• Sonuç bulunamadı

Grupla psikolojik danışmada direnç: Önleme ve mücadele yolları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Grupla psikolojik danışmada direnç: Önleme ve mücadele yolları"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aralık December 2017

Makalenin Geliş TarihiReceived Date:04/08/2017 Makalenin Kabul Tarihi Accepted Date:14/12/2017

Grupla Psikolojik Danışmada Direnç: Önleme ve

Müdahale Yolları

1

DOI: 10.26466/opus.332817 *

Levent Yaycı*

*Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Giresun/Türkiye E-Posta: levent.yayci@giresun.edu.tr ORCID:0000-0001-8997-8918 Öz

Grupla psikolojik danışma, grup yaşantısı aracılığıyla üyelerin duygu, düşünce ve davranış tarzla-rında değişiklikler sağlanmaya çalışıldığı bir süreçtir. Bu süreçte üyeler problemleri ile başa çıkmada yardımcı olabilecek daha etkili stratejileri öğrenmekte, gündelik yaşamın getirdiği akut ve kronik stresörleri önleme ve ortadan kaldırmada etkili yaşam becerileri kazanmaktadırlar. Grupla danış-mada üyelerin davranışsal amaçlarına ulaşabilmelerini engelleyen, grubun yapısından, kuralların-dan, yürütülen kuramsal yaklaşımdan ve liderin tarzından kaynaklanan etkenler olduğu gibi üyele-rin kendileüyele-rinden kaynaklanan etkenler de bulunmaktadır. Bu etkenlerden belki de en önemlisi üye-lerin dürüst bir şekilde kendiüye-lerini açmamalarıdır. Direnç kendini açmayı, davranışsal amaçlara ulaşmayı ve gruba katkı sağlamayı engelleyen bir faktördür. Bu çalışmada grupla psikolojik danış-mada direnç kavramı ve direncin nedenleri tartışılmış ve ilgili literatür ışığında direnci önleme ve oluşan dirence müdahale etme yolları üzerinde durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Grupla psikolojik danışma, direnç, kendini açma

1Bu çalışma 18-20 Mayıs 2017 tarihleri arasında "Alanya Alaattin Keykubad Üniversitesi” ev sahipliğinde düzenlenen II. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu'nda sunulan bildirinin genişletilmiş halidir.

(2)

Aralık December 2017

Makalenin Geliş TarihiReceived Date:04/08/2017 Makalenin Kabul Tarihi Accepted Date:14/12/2017

OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi-International Journal of Society Researches ISSN:2528-9527 E-ISSN : 2528-9535

http://opusjournal.net

Resistance in Group Counseling: Prevention and

In-tervention Methods

DOI: 10.26466/opus.332817 *

Abstract

Group counseling is a process of interaction which aims to create changes in members’ emotions, ways of thinking and behavior through group experience. In this process, members learn more effec-tive strategies that will help them cope with their problems, gain effeceffec-tive life skills in preventing and eliminating acute and chronic stressors resulting from daily life. In group counseling, while there are factors preventing the members from reaching their behavioral goals and resulting from the struc-ture, rules and applied theoretical approach of the group and the style of the leader, there are also factors originating from the members themselves. Probably, the most important one of these factors is the fact that members do not disclose them selves honestly. Resistance is a factor that prevents self-disclosure, reaching behavioral goals and contributing to the group. In this study, the concept of resistance and the reasons for resistance in group counseling have been discussed, and in the light of the relevant literature, the resistance prevention and intervention methods have been emphasized.

(3)

Giriş

İnsanlar benliklerini kişilerarası ilişkilerle fark etmekte ve geliştirmekte-dirler. Sullivan’a göre kişilerarası ilişkiler olmadan sağlıklı bir kişilik ge-lişimi olmayacağı gibi kişilik de oluşmaz (Yazgan İnanç ve Yerlikaya, 2012). Bu nedenle bir bireyin başkalarıyla ilişkilerinde nasıl davrandığına bakarak kişiliği hakkında bir şeyler söylenebilir (Burger, 2006). İnsanlar toplumsal birer varlık olduklarından problemlerinin çoğu da kişilerarası ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Özellikle de bireylerin kendileri için önemli olan kişilerle istedikleri türden ilişkiler geliştirememeleri, etkili ile-tişim ve sosyal becerilere sahip olmamaları, güvengen davranış sergileye-memeleri ve başkaları tarafından nasıl algılandıkları konusunda yeterli iç-görü geliştirememeleri benliklerini, fiziksel ve ruhsal sağlıklarını etkileye-bilmektedir. Sullivan "insanları diğer insanlar hasta ettiğinden, onları yine diğer insanlar iyi edebilir" demektedir (Geçtan, 2000). İnsanlar yaşamları boyunca gönüllü ve gönülsüz olarak birçok grubun parçası olmaktadırlar. Bu çalışmanın konusu olan psikolojik danışma gruplarının diğer gruplar-dan en önemli farkı terapötik etkisinin olmasıdır. Bu gruplar üyeleri hem güçlü hem de zayıf yanlarıyla kabul eden, bireyleri problemleri çözme ko-nusunda adım atması için yönlendiren ve destekleyen, işbirliğini teşvik eden, üyelerin ilişkilerde yeni deneyimler yaşamaları için olanak sağla-yan, kısacası bireyin gelişmesi ve değişmesine katkı sağlayan birliklerdir (Koydemir, 2016a). Grupla psikolojik danışma, sosyo-mikrokozmos özel-liği nedeniyle gerçek yaşamın bir yansıması gibidir (Voltan-Acar, 1988, Yalom, 2002). Gerçek yaşamda kişilerarası ilişkilerde ne yaşanıyorsa grup ortamında da benzer davranış örüntülerinin yaşanması muhtemeldir. Grup çalışmaları sonunda bireyin gelişimini sınırlandıran bilişsel, duyuş-sal ve davranışduyuş-sal kalıpların değişmesi ve yeni beceriler kazanılabilmesi için üyelerin liderle ve grup üyeleriyle terapötik ilişki geliştirmesi gerek-mektedir. Grupla psikolojik danışmadan beklenilen terapötik etkiyi engel-leyen etmenler zor üye davranışları olarak adlandırılmaktadır. Bu çalış-mada grupla psikolojik danışçalış-mada sık rastlanılan zor üye davranışların-dan biri olan direnç kavramı, direncin nedenleri, direncin nasıl belirdiği tartışılmış ve ilgili literatür ışığında direnci önleme ve oluşan dirence mü-dahale etme yolları üzerinde durulmuştur. Direncin lider tarafından

(4)

za-994OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

manında tanınması, uygun müdahale tekniklerinin geliştirilmesi ve üye-lerin terapötik süreçten beklenen katkıyı sağlayabilmesi için uygulayıcıla-rın bu konuda yeterli bilgi ve beceriye sahip olması gerekmektedir. Ça-lışma uygulayıcılar için pratik öneriler sunması ve uygulama alanına kat-kılar sağlaması açısından önemlidir.

Grupla Psikolojik Danışma Nedir?

Grupla psikolojik danışma, üyelerin grup yaşantısı aracılığıyla duygu, dü-şünce ve davranış tarzlarında değişiklikler yaratmak, problemleri ile başa çıkmada yardımcı olabilecek etkili stratejileri öğrenmek, gündelik yaşa-mın getirdiği akut ve kronik stresörleri önleme ve ortadan kaldırmada et-kili yaşam becerileri kazanmak ve nihayetinde yaşamlarını daha iyi sür-dürmek ve öznel iyi oluş düzeylerini artırmak için katıldıkları bir etkile-şim sürecidir. Mahler‘e (1971; akt:Yıldırım, 2012) göre grupla psikolojik danışma destek, kabul, anlayış, bakım, karşılıklı güven, katarsis, gerçeğe yönelim, serbest bırakma gibi iyileştirici işlevleri içeren ve bilinçli düşünce ve davranış üzerine odaklanan kişilerarası ve dinamik bir süreçtir. Grupla psikolojik danışma, bireylerin başkalarıyla ve kendileriyle nasıl ilişkili ol-duklarını inceleyebilecekleri bir ortam sağlamaktadır (Rutan& Stone, 1993). Bu yönüyle grup yaşantıları, bireye kendisi ve başkaları hakkında sorumluluk duymayı da öğretmektedir (Gibson ve Mitchell,1981). Grupla psikolojik danışmanın en önemli özellikleri arasında insanın temel ihti-yaçlarını karşılayabilmesi ve bu sayede üyelerin grup sürecinde çeşitli de-neyimler yaşama şansına sahip olarak yeni tutum ve davranışları öğrene-bilmesi gelmektedir (Tuna, 2016). Grup yaşantıları kendilerini yardıma muhtaç ya da kurban olarak gören kimi üyelerin bu duruma nasıl düştük-lerini ve bu durumdan çıkıp yaşamlarını nasıl zenginleştirebilecekleri bul-maları için umut veren; üyelerin çevreyi değiştirmeye çalışmadan ya da çevrenin değişmesini beklemek yerine kendi içsel kaynaklarını kullanarak kendilerini değiştirmeye çalıştıkları bir süreçtir. Bu süreç, içinde etkili ki-şilerarası iletişim becerileri öğretme, problem ve çatışma çözme, olumlu benlik algısı ve saygısı geliştirme, başkalarından öğrenme gibi eşsiz iyileş-tirici özellikler barındıran uygulamalar içermektedir (Koydemir, 2016a). Grupla psikolojik danışma uygulamaları terapötik güçlerin iyi işlediği bir grupta üyelerin farkındalık sağlamaları, yüzleşmeleri, sosyal gerçeklik

(5)

testi yapmaları, yeni beceriler kazanmaları, cesaretlenmeleri ve daha otan-tik bir yaşama doğru yol almalarını sağlamaktadır. Grupla danışmada ne söylendiği, neler olduğu değil, nasıl ve neden söylendiği, nasıl olduğu üzerinde durulmaktadır. Liderler bir konunun nasıl konuşulduğuna, üye-ler arasında nasıl bir ilişki kurulduğuna, nasıl dinamiküye-ler oluştuğuna dik-kat etmektedirler (Canel-Çınarbaş, 2015).

Grupla danışmanın odak noktası, grup üyelerinin hem liderle, hem de birbirleriyle yaşadıkları kişilerarası süreçtir. Bu yönüyle grupla danışma, bireysel psikolojik danışmada elde edilemeyecek bir avantaj sağlamakta-dır (Yalom ve Leszcz, 2005). Grupla ve bireyle psikolojik danışmanın kar-şılaştırıldığı ve 32 çalışmanın meta analizinin yapıldığı bir araştırmada bi-reysel danışmanın grup danışmanlığından daha etkili olmadığı görül-müştür (Toseland ve Siporin, 1986). Grupla psikolojik danışmanın etkili-ğinin değerlendirildiği çalışmalarda anksiyete bozukluğu (Dugas, 2003), saldırganlık (Karataş, 2008), benlik saygısı (Townsend, 2013), akademik özyeterlik (Sohrabi, Mohammadi ve Aghdam, 2013), sigarayı bırakma (İs-mail, Aljunid, Latip&Puteh, 2010), akran baskısını azaltma (Sargın ve Çe-tinkaya, 2010) ve yaşam becerileri (Smead-Morganett, 2005) gibi pek çok konuda etkili olduğu görülmüştür. Gruba katılan bireylerin gerekli moti-vasyona sahip, içten, spontan, işbirliği yapmaya yatkın, grup kurallarına uyan ve yeni deneyimler yaşamaya açık davranışlar sergilemeleri kişisel amaçlarına ulaşmalarını kolaylaştırmakta, bunların karşısındaki davra-nışları ise grup yaşantısından beklenen faydayı görmeyi zorlaştırmakta-dır. Hiç kuşkusuz terapötik etkileşimi engelleyen en önemli zor üye dav-ranışı dirençtir.

Direnç Nedir?

Direnç, gerek bireysel gerekse grupla psikolojik danışma ortamında, da-nışanların biricik olan dünyalarını, süreç içerisinde yaşamaktan kaçınma-ları, şimdi ve burada olamamakaçınma-ları, kendilerini terapötik ortamdan soyut-lamaları ve terapötik iletişimi engelleyen bir öğe olarak tanımlanabilir (Umucu ve Voltan-Acar, 2011). Direnç kendini açmayı, davranışsal amaç-lara ulaşmayı ve gruba katkı sağlamayı engelleyen bir faktördür. Özellikle zamanla sınırlı olan kapalı gruplarda direnç gereğinden fazla uzarsa,

(6)

sü-996OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

reci yavaşlatma, engelleme ve eylem evresine geçişi geciktirme hatta ey-lem evresine geçememe gibi grubu terapötik süreçten uzaklaştıran bir dizi güçlüğe yol açabilmektedir (Yıldırım ve Durmuş, 2015). Ayrıca grupta bir üyenin direnç göstermeye başlaması diğer grup üyelerinin de direnç gös-termesine neden olabilmektedir.

Direncin tanımı ve analizi konusunda ilk akla gelen kuramcı olan Sig-mund Freud direnci “analiz sürecine ve uygulamalarına karşı gelen bütün güçler” olarak tanımlamıştır; yani psikanalitik kurama göre direnç serbest çağrışımı gizleyen, hastanın hatırlama ve içgörü kazanma çabalarını bo-zan, değişim isteği ve akılcı egosuna karşı çalışan ve tüm bunlarla analitik çalışma sürecini kesintiye uğratan her şeydir (Terbaş, 2005). Nevrotik ya-şam tarzını sürdüren her türlü içsel etken dirençtir. Gestalt yaklaşımı di-renci kişinin istemediği şeylerle karşılaştığında ortaya çıkan, “dışarıdan kendisine kabul ettirilmeye çalışılan baskıya karşı kişinin bütünlüğünü sağlayabilmek ve varlığını sürdürebilmek için kendini savunması ve ko-ruması” olarak tanımlamaktadır (Daş, 2006). Bir anlamda direnç üyelerin kendi gelişimlerine katkı sağlamayı reddetmeleridir (Perls, 1992). E.Poster ve Polster (1973; akt:Corey, 2008) gestalt terapide karşı çıkılan beş ana di-renci; içselleştirme (introjection), yansıtma (projection), geriye dönme (ret-roflection), sözünden dönme (deflection) ve kavşak noktası (confluence) olarak belirtmektedir.

Direnç, üyenin değişim ve danışmaya olan ambivalansını ya da eksik motivasyonunun göstergesidir (Engle ve Arkowitz, 2006). Direnç iki du-rumda artış göstermektedir. Bunlardan ilki, genellikle yeni bir konu ele alındığında direncin artmasına karşın konu açıklığa kavuştukça dirençte azalmanın görülmesi, ikincisi üyenin lidere karşı geliştirdiği duyguların (transferansın) yoğun yaşandığı dönemdir (Bozkurt, 2014). Grupta direnç içeren davranışlardan bazıları, oturumlara gelmeme (oturum gününü/sa-atini unutma), geç gelme, grupta güveni sorgulama, geçici sessizlikler, öğüt isteme, davranışsal amaçları belirlememe, diğer üyeleri koruma, üyelerin birbirlerini görmezden gelmeleri, birbirlerine katkıda bulunma-maları, çok konuşma ya da hiç konuşmama, temel sorunlardan değil yan sorunlardan bahsetme, konuşurken birden durma, söylediği bir sözü dü-zeltmeye çalışma, dil sürçmesi, grup içinde yeterince konuşmayıp grup dışında sosyalleşmek isteme, verilen ödevleri yapmama ve oturumlarda başka şeylerle ilgilenmedir (Ohlsen, Home ve Lawe, 1988; Geçtan, 2000;

(7)

Beutler, Moleiro ve Talebi, 2002; Haugaard ve Sandberg, 2008; Voltan-Acar, 2012; Sarı, 2014; Koydemir, 2016b).

Direncin Nedenleri Nelerdir?

Grup sürecinin her aşamasında görülebilen direncin nedenleri ve göste-rilme şekilleri farklı olabilir. Örneğin, başlangıç aşamasındaki direnç gü-venin oluşmaması, üyeler arasında birliğin henüz sağlanmaması ve üye-lerin kendiüye-lerini güvende hissetmemeleri ile ilişkiliyken; geçiş aşamasında daha çok sınırları test etme, lideri zorlama, güven ilişkisini anlama ve ken-dini güvende hissetme; eylem aşamasında ise daha çok üyelerin kendile-rini fazla açmaları ile ilgili olabilmektedir (Dinkmeyer ve Muro, 1971; akt:Koydemir 2016b). Direncin anlamı, ne amaçla ortaya çıktığı, kişiyi ne-lerden ve nasıl koruduğu, hangi ihtiyaçlara dayandığı anlaşılmadan ve bunlarla ilgili çalışmalar yapılmadan direncin ortadan kaldırılması gestalt terapistlerine göre kısa süreli olarak değişime yol açsa da, değişimin ge-nellenebilirliğini ve etkililiğini düşürür (Daş, 2006). Direnç içeren davra-nışlar üyelerin kişilik özelliklerinden, geçmiş yaşantılarından veya grup içi dinamiklerden kaynaklanabilmektedir. Tekelleştirme, sessizlik ve içe kapanma, düşmanlık, kurtarıcı olma ve üstünlük sağlama direnç içeren zor üye davranışlarından bazılarıdır. Direncin nedenleri şunlardır: 1. İyi yapılama yapılmaması: Grup çalışmasının hedefleri, metodu ve mantığı konusunda anlaşamamak dirence neden olan önemli bir faktör-dür (Haugaard ve Sandberg, 2008). Örneğin, kimi üyeler lideri bir öğret-men gibi görmekte ve grup içi etkileşimde başlangıçta belirlenen kurallara uymayan bir üye olduğunda kendileri sorumlu bir davranış örneği göste-rip müdahalede bulunmak yerine liderin tepki vermesini beklemektedir-ler. Bu durum üyelerin daha önceki yaşamlarında bir sorunun üstesinden gelme konusunda anne-baba, öğretmen veya apartman yöneticisi gibi bi-rinin tepki vermesine yönelik beklentilebi-rinin devamıdır. Yeterince özerk olamayan birey adım atmak, eylemde bulunmak yerine çatışma yaşama-mak için çekimser davranıp müdahaleyi otoriteden beklemeye alışmıştır ve grupta da lideri otorite olarak algılamaktadır. Oysa psikolojik danış-mada özerklik esastır ve kendisini rahatsız eden bir duruma uygun tep-kiyi verme sorumluluğu üyeye aittir. Lider tarafından beklentisi yerine

(8)

998OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

getirilmeyen üye bu andan itibaren direnç göstermeye, liderin yetkinliğini sorgulamaya başlayabilir. Grupla psikolojik danışmayı öneri ve öğüt alma süreci gibi gören başka bir üye de beklentisi karşılanmayınca sürece inancı kalmaz ve oturumlara gelmeme, grup yaşantısını itibarsızlaştırmaya ça-lışma gibi direnç tepkileri verebilir. Bu nedenle liderin rol ve sorumluluk-ları, üyelerden beklenenler, grupla psikolojik danışmanın ne olduğu gibi konularda ön görüşmede veya başlangıç aşamasında iyi bir yapılama ya-pılmalıdır ancak fazla yapılama yapmanın da dirence neden olabileceği unutulmamalıdır.

2. Üyelerin kendileri ile ilgili paylaşımda bulunmak istememeleri: Ab-raham, Lepisto ve Schultz (1995) tarafından yapılan bir araştırmada ça-lışma grubundaki adolesanların tamamının grupla danışma yerine bireyle danışmayı tercih ettikleri belirtilmiştir. Bunun nedeni üyelerin kendileri ile ilgili konularda içtenlikle paylaşımda bulunduklarında diğer üyeler ta-rafından küçümsenebileceği, alaya alınabileceği, itibarsızlaştırılabileceği ve yalnızlaştırılacağı konusundaki endişeleridir. Özellikle utanç veya suç-luluk barındıran yaşantıların başkaları önünde paylaşılması zordur. Bu nedenle bazı üyeler oturumlar boyunca üçüncü kişilerden, olaylardan ya da yan sorunlardan bahsedebilmektedirler. Kimi üyeler ise geçmiş yaşam-larında yaşadıkları incinmeler, kendilerini oldukları gibi kabul edememe-leri ve “eğer beni olduğum gibi tanısalar hala sevmeye devam ederler mi?” düşüncesi nedeniyle kendileri ile ilgili paylaşımda bulunmak iste-meyebilirler. Oysa bir şeyleri saklamak, çok fazla dikkat ve enerji gerek-tiren bir eylemdir (Tuna, 2016). Bu nedenle grup liderleri bu korku ve en-dişelerin grupta paylaşılmasını teşvik etmeli ve ve korkuların benzerli-ğine ve evrensellibenzerli-ğine dikkat çekmelidirler (Corey, Corey ve Corey ve 2010).

3. Üyelerin doğrudan ya da dolaylı olarak davranışlarında değişim yap-mak istememeleri: Bireyler sonunda ne olacağı kesin olarak bilinmeyen durumlar için mevcut tarzlarında veya yaşantılarında değişiklik yapma riskini almak istemeyebilirler. Yapmamak için mazeretler ve gerekçeler üretebilirler. Birçok üye yaşamında değişiklikler yaratmak istemektedir ancak değişim sağlamak için öncelikle kendisinin değişmesine direnç gös-terdiğinin farkında değildir. Davranışlarda ve yaşam tarzında değişiklik

(9)

yaratmak için psikolojik esneklik gerekmektedir. Thorndike’ınhazırbulu-nuşluk yasasına göre bir insana bir davranış ancak o kişi bu davranışı yap-maya hazır iken yaptırılabilir (Hergenhahn ve Olson, 2005). Hazır değil-ken bir insandan bir şey yapması istendiğinde mazeret üretme, yan sorun-lardan bahsetme, hatta davranışı yapmaya zorlayan kişiye yönelik öfke duyguları belirebilir. Bu nedenle davranış değişikliği için bireyde moti-vasyon geliştirilmesi, olası kazanımların gösterilmesi, güven oluşturul-ması, cesaretlendirilmesi, teşvik edilmesi kısacası davranışı yapmaya ha-zır hale getirilmesi gerekmektedir.

4. Kendileri ile ilgili farkındalık yaşamak istememeleri: Bireylerin far-kındalık düzeylerinin düşük olmasının birçok nedeni olabilir. Bazı konu-lardaki yetersiz bilgiler, içgörü ve öngörü düzeyindeki düşüklük, yaşadığı sorunlardan ya da kolay incinebilir kişilik yapısından dolayı çevresindeki bireylerin kendisine gerçekçi geri bildirim vermemeleri, aşırı mesafeli ki-şilerarası ilişkiler ve tartışmacı iletişim tarzı gibi nedenler geri bildirim al-mayı, kendisiyle ilgili yeni bakış açıları geliştirmeyi ve farkındalık geliş-tirmeyi etkileyebilmektedir. Birçok insan dile getirmese bile temel sorun-larının ardındaki gizli nedenleri bilmektedir. Eğer bu nedenler bireyin ka-bul etmekte güçlük çekeceği, acı duyacağı nedenler ise bunları bilinçli ola-rak saklamak ya da bilinçdışı düzeyde bastırmak bireyin ruh sağlığını ge-çici olarak koruyabilir. Oysa Heidegger’ın da belirttiği üzere, nedeni bi-linmeyen karmaşık duygular, açık bir farkındalığa dönüştürüldüğünde nasıl biri olmak isteneceği konusunda daha olumlu çözümler üretilebilir (Corey, 2008).

5. İkincil kazançlarından vazgeçmek istememeleri: Kimi bireyler koşul-ların kurbanı görünerek, dışsallaştırma savunma mekanizmasını sık sık kullanarak, yaşadıkları acılardan bahsederek ve hileli yönlendirme içeren manipülatif davranışlar sergileyerek başkaları üzerindeki görünümlerini kontrol edebilirler. Başkalarının kendilerini aslında oldukları gibi değil, göstermek istedikleri gibi görmelerini isterler. Mağdur ve kurban görün-mek bireyi sorumluluk almaktan kurtardığı gibi sürekli yardım edilen ko-numunda olmayı da sağlar. Bu durum bireylerin problemlerine daha fazla bağlanmalarına neden olabilir.

(10)

1000OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

6. Transferans (Aktarım): Transferans, üyenin psikolojik yardım ortamı dışında deneyimlediği duygu ve bilişlerini psikolojik danışmana/lidere yansıtması, bir üyenin lideri ya da herhangi bir grup üyesini kendi yaşa-mındaki önemli birine benzetmesi ve benzetilen kişiye bu benzetme teme-linde davranmasıdır (Bernard ve Goodyear, 2004). Transfrerans çoğu kez küçükken edinilen bağlanma stilinin terapötik ortamlarda yinelenişi şek-linde de görülebilmektedir. Özellikle kaygılı ve kaçınmacı bağlanma stil-lerinin oturumlarda transferans yaşama ihtimali daha yüksektir. Bu gibi durumlarda gestalt terapideki deneyler, analitik terapideki yorumlama-lar, transaksiyonel analizdeki oyun analizi ve bilişsel terapilerdeki aşağı ok tekniği gibi uygulamalarla danışanda içgörü geliştirmeye çalışılabilir. 7. Kültürel etmenler: Kültürel etkenler de dirence neden olabilmektedir. Örneğin, Türk kültüründe danışanlar rol oynamaya yönelik teknikleri uy-gulamakta güçlük çekebilirler; çünkü mükemmeliyetçi olduklarından, spontanlıktan uzaklaşıp, rollerini iyi oynamak gibi bir kaygı yaşadıkları kadar etraftan seyredilmeğe ilişkin de kaygı yaşarlar (Voltan-Acar, 2004). Katı ahlak yargıları ile yetişen üyeler bilişsel düzeyden duyuşsal düzeye geçmekte güçlük yaşayabilirler. Bu durum kendini açmayı engellediği gibi grupta baskın olma, ahlak bekçiliği yapma ve öğüt verme gibi zor üye davranışları göstermelerine, kendilerini sorunları olmayan diğer üyeleri sorunları olan üyeler olarak görmelerine ve yardım alan rolünü yerine ge-tirmemelerine neden olabilir. Değişik kültürlere ilişkin önyargıları olan üyeler kaygı yaşama, güven duymama ve çatışmalara girme gibi davra-nışlar gösterebilirler. Aile hayatını başka bireyler önünde konuşmak kimi kültürlerde mahrem alan olarak değerlendirilebilir. Ataerkil kültürle bü-yümüş erkek üyeler kadınların yanında duygularından bahsetmeyi güç-süzlük olarak değerlendirirken, kimi kadınlar dini ve kültürel altyapıla-rından dolayı erkek üyelerin yanında kendini açma konusunda aşırı kont-rollü davranabilirler. Grup liderlerinin danışanların kültürel geçmişini araştırması, anlaması ve farklı kültürlerin gruptaki iletişimi nasıl etkileye-bileceğinin bilincinde olması gerekmektedir (Holcomb, McCoy ve Moore-Thomas, 2011). Bununla birlikte liderin değerleri ve yetiştiği kültürün iz-leri de grupta objektif olmasını engelleyebilir. Liderler kendi önyargıları konusunda da duyarlı olmalı ve gestalt terapistlerinin yaptığı gibi kendi duygu ve düşüncelerine karşı “paranteze alma” işlemi uygulamalıdırlar.

