MÜ. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Yıl: 1999, Cilt: XV, Sayı: 1, Sayfa: 11-44
HUKUKİ
AÇIDAN MEVDUAT
1- MEVDUAT KAVRAMI
Murat ALIŞKAN•
Yürürlükteki 3182 Sayılı Bankalar Kanunu, mevduat' kabuli.lnü (m. 11, 12, 13), mevduatın çekilmesini (m. 35), mevduatta zamanaşımını (m. 36), mevduata verilecek faizleri (m. 37) düzenlemiş ve mevduatı sınıflandırmış (m. 34) olmakla birlikte, "mevduat"ı tanımlamış değildir. Ancak söz konusu hükümlerin ışığı altında mevduatın bir tanımını yapmak mümkündür. Şöyle ki; "mevduat", istenildiği
anda veya belirli bir vade sonunda geri alınmak üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından bankalara yatırılan "para"lardır2. Yatırılan paranın karşıl
ığında bankanın faiz verip vermeyeceği veya bu paranın belirli bir vadeye bağlı olup olmaması, söz konusu paranın mevduat olarak nitelendirilmesi açısından öriemli değildir; ancak yatırılan paranın iadesinin söz konusu olmaması ve de kendisine para yatırılan bankanın
, yetkili, yani "mevduat kabulüne izin verilmiş banka" olması, yatırılan paranın "me~duat" olarak nitelendirilebilmesi için şaıttır2".
Yine vurgulamak gerekir ki, mevduat, banka ile para yatıran ·(mudi) arasındaki sözleşmenin bir unsuru olup, (yetkili) bankaya yatırılan "para"yı ifade eder. Yoksa, banka ile para yatıran (mudi) arasındaki sözleşme (mevduat-para
• M.Ü. 1.1.B.F. İşletme BölOmO, Araştırma Görevlisi. 1 Burada
söz edilen anlamdaki mevduat dar manadaki tevdi işlemidir. Geniş anlamda ise tevdiden, açık
. ve kapalı tevdi işlemleri anlaşılır. Bu konuda bkz. Kaplan, lbralıiııı, Banka Sözleşmeleri Hukuku, Cilt:!,
Ankara 1°996, s.129, 191 vd; Tekinalp, Ünal, Banka Hukukunun Esasları, C.I, İstanbul 1988, s.440 vd.; Akyiğit, Ayhan, Banka Tasarruf Mevduatının Korunması, İstanbul, 1988 (Yayınlanıııaıııış Yüksek
Lisans Tezi), s.4.
2
Bankalar Kanununun mevduattan söz eden lıOkllmlerinden (ııı.11. 12, 13, 34, 35, 36, 37) (7129 Sayılı Kanuı1 RG. 2. 7.1958, ııı.24-39) de yararlanılarak doktrinde de yapılan mcv·dual tanımlarında "tarafındmevduat"tan (istenildiğinde veya belirli bir vade sonunda geri alınmak iizerc, gerçek veya ıozel kişiler an, bankalara yatırılan "para"lar anlaşılmaktadır. Bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.129, 130; Tekinalp, Ünal, Banka Hukukunun l:sasları, Cilt:I, İstanbul 1988, s.308-309; Kocaimamoğlıı, Sururi,
Bankacılık Ansiklopedisi, 3. Bası, Ankara 1983, s.445; Onur, Vedad, 13ankaclık Hukuku, Ankara 1965, s.İmrcglln, Oğuz3; Konuralp, , HalOkMevduatı , Banka Tasarruf Mevduatının Hukuki Niteliği ABD. (1980), S.1, s.14-15;
Koruma s·akınııııdan Bankalara Devlet Mlldalıalesi, Doktora Tezi. İstanbul
1957, s.39. 2
" Aynı şekilde, bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.130'.
yatırına sözleşmesi)3
ya da banka nezdinde hesap açılması gibi bir hukuki eylemin3 "
"mevduat" olarak tanımlanması doğru değildir4• Doğru olan, "mevduat"ın, yetkili
bankaya ve aynen iadesi söz konusu olmaksızın yatırılan "para" ve bu parayı yatıran
(mudi) ile banka arasındaki sözleşmenin (para yatırına sözleşmesi) bir unsuru
olmasıdır. ·
il-HUKUKİ NİTELİGİ
Mevduatın hukuki niteliği doktrinde oldukça tartışmalıdır. Bankaların mevduata yatırı lan parayı işletmeleri, mudiye yüksek oranda faiz ödemeleri, takas imkanının olması, mevduatın bankalarca vadeli olarak kabul edilmesi ve mevduat sahiplerinin bankalara yatırdıkları paraların saklanmasından çok işi eti lmesi amacını gütmeleri gibi gerekçelere dayanan bir görüş, mevduatın karz akdi netiğinde olduğunu ileri sürmektedir4". Buna karşılık, diğer görüş, mudinin parasını işletmek değil daha çok saklatınayı amaçlaması, devletin bankalarla ilgili mevzuatta mevduatın korunması için özel hükümler koyması ve bankalara karşılık bulundurma yi.iki.imlüli.iği.i getirmiş olması, mevduat faizlerinin kredi faizlerinden düşük tutulması gibi gerekçelerle mevduatın usulsüz tevdi niteliğinde olduğunu
savunmaktadıı5
Bunun gibi, faizli vadesiz mevduatın karz, faizsiz vadesiz
mevduatın usulsüz tevdi, vadeliyi ise karz niteliğinde sayanlar5" veya karz ile
usulsüz tevdiden oluşan karına bir nitelikte göı:enler6 vardır. Yargıtay'ın ise bu
konudaki görüşü net değildir. Yargıtay bazı kararlarında 7 mevduatı karz,
" Bizce bu sözleşme rızai bir sözleşme olup, bu sözleşmenin kurulabilmesi için şeyin (para) bankaya teslim edilmiş olması zorunlıı değildir. ~arşı görüş için bkz. Konuralp, s.19-21.
'"Toköz, Nurettin Hüsnü, Bankacılığın Genel İlkeleri, Ankara 1976, s.25. •1 Aynı şekilde, bkz. Konuralp, s.14-15.
'" Tandoğan, Haluk, Borçlar Hukuku, özel Borç İlişkileri. Cilt:l/2, 3. Bası, Ankara 1985, s.331;
İmrcgiin, s.40; Tıınçoıııağ, Kenan, Borçlar Hukuk Dersleri, Özel Borç İlişkileri, 3. Bası,_ İstanbul 1977, s.307; Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.205-206; Akpınar, s.65 vd. Bu görüş hakkında bılgı ıçııı ayrıca bkz. Karılan, Banka Sözleşmeleri, s.198-199; Tekinalp, s.310-311; Tandoğan, Borçlar Hukuku, s.331; Doğanay, İsmail, Bankalardaki Mevduat Hesabından Kısmen Para Çekilirken veya Hesap Kapatılırken,
Bankaların Göstermek Ylıküınlülilğllnde Oldukları Özen Borcu, Batider 1994, CXVll, S.4, s.26, 27):
Akyiğit, s.16, özellikle s.17; Yiikscl, Ali Sait, Banka Hukuku ve işletmesi, 8.13., lstanbul, 1997, s.150: Konıınılp, s.16, 17, 18, 19; Kııracıııı, s. 133, 134; Tcsııl, s. 98; Rcisoğlu, s. 104.
5
Karacan, s. 134; Bilge, Necip, Borçlar Hukuku, Özel Borç Münasebetleri, 2. Bası, Ankara 1962, s.167. Bu görüş konusunda bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.199; Tekinalp, s.311; Tandoğan, Borçlar Hukuku, s.329-311; Doğanay, Mevduat, s.26, 27; Yüksel, s.150; Konnralp, s.16, 17, 18, 19; Onur, s.22, 23, 24; Akyiğit, s.16, 17.; Akpınar, s. 65, 66; Tcsal, s.98.
5
" Tekinalp, s.311-312;. ayrıca bilgi için bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri s.200; Tandoğan, s.331;
Y!ikscl, s.150; Konuralp, s. 16; Onnr, s.21-22; Karacan, s. 133, 134. 6
Rcisoğlıı, s. 104, l 05; Bu görllş hakıııda bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri s.199-200;_ Tandoğan'. ~orçlar Hukuku, s.331; Tekinalp, s.311; Doğıınay, Mevduat, s.27; Akyiğit, s.16, özellıkle s.17-2 I,
fcsal, s. 90.
7
TD., 17.5.1955, 1812/3707 (Olgaç, Scnai, Türk Borçlar Kanunu, İstanbul 1959, C. I, s.47-48; Reisoğlu, s. 104-105, dn. 6; Ercm, Fanık/Altıok, Akınffandoğıııı, Haluk, Bankalar Kamımı Şerhi, 5. Bası, Ankara 1971, s.89-90; Akpıııar, s. 68; Tcsal, s. 98; Y!iksc!, s.151 ).
T C. 'nin 75. Kuruluş Yı.ldönı'imı'ine Armağqn
bazılarında8
ise usulsüz tevdi olarak nitelemekte ya da karma bir nitelikte olduğundan bahisle somut olayın özelliğine göre bu ilişkiye karz veya usulsüz tevdi hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir9. Denilebilir ki, genel olarak bankalara
yatırılan paraların işletilmesi her iki taraf açısından da temel amaç olmaktadır.
Ayrıca bu ilişkiye karz akti niteliğinin tanınması taratların menfaat dengesinin korunması açısından da yerinde olacaktır.
Mevduatın hukuki niteliği konusundaki bu tartışmaları, sırf teorik olan, pratik bir sonucu doğurmayan yararsız taıtışmalar olarak görmek mümkün değildir. Gerçekten de, mevduatın müşterinin bankaya karşı bir ödünç (karz) alacağına yol açtığının kabulü halinde, banka müşteriden olan alacağını onun mevduat alacağı ile takas edebilir. Oysa tevdi edilen şeylerde takas mümkün değildir (BK. m. 126). Bu durumda banka müşterisinden olan alacağını ona olan mevduat borcu ile takas edemez. Öte yandan1 mevduatın tevdi olarak değerlendirilmesi halinde, banka saklama dolayısıyla yaptığı giderleri talep edebilir. Buna karşılık, mevduat ödünç olarak değerlendirilirse mevduat yatıran faiz talep edebilir10.
111- MEVDUATIN ÇEŞİTLERİ
Bu konuya ilişkin olan Bankalar Kanununun 34. maddesi (f. 1) şu hükmü içermektedir: "Bankalar tasarruf mevduatını diğer mevduat hesaplarından ayırmak ve mevduat hesaplarını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca tespit edilecek vade ve türlerine göre tasnif etmek zqrundadır". T.C. Merkez Bankası da bu hüküm ve 1211 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti merkez Bankası Kanunu m.4/1-f fıkrası
gereğince, 11.9.1988 tarihli11 "Mevduat Türleri ve V~de Dilimleri Hakkında Tebliğ"12 ile bu tebliğleri yürürlükten kaldıran (Teb. ııı.4), 30 Ocak 1998 tarihli
x HGK., 2.11.1983, E.1980/11-2802, K.1983/1047 (YKD .. 1984, C.X, S.3, s350; Yiikscl, s.150): TD., 12.11.1972, 5115/5364 (İBD. 1973, s.449; Ylikscl, s.151 ). Aynı nitelikteki bir İsviçre Federal
Mahkemesi kararı için bkz. Yiiksel, s.151; Kaplan, Banka Sözleşmeleri s.199 dn.436.
9 HGK., 15.6.1994, E.1994111-178, K.1994/398 (Doğanay, Mevduat, s.28 dn.2): il. llD., 17.6.1988,
4712/4063 (YKD. Eyllll 1988, s. 1242; Rcisoğhı, s. 105); HGK. 15.6.1994, 11-178/398 (YKD. Nisan 1995, s. 532). Yargıtay bazı kararlarında karz ile usulsuz tevdi arasında bir fark görmeyerek usulsüz tevdi sözleşmesine karz lıl\kllnılerini uygulayabilıııiştir, lıkz. 3. HD., 23.2.1960, E.1377/K.1176 (AD. 1960. S. 7, s.4 ı 7); ve TD., 7.4.1944, E.43-2027/K.896 (Tandoğan, Borçlar Hukuku s.326 dn.85; Yiikscl, s. ı 51 ); TD .. 1.2.1954 (Y!ikscl, s.151 ).
111 Bunun gibi, ıııuacceliyet anı, borcun ita yeri, ıııuıeselsil sonııııluluk, zanıanaşııııının başlangıcı ve
sllresi açılarından da mevduatı karz veya usulsüz tevdi olarak niteleme !'arklı onuçlara yol açar ise de. Bankalar Kanuııııııuıı bu konuların ço~una ilişkin getirmiş oldu~u özel hükümler (ııı.35. 36) karşısında cleıiilcbilir ki, bu konulardaki farklılıkların (Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.200 vd; Konnnılp, s.16 vd.; Karncan, s. 134; Akpııııır, s. 68; Rcisoğhı, s. 1_03-104, Y!lkscl, s.150 dıı. 15 ve özellikle Federal Malı keme Kararı, Y!lkscl, s. 151) bir önemi olmaz, lmrcgiin, s.41, Banka Sözleşmeleri. Karz ile usulsüz tevdi arasındaki farklar konusunda ayrıca bkz. Tııııdoğıııı, Borçlar Hukuku, s.326: Tıınçoınağ, s.306; Doğanay, Mevduat, s.26. Yargıtay ise bazı kararlarıda bu açıdan bir fark olnrndığıııa karar
verebilmektedir. bkz. yuk. dıı.9'daki kararlar.
11 Bkz. RG. T. 1 1.9. 1988, S.19926.
13 "Mevduat Türleri ve
Kapsamı
ile Vade Dilimleri
Hakkında Tebliği
(9 711 ) . . .. K 1 1 r Mevduatı,
yayınlayarak
mevduat tUrlerını,
Tasarruf Mevduatı, Resmı
uru uş a t
Ticari Kuruluşlar Mevduatı,
Bankalar Arası
Mevduat ve Diğer Kuruluşlar
Mevdua 1 şeklinde belirlemiştir.
Mevduatın
sahibi,hesap üzerinde tasarruf yetkisine
sahip olan
kişi
ve vadesi açılarından sınıflandırılması mümkündür14 . 1. Sahibi Açısından Mevduat Türleri a) Tasarruf Mevduatı \anmıştır: "13ankalar Kanunu m. 34/f. 2'de tasarrufmevduatı şöylece tanım . i "Ta~arruf mevduatı,
gerçek kişiler tarafından
bu nam altında açtırılan
ve tıcar işlemlere konu
olmayan
mevduattır". Aynı tanım Tasarruf Mevduatı
Sigorta fonu Yönetrneliğinin15
3. maddesinde (bent
\) ve Teb. ~.
2/I'de de yer almıştır. 8~ tanımlara
göre tasarruf
mevduatının şaıtlarını . aşağıdaki
gibi belirleme
mümkündür16
:
aa) Gerçek kişi tarafından açılmış
bulunması, bb) Tasarruf mevduatı
adı altında açılmış olması ve cc) Hesabın üzerine
çek keşide edilmesi
dışında ticari işlemlere konu edilmemesi:
Gö
.
rüldüğü
üzere, Bankalar Kanunu m. 34/f. 2(v~
Teb. m. 2/\)'de çekf · ru kullanımının yaygınlaştırılması amacıgüdülerek, bir yanlış
anlamayla tasar mevduatı hesapları üzerine
çok kesitle edilmeme
olasılığına açıkça
ortadan kaldırılmak istenmiştir.
b) Mevduat Sertifikası 25.5.1980 Tarih ve 8/909
sayılı faiz oranlarını
serbest b1fakan Bakanla~ Kurulu
Kararının
8. maddesi hükmünde
ba~kalara
altı
ay ile ·ikiyıla
kadarvadelı
13 Bkz. RG. T 30 1 1997 S 22893 6 . . 12) ve bu . . .. ' · · · .' ·. . ~ s. 4 vd. Merkez Bankasının , öncekı (yuk. dn.1 1, da~blığındekı, ınevd.uatı salııplerınııı
kımliğine göre sınıflandırmasının
TK m 14 18 3 ve 2
1 karşısın. atalı ve geçersız olduğu konus~ında
bki. Domaniç Hayri R~smi
Mevduata DUşOk faıı
~ygulannıa
s
ıııda
Hatalar, Prof. Dr.
Oğuz
lmr
eg
Oıi'e
Arnıağa~
.
İ
s
tanbul
1998 , s.281, 290, 291. · 1Bk·zı.
HKakpklan, BankaSözleşmeleri
,
s.206; Yllksel s 156 157·Domaıı'ıç
s 290-292 294·İplikçioğlıı
,
l
smaı a · ·ı Bankac To ' · ' · ' ' , · • ' . l t nbu 1971 s 105.'106 · O ı ve ccar ııı Kı~abı , Tatbiki ve HukukiYönden Banka Muamelelerı, sa d.; .., '. · ğl ' nur, 5 · 14 vd., Reısoğlu, s. 272 vd · Akpınar s 7 ı vd · Tcsal s. 92 " .-.ocaımamo u , s. 445 vd. ., , · ., ' 15 Bkz. RG., T.25 10.1983, S.18202. "' Bu konuda ayrıca bkz Kapla B k S . . 212-273; Akpınar, s. 72 vd. · n, an a özleşnıelerı s.132, 197; Yüksel, s.l 57; Rcisoğlu, s. 14
T. C. 'nin 75. Kuruluş Yıldönümz"ine Aı;mağan
hamiline yazılı mevduat sertifikası 17
çıkarabilme olanağı tanınmış ve sertifikada yer alan mevduatın tasarruf mevduatı kararlarına tabi olacağı öngörülmüştür. Bundan
sonra bankalar, biri "hamiline yazılı mevduat sertifikası" ve diğeri isimsiz hesap
. sırdaş hesap-gizli hesap diye adlandırılan "hamiline yazılı mevduat cüzdanı" olmak
üzere, iki tür kıymetli evrak niteliğinde hamile yazılı mevduat sertifikası çıkararak
piyasaya sürmüşlerdir.
Buna karşılık Bankalar Kanunu m. 34/f. 1 'de kendisine verilen yetkiyi kullanarak T.C. Merkez Bankası, 21 Kasım 1985 tarih ve 18935 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bankalar Kanununa ilişkin 1. No.'lu Tebliğinde, mevduat sertifikaları tasarruf mevduatından ayrı bir tür olarak sinıtlandırılmış; öte yandan, , 1.7.1987 tarih ve 8/11920 sayılı Bakanlar Kurulu kararınınıs verdiği yetkiye dı:_ıyanarak T.C. Merkez Bankası, 29.7.1987 tarih ve 1 No.'lu Tebliğiyle mevduat sertifikalarını düzenlemiştir.· Bu tebliğde, mevduat sertifikalarının sadece "hamiline yazılı" olarak çıkarılacağı (m. 2) öngörülmüştür. Ayrıca bunların bir gerçek kişiye ait olduklarının ispatının güç olması da dikkate alınırsa, hamile yazılı mevduat
sertifikalar;nın tasarruf mevduatı sayılmayacağı açıkça anlaşılırı9.
Öte yandan, bu
düzenlemede mevduat sertifikalarının kıymetli evrak niteliğinde olduğun20 belirtilmesi, ikincil piyasada satışlarının serbest olması, ihracınöan söz edilmesi ve sadece "sertifika" şeklinde düzenleneceğinin öngörülmüş bulunması, bundan böyle artık hamile yazılı cüzdan-sırdaş hesap-gizli hesap-isimsiz hesap uygulamasının son bulacağını göstermiştir21.
·
Bu düzenleme uygulamada bir başka sonuca _daha yol açmıştır ki, bu durum sorun yaratmıştır: T.C. Merkez Bankasının sözü edilen 29.7.1987 tarihli tebliğinin
15. maddesinde, eski sertifikaların yenilenmeyeceği, ancak hamil tarafından ibraz edilen sertifika yerine yenisinin verilebileceği; 16. maddesinde ise vade bitiminde . bankaya ibraz edilmeyen eski sertifikaların ana para ve tahakkuk eden faiz
tJtarlarının
bankaca vadesiz· hesabaalınacağı
ve bu tutara. faizödenmeyeceği
öngörülmüştür. Gerçekten de uygulama da bu doğrultuda olmuş ve bankalar, vade bitiminde hamilleri tarafından bankaya başvurulmamış olan sertifika miktarlarınıvadesiz hesaba geçirmiş ve bu hesaba faiz yürütmemişlerdir. Oysa, müşterinin
17 Hamile yazılı
mevudat sertifakalarının tanımı, hukuki niteliği, devri ve iptali, hesabıııın denetimi konularda detaylı bil&i için bkz. Kaplan, İbfalıim, Hamile Yazılı Mevduat Sertifikası (İsimsiz Hesap -Gizli Hesap), Batider (Aralık-1982), C.XI, S. 4, s.87 vd.
IX RG., T. 10.7.1987, S.19504.
1
" Ayrıca bkz. aşa. dn.34.
ıo Bkz. l 1. HD., 16.3.1982, 5485/1092 (YKD. 8 Mayıs 1982, s.673-674); 12. HD., 20.10.1983 , 544617750 (Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.136 dn.314; Yüksel, s.161 ); 11.HD., 13.12.1983, 5610/5674 (Yiiksel, s.161 ); l l.l-ID., 22. l 0.198 l, 4403/4347 (Yliksel, s.161 ); neisoğlu, s. 275: Kaplan, Mevduat
Sertifikası, s.57 vd. Bu konuda ayrıca bkz. Tekinalp. s.336; Karacan, s. 134. 21 neisoğlıı,
. . ki sertifika veya cüzdan
metinlerinde, vadesinde alınmayan
ana paranın elındekı es
·· ·· ı k ·d·
B d b .. l b
1 1 temdit edilmiş sayılacağı hukmu yer a ımı
ta ı ı. un an oy e u
aynı .şart ar a
. . . .
n
konusunda; T.C. Merkez Bankasının bu teblığınde
eskı sertıfika ve
s~rud
1 n vade bitiminden . itiba
ren yasaklanmadığına, yürürlükten cuz an arı . . . . . .• kaldırılmadığına ve bu şek ildekı durumun ılgılıler
tarafından duyu~acak şek'.l~e _ılan edilmediğine göre,
söz konusu 16. maddeye rağme
n, bankaların vade bıtımınde
ba vuruda bulunmayan
cüzdan veya sert
ifika sahiplerinin paralarına
bankaya
b
a~v
Lıru
tarihlerinde "temdit" edilecek süreler dikkate
a
lın
arak,
bu devrelere
ilişki_n
faiz oranlarının yürütü
lmesi gerektiği, aksine
bir kabulün, sertifika tutarını vadesız
hesapta tutan bankanın
faiz ödemediği halde bu parayı kullanması
ve sonuçta
bankanın sebepsiz zen
ginleşmesine nede
n olacağı; hukuk düzeninin
ise 16. maddeye
raamen bunu kabul etmeyeceğ
i; yine aksine bir tutum, başta banka il
~ yapılan ve b
sertifika metinlerind
e somutlaşan sözleşm
eye ve bankaya olan
güven duygusuna da
aykırı olacağı şeklindeki düşünce22
yerinde olmuştur.
Bugün artık mevduat
sertifikası çıkarma olanağı kalmamıştır.
Çünkü,
Türkiye'nin kara paranın aklanması konusunda milletl
erarası sözleşmelerle altına
girmiş olduğu yükümlülükl
erin yerine getirilm
esi çerçevesinde· çıkarılan teb
liğ23 ile (bankalarca 1 Sıra
No'lu Tebliğ esaslarına
göre düzenlenmiş
bulunan mevduat
sertifikaları vadeleri
sonuna kadar geçerli
olmak üzere) 1997'den itibaren mevduat
sertifikası çıkarılması yasakl
anmıştır.
c) Resmi Kuruluşlar Mevduatı
Bunlar, genel bütçeli daire ve
kuruluşlara, katma
bütçeli idarelere, yerel
yönetimlere, mahkemeler; savcılıkl
ar, icra ve iflas daireleri ile tereke hakimlikler ine
ait mevduattır (bkz. Teb. m. 2/11).
d) Ticari Kuruluşlar Mevduatı
Gerçek kişilerin ticari işletmeleri, her çeşit ortaklıklar, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı
müessese ve bağlı ortaklıklar,
döner sermayeli
kuruluşlar, yerel yö
netimlerin ticari işletmeleri, vakıfların,
derneklerin, sendika
ların,
birliklerin ve mesleki kuruluşların kurdukları
veya katıldıkları ticari
işletmeler,
~ooperatitler, sigorta şirket
leri ve özel finans kurumlarına
ait mevduattır (bkz. Teb.
m. 2/111). 22 Bkz Ka hıı B · · · