• Sonuç bulunamadı

Göksun'da Ermeni çılgınlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Göksun'da Ermeni çılgınlığı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET/2

Goksun’da Ermeni Çılgınlığı

Sevr AntlaşmasTna boyun eğmeyen Anadolu Türk halkının, Mustafa

Kemal öncülüğünde başlattığı ulusal ayaklanma döneminde, iç ve dış

düşmanlarla çetin bir savaşıma girildiği yıllarda dahi, göçten öncekileri

aratmayacak çeşitli eylemlerle Ermeni çeteleri yine karşımızda

görülmektedir. 1918-1920’lerde Doğu Anadolu’da, Sovyet desteğine

güvenen bu örgütler, Güney’de de işgalci Fransız ordusu ile işbirliği

yapmış ve yer yer Türk halkı üzerine kanlı baskınlar düzenlemiştir.

Aşağıda açıklanan Göksün olayı, işte bu evrede gerçekleşmiştir.

ALÎ RIZA ÖNDER - Emekli Yargıtay Üyesi

Dünya kamuoyunda sürekli olarak canlı tutulmak istenen bir Ermeni konusu var. Son günler­ de Fransa’yı tehdit eden eylem­ ler düzenleyen kimi Ermeni ör­ gütleri, Sovyetler Birliğindeki Ermenistan dışında, ülkemiz sı­ nırları içerisinde yeni bir Erme­ ni devleti kurmanın düşlemi ile yıllardan beri çırpınıp dururlar. Doğmamış çocuğa don biçerce- sine bir de anayasa hazırlıyorlar­ mış. Her gönülde bir arslan yat­ tığına göre, onları bu çabalarıy­ la baş başa bırakarak konumu­ za girelim.

Birinci Dünya Savaşı yılların­ da son kertesine ulaşan acımık- sız çete eylemlerinin Osmanlı yö­ neticilerini 1915’teki toplu göçe nasıl zorladığı, sağduyusunu yi­ tirmemiş bilim ve devlet adam­ larınca dile getirilen düncel (ta­ rihi) bir gerçektir. Ancak, bu göç uygulamasıyla Osmanlılar açı­ sından kesin sonucun alındığı da söylenemez. Nitekim Sevr Ant­ laşmasına boyun eğmeyen Ana­ dolu Türk halkının, Mustafa Ke­ mal öncülüğünde başlattığı ulu­ sal ayaklanma döneminde, iç ve dış düşmanlarla çetin bir savaşı­ ma girildiği yıllarda dahi, göçten öncekileri aratmayacak çeşitli eylemlerle Ermeni çeteleri yine karşım ızda görülm ektedir. 1918-1920’lerde Doğu Anado­

lu’da, Sovyet desteğine güvenen bu örgütler, Güney’de de işgal­ ci Fransız ordusu ile işbirliği yapmış ve yer yer Türk halkı üzerine kanlı baskınlar düzenle­ miştir. Aşağıda açıklanan Gök­ sün olayı, işte bu evrede gerçek­ leşmişti;___________________

GÖKSUN’DAKİ ZULÜM

Şimdi, Maraş’ın Göksün ilçe­ sinde 1921 yılında geçen kanlı olayı ele alıyorum. Bu kıyımın bugüne dek yazılı kaynaklara ge­ çip geçmediğini öğrenemedim. Büyük bir olasılıkla yazılı bilgi­ ler arasına girmemiş olabilir. Kurtuluş Savaşı yıllarında iki yılı aşkın bir süre bu ilçede kayma­ kamlık yapan Rifat Talat Ön- cel’in bundan 30 yıl önce (1955’te) Kayseri’de, Kağnıpaza- rı semtindeki bir yazıhanede ge­ çen görüşmemiz sırasında anlat­ tığı olayı belgelemekle ulusal ku­ ramlarımızdaki “Ermeni Dosya- sı” na küçük bir katkıda bulun­ muş olacağım. Bu bilginin özel anılarımızda kalmasına ve za­ manla unutulup gitmesine gön­ lüm elvermedi.

Aktarılan bilgi şöyledir:

“ Göksün Kaymakamı olarak 1921 yılı hasat mevsiminde bir gün, yanımda jandarma görev­ lileriyle birlikte çevreyi dolaşı­ yordum. Bir köye yaklaştığımız­ da, harman yerlerinde birtakım

