• Sonuç bulunamadı

“TRANSSEKSÜALİTE Mİ HOMOSEKSÜALİTE Mİ ? OLGU BİLDİRİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“TRANSSEKSÜALİTE Mİ HOMOSEKSÜALİTE Mİ ? OLGU BİLDİRİSİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“TRANSSEKSÜALİTE Mİ, HOMOSEKSÜALİTE Mİ ?"

(OLGU BİLDİRİSİ)

T ran ssexu ality o r h o m o sexu ality ?

(C ase R ep o rt)

Ümit B içer*, Başar Çolak**, Murat Bilgili*, Kriton Dinçmen***

B içer Ü, Çolak B, Bilgili M, Dinçmen K. Transseksülite mi Homoseksüalite mi ?, Adli Tıp Bülteni, 1996;1(2): 89-93

ÖZET

Transseksüalite cinsel bir sapıklık olm ayıp cinsel kimlik seçim inde kişinin anatom ik yapısının zıddını kabul etm e du­ rumudur. Klasik yaklaşım a göre bir erkeğin transseksiiel olarak kabul edilebilm esi için, kendisinin erkeklik kavramı ve erkek vücudu ile ilgili o labilecek ve onu çağrıştıracak her şeyden nefret etm esi gerekm ektedir.

Transseksüalite operasyonu uygulanan her kişinin, her hangi bir horm onal, psikiyatrik incelem eye tutulmadan g e ­ çirmiş bulunduğu operasyonun sonucu kazandığı anatom ik görünüm e göre erkek veya kadın olarak değerlendirilmesi çeşitli tıbbi veya yasal hatalara yol açabilecektir.

Bu çalışmada Adli Tıp Kurumu 4 .İhtisas Kurulu'na bugü­ ne kadar cinsiyet değiştirme nedeniyle başvuran ve hakkın­ da "transseksüalite ameliyatına tabi tutulmuş hom oseksüel erkek" olarak karar verilen 2 olgu sunulmuştur.

A n ah tar K elim eler: Cinsel kimlik, Transseksüalite, H om o­ seksüalite

SUMMARY

Transsexualism is not a sexual perversion but a condition in which an individual accepts the opposite o f her or his anatomical sex during the preference of sexual identity.

In order to define a m an as a transsexual according to the classical ap p roach es, h e should hate everything regarding his ow n biological sex and the con cept o f being a male and anything that rem inds him the male identity.

To define the sexual identity o f an individual as a male or fem ale, w ho had undergone surgery without getting any psychological consultancy, only by the physical appearance gained by surgery will cause various m edical and legal

errors.

In this study, tw o cases are presented. T h ese tw o m en are submitted to IV. Com m ittee o f Forensic Medicine Institute for changing their identity in the legal terms and they have b een defined as "a hom osexu al male w ho had undergone surgery to b e transsexual".

Keyw ords: Gender identity, Transsexualism, H omosexualism .

GİRİŞ

Cinsellik ve cinsel içgüdü, en basit hücreli yaratık­ tan en yüksek zeka varlığına kadar psikofizyolojik ha­ yatta çok önemli rol oynar. Bütün canlı varlıkların tür­ lerini ve yaşantılarını kuşaktan kuşağa aktarması yö­ nünden, bir bakıma evren yapısında ölümsüz ve tü­ kenmez bir enerji olduğu gibi tüm yaratıcılığın, mede­ niyetin de temel unsurudur (1, 2).

Cinsellik çağlar boyunca ahlakın, dinlerin ve yasa­ ların en önemli konuları arasında yer almıştır. Tarihte dönem dönem cinsellik konusunda farklı yaklaşımlar gözlenmişse de, özünde cinsellik erkek cinselliği ola­ rak algılanmış, ahlak, din ve yasalar tarafından da bu yapı korunmuştur. Üremeye yönelik olmayan, farklı cinsel tercihler sapıklık olarak değerlendirilip yargı­ lanmış ve ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır (3).

