• Sonuç bulunamadı

Konya ovası sulu şartlarında karışım halinde ekilen ekmeklik buğdayda verim, bazı verim unsurları ve kalite faktörlerinin araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya ovası sulu şartlarında karışım halinde ekilen ekmeklik buğdayda verim, bazı verim unsurları ve kalite faktörlerinin araştırılması"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Eylül-2013 KONYA Her Hakkı Saklıdır

KONYA OVASI SULU ġARTLARINDA KARIġIM HALĠNDE EKĠLEN EKMEKLĠK

BUĞDAYDA VERĠM, BAZI VERĠM UNSURLARI VE KALĠTE FAKTÖRLERĠNĠN

ARAġTIRILMASI ġah Ġsmail CERĠT YÜKSEK LĠSANS Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

ġah Ġsmail CERĠT tarafından hazırlanan “KONYA OVASI SULU ġARTLARINDA KARIġIM HALĠNDE EKĠLEN EKMEKLĠK BUĞDAYDA VERĠM, BAZI VERĠM UNSURLARI VE KALĠTE FAKTÖRLERĠNĠN ARAġTIRILMASI” adlı tez çalıĢması 25/09/2013 tarihin de aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri BaĢkan

Prof. Dr. Süleyman SOYLU

DanıĢman

Prof. Dr. Ali TOPAL

Üye

Doç. Dr. Nermin BĠLGĠÇLĠ

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. AĢır GENÇ FBE Müdürü

Bu tez çalıĢması S.Ü Bap Koordinatörlüğü tarafından 1020111 nolu proje ile desteklenmiĢtir.

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

KONYA OVASI SULU ġARTLARINDA KARIġIM

HALĠNDE EKĠLEN EKMEKLĠK BUĞDAYDA VERĠM, BAZI VERĠM UNSURLARI VE KALĠTE FAKTÖRLERĠNĠN ARAġTIRILMASI

ġah Ġsmail CERĠT

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Ali TOPAL 2013, 63 Sayfa

Jüri

DanıĢman: Prof. Dr. Ali TOPAL Üye: Prof. Dr. Süleyman SOYLU Üye: Doç. Dr. Nermin BĠLGĠÇLĠ

Bu çalıĢma, Konya ovası sulu koĢullarında tane morfolojileri birbirine benzer Adana 99, Bezostaja-1 ve Konya 2002 olmak üzere üç adet ekmeklik buğday çeĢidinin farklı oranlarda karıĢtırılıp, bu karıĢımların verim ve kalite özelliklerine etkilerini belirlemek amacı ile yapılmıĢtır. Deneme 2010-2011 yetiĢtirme sezonunda tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak kurulmuĢtur. Denemede soğuk zararı, NDVI, hastalık gözlemi, metrekarede fertil baĢak sayısı, bitki boyu, baĢak boyu, baĢakta tane sayısı, baĢakta tane ağırlığı, biyolojik verim, hasat indeksi, tane verimi, hektolitre ağırlığı, bin tane ağırlığı, protein oranı, SDS sedimantasyon, kuru gluten, tane sertliği ve miksograf değerlerine bakılmıĢtır. AraĢtırmada 2010-2011 yetiĢtirme sezonunda soğuk zararı olmamıĢ ve NDVI değerleri de önemsiz çıkmıĢtır. Hastalık gözlemi okumaları çeĢit genel özelliklerinde olmuĢtur. AraĢtırmada çeĢit ve karıĢımlara bağlı olarak metrekarede fertil baĢak sayısı 472-824 adet arasında, bitki boyu 111.4 -128.3 cm arasında, baĢak uzunluğu 10.34-12.17 cm arasında, baĢakta tane sayısı 38.41-54.90 adet arasında, baĢakta tane ağırlığı 2.19-3.29 g arasında bulunmuĢtur. Hasat indeksi % 26.92-39.32 arasında, tane verimi 527.2-907.2 kg/da arasında, hektolitre ağırlığı 78.22-80.07 kg arasında, bin tane ağırlığı 34.92-48.59 g arasında, protein oranı % 13.58 -15.91 arasında, SDS sedimantasyon 30.50-37.25 ml arasında, kuru gluten % 10.12-12.51 arasında, tane sertliği 48.80-56.26 psı arasında bulunmuĢtur.

Miksografta en sık kullanılan 4 değerden geliĢme süresi 2.01-2.57 %dk arasında, pik yüksekliği % 61.82-66.90 arasında, toplam alan 354.60-404.66 %Tq*dk arasında ve yumuĢama derecesi (-29.86)- (-16,85) % dk arasında değiĢtiği bulunmuĢtur.

AraĢtırmada yapılan karıĢımlardan verim ve bazı verim unsurları yönünden daha stabil ürün alınmıĢ ve bitkiler hastalık yönünden daha az zarar görmüĢtür. Ancak araĢtırmanın tek yıllık olması kesin bir yargıya varmayı engellemektedir. ÇalıĢma sonuçları bölgeye uygun karıĢımlar için değiĢik çeĢit ve oranlı yeni araĢtırmalar yapılması gerektiğini ortaya koymuĢtur.

(5)

v ABSTRACT

MS

A RESEARCH OF MIXED SOWING BREAD WHEAT YIELD, SOME YIELD COMPONENTS & QUALITY FACTORS IN KONYA’S IRRIGATED PLATEU

ġah Ġsmail CERĠT Unıversity of Selcuk

Graduate School of Natural &applied Sciences Department of Field Crops

Advisor: Prof. Dr. Ali TOPAL

2013, 63 Pages

Jury

Advisor: Prof. Dr. Ali TOPAL Member: Prof. Dr. Süleyman SOYLU Member: Assoc. Prof. Dr. Nermin BĠLGĠÇLĠ

This study aimed to determined the effects of mixtures of three bread wheat seeds yield and quality characteristics which has similar morphology; Adana-99, Bezostaja-1 and Konya-2002, including mixed in different proportions. The trial was established in 2010-2011 growing season as a randomized complete block design with 4 replications. In the trial; cold damage, NDVI, disease surveillance, the number of spike per m2, plant height, spike length, number of grains per spike, spike, grain weight, biological yield, harvest index, yield, test weight, thousand grain weight, protein, SDS sedimentation, dry gluten, grain Mixsograph values and grain hardness was evaluated.

In 2010-2011 growing season there was no cold damage and NDVI values of the study was not necessary. The disease monitoring readings have been made generally on variety.

In the experiment depending on the variety and mixtures; Spike number per m2 of 472-824 units; plant height of 111.4-128.3 cm; spike length of 10.34-12.17 cm, number of grains per spike of 38.41- 54.90 units, grain weight per spike 2.19-3.29 g; harvest index of 39.32-26.92%, yield was 527.2-907.2 kg / da, test weight between 78.22-80.07 kg; among the thousand grain weight of 34.92-48.59 g; protein, 13.58-5.91%; the SDS sedimentation 30.50-37.25 ml, 10.12-12.51% of dry gluten, grain hardness ranged from 48.80-56.26 psi.

The most commonly used mixsograph 4 values are development time between 2.01-2.57 and the peak height range to66.90-61.82% min, total area between 404.66-354.60 Tq*Min; the degree of softning ranged between (-16.85)-(- 29.86)% min.

From the mixtures in terms of yield and yield components were more stable products. However, the research conducted, just one year so this prevents a definite conclusion. For suitable mixtures to the region at different types and rates have revealed that new research needs to be done.

(6)

vi ÖNSÖZ

Hızla artan dünya nüfusunun beslenebilmesi için, değiĢik ülkeler ekolojilerine uygun bitkiler üzerinde verimi artırmaya yönelik değiĢik araĢtırmalar içerisindedirler. Gerek dünyada ve gerekse de ülkemizde insan beslenmesinde birinci sırada olan buğdayda verim ve hastalık dayanıklılığını artırma, kaliteyi yükseltme, pazara uygun mal verme ve mono kültüre dayalı riskleri azaltma çalıĢmaları yapılmaktadır.

Bu çalıĢmada ıslah yöntemleriyle elde edilmiĢ ve pazarda kendine yer bulmuĢ üç adet ekmeklik buğday çeĢidinin karıĢım halinde ekilmesinin sonucu verim ve kalite özelliklerini nasıl etkilediğine bakılmıĢtır.

Bu tezin hazırlanmasından sonuçlanmasına kadar geçen sürede yaptığı destek, katkı ve yönlendirmeleri için değerli danıĢmanım Prof. Dr. Ali TOPAL‟a, laboratuar çalıĢmalarında destek sağlayan Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Kalite Bölüm BaĢkanı Dr. Aysun Göçmen AKÇACIK‟a, Islah Genetik Bölüm BaĢkanı Dr. Emel ÖZER‟e, Ekmeklik Birim Sorumlusu Dr. Seyfi TANER‟e ve çalıĢmalarımda bana sabırla tahammül eden eĢim Nadire CERĠT ve çocuklarım Lütfiye ve Asaf Emir CERĠT‟e gönülden teĢekkür ederim.

ġah Ġsmail CERĠT KONYA-2013

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR ... ix 1.GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 4 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 11 3.1. Materyal ... 11 3.2. Yöntem ... 11

3.3. AraĢtırmada Ġncelenen Özellikler ... 13

3.3.1. Soğuk zararı ... 13

3.3.2 NDVI değeri ... 13

3.3.3 Sarı pas okuması ... 13

3.3.4 Metrekaredeki fertil baĢak sayısı (Adet) ... 14

3.3.5 Bitki boyu (cm) ... 14

3.3.6 BaĢak uzunluğu (cm) ... 14

3.3.7 BaĢakta tane sayısı (Adet) ... 14

3.3.8 BaĢakta tane ağırlığı (g) ... 14

3.3.9 Biyolojik verim (kg/da) ... 15

3.3.10 Hasat indeksi (%) ... 15

3.3.11 Tane verimi (kg/da) ... 15

3.3.12 Hektolitre ağırlığı (kg/hl) ... 15

3.3.13 Bin tane ağırlığı (g) ... 15

3.3.14 Protein oranı (%) ... 16

3.3.15 SDS sedimantasyon (ml) ... 16

3.3.16 Kuru gluten (%) ... 16

3.3.17 Tane sertliği (PSI) ... 16

3.3.18 Mixrograf değeri ... 16

3.4 Deneme yeri iklim özellikleri ... 17

3.5 Deneme yeri toprak özellikleri ... 17

3.6 Ġstatistiki analiz ve değerlendirmeler ... 18

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 19

4.1. Soğuk zararı ... 19

4.2. NDVI değeri ... 19

4.3 Sarı pas okuması ... 20

4.4. Metrekarede fertil baĢak sayısı (Adet) ... 21

(8)

viii

4.6. BaĢak uzunluğu (cm) ... 25

4.7. BaĢakta tane sayısı (adet) ... 26

4.8. BaĢakta tane ağırlığı (g) ... 28

4.9. Biyolojik verim (kg/da) ... 30

4.10. Hasat indeksi(%) ... 31

4.11. Tane verimi (kg/da) ... 33

4.12. Hektolitre ağırlığı ... 34

4.13. Bin tane ağırlığı ... 36

4.14. Protein oranı (%) ... 38

4.15. SDS sedimantasyon (ml) ... 39

4.16. Kuru gluten ... 41

4.17. Tane sertliği (PSI) ... 43

4.18. Miksograf değerleri ... 44

4.18.1 Miksograf geliĢme süresi (%dk) ... 45

4.18.2 Miksograf pik yükseklği (%) ... 46

4.18.3 Miksograf alanı (%Tq*dk) ... 48

4.18.4 Miksograf yumuĢama derecesi (%dk) ... 49

5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 51

5.1 Sonuçlar ... 51

5.2 Öneriler ... 53

KAYNAKLAR ... 55

(9)

ix SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler Cm Santimetre m2 Metrekare Kg Kilogram G Gram Ml Mililitre M Metre Dk Dakika Hl Hektolitre 0 C Santigrat derece Da Dekar Kısaltmalar Ort. Ortalama