(11)

8. Grupta uyum (güven) düzeyini yeterli görmemeleri: Grup yardımla-rının en belirgin özelliklerden biri yarattığı güvenli ve iyileştirici ortamdır. Yalom ve Leszcz’e (2005) göre bir gruptaki en önemli iyileştirici faktör grup uyumudur. Grubun uyumu grubun üyelere ne derecede çekici gel-diğidir. Üyelerin başkaları tarafından nasıl değerlendirildiğini düşünme-den, reddedilme korkusu yaşamadan paylaşımda bulunmaya, bu sayede kendileri gibi davranmaya ve kendilerini açmaya başlamaları iyileştirici gruplarda gözlenen ve süreci geliştiren faktörlerdir (Koydemir, 2016b). Grupta üyelerin birbirlerini tanımaya başladıkları ve kaygı yaşadıkları başlangıç evresinde grup uyumunun düşük düzeyde oluşu normaldir. Grupta güvenin sağlanamadığının işaretleri katılımcıların inisiyatif alma-maları, gruba açılmaalma-maları, kendilerini ifade ederken tedirgin olalma-maları, katılım göstermemek için bahaneler bulmaları ve tepkilerini ya kendile-rine saklamaları ya da dolaylı olarak ifade etmeleri olabilir (Canel-Çınar-baş, 2015).

9. Grup içi dinamikler ve grubun yapısı: Üye sayısının fazlalığı, üyeler arası yaş farkının oldukça heterojen oluşu, gönülsüz üyelik, gruptaki ka-dın-erkek sayısının dengesiz dağılımı, sosyo-kültürel ya da ekonomik dü-zey farklılıkları, üyelerin grup dışında sosyal ilişki içinde olmaları, anlık etkileşimler, gizliliğin ihlali, çatışmalar ve lider tarafından zor üye davra-nışları ile başa çıkamama gibi nedenler direncin gelişmesine neden olabi-lir (Koydemir, 2016b).

Dirençle Başa Çıkmak için Neler Yapılabilir?

Grupla psikolojik danışma ortamında üye kendisi için önemli olan konu-ları başkakonu-ları ile paylaşmak durumundadır. Bunu nasıl yapacağını bile-meyeceği gibi anlatacaklarına karşılık gruptan nasıl bir tepki alacağının kuşkusu ile kendini açma konusunda tereddüt yaşayabilir (Voltan-Acar, 2009). Üyenin kişilik yapısı, yetiştiği kültür, liderin tarzı, grup içi etkile-şimler ve gruptaki anlık yaşantılar kendini açma konusunda bireyin te-reddütlerini artırabilmektedir. Kendisi ile ilgili neleri, nasıl paylaşacağını bilemeyen üyeler direnç içeren zor üye davranışları gösterebilmektedirler. Dirençle başa çıkmak için yapılabilecekler direnç ortaya çıkmadan önce

(12)

1002OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

ve direnç ortaya çıktıktan sonra yapılabilecekler olarak sınıflandırabil-mektedir.

Direnç Ortaya Çıkmadan Önce Yapılabilecekler;

İyi planlama yapma: Grubun hazırlık aşamasındaki önemli konulardan biri grubun hangi üyelerden oluşacağıdır. Zorunlu haller dışında gruba üye seçiminde en önemli ilke gönüllülük olmalıdır. Gruba katılan üyelerin grubun temel amaçlarına uygun, ağır duygusal bozukluk, antisosyal kişi-lik bozukluğu veya narsizm gibi davranış bozukluğuna sahip olmayan, değişim için motivasyona sahip ve kapalı gruplarda mümkün olduğu ka-dar her oturuma katılmaya engel durumu olmayan üyelerden oluşması gerekmektedir. Ön görüşme ile üye seçimi yapılıyorsa her yeni üyenin daha önceki üyelerle uyumlu olup olmadığı gözden geçirilmeli ve çalışı-lan konunun türüne göre yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve prob-leme sahip olma derecesi vb. değişkenlerine göre uygun heterojen yapı sağlanmalıdır. Yanlış üyelerden oluşan grup oluşumlarının dirence sebep olabileceği unutulmamalıdır. Üyelerin grup yaşantısından beklentileri öğ-renilmeli, beklentileri ve grup yaşantısına ilişkin algıları, grup türü ve amacı ile çelişecek üyeler gruba alınmamalı, kendileri için uygun olan di-ğer yardım kanallarına yöneltilmelidir (Chen ve Rybak, 2004; Jacobs, Masson ve Harvill, 2006, Kağnıcı, 2016).

İyi yapılama yapma: Lider sahip olduğu bilgi, eğitim, deneyim, yaklaşım, grubu yönetim şekli, kullandığı terapötik beceriler, benimsediği etik ilke ve kurallar ve yetkinliğiyle bir profesyonel olarak bireyleri ve süreci etki-leyebilmektedir (Türküm ve Akdoğan, 2007). Grupta direnç oluşumunu engellemenin ilk yolu direnci önlemektir. Bunun için iyi bir yapılama ge-reklidir. Yapılama üyelerin süreçle ilgili genel bilgilerinin olmasına, belir-sizliklerin kısmen ortadan kaldırılmasına, beklentilerin netleşmesine ve kabul edilebilir normlar konusunda öngörü geliştirmeye katkı sağlamak-tadır. Bu amaçla, grupla psikolojik danışmanın ne olduğu, grubun genel amaçları, gizlilik ve özerklik ilkeleri, üyelerden beklenenler ve liderin rolü gibi konularda üyeler bilgilendirilmeli, varsa soruları yanıtlanmalıdır (DeLucia-Waack, 2006; Corey ve Corey, 2010; Brown, 2013; Gizir, 2016).

(13)

Terapötik ortamın (koşulların) sağlanması: Psikolojik danışmanların, değerlerinin mesleki çalışmalarını nasıl etkileyebileceğine ilişkin bir far-kındalığa sahip olmaları gerekmektedir. Psikolojik danışmanların sözleri kadar sözel olmayan davranışları ve beden dili mesajları da danışanlarını çeşitli açılardan etkileyebilmektedir (Üzar-Özçetin ve Yalçın, 2015). Danış-manlar hiçbir şart koşmadan danışana değer vermeli ve onu samimiyetle kabul etmelidir. ”….yaptığın takdirde seni kabullenirim” şeklindeki yak-laşım doğru bir tavır değildir. Doğrusu “seni olduğun gibi kabul ediyo-rum” ifadesidir (Corey, 2008). Grup liderinin ve üyelerinin birbirlerini yargılamadan koşulsuz kabul edebilecekleri bir ortamın oluşturulması grupla psikolojik danışmada temel koşuldur (Fehr, 2003). Danışana yöne-lik koşulsuz kabul ve saygı, uygun empatik anlayış, tutarlılık ve saydam-lık lider tarafından sağlanması gereken terapötik koşullardır. Lider karşı-lıklı anlayış ve destekleyici bir ilişki tarzı oluşturmalıdır. Liderin, grup uyumunu tek başına yaratması ve üyelere sunması mümkün değildir; an-cak bu uyumun gelişmesi için çeşitli müdahaleler yapabilir. Örneğin, üye-ler arasındaki benzerliküye-leri, ilişki kalıplarını göstermesi, her üyenin değer verildiği ve diğerleri tarafından kabul edildiği bir ortam yaratması, çatış-maların rahatça sergilenmesine olanak sağlaması aynı zamanda grubun yararlarını ve üyeleri koruması bunlar arasında sayılabilir (Koydemir, 2016a). Grubun başlangıç aşamasında grupta olmayla ilgili duyguların paylaşılması sağlanarak evrensellik temelinde kaygıların azaltılması ve zihinlerdeki soruların giderilmesi de gerekmektedir.