Kişilerin cinsiyetleri organik ve psikolojik süreçler­ le belirlenmektedir. Cinsiyetten söz ederken kişinin hormonal, anatomik ve psikolojik özellikleri genel olarak değerlendirilerek karar verilir. Bir kişinin trans- seksüel olarak kabul edilebilmesi için asli cinsiyet

* Uz.Dr., Adli Tıp Kurumu Başkanlığı

** Uz.Dr., K oceli Üniversitesi K oceli Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı *** D oç.D r., Adli Tıp Enstitüsü

(2)

kavramı ve vücudu ile ilgili olabilecek, onu çağrıştıra­ cak her şeyden nefret etmesi ve karşıt cinsin tüm özel­ liklerini benimsemesi gerektiği belirtilmektedir.

Cinsiyet değiştirme işlemleri Türk Medeni Kanu- nu'nun 29/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmek­ tedir. Cinsiyet değiştirme ameliyatı öncesi herhangi bir psikiyatrik değerlendirme yapılmaksızın ameliyat so­ nucu salt anatomik görünüme göre kişilerin cinsiyeti­ nin belirlenmesi tıbbi yönden hatalara yol açabilir.

Kişilerin kendi bedenleri üzerinde tasarrufları ve bu anlamda herhangi bir tedaviyi talep veya reddetme hakları günümüzde tıp etiği ve hasta hakları kapsa­ mında tartışılmaktadır. Tıbbın kişilerin istemlerine ne­ reye kadar ve nasıl cevap vereceği, mesleğin kendi kural ve mantığına ne derece bağlı kalacağı gibi tartış­ malar transseksüalite ameliyatlarında da kendisini gös­ termektedir. Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulu'nca iki olgu hakkında verilen "transseksüalite ameliyatına ta­ bi tutulmuş homoseksüel erkek" kararından yola çıka­ rak bu konuların tartışılması ve öneriler sunulması ça­ lışmanın temelini oluşturmuştur.

OLGU NO: 1

Öykü: Erkek, 1973 doğumlu, çocu klu k ça ğ ların ­

d a n bu y a n a k a d ın elbiseleri giydiği, g en çliğ in de cin ­ sel fa n t a z i o la r a k b ir erkekle a n a l ilişkide bulu nm ayı düşlediği, 11 y a ş ın d a hom oseksü el p a s i f ilişkilere baş­ ladığı ve devam ettiği, 1993'de am eliy at olduğu;

ATK 2. İhtisas Kurulu Muayenesi: Penis küçüklüğü

ve çift taraflı testis atrofisi tanısı ile am eliy ata alın ıp p en is ve testislerinin çıkarıldığı, su n i bir vajenin oluş­ turulduğu; fiz ik i o la r a k ve yürüyüş, tavır ve jestlerinin k ad ın lık v asıfların a uygun olduğu;

ATK 4. İhtisas Kurulu Muayenesi: çocu klu k ça ğ la ­

rın dan bu y a n a k a d ın elbiseleri giydiği, g en çliğ in de cinsel fa n t a z i o la r a k b ir erk ek ta ra fın d a n a r k a d a n yapılm ayı kurduğu, 10 y ıl ö n ce hom oseksü el ilişkilere başladığı, K asım 1993'de transseksüalite am eliyatı ol­ duğu, h alen a n a l ve v a jin al ilişki sürdürdüğü, a n a l ilişkiden d a h a f a z l a h a z duyduğu,

Karar: K en d isin d e hom oseksü el bir erkek duyuş ve

d av ran ışın d a bu lu n du ğu n u n ve k a d ın cinsi ile özd eş­ leşm e gösterm em iş oldu ğu n u n saptan m ası nedeniyle, transseksüalite am eliy a tın a tabi tutulmuş hom oseksü ­ el erkek olduğu tıbbi k a n a a tin e varıldığı; cinsiyetinin ka d ın o la ra k değiştirilm esi için tıbbi b ir n ed en bulu n­ m adığı;