(10)

1.GĠRĠġ

GeçmiĢte tarım alanlarının geniĢletilmesi yoluyla üretimin artırılması kolay iken, günümüzde yeni tarım alanlarının kazanılması çok pahalı yatırımlar gerektirmektedir. Bunun yanında endüstriyel geliĢme, yollar, yerleĢim alanları, erozyon ve bilinçsiz kullanım gibi nedenler sonucunda pek çok bölgede gerçek tarım alanları hızlı bir Ģekilde azalmaktadır. Yeni kazanılabilecek tarım alanları mevcut kayıpları karĢılamadığı gibi çok pahalı yatırım gerektirdiğinden, üretimin artırılması ancak birim alandan daha fazla ürün almakla mümkün olacaktır. Yüksek ürün verimi modern tarımın esas hedefidir. Bitki ıslahı üstün bitkilerin melezlenmesi ve seçimi ile yüksek ürün verimine ulaĢmaya çalıĢmaktadır. Bu üstün tipler genelde, her bitkinin genetik olarak komĢusuyla özdeĢ olduğu mono-kültürlerde yetiĢtirilmektedir. Bitki boyu, olgunluk ve kalite karakterleri için bitkinin genetik uniformitesi, ürünün hasadı, pazarlaması ve iĢlenmesini de kolaylaĢtırmaktadır. Buğday, mısır, çeltik, patates, soya ve muz tipik mono-kültür yapılan bazı bitkilerdendir.

Buğday bitkisi çok değiĢik form ve çeĢit zenginliği sayesinde dünyanın farklı iklim özelliklerinde, farklı rakımlarda ve farklı toprak yapısına sahip alanlarda yetiĢebilme özelliğine sahiptir. Ekim alanı olarak iĢlenen toprakların 1/7 sini kaplamaktadır. Bununla birlikte kuzey yarımkürede 30-60 derece ve güneyde ise 27-45 derece paralelleri arasında daha yaygındır. Ekim alanı olarak buğdayın yetiĢebildiği en yüksek yer Himalaya Dağları etekleri olup, 4500 m‟de tarımı yapıldığı tespit edilmiĢtir. Ülkemizde ise bu yükseklik 2200 m‟ye kadar çıkabilmektedir (Partigöç, 2009).

Dünyada ve ülkemizde hem ekiliĢi hem de üretimi en fazla olan tahıl cinsi buğdaydır. Dünya nüfusunun yaklaĢık % 35‟inin temel besini olarak buğday, tüm dünyada besinlerden alınan kalorinin % 20‟sini sağlamaktadır (Kün, 1996). Dünya nüfusunun yılda % 2 artıĢı ile gelecek 35 yıl içerisinde 2 katına çıkması beklenmektedir. Gelecek 20 yıl içinde buğday ihtiyacının % 40 oranında artacağı tahmin edilmektedir (Rosegrant ve ark., 1995). Hızla artan nüfusun yeterli ve dengeli bir Ģekilde beslenebilmesi için mevcut materyal ve bilgi birikiminin en iyi Ģekilde değerlendirilerek dünya besin üretimi kısa sürede artırılmalıdır. Tahıllar insanların kalori ve protein gereksiniminin büyük bir kısmını birlikte karĢılayabilen en önemli kaynaktır (Yağbasanlar, 1990). Gelecekte de bu rolünü sürdürecek olan buğday stratejik bir kültür

(11)

bitkisidir. Bu nedenle buğday, dünyadaki ekonomik ve tarımsal faaliyetler içerisinde çok önemli bir yere sahiptir (Anonim, 2007).

Dünya buğday üretimi 2011 yılı itibari ile yaklaĢık 704 milyon ton olup, ekim alanı 220.385.285 ha, verimi ise 319.5 kg/da„dır. Ülkemizde ise 8.096.000 ha buğday ekim alanı ve 21.800.000 ton üretimi vardır. Aynı yıllarda Türkiye‟de buğday verimi dünya ortalama veriminden yaklaĢık 50 kg/da daha az olup, 269 kg/da olarak gerçekleĢmiĢtir (Anonymous, 2013).

Verimin artırılması için üzerinde durulması gereken farklı ancak birbirinden ayrılamaz bazı önemli kavramlar vardır. Verim artıĢları ya verim için genetik potansiyelin artırılması ya da verimi sınırlayan olumsuz faktörlerin azaltılmasıyla sağlanabilmektedir. Türkiye‟de buğdaydaki ürün artıĢı 1965 yılına kadar ekim alanlarındaki geliĢme ile olurken, o tarihten sonra birim alandan kaldırılan üründeki artıĢla olmuĢtur. Nitekim 1950-1980 arası 30 yılda buğday veriminde sağlanmıĢ olan % 100‟lük bir artıĢın % 60‟ının yüksek verim potansiyeline sahip yeni ıslah çeĢitlerinin % 40‟nın ise kültürel uygulamalardaki geliĢmelerin bir yansıması olduğu kabul edilmektedir (Roth ve ark.,1984; Balla ve ark., 1987).

Tüm dünyada son yıllarda yaĢanan iklimdeki ekstrem değiĢimler nedeni ile tarımsal üretimde önemli dalgalanmalar olmuĢtur. Bilindiği gibi, 2007-2008 yetiĢtirme döneminde Türkiye genelinde kuraklıktan dolayı kayıplar yaĢanırken, 2008-2009 yetiĢtirme yılında bölgesel kuraklık, sel, taĢkınlar ile dolu gibi tabii afet zararları yaĢanmıĢtır. 2008-2009 sezonunda verimde artıĢlar meydana gelmiĢ ancak sanayici açısından kalitede büyük bir düĢüĢ sorunu ortaya çıkmıĢtır. Buğday veriminin düĢük ya da yüksek olması çevre koĢulları ve çeĢit karakterlerine bağlıdır. Verimi tayin eden unsurlar birim alandaki baĢak sayısı ve baĢak baĢına tane verimidir. Bu araĢtırmada yurtdıĢında kullanılan, ülkemizde ise bir kısım köylü tarafından rastgele uygulanan çeĢit haline gelmiĢ ekmeklik buğdayların farklı oranlarda karıĢık ekimi yapılarak ülkemiz için yeni sayılabilecek bir yetiĢtirme tekniği uygulanmıĢtır.

Yüksek ürün hedefi modern tarımın esas hedefidir. Bitki ıslahı ile üstün bitkilerin melezlenmesi ve seçimi sonucu yüksek ürün verimine ulaĢılmıĢtır. Bu üstün tipler genelde, her bitkinin genetik olarak özdeĢ olduğu mono kültürlerde yetiĢtirilmektedir. Bitki boyu, olgunluk ve kalite karakterleri için bitkinin genetik üniformitesi ürünün hasadı, pazarlaması ve iĢlenmesini kolaylaĢtırmaktadır. Genetik üniformitenin negatif sonucu ise mikrobiyal patojenlerin neden olduğu hastalıkların zarar oranındaki artıĢdır.

(12)

AraĢtırmanın amacı, karıĢım halinde ekilmiĢ ekmeklik buğdayın beraber yaĢam, verim, kalite ve diğer yönlerden tepkisinin ne olacağına bakmaktır.

(13)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Stuber ve ark. (1962) yaptığı araĢtırmada tanedeki yüksek proteinin kısa boyluluk, az kardeĢlenme, düĢük tane verimi ve geç çiçeklenme ile önemli derecede iliĢkili olduğunu açıklamıĢtır.

Allard ve Bradshaw (1964) genetik olarak değiĢken bitki popülasyonları genetik olarak homozigot olan bitki popülasyonlarına oranla, değiĢen çevre Ģartlarında (stres koĢullarında) daha baĢarılı adaptasyon gösterdiğini belirlemiĢlerdir.

Frey ve Maldonado (1967) yüksek stres koĢullarında yulaf karıĢımlarının, karıĢımı oluĢturan saf çeĢitlere oranla daha yüksek verim verdiğini belirtmiĢlerdir.

Seçkin (1970) kıĢı soğuk, bahar dönemi serin ve nemli, olgunlaĢma zamanı sıcak ve fazla güneĢli olmayan Ģartlarda yetiĢen buğdayların kalitesinin yüksek olduğunu, fazla yağıĢlı ve nemli yerlerde ise hastalıkların ortaya çıkması yanında iyi kalitede ürün elde edilemeyeceğini açıklamıĢtır.

Taylor ve ark.(1978) ile Fejer ve ark. (1982) arpa ve yulaf karıĢımları, Tapaswi ve ark. (1991) buğday, Jedel ve ark. (1998) arpa karıĢımları ile yaptıkları çalıĢmalarda karıĢımı oluĢturan genotiplerin birbiriyle yarıĢ kabiliyetlerinin farklı olmasından dolayı, baĢlangıçta kullanılan karıĢım oranlarının büyüme periyotları süresince değiĢebildiğini bildirmiĢlerdir.

Ünal (1979) buğday protein oranının çeĢide ve daha çok çevre koĢullarına bağlı olarak % 6-22 oranında değiĢtiğini bildirmiĢtir.

Farklı tür karıĢımları yalın ekimlere göre avantaj olmasından dolayı dünyanın farklı bölgelerinde tane ve yeĢil ot üretimi amacıyla kullanılmaktadır. Kanada da ise yalın ekimlere oranla daha az verimli olmasına rağmen, arpa ve yulaf üretiminin %50‟den fazlasının karıĢım halinde yapıldığı bildirilmektedir (Fejer ve ark., 1982).

Nitzche ve Hesselbach (1983) yazlık arpa karıĢımları ile yaptıkları bir çalıĢmada, karıĢıma giren çeĢit sayısı ikiden altıya çıktığında verimin daha da arttığını kaydetmiĢlerdir.

Wolfe (1985) çeĢit karıĢımlarını, hastalıklara dayanıklılığı kapsayan birçok karakteri değiĢen ancak beraber yetiĢtirmek için yeterli benzerlikleri bulunan çeĢitlerin karıĢtırılması Ģeklinde tanımlamıĢtır. KarıĢımların potansiyel avantajları arasında farklı çevre Ģartlarında verim stabilitesi göstermesi, sezon içerisinde hastalık oluĢumunun azalması, önemli patojenlerin yeni ırklarının geliĢiminde gecikmeye sebep olması hastalık dayanıklılığının yayılmasında artıĢ için seçimde azalma olarak açıklamıĢtır.

