların tez hipotezi ile olan ilişkileri ayrı ayrı ayrıntıları ile incelenmiştir. Bu hususta bulgularımız şunlardır:

Araştırma konusu kasabada, meslek grupları olarak iki temel grup sap-tanılmıştır: Dokumacı üretici grubu ile, dokuma tüccarları.

Dokumacı üretici meslek grubuna giren Babadağlıların, meslektaş olarak birbirleriyle kurdukları sosyal ilişkilerinde hakim iki özellik, ferdiyetçilik ve rekabettir. Her aile bir iktisadî ünitedir ve kendi adına ve çıkarma faali­ yette bulunur. Üretim faaliyeti hemen hemen bütün dokumacı ailelerinde aynı teknikle, benzer çalışma şartları içinde cereyan etmesine rağmen, ekono­ mik bakımdan her birinin diğerinden hür ve bağımsız olmaklığı, genellikle bütün küçük sanatkâr ve sanayicilerde görülen ferdiyetçiliğin gelişmesini körüklemektedir. Yapılan gözlemler ve soru kâğıdı uygulaması sonuçlarına göre, dokumacı üreticilerin bir meslek zümresi olmak bilincini, t u t u m ve dav­ ranışlarını henüz gerektiği gibi göstermedikleri saptanmıştır.

Aynı bulguya, dokuma tüccarları meslek zümresinde de rasladık. Bu ikin­ ci büyük meslek grubu içinde de, grup olmaklığın sosyolojik belirtileri çok zayıf ve yetersizdir.

Neden bu iki meslek grubu, tam bir grup olmanın belirtilerine sahip de­ ğildirler ? Bunun sebepleri arasında belirtilmesi gerekenlerin başında, ekonomik etken geliyor. Gerek dokumacı gerekse tüccar, Babadağ'da kendi nam ve he­ sabına çalıştığı için, meslekî yönden bu münferit birimleri birleştirmek hu­ susunda ekonomik faaliyet olumsuz yönde etki göstermektedir. İkinci etken ise daha ziyade diğer sosyal faktörleri içine alıyor. Bunlar, kasaba içindeki mahalli, siyasi ve dini motifli çekişme ve çatışmalar; sülâleler arasındaki kav­ galar ve zıddiyetler v . b . . Bu etkenler, her iki grubun, grup kohezyonunun zayıf olması sonucunu doğurmaktadırlar.

Bu iki temel meslek zümresi arasındaki ilişkilere gelince. Bunları, araş­ tırma verilerimize dayanarak üç grupta toplamış bulunuyoruz. Başka bir an­ latımla, ilişkiler oldukça karmaşıklık ve çeşitlilik arzediyor.

Birinci gruba giren dokumacı-tüccar ilişkilerinde, serbest piyasa ekono­ misi kurallarına mümkün olduğu kadar uygun bir şekilde cereyan eden iliş­ kiler söz konusudur. Bu şekilde hareket edebilme imkânı hukuken ve iktisaden

(29)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 155

bütün Babadağlı tüccarlarda mevcutken, dokumacıların ancak % 17,5 ilâ % 18 i arasında değişen bir kısmı bu gruba girmektedir.

İkinci tip dokumacı-tüccar ilişkilerinde durum şöyledir: Burada tüccar yine malını satmakta ve almakta hem hukuken hem de ekonomik bakımdan serbest iken, dokumacılar ya büyük oranda ya da tamamen, ekonomik bağım­ sızlıklarını kaybetmişlerdir. Tüccarla bu şekilde ilişki içinde bulunanların oranı ise % 16 civarındadır.

İlk iki tip ilişki şekli birbirinin zıddı iken, üçüncü tip sosyal ilişki şekli, bu iki tipin çeşitli derece ve şekillerdeki karışımından oluşmuştur. Burada tüccar yine tamamen serbesttir. Dokumacı da aynı esaslarda serbestiye sahip­ tir. Yalnız ekonomik güçsüzlüklerden dolayı, tüccarla ilişkilerinde doku­ macının durumu tüccarınki kadar kuvvetli değildir. Örnekleme çıkan hane reislerinin % 37,5 i, bu oran biraz daha geniş tutulmak istenirse % 64,5 i bu gruba giren ilişkiler içinde bulunmaktadırlar.