OLGU NO: 2

Öykü: Erkek, 1970 doğumlu, 9 kard eşi bu lu n du ­

ğu, lise 3 'ten terk edip b ir sü re konsom atris o la ra k ç a ­ lıştığı, b a len çalışm adığı; b ir erk ek p a rtn erle yaşadığı, transvestik giyim in çocu klu kta başladığı, k a d ın olm a isteği duyduğu, bu a n la m d a psikiyatrik tedavi g örd ü ­ ğü, ilk a n a l ilişkinin 16 y a şın d a başlayıp am eliy ata

(1994) k a d a r d a dev am ettiği, operasyon sonrası vaji­ n a l ilişki kurduğu;

ATK 2. İhtisas Kurulu Muayenesi: Dış gen ital or­

g a n la rın ın alındığı, y a p ıla n am eliy at son u cu suni bir vajen oluştundm uş olduğu, g eri d ön ü şsü z şekilde k a ­ d ın cinsiyetine uydurulduğu, a n c a k çocu k doğu rm a ve k a d ın lık horm on u salg ılam a a çısın d a n tam bir d i­ şilik fo n k siy o n u k a z a n a m ad ığ ı, h a ricen vücut y ap ısı­ nın k a d ın g örü n ü m ü n d e olduğu;

ATK 4. İhtisas Kurulu Muayenesi: 16 y aşın d an

am eliy at tarihin den 1 h a fta ön cesin e k a d a r sürekli ol­ m a d a n hom oseksü el ilişkide bulu nduğu ve bu ilişki­ d en h a z du yduğunu ifa d e ettiği; çocu klu ğ u n d an beri seksüel fa n ta z ilerin d e d a im a p a s i f bir rolü tahayyül etmiş veya rü y asın da can lan d ırm ış bulunduğu, a m e ­ liyattan son ra vajin asın ın k a p a n m a m a sı için d okto­ runun tavsiyesi ve d e ken d i isteği ü zerin e a n a l ilişkide bulu nm adığı, sen elerce kon som atris o la ra k b arlard a çalışm ış olduğunu ifa d e ettiği;

Karar: Z eka geriliği, a k ıl hastalığı, nörozu düşün­

d ü recek h a rh a n g i b ir tıbbi bulgu, belge ve em areye rastlanm adığı, "16y a şın d a n beri a m eliy at tarihin den 1 h a fta ön cesin e k a d a r sürekli o lm a d a n hom oseksüel ilişkide bulu nduğu ve bu ilişkiden h a z duyduğunu ifa d e ettiği; çocu kluğu n d a n beri seksüel fa n ta z ile r in ­ d e d a im a p a s if b ir rolü tahayyü l etmiş veya rüyasında can lan d ırm ış bulunduğu, am eliyattan son ra v ajin a­ sının k a p a n m a m a sı için doktoru n u n tavsiyesi ve de ken d i isteği ü zerin e a n a l ilişkide bulunm adığı, sen e­ lerce konsom atris o la r a k b a rla rd a çalışm ış olduğu"nu ifa d e ettiğinin kayıtlı olduğu, h e r ne k a d a r ATK 2. İh ­ tisas Kurulu'jıun m ü ta laasın d a dış görü n ü m ü itiba­ rıyla k a d ın olduğu belirtilm iş ise de, kişinin sürekli o la ra k ve erk ek özelliğini çağrıştıran d av ran ışlard an ka çın m ası gerektiği g ö z ö n ü n e alın dığ ın da, "transsek­ süalite am eliy atın a tab i tutulmuş hom oseksü el erkek" olduğu tıbbi k a n a a tin e varıldığı; cinsiyetinin kad ın o la ra k değiştirilm esi için tıbbi bir n ed en bu lu n m ad ı­ ğı;

Not: Raporlar değiştirilmeden olduğu gibi sadece kimlik bilgileri çıkardıldıktan sonra yayınlanmıştır. TARTIŞMA VE SONUÇ

20. yüzyılla birlikte; homoseksüalite, transveştizm, transseksüalite vb. kavramlar cinsel sapıklık olarak de­ ğil, kişinin cinsel seçim bozuklukları ve cinsel kimlik seçimi şeklinde evrim izleyerek kabullenilmeye baş­ lanmış ve yasal düzenlemeler de yavaş yavaş bunu iz­ lemiştir (3).

Kişilerin cinsel tercihleri ve bu tercihlere yol açan etkenler üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmış ve halen de sürdürülmektedir. Ancak, bugüne kadar yapılan çalışmalar genetik, hormonal, psikoseksüel gelişim ve nöro-anatomik farklılıkların cinsiyet seçimi ile ilgili be­ lirgin etkilerini ortaya çıkaramamıştır (4-7). Homosek­

(3)

süel terimi ilk olarak 1869'da kullanılmaya başlanmış­ tır. Homoseksüalite, seksüel bir eylemi gerçekleştir­ mek için (orgazm amaçlı ilişki, fantazi ve düşlerde) aynı cinsten bir partnerin seçilmesidir. Kinsey 1940 yı­ lında yapmış olduğu çalışmada erkeklerin % 8'i ile ka­ dınların %4'ünün ergenliklerinin bir devresinde homo­ seksüel olduklarını belirtmiştir. Bu oran, erişkin erkek­ lerde %4, kadınlarda %2 olarak saptanmıştır. Ayrıca erkeklerin %37'si ile kadınların %20'sinin en azından bir kez orgazmla sonuçlanan homoseksüel ilişki yaşa­ dıkları belirlenmiştir. Daha sonra yapılan çalışmalarda ABD'de erkeklerin %2'sinin homoseksüel oldukları ifade edilmiştir. Ancak homoseksüalitenin toplum ta­ rafından olumsuz değerlendirilmesinden ötürü bu ora­ nın gerçekleri yansıtmadığı da bildirilmektedir (6-8).

Herhangi bir akıl hastalığı, zeka geriliği, genetik, anatomik ve hormonal bir patoloji taşımayan ve psi- koseksüel olarak karşıt cinsin özelliklerini almak için tıbbi ve anatomik girişimlere başvuran olgular trans- seksüalite kavramı içinde değerlendirilmektedir (6, 9).

Transseksüalite çeşitli yazarlarca "sürekli ve mutlak bir biçimde asıl cinsiyetin duyguları, düşünceleri ve kimliğinden rahatsızlık duyup karşıt cinsiyetin özellik­ lerini tümüyle kabullenmek" olarak tanımlanmaktadır. Bu, yalnızca cinsel arzularda değil, psikolojik olarak da karşıt cinsin özelliklerini tümüyle kabullenmek an­ lamı taşımaktadır. Aynı yazarlar "transseksüel erkekle­ rin homoseksüel etiketini almaktan rahatsız olduğunu, yalnızca kadın giysileri taşıdığını ve bu giysilerin ken­ di gerçek giysileri olduğunu, yasaların evlenmelerini (hormon kullanıp memelerin gelişmeye başladığı ve cerrahi olarak karşıt cinse geçmek için her türlü ola­ nağın kullanıldığı, penisin kesilip bir vajina yapılması gerçekleştiğinde) yasakladığı ve engellediğinde bir adaletsizliğin kurbanı olduklarına inandıklarını" belirt­ mektedir (6, 10).

DSM-III-R ve ICD-10 ise puberte döneminden iti­ baren başlayıp devam eden ve asıl cinsiyetten nefret etme ve rahatsızlık duyma ile asıl cinsiyetin birincil ve ikincil seks karekterlerinden sıyrılıp karşıt cinsin seks karekterlerini almak için yoğun bir biçimde arzu duy­ mayı "transseksüalite" olarak tanımlamaktadır (5, 11,

12).

