• Sonuç bulunamadı

Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak

*

Dominant Design and Sourtimes Dictionary: Understanding the Transformation of Internet

Babacan TAŞDEMIR, Arş. Gör. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Medya ve Kültürel Çalışmalar Anabilim Dalı, E-posta: tbabacan@metu.edu.tr

Rafet ÇEVİK, Arş. Gör., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Teknolojileri Destek Ofisi E-posta: rafetce@metu.edu.tr

Öz

Son yıllarda İnternet devletler ve sermaye kuruluşları tarafından gittikçe daha fazla kolonileştirilmektedir. Bu da, baskılardan azade bir özgürlük alanı olarak görülen İnternet’e ilişkin toplumsal beklentilere zıt bir durum ortaya çıkarmaktadır. Çalışmamız, İnternet’teki bu dönüşümü ‘üretim gücü’ ve ‘üretim ilişkileri’ kavramları üzerinden eleştirel bir gözle değerlendirmeyi önermektedir. Dönüşüm, ‘Teknolojik Değişimin Döngüsel Modeli’ndeki ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarım’ kavramlarının sunduğu potansiyelden faydalanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Burada ‘mayalanma dönemi’ ile İnternette ifade özgürlüğü açısından daha uygun olan ilk dönemlere, ‘hâkim tasarım’ ile ise yerleşik üretim ve iktidar ilişkilerinin daha fazla nüfuz ettiği yakın döneme gönderme yapılmaktadır. Ekşi Sözlük örneği ile de savlarını destekleyen çalışmamız, birbirleriyle ilişkili örnek olaylarla üç kategori üzerinden Sözlük’ün dönüşümünü değerlendirmektedir: Ticari ilişkilere bağlı dönüşüm, ortaya çıkan hukuki çerçeveye bağlı dönüşüm; kullanıcılar ile sahipler arasındaki örgütsel ilişkinin değişimine bağlı dönüşüm. Sonuç olarak, İnternet’in ‘mayalanma döneminde’, yani görece serbest bir ortamda, Sözlük, popülaritesini ve saygınlığını, yaratıcı ve muhalif duruş ile karakterize olan bir ifade alanı olarak kazansa da, İnternet ‘hâkim tasarım’ dönemine girerken Sözlük de tamamen kâr merkezli ve siyasi baskılara açık bir işletmeye dönüşmektedir.

Abstract

In recent years, Internet has been colonized by States and Capital groups in an increasing scale. This has caused a controversy to the established social expectation considering Internet as a domain of freedom free from political and commercial pressures. Our study proposes to evaluate this evolution in the social use of Internet by employing the concepts of ‘production forces’ and ‘production relations’ from a critical perspective. The evolution is tried to be explained benefitting from the potential presented by the concepts of ‘ferment era’ and ‘dominant design’ proposed by ‘Cyclical Model of Technological Change’. By ‘ferment era’ it is meant that the initial phase of Internet provided appropriate conditions in which freedom of expression flourished and by ‘dominant design’ it is meant in which established production and power relations have increasingly been influential over the general use of Internet. As our thesis is defended by examining the case of Sourtimes Dictionary (Ekşi Sözlük), the study is based on the examination of significant events within the history of Dictionary in three interconnected categories: the evolution depending on the relationship with business circles: the evolution depending on emerging legal framework; the evolution pertaining to the changing organizational relationship between the owners and users. The study concludes that whereas Dictionary gained its popularity and prestige as a sphere of public expression characterized by a dissident and creative stance, it has recently transformed into a mere profit-oriented company and become open to political pressure as the Internet has shifted into the era of ‘dominant design’.

Anahtar Kelimeler: Ekşi Sözlük, Mayalanma Dönemi, Hakim Tasarım, Kapitalizm, İktidar, İnternet Keywords: Sourtimes Dictionary (Ekşi Sözlük), Ferment Era, Dominant Design, Capitalism, Power, Internet

*:Bu makale 25-29 Haziran 2013 tarihlerinde Dublin - City University’de gerçekleştirilen ‘IAMCR 2013: Crises, Creative Destruction and the Global Power and Communication Orders’ konferansında sunulan bildirinin genişletilmiş halidir.

(2)

Giriş

Ünlü ekonomi dergilerinden The Economist’te 2002 yılında çıkan bir makale “İnternet ruhunu satıyor!” (The Economist, 16 Nisan 2002) başlığını taşıyordu. Yazının konusu tahmin edilebileceği üzere İnternet içeriğinin gittikçe daha fazla ticarileşmesiydi. Bu sürecin dikkat çekici gelişmeleri İnternet üzerinden bedava ulaşılan, enformasyon, müzik ve benzeri hizmetlerin paralı hale gelmeye başlaması ve yeni reklam tekniklerinin (pop-up, pop-under, hijack vb.) rahatsız edici bir nitelik kazanmasıydı. Makaleye göre gelişmeler İnternet ile ilgili toplumsal beklentilere öylesine aykırı bir boyuta ulaşmıştı ki İnternet’in en temel özellikleri bile değerini yitirmekteydi: “Eğer İnternet’in bir ruhu varsa, o da insanların genellikle web’in birçok bedava arama motorundan birini kullanarak geniş bir enformasyon havuzunda gezinti yapabilmesidir. Şimdi bu arama motorları bile, bireysel sörfçüler hakkında enformasyon toplama ve pazarlama yapma araçlarına dönüşmüş durumda”.

2010 yılında İngiliz gazetelerinden The Independent’ta yer alan bir başka makale ise The Economist’in tespitlerinin doğru çıktığına dair endişeleri artırmaktadır. “İnternet ruhunu sattı mı?” (Foley, 2010) başlığını taşıyan bu haber İnternet trafiğinin ana yönlendiricilerinden biri olan Google ile Amerikan telekom devi Verizon arasındaki muhtemel bir anlaşmayla ilgilidir. Bu habere göre Google ile Verizon, anlaşmaya taraf şirketlerin çıkarları doğrultusunda İnternet akışını yönlendirecek bir yapı üzerinde görüşmeler yürütmekteydi. Makaleye göre, bu durum İnternet’in ‘kurucu ilkelerine bir ‘ihanet’ti ve Google’ın da desteklediği ‘ağ tarafsızlığı’1 kavramına aykırıydı.

Benzer iddialar sadece basın kuruluşlarından İnternet şirketlerine yönelmemekte; aynı zamanda İnternet dünyasının içinden de, ortaya çıkan yeni duruma ciddi eleştiriler yükselmekte. Yakın zamanda bir diğer İngiliz basın kuruluşu The Guardian ile yaptığı söyleşide (Katz, 2012) Google’ın kurucularından Sergey Brin, Facebook ve Apple gibi şirketlerin içerik ve teknoloji üzerindeki artan kontrolleri ile ilgili olarak “Geçmişte olduğumdan daha endişeliyim ... korkutucu.” demektedir. Kuşkusuz Brin’in bu sözlerinin arkasında Google’ın adı geçen rakip şirketlere karşı ticari endişeleri de vardır. Ancak Brin, ticari çıkarlar kadar İnternet özgürlüğüne bir başka tehdidin de erişimi kontrol altına almak isteyen hükümetlerden kaynaklandığına vurgu yaparak yeni dönemin bir başka boyutuna dikkat çekmektedir. Önceleri Çin, Rusya, Suudi Arabistan, İran ya da başka bir ülkenin İnternet erişimine kısıtlama getirebileceklerine inanmadığını da belirten Brin, şimdi yanıldığını gördüğünü söylemektedir2. Brin’in yanılgısını güçlendiren gelişmeler

de yakın zamanda gündeme gelmiştir. ‘Enformasyon Devrimi’nin gurularının buluşma noktalarından biri olan Wired dergisinin yine yakın zamandaki bir haberine göre ise, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (National Security Agency) Utah’ta en büyük İnternet izleme merkezini kurmak için çalışmalara başlamıştır3 (Bamford, 2012).

Öte yandan, pek çokları tarafından bir ‘endişe nedeni’ ve hatta ‘ihanet’ olarak 1 Tim Berners-Lee’nin ortaya attığı şekliyle ‘network neutrality’ (aynı zamanda ‘net neutrality’ ya da ‘Internet neutrality’ olarak da anılır) İnternet’teki tüketicilerin erişimlerinin hiçbir şekilde servis sağlayıcıları ya da hükümetler tarafından kısıtlanmaması ilkesine dayanır. Buna göre İnternet’teki tehdit Amerika’da olduğu gibi şirketler tarafından ticari amaçlarla ya da Çin’de olduğu gibi hükümetler tarafından siyasi amaçlarla İnternet bağlantı hakkının kontrol altına alınmasıdır (Berners-Lee, 2006).

2 Brin bu çerçevede özelikle Amerikan müzik ve sinema şirketlerinin desteklediği SOPA ve PIPA gibi yasa önerilerini de eleştirmektedir.

(3)

adlandırılan bu gelişmeler, İnternet’in ticari olarak sosyal kullanıma açıldığı 1990’ların başından bu yana gelişmeleri yakından takip edenler için hiçbir şekilde sürpriz değildir4.

İnternet’in ve daha genelde tüm iletişim ortamının bir teknoloji ve dolayısıyla bir üretim gücü olarak geçirdiği dönüşüm ortadadır. Kimi eleştirel çalışmacılar da (Flichy, 2007; Winston, 1998; Kaya, 2000; Wayne, 2006) bu dönüşümü açıklamak için kuramsal yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Aslında İnternet’in tarihsel gelişimi gözlemlenen dönüşümün anlaşılması için son derece uygundur.

İnternet her ne kadar Amerika’da askeri ihtiyaçların ve bu amaçla devletçe sağlanan finansmanın doğrudan bir ürünü olarak ortaya çıksa da özellikle 1970’ler ve 80’lerde akademisyenlerin bilimsel bir projesi ve kendi aralarındaki iletişim mecrası olarak gelişti. Bu süreçte İnternet potansiyel olarak enformasyonun5 sınırsız biçimde depolanıp her

türlü yerleşik iktidar ilişkisinden azade bir biçimde işleme tabii tutulduğu ve paylaşıldığı bir iletişim mecrası olarak düşünüldü. Ancak İnternet 1990’larda ticari bir iletişim mecrası olarak yeniden örgütlendiğinde bahsedilen potansiyelin sağladığı meşruluk sayesinde, insanlar arasında hızla yaygınlaşsa da konuyla ilgili sosyal bilimciler çok geçmeden bu durumun geçici bir dönem olduğunu anlamışlardır. Winston (1998) sadece İnternet’e değil, tüm teknolojik inovasyon6 süreçlerine genelleştirilebilir bir şekilde bu

durumu ‘radikal potansiyelin bastırılması’ (“the suppression of radical potential”) olarak tanımladı. Kaya (2000) ise medya ve küreselleşme ilişkisi bağlamında, son dönemde yeni iletişim teknolojilerinin sosyal kullanıma sunulma aralıklarının çok kısaldığını ve bunun da toplumların muhakeme ve benimseme kapasitelerini çok zayıflattığına işaret etti. Buna göre, ardı ardına gelen yeni teknoloji ürünleri toplumda ‘iyimser’ bir ‘efsunlanma’ yaratmakta ve sonuçta teknolojilerin arkasındaki gerçek niyetlerin ve çıkarların görülmesini zorlaştırmaktaydı. Doğrudan İnternet’in gelişimiyle ilgili olarak, Flichy (2007) daha erken bir dönemde, hemen 2000’lerin başında o zamana kadar bilinen İnternet’in değişmeye başladığını görmüştür. Aslında bu değişimin ticari kullanımla doğrudan ilişkisi olduğunu tespit eden Flichy, İnternet’e ilişkin popüler görüşün ideolojik bir yaklaşım olduğunu da savunmuştur. Martin Lister ve diğerlerinin (2003) ‘potansiyel’ ve ‘araçsal’ kullanım kavramları da, Evgeny Morozov’un ‘planlanmış’ (intended) ve ‘fiili’ (actual) kullanımlar (2011) ayrımı da yukarıda anılan diğer örnekleri destekler görünmektedir. Bu yaklaşımların hemen hepsinde içkin olan İnternet’in bir ‘potansiyel’ sunduğu ancak toplumdaki iktidar ilişkileri sonucunda ortaya çıkan ‘gerçek’ kullanımın potansiyeli yansıtmadığı savunusudur.

4 Aslında, İnternet’in ticarileşmesinin kökleri 1980’lerin başlarına kadar götürülebilse de, esas olarak ticari İnternet servis sağlayıcıları 1980’lerin sonu ve 90’ların başında ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte, Amerika’da Bill Clinton döneminin Başkan yardımcısı Al Gore’un hazırladığı ve 1991’de yürürlüğe giren Yüksek Performans Programlama Yasası (High Performance Computing Act of 1991) ve daha sonra gündeme gelen Ulusal Enformasyon Altyapısı (National Information Infrastructure) stratejisi İnternet’in ticari uygulama alanı olarak gelişmesi için girişimcilerin finansal destek bulmaların kolaylaştırmıştır. Böylece, İnternet’te yeni bir sosyal inovasyon süreci yaşanmış, aynı zamanda ortam tümüyle ticari faaliyet alanı haline gelmiştir.

5 Anlamdan yoksun bir veri parçalılığından çok, anlam yüklü bir bütünlük olarak kavranması doğru olur. 6 ‘İnovasyon’ kelimesinin karşılığı olarak Türk Dil Kurumu ‘yenileşim’ kelimesini önermektedir. Türkçe literatürde ‘yenilik’ kelimesi de ‘inovasyon’un karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ancak bu çalışmada daha yaygın bir kullanım olması nedeniyle ‘inovasyon’ ifadesi tercih edilmiştir.

(4)

Bu görüşü uzun bir analizle destekleyen Mike Wayne’in (2006) çalışması bu açıdan özellikle anılmaya değerdir. Wayne, İnternet ortamındaki dönüşümü Marxist yaklaşımın iki temel kavramından yola çıkarak açıklamaya çalışır. Buna göre, üretim tarzı kavramının iki bileşeni üretim güçleri ve üretim ilişkileri (forces and relations of production) ‘yeni medyanın’ anlaşılmasında kilit kavramlardır. Öncelikle, üretim gücü dendiğinde anlaşılması gereken ‘makineler, canlı emek, üretim ile ilgili bilgi ve becerilerdir’. Üretim güçleri toplumsal (kültürel) ilişkilerin içinde belirlenir ancak bu doğrusal bir belirlenme (deterministik), bir sonuç değildir. Daha ziyade verili üretim ilişkileri, iktidar ilişkileri ile üretim güçleri arasında çelişkili bir etkileşim vardır. Toplumsal sınıflar arasındaki iktidar ilişkileri tümüyle bu üretici güçlerin nasıl ve kimin çıkarları için kullanılacağına ilişkindir. Burada yerleşik üretim ilişkileri üretim gücünün (teknolojinin) içinde yapılandığı ortam olarak düşünülmektedir. Bu ilişki potansiyel kullanım ve gerçek kullanım (potential and actual uses) arasındaki çelişki olarak ortaya çıkmaktadır.

Wayne savlarını desteklemek için bu noktada Napster örneğini vermektedir. 1990’ların sonunda bedava müzik paylaşımına olanak tanıyan ve bu sayede büyük popülariteye ulaşan Napster paylaşım sitesi, sayısal ortamda eser haklarının korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerden sonra7 müzik endüstrisinin çıkarlarının en önemli

savunucusu RIAA (Recording Industry Asscociation of America) ile 1999 yılında girdiği hukuki mücadeleyi kaybetmiş ve 2001 yılından itibaren ücretli üyelik bazında hizmet veren bir müzik portalına dönüşmüştür. Bu durum hiç kuşkusuz pek çok benzer oluşum için sonradan güzel bir örnek teşkil etmiş ve bir anlamda ders alınacak bir durum ortaya çıkarmıştır.

Wayne’in işaret ettiği açıdan bakıldığında iletişim de üretim güçlerinin geliştiği ve üretim ilişkileri ile etkileşime geçtiği bir alan olarak görülmelidir. İçinde bulunduğumuz dönem iletişimsel üretim güçlerinde önemli yenilikleri tanık olduğumuz bir dönemdir. İnternet analog dönemin elektronik iletişim araçlarından farklı bir iletişim mecrası sunmaktadır. Kendinden önce gelişen tüm geleneksel aracılı (mediated) iletişim biçimlerini (basılı gazete, radyo, sinema, televizyon, telekomünikasyon biçimleri) içermekte ve yeni iletişim biçimleri için bir mecra olmaktadır. Konumuz açısından bakıldığında İnternet’in

bir bütün olarak kendisi ve İnternet ortamında gelişen yeni iletişim biçimleri iletişimsel üretim güçleri içinde sayılmalıdır. Bu güçlerin üretim ilişkileri ile etkileşim sürecinde

geçirdikleri dönüşümü anlamak ve açıklamak bu bağlamda büyük önem kazanmaktadır.

Hâkim Tasarım

Üretici güçler ile Kapitalist gelişimi ilişkilendirmek için Wayne (2006), Castells’in (1996) ‘gelişme tarzı’ kavramını kullanmaktadır. Ancak Wayne’in de kabul ettiği gibi her ne kadar Castells bu kavramı aracılığıyla potansiyel olarak kullanılabilir bir analitik araç sunsa da, bağlantılı kavramlar (örn. Enformasyonalizm) yeterince ve tutarlı biçimde kapitalist üretim ilişkilerine oturtulamadığı içindir ki ‘gelişme tarzı’ kavramının kendisi de sorunludur. Ayrıca, yukarıda anılan tüm eleştirel çalışmacılar aslında serbest piyasa 7 Bu süreç esasen Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü (WIPO) çerçevesinde 1996 yılında alınmış ve telif hakları saklı eserlere ulaşmayı önleyen tedbirleri geçersiz kılan servisleri de suç kapsamına alan kararların Amerika’da 1998 yılında Yeni Bin Yıl Sayısal Eserhakları Kanunu (DMCA) ile uygulanmaya başlanmasıyla hukuki altyapıya kavuşmuştur.

(5)

pratiklerinin neo-liberal politikalar aracılığıyla toplumun tüm alanlarına derinlemesine nüfuz ettiği bir ortamda, İnternet’in ve tüm diğer yeni iletişim teknolojilerinin hâkim üretim ilişkilerine uygun biçimde yeniden yapılandığını vurgulamaktadır. Öte yandan bu eleştirel çalışmaların hepsi sürece içkin olduğu varsayılan ‘potansiyel’ ve ‘gerçek’ kullanım arasındaki geçişe odaklanmış durumdadırlar. Bu geçişte ‘potansiyel’ kullanımın içinde gizil bir ‘gerçek’ kullanım varsayılmaktadır. Sosyoekonomik ilişkiler dolayımıyla zaman içinde ‘potansiyel’ kullanım bir ‘gerçek’ kullanım olarak ya da Winston’ın (1998) tabiriyle radikal potansiyeli bastırılmış bir kullanım olarak ortaya çıkar.

Ancak, bu yaygın kavramlaştırma teknolojinin pratikteki dönüşümünü anlatmada yetersiz kalmaktadır. Gerçekte olan, ortaya çıkan yeni teknolojinin hemen tamamı birbirleriyle aynı kullanım düzeyinde olan rekabet halindeki farklı kullanımları içinden belli bir kullanım tarzının ve tasarımının genel üretim tarzına bağlı olarak öne çıkması ve baskın hale gelmesidir. Buna göre, teknoloji toplumsal ilişkiler içinde bir dönüşüm geçirmektedir. Dolayısıyla, hem kapitalist üretim ilişkileri içine tutarlı bir şekilde oturtulabilecek, hem de teknolojinin toplumsal ilişkiler içinde geçirdiği dönüşümü daha iyi niteleyebilecek yeni kavram(lara) ihtiyaç duyulmaktadır. Doğru kavramı bulabilmek için, bu çalışmada Anderson ve Tushman’ın ‘Teknolojik Değişimin Döngüsel Modeli’ (1990) çalışmalarında önerdikleri ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarım’8 kavramlarının

potansiyelinden faydalanmaya çalışacağız. Buna göre, standart hale gelmiş bir teknolojik paradigma radikal bir teknolojik atılımla kesintiye uğrar. Yeni teknolojik atılım bir öncekinden performans açısından daha ileri ürünler sunar ve tüm endüstriyel yapılanmayı etkiler. Bu ilk dönemde, yeni teknolojik paradigma içinde radikal atılıma bağlı yeni ürün tasarımları kendi aralarında rekabet halinde oldukları bir ‘mayalanma’ (ferment) dönemi ortaya çıkarır. Mayalanma dönemi endüstriyel pratikler içinde başarılı olan çeşitlemelerden birinin hâkim hale gelmesi ile yerini ‘hakim tasarım’ dönemine bırakır. Çeşitleme, seçim ve tutma (variation, selection and retention) bu sürecin üç aşamasıdır. Hâkim tasarım bir standart mimari ortaya çıkarır. Bu standart mimari içinde farklı tasarımlar rekabet etmektedir. Yeni bir radikal teknolojik atılıma ve paradigma değişimine kadar, bu farklı tasarımlar hakim tasarımın artımlı/birikimli (incremental) evrimleşmesi sürecinden korunurlar. Bu süreç Figür 1.’de gösterilmektedir.

Figür 1.

Kaynak: Anderson ve Tushman, 1990

8 Kavramın daha erken bir tarihteki kullanımı için bkz. Abernathy ve Utterback, 1978 ve ‘hakim tasarım’ kavramının inovasyon literatüründeki kullanımlarını inceleyen daha yakın tarihteki bir çalışma olarak bkz. Murmann ve Frenken, 2006

(6)

Anderson ve Tushman’a göre hâkim tasarımın gelişimi pek çok ürün sınıfında kendini göstermektedir. İster dokuma makinelerinde olsun, ister silahlarda ya da bisikletlerde, tek bir tasarım rekabet ettiği diğer tasarımlara performans açısından (maliyet, verimlilik ve kullanım) üstün gelir ve standart olarak öne çıkar. Bu tasarımlar ancak bir diğer teknolojik atılıma kadar hâkim durumda kalırlar.

Hâkim tasarımlar bir tür piyasa zorunluluğudur. Rekabet halindeki üretici firmaların ürünün tasarımını standardize etmeleri, örgütsel süreçleri hacim ve etkinlik açısından optimize etmeleri için gereklidir. Hâkim tasarımlar bir teknolojinin evriminde kritik kırılmalardır. Ancak bu kırılmalar belli bir teknolojiyi tüm yönleriyle kapsayamaz ya da belli bir teknolojinin tüm tasarımlarını devre dışı bırakamaz. Hâkim tasarımın ortaya çıkması belli teknolojik kısıtlılıklar içinde endüstriyel ve örgütsel çerçeve içinde bir tasarımın standart hale gelmesinden ibarettir. Bununla birlikte, Anderson ve Tushman’ın (1990) analizi öncelikle inovasyon süreçleri üzerine bir değerlendirme amaçladığından ve teknoloji odaklı olduğundan iktidar ilişkilerine doğrudan değinmez. Yine de önerdikleri evrimsel teknolojik değişme modeli yukarıda verilen üretim güçleri ve ilişkileri gerilimini iletişim teknolojileri açısından açıklamak için kuvvetli bir potansiyel sunmaktadır.

Buna göre, yeni teknolojilerin yerleşik üretim ilişkileri içinde ortaya çıkan çeşitli kullanımları ilk aşamada bir ‘mayalanma’ olarak kendini gösterir. Bu ilk aşamada henüz iktidar grupları yeni teknolojiyi tanıma aşamasındadırlar. Tanıma aşaması kendi çıkarlarına göre teknolojiyi nasıl kullanacaklarının ve şekillendireceklerinin de belirlendiği dönemdir. Henüz hiçbir kullanım kalıbı bu ‘mayalanma’ döneminde tam oturmamış, yeni teknolojinin düzenlenmesine ilişkin hukuki çerçeve belirlenmemiştir. Özellikle iletişim teknolojileri açısından düşünülecek olursa, yerleşik iktidar ilişkileri içerisinde muhalif ve alternatif konumda kullanım kalıplarının daha rahat yer bulduğu bir ortam ortaya çıkar. Dolayısıyla mevcut ekonomik, siyasal ve sosyal yapılanma içindeki iktidar ilişkilerinin tamamen hâkim olamadığı ve hatta yer yer kaotik bir alan ortaya çıkar. Üstelik hem ‘verimlilik’ ilkesinin esas olduğu mühendislik açısından teknik altyapının en uygun tasarımı hem de ‘kârlılık’ amacının esas olduğu işletme mantığı açısından en iyi ‘iş modelleri’, mayalanma aşamasında henüz belirlenmemiştir.

Teknik altyapının mühendisler ve tasarımcılar açısından en iyi modelinin ve buna ek olarak hukuki çerçevenin ve ‘iş stratejilerinin’ siyasi ve ticari çevrelerde kabul gören en iyi modelinin üretim/iktidar ilişkileri içinde buluştuğu noktada ise teknolojinin ‘hâkim’ tasarımı ortaya çıkmaya başlar. ‘Hâkim’ tasarım teknolojinin potansiyel kullanımlarını asla tam olarak engellemez. Ancak, alternatif kullanımları üretim ilişkileri çerçevesinde çeşitli yöntemlerle eriterek marjinalleştirir. ‘Mayalanma’ döneminde serbest olan ve hatta bu haliyle teknolojinin geniş sosyal kullanıma ulaşmasında etken olan kimi kullanımlar ‘hâkim’ tasarım döneminde dışlanır ya da belli bir tasarım etrafında ‘kapanma’ ortaya çıkar.9 Bu dışlanma hem teknik altyapı (erişim ve işletim teknolojisi) açısından, hem

hukuki altyapı hem de iş modelleri açısından yaşanır. Hâkim tasarım kavramının kullanılması bir teknolojinin sosyal kullanımının olgunlaşmaya başlamasından sonra da beraberinde hâkim durumda olmayan veya marjinal kalmış kullanımların da devam 9 ‘Kapanma’ (closure) kavramı ‘Teknolojinin toplumsal şekillenimi yaklaşımı (Social Shaping of Technology-SST)’ (Pinch ve Bijker 1984; aktaran Williams ve Edge 1996) tarafından önerilen kilit kavramlardan biridir.

(7)

edeceğinin vurgulanması açısından önemlidir. Potansiyel ve gerçek kullanım ayrımında ‘gerçek’ kavramsallaştırmasının böyle bir geçici ve mücadele içinde bir hâkim durumun varlığını ifade etmekte yetersiz olduğu açıktır. ‘Gerçek’ ifadesi potansiyelin içinde a-priori/verili bir ‘gerçek’ kullanıma gönderme yapar. Pratikte ise potansiyel kullanımlar içinden belli bir kullanımın hâkim duruma gelmesi politik temeli olan bir mücadeleyi gerekli kılar. Aşağıdaki figür Anderson ve Tushman’ın (1990) yaptığı model üzerinden yeniden kavramsallaştırdığımız öğeleri içermektedir.

Figür 2.

Bu figür tamamen mühendislik ve ticari işleyiş açısından geliştirilmiş bir modelin daha genel toplumsal yapılanmaya eklemlenmesi amacının bir sonucudur. Burada döngüsel modele, siyasi, hukuki ve ekonomik süreçler ve bunların dolayımladığı genel iktidar ilişkileri bir bağlam ve belirleyen olarak dâhil edilmiştir. Sonuç olarak, iddia edilebilir ki bilgisayar teknolojisinin ticari kullanımının yaygınlaştığı 1980’ler ve sonrası ile İnternet’in ticari kullanıma açıldığı ve hızla yaygınlaştığı 1990’ların başından kabaca içinde bulunduğumuz döneme kadar geçen süreyi İnternet’in ‘mayalanma’ dönemi olarak tanımlayabiliriz. Bu dönem şimdilerde sona ermektedir. Bu süreçte hem erken dönemde şimdi marjinalleşen kullanımların yaygınlığına bakılarak geliştirilen ‘demokrasi’ yaklaşımları, hem de büyük şirket çıkarlarının zedeleneceği yönündeki görüşler ortadan kaybolmaktadır. Nihai olarak, bu çerçevede hâkim üretim ilişkileri bağlamında ticari bir ortamda yeniden örgütlenen İnternet’in, ‘hâkim tasarım’ dönemine girdiği savunulabilir.

İnternet ilk aşamada askeri ve yönetsel ihtiyaçların bir sonucu olarak ortaya çıkmış ve akademik kullanım amaçlı bir şekilde gelişmiştir. Ancak İnternet’in sosyal kullanıma sunulması neredeyse tamamen ticari bir ortamın hazırlanması ile gerçekleşmiştir. Bu piyasa ortamında ilk aşamanın ‘mayalanma’ aşaması olduğu ve bu aşamada pek çok farklı kullanım biçiminin tasarlanarak kullanıcıya sunulduğu görülmüştür. İlk dönemde iktidar ilişkilerinden görece bağımsız bir İnternet içeriğinin ve kullanımının yaygınlaşması

(8)

böylece mümkün olmuştur. Ancak, bu yaygınlaşmanın ardından popüler hale gelen İnternet içindeki iletişim form ve ortamları hâkim tasarıma bağlı olarak bir dönüşüm geçirmiş ya da geçirmektedirler. Pek çok yerel örnek de bu savı doğrular niteliktedir. Türkiye’nin sanal dünyadaki en özgün sosyal medya uygulamalarından biri olan Ekşi Sözlük, bu teorik çerçeveye uygun bir yerel örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ekşi Sözlük Örneği

Ekşi Sözlük (bundan sonra sadece Sözlük olarak anılacaktır) üretim gücü olarak İnternet’in bir parçasıdır. Sözlük Web 1.0 döneminin sınırlı etkileşim ortamında (Uçkan, 2012: 12) ortaya çıkmıştır ve İnternet’in en yaratıcı iletişim biçimlerinden biri olma özelliğini Web 2.0 döneminde de korumaktadır10. Benzerlerine (sözlük jargonuyla ‘clone’)

her gün yenileri eklenen Sözlük hemen her konuda kışkırtıcı ve zihin açıcı yorumların ve de faydalı bilgilerin bulunabildiği bir ortamdır. Bu özellikleri sayesinde Türkiye’nin en popüler İnternet sitelerinden biri haline gelmiş durumdadır.11 1999 yılında kurulan

Sözlük, bugün 50 bine yakın yazarı ve 300 bin civarındaki kullanıcısıyla pek çoklarına göre ‘kutsal bilgi kaynağı’ görevi görmektedir.

Sözlük kuruluşundan itibaren bir takım değişiklikler geçirdiyse de temel olarak interaktif bir enformasyon paylaşım ortamı olma özelliğini korumaktadır. İsmindeki “sözlük” kavramından hareketle, Sözlük’te düşünceler, kavramlar, olaylar, tarihler vb. konularda “başlık”lar açılmakta ve kayıtlı yazarlar görüşlerini bir sözlük formatında belirtmektedirler. Bu format, belirtilen görüşlerin tanım halinde olmasıyla anlam kazanır. Herhangi bir başlığa girilen tanım halindeki görüşler ise ‘entry’ olarak adlandırılmaktadır. Kullanıcılar, Sözlük yönetiminin belirlediği ve zaman içinde yenilenen kurallara uymak zorundadır.

Sözlük ilk zamanlarında her İnternet kullanıcısının başlık açıp ‘entry’ girebildiği bir web sitesiyken, zaman içinde sadece kayıtlı yazarların (suser) ‘entry’ girebilmesine açık bir oluşum haline gelmiştir. Sözlük yazarı olabilmek, yazar alımlarının açıldığı dönemlerde kayıt olup sözlükte 10 adet formata uygun ‘entry’ girmekle olmaktaydı, ancak son birkaç yıldır kullanıcı talebinin artmasıyla sözlüğe yazar alımları tamamen açılıp, görevlendirilen kişiler (kondüktör) tarafından kontrol edilen “çaylak” yazarlar sözlüğe yazar olarak katılabilmektedir. Sözlük kurucusu Sedat Kapanoğlu’nun (Sözlük rumuzu: ‘ssg’) yönetiminde hiyerarşik bir yapıyla yönetilen sözlükte, iç işleyişi ve formata uygunluğu sağlayan yazarlara moderatör denmektedir. Moderatörlerle birlikte hukuki konularda görüşleri alınan ve girilen ‘entry’lerin silinmesi ya da düzeltilmesi işlemini “preator”ler yapmaktadır. Preatorler meslek olarak da avukatlık yapmakta ve sözlüğe hukuki destek sağlamaktadırlar. Bu bağlamda sözlüğün hiyerarşik yapısı hem ‘ssg’ hem 10 İlk olarak 1999’da Darcy Dinucci tarafından Print Magazine dergisinde yayınlanan bir makalede kullanılan terim, henüz o dönemde ‘embriyo’ halinde olduğu iddia edilen yeni bir web dönemini haber veriyordu. Bu yeni web basitçe grafik ve metinlerin yüklenmesinin ötesine geçecek ve bilgisayarlardan televizyonlara, cep telefonlara ve hatta mikrodalga fırınlara kadar yayılacak ve etkileşim üzerine kurulacak bir İnternet kullanımına işaret ediyordu. Bununla birlikte, terim Tim O’Reily’nin 2004 yılında düzenlediği Web 2.0 konferansına kadar popülerlik kazanmamıştır. Terimin ilk kez kullanıldığı yazı için bkz: Dinucci, 1999.

11 2012 Alexa.com verilerine göre ilk 20 sıranın tamamen uluslararası markalar ve haber siteleri tarafından kapıldığı sıralamada 69 milyon ‘unique IP’ görüntülemesiyle 21. sıradadır. Kaynak: http://www.alexa.com/ topsites/countries/TR, http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26705135, Son erişim tarihi: 25.09.2012

(9)

de sözlük yazarlarının kimi talepleriyle oluşmuştur. Yeni kanuni gereklilikler de sözlüğü, içeriğin kontrol edilmesi ve hukuka uygun hale getirilmesi konusunda düzenlemeler yapmaya itmiştir.

Sözlük, kuruluşundan birkaç yıl sonra popülerleşmeye başlamış ve bu popülerleşme, sözlüğü bugün Türkiye’nin en çok ziyaret edilen sitelerinden biri haline gelmesini sağlamıştır. Bu açıdan bakıldığında, yurt dışında benzerleri olan (Urban Dictionary, Everything2, vb.) Sözlük’ün Türkiye’de bu kadar popüler olmasının temel nedenlerinden birini Sedat Kapanoğlu (‘ssg’) Bilişim Dergisi’ne verdiği röportajda şöyle açıklamıştır:

Bunların yurtdışında Türkiye’deki kadar tutmuyor olmasının en önemli sebebi yurtdışında fikiri fade özgürlüğünün bir ayrıcalık ya da bir ihsan olmaması. … Türkiye eleştiriye hazımsız, çarpık hukuki yapısı, baskıcı toplumu ve darbeden kalma apolitikliğinden dolayı bu tür bir siteden çok daha fazla fayda elde ediyor.12

İnternetin dağılımı ve değişimi sürecinde görsel olarak çok değişime uğramasa da, sosyal medya kavramının sıkça kullanıldığı günümüzde Sözlük, yazar ve ziyaretçi sayısının artmasıyla ve hakkında gazete ve dergi yazılarının gün geçtikçe takip edilemez hale gelmesiyle medyada daha görünür hale gelmiştir (Kaplan vd., 2010: 99). Bunun yanında yarattığı jargonla, interaktif ve özgün içeriğe imkân veren yapısıyla ve gündelik yaşama dair her şeyin tartışılabildiği ve eleştirilebildiği bir ortam olmasının da etkileriyle diğer web sitelerinden ayrılmış ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen web sitelerinden biri olmuştur. Bu popülerlik, Sözlük’e maddi katkılar sağladığı oranda hukuki olarak da yeni düzenlemeler ve kısıtlamalar yapma zorunluluğu getirmiştir. Sanal bir cemaat olarak oluşturduğu alt kültürle popüler kültüre kenetlenmiş varlığı, Sözlük içinde de kimi eleştirilere neden olmuş ve reklam alınması sürecinden itibaren Sözlük’ün sloganında da bulunan “kutsal bilgi kaynağı” özelliğini yitirdiği öne sürülmüştür. Sözlük’te en çok takip edilen yazarlardan biri olan ‘otisabi’ rumuzlu yazarın, Sözlük’ün reklam almaya başladığı ve en geniş katılımlı yazar alımlarından birini yaptığı dönemin hemen ardından, 2004 yılında girmiş olduğu bir ‘entry’, bu eleştirilerin ne kadar eskiye dayandığını da gözler önüne sermektedir:

Sözlük zaman içinde alabildiğine sınırlı sorumlu bir grup “alternatif” ve “farklı düşünen” gencin arayışlarının, hezeyanlarının yaşandığı bir sığınak kimliğinden uzaklaşmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin şehirli toplumunun kolektif kimliğine bürünmüştür. Sözlük, toplumsal maskelerinden bilerek ve isteyerek arınmış bireylerin sesini “dışarıda kalan” topluma duyurabilmenin tadını çıkaran bireylerin güdümünden çıkmış, toplumun olanca ağırlığıyla “içeri girmesi” ve abanması ile mahremiyetini yitirmiştir.13

Son dönemde art arda gelen bazı olaylar geçmişten bugüne Sözlük’ün ‘kutsallığına’ getirilen eleştirilerin artmasına neden olmuştur.14 2012 yılının Eylül ayında tüm

12 Bilişim Dergisi, sayı 140, s. 30. http://www.bilisimdergisi.org/s140/pages/s140_web.pdf. Son erişim tarihi: 23.10.2012

13 Bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=6343846 Son erişim tarihi: 20.11.2012

14 Sözlükte ‘ekşi sözlük’ başlığı incelendiğinde görülebilir ki, ‘otisabi’ rumuzlu yazarın yazdıklarına koşut görüşler son dönemlerde daha da ağırlık kazanmıştır. Bu bakımdan, sözlüğün geçirdiği dönüşümü ‘ekşi sözlük’ başlığındaki eleştirilerden de okumak mümkündür. Bkz: https://eksisozluk.com/eksi-sozluk--31966 Son erişim tarihi: 13.11.2013

(10)

moderatörlerin topluca işlerini bırakmaları, kullanıcılarının içeriği oluşturmasına (User Generated Content) dayalı Sözlük’te yeni bir döneme girildiğinin en net göstergesi oldu. Kurulduğu ilk zamanlardan bu yana Sözlük’e katkıda bulunan pek çok kullanıcı bugün Sözlük yönetimine deyim yerindeyse ateş püskürüyor. İddialarının merkezinde sözlüğün tamamen ticari bir organizasyona dönüştüğü, iş ve idari çevrelerle çok yakın ve organik ilişki içine girdiği ve de reklam yoluyla kazanılan paranın hiçbir şekilde moderatör ve yazarlarla paylaşılmadığı var. Bu eleştiriler ışığında iddia edilebilir ki, İnternet’in genel dönüşümüne paralel olarak Ekşi Sözlük mayalanma dönemindeki görece iktidardan bağımsız yapısını terk etmekte ve İnternet’in hâkim tasarım dönemine uygun bir ‘işletme’ niteliğini kazanmaktadır.

Öncelikle, Sözlük’ün sosyal medyanın yükselişine paralel olarak geliştirilen ‘iş stratejileri’ bir süredir zaten dikkat çekmekteydi. Örneğin, 2007 yılı civarında Facebook’un Türkiye’yi etkisi altına almaya başlaması, sözlüğü sınırlı sayıda kullanıcısı ile bu rekabette başarılı olmak için yeni taktikler geliştirmeye itti. Bunun neticesinde yapılan yeni yazar alımında kullanıcı sayısı neredeyse dört katına çıktı. ‘Banner’ reklamların15 alınmaya

başlandığı geçmiş yıllarda belirli oranda yazar alımı yapılmış olsa da, 2007’de yapılan yazar alımı sayısı itibariyle diğerlerinden ayrılmaktaydı. Bu hızlı büyüme stratejisi Sözlük’ün gelirlerini artırmakla kalmayıp oluşabilecek herhangi bir sansür, kapatma veya engelleme gibi olumsuzluklarda da belirli bir kitlenin buna karşı çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca, bu yeni yazar alımları sonucunda Sözlük’ün başından beri içkin olan muhalif tavrının “sözlüğü ele geçirmek isteyen kimileri”16 tarafından törpülenmesine yol

açacağı ve hatta bunun bir şekilde gerçekleştiği17 iddiaları da güçlenmiştir.

Çevrimiçi reklam hacminin gözle görülür bir şekilde artmaya başladığı 2004 yılı18

sözlükte de ‘banner’ reklamlarının ve ‘tema/skin’19 reklamlarının görülmeye başlandığı

dönemlerdir. Bir sözlük yazarının ‘entry’sinde şöyle denmektedir: “Bir İnternet komunitesi özelliğini yitirip büyük bir medya atmosferinde olduğu hissinin”20 kullanıcılar tarafından

idrak edilmesi ile başlayan süreçte önde gelen haber kanallarından NTV ile yapılan video gösterim anlaşması ve Sedat Kapanoğlu’nun (ssg) sosyal medya ajansı açtığı haberleri de iş çevreleriyle kurduğu ilişkiler bağlamında değerlendirildiğinde “bardak satmakla zengin 15 Bir İnternet reklam türü olan banner reklamlar, genellikle sayfaların üst kısmına yerleştirilen (bazen alt ve yan kısımlarda) ve yazı ve resimlerin bir kutu içinde gösterildiği reklamlardır (Schneider, 2007:161)

16 Yeni Şafak yazarı Ali Murat Güven, 10.11.2007 tarihinde yazdığı köşe yazısında “İslamcı” gençleri Ekşi Sözlük’ü fethetmeye çağırdı. Köşe yazısı için bkz: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=10.11.2007&y=AliM uratGuven , Son erişim tarihi: 25.09.2012

17 Ali Murat Güven, 10.11.2011 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde Ekşi Sözlük üzerine bir önceki yazısını sözlükte başlık olarak açmış bir kullanıcıya hitaben “Farkındasın değil mi Avasas, maçı ben kazandım...” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştır. Köşe yazısı için bkz: http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=11.12.2011&y=AliMuratGuv en, Son erişim tarihi: 25.09.2012

Ayrıca, bu yazıdan bir ay kadar sonra, yine aynı gazetede Ekşi Sözlük’ü ağır hakaretlerle eleştiren bir yazı da Yusuf Kaplan tarafından kaleme alınmıştır. Köşe yazısı için bkz: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/ eksi-sozluk-paganografik-copluk-ve-sanal-siddet/8176 Son erişim tarihi: 20.11.2012

18 IAB Internet Advertising Revenue Report,

http://www.iab.net/media/file/IAB_Internet_Advertising_Revenue_Report_FY_2011.pdf, Son erişim tarihi: 25.09.2012

19 ‘Tema’ veya ‘skin’ reklamlar Ekşi Sözlük’te tüm sayfayı kaplayan ve font stilinden hakim renge kadar reklamı yapılan ürünü çağrıştıran simgelerin kullanıldığı reklamlardır.

(11)

olunmadığını”21 anlayan Sedat Kapanoğlu’nun (ssg) amaçlarına ulaştığı bağlamında

değerlendirilebilir. Konumuzla ilgili olarak reklamların yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığı bu yıllarda, hem İnternet’in genel dönüşümünde hem de buna bağlı olarak Ekşi Sözlük’ün tarihsel dönüşümünde mayalanma döneminden hâkim tasarım dönemine geçilmeye başlandığı iddia edilebilir.

Sözlük, şirketler tarafından bir reklam mecrası olarak kullanılmasının yanı sıra, müşteri ilişkileri bağlamında da etkili olduğu göz önünde bulundurularak anlaşmaya varılan marka veya şirketlere kullanıcı hesabı açmıştır. Şirketler ‘entry’ giremeyen yalnızca kendi başlıklarında yer alan ‘entry’lerde belirtilen sorunları çözmek için oluşturdukları hesaplarla yazarlara ulaşmaktadır. Her ne kadar olumlu geri dönüşler olsa da, reklam olgusunun sözlüğün bütün kısımlarına yayılmış olması yazarlar tarafından eleştiriye tabi tutulmuştur. 25 Haziran 2011’de Milliyet gazetesinde “Sözlük şirketlere açılıyor”22 başlığıyla verilen haber sonrasında, sözlükte de aynı adla açılan başlık altındaki

tartışmalarda yazarlar Sözlük’ün geldiği nokta itibariyle reklamın nesnesi olduğu ve eskisi kadar değer verilebilecek bir mecra olmadığı yönünde fikirler aktarmışlardır. Örneğin, ‘zahmet’ rumuzlu yazar 25.06.2011 tarihinde yazdığı ‘entry’de “sözlük bizim sandığımız sözlük değilmiş artık. idealizm, romantizm yalan tek gerçek kapitalizm!”23 diyerek

görüşünü belirtmiş ve başlık altında diğer ‘entry’lerde de buna benzer görüşler olduğu dikkat çekmektedir. Buna ek olarak, sözlüğün kuruluşundan itibaren sözlükte yazar olan ‘arzach’ rumuzlu kullanıcının bu konuda yazdıkları da örnek olarak gösterilebilir.

Değişim çok büyük olsa da önceleri pek fazla insanı rahatsız etmedi. Alt tarafı firmanın bir yetkilisi kurumsal sözlük hesapları üzerinden sözlük kullanıcılarının şikâyetlerine anında yanıt verme şansı elde edeceklerdi. Fakat kısa zaman içerisinde sözlük yönetimi sadece kullanıcısı ile firmalar arasında bir köprü görevi görmekle yetinemeyerek kurumsal hesap alan şirketlerin yanında durarak bazı eleştiri yazılarını sebepsizce silmeye başladı.24

Bunlarla birlikte, son olarak sözlük ortak ve avukatlarından Başak Purut’un (kullanıcı adı: kanzuk) aynı anda avukatlığını yaptığı bir şirket için yazılan bir ‘entry’i silmesiyle başlayan tartışmalar25 sözlüğün kan kaybetmesine neden olan diğer olaylarla

benzerlik göstermektedir. Bu süreçte, “ticari itibar zedeleyici içerik” sebebiyle silinen ‘entry’nin hukuki olarak sakıncalı kısımlarının silinip tekrar yazılması bile sözlükte yayımlanmasına yeterli olmamıştır. Her türlü eleştirinin “ticari itibar zedeliyici” olarak etiketlenip sözlükten silinebilir olması sansür tartışmalarını tekrar alevlendirmiştir26. Bu

21 SSG ile yapılan röportaj, bkz: http://www.ensonhaber.com/teknoloji/240097/eksi-sozlukun-sahibi-yurda-dondu-.html, Son erişim tarihi: 20.09.2012

22 Bkz:http://ekonomi.milliyet.com.tr/eksi-sozluk-sirketlere-aciliyor/ekonomi/

ekonomidetay/25.06.2011/1406543/default.htm?ref=OtherNews Son Erişim Tarihi: 20.11.2012 23 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24211451 Son erişim tarihi: 20.11.2012

24 Bkz: http://www.libersite.com/ssg-kod-adli-derebeyi-ve-davar-surer-gibi-yonettigi-sirketi/ Son erişim tarihi: 22.11.2012

25 Başak Purut (kanzuk), Webrazzi şirketinin de avukatlığını yapmaktadır ve Ekşi Sözlük’te Webrazzi başlığına yazılmış olan bir ‘entry’i silmesi sonucu bu tartışmalar başlamıştır. Webrazzi, 2006’da kurulmuş, dünyadan ve Türkiye’den İnternet, teknoloji vb. konularda yazıların yayımlandığı kolektif bir blog oluşumudur. Kaynak: http:// www.webrazzi.com/2012/07/04/webrazzi-kariyer-yeniden-yayinda/ Son erişim tarihi: 25.09.2012

26 http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ticari+itibar%C4%B1+zedeleyici+i%C3%A7erik adresinde konuyla ilgili ‘entry’ler takip edilebilir.

(12)

sansür ve ticari ilişkiler temelli tartışmalar sonucunda Sözlük moderasyonu - ki herhangi bir gelir elde etmeden moderasyon işini yaptıkları bilinmektedir - toplu olarak istifa etmiştir. İstifa ederken girdikleri ‘entry’de “ekşi sözlük, bizim için uzunca bir süredir … yönetim kademesinde emek harcanacak bir yer olmaktan çıkmış bulunuyor. ilk zamanlarda uyandırdığı heyecanı uyandırmadığı gibi, ‘kirli olan bir şeyin etrafında dolaşıp temizliği görünürde sağlama’ hissini de beraberinde getirmiş durumda”27 diyerek sözlüğün geçirdiği

dönüşümün yönüne dair ipuçları vermişlerdir. Moderatörlerin istifası sonucu ‘ssg’nin yaptığı açıklama28 sözlüğün yeni bir döneme girdiğini göstermektedir. Bu bağlamda, yeni

moderatörlerin “şirket çalışanı” olarak görev alacakları tahmin edilmektedir.29

Ticari çevrelerle kurulan yakın ilişkiyle birlikte idari çevrelerle kurulan ilişki de sözlüğün mayalanma döneminden hâkim tasarım dönemine doğru geçirdiği dönüşümü anlayabilmek için önemli göstergeler sunmaktadır. Daha önce iki kez erişimi engellenen sözlüğün açtığı davaları kazanması belli bir ilerleme olarak görülebilirse de 2011 Mayıs ayında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) servis sağlayıcılara gönderdiği mesajla ortaya çıkan tehlike30 ilerlemenin görece zayıflığını gözler önüne sermiş ve

sözlüğün sansür konusunda inisiyatif alması ve sansüre karşı eylemler düzenlemesine neden olmuştur. Türkiye çapında destek bulan bu eylemler 2007 yılında çıkmış olan 5651 sayılı “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun”un31 da yeniden sorgulanmasına

neden olmuştur. Bu bakımdan sözlüğün sansür, fikir özgürlüğü vb. konularda takındığı tavır olumlu bulunmaktaydı. Ancak, sözlüğün bu eylemleri düzenlemesinden kısa bir süre sonra (Haziran 2011) sözlük yazarlarından birine soruşturma açıldığı öğrenildi. Bu haberin yarattığı şaşkınlık geçmeden hakkında soruşturma açılan yazar sayısının 130 civarında olduğu gerçeği ortaya çıktı.32 Sözlüğün birçok yazarının hesaplarını

kapatmasıyla sonlanan bu süreç sözlüğün savcılığa yazar bilgilerini verdiği ve bu konuda yazarlara herhangi bir bildirimde bulunmadığının öğrenilmesini sağladı. “21 Haziran 2011 büyük Ekşi Sözlük depremi”33 olarak adlandırılan bu dönemde sözlüğün çok sayıda

27 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30029153, Son erişim tarihi: 25.09.2012

28 Oluşan duruma dair kısa bir özet yapan ssg, “artık gönüllü bir moderasyon ekibi olmadığından normalde adım adım geçmek istediğimiz bir yolu daha hızlı adımlarla geçmemiz gerekecek. bu süreç dahilinde herkesin şikayet ettiği konular bizim de çözüm konusunda öncelikli konularımız: sözlüğün popülaritesini bireysel ucuz kazanıma çeviren niteliksiz içerik, otuz yıl sıra bekleme sorunsalı ve ilgilenmediğimiz konularla şişen gündem. bunlar ciddi yapısal değişimler gerektirdiğinden ekşi sözlük beta'nın ilerlemesine hız vereceğiz. ara geçiş dönemindeki denetim işleyişiyle ilgili değişiklikleri de ayrıca duyuracağız.” diyerek sözlükte yeni bir döneme geçileceğinin sinyallerini vermiştir. Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30069753, Son erişim tarihi: 25.09.2012 29 Bu yazının kaleme alındığı tarih itibariyle görev bırakan moderatörlerle ilgili bir gelişme olmamıştır ve moderasyon işlemini yapan kullanıcının rumuzu işlem merkezinde görünmemektedir.

30 TİB servis sağlayıcılara gönderdiği mesajda kapatılacak olan web sitelerinde Ekşi Sözlük’e de yer vermiştir. SSG’nin bu konuda yazdığı bir ‘entry’ için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23338161, Son erişim tarihi: 21.09.2012

31 İş çevreleriyle girilen yakın ilişkiler ve reklam alma uygulamaları 2004-2005 yıllarında başlarken, 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı kanun da Türkiye’de İnternet’in ve Ekşi Sözlük’ün hâkim tasarıma doğru evrilmesinde önemli bir aşama olarak görülebilir.

32 İlk olarak http://friendfeed.com/bukiskomunizmgelecek/20fd20a5/acil-az-once-kapya-iki-sivil-polis-geldi-bizim adresinden öğrenilen süreç, daha sonra 130 civarı yazarın da soruşturmaya dâhil olduğunun öğrenilmesiyle sonuçlandı. Ayrıca,

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1054158&Date=27.06.2011&Category ID=41 adresinde konu ile ilgili Pınar Öğünç’ün bir makalesi okunabilir.

33 İlgili başlık için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24161152, Başlık içindeki ‘entry’lerde ayrılan yazarların da listesi bulunmaktadır. Son erişim tarihi: 21.09.2012

(13)

önemli yazarı hesaplarını kapattı veya “kafa iznine”34 ayrıldı. Sözlük yönetimi, yaptıkları

açıklamalarla ‘ticari bir şirket’ oldukları için savcılığa yazar bilgilerinin verilmesinin zorunlu olduğunu ancak yazarlarına hukuki destek sağlamayacağını diğer sosyal medya mecralarını örnek göstererek belirtti. Sözlük avukatı Başak Purut yaptığı açıklamada “Turkcell, Msn, Facebook gibi sosyalleşme ve/veya iletişim ihtiyacınız üzerinden para kazanan hiçbir kurum, hiçbir zaman bu gibi bir uygulamaya gitmedi, gitmez de. Bunun ekşi’den beklenilmesini de mantıklı bulmuyorum”35 diyerek Sözlük ve ticari vasıf

konusunda yapılan tartışmaların da alevlenmesine sebep oldu.36

Sözlük’te, hukuki olarak sakıncalı olabilecek ‘entry’lerin silinmesi ya da düzeltilmesi için avukatlardan oluşan ‘preator’ denen bir ekip bulunmaktadır. Ancak, soruşturma açılan yazarların girdiği ‘entry’ler ‘preatorler’ tarafından yasal kabul edilmiş ve silinmemiştir. Bu açıdan, yazarların sözlükten hukuki destek beklemeleri olağandır. Ancak, sözlüğün hukuki destek vermemesiyle birlikte ticari vasfını ön plana çıkarmış olması daha önce bahsettiğimiz “sözlük depremine” neden olmuştur. Sözlüğün ilk yıllarından beri yazarı olan bir kullanıcının hesabını kapatırken yazdığı bir ‘entry ‘bu konuda açıklayıcıdır:

Kurumsal olarak sansüre maruz kalma riskleri doğduğunda, onbinlerin emeğini sömürerek doldurdukları keselerine zeval gelme ihtimali ortaya çıktığında o kanal senin bu program benim dolaşıp, kaplan leopar kesilen, yazarlarına karşı bireysel olarak sansür, yıldırma, korkutma girişimlerine karşı ise “ al bunları al al al al al” moduna geçen benim gördüğüm kadarı ile türk İnternet tarihinin en omurgasız oluşumu ve en büyük emek sömürücüsüdür.37

Ek olarak, “İnternette ‘ekşi baharı’” başlığıyla yapılan haberde, sözlükte popüler kimi yazarlar ayrılma sebeplerini belirtmişler ve benzer eleştirilerde bulunmuşlardır. Örneğin ‘tribalenfexion’ rumuzlu yazar sözlükten ayrılma sebebini şöyle açıklamaktadır:

Bunca zamandır sansüre, baskıya, yasaklara karşı olduğunu üzerine basa basa söyleyen ve bununla ilgili birçok aktivite yapan, siteyi daha önce kapattıran Adnan Oktar’ın bu girişimlerine pro-aktif davranıp hızla hukuki yanıtlar veren ve hukuki bağlamda sitesini kapattırmamak için bir yol bulan SSG’nin, sözlüğünde yazar olan tam sayısını bilmediğim bir grubunun hakkında mahkeme emrini görmeden polise telefonla kayıtlarını verebilmesi, sonrasında da çıkıp yasal olarak mecburduk deyip “dükkâna” zeval geldiğinde leopar kesilip aslında klasik anlamda müşteriden ziyade içerik sağlayıcısı olan yazarlara geldiğinde “buyrun alın toplayın bunları” demesi sözlükten ayrılmam için yeterliydi.38

Bu ve benzer iddialar son yıllarda yaşanan savcılık soruşturmaları ile ilgili Ekşi Sözlüğün kullanıcılarına herhangi bir hukuki destek vermemesi, Sözlük yönetiminin idari çevrelerle işbirliği yapmak durumunda olan ticari işletme vasfını içselleştirdiğine dair iddialarla daha da güçlenmiştir. Bunun son bir örneği, RedHack adlı ‘hacker’ grubunun Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitelerini ‘hack’lediklerini açıklayıp yapılan ihbarları yayımlamaları ile başlayan39 ve Sözlük’ün kullanıcı bilgilerini paylaşmasının yanı sıra

34 Kafa İzni: Sözlük jargonunda hesabı dondurmak için kullanılan terim.

35 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24153363, Son erişim tarihi: 25.09.2012

36 Ekşi Sözlük, Haziran 2011 savcılık soruşturmasının kısa bir özeti için bkz: http://www.libersite.com/eksi-sozluk-gozalti-isyaninin-ozeti/ Son erişim tarihi: 22.11.2012

37 Efendisiz adlı kullanıcının hesabı silindiğinden yazdığı ‘entry’ kendi rumuzundaki başlıkta verilmiştir. Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24155321, Son erişim tarihi: 25.09.2012

38 Bkz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1053872&Category ID=138 Son erişim tarihi: 22.11.2012

39 RedHack Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesini hacklediğini açıklayıp, ihbar belgelerini kamuoyuna sunmuştur. Bkz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1080108&Catego ryID=77 , Bu ihbarlarda Ekşi Sözlük’ün de sözlük kullanıcı bilgilerinin hukuki zaman aralığının dışında kalan kısmını da paylaştığı ortaya çıkmıştır. Bu konu üzerine sözlükte açılan başlık için bkz:

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=s%C3%B6zl%C3%BC%C4%9F%C3%BCn+kullan%C4%B1c%C4%B 1+bilgilerini+polisle+payla%C5%9Fmas%C4%B1, Son erişim tarihi: 25.09.2012

(14)

hukuki olarak son altı aydaki IP bilgilerini vermesi gerekirken, daha önceki bilgilerinin de verildiği ortaya çıkmasıyla devam eden olaylardır.40 Bunların sonucunda da Sözlük

kullanıcıları arasında sansür, ifade özgürlüğü ve ticari işletme olmak gibi konular etrafında süren tartışmalar alevlenmiştir.41

Ekşi Sözlük’ün bilgi kaynağı olmaktan çok, artık bir reklam mecrası haline geldiği şikâyetleri aslında yeni değildir. Moderatörlerin de şikâyet ederek ayrıldığı bu dönüşümün temelinde para kazanma hırsının getirdiği kalitesizleşme sürecinin yattığı da kullanıcılar arasında tartışılmıştır. Sözlüğün kazandığı parayı kullanıcılarla paylaşmaması konusu da geçmişten beri tartışılan bir konu olmuştur. Ancak bu konuda herhangi bir gelişme sağlanamamıştır. Gelir paylaşımlı sözlük örnekleri var olmuş olsa da42, ‘ssg’ bu konuda bir

açıklamada bulunmamayı tercih etmiştir. Sözlük çevrelerinde eleştirel tutum takınanlar bu olayları örnek göstererek ortamın başlangıçtaki ‘karşıt alt-kültür’ mecrası özelliğinden uzaklaştığını ve yeni bir duruma geçildiğini belirtmektedirler. Sözlüğün kuruluşundan beri içinde olan kimi yazarların da dâhil olduğu birçok önemli yazarın yaşanan olaylar neticesinde hesaplarını kapattıkları gözlenmiştir. Bu gelişmelerle kan kaybeden Sözlük’ün gün geçtikçe yeni sorunlarla karşılaşacağı iddia edilebilir.

Bu dönüşümü anlamak için bir başka açıdan daha Sözlük’e bakmak gerekmektedir. E-tohum’daki bir organizasyonda ‘ssg’ ve hukuki koordinatörünün (‘kanzuk’) birinci elden anlattıklarına bakılırsa, ‘ssg’ Sözlük’ü daha en başından tamamen para kazanmak amaçlı kurmuştur. Burada ortaya çıkan tipik bir kapitalist girişimci ruh ile ‘ssg’nin hareket ettiği gerçeğidir.43 Bu durum hiçbir şekilde ‘ssg’ye veya Türkiye’ye özgü değildir.

Neo-liberalizmin açık etkisi altındaki bir siyasi ve ticari iklimde gelişen İnternet –ki sosyal yayılması tam da teknolojinin ticarileştirilmesi ile ilgilidir- tam olarak bu tür bir motivasyon ile yeni iletişim biçimlerine kuluçka görevi görmektedir.

Konuya bu açıdan bakıldığında yukarıda tartışılan Sözlük’ün tarihsel gelişimi, Kapitalist üretim ilişkilerinin üretici güçlerle girdiği çelişkisel etkileşimin yerinde bir örneğidir. Öncelikle Sözlük’ün gelişimi içinde sermayenin genel gelişim ihtiyacının merkezinde yer alan ‘girişimci’ ruhun ‘kar/kazanç odaklı’ eylemliliği ile toplumun siyasal

40 RedHack adlı hacker grubunun yayımladığı belgelerden kısa bir alıntı için bkz:

http://esescik.blogspot.com/2012/03/eksi-sozluk-yonetiminin-polisle-kurdugu.html Son erişim tarihi: 22.11.2012 41 Savcılık soruşturmalarına bir yenisi de 2013 yılı Ağustos ayında eklenmiştir. Hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede Radikal gazetesinin haberine göre ‘Ekşi Sözlük’ün sahibi Sedat Kapanoğlu’nun ve 40 kadar yazarın halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama suçlamasıyla 6 aydan, 1 yıla kadar hapis istendi’. Benzer soruşturmaların sonucunda kimi yazarlar bu gibi konularda görüş belirtmekten vazgeçmiş, kimi sözlükte yazmayı bırakmış ya da yalnızca ‘vakit geçirme’ amaçlı ‘entry’ler girmeye başlamıştır. Sonuçta bu gelişmeler eğlence odaklı belli bir kullanım kalıbının Sözlük’e dayatılmakta olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Haber için bkz: http://www.radikal.com.tr/turkiye/eksi_sozluke_hapis_istemi-1145234 Son erişim tarihi: 13.11.2013

42 Bkz: Lafmacun.org, Gelir paylaşımlı ilk sözlük örneği olarak ortaya çıkmış ancak sonra kapanmış ve başka bir isimle yayına devam etmektedir. Ayrıca, “pillinetwork” de gelirlerini yazarlarıyla paylaşan bir örnek olarak değerlendirilebilir.

43 SSG E-tohum seminerinde açıkça Microsoft’taki işini Ekşi Sözlük daha kazançlı hale geldikten sonra bırakıp Türkiye’ye döndüğünü ifade etmektedir. Videolar için bkz: http://televidyon.com/p/1908/eksisozlukcom--1 http:// televidyon.com/p/1909/eksisozlukcom--2/ Son erişim tarihi: 25.09.2012

(15)

ve ‘sosyo-kültürel’ ihtiyaçları Sözlük’te zaman içinde tam bir çelişki içine girmiştir. Ayrıca, üretici güçlerin ‘örgütsel/kurumsal’ değişimi ile genel üretim/iktidar ilişkilerine tabii olma/uyma süreci de Sözlük’te kolaylıkla bulunabilir.

Sonuç

İletişim teknolojilerinin tamamı için iddia edilebilecek bir durum, gelişmelerinin belli bir aşamasında yerleşik üretim ilişkileriyle çelişki yaratacak bir üretici güç olarak işlev görme potansiyeli barındırdıklarıdır. Kapitalist sistem açısından bakarsak, ilk dönemde ‘verimlilik ve kârlılık’ ilkeleri açısından en uygun tasarımlar henüz ortaya çıkmadığı gibi, yeni teknoloji tanınmadığından alternatif/muhalif uygulamalar/kullanımlar da kendine daha rahat yer bulabilir. İnternetin gelişimi de bu iddiayı kuvvetlendirecek bir örnek sunmaktadır. İnternetin ticari kullanıma açılıp geniş toplumsal adaptasyona ulaşmaya başladığı 1990’lı yıllar ve 2000’lerin ilk yarısı İnternet’in ferment (mayalanma) dönemi olarak ele alınmalıdır. Çünkü her ne kadar kimi uygulamalarının (forum, e-posta vb.) toplumsal kullanım şekilleri ortaya çıkmaya başlasa da bu yeni teknolojinin hâkim kullanımı billurlaşmamıştır. İçinde bulunduğumuz dönemde İnternet’in ön plana çıkan, yüksek popülariteye ulaşan web sitelerinin sunduğu iletişim biçimleri genelde İnternet’in kullanım biçimini oluşturmaktadır. Örneğin pek çok genç kullanıcı için günümüzde İnternet ‘Facebook’ ve benzeri sosyal medya ortamlarından ibarettir. Burada sunulan iletişim biçiminin ve kullanım kalıbının dışına çıkarak İnternet’i kullanmak gittikçe marjinalleşmektedir.

Ekşi Sözlük de İnternet’in tamamı için geçerli olduğu gibi, pek çok farklı kullanım biçimi ve amacının bir arada bulunabilmesine olanak sağlasa ve bundan kendine ‘meşruiyet’ sağlamak için faydalansa da üretim/iktidar ilişkileri ile kesiştiği noktada ‘hâkim bir tasarıma’ ulaşmaya başlamış ve buna koşut ‘hâkim bir kullanımı’ üstü örtük biçimde dayatmaya başlamıştır. Dayatılan kullanım da kesinlikle başlangıçta görüldüğü ve yaygınlaştığı gibi ‘yaratıcı’, ‘politik bir alt-kültür alanı’ olması değil, çoğunlukla ‘eğlence-boş zaman geçirme-dikkat dağıtma’ işlevinin öne çıktığı bir ‘buluşma’ ortamı olmasıdır.

Bununla birlikte, Ekşi Sözlük gibi örnekler, İnternet’in tamamı için belli bir gelişme biçimini temsil etmesi açısından yeterli olmayabilir. Önerdiğimiz ‘döngüsel’ ya da ‘evrimsel’ olarak adlandırılabilecek, ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarımlar’ arasında geçiş öngören modelin test edilmesi için daha fazla örneği tartışmaya açmak bu açıdan gerekmektedir. Ayrıca, önerilen model esas itibariyle teknolojinin nesneleşmiş boyutunun (bisiklet, araba, silahlar vb.) döngüsel ve evrimsel gelişimini daha çok fiziki tasarımın gelişimi açısından ele almıştır ve teknolojinin sosyal kullanım boyutunun dönüşümünde uygulanması da sorunlu olabilir. Yine de önerilen ‘mayalanma dönemi’ ve hâkim tasarım’ kavramları aracılığıyla bir üretim gücü olarak hem İnternet’in hem de bu ortamda ortaya çıkan yeni iletişim form ve ortamlarının üretim ilişkileri ile girdikleri etkileşimin niteliği ve mahiyeti daha iyi anlaşılabilir olmaktadır.

(16)

Kaynaklar

Abernathy, W. J. ve Utterback, J., (1978). “Patterns of Industrial Innovation”,

Technology Review, (50), ss. 41-47.

Anderson, P. ve Tushman M.L., (1990). “Technological Discontinuities and Dominant Design: A Cyclical Model of Technological Change”, Administrative Science

Quarterly, 35, ss. 604-633.

Arman, Serkan, (2011). “Ekşi Sözlük şirketlere açılıyor”, Milliyet, 25 Haziran, http://ekonomi.milliyet.com.tr/eksi-sozluk-sirketlere-aciliyor/ekonomi/ ekonomidetay/25.06.2011/1406543/default.htm?ref=OtherNews. Erişim Tarihi: 20.11.2012.

Bamford, James, (2012). The NSA Is Building the Country’s Biggest Spy Center (Watch What You Say), Wired, 15 Mart 2012. Bkz: http://www.wired.com/ threatlevel/2012/03/ff_nsadatacenter. Erişim Tarihi: 12.05.2012.

Berners-Lee, Tim, (2006). “Net Neutrality: This is Serious”, http://dig.csail.mit. edu/breadcrumbs/node/144. Erişim tarihi: 24.08.2012.

Castells, Manuel, (1996). The Rise of the Network Society, Oxford:Blackwell DiNucci, Darcy, (1999). Fragmented future. Print, 53(4), 32.

Flichy, Patrice, (2007). Internet Imaginaire, MIT Press, Cambridge

Foley, Stephen, (2010). “Has the internet just sold its soul?”, The Independent, 10 Ağustos Kaynak: http://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech/news/has-the-internet-just-sold-its-soul-2044907.html. Erişim Tarihi: 10.05.2012.

Güven, Ali Murat, (2007). “Ekşi Sözlük’ü ‘Jakobenizm’in vicdanına bırakmamalıyız...”, Yeni Şafak, 10 Kasım.

Güven, Ali Murat, (2011). “Farkındasın değil mi Avasas, maçı ben kazandım...”,

Yeni Şafak, 11 Aralık.

Kaplan, M. D., Deniz, A. T. İ. K., & Gürkaynak, N., (2010). “Sanal topluluklarda marka kaçınması davranışı”, İktisat İşletme ve Finans, 26(300), 93-120.

Kaplan, Yusuf, (2007). “Ekşi Sözlük: Paganografik çöplük ve sanal şiddet”, Yeni

Şafak, 4 Aralık.

Katz, Ian, (2012). “Web freedom faces greatest threat ever, warns Google’s Sergey Brin”, The Guardian, 15 Nisan, http://www.guardian.co.uk/technology/2012/apr/15/web-freedom-threat-google-brin. Erişim Tarihi: 05.06.2012

Kaya, Raşit, (2000). “Küreselleşme ve Medya”, İletişim Kuram ve Araştırma

Dergisi, 2000/6, ss. 99-112

Lister, M., Dovey, J., Giddings, S., Grant, I. ve Kelly, K., (2003). New Media: A

(17)

Mahçupyan, Etyen, (2013). “Yargıda anlama yetersizliği”, Zaman Gazetesi, 15 Ağustos.

Morozov, Evgeny, (2009). “How the Net aids dictatorships” TEDGlobal 2009, 21-24 Temmuz: Oxford Çevrimiçi: http://www.ted.com/talks/evgeny_morozov_is_the_ internet_what_orwell_feared.html. Erişim Tarihi: 20.09.2012.

Murmann, J. P. ve Frenken, K., (2006). “Towards a Systematic Framework For

Research on Dominant Designs, Technological Innovations and Industrial Change”,

Research Policy (35), ss. 925-952

Ocak, Serkan, (2012). “Ankara Emniyeti ‘çökertildi’”, http://www.radikal.com.tr/

radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&articleid=1080108&categoryid=77. Erişim tarihi:

25.09.2012. Erişim Tarihi: 25.09.2012.

Öğünç, Pınar, (2011). “‘Ekşi soruşturmanın’ mağdurları”, Radikal, 27 Haziran Pinch, T. ve Bijker, W., (1984). “The Social Construction of Facts and Artefacts:

Or How the Sociology of Science and the Sociology of Technology might Benefit Each Other”, Social Studies of Science, Vol. 14, No. 3 (August), ss. 399-441.

Schneider, G. P. ve Evans, J., (2007). New perspectives on the Internet.

Comprehensive, Thomson Course Technology, Boston.

The Economist, (2002). “The Internet Sells its Soul”, 16 Nisan, http://www. economist.com/node/1085967. Erişim Tarihi: 20.05.2012.

Uçkan, Özgür, (2012). “Sözlükler: Türkiye İnternet kültürünün vazgeçilmezi...” Bilişim Dergisi, 140(12), Elektronik Dergi: http://www.tbd.org.tr/index. php?sayfa=dergi&mi=1. Erişim tarihi: 22.11.2012.

Wayne, Mike, (2006). Marksizm ve Medya Araştırmaları: Anahtar Kavramlar,

Çağdaş Eğilimler, Yordam Kitap, çev: Barış Cezar, İstanbul

Williams, R. ve Edge D., (1996). “The Social Shaping of Technology”, Research

Policy, Vol. 25, ss. 856-889

Winston, Brian, (1998). Media technology and society: a history: from the telegraph

to the Internet, Psychology Press.

Web Siteleri

http://www.alexa.com/topsites/countries/TR. Erişim Tarihi: 25.09.2012.

http://esescik.blogspot.com/2012/03/eksi-sozluk-yonetiminin-polisle-kurdugu. html. Erişim Tarihi: 22.11.2012.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26705135. Erişim Tarihi: 25.09.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=6343846. Erişim Tarihi: 20.11.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=7362047. Erişim Tarihi: 20.09.2012

(18)

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24211451. Erişim Tarihi: 20.11.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ticari+itibar%C4%B1+zedeleyici+i%C3 %A7erik. Erişim Tarihi: 17.12.2012.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30029153. Erişim Tarihi: 25.09.2012 http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30069753. Erişim Tarihi: 25.09.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23338161. Erişim Tarihi: 21.09.2012 http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24161152. Erişim Tarihi: 21.09.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24153363. Erişim Tarihi: 25.09.2012. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24155321. Erişim Tarihi: 25.09.2012. https://eksisozluk.com/entry/13667136. Erişim Tarihi: 02.03.2013

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=s%C3%B6zl%C3%BC%C4%9F%C3 %BCn+kullan%C4%B1c%C4%B1+bilgilerini+polisle+payla%C5%9Fmas%C4%B1. Erişim Tarihi: 25.09.2012. http://www.ensonhaber.com/teknoloji/240097/eksi-sozlukun-sahibi-yurda-dondu-. html. Erişim Tarihi: 20.09.2012. http://friendfeed.com/bukiskomunizmgelecek/20fd20a5/acil-az-once-kapya-iki-sivil-polis-geldi-bizim. Erişim Tarihi: 25.09.2012.

http://www.iab.net/media/file/IAB_Internet_Advertising_Revenue_Report_ FY_2011.pdf. Erişim Tarihi: 25.09.2012.

http://www.libersite.com/ssg-kod-adli-derebeyi-ve-davar-surer-gibi-yonettigi-sirketi. Erişim Tarihi: 22.11.2012.

http://www.libersite.com/eksi-sozluk-gozalti-isyaninin-ozeti/. Erişim Tarihi: 22.11.2012.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=105 3872&CategoryID=138. Erişim Tarihi: 22.11.2012.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/eksi_sozluke_hapis_istemi-1145234. Erişim Tarihi: 13.11.2013.

http://televidyon.com/p/1908/eksisozlukcom--1. Erişim Tarihi: 25.09.2012. http://televidyon.com/p/1909/eksisozlukcom--2/. Erişim Tarihi: 25.09.2012.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOST) tarafından yapılan açıklamada, gölün do ğu kısmının zeytinyağı fabrikaları, batı bölümünün ise yavru balık

Cenaze töre­ nine Aydemir Ailesi, yakınları, tabiî senatörler, gazeteciler, ya­ zarlar, yayınevi sahipleri ile An­ kara Belediye Başkanı Vedat Da lokay ve çok

Bu araştırmada; ülkemiz deniz ürünleri avcılığında Karadeniz'den sonra ikinci sırada yer alan Marmara denizi balıkçılığının temel yapısı ortaya konularak,

7 Haziran-4 Kasım 2004 tarihleri arasında Japonya’da JICA (Japonya Uluslar Arası İşbirliği Ajansı) ve Kochi Üniversitesi tarafından düzenlenen “Marine Farming for

Kullanılmış ürün ve malzemelerin toprağa gömülmesi veya yakılması yerine yeniden değerlendirilerek geri kazandırılmaya çalışma süreci tersine lojistik olarak

Sonrasında bu tarihi yapının mimari yapı analizi ve yapının tarihsel, estetik, sembolik önemi gibi değerlendirmelerin yapılması, tarihi yapıya yeni ek tasarımı

Kritik Hareketler: iki farklı ortamda yürütülen protokol çalışmalarında, eşik değeri t=4 alınan kritik hareket oranla- rı Fiziksel Maket için %27,4; Dijital Model için

“Peki, sunucu boş odayı açtıktan sonra, seçkiyi değiştirirsen kazanma olasılığı nedir, kaybetme olasılığı nedir?” diye asıl meseleye geliyor kestirmeden.. Ben,