(14)

Heyne ve ark. (1987) ekmeklik buğdayda kalitenin kullanım amacına göre değiĢtiğini, kullanım amacını etkileyen en önemli özelliğin ise tanenin protein oranı olduğunu ifade etmiĢtir.

Uygun besleme değeri nedeniyle pek çok ülkede buğdaydan elde edilen unlu mamuller temel besin durumundadır (Ünal ve Alilou, 1987).

Gizlice ve ark. (1989) soya çeĢitleri ile yaptıkları bazı karıĢım çalıĢmalarında verim, bitki boyu ve hasat olgunluğunda karıĢıma giren çeĢit farklılığı ve karıĢım avantajı arasında olumlu bir iliĢki olduğunu bildirmiĢlerdir.

Jokinen, (1991) genotip karıĢımlarının; tür içi karıĢımlar, aynı türün çeĢitlerinin karıĢımları, multilines karıĢımları (çoklu hat, genetik olarak aynı, ancak her hat bir hastalık yönünden farklı bir gene sahip) ve farklı hibritlerin karıĢımlarından oluĢabileceğini belirtmiĢtir. Tür içi karıĢımların kullanılmasının nedeni: Özellikle yeni geliĢtirilen çeĢitlerde heterozigotluğu artırmak ve böylece geliĢtirilen yeni çeĢide çok sayıda ve değiĢen stres koĢullarına karĢı daha fazla dayanıklılık sağlama ve sonuçta daha stabil ve yüksek verimli çeĢit elde etmek olduğu, bununla birlikte; literatürlerde tür içi karıĢımların karıĢımı oluĢturan genotiplerin yalın ekimlerine oranla hemen hemen aynı ya da çok az miktarda daha fazla verim verdiği aynı araĢtırıcı tarafından bildirilmektedir.

Genellikle kalite takdirinde son ürüne iĢleme uygunluğu baz alınırsa kalitede standardizasyonun sağlanması daha kolay ve etkili olacaktır. Buğdayda kalitenin takdiri ve tespitinde kullanılan kriterler; çeĢidin yetiĢtirildiği ekolojik bölge ve yetiĢtirme tekniği, botanik özellikleri ile tanenin fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleridir. Tane ve ununun protein fraksiyonu, miktarı ve kalitesi buğday kuvvetliliğinde kullanılan önemli kriterlerdendir (Elgün ve Ertugay, 1992).

Atlı ve Eser (1995)‟e göre un kalitesindeki değiĢkenlik un maliyetini de etkilemekte olup, değirmen sanayinin verimli çalıĢabilmesi amacıyla sürekli aynı kalitede hammadde akıĢının olması gerekmektedir. Çiftçi dayanıklı ve verimli çeĢit isterken, değirmenci temiz un verimi yüksek ve enerji sarfiyatı düĢük buğday istemektedir.

Mundt ve ark. (1995a,b) her bir karıĢımın verim üzerine pozitif, nötr veya negatif etkilerinin olabileceğini ve bu nedenle tavsiyeler yapılmadan önce karıĢıma girecek çeĢitlerin farklı koĢullarda test edilmiĢ olmaları gerektiğini vurgulamıĢlardır.

(15)

Smithson ve Lenne (1996) çeĢit karıĢımlarının, yetiĢtiricilerin gelir istikrarını sağlayan, hastalık ve zararlıların sebep olduğu kayıpları azaltan yetiĢtirme sistemlerinden birisi olduğunu belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar 100‟den fazla çalıĢmayla tür içi tarla karıĢımlarının verim sonuçlarını özetlemiĢler ve ortalama karıĢım verimlerinin küçük ancak önemli miktarda karıĢımların bileĢen ortalamalarını geçtiğini ve buğday için diğer ürünlerden daha fazla (% 5.4) avantajlı olduğunu belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar 35 setlik karıĢık ekimin verim ve genotip x çevre interaksiyonu bileĢenlerine dair verileri analiz etmiĢler ve hemen hemen karıĢım verimlerinin çevreler arasında karıĢım bileĢenlerinin verimlerinden daha az değiĢim olduğu sonucuna varmıĢlardır. KarıĢım bileĢenlerinin farklı sayıda olanlarının etkisi çalıĢılmıĢ ve artan bileĢen sayısının verim artıĢı ile iliĢkisinin karıĢım olup olmadığına dair deliller de ortaya çıkarılmıĢtır. Tarla bitkileri karıĢımlarının verim stabilitesinin, denedikleri verilerin yarısı kadarında bileĢen sayısını arttırdığını kaydetmiĢlerdir.

Newton ve Swanston (1999) hububatta çeĢit karıĢımlarının, özellikle de aynı türe ait karıĢımların yetiĢtiriciler için faydalı olduğunu bildirmiĢlerdir. AraĢtırıcılar karıĢık ekimlerde verim artıĢının %5-15 arasında değiĢtiğini, ilaç kullanımının azaldığını, ürün kalitesinin arttığını, kalite ve üründe stabilitenin oluĢtuğunu belirtmiĢlerdir.

Bowden ve ark. (2001)‟na göre karıĢık ekim, 2 yada daha fazla çeĢide ait saf tohumun karıĢtırılarak ekilmesinden oluĢmaktadır. Bunun birkaç avantajı ve dezavantajı tespit edilmiĢtir. Ġlk avantaj verimi dengede tutmasıdır. Bütün çeĢitlerde belli bir dereceye kadar dengesizlik vardır ve verimde dalgalanmaya neden olur. Ġkinci etkisi telafi etkisidir. Dayanıklı bir çeĢit, hassas veya zarar görmüĢ bir çeĢidi daha fazla kardeĢ veya ağır taneler oluĢturarak telafi edebilir. Üçüncü avantajı hastalık baskısını azaltmaktadır. KarıĢık ekimin temel dezavantajı ise karıĢım için ekstra zaman ve maliyet gerektirmesidir. Ayrıca karıĢımın her yıl yapılması zorunluluğu vardır. Diğer dezavantaj ise araĢtırma yapılmadan uyumsuz çeĢitlerin kullanılma ihtimalidir. Aynı araĢtırıcıların Kansas‟da yaptıkları bir karıĢık ekim çalıĢmasında 3 ekmeklik buğday çeĢidi (Karl 92, 7853, 2180) kullanılmıĢtır. Bu araĢtırmada genel ortalama verim 259.96 kg/da olurken, Karl 92 çeĢidinin verimi 520.19 kg/da, 7853 nolu çeĢidin 243.30 kg/da, 2180 nolu çeĢidin 123.47 kg/da bulunmuĢ, karıĢımın verimi ise 392.19 kg/da olmuĢtur. ÇalıĢmada metrekaredeki baĢak sayısı ortalama 56.3 adet olurken, karıĢımın 71.5 adet, Karl 92 çeĢidinin 119 adet, 7853 çeĢidinin 27.1 adet, 2180 çeĢidinin ise 22.8 adet olarak tespit edilmiĢ ve verim için metrekaredeki baĢak sayısı belirleyici özellik olmuĢtur.

(16)

Farklı çeĢitlerin karıĢımı, yetiĢtirme sisteminde büyük değiĢiklikleri gerektirmez, genelde verim stabilitesi artar, bazı durumlarda hastalık toleransı arttığından pestisit kullanımını azaltır. Yalnızca spesifik bir hastalık veya zararlı dayanıklılığında fark eden bir türün genetik olarak uniform olan hatlarının karıĢımı olarak tanımlanan çoklu hatlardan uygulanması ve değiĢtirilmesi yönüyle daha hızlı ve daha ucuzdur. 1979‟da Danimarkalı tohumluk firmaları, yazlık arpa çeĢit karıĢımlarını ilk kez üretmek ve satmak için izin almıĢlardır. Mildiyöye dayanıklı kıĢlık arpa çeĢitleri 1980‟lerde yayılmıĢtır. 1996‟da arpanın 62000 ha kadarı karıĢık çeĢitler için ekilmiĢtir. 1997 üretim sezonu için, 49 farklı karıĢım pazarlanmıĢ, bunlardan 20 tanesi mildiyöye dayanıklı 6 gruptan oluĢmuĢtur. ABD‟de buğday çeĢit karıĢımları, kuzeydoğu Oregon ve güneydoğu Washington‟da çizgili pas baskısı ve verim stabilizasyonu hedefleri için gittikçe popüler olmaktadır. 1998‟de, bu bölgedeki beyaz yumuĢak kıĢlık buğdayların %10‟u ve lokal buğday tarlalarının %76‟sı çeĢit karıĢımları için ekilmiĢtir. Kansas‟da, buğday çeĢit karıĢımları 2000 yılında tarlaların %7‟sini kaplamıĢ, burada karıĢımların verim stabilizasyonunu en iyi Ģekilde etkilediği gözlenmiĢtir (Castro, 2001).

Tek bir karıĢımın performansı, genellikle verim, kalite veya hastalık toleransı parametrelerindeki performansına kıyasla değerlendirilmektedir; karıĢımı oluĢturan saf çeĢitlerin performansı bu parametrelerin ortalaması alınarak belirlenir. BileĢenlerin ortalaması, bileĢen ortası olarak baz alınır. Boy ve olgunluk yönüyle farklı olan arpa çeĢit karıĢımlarında, olgunlaĢma farklılığı çok büyük olmadığı sürece erkenci ve geççi çeĢit karıĢımlarıyla verim avantajı sağlanabilmektedir. Erkenci ve geççi kombinasyonların bitkiye çevresini maksimum düzeyde kullanma imkanı sunduğu hipotezini savunmuĢlardır (Essah ve Stoskopf, 2001).

Gallandt ve ark. (2001) tarafından ABD‟nin Washington eyaletinde yapılan bir çalıĢma sonucuna göre 6 ekmeklik buğday çeĢidi kullanılarak oluĢturulan 15 çeĢit karıĢımı 33 farklı lokasyonda denemeye alınmıĢtır. Lokasyonlar ortalaması olarak karıĢımların dane verimlerinin, karıĢımları oluĢturan yalın çeĢit verimlerine göre %1.5‟tan daha fazla olduğu belirlenmiĢtir. Protein oranı yönünden karıĢımlar ve saf çeĢit ortalamaları arasında fark saptanmamıĢtır. Tane verimi ve protein oranı yönünden karıĢımların performansları ile karıĢımı oluĢturan iki saf hattın ortalaması arasında önemli derecede korelasyon olduğu belirlenmiĢtir.

Helland ve Holland (2001) erken olgunlaĢan çeĢit karıĢımlarının yalın çeĢit verimlerinden daha fazla olmasına karĢın, geç olgunlaĢan çeĢitlerin karıĢımlarının verimlerinin yalın çeĢitlerinkinden daha az olduğunu bildirmiĢlerdir. AraĢtırıcılar çeĢit

(17)

karıĢımlarının performanslarının, toprak verimliliği, yağıĢ, ekim zamanı ve oranı gibi çevre Ģartları ile yabancı ot baskısından etkilendiğini bildirmiĢlerdir.