Birbirinden farklı iki kavrardı olan transseksüalite ile homoseksüalite arasında kaba çizgilerle "asıl cinsi­ yetindeki kişilerle seksüel ilişkiler kurma" konusunda benzerlik bulunmaktadır. Ancak, homoseksüalitede asıl cinsiyeti değiştirmek için herhangi bir istek bulun­ mazken transseksüalitede belirgin olan; asıl cinsiyet­ ten rahatsızlık duyma ve karşıt cinse geçme isteğidir. Fransa'da endokrinolog, psikiyatr ve cerrahlar tarafın­ dan yapılan bir çalışmada ise transseksüalitenin cinsel seçim farklılığı olmayıp kişinin kimlik seçim farklılığı olduğu belirtilmiştir (13) .

Erkek homoseksüellerin erkek heteroseksüellere

oranla daha genç yaşta cinsel ilişkilere girdiği ve daha fazla sayıda partnerleri olduğu belirlenmiştir. Erkek transseksüellerle yapılan başka bir çalışmada ise %44'ünün herhangi bir cinsel aktiviteden kaçındığı bil­ dirilmiştir (14, 15).

Homoseksüellere karşı takınılan olumsuz durumun ifadesi olarak tanımlanan ve daha çok köktendinci ve heteroseksüel akımlardaki "homofobi" nedeniyle ho­ moseksüellerin cinsel eğilimlerini sakladığı, kimlik ve cinsiyet değiştirmeye kalkıştığı gözlenmiştir. Bu kişile­ rin toplum ve yasalar karşısında korunmak amacıyla heteroseksüel evlilikler yaptığı ve evlat edinme yoluy­ la çocuk sahibi olduğu da saptanmıştır (4) .

Homoseksüeller ve transseksüeller toplumun bas­ kısı ve çevrenin kendilerini farkedeceği düşüncesiyle daha kapalı bir yaşam sürdürmektedir. Bu durumun değişik nöroz tablolarına, kişilik bozukluklarına, çeşit­ li hezeyanlara yol açabildiği ve zaman zaman ciddi depressif epizodlarm ve intiharların gözlendiği belir­ lenmiştir (4).

Transseksüellerde öncelikle fonksiyonel veya or­ ganik bir bozukluğun bulunup bulunmadığının araştı­ rılması gereklidir. Transvestisizm, transseksüel veya homoseksüel davranışlar bazı psikiyatrik tablolarda da gözlenebilmektedir. Caldwell ve Keshavan hezeyanı doğrultusunda öpere edilen psikotik bir olguda cinsel aktivasyonun patolojik doğrultuda geliştiğini kaydet­ mişler, yaptıkları başka bir çalışmada ise 174 transsek­ süel olgunun 5'inin şizofrenik bozukluk taşıdığını sap­ tamışlardır (6, 9, 16).

Taneja ve Ammini (17) transseksüellerde yaptıkla­ rı genetik incelemelerde genelde kromozom anomali­ si saptamamakla birlikte, 47 xxy anomalisine sahip 4 transseksüel olgu yayınlamışlardır.

1950'li yıllarla birlikte başlayan transseksüalite operasyonları günümüzde yaygın olarak uygulanmak­ tadır. Transseksüalite operasyonları, karşıt kimliğin anatomik özelliklerinin ancak bir kısmını yansıtmakta­ dır ve yeni biyolojik yapı ve üretme yeteneği oluştur­ mazlar. Ancak bu ameliyatlar pahalı, tehlikeli ve komplikasyonludur. 1983 yılında ABD'de operasyon geçirmiş 6000 transseksüel kaydedilmiştir. Cinsiyet de­ ğiştirme ameliyatlarının transseksüeller dışında bazı genetik, anatomik ve psikiyatrik patoloji gösteren ki­ şilerle "homoseksüellerde" de yapıldığı şeklinde çalış­ malar bulunmaktadır. Operasyon kararı genetik, ana­ tomik, hormonal ve psikiyatrik muayene sonrası veril­ melidir (4, 17).

2 nolu olguda operasyon öncesi psikiyatrik tedavi­ den söz edilirken, 1 nolu olgunun "penis küçüklüğü ve testis atrofisi nedeniyle öpere edildiği" belirlenmiş, iki olguda da diğer incelemelerin yapılıp yapılmadığı saptanamamıştır.