insanların saplar üzerinde gelişi­ güzel uzanmış yatmakta olduk­ larını gördük. Yakıcı güneş al­ tında düzensiz biçimde yerlere serilmelerinin nedenini ilk anda anlayamadık. Atlarımızı hızlan­ dırdık ve harmana ulaştık. Gör­ düğümüz manzara gözlerimizi fal taşı gibi açmıştı. Atlardan inerek yatanları birer birer ince­ ledik. Kadınlı erkekli yirmiden fazla Türk köylüsünün çeşitli si­ lahlarla öldürülmüş olduklarını anladık. Herhangi bir çatışma­ da yaşamlarını yitirmiş olmayıp düpedüz, kin kusan bir kırım ve kıyım kurbanı oldukları besbel-li idi. jvje ölçüde ilkel bir kıyım olayı ile karşılaştığımızı şimdi anlatmam olanaksızdır. Erkek­ lerin üreme organları koparıla­ rak sigara gibi ağızlarına tutuş­ turulmuş, kadınların göğüsleri kesilerek uçları kendi ağızlarına sokulmuştur. Bundan, dayanıl­ ması güç marazi bir zevk alın­ mıştır. Köyün içinde hiçbir ses duyulmuyor, bir kıpırdama gö­ rülmüyordu. Sağda solda ahır köşelerinde saklanmış birkaç yaşlı kadın bulup çıkardık. Olanı biteni bize gözyaşları içinde an­ lattılar. Ermeni çeteleri çevrede kol gezerken, bu köye de uğra­ mışlar, iş ve güçleriyle uğraşan suçsuz köylüleri delik deşik ede­ rek öldürdükten sonra çekip git­

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

T'T-'^'O'YlT

mişlerdir. Bunların yakalanma­ sı için haftalarca uğraştık. Yeter­ li ve kesin bir başarı göstereme­ dik.”

Bu dehşet verici olayı bana an­ latan ildeşimiz (hemşerimiz), o günün duygularını yeniden yaşı­ yordu. İşgalci devletlerin, seçkin Türk düşünürlerini ve politika­ cılarım Malta’ya sürgün etmeleri olayına koşut olarak İstanbul’­ daki tutucu ve ulusal kişilikten yoksun iktidarın gayretkeşliği sonucu, 1915 Ermeni göçünde­ ki ölüm olaylarından sorumlu tutulan Boğazlıyan Kaymakamı

Kemal Bey 10 Nisan 1919’da İs­

tanbul’da asılmıştı. Kemal Bey’- in Boğazlıyan Kaymakamlığı sı­ rasında (1915) Kayseri Tomarza Bucak (nahiye) Müdürü olan R.Talat Öncel, bir aralık, İtilaf hükümetince kendisinin de aran­ dığını ve aylarca ormanlarda saklanmak zorunda kaldığını, oysa, zorunlu göç olayının köke­ ninde çok ibret verici ve kışkır­ tıcı Ermeni cinayetleri bulundu­ ğunu, yana yakıla ve arka arka­ ya sıralıyordu.

Karadeniz bölgesindeki Pon- tus Rumlarının Türk kadınları­ nı öldürdükten sonra göğüsleri­ ni doğrayarak balıkçı sandıkla­ rına istif ettiklerini, bu sandık­ lardan birkaçının rastlantı sonu­ cu denizden çıkarıldığını, Gire­ sunlu bir dostumdan dinlediğim zaman yeni Türk devletinin ne çetin koşullar altında kurulduğu­ nun bilincine daha kolay var­ dım.

Yazılı kaynaklar arasına gir­ memiş yüzlerce Ermeni olayını anılarında yaşatan pek çok yurt­ taşımız, her geçen yıl sessizce aramızdan ayrılmaktadır. Bu anıları, düzenli çalışma ile ola­ bildiğince saptayıp, dosyalamak zorundayız. Ne yazık ki, bu tür çalışmalar tek tük yurtsever ay­ dınımızın özel çabaları dışına ta­ şamıyor.

Geçen temmuz ayı içinde Şe­ binkarahisar’a dek uzanan özel bir gezide edindiğim ilginç bir ki­ tap var. “ İlçe Oluşunun Ellinci

Yılında Şebinkarahisar” adı ve­

rilen bu kitaba, kısaca değinmek isterim. Kitabın 20-24. sayfala­ rında 1915 Ermeni ayaklanma­ sının bu yöre ile ilgili gelişmesi üzerinde özlü bilgiler verilmek­ ted ir. Bu ayaklanm anın 1860’lara dayanan tarihçesi de gözönünde tutulduğunda, Os­ manlI İmparatorluğundaki Er­ meni olaylarının gerçek evreleri­ ni izlemek, içyüzünü doğru ola­ rak kavramak kolaylaşmış ola­ caktır. Hiçbir konu, tek gözlükle incelenemez, hiçbir gerçek tek yönlü çabalarla ortaya çıkarıla­ maz.