Soylu ve ark. (2001) Konya sulu koĢullarında 9 makarnalık ve 15 ekmeklik buğday genotipinin verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi üzerine yaptıkları bir araĢtırmada, ekmeklik buğday çeĢitlerinde ortalama protein oranlarının % 11.97-15.16, hektolitre ağırlıklarının 77.7-83.6 kg, bin tane ağırlıklarının 32.9-46.8 g, tane verimlerinin de 332-514 kg/da arasında değiĢtiğini bildirmiĢlerdir.

Wolfe (2001)‟nin bildirdiğine göre çeĢit karıĢımı yoğun olarak birçok Avrupa ülkesinde küçük tahıl üretiminde kullanılmaktadır.

Topal ve ark. (2003) tarafından Konya kuru Ģartlarında yapılan iki yıllık bir araĢtırmada, uygulamalar ve yılların ortalaması olarak Gerek-79 ekmeklik buğday çeĢidinde tane veriminin 207 kg/da, protein oranının % 11.53 ve bin tane ağırlığının da 31.84 g olduğu belirtmiĢlerdir.

Cox ve ark. (2004) Kansas Tarımsal Ġstatistikler servisine göre Kansas‟ta buğday ekim alanlarının 2001‟de %7 „sini, 2002‟de %11.5‟ini ve 2003‟te %12.8‟ini 2 veya 3 farklı çeĢit karıĢımı kaplamıĢtır. Çünkü popüler ve yüksek verimli Jagger çeĢidi kıĢa dayanıklı değildi. Jagger ile daha düĢük verimli ancak kıĢa dayanıklı bir çeĢitle karıĢık ekim yapılarak yetiĢtirme sorunlarını gidermekte ve zamanla verim stabilitesi sağlanmaktadır. Aynı çalıĢmada buğday karıĢımlarında kara leke ve pas kontrolünün etkisini araĢtırmıĢlar. Ġki varyete içeren karıĢımlar, biri kara lekeye dayanıklı ve diğeri pasa hassas, bir de tam tersi kullanılmıĢtır. Her iki hastalık için, karıĢımdaki hassas çeĢitte hastalık, mono kültürdekine göre daha düĢüktür. Azalma, tipik rüzgar kaynaklı, çok özelleĢmiĢ, polisiklik ve yüzeysel dağılma eğiliminde patojen olan pas hastalığında daha yüksektir. Aksine kara leke, her büyüme periyodunda daha az sayıda döl veren kalıntı kökenli bir hastalık olup, pek çok türü enfekte edebilen ve derin yayılma eğiliminde olan bir hastalıktır.

Weisz (2004)‟e göre ABD‟nin Kansas bölgesinde buğday mısır ve soya ile ekim nöbetine girmektedir ve gereksiz girdi masraflarının azaltılması gereken düĢük karlı bir üründür.

Kaya ve ark. (2005)‟na göre, iki ya da daha fazla çeĢit karıĢımının tarlada aynı anda yetiĢtirilmesi daha fazla verim stabilitesine ulaĢmada kullanılabilecek bir yöntemdir. KarıĢımlar farklı türler ya da aynı tür içerisinde farklı genotipler kullanılarak oluĢturulabilirler. Farklı tür karıĢımlarının yalın ekimlere göre avantajları olduğundan dolayı dünyanın farklı bölgelerinde tane ve yeĢil ot üretimi amacıyla kullanılmaktadır.

(18)

Aynı çalıĢmada Ankara‟da yapılan 2 yıllık denemede, Bezostaja-1 ve Gün 91 ekmeklik buğday çeĢitleri ve karıĢımların ekim yapılmıĢ birinci yıl Bezostaja-1 456 kg/da, Gün 91 633 kg/da %25 Bezostaja-1 /%75 Gün 91 karıĢım oranı ise 600 kg/da verim vermiĢtir. Ġkinci yıl ise Bezostaja-1 494 kg/da Gün 91 527 kg/da ve %25 Bezostaja-1%75 Gün 91 karıĢımı ise 509 kg/da verim vermiĢtir.

Ostergard ve ark. (2005) 6 tane 3 bileĢenli yazlık arpa karıĢımı ve bileĢenlerini 17 çevrede yetiĢtirmiĢler, karıĢımların ortalama olarak hem gerçek verimde hem de verim sıralamasında saf çeĢitlerden daha stabil olduklarını bulmuĢlardır.

Buğday veriminin düĢük ya da yüksek olması çevre koĢulları ve çeĢit karakterine bağlıdır. Verimi tayin eden unsurlar birim alandaki baĢak sayısı ve baĢak baĢına tane verimidir. Ülkemizde oldukça çok buğday çeĢidi olmasına rağmen verim ve kalite sorunları tam olarak çözülmemiĢtir. Ekolojik bölgelerimize uygun yüksek verimli çeĢitler ve ekim yatağının hazırlanmasından hasat ve harmana kadar uygulanacak uygun yetiĢtirme teknikleri ile verimi artırmak mümkündür (Çöl 2007).

YumuĢak kırmızı kıĢlık buğday, ABD‟deki buğday pazarında baskın durumundadır ve 3 milyon hektar ekilmektedir. Günümüzde Washington, Oregon ve Kansas eyaletlerinin buğday üretim alanlarının % 6-15‟i her yıl karıĢım halinde ekilmektedir. Ancak, tahıl karıĢımları ABD‟nin doğu bölgelerinde buğday üretiminde uygulanmamaktadır. (Anonymous, 2007)

Cowger ve Weisz (2008) tarafından Kuzey Carolina‟da 2 yıl ve 4 lokasyonda yapılan bir çalıĢmada 8 saf çeĢit (AGS2000, P26R12, McCormick, NcNeuse, Roone, Trıbute, USG3209, USG3592) ve bunların 13 adet karıĢımının uygulanmasından meydana gelen bir çalıĢmada AGS2000 çeĢidinin ortalama hektolitre ağırlığı 76.0 kg; P26R12 çeĢidinin 75.8 kg olurken karıĢımın hektolitresi 75.8 kg olmuĢtur. Aynı çalıĢmada AGS2000 çeĢidinin ortalama verimi 492 kg/da, P26R12 çeĢidinin 516 kg/da, karıĢımın ise 517 kg/da olmuĢtur. ÇalıĢmada bazı karıĢımların verim ve kalite değerleri ön plana çıkmasına rağmen bazı karıĢımların saf ekimlerinden düĢük olduğu bildirilmiĢtir. DüĢük olmasının sebebi olarak da ciddi hastalıkların meydana geldiği gösterilmiĢtir. KarıĢımların hava kaynaklı patojenlerinin enfeksiyon etkinliğini, dayanıklı bitkilerin oluĢturduğu bir engel yoluyla azaltması nedeniyle hastalığı azalttıkları ve patojenik zorlanmalara karĢı bitkilere yardım eden, patojenik olmayan sporların sistemik savunmayı harekete geçirdiği zaman dayanıklılık oluĢturduğu düĢünülmektedir. Bazı karıĢımların yüksek verim isteyen buğday üreticilerinin güneydoğu ABD‟ye en azından mütevazı biçimde yardımcı olacağı düĢünülmektedir.

(19)

Bu bölgedeki buğday üretimi çeĢitli biyotik ve abiyotik stres altındadır. Herhangi bir üretim mevsiminde, hangi stresin etkin olduğunu bilmek imkânsızdır. KarıĢımların bu riski azaltmada yardımcı olacağı bildirilmektedir.

(20)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

Bu araĢtırma, Konya ilinde bulunan Uluslararası Bahri DağdaĢ Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü arazilerinde 2010-2011 ekim yılında yürütülmüĢtür. AraĢtırmada kullanılan materyal;

Konya 2002: Ġç Anadoluda yetiĢmeye uygun, kıĢlık karakterli, iri taneli, bin tane ağırlığı 39-44 g, kılçıklı, kırmızı sert grubunda ve su-gübre reaksiyonu yüksektir. Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal AraĢtırma Enstitüsünde ıslah edilmiĢtir.

Bezostaja-1: Ġç Anadolu‟da yetiĢmeye uygun, kıĢlık karakterli kırmızı sert iri taneli, bin tane ağırlığı 40-44 g, kılçıksız beyaz baĢaklı orta boyludur. Sarı pasa dayanıklıdır. EskiĢehir Geçit KuĢağı Tarımsal AraĢtırma Enstitüsünde ıslah edilmiĢtir.

Adana 99: Yazlık karakterli, kılçıklı, kırmızı taneli yatmaya dayanıklı, orta boylu, bin tane ağırlığı 32-40 g, Doğu Akdeniz Tarımsal AraĢtırma Enstitüsünde ıslah edilmiĢtir. Denememizde yazlık karakterli olmasından dolayı ve kalite değerlerinin yüksekliğinden dolayı yer almıĢtır. Genel olarak bölgede geç kalmıĢ ekimlerde yüksek verim ve kaliteleri nedeniyle pancar ve mısır hasadından sonra Aralık-ġubat arasında yazlık çeĢitlerin ekimi yapılmaktadır.

3.2. Yöntem

Konya ovası sulu Ģartlarında karıĢım halinde ekilen ekmeklik buğdayda verim, bazı verim unsurları ve kalite faktörlerinin araĢtırılması için yapılan bu çalıĢma Tesadüf Blokları Deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak kurulmuĢtur. Denemede materyal olarak kullanılan 3 çeĢidin saf ekim ve bunların tohumlarının 13 farklı oranlardaki karıĢımından oluĢan konular olmak üzere, toplam 16 deneme konusu tesadüfi olarak dağıtılmıĢtır. Çizelge 3.1‟de üzerinde çalıĢılacak 16 deneme konusu verilmiĢtir.

(21)

Çizelge 3.1 Deneme Konuları

UYGULAMA 1 Saf Bezostaja-1 2 Saf Konya 2002 3 Saf Adana 99

4 %33.3 Konya 2002 / %33.3 Adana 99 /%33.3 Bezostaja-1 5 %50 Konya 2002 / %50 Bezostaja-1 6 %50 Konya 2002 / %50 Adana 99 7 %50 Adana 99/ %50 Bezostaja-1 8 %25 Konya 2002 / %75 Bezostaja-1 9 %25 Adana 99/%75 Bezostaja-1 10 %25 Adana 99/ %75 Konya 2002 11 %25 Bezostaja-1/ %75 Konya 2002 12 %25 Konya 2002 /%75 Adana 99 13 %25 Bezostaja-1 /%75 Adana 99

14 %25 Konya 2002 /%25 Adana 99/%50 Bezostaja-1 15 %25 Bezostaja -1/%25 Adana 99/%50 Konya 2002 16 %25 Konya 2002/%25 Bezostaja-1 / %50 Adana 99

AraĢtırmada metrekareye 450 adet tohum olacak Ģekilde bir parselde kullanılacak tohum miktarı, biyolojik değeri ve bin tane ağırlığı esas alınarak her bir çeĢit için ayrı ayrı hesap edilmiĢ ve karıĢım oranlarına buna göre eklenmiĢtir.

Sıra arası 20 cm olacak Ģekilde 1.20 x 7 m ebadındaki parsellere 6 sıralı deneme mibzeri ile 4-6 cm derinliğe 15.10.2010 tarihinde ekim yapılmıĢtır.