Bazı ülkelerde operasyona rağmen yeni kimlik ta­ nınmamakta ve operasyon yasak olup ayrıca cezalan­

(4)

dırılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 29. maddesinde 4.5.1988 tarih ve 3444 sayı ile eklenen 2. maddesi ile (doğumdan sonra meydana gelen cinsiyet değişikliğinin asgari sağlık kurulu raporu ile belgelen­ dirilmesi halinde nüfus sicilinde gerekli düzenleme yapılır) ameliyata yasal zemin hazırlanmıştır (18-20).

Türkiye'de transseksüalite medya nezninde bilim­ sel değerlendirmelerden uzak sansasyonel bir yakla­ şımla ele alınmıştır. Bilimsel araştırmalar yapılmadan yasal düzenlemelere gidilmiş, etik sorunlar dikkate alınmamış ve yasa ayrıntılı bir şekilde düzenlenme­ miştir.

Ameliyatlar bir rapor alınıp, gerekli ücretin sağlan­ ması ve kişinin istemi üzerine kolaylıkla gerçekleştiril- mektedir. Ancak, bu ameliyat kişinin cinsiyetini geri dönüşsüz bir şekilde ortadan kaldırdığı için, diğer es­ tetik operasyonlar gibi değerlendirilmemeli ve önce­ sinde gerekli sosyal ve tıbbi incelemeler yapılmalıdır (9, 20) .

Bu çalışmada ele alınan iki olgu ATK 4. İhtisas Ku- rulünca "bir erkeğin transseksüel olarak kabul edil­ mesi için kendisinin erkek vücudu ve erkeklik kavra­ mı ile ilgili olabilecek her şeyden nefret etmesi, dola­ yısıyla anal yoldan cinsel ilişkiden nefret etmesi ve de transseksüalite operasyonu girişiminden önce erkek­ lerle sadece romantik seviyede ilişki kurup, cinsel ha­ yata ancak transseksüalite ameliyatından sonra sadece yeni kazanmış olduğu cinsel yoldan (yani sadece ya­ pay vajinası ile) girişmesinin temel tıp bilgi ve mantı­ ğı dahilinde olduğundan; bu kişiler, gerçek (primer) transseksüellerden farklı olarak sekonder (nükleer) transseksüel olarak tanımlanır; bunlar, gerçek trans­ seksüel olmamaları nedeniyle, ameliyat dahi olsalar, kadın haleti ruhiyesi taşımamalarından dolayı kadın olarak kabul edilmelerine olanak yoktur; bu nedenle "transseksüalite ameliyatına tabi tutulmuş homoseksü­ el erkek" olarak değerlendirilmiş ve "anal ilişkilerin özünde egosintonik bir vasıf gösterdiği ve bu ilişkile­ rin operasyondan sonra da devam ettiği, feminen bir identifikasyon bulunmadığı" kararına varılmıştır.

Yapılan operasyonlar transseksüellerde saptanan psikolojik ve sosyal sorunları ortadan kaldırıp kişinin yaşamını düzene soktuğu gibi bazı komplikasyonlara da yol açabilmektedir. Transseksüalite operasyonları, her ne kadar farklı gerekçeler taşıyarak yapılsa da, es­ tetik amaçlı operasyonlarla bazı benzerlikler taşımak­ tadır. Kişilerin kendi bedenleri üzerindeki tasarrufları ve bu anlamda herhangi bir tedaviyi talep veya red­ detme hakları günümüzde hasta hakları ve tıp etiği anlamında tartışılmaktadır. Tıbbın kişilerin taleplerine nereye kadar ve nasıl cevap vereceği, mesleğin kendi kural ve yasalarına ne derece bağlı kalacağı gibi etik tartışmalar bu operasyonlarda da kendisini göstermek­ tedir (19) •

Adli tıp yönünden olgunun "homoseksüalite mi, yoksa transseksüalite mi" olduğunun bilimsel olarak saptanması gerekli ancak yeterli değildir. Olayın diğer boyutlarının, sosyal yönden yol açtığı sorunların çeşit­ li çalışmalarla araştırılması ve farklı disiplinler tarafın­ dan değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira olgular cin­ siyet değiştirme ameliyatlarını göze alıp asıl cinsiyetle­ rinden farklı bir cinsiyetle yaşamayı ve bu nedenle or­ taya çıkacak sosyal ve toplumsal alanlardaki sorunları göğüsleyebilmeyi, homoseksüel veya transseksüel olarak değerlendirilmelerine oranla daha öncelikli ola­ rak görmektedir.