Direnç Görüldüğünde Yapılabilecekler;

Görülen direncin ifade edilmesi: Öncelikle direncin iyice belirmesine olanak verilmelidir. Bunun içinde en uygun yol sabırla beklemek ve din-lemektir. Zamansız bir yorumla üye ürkütülmemelidir. Yeri ve sırası ge-lince, belli bir davranışın bir direnç belirtisi olabileceğini ve bunun anla-mının araştırılmasındaki yararları açıklamak etkin bir yol olabilir (Öztürk, 1985). Direncin kırılması için üyelere direncin ne olduğu anlatılabilir. Ör-neğin, yeni bir işe başlamadan önce ertelemeler bir dirençtir ve üye far-kında olmadan kendine oyalayıcılar bulmaktadır. Lider üyeye “Bunu

(14)

er-1004OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

telemen olacaklardan kaçman anlamına mı geliyor, buna bir direnç diye-bilir miyiz?” diye sorduğunda alacağı cevap “evet” olursa direncin kırıl-ması ve farkında olunkırıl-ması sağlanmış olabilmektedir (Sarı, 2014). Oturum-lara geç gelen bir üyeye “ son üç oturuma geç geldiniz, bunun anlamı ne olabilir” şeklinde bir soru sorulabilir (Öztürk, 1985). Lider grubun gene-lini etkileyen bir direnç gördüğünde “şu an burada bir şeyler oluyor ve ben yakalayamıyorum, şu an grupta neler olduğuyla ilgili gözlemlerimizi paylaşmak istiyorum, kim başlamak ister?” diye sorabilir. Böylece lider gördüğü direnci ifade etmede kullandığı ben dili ya da saydamlık ilkesi ile diğer üyelere gördüğü direnci ifade etmede model olabilir.

Şimdi ve buradaya getirme: Grubun ilerleyebilmesi için üyelerin ve lide-rin problemleri ele alarak “şimdi ve buradaya” odaklanmaları gerekmek-tedir (Yalom ve Leszcz, 2005). “Şimdi ve burada, transferans, destekleme, karşı koyma gibi duygular ortaya çıktığında bunların farkına varma ve uygun olduğunda ifade etme” demektir (Naar, 2007). Grup çalışması ge-nelde kişilerarası bir yaklaşım biçimi olduğu için kişilerarası ilişkilerin üzerinde durulduğu ve o anda üyelerde oluşan duygu ve düşüncelerle çalışıldığı zaman daha etkili olmaktadır (Fehr, 2003). Psikolojik danışma-nın şimdi ve buradalığı, gizli ve üstü kapalı duyguları açığa çıkarmakta ve psikolojik danışma iletişiminin özelliklerine ilişkin konuşma olanağı sağlamaktadır (Hackey ve Cormier, 2008) -- Şu anda hangi duygular içe-risindesin? – Şu an neler yaşıyorsun? - Şu anda seninle benim aramda ne-ler geçiyor? Bu sessizlik ne anlama geliyor? Kalbin dile gelip şu anda his-settiklerini söyleyebilseydi neler söylerdi? gibi söylemler üyeye şimdi ve buradaya getirmeye yardımcı olan ifadelerdir. Dilek kipiyle kurulan cüm-leler güvenlik ve mesafe sağlamakta ve çoğu kez şaşılacak biçimde kolay-lık getirmektedir (Yalom, 2002). Örneğin, anne babası ayrı olan ve uzun süredir babası ile konuşmadığını söyleyen bir üyeye “eğer babanla şu an görüşüyor olsaydın neler söylerdin?” diye sorularak da şimdi ve buraya getirilebilir.

Diğer üyelerin gözlemlerini paylaşmalarının sağlanması: Lider “birbiri-mizle ilgili izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum, kim başlamak ister?” veya “bazılarımızın gruptaki güven düzeyini sorguladığını düşünüyo-rum, benzer izlenimleri olan paylaşabilir” gibi ifadelerle diğer üyelerin

(15)

grupta beliren dirençle ilgili gözlemlerini paylaşmalarını isteyebilir. Lider gördüğü direnci belirttikten sonra üyenin o davranışından nasıl etkilen-diklerini diğer üyelere sorabilir. Gruptaki üyelerle ilgili izlenimlerin pay-laşıldığı bir oturumda bir üye bazı üyelere dönerek gruba gerçek anlamda katkı sağlamadıkları ile ilgili düşüncesini söyleyebilir. Bir başka üye belir-gin olarak bir üyeye hep düşüncelerinden bahsettiğini, duygularını laşmadığını belirtebilir. Lider üyelere “gerçek duygularını yeterince pay-laşmadığı konusunda gruptan birine karşı öfkeli olsaydın, bu kim olurdu?” diye sorabilir ve aldığı cevaba göre “paylaştırma” becerisini kul-lanarak benzer duyguların ifade edilmesini sağlayabilir. Suçlayıcı olma-yan geri bildirimler ve liderin destekleyici tarzı, üyelerin farkındalık ka-zanmalarına, “bilinmeyen alanlarının küçülmesine” katkı sağlayabilir. Ayrıca direnç gösteren üyeyle benzer sorunları olanlar konuşturularak üyenin kendi direnci ile ilgili farkındalık geliştirmesi sağlanabilir.

Kuralların hatırlatılması: Başlangıçta grup tarafından birlikte oluşturul-muş ve bilgilendirilmiş onay formunda belirtilmiş kurallar yerine getiril-mediğinde lider “sınır koyma becerisi” kullanılarak yapılamayı tekrarla-yabilir ya da yeniden yapılama yapabilir. Örneğin, tekelleştirme yapan üyeler olduğunda lider “ yaşantılarımızla ilgili daha fazla konuşma arzu-larınıza anlıyorum ancak herkesin duygularını ifade edebilmesi için za-manı daha dengeli kullanmamız gerektiğini düşünüyorum” diyebilir. Grup dışında birbirleriyle sosyal ilişki kurma konusunda istekli olan üye-lerle ilgili izlenimlerini “gruptaki ilişkileri grup dışına taşımakla ilgili ar-zularınızı anlıyorum, buradaki üyelerin grup dışında ideal arkadaş olabi-leceğini düşündüğünüzü görüyorum ancak bizlerin buraya arkadaş bul-mak için değil, burada kazandığımız beceriler ile grup dışında varolan ilişkilerimizi daha da geliştirmek için geldiğimizi ve grup oturumları bo-yunca grup dışında sosyal ilişki geliştirmemekle ilgili ilk hafta birlikte koyduğumuz kuralı hatırlatmak istiyorum’ diye söyleyebilir.

Üyelere sorumluluk verilmesi: Grupla psikolojik danışmada üyelerin yardım alıp verme ve değişme konusunda sorumluluk almaları gerek-mektedir. (Ohlsen, Home ve Lawe, 1988). İyi işleyen bir grupta üyelerin kendileri ve başkaları hakkında sorumluluk duymayı öğrenme hem süreç hem de sonuç amaçlarındandır (Gibson ve Mitchell,1981). Lider değişik

(16)

1006OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

direnç belirtilerine yönelik üyelere farklı sorumluluklar vererek kaygıları azaltabilir, kendini açmaları için onları teşvik edip cesaretlendirebilir. Ör-neğin, sessiz bir üyeye özetleme yaptırabilir, rol oynattırabilir,başka bir üyeye geri bildirim verebilir, bir konuyu bir sonraki oturuma kadar araş-tırmasını ve izlenimlerini grupla paylaşmasını isteyebilir.

Motivasyonel görüşme tekniklerinin kullanılması: Üyelerin danışmaya ilişkin düşük motivasyonları dirence sebep olabilir (Engle ve Arkowitz, 2006). Motivasyonel görüşmede danışanın yaptığı değişimler üzerine ko-nuşulur, özellikle bu değişimleri gerçekleştirmek için hangi kaynakları kullandığı, nasıl başardığı, bu yaptıkları hakkında ne söylemek istediği, sahip olduğu hangi gücün onu buraya nasıl getirdiği gibi sorular sorula-bilir (Westra 2004). Empatiyi ifade etme, çelişki geliştirme, dirençle yuvar-lanma ve özyeterliliği destekleme motivasyonel görüşmenin temel ilkele-ridir (Miller ve Rollnick, 2009). Motivasyonel görüşmenin temel aksiyom-ları üyelerin cesaretlenmelerine, kendilerini güvende hissetmelerine, ken-dilerini daha olumlu algılamalarına ve savunmaların azalmasına olanak sağlayabilir.

Fotoğraflardan yararlanma: Üyelerden oturuma birkaç fotoğraf getirme-leri ve bunlardan bir tanesini grupla paylaşması istenebilir. Daha sonra üyeye “neden bu fotoğrafı seçtin?”, “bu fotoğrafın hikayesi nedir?”, “bu fotoğrafla ilgili neyi değiştirmek isterdin?”, “bu fotoğraf sende hangi duy-guları uyandırıyor?” gibi sorular lider tarafından sorulduğu gibi diğer üyelerde fotoğrafla ilgili soru sorabilirler (Kalı-Soyer, 2015). Bu uygulama kendini açmayı, grupta güven oluşumunu kolaylaştırır ve direnci kır-maya katkı sağlayabilir.

Metafor Kullanımı: Grupla psikolojik danışma sürecinde metafor kulla-nımının kendini açmayı kolaylaştırıcı bir etkisi vardır (Corey ve Corey, 1997; akt:Karaırmak ve Güloğlu, 2012). Örneğin, “kitap” metaforu kulla-nılarak. “bir kitap olsaydınız, kitabın başlığı ne olurdu?, nasıl bir kapağı oldurdu? önsözü olur muydu? hangi bölümlerden oluşurdu?, bu kitabı kimlerin okumasını isterdiniz?” gibi danışanın iç dünyasını anlamaya yö-nelik sorular yöneltilebilir. Üye liderden gelen doğrudan mesaj ve müda-halelere direnç gösterirken metafor aracılığıyla kişiliğin daha kabul edici

(17)

yönüyle iletişim kurmaktadır (GrothMarnat, 1992; akt: Karaırmak ve Gü-loğlu, 2012).