Denemede ekimle birlikte her parsele 21 kg/da DAP (18-46-0) verilmiĢtir. Bu da 10 kg/da saf P2O5 „e ve 3.78 kg/da saf N‟a tekabül etmektedir. Ġlkbaharda kardeĢlenme

döneminde her parsele 4 kg/da N olacak Ģekilde amonyum nitrat (%33) ve sapa kalkma döneminde de 4 kg/da N olacak Ģekilde amonyum nitrat (%33) verilmiĢ olup, denemede toplam 11.78 kg/da N kullanılmıĢtır.

AraĢtırma parselleri yetiĢme sezonu boyunca iki defa sulanmıĢ olup, kardeĢlenme döneminde 40 mm ve 2. sulamada sapa kalkma döneminde 40 mm olmak üzere toplamda 80 mm destek sulaması yapılmıĢtır.

(22)

Ġlkbaharda yabancı ot kontrolü için sapa kalkma öncesi 150 cc/da 2-4 D terkipli herbisit, nisan ayı baĢlarında tüm deneme parsellerine pülverizatör ile uygulanmıĢtır. Hastalık kontrolü için herhangi bir ilaçlama yapılmamıĢtır.

Parseller, 10 Temmuz 2011 tarihinde fizyolojik oluma geldiğinde parsel biçerdöveri ile hasat edilmiĢtir.

Hasat esnasında parselin her iki baĢından 1‟er metrelik kısım kenar tesiri olarak çıkarılmıĢ ve 5 metrelik kısım (5 x 1.2=6 m2) hasat edilmiĢtir.

3.3. AraĢtırmada Ġncelenen Özellikler

3.3.1. Soğuk zararı

Ġlkbahar baĢında parseller gezilerek bitkilerde yaprak zararına göre oluĢan soğuk zararı 1-9 skalası ile (1=soğuk zararı yok, 3= çok az, 5=orta, 7=yüksek, 9=çok yüksek) belirlenmiĢtir (Saulescu ve ark., 2001).

3.3.2 NDVI değeri

BaĢaklanma döneminde yeĢil tarayıcı ile taranarak parselde bitkilerin kapladığı toplam alanda NtechGreenSeeker model 505, optik el sensörü kullanılarak NDVI değeri ölçülmüĢtür (Ludlow ve Muchov, 1990).

3.3.3 Sarı pas okuması

Bölgemiz için önemli olan sarı pas hastalığı baĢaklanma baĢlangıcında doğal epidemi oluĢturduğunda, saf çeĢit parsellerinde 10 adet bitkide karıĢım ekili olan parsellerde ise her çeĢit ayrı ayrı olacak Ģekilde 10 bitkide sarı pas okuması yapılmıĢtır. Sarı pas okuması bayrak yaprakta yaprak alanını kaplama miktarına göre ve enfeksiyon tipleri belirlenerek tespit edilmiĢtir.

(23)

3.3.4 Metrekaredeki fertil baĢak sayısı (Adet)

Hasat döneminde her parselin hasat alanı içerisinde kalan 4 sırasında tesadüfi olarak seçilen 1 m‟lik iki ayrı kısmında bulunan baĢaklar sayılarak, toplanıp 2‟ye bölünmüĢ ve metrekarede baĢak sayısına çevrilmiĢtir (Genç, 1974).

3.3.5 Bitki boyu (cm)

Hasat öncesinde her parselde tesadüfi olarak seçilen saf çeĢitlerde 5 bitkide, karıĢımlarda her çeĢitten 5‟er adet bitkide, bitkiler hasat olgunluğuna geldiğinde toprak yüzeyinden en üst baĢakçık ucuna kadar (kılçıklar hariç) olan mesafe ölçülerek aritmetik ortalaması alınmıĢtır (Yürür ve ark., 1987).

3.3.6 BaĢak uzunluğu (cm)

Hasattan önce tesadüfi olarak toplanan saf çeĢitlerde 5 bitkide, karıĢımlarda ise yine tesadüfi olarak seçilen 5‟er adet bitkide toplam 15 baĢakta ana saptaki baĢağın en alt boğumundan kılçıklar hariç üst baĢakçık ucuna kadar olan uzunluk cm olarak kumpas yardımı ile ölçülmüĢtür.

3.3.7 BaĢakta tane sayısı (Adet)

Hasattan önce tesadüfi olarak toplanan saf çeĢitlerde 5, karıĢımlarda da çeĢitlere ait 5‟er bitkiden toplam 15 bitkiden ana baĢaklar alınarak elle harman edilmiĢ ve taneler sayılmıĢtır.

3.3.8 BaĢakta tane ağırlığı (g)

Hasat döneminde tesadüfi olarak toplanan saf çeĢitlerde 5 adet, karıĢımlarda her bir çeĢitten 5‟er adet toplam 15 adet baĢağın elle harmanlanması sonucu elde edilen daneler hassas terazide tartılarak belirlenmiĢtir (Abdel Ghani ve ark., 1999).

(24)

3.3.9 Biyolojik verim (kg/da)

Her parselin içeride kalan 4 sırasında tesadüfi olarak seçilen 1 m‟lik 1 sıra 2 tekerrür olarak toprak yüzeyinden biçilmiĢ ve tamamı terazi ile tartılarak sonuçlar kg/da olarak verilmiĢtir.

3.3.10 Hasat indeksi (%)

Biyolojik verim tespiti için biçilen sap elle hasat edilerek elde edilen tane ağırlığı hasat indeksi için kullanılmıĢtır. Her parselden elde edilen tane ağırlığı, aynı alandan elde edilen saplı ağırlığa bölünüp 100‟le çarpılmak suretiyle yüzde olarak hesap edilmiĢtir (Geçit, 1982).

3.3.11 Tane verimi (kg/da)

Bitkiler hasat olgunluğuna geldiğinde parsel kenarlarından 1 m‟lik kısımlar atılarak 5x1.2=6 m2‟lik alan küçük deneme biçerdöveri ile hasat edilmiĢtir. Her

parselden elde edilen taneler hassas terazi ile tartıldıktan sonra kg/da birimine çevrilmiĢtir (Çakmak, 2010).

3.3.12 Hektolitre ağırlığı (kg/hl)

Her parselden elde edilmiĢ olan temiz ve kırıksız danelerden 1 litrelik hektolitre ağırlık ölçme aleti kullanılarak alınan örnekler hassas terazide tartılmıĢ, bu değer 100‟le çarpılarak hektolitre ağırlığı kg birimiyle belirlenmiĢtir (Uluöz, 1965).

3.3.13 Bin tane ağırlığı (g)

400 adet tohum 1000 dane sayma makinesi ile 4 tekerrür sayılıp, 2.5 ile çarpılıp aritmetik ortalaması alınmıĢtır.

(25)

3.3.14 Protein oranı (%)

Elde edilen üründen alınan tane örneklerinin homojen olmasına özen gösterilerek alındı, ekmeklik buğday kırmaları ile kalibrasyonu yapılan Near Infra Red (NIR) spektroskopi cihazında protein oranı (NIR AACC metodu 39-10‟a göre % olarak belirlenmiĢtir (Anonymus, 1990).

3.3.15 SDS sedimantasyon (ml)

Normal ve gecikmeli Zeleny sedimantasyon tayini, ICC-Standart No.116 metoduna göre belirlenmiĢtir (Anonim, 1981). Gecikmeli sedimantasyon tayininde brom fenol mavisi eklendikten sonra 90 dakika bekletilmiĢtir.

3.3.16 Kuru gluten (%)

Kuru gluten Dickey John 660 marka Near Ġnfrared Reflectance spektroskopi PSI/NIR kullanılarak analiz edilmiĢ ve sonuçlar % olarak verilmiĢtir (Anonymous, 1990).

3.3.17 Tane sertliği (PSI)

Ekmelik buğday kırmaları ile kalibrasyonu yapılan PSI/NIR (Near Ġnfrared Reflectance) spektroskopi cihazında dane sertliği PSI (Particle Sıze Index) AACC metotu 39-70‟e göre bakılmıĢtır (Anonymous, 1990).

3.3.18 Mixrograf değeri

Buğday örnekleri temizlendikten ve homjen karıĢım haline geldikten sonra AAC metod 26-95‟e göre % 14.5 rutubet esasına göre tavlanarak Brabender Junior marka değirmende 6 xx nolu elek kullanılarak öğütülmüĢ ve çalıĢmalarda kullanılmıĢtır. AACC 54-40 cihazı ile geliĢme süresi, slope (yumuĢama) derecesi, alan ve value (pik) yüksekliğine bakılmıĢtır. Bu bize ekmeklik özelliği açısından hamurun uygun olup olmadığı fikrini verir (Anonymous, 1990).

(26)

3.4 Deneme yeri iklim özellikleri

AraĢtırmanın yürütüldüğü 2010-2011 yılına ait iklim verileri Çizelge 3.2 „de verilmiĢtir.

Çizelge 3.2. AraĢtırmanın Yürütüldüğü Yıl ve Uzun Yıllara Ait Bazı Meteorolojik Veriler Sıcaklık (0

C)* Nispi nem (%)* YağıĢ (mm)*

2010/11 Uzun Yıllar Ort. (1975/09)

2010/11 Uzun Yıllar Ort. (1975/09) 2010/11 Uzun Yıllar Ort. (1975-09) Ekim 12.9 14.2 72.2 59.1 75.2 21.1 Kasım 10.1 7.1 63.6 77.1 2.8 45.2 Aralık 5.2 2.2 86.4 85.8 85.2 58.3 Ocak 1.5 -0.1 88.8 81.5 46.5 46.9 ġubat 2.0 0.8 77.9 80.5 52.2 35.9 Mart 5.2 7.1 73.8 64.3 35.4 25.7 Nisan 9.4 11.8 71.6 58.7 67.1 39.0 Mayıs 13.9 17.0 69.6 52.3 64.0 49.3 Haziran 19.3 22.5 55.1 41.7 62.6 13.1 Temmuz 21.4 22.4 38.1 36.9 --- --- Toplam 491.0 334.4

*Ölçümler Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğünden alınmıĢtır.

Ġklim verileri incelendiğinde sıcaklık Kasım, Aralık, Ocak, ġubat aylarında uzun yıllar ortalamasının üzerinde Ekim, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz arasında ise altında olmuĢtur. Nispi nem ise Ekim, Kasım, Ocak, Nisan, Mayıs, Haziran ayında uzun yıllar ortalamasının üzerinde diğer aylarda ise altında yer almıĢtır. YağıĢ açısından ise Ekim, Aralık, ġubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında uzun yıllar ortalamasının üzerindedir.

3.5 Deneme yeri toprak özellikleri

AraĢtırmanın kurulduğu yıla ait toprak tahlil sonuçları Çizelge 3.3 „te verilmiĢtir. Çizelge 3.3 Deneme Arazisi Topraklarının Analiz Değerleri

Derinlik 0-20 cm Değerlendirme 20-40 cm Değerlendirme

Saturasyon (1:2,5)(%) 56 Tınlı 60 Tınlı

Tuzluluk(ECMetre)% Tuz 0,07 Tuzsuz 0.07 Tuzsuz

pH (pHmetre) 8.40 Alkali 8.45 Alkali

Kireç (Kalsimetrik)% 30.17 Çok Yüksek 29.44 Çok Yüksek

Organik madde(Walkley Black)(%) 2.21 Orta 1.74 DüĢük

Fosfor(OlsenSpektro) (kg/da) 7.54 Orta 6.55 Orta

Potasyum(A.Asetat AAS)(kg/da) 66.90 Çok Yüksek 57.00 Çok Yüksek Demir (DTPA-AAS)(ppm) 7813.00 Çok Yüksek 5028.00 Çok Yüksek Bakır (DTPA-AAS)(ppm) 1564.00 Çok Yüksek 1236.00 Çok Yüksek Mangan (DTPA-AAS)(ppm) 3622.00 Çok Yüksek 3905.00 Çok Yüksek

(27)

Denemenin kurulduğu alandan alınan örneklerin Toprak Su AraĢtırma Enstitüsünde yapılan tahlil sonuçları yukarıda verilmiĢtir (Çizelge 3.3). Denemenin yürütüldüğü arazide demir, mangan, bakır çok yüksektir. Toprak tınlı ve tuzsuz yapıya sahiptir. pH açısından alkali sınıfta yer almaktadır. Organik madde açısından yukarı toprağın üst tabakası orta, alt tabakası ise düĢük seviyededir. Kireç ve potasyum bakımından yüksek, fosfor bakımından orta düzeydedir (Parlak ve ark. 2008; Zengin ve ark. 2003).

3.6 Ġstatistikî analiz ve değerlendirmeler

AraĢtırma sonucu elde edilen değerler "Tesadüf Blokları Deneme Desenine" göre Jump Ġstatistik programında varyans analizine tabi tutulmuĢ, F testi yapılmak sureti ile farklılıkları tespit edilen iĢlemlerin ortalama değerleri LSD önem testine göre gruplandırılmıĢtır. Ġstatistiki analiz sonucunda, aynı gruba giren ortalamalar aynı harflerle, birbirinden farklı ortalamalar ise farklı harflerle verilmiĢtir.

(28)

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

Konya ovası sulu Ģartlarında saf ve karıĢım halinde ekilen üç adet ekmeklik buğday çeĢidinde verim, bazı verim unsurları ve kalite faktörlerinin araĢtırılması için yapılan bu çalıĢma, 2010-2011 yetiĢtirme sezonunda yürütülmüĢtür. Bu çalıĢmada; ele alınan özelliklere ait ortalama değerler ve bu değerlere ait elde edilen sonuçlar aĢağıda ayrı ayrı baĢlıklar halinde verilmiĢtir.

4.1. Soğuk zararı

Denemenin yürütüldüğü parsellerde, ilkbahar baĢlarında yapılan gözlemler sonucunda hiçbir parselde soğuk zararına rastlanmamıĢtır. Bu durum araĢtırmanın yürütüldüğü yıldaki iklim verilerine bakıldığında don olaylarının görülmemesinden kaynaklanmaktadır. AraĢtırma yılında en düĢük sıcaklık değeri +1.5 0 C ile Ocak ayı

içerisinde gerçekleĢmiĢ olup, araĢtırmada kullanılan buğday çeĢitlerinde soğuk zararına neden olmamıĢtır. Bu durum bölgede ekilen yazlık karakterli çeĢitler için bir avantaj oluĢturmaktadır.

4.2. NDVI değeri

NDVI‟da okunan değerlere ait gözlem sonuçları Çizelge 4.1‟de verilmiĢtir. Çizelge 4.1. Üç Adet Ekmeklik Buğdayın KarıĢık Ekim Denemesinde Tespit Edilen

NDVI Gözlem Sonuçları

KarıĢım Oranları Ort.

%25 Konya 2002 + %75 Adana 99 0.822

%25 Konya 2002+ %25 Bezostaja-1 + %50 Adana 99 0.824

%25 Bezostaja-1 + %75 Adana 99 0.827

Saf Bezostaja-1 0.831

%25 Konya 2002 + %25 Adana 99 +%50 Bezostaja-1 0.831 %25 Bezostaja-1+ %25 Adana 99+ %50 Konya 2002 0.832

Saf Adana 99 0.837 %25Bezostaja-1+ %75 Konya 2002 0.838 Saf Konya 2002 0.839 %50 Adana 99+ %50 Bezostaja-1 0.842 %25 Konya 2002 + %75Bezostaja-1 0.842 %50 Konya 2002 + %50 Bezostaja-1 0.842 %25 Adana 99+ %75 Konya 2002 0.842

%33.3 Konya 2002 + %33.3 Adana 99 + %33.3Bezostaja-1 0.842

%25 Adana 99+ %75 Bezostaja-1 0.843

(29)

NDVI‟da tespit edilen değerler istatistiki açıdan önemsizdir. Değerler küçükten büyüğe doğru dizilmiĢlerdir. En yüksek değer 0.844 ile %50 Konya 2002+%50 Adana 99 karıĢımına, en düĢük değer ise 0.822 ile %25 Konya 2002+%75 Adana 99 karıĢımına aittir.

Saf ekimlerde ise en düĢük değer 0.831 ile saf Bezostaja-1 çeĢidinde ölçülmüĢ, bunu 0.837 ile saf Adana 99 takip etmiĢ en yüksek 0.839 değeri Konya 2002 çeĢidinde tespit edilmiĢtir.

Ekim yılına ait iklim verileri incelendiğinde yetiĢme sezonu boyunca yağan 491 mm‟lik yağıĢ ve 80 mm‟lik destek sulaması sonucunda bitkiler su stresi yaĢamamıĢ yeĢil aksam geliĢimi sorunsuz tamamlanmıĢtır ve bu nedenle NDVI değerlerinin yüksek olduğu söylenebilir.

YeĢil bitki örtüsünün fazla olduğu yerlerde NDVI değeri +1 değerine yaklaĢırken, çıplak toprak ve zayıf vegetasyon geliĢiminde ise sıfıra yakın değer göstermektedir. Gummadov (2012). Reynolds, ve ark. (2005) bu ölçümün gözlem ile yapılabileceği gibi, çıkıĢtan sonra optik sensörler yardımıyla da (NDVI cihazı kullanarak da) yapılabileceğini belirtmiĢlerdir.

4.3 Sarı pas okuması

Denemenin yürütüldüğü Ġç Anadolu Bölgesinde en sık görülen hastalıklardan görülen birisi olan Sarı Pas etmenine karĢı karıĢıma giren çeĢitlerin performanslarına bakılmıĢtır.

Çizelge 4.2 Saf ve KarıĢık Ekim Parsellerinde KarıĢıma Giren ÇeĢitlerin Sarı Pas Etmenine Dayanıklılık Sonuçları

UYGULAMALAR

ÇEġĠTLER

KONYA 2002 BEZOSTAJA-1 ADANA 99 Konya 2002 Bezostaja-1 Adana 99 0-70S --- --- --- 10MR-70S --- --- --- 0-10MR %50Konya 2002/%50Bezostaja-1 %50Konya 2002/%50Adana %50Adana/%50Bezostaja-1 5MR-60S 5MR-60S --- 0-40S --- 0-15MR --- 0-10MR 0-10MR %25Konya 2002/%75Adana %25Adana/%75Konya 2002 %25Konya 2002/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Konya 2002 %25Adana/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Adana 0-40S MR-60S 5MR-50S 0-40S --- --- --- --- 5MR-40S 0-15MR 0-15MR 0-15MR 0-5MR 0-10MR --- --- 0-5MR 0-15MR %33Konya 2002/%33Adana/%33Bezostaja-1 %25Konya 2002/%25Adana/%50Bezostaja %25Konya 2002/%25Bezostaja/%50Adana %25Adana/%25Bezostaja/%50Konya 2002 0-60S 0-80S 5MR-80S 5MR-80S 0-40S 0-MR MR-15MR 0-25MR 0-5MR 0-5MR 0-10MR 0-5MR

(30)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç farklı ekmeklik buğday ve bunların değiĢik oranlarda karıĢık ekiminden oluĢan denemeye ait sarı pas okumaları Çizelge 4.2‟te verilmiĢtir. 2011 yılındaki Mayıs-Haziran aylarındaki sıcaklık, nispi nem ve yağıĢın uzun yıllar ortalaması üzerinde olması deneme parsellerinde doğal epidemi oluĢmasına yol açmıĢtır. Konya 2002 çeĢidi saf ekim parselinde 0-70 S değeri vermiĢ, bunu 10 MR-70 S ile Bezostaja-1 ve 0-10 MR ile Adana 99 çeĢidi takip etmiĢtir. Bu sonuçların bitkilerin sarı pas etmenine dayanıklılığı ile uyumlu olduğu gözlenmiĢtir.

Denemede yapılan uygulamalarda ise Adana 99 çeĢidi içine girdiği karıĢımlarda genel olarak hastalık dayanıklılığının artmasına yardımcı olmuĢtur. Bunun nedeni olarak da sarı pastan etkilenen Konya 2002 ve Bezostaja-1 çeĢitleri arasındaki mesafenin artmıĢ, parsel baĢına bitki sayısının düĢmüĢ ve havalanma imkânının artmıĢ olması düĢünülmektedir. Ayrıca Adana 99 çeĢidinin dayanıklılığının hastalığın yayılma hızını ve zarar kabiliyetini azalttığı düĢünülmektedir. Hastalık okumalarında parsel ortalaması alınmamıĢtır. Çünkü en yüksek ve en düĢük okumalar uygulama parsellerinde genelde aynı çeĢitlere tekabül etmektedir.

Cowger ve Weisz (2008)‟in yaptığı karıĢımların, hava kaynaklı yaprak patojenlerinin enfeksiyon etkinliğini, dayanıklı bitkilerin oluĢturduğu bir engel yoluyla azaltması nedeniyle hastalığı azalttıkları ve patojenik zorlanmalara karĢı bitkilere yardım eden, patojenik olmayan sporların sistemik savunmayı harekete geçirdiği zaman dayanıklılık oluĢturduğu düĢünülmektedir. KarıĢımlardaki verim avantajları için yardımcı sayılabilecek diğer mekanizmalar, su veya ıĢığın daha etkin kullanımına götüren habitus veya kök yapısının tamamlayıcı öğelerini; tamamlayıcı besin tüketimi; öldürülen komĢu bitkilerin telafisi veya çevresel stresle uyanma; ayrıca daha dayanıklı veya yatmaya eğilimli olma gibi mekanik faktörleri kapsamaktadır.

4.4. Metrekarede fertil baĢak sayısı (Adet)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç adet ekmeklik buğday çeĢidi ve bunların farklı karıĢımlarından oluĢan ekimlerden elde edilen metrekaredeki fertil baĢak sayısına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.3‟de verilmiĢtir. Sonuçlar istatistiki bakımdan (p<0.01) önemli bulunmuĢtur.