Transseksüalite ameliyatı öncesi kişilerin uzun sü­ reli ve kapsamlı bir psikiyatrik muayene ile sosyal gözleme tabi tutulmaları, aile ve çevre anamnezi alın­ ması şeklinde yasal düzenlemelerin ülkemiz koşulla­ rında varolması gerekir. Ancak TMK 29- maddede bu ameliyatın kimlere, hangi koşullarda uygulanabilece­ ğinden ve cinsiyet değişikliğinin öncesinde herhangi bir muayene veya raporun gerekip gerekmediğinden sözedilmediği gibi, cinsiyet değişikliğinden sonra "as­ gari sağlık raporu alınır" denilerek de sözü edilen ra­ porun alınacağı kurumun özellikleri belirtilmemiştir. Yasanın bu yönde eksiklikleri bulunmaktadır.

Yargı organları, cinsiyet değişikliğinin gerçekleşip gerçekleşmediğini çeşitli sağlık kuruluşlarının yanısıra son karar organı olarak da Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulu'na sormaktadır. Ancak, ülkemizde sağlık ku­ rullarının yapısı, işlevi ve yaklaşım farklılıkları nede­ niyle birbirine zıt değerlendirme ve kararlar ortaya çıkmaktadır. Yasada sözü edilen sağlık kurulu "psiki­ yatrik, genetik, endokıinolojik, nörolojik ve anatomik" muayeneleri yapabilecek uzmanlardan oluşan bir ku­ rul olarak tanımlanmalıdır. Yapılan bu muayeneler ile sosyal değerlendirilme sonucunda kişinin cinsiyet de­ ğişikliği ameliyatları yaptırmasına onay verecek ve farklı yaklaşımları standardize edecek üst kurul, uygu­ lamadaki gibi Adli Tıp Kurumu olmalıdır. Bu onayın belgelenemediği ve tıbbi bir gerekliliğin bulunamadı­ ğı durumlarda ise kesinlikle cinsiyet değiştirme ameli­ yatı yapılmamalıdır. Kişilerin yaptırmış oldukları cinsi­ yet değişikliğinin tıbben onaylanmaması halinde orta­ ya çıkan üzücü ve ciddi sonuçlar ameliyat öncesi alın­ mış onaylarla engellenebilecektir. Ortak tıbbi yaklaşım ve yasal düzenleme ile ortaya çıkabilecek sorunların azaltılması ve adaletsizliklerin önlenmesi hedeflen­ melidir. Sözü edilen düzenlemelerin yapılmaması durumunda; bu olgularda verilen kararlarda olduğu gibi, kişiler ve yargı yönünden ortaya çıkacak farklı sonuç ve uygulamalar ileride sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.

(5)

KAYNAKLAR

1. Adasal R. Normal ve Anormal Cinsiyet ve Evlilik. D oruk yayınevi, Ankara, 1957;4l 1-8. 2. D inçm en K. Deskriptiv ve Dinamik Psikiyatri, Ar Yayın Dağıtım, İstanbul, 1981 ;336-9.

3. Foucault M. Cinselliğin Tarihi 2, Afa Yayıncılık, İstanbul, 1988.

4. Frıeclman RC, D ow ney JI , Homosexuality, The New England Journal o f M edicine, 1994; 331 (14): 923-9.

5. Kaplan H, Sadock JB , "Com prehensive T extbo ok o f Psychiatry, Williams and W ilkins, Baltim ore, London, 1 9 8 5 ;1037-9,1071-3.