Bir başka türden zümreleşme tipi olan aile zümresi ise, bütün küçük sanatkâr ve sanayiciler de olduğu gibi, Babadağlı dokumacıların mesleki faali­ yetlerinde de çok önemli, ağır ve külfetli bir görevi üzerine almıştır. Bugün her türlü sosyal ve ekonomik güçlüklere rağmen mesleki faaliyet kasabada halâ yaşamaya devam ediyorsa, bunu başta dokumacı ailesinin fedakâr gay­ retlerine borçludur.

Dini motifli zümreleşmeler kasabada mesleki faaliyetin geleceği bakımın­ dan olumsuz bir etkiye sahip değildirler. Olumlu etkileri vardır da denilemez. Dini motifli zümreleşmeler olarak, tarikat grupları vardır. Yalnız bunların kasaba içindeki etkisi ve sayısı oldukça azdır.

Gerek kasabanın cemat olmaklık özelliğine gerekse mesleki faaliyetin bugünü ve yarını hakkında varsayımımızın göstermekte olduğu yönde bir oluşumun gerçekleşmesine, etkide bulunan bir gruplaşma türü, siyasi mahi-yetli olanıdır. Siyasi kanaat ve davranışlar, kasabalı dokumacıları bölmek hususunda en büyük rolü oynamaktadır. Ayrıca diğer sosyal faaliyetler içinde kasabada en etkili ve önemli olanı da yine o'dur. Kasabanın t ü m sosyal yaşan­ tısında, siyasal t u t u m ve davranışların bu derece önemli bir yer almasında en büyük rolü, dokumacılar arasındaki daha önceden mevcut çeşitli motifli çekişmeler, rekabetler ve mücadeleler oynamaktadır. Siyasi faaliyetler bir yerde, bu mahalli gruplaşmaların aracı haline gelmiştir. Daha sonra, sırası gelince o da, bu çekişmeleri ve gruplaşmaları iyice körükleyerek dokumacıların parçalanmasına ve hepsini ortaklaşa ilgilendiren çeşitli sorunlar karşısında

(30)

birlik ve beraberlik içinde vaziyet alıp ortak davranışlarda bulunamamalarına sebep olmaktadır.

F- KASABADA SOSYAL HİERARŞİ VE SOSYAL MOBİLİTE

Araştırmanın başında, kasaba nüfusunda devamlı bir azalmanın olduğu­ nu belirtmiştik. Bu azalma dışarıya göçlerle olmaktadır. Dışarı göç eden aileler ise genellikle Denizli'ye yerleşmektedirler. Buradaki meşguliyetleri de yine genellikle dokumacılıktır (% 35,5). İkinci sırayı ticaretle uğraşanlar alıyor (% 17). Bu bakımdan her nekadar kasaba aleyhine dışarıya göçler varsa da, bu göçler şimdilik dokumacılık mesleği için il sınırlarında pek büyük bir tehlike göstermemektedir. Çünkü Babadağ'dan çıkıp Denizli'de mesleki faaliyetleri­ ne devam ediyorlar. Bu oluşumdan da bir varsayım çıkarmış bulunuyoruz ki, hiç kuşkusuz bu varsayım ilerde ayrıca bir tahkik konusu yapılmaya muh taçtır. Bu varsayım şudur: Büyük sanayiin gelişmesi ile birlikte, küçük do­ kumacılığın gerek kasabadaki ve gerekse diğer komşu kasabalardaki gelişimi iki kademeden geçmektedir. Birinci kademe kasabalardaki faaliyettir. İkinci kademe, il merkezine göç ve orada bir süre daha faaliyet göstermektir.

Sosyal yapı ile ilgili bulgularımızı bitirmeden önce son olarak, kasabada mesleki faaliyetin ifasını tanzim eden mesleki değer ve kuralların oldukça zayıflamış olduklarını, bu nedenle ürün kalitelerinin bozuk ve düşük olduğunu belirtmek isteriz. Bu bulgu, varsayımın doğrulanmasını mümkün kılan bir hususu içermektedir. Çünkü, gelecekte bir ciddi rekabet karşısında, Babadağ-lıların ürünlerinin kalitelerini düzeltmeye imkân bulamayacakları muhtemel­ dir. Ürünlerin standart ve kalitelerindeki bozukluklar, memleketimiz küçük sanayiinin olduğu kadar büyük sanayiinin de ortak genel bir sorunudur. An­ cak, bu sorun küçük sanayi işletmelerinde daha yaygın görünüyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, bu faaliyet kolunu düzenlemekte olan mesleki değer ve kuralların etkisini kaybetmiş olması ve yine bu faaliyeti düzenlemekte olan örgütlerin fonksiyonlarını gerektiği gibi yapmamaları belirtilebilir.

4- GENEL SONUÇ

Bütün araştırma boyunca, varsayımın doğrulanması yönünde etki gös­ termekte olan veya ters yönde bir oluşumu belirlemekte olan faktörler, müm­ kün olduğu kadar ayrıntıları ile, karşılıklı etkileşimler içinde gösterilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, yani varsayımımızın geçerliği hakkında bir hüküm

(31)

BABADAĞLI DOKUMACILAR 157

olarak şunu söyleyebiliriz. Bugün kasabada, varsayımın çizdiği yönde olay­ ların akışını belirleyen veya yakın gelecekte belirleme ihtimalini taşıyan et­ kenler şunlardır:

1- Hammadde fiatlarının ani ve şiddetli artışlar göstermesi ve en önemli hammadde olan pamuk ipliğinin temininde güçlüklerin ortaya çıkması,

2- Ürünlerin kalite ve standartlarının bozukluğu; bu yüzden ilerde ciddi bir rekabet karşısında sürüm olanaklarının kesilebilme ihtimalinin mevcu­ diyeti,

3- İşletme sermayesi bakımından üretici dokumacının güçsüzlüğü, 4- Kasabanın içinde bulunduğu tabiî çevre şartlarının, meslekî gelişim bakımından gerekli imkânları sağlamaması,

5- Araştırma konusu dokumacı zümresinde, meslekî birlik, dayanışma duygu ve düşüncesinin noksanlığı; bunun sonucunda ortak meselelerine karşı ilgisizlik ve ferdiyetçiliğin artması,

6- Mesleki örgütlerin bugün ya tamamen fonksiyonlarını yitirmiş ya da etkisiz durumda bulunmaları,

7- Dokumacıların hem mesleklerine hem de kasabalarına karşı büyük olumsuz vaziyet almaları.

Varsayımın gerçekleşmesini engelleyen veya ters yönde bir oluşumu belirlemekte etkisi olan faktörler ise şunlardır:

1- Halen, büyük firmaların rekabeti araştırma konusu dokumacı züm­ resi için ciddi bir tehlike arzetmiyor,

2- Bu bakımdan sürüm tıkanıklığı şimdilik söz konusu değildir, 3- Mesleki faaliyet bugün için, aile zümresinin karşılıklı sevgi, saygı, birlik duygu ve düşüncesi içinde uygun bir sosyo-psişik atmosferde yapıl-maktadır,

4- Babadağlıların, irrasyonel esasta olsa da, mesleklerine karşı geleneksel bir bağlılık duymaları.

Görülüyor ki, varsayımın gerçekleşmesi yönünde etkide bulunan faktör­ lerle, bu gerçekleşmeye şimdilik mani olanlar arasında bir eşitsizlik vardır. Yani birinci gruptan olanlar, sayı ve etkinlik bakımından daha kuvvetlidirler. Yapılan araştırmadan çıkan genel hüküm şudur: Araştırma konusu henüz bir oluşum içindedir. Bugün için, bu oluşumun araştırma hipotezinin çizdiği yönde bir sonuca varmasında, etkiye sahip faktörler sayı ve etkinlik dereceleri bakımından önde gelmektedirler.

Referanslar

Benzer Belgeler

f 33 : Word Sentence Score: This sentence feature is used by [6] and depends on the term frequency and inverse sentence frequency (TF s -ISF) of t k in S i (i=1,...,N) where N

Another point where we perceive the conflict between reality and appearance is in the good characters of the play, such as Vittoria's mother, Cornelia and Bracciano's

In the next part of the article the instagram accounts and instagram stories of 5 private theatre, account of State Theater and Istanbul City Theater in Turkey will be analyzed

Therefor, over all agreement between our results and predictions of PQCD for charm-light cases in the final state and the experimental data for both charm-light and charm-charm

Theoretically, there are some works devoted to the analysis of the heavy baryon decays, where in practically all of them the predictions of the heavy quark effective theory (HQET)

In particular, using the form factors entering the low energy matrix elements both from full QCD as well as HQET, we have investigated the branching ratio, forward-backward

The values of the strong coupling form factors at Q 2 = −m 2 π[K ] give the strong coupling constants whose values are then used to find the decay rate and branching ratio of the

(2015) distinguished social and economic attitudes, they were unable to manipulate analytic cognitive style (ACS) using standard priming procedures such as visual priming and