Üyelerin dirençleri üzerinde çalışmaya teşvik edilmesi ve desteklen-mesi: Kendisi ile ilgili küçük bir paylaşım yapan üyeye lider “……bunu bu şekilde ifade etmekle gerçekten iyi bir iş çıkardın (destekleme), kendini hazır hissettiğinde, ………….hakkındaki hislerini de bizimle paylaşaca-ğına inanıyorum (cesaretlendirme)” diyebilir. Beden dili tepkileri ipucu olarak değerlendirip “………., ailelerimizle ilgili konuşurken eline ağzına götürdüğünü ve bir şeyler düşündüğünü görüyorum. Burada bu düşün-celerle ilgili duygularımızı paylaşmak için biraradayız, senin duygularını, ruhunun sesini de duymak istiyoruz. Paylaşmaya ne dersin?, tam olarak ne var o duyguların içinde”, gibi konuşmaya açık davet ve derinlemesine inceleme becerileri kullanılabilir.

Yüzleştirme yapma: Psikolojik danışma ortamında, psikolojik danışma-nın danışana saygısını kaybetmeden, empati kurarak zamanlamadanışma-nın iyi olduğu, kendisi olmadan danışanın ideal benliğiyle gerçek benliği ve/veya sözel anlatımıyla davranışı arasındaki çatışmalarını, tutarsızlıkla-rını, çelişkilerini ortaya koyma süreci yüzleştirme olarak tanımlanabilir (Voltan-Acar, 2015). Direnç tehdit edici malzemenin farkındalık kapsa-mına girmesini engellediğinden, çatışmalarıyla gerçekçi bir biçimde başa çıkmayı isteyen danışanların dirençle yüzleşmeleri gerekmektedir (Corey, 2008). Yüzleştirme ancak güven oluştuktan ve üyenin hazır olduğu anda yapılabilir. Bu nedenle başlangıç aşaması ve geçiş aşamasının başlarında yüzleştirme yapmak doğru değildir. Yüzleştirme için en uygun evreler ge-çiş aşamasının sonu ve eylem aşamasıdır. Sonlandırma aşaması eylem dü-zeyinin ve yeni öğrenmelerin en az olduğu evre olduğundan yüzleştirme yapmak için tercih edilen bir evre değildir. Yüzleştirmeler saydamlık il-kesi gereğince ben dili kullanılarak yapılmalıdır. Yüzleştirme yaparken sen dili kullanmak suçlayıcı olabileceği ve üyeyi savunmaya itebileceğin-den dolayı sakıncalıdır. Yüzleştirmede amaç farkındalık ve yeni bir bakış açısı kazandırmak ve niyetle eylem arasındaki tutarsızlıkları göstermek olduğundan sadece yüzleştirme ifadesi kullanmak yeterli değildir. Ama-cın kişiselleştirilmesi becerisi kullanılarak üye yeni bir davranış için mo-tive edilebilir Örneğin; “bir yandan sınavda yüksek not almak istediğini

(18)

1008OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

diğer yandan son zamanlarda çok az ders çalıştığını görüyorum (yüzleş-tirme)-???- yeterince ders çalışmadığın için kendini kötü hissediyorsun ve iyi bir plan yapıp bir an önce ders çalışmaya başlamak istiyorsun” (amacın kişiselleştirilmesi) diyebilir.

İkili ya da grup etkinliği (aktivite) yapma: Aktiviteler, grup liderinin sanatını icra ederken kullandığı birer araçtırlar. Bir marangozun ürününü ortaya koyarken yanından hiç ayırmadığı “takım çantası” gibi grup lideri de farklı türdeki gruplarla ya da danışanlarla, hatta farklı amaçlar gerçek-leştirmek isterken takım çantasındaki bu aktivitelerden yararlanır (Trot-zer, 2004). Grubun değişik aşamalarında, grup içi farkındalığı ve etkile-şimi artırmanın, değişim sağlamanın ya da yeni davranışların denenme-sine olanak sağlamanın bir yolu olarak farklı etkinlikler kullanılabilir (Co-rey, Corey ve Co(Co-rey, 2006). Bunun yanında etkinlikler, sorunlu durumları netleştirmeye, çözüm için seçenekler sunmaya, kaygı yaratan durumları hafifletmeye ve grup içinde oluşan tıkanıklıkları açmaya da yardımcı ol-maktadır. (Çakır, 2016a). Grup çalışmasının önemli faydalarından birisi, kişinin en kötü anlarını, gerçek yaşamda yaşamadan önce, laboratuvar or-tamında denemesini sağlamasıdır (Ormont, 1992). Boş sandalye tekniği gibi aktivitelerle üyeler bitirilmemiş işlerini bitirebilir veya rol oynama tekniği gibi bir aktiviteyle gerçek yaşamda yapmak istediği ancak yapa-madığı bir davranışı grup önünde deneyimleyebilir, davranışı ile ilgili gruptan geri bildirim alabilir ve o davranışı gerçek yaşamda uygulamak için cesaretlenebilir.

Bireyle psikolojik danışmaya yönlendirme: Tüm müdahalelere rağmen üyenin direnci ile grup yaşantısında başa çıkılamıyorsa mesleğin etik ku-rallarını çiğnenmeden üye bireyle psikolojik danışmaya yönlendirilebilir. Lider üyeyi bireyle psikolojik danışmaya yönlendirirken üyenin grup içe-risindeki itibarının zedelenmeden ayrılmasına dikkat etmeli, aynı üye ile aynı anda hem bireyle psikolojik danışma hem de grupla psikolojik da-nışma yapmamalıdır. Üyenin gruptan ayrılma gerekçesi gruba kısaca açıklanmalı, açıklama esnasında “direnç gösteriyordu” gibi jargon içeren ve etiketleyici olan bir dil kullanılmamalıdır. Bireyle psikolojik danışmaya alınan bireye bu durumun gerekçesi “ona daha fazla ayırma”, “derinle-mesine çalışma gereksinimi”, “bazı konuların bireysel danışmada daha iyi

(19)

çalışılabileceği” gibi nedenlerle açıklanabilir. Lider, bireyle psikolojik da-nışmaya yönlendirilen üyeyle dada-nışmaya kendisi devam etmeyecekse üyeyi uygun yardım kanalları konusunda bilgilendirilmelidir.

Sonuç ve Öneriler

Direnç deneyimsiz grup liderleri tarafından istenilmeyen ve oluştuğunda uygun müdahale teknikleri geliştirmede güçlük çekilen bir davranıştır. Oysa deneyimli bir lider tarafından belli bir düzeydeki direnç terapötik bir güç olarak kullanılabilmektedir. Grubun doğru üyelerden oluşturul-maması, iyi yapılamama yapılmaması veya terapötik koşulların sağlana-mamasından kaynaklı dirençler doğrudan liderin yeterlilikleri ile ilgilidir. Grupla psikolojik danışmada liderler sadece direncin ortadan kaldırılma-sına çalışmamakta, üyenin direnci ile ilgili içgörü kazanmasını da sağla-maya çalışmaktadırlar.

Psikolojik danışma çalışmalarının sonal (nihai) amacı bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle bireyin kendisini tanıması gerekmektedir. Grupla psikolojik danışmanın başlangıç ve geçiş aşamalarında Johari penceresinin açık alanı oldukça dardır. Bununla birlikte bilinmeyen alan olması gerektiğinden daha ge-niştir. Üyeler başkaları üzerindeki görünümlerini kontrol etmeye çalıştık-larından gerçek duygu ve düşüncelerini paylaşma konusunda çekingen davranmakta ve bir anlamda kendilerini gizlemektedirler. Bu durum geri bildirimleri savunucu olmadan kabul etmeyi güçleştirmekte, kendini aç-mayı ve duygusal farkına varaç-mayı engellemektedir. Aslında insanın kendi duygularıyla yüzleşmesi grup ortamında, daha kolay ve daha az tehdit edici olmaktadır çünkü yaşam olayları insandan insana farklılaş-masına karşın, duygular evrenseldir (Narr, 2007). Üyeler yalnız kendileri-nin ürkütücü ve kabul edilemez sorunları, düşünceleri, dürtüleri ve fan-tezileri olduğu yolunda huzursuz edici düşüncelerle danışmaya başlama-larına rağmen (Yalom, 2002) oturumlar süresince aynı durumu yaşayanın sadece kendileri olmadığını görmeye (evrensellik), daha spontan davran-maya ve başlangıçta kabul etmedikleri duygu ve düşünceleri kabul edip onlar üzerinde çalışmaya başlamaktadırlar. Bir anlamda grup yaşantısı üyelere kendileri ve kişilerarası ilişkileriyle ilgili eşsiz bir öğrenme ortamı sağlamaktadır (Smead-Morganett, 2005). Farklı grup türlerinde farklı

(20)

1010OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

odaklara vurgu yapılmaktadır. Örneğin, şimdi ve burada odaklı grup-larda o anda kişiye ve gruba ne olduğu, sosyal değer odaklı grupgrup-larda kişinin düşünce, duygu ve davranışlarının günlük yaşamdaki kullanılabi-lirliği değerlendirilmektedir (Çakır, 2016b). Grubun amacı, türü, neye odaklandığı ya da grubun yapısı farklı dirençlerin belirmesine neden ola-bilmektedir. Bu nedenle direnç yorumlanırken nasıl ortaya çıktığı ve hangi amaca hizmet ettiği iyi değerlendirilmelidir.

Kişilik ve alışkanlıklar süreç içerisinde geliştiğinden bunlar üzerinde kısa sürede büyük değişiklikler yaratmak mümkün değildir. Bu nedenle direnç üzerinde çalışmak sabır gerektirmektedir. Lider grup sürecine renç gösteren üyeyle, dirençli üyeyi ayırt etmek zorundadır; çünkü di-rençli üye kendisi ya da çevresiyle ilgili herhangi bir şeyi değiştirmek is-temeyebilir. İyi niyetle bu kişiye yardım etmeye çalışan lider farkında ol-madan diğer grup üyelerinden zaman çalarak bu dirençli kişiyle uğraşa-bilir. Bu da kayıptır (Jacobs, Harvill ve Masson, 1988). Oturumlara başka-sının yönlendirmesiyle gelen ya da karamsar kişilik yapısına sahip olan üyeler grupla psikolojik danışma sürecinin kendilerine fayda sağlamaya-cağını düşünebilmektedirler. Bu üyelerin duygularını anlamaya yönelik çalışmaların yapılması, kaygılarını ve duygularını ifade edebilmelerinin sağlanması gizli gündemlerin oluşmasını ve direnç içeren davranışların belirmesini önleyebilir. Liderin uygun olmayan kendini açma davranışı, değer aktarımı ve liderlik tarzı da direnç oluşturabileceğinden liderin ken-dini tanıması ve davranışlarının başkaları üzerinde bırakabileceği etki ko-nusunda duyarlı olması gerekmektedir. Psikolojik danışmanın teşvik edici, cesaretlendirici ve destekleyici tarzı da üyenin direnci üzerine çalış-masını kolaylaştırmaktadır. Üyelerin diğer üyelerden gelebilecek “kendi-sini hazır hissetmediği anda konuşmaya zorlanma, itibarsızlaştırılma ve etiketlenme” gibi psikolojik risk içeren tutumlara karşı korunmasında bi-rinci derecede sorumlu kişi lider olduğundan liderin “sınır koyma ve en-gelleme” becerilerini zamanında kullanması direncin gelişmesini önleye-bilecektir.

Zor üye davranışları ile baş edebilmek deneyim gerektirmektedir. Ge-rekli deneyimi sağlayabilmek için mümkünse bir süre yardımcı liderlik yapılabilir ya da deneyimli bir liderden süpervizyon alınarak çalışılabilir. Üyelerden izin alınarak oturumlar kayıt altına alınabilir ve kayıtlar

(21)

izle-nerek oturumlar esnasında fark edilmeyen direnç gibi zor üye davranış-ları daha net tanımlanmaya çalışılabilir. Grupla psikolojik danışma yürü-tebilmek için liderlerin temel, uygulama ve ileri düzey eğitimler olmak üzere üç düzeyden oluşan eğitim sürecinden geçmeleri gerekmektedir (Gizir, 2016). Temel düzey, grup kavramı, grup türleri, etik davranışlar ve uygulama standartları gibi teorik bilgileri kapsamaktadır. Ülkemizde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümlerinde lisans düzeyinde oku-tulan Grupla Psikolojik Danışma dersi bu standardı belli bir düzeyde kar-şılamaktadır. Uygulama düzeyi beceriler için bir psikolojik danışma gru-bunda 10 saat üye olarak yaşantı geçirmek, ileri düzey için grup lideri ya da yardımcı lider olarak gözetim altında grup yönetme ve staj yapma gibi uygulamalar gerekmektedir (Gizir, 2016). Temel düzey eğitim alarak me-zun olan psikolojik danışmanlar rehberlik grubu gibi bilişsel ağırlıklı grupları mezuniyet sonrasında belli bir düzeyde yürütebilirken psikolojik danışma gruplarını yönetmeleri mümkün değildir. Lisans programla-rında Grupla Psikolojik Danışma Uygulamaları dersi zorunlu ders olarak konularak psikolojik danışman adaylarının zor üye davranışlarını yaşan-tısal olarak gözlemlemeleri ve eğitimleri esnasında bu somut yaşantılara ilişkin supervizyon almaları yetkinliklerinin gelişmesine katkı sağlayabi-lir. Bununla birlikte grupla psikolojik danışmada lisans ya da lisansüstü öğrenim sırasında bu üç düzeyle ilgili eğitim alma yetkinlik koşulunu hiç-bir zaman tam olarak karşılayamayacağı için liderler yaşam boyu öğre-nenler olarak farklı grup uygulamalarına ilişkin eğitim videolarını izle-meli, konsültasyon yapmalı, eğitimlere katılmalı ve yetkinliğe ulaşmanın bir ömür devam eden bir süreç olduğunu unutmamalıdırlar.

(22)

1012OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi KAYNAKÇA

Abraham, P.P., Lepisto, B.L., & Schultz, L. (1995). Adolescents’ percepti-ons of process and specialty group therapy. Psychotherapy, 32,70-76.

Bernard, J.M., & Goodyear, R.K. (2004). Fundamentals of clinical supervision (3rd. ed.) MA: Pearson.

Beutler, L.E., Moleiro, C., & Talibi, H. (2002). Resistance in psychotherapy: What conclusions are supported by research. Journal of Clinical

Psychology, 58(2), 207-217.

Bozkurt, E. (2014). Psikanaliz. Psikolojik danışma kuramları içinde (Ed. A. Akınve R. Şahin). İstanbul: Lisans Yayıncılık.

Brown, N.V. (2013). Psikolojik danışmanlar için psiko-eğitsel gruplar:

Hazır-lama ve uyguHazır-lama Rehberi. (Çev: V. Yorğun). Ankara: Anı

Yayıncı-lık.

Burger, J. M. (2006). Kişilik: Psikoloji biliminin insan doğasına dair söyledikleri. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Canel-Çınarbaş, D. (2015). Kişilerarası süreç grupları: Etkinliği, evreleri, etik kaidelerive Türkiye kültürüne uygunluğu. Türk Psikoloji

Yazı-ları, 18(36), 73-80.

Chen, M., &Rybak, C. (2004). Group leadership skills: Interpersonal process in

group counseling and therapy.Belmont, CA: Brooks/Cole.

Corey, G. (2008). Psikolojik danışma kuram ve uygulamaları (Çev: T. Er-gene).Ankara: Mentis Yayıncılık (Orijinal eser: 2005).

Corey, M.S. ,Corey, G., & Corey, C. (2010). Groups: Process and practice (8th ed.). CA: Brooks/Cole.

Çakır, S.G. (2016a). Psikolojik danışma gruplarında etkinliklerin kulla-nımı. Grupla psikolojik danışma içinde (Ed: A. Demir ve S.Koydemir). (7. Baskı) Ankara: Pegema Yayıncılık.

Çakır, S.G. (2016b). Grup çeşitleri. Grupla psikolojik danışma içinde (Ed: A. Demir ve S.Koydemir). (7. Baskı) Ankara: Pegema Yayıncılık. Daş, C. (2006). Bütünleşmek ve büyümek, gestalt terapi yaklaşımı. Ankara: Hyb

Yayıncılık.

DeLucia-Waack, J.L. (1997). The importance of processing activities, exer-cises and events to group work practitioners. Journal of Specialists

(23)

DeLucia-Waack, J.L. (2006). Leading psychoeducational groups for children

and adolescents. United Kingdom: Sage Publications.

Dugas, M. (2003). Group cognitive-behavioral therapy for generalized anxiety disorder treatment out come and long-term follow-up.

Jo-urnal of Consulting and Clinical Psychology, 71(4), 821-825.

Engle, D.E., & Arkowitz, H. (2006) Ambivalence in psychotherapy: Facilitating

readiness to change. New York, Guilford Press.

Fehr, S. S. (2003). Introduction to group therapy: A practical guide (2nd ed.). New York: Haworth Press.

Geçtan, E. (2000). Psikanaliz ve sonrası. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Gibson, R.L., & Mitchell, M.H. (1981). Introduction to guidance. New York: MacMillan.

Gizir, C.A. (2016). Grupla psikolojik danışma ve etik. Grupla psikolojik

da-nışma içinde (Ed: A. Demir ve S.Koydemir). (7. Baskı) Ankara:

Pe-gema Yayıncılık.

Hackey, H., & Cormier, S. (2008). Psikolojik danışma ilke ve teknikleri:

Psiko-lojik yardım süreci el kitabı (Çev: T. Ergene ve S. Aydemir Sevim).

Ankara: Mentis Yayıncılık. (Orijinal eser 2005 yılında basılmıştır). Haugaard, C., & Sandberg , K. (2008). Resistance in cognitive therapy: An analysis of paradigm and contemporary practice. NordPsychol, 60, 24-42.

Hergenhahn, B.R., & Olson, M.H. (2005). An introduction to theories of

lear-ning. (7th ed.) USA: Pearson Education International.

Holcomb-McCoy, C., & Moore-Thomas, C. (2011). Multicultural issues in groupwork. B. T. Erford, (Ed.), Groupwork: Process and applications

içinde (39-51). New Jersey: Pearson.

Ismail, R, Aljunid, A.S, Latip, K.A., & Puteh, S.E.V. (2010). Effectiveness of group counseling in smoking cessation program amongst adoles-cent smokers in Malaysia. Medical Journal of Indonesia, 19 (4), 273-279.

Jacobs, E.E., Masson, L.R., & Harvill, R.L. (2006). Group counseling

strate-gies skills. USA: Thomson.

Kağnıcı, Y. (2016). Grubun planlanması ve oluşturulması. Grupla psikolojik

danışma içinde (Ed: Demir ve S.Koydemir). (7. Baskı) Ankara:

(24)

1014OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

Kalı-Soyer, M. (2015). Görsel okuryazarlık, psikolojik danışma ve fotote-rapi: Bir örnek uygulama. Eğitim ve Bilim, 40(181), 231-240. Karaırmak, Ö., & Güloğlu, B. (2012). Metafor: Danışan ve psikolojik

danış-man arasındaki köprü. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi,

4(37), 132-135.

Karataş, Z. (2008). Bilişsel davranışsal teknikler ile psikodrama teknikleri kullanılarakyapılan grupla psikolojik danışma uygulamalarının ergenlerde saldırganlığı azaltmadaki etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Mersin Üniver-sitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin.

Koydemir, S. (2016a). Grubun yapısı ve doğası. Grupla psikolojik danışma

içinde (Ed: Demir ve S.Koydemir). (7. Baskı) Ankara: Pegema

Ya-yıncılık.

Koydemir, S. (2016b). Psikolojik danışma gruplarında geçiş aşaması.

Grupla psikolojik danışma içinde (Ed: A. Demir ve S.Koydemir).(7.

Baskı) Ankara: Pegema Yayıncılık.

Miller, W.R., & Rollnick, S. (2009). Motivational interviewing: Preparing

pe-ople for change. New York, Guilford Press.

Naar, R. (2007). Grup psikoterapisine ilk adım. (2. Baskı) Ankara: İmge Yayı-nevi.

Ohlsen, M., Home, A.M., & Lawe, C.F. (1988). Group counseling (2nd ed.). New York: Holt.

Ormont, L.R. (1992). The group therapy experience: From theory to practice. New York: St. Martin’s.

Öztürk, O. (1985). Psikanaliz ve psikoterapi. Ankara: Sevinç Matbaası. Perls, F. S. (1992). Gestalt therapy verbatim. Gouldsboro, ME.: Gestalt

Jour-nal Press.

Rutan, J. S., & Stone, W. N. (1993). Psychodynamic group psychotherapy. New York: Guilford.

Sargın, N., & Çetinkaya, B. (2010). Akran baskısını azaltmada grupla psi-kolojik danışmanın etkililiği. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Ens-titüsü Dergisi, 23,185-192.

Sarı, E. (2014). Psikolojik danışma ve psikoterapi. Ankara: Vize Yayıncılık. Smead-Morganett, R. (2005). Yaşam becerileri: Ergenler için grupla psikolojik

danışma uygulamaları (Çev.S.Güçray, A.Kaya ve M.Saçkes).

(25)

Sohrabi, R., Mohammadi, A., & Aghdam, G.A. (2013). Effectiveness of group counseling with problem solving approach on educational self-efficacy improving. Procedia–Social and Behavioral Sciences,

84(9), 1782-1784.

Terbaş, Ö. (2005). Joseph K.`nin direnci. İmago Dergisi.

Toeeland, R., & Siporin, M. (1986). When to recommend group treatment: A review of the clinical and the research literature. International

Jo-urnal of GroupPsychotherapy, 36, 171-201.

Towesend, E. (2013). The effectiveness of group counseling on the self es-teem of adolescent girls. Counselor Education Master's Theses. The College at Brockport: StateUniversity of New York: New York.

Trotzer, J.P. (2004). Conducting a group: Guidelines for choosing and using activities. Handbook of group counseling and psychotherapy. (DeLuciaWaack, J. L.,Gerrity, D. A., Kalodner, C. R., Riva, M. T. (Ed), USA: Sage Publications.

Tuna, M.E. (2016). Psikolojik danışma gruplarının mantıksal çerçevesi.

Grupla psikolojik danışma içinde. (Ed: Ayhan Demir ve Selda

Koy-demir) (7. Baskı) Ankara: Pegema Yayıncılık.

Türküm, S., & Akdoğan, R. (2007). Grupla psikolojik danışmada bir pro-fesyonel ve bir birey olarak lider. Türk Psikolojik Danışma ve

Reh-berlik Dergisi, 3(27), 123-137.

Umucu, E., & Voltan-Acar, N. (2011). Psikolojik danışma sürecinde direnç öğesi olan kültürel etmenlere psikolojik danışmanın müdahalesi.

Ege Eğitim Dergisi, 12(1), 99-113.

Üzar-Özçetin, Y.S., & Yalçın, İ. (2015). Grupla psikolojik danışma süre-cinde bir risk alanı: Sınır aşımları. Türk Psikolojik Danışma ve

Reh-berlik Dergisi, 5(43) 128-136.

Voltan-Acar,N. (1988). Sosyal mikrokozmos ve ilişkinin şimdi veburada-lığınınbağıntısı. H.Ü Eğitim Fakültesi Dergisi. 3, 47-49.

Voltan-Acar, N. (2004). Grupla psikolojik danışma alıştırmalar-deneyler. An-kara: Nobel Yayıncılık.

Voltan-Acar, N. (2012). Grupla psikolojik danışma ilke ve teknikleri (Geliştiril-miş 9.Basım). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Voltan-Acar, N. (2015). Yeniden terapötik iletişim. (12. Baskı). Ankara: Nobel Yayıncılık.

(26)

1016OPUS ©Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

Weiser, J. (2002). Photo therapy techniques-exploring the secrets of perso-nal snapshots and family albums’. Jourperso-nal of Child andFamily, 16-25.

Westra, H. (2004). Managing resistance in cognitive behavioural therapy: The application of motivational interviewing in mixed anxiety and depression. CognBehavTher, 33, 161-175.

Yalom, I.D. (2002). Grup psikoterapisinin teori ve pratiği. (Çev: A. Tangör ve Ö. Karaçam). İstanbul: Kabalcı (Orijinal eser: 1995).

Yalom, I.D., & Leszcz, M. (2005). The theory and practice of group

psychothe-rapy.New York: Basic Books.

Yazgan İnanç, B., & Yerlikaya, E.E. (2012). Kişilik kuramları. Ankara: Pegem Akademi.

Yıldırım, T. (2012). Grupla psikolojik danışmada duyamadığımız ses: Sus-kunluk. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 12(1), 119-134. Yıldırım, T., & Durmuş E. (2015). Grupla psikolojik danışmada yeni bir

alıştırma: ‘Ağlama Duvarı’. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Der-gisi, 16(3), 17-32.

KaynakçaBilgisi / Citation Information

Yaycı, L. (2017). Grupla psikolojik danışmada direnç: Önleme ve müda-hale yolları, OPUS–Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 7(13), 991-1016.

Referanslar

Benzer Belgeler

BAŞLANGIÇ EVRESİ (Initial Stage) GEÇİŞ EVRESİ (Transition Stage) EYLEM EVRESİ (Working Stage) SONLANDIRMA EVRESİ (Final Stage)...  Psikolojik danışma sürecinin

Grup Ortamı, Güven ve Grup Uyumu  Geçiş aşamasında savunmacı bir ortam söz.. konusu iken, eylem aşamasında

uzun ve grup üyelerinin paylaşımı ne kadar yoğunsa sonlandırma süreci de o kadar uzun olur..  En temel ölçüt ise üyelerin grup

Grup üyelerinde zor davranışlar Hileli Yönlendirme Baskın olma Bağımlılık Öğüt verme Günah keçisi yapma Sosyalleşme.. Grup üyelerinde zor davranışlar • Ağlama

İletişim kurma, geribildirim verme Grup Lideri Grup birlikteliğini oluşturma Ön hazırlık Olumlu lider- üye ilişkisi kurma Üye seçimi Yapılandırma yapma.

İçerik ve duygu yansıtma Destek olma Grubu gözleme Üyelerin beden dilini anlama Bağlama Paylaştırma Model olma Dikkatini verme- Etkin dinleme Bilgilendirme

 Üyeleri çalışmaya hazır hale getirme,  Yeni bir konuya ihtiyaç duyulduğunda,  Direnç durumlarında…..

– Grup üyelerinin hak ve sorumlulukları – Gizlilik ilkesinin önemi ve sınırlılıkları – Grup sürecindeki olası riskler. – Grup liderinin rol