6. Lem perière T, Filine A, Psychiatrie de l'Adulte, Masson, 1989;181-93.

7. Mayer Gross, Stater, Clinical Psychiatry, Roth- London, 1977.

8. Buris L, Forensic M edicine, Springer Verlag, London, 1993; 261-9.

9. G ooren L, The Endocrinology o f Transsexualism : a Review and Com mentary,

P sychoneuroendocrinology, 1990; 15: 3-14. 10. Camps FE, Gradw ohl's Legal M edicine, 3th ed .,B ristol,1976; 46.

11. Guelfi JD , Mini DSM-III-R Critères Diagnostiques, M asson, Paris, 1989;74-7. 12. W HO, ICD-10, Ruhsal ve Davranışsal Bozukluklar Sınıflandırması, Cenevre, 1992;204-8.

13. Frohwirth C, B reton J, G orceix A, Les Problèm es M edico-Juridiques Poses par le Transsexualism e en 1986. A Propos de 148 cas de Dysforie de G enre, Ann. Med. Int., Paris, 1987; 138 (1) : 8-12.

14. Leavitt F, Berger JC. Clinical Patterns Among Male Transsexual Candidates with Erotic Interest in Males, Arc. o f Sexual Behavior, 1990; 19: 491-505. 15. Tsoi WF. Male and Fem ale Transsexuals: a Com parison, Singapore M ed-J., 1992;33 (2): 182-5. 16. Caldwell C, K eshavan MS, Schizopherina with Secondary Transsexualism , Canadian Journal of Psychiatry, 1991;36:300-1.

17. Eryılmaz A. Transvestizm ile Transseksüalite Arasındaki Etyopatogenik ve Klinik İlişkiler, Uzmanlık Tezi, İstanbul, 1994,

18. Resmi G azete, "TMK ile ilgili değişiklikler" 12.5.1988 tarih ve 19812 sayı

19. Taitz J. Judizial Determ ination o f the Sexual Identity o f Post-operative Transsexuals: a New Form o f Sex Discrim ination, Am.J.Law Med., 1987; 13 (1): 53-69.

20. Stein M, Tiefer L, M elm an A. Follow up observations o f operated m ale to fem ale transsexsuals, T h e Jo u rn al o f Urology, 1990;143: 1188-91. Yazışma Adresi: Dr.Ümit Biçer Adli Tıp Kurumu Cerrahpaşa - İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

*  25(OH)D düzeyi 20 ng/ml altında olan yetişkinlere D vitamini yüklemesi yapılmalı. *  25(OH)D düzeyi 30 ng/ml altında olan yetişkinlere D vitamini yüklemesine

Duyu organları ile gelen bilgileri ……… sinir sistemi nöronları değerlendirir.. NOT: Cevap anahtarı modülün

B: yağni en azından ığ ığ nası diyim yağni bi kategori olarak bize işte erkek deniyo erkek olduğum için benim heralde erkek olmanın nası bi şey olduğunu

vHastalıkların hemen hemen hepsi canlıda anatomik bir oluşumda şekillenerek, bir veya bir çok organa etki yapar, tanının doğru konabilmesi, sağaltımın

Şiddete sıfır toleransın geçerli olduğu Devlet ve Hukuk düzeninde fiziksel şiddet uygulayan eşe manevi tazminat verilmesi sonucunu doğuran ve benzer davalarda fiziksel.

Dokuz yıl önce İtal- ya Alplerinde bulunan 5000 yıllık taş devri adamının yaklaşık 45 mil- yon saat donmuş durumda kaldık- tan sonra kısa bir süre için yeniden

Aynı şekilde diğer bir çalışmada da HSG bulguları, özel- likle bilateral proksimal tubal oklüzyon için pozitif prediktif değer göstermekle birlikte, HSG'nin tubal

Transseksual hastaların genital rekonstrüksiyonlan için yeni ve gelişmiş yöntemlerin ortaya çıkması ile bu hastaların daha çoğu cerrahi ile seks değiştirmeyi seçkin