(31)

Çizelge 4.3. Üç Adet Ekmeklik Buğdayın KarıĢık Ekiminde Tespit EdilenMetrekarede Fertil BaĢak Sayısına Ait Varyans Analiz Sonuçları

**;P<0.01‟göre önemlidir.

Çizelge 4.4. Üç Adet Ekmeklik Buğdayın KarıĢık Ekiminde Tespit Edilen Metrekarede Fertil BaĢak Sayısına Ait Veriler ve Önemlilik Grupları

**:Aynı harfle gösterilen ortalamalar arasında istatistiki açıdan (P<0.01) fark yoktur.

ÇeĢit ve karıĢımların metrekarede fertil baĢak sayılarının ortalaması 575.27 adet olarak belirlenmiĢ olup, uygulamalar arasında en yüksek fertil baĢak sayısı 877.50 adet ile Adana 99 çeĢidi saf ekiminden elde edilmiĢtir. Bunu %25 Konya 2002/%75 Adana 99 çeĢidi karıĢımı 708.25 adet ve %50 Adana 99/%50 Konya 2002 karıĢım oranı 670.00 adet ile takip etmiĢtir. Genel olarak uygulamalar arasındaki en düĢük fertil baĢak sayısını %25 Konya 2002/%75 Bezostaja-1 karıĢımı vermiĢtir. Saf ekimler içinde ise en düĢük verim Konya 2002 çeĢidinden elde edilmiĢtir. Genel olarak bakıldığında ise çeĢit karıĢım parsellerinde elde edilen sonuçlar saf ekim parsellerindeki bulgular ile benzerlik göstermektedir.

Varyasyon Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 32272.20 10757.40 0.2600 KarıĢım 15 549817.98 36654.53 <.0001** Hata 45 349885.30 7775.23 Genel 63 931975.48 CV(%) 15 UYGULAMALAR

ÇeĢitlere Ait Veriler (Adet) Parsel

Ort.

KONYA BEZOSTAJA ADANA

2002 1 99 Konya 2002 Bezostaja-1 Adana 99 501.88 --- --- --- 565.63 --- --- --- 877.50 501.88de** 565.63cde 877.50a %50Konya2002/%50Bezostaja1 %50Konya2002/%50Adana99 %50Adana99/%50Bezostaja-1 220.63 230.63 --- 284.38 --- 194.38 --- 439.38 364.38 505.00de 670.00bc 558.75cde Ort. 225.63 239.38 401.88 %25Konya2002/%75Adana99 %25Adana99/%75Konya2002 %25Konya2002/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Konya2002 %25Adana99/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Adana99 302.50 231.25 113.13 328.75 --- --- --- --- 359.38 159.38 381.25 95.63 461.25 268.75 --- --- 206.25 463.13 708.25ab 500.00de 472.50e 487.50de 587.50b-e 585.75cde Ort. 243.91 248.91 349.85 %33Konya2002/%33Adana99/%33Bezostaja-1 %25Konya2002/%25Adana99/%50Bezostaja-1 %25Konya2002/%25Bezostaja-1/%50Adana99 %25Adana99/%25Bezostaja-1/%50Konya2002 106.88 125.63 185.63 146.88 182.50 263.75 172.50 87.50 218.13 208.75 285.63 280.00 507.50de 598.13bcd 643.75bc 514.38de Ort. 141.26 176.50 248.13 Genel Ort. 278.17 307.61 469.34 LSD 43.17

(32)

Avçin ve ark. (1997) Orta Anadolu‟da ekmeklik buğdaylarda yaptıkları bir çalıĢmada metrekarede baĢak sayısını 445 adet ile 624 adet arasında bulmuĢlar ve ekim sıklığı azaldıkça bitki baĢına düĢen alanın artması sonucu bitki baĢına kardeĢ artırırken, birim alandaki fertil sap oranın azaldığını bildirmiĢlerdir. ġengün (2006) Aydın ilinde yapmıĢ olduğu araĢtırmada metrekarede baĢak sayısını 411 adet ile 483 adet arasında değiĢtiğini bildirmiĢtir.

Metrekarede fertil baĢak sayısı birim alandan elde edilen verimi belirleyen önemli verim unsurlarından birisi olup; genotip, ekim zamanı, tohum miktarı ve toprak verimliğinden önemli ölçüde etkilenebilmektedir. KıĢlık ekimlerde kardeĢlenme ve buna bağlı olarak bitki baĢına baĢak sayısı da artmaktadır. KarıĢık ekim çalıĢmasında ise bitkilerin rekabete girmesi metrekarede fertil baĢak sayısında azalma olmasına neden olmuĢ ancak bazı karıĢık ekim parsellerinde verim artıĢı sağlamıĢtır.

4.5 Bitki boyu(cm)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç adet ekmeklik buğday çeĢidi ve bunların farklı oranlardaki karıĢımlarından oluĢan ekimlerden elde edilen bitki boyuna ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.5‟de verilmiĢtir. Çizelge 4.5‟in incelenmesinden anlaĢılacağı üzere uygulamalar arasındaki farklılık istatistiki olarak (p<.0.01) önemli bulunmuĢtur.

Çizelge 4.5. KarıĢım Olarak Ekilen Ekmeklik Buğdaylarda Saf ve KarıĢım Ekimlerinde Tespit Edilen Bitki Boyuna Ait Varyans Analiz Sonuçları

**;P<0.01 „göre önemlidir

Varyasyon Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 11.74 3.91 0.8819

KarıĢım 15 1476.87 98.45 <,0001**

Hata 45 799.97 17.78

Genel 63 2288.58

(33)

Çizelge 4.6. KarıĢım Halinde Ekilen Üç Adet Ekmeklik Buğdayda Tespit Edilen Bitki Boy Uzunluğuna Ait Değerler ve Önemlilik Grupları

**;Aynı harfle gösterilen ortalamalar arasında istatistiki olarak (P<0.01) fark yoktur. ÇeĢit ve karıĢımların bitki boyu genel ortalaması 117.23 cm olarak tespit edilmiĢtir. Uygulamalar arasında en yüksek bitki boyu 128.30 cm ile Bezostaja-1 çeĢidinin saf ekiminden elde edilirken, bunu 124.23 cm ile %25 Bezostaja-1/ %75 Konya 2002 ve 123.70 cm ile %50 Konya 2002/%50 Bezostaja-1 karıĢımları takip etmiĢtir. Genel olarak uygulamalar arsında en düĢük boy uzunluğu 111.40 cm ile Adana 99 çeĢidinin saf ekiminden elde edilmiĢtir. KarıĢımlar arası en düĢük boy uzunluğu ise 112.03 cm %25 Adana 99/%75 Konya 2002 çeĢitlerin karıĢımından elde edilmiĢtir. ÇeĢitlerin genel özellikleri orta boylu olduklarını göstermektedir, ancak o yıla ait iklim ve çevre Ģartlarının uygunluğu çeĢitlerin boylarının daha uzun olmasına neden olduğu düĢünülmektedir.

Yürür ve Turgut (1992) Bursa koĢullarında ekmeklik buğday üzerinde yaptıkları bir araĢtırmada bitki boyunu 81.2 cm ile 107.5 cm arasında, ġengün (2006) Aydın‟da yaptığı bir çalıĢmada ekmeklik buğday çeĢitlerinde bitki boylarını 94 cm ile 112.1 cm arasında değiĢtiğini belirtmiĢlerdir. Bitki boyları açısında araĢtırıcıların farklı değerler bulması, çeĢitlerin genetik yapıları ve farklı çevre faktörlerinden kaynaklanmaktadır.

UYGULAMALAR

ÇeĢitlere Ait Değerler (cm) Parsel Ort. KONYA 2002 BEZOSTAJA 1 ADANA 99 Konya 2002 Bezostaja-1 Adana 99 123.60 --- --- --- 128.30 --- --- --- 111.40 123.60ab** 128.30a 111.40e %50Konya2002/%50Bezostaja-1 %50Konya2002/%50Adana99 %50Adana99/%50Bezostaja-1 115.20 121.90 --- 132.20 --- 130.00 --- 104.20 104.45 123.70ab 113.5de 117.23cde Ort. 118.55 131.1 104.33 %25Konya 2002/%75Adana %25Adana/%75Konya 2002 %25Konya 2002/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Konya 2002 %25Adana/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Adana 120.35 121.85 110.50 115.75 --- --- --- --- 126.80 132.70 131.05 127.60 105.90 102.20 --- --- 99.00 105.95 113.13de 112.03e 118.65bcd 124.23ab 115.25cde 116.76cde Ort. 117.11 129.53 103.26 %33Konya2002/%33Adana/%33Bezostaja1 %25Konya 2002/%25Adana/%50Bezostaja %25Konya 2002/%25Bezostaja/%50Adana %25Adana/%25Bezostaja/%50Konya 2002 114.40 112.95 117.20 119.30 131.30 130.90 131.40 136.80 96.40 99.75 99.00 102.65 115.98cde 114.53cde 115.86cde 119.58bc Ort. 115.96 132.60 99.45 Genel Ort. 118.81 130.38 104.61 LSD 6

(34)

Çok sayıda araĢtırıcı (Gökmen, 1993; Yılmaz ve Dokuyucu, 1994; Pisante ve ark., 1996) buğdayda bitki boyunun çeĢitlere bağlı olarak değiĢtiğini bildirmiĢlerdir.

4.6. BaĢak uzunluğu (cm)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç adet ekmeklik buğday çeĢidi ve bunların farklı oranlardaki karıĢımlarından oluĢan ekimlerden elde edilen baĢak uzunluğuna iliĢkin varyans analiz değerleri Çizelge 4.7‟de, değerler ve önemlilik grupları ise Çizelge 4.8‟de verilmiĢtir.

Çizelge 4.7. KarıĢık Halde Ekilen Üç Adet Ekmeklik Buğdayda Tespit Edilen BaĢak Uzunluğuna Ait Varyans Analiz Sonuçları

**;(P<0.01) önemli bulunmuĢtur.

Çizelge 4.8. KarıĢık Halde Ekilen Üç Adet Ekmeklik Buğdayda Tespit Edilen BaĢak Uzunluğuna Ait Değerler ve Önemlilik Grupları

**;Aynı harfle gösterilen ortalamalar istatistiki açıdan önemsiz çıkmıĢtır.

UYGULAMALAR

ÇeĢitlere Ait Veriler(cm) Parsel Ort.

KONYA BEZOSTAJA ADANA

2002 1 99 Konya 2002 Bezostaja-1 Adana 99 12.53 --- --- --- 10.59 --- --- --- 10.34 12.53a** 10.59def 10.34f %50Konya 2002/%50Bezostaja-1 %50Konya 2002/%50Adana %50Adana/%50Bezostaja-1 11.82 12.13 --- 10.58 --- 10.36 --- 10.25 10.44 11.19cd 11.19cd 10.40ef Ort. 12.00 10.50 10.30 %25Konya 2002/%75Adana %25Adana/%75Konya 2002 %25Konya 2002/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Konya 2002 %25Adana/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Adana 12.23 11.92 12.30 12.24 --- --- --- --- 11.44 10.67 10.65 10.71 9.60 9.76 --- --- 11.71 10.70 10.90c-f 10.84c-f 11.87ab 11.46bc 10.68def 10.70def Ort. 12.20 10.90 10.40 %33Konya 2002/%33Adana/%33Bezostaja-1 %25Konya 2002/%25Adana/%50Bezostaja %25Konya 2002/%25Bezostaja/%50Adana %25Adana/%25Bezostaja/%50Konya 2002 12.20 12.12 12.14 12.36 10.52 10.50 10.55 10.76 10.22 10.20 9.64 10.28 11.01cde 10.50ef 10.60def 10.66def Ort. 12.20 10.60 10.10 Genel Ort. 12.20 10.70 10.30 LSD: 0.7

Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 2.2976 0.8 0.0200

KarıĢım 15 16.2876 1.1 <0.001**

Hata 45 9.5170 0.2

Genel 63 28.1023

(35)

ÇeĢit ve karıĢımların baĢak uzunluğu genel ortalaması 10.94 cm olarak belirlenmiĢ olup, uygulamalar arasında en uzun baĢak boyu 12.53 cm olarak Konya 2002 saf ekiminden elde edilmiĢtir. Bunu baĢak uzunluğu bakımından 11.87 cm ile %25 Konya2002/%75 Bezostaja-1 karıĢımı, 11.45 cm ile %25Bezostaja-1/%75Konya 2002 karıĢımı takip etmiĢtir. Genel olarak uygulamalar arasında en düĢük baĢak uzunluğu 10.40 cm ile %50 Adana99/%50 Bezostaja-1 karıĢımından elde edilmiĢtir. Saf ekimlerde en düĢük baĢak uzunluğu 10.34 cm ile Adana 99 çeĢidinden elde edilmiĢtir.

KarıĢımlara ait deneme parsellerinde çeĢit bazında elde edilen verilere bakıldığında ise Konya 2002 çeĢidi Saf ekimindeki gibi 12.20 cm‟lik deneme ortalaması ile birinci sırada Bezostaja-1 çeĢidi 10.70 cm‟lik veri ile ikinci sırada Adana 99 çeĢidi ise 10.3 cm lik ortalama ile son sırada yer almıĢtır. Bu durum saf çeĢit ekimlerinin sonuçları ile uyumludur.

Akman ve ark.(1999) Isparta‟da ekmeklik buğdaylar üzerinde yaptıkları araĢtırmada DağdaĢ-94 ve Gerek-79 çeĢitlerinde ortalama baĢak uzunluklarını sırasıyla 5.95 cm ve 4.50 cm olarak bulmuĢlardır. Tahıllarda baĢak uzunluğunun fazla ve baĢakçıkların baĢak ekseni üzerinde seyrek sıralanması arzu edilen bir özelliktir (Bilgin ve Korkut, 2001). BaĢak boyunun uzun olması tane sayısı ve baĢak veriminde artıĢlar meydana getirir (Özgen, 1989). KarıĢık ekimde baĢak boylarında çok azda olsa görülen kısalmanın çeĢitler arası rekabetten kaynaklandığı düĢünülmektedir.

4.7. BaĢakta tane sayısı (adet)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç adet ekmeklik buğday çeĢidi ve bunların farklı oranlardaki karıĢımlarından oluĢan ekimlerden elde edilen baĢakta tane verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.9‟da ve baĢakta tane verimine ait değerler ve önemlilik grupları ise Çizelge 4.10‟da verilmiĢtir. Çizelge 4.9‟un incelenmesinden anlaĢılacağı gibi uygulamalar arasındaki farklılık istatistiki olarak (p<0.01) önemli bulunmuĢtur.

(36)

Çizelge 4.9. KarıĢık Halde Ekilen Üç Adet Ekmeklik Buğdayda Tespit Edilen BaĢakta Tane Sayısına ĠliĢkin Varyans Analiz Sonuçları

**;P<0.01 düzeyinde önemlidir.

Çizelge 4.10 KarıĢık Halde Ekilen Üç Adet Ekmeklik Buğdayda Tespit Edilen BaĢakta Tane Sayısına Ortalama Değerler Ve Önemlilik Grupları

**;Aynı harf ile gösterilen ortalamalar istatistiki açıdan (P<0.01) fark önemsizdir.

ÇeĢit ve karıĢımların baĢakta tane sayısına ait analiz sonucuna göre genel deneme ortalaması 44.6 adet olarak belirlenmiĢ olup, uygulamalar arasında en yüksek baĢakta tane sayısı değerini 51.5 adet ile %25Konya 2002/%75 Bezostaja-1 karıĢımından elde edilmiĢtir. Bunu 47.1 adet ile %25Bezostaja-1/%75 Konya 2002 karıĢım uygulaması takip etmiĢtir. Genel olarak uygulamalar arasında en düĢük baĢakta tane sayısı verimini %25Konya 2002/%25Adana 99 /%50 Bezostaja-1 karıĢımında tespit edilmiĢtir. Saf ekimlerde ise 59.4 adet ile Konya 2002 hem uygulamalarda hem saf ekimlerde birinci olmuĢtur.

Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 143.9273 48.0 0.0558 KarıĢım 15 1049.5374 69.97 0.002** Hata 45 794.8876 17.66 Genel 63 1988.3522 CV(%) 9 UYGULAMALAR

ÇeĢitlere Ait Değerler (Adet) Parsel Ort.

KONYA BEZOSTAJA ADANA

2002 1 99 Konya 2002 Bezostaja-1 Adana 99 59.40 --- --- --- 41.55 --- --- --- 43.55 59.40a** 41.55cde 43.35cde %50Konya 2002/%50Bezostaja-1 %50Konya 2002/%50Adana %50Adana/%50Bezostaja-1 50.65 54.40 --- 39.25 --- 37.95 --- 38.30 44.85 44.95cd 41.16cde 41.40cde Ort. 52.53 38.60 41.58 %25Konya 2002/%75Adana %25Adana/%75Konya 2002 %25Konya 2002/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Konya 2002 %25Adana/%75Bezostaja-1 %25Bezostaja-1/%75Adana 51.75 53.65 58.85 53.60 --- --- --- --- 49.20 40.60 40.65 42.55 41.15 33.15 --- --- 49.55 50.75 46.45bcd 43.40cde 51.50ab 47.10bc 45.10cd 45.50cd Ort. 54.46 43.25 43.65 %33Konya 2002/%33Adana/%33Bezostaja-1 %25Konya 2002/%25Adana/%50Bezostaja %25Konya 2002/%25Bezostaja/%50Adana %25Adana/%25Bezostaja/%50Konya 2002 58.10 58.30 52.65 57.85 43.60 34.30 43.60 42.90 38.50 40.60 29.85 38.95 46.43bcd 38.41e 41.71cde 40.93de Ort. 56.73 41.10 36.98 Genel Ort. 55.78 41.13 41.44 LSD 5.99

(37)

Avçin ve ark. (1997), Orta Anadolu‟da ekmeklik buğdaylar üzerinde yaptıkları çalıĢmada baĢaktaki tane sayısının 22 adet ile 35 adet arası değiĢtiğini bildirmiĢler ve tane verimini artırmak için önce baĢakta tane sayısının artması gerektiğini belirtmiĢlerdir. ġengün (2006), Aydın ili koĢullarında ekmeklik buğdaylarda yaptığı çalıĢmada baĢakta tane sayısının 34.3 adet ile 55.0 adet arası değiĢtiğini bildirmiĢtir. Dokuyucu ve ark.(1999), KahramanmaraĢ koĢullarında ekmeklik buğdaylarda yaptıkları çalıĢmada, baĢakta tane sayısının 34 adet ile 54 adet arası değiĢtiğini farklılıklarının genotipler arasında farklılıklardan kaynaklandığını bildirmiĢlerdir. Bu sonuçlar bizim bulgularımızla benzerlik göstermektedir.

BaĢakta tane sayısı primer verim unsuru olarak yüksek verimli çeĢitlerin geliĢtirilmesinde ele alınan önemli özelliklerden birisidir. BaĢakta tane sayısı karıĢık ekim parsellerinde azalmıĢ olup, bu duruma çeĢitler arası rekabetin neden olduğu düĢünülmektir.

4.8. BaĢakta tane ağırlığı (g)

Konya‟da sulu Ģartlarda üç adet ekmeklik buğday çeĢidi ve bunların farklı oranlardaki karıĢımlarından oluĢan ekimlerden elde edilen baĢakta tane ağırlığına iliĢkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.11‟de verilmiĢtir. Çizelgenin incelenmesinden anlaĢılacağı gibi uygulamalar arasındaki farlılık (p<0.01) istatistiki bakımdan önemli bulunmuĢtur.

Çizelge 4.11.Üç Adet Ekmeklik Buğdayın KarıĢık Ekiminde Tespit Edilen BaĢakta Tane Ağırlığına Ait Varyans Analiz Sonuçları

**;P<0.01 „e göre önemlidir.

Varyasyon Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 0.7261 0.24 0.0323

KarıĢım 15 6.7449 0.45 <.0001**

Hata 45 3.4087 0.08

Genel 63 10.8798

Şekil

Çizelge 3.2. AraĢtırmanın Yürütüldüğü Yıl ve Uzun Yıllara Ait Bazı Meteorolojik Veriler   Sıcaklık ( 0 C)*  Nispi nem (%)*  YağıĢ (mm)*
Çizelge  4.1.  Üç  Adet  Ekmeklik  Buğdayın  KarıĢık  Ekim  Denemesinde  Tespit  Edilen           NDVI Gözlem Sonuçları
Çizelge  4.2  Saf  ve  KarıĢık  Ekim  Parsellerinde  KarıĢıma  Giren  ÇeĢitlerin  Sarı  Pas                        Etmenine Dayanıklılık Sonuçları
Çizelge 4.3. Üç Adet Ekmeklik Buğdayın KarıĢık Ekiminde Tespit Edilen Metrekarede  Fertil BaĢak Sayısına Ait Varyans Analiz Sonuçları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara’da SYİ-2005 ile yapılan çalışmada ise, Acar Tek et al (47), kötü ve geliştirilmesi gereken diyet kalitesi kategorilerinde benzer şekilde enerji alımı

ABSTRACT: We report on phase sensitive surface states of CdS quantum dots (QDs), where it is noticed that a simple phase change from dispersion to solid has shown signi ficant in

Structural imaging of the brain reveals decreased total brain and total gray matter volumes in obese but not in lean women with polycystic ovary syndrome compared to body

Gruplar arası TAS değerlerinin karşılaştırılmasına bakıldığında Chrysin verilen gruplarda (Grup 2 ve Grup 4) TAS değerlerinin Chrysin verilmeyen gruplara (Grup 1 ve

Kuru şartlarda yerel hatların başakta dane ağırlığı ortalaması 0.69 g olurken, tescilli çeşitlerin başakta dane ağırlığı ortalaması ise 0.73 g olmuş, sulu şartlarda

Türkiye,de yerleşim yerlerine göre yapılan ayrımda köy ailesi , hane halkı genişliği, evlilik biçimleri, ilk evlenme yaşı, doğurganlık , boşanma gibi

Gerek Ramstedt gerekse onu izleyen öbür Altayistler (Poppe, Aalto vb.), bu görüşü desteklemek için Altay dillerinden pek çok tanık getirdiler.. Z'leşme bugün

Şimdiye kadar tek nüsha olarak bilinen adı geçen eserin tespit edilen iki yazma nüshasının tavsifi yapılmıştır. Ahmedî’nin Bedâyi è u's - Siór fî äanâyièi'ş -