Bu kitapta yer alan Taş- nak, Sutyan, Hmçak, Veregan- ziyal, Ramgavar gibi Ermeni ko­ mitalarının uygulamaya koy­ dukları ortaklaşa kararı şöyle özetleyebiliriz: 1) Osmanlı ordu­ sundaki Ermeniler, silah ve cep­ haneleriyle birlikte takım takım kaçacaklardı. 2) Cepheye gitme­ miş olan Ermeniler, yurtta o (ay çıkarmak suretiyle, Türk askeri­ ni, aile ve köylerini korumak kaygısıyla, birliklerinden kaç­ mak zorunda bırakılacaklardır. 3) Seferberlik ve askeri ulaşım iş­ lerini güçleştirmek için askeri birlikler, yiyecek ve cephane konvoyları vurulacaktır. 4) Rus- lar sınırı geçer geçmez, silaha sa­ rılacak olan Türk ordusu, iki ateş arasında bulundurulacaktır. 5) İtilaf devletleri hesabına ca­ susluk yapılacaktır. 6) Türklerin moralini bozmak ve askerden kaçmalarını sağlamak için sürek­ li propaganda yapılacaktır.

Şimdi de yukarıdaki ilginç ve korkunç olay bize anlatan Vali Rifat Talat Ö ncelin devlet hiz­ meti konusunda kısa bir bilgi su­

nacağız. Böylece, hem yazımızın kaynağını belgelemiş olacağız, hem de eski bir yöneticimizin adım rahmetle anma ödevini ye­ rine getirmiş olmanın iç huzuru­ nu duyacağız. Bu özet, 898 sa­ yılı sicil kaydından çıkarıldı.

KAYNAK KİŞİ

Rifat Talat Öncel, 1313 (1897)

yılında Kayseri’nin Nize köyün­ de doğmuştur. 7 Eylül 1915’te Tomarza Nahiye Müdürü olarak devlet hizmetine girmiştir. Bir aralık Efkere Bucak Müdürlü­ ğünde bulunmuş, yeniden To- marza’ya dönmüştür. 18 Mayıs 1920’de Develi Kaymakamlığına atanmış, 8 Haziran 1921’de de Göksün Kaymakamlığında göre­ ve başlamıştır. Bu yerden 31 Ağustos 1923’te ayrılmıştır. Ki­ lis Kaymakamı olarak süren gö­ revi, 24 Haziran 1925’te sona er­ miş ve bunu izleyen beş yıl için­ de Gaziantep Valiliğinde bulun­ muştur.

30 temmuz 1930’dan 9 Temmuz 1935’e kadar Mardin Valiliği yapan Öncel, bir yılı aş­ kın süre Eskişehir Valiliğinde bulunmuş, 1936 ile 1945 arasın­ da dokuz yıl Amaysa Valisi ola­ rak görev vermiştir. 22 Ağustos 1945’te emekliye ayrılmış, 15 Şu­ bat 1968’de İstanbul’da ölmüş­ tür. Karacaahmet Mezarlığı’nda yatmaktadır.

Şu ek bilgiyi de ilgililerin dik­ katlerine sunmak isterim: Bun­ dan yedi yıl önce YENİ ADAM dergisinde yayımlanan “ Ermeni 1 Hastalığı” başlıklı yazımda, Anadolu’daki Ermeni kıpırda­ masının zamanla kanlı eylemle­ re ve çok boyutlu ayaklanmala­ ra dönüştüğünü, Ermeni azınlı­ ğının yüzyıllar boyunca Türkler­ le bu ülkede nasıl bir uyum için­ de kardeşçe yaşadığım, belgelerle kanıtlamaya çalışmıştım. (Tem- muz-1978/923).

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkçenin yapı ve işleyişine yönelik, dilbilimciler tarafından hazırlan­ mış, çalışmalarda, Türkçenin art zamanlı sesbilgisi, biçimbilgisi, biçimses- bilgisi

Türk milleti hakkında pek amik hissiyat-ı muhâleset ile meşbû olarak zât-ı devletlerinin saadeti ve milletinin refah ve tealisi için samimi temennilerimi kabul

Korelasyon analizi sonuçlarına göre ise, sadece İK planlama sorun algıları ile performans değerlendirme sorun algıları arasında anlamlı ilişkiye rastlanmamış;

Anlaşmanın yapıldığı iddia edilen dönemde Mustafa Kemal Paşa’nın Suriye ve Irak’la ilgili olarak Emir Faysal’ın takip ettiği siyasete karşı aldığı tutum

AraĢtırma bölgesindeki iĢletmelerin büyük bir çoğunluğu (1. grup iĢletmelerde %84,21 ve iĢletmeler ortalaması itibariyle %90,79) toptancı hallerinde herhangi

 It was concluded that postmenopausal women’s functional capacity, symptoms of menopause, quality of life, and bone mineral density were significantly improved after eight

yüzyılın ilk on yı­ lı içinde Türkiye’de dünyaya gelen bu beş besteci, Batıda gelişmesi 500 yıl süren çoksesliliği, yüzyılı­ mızın ilk yarısında

The transportation problem is a special type of linear programming problem where the objective consists in minimizing transportation cost of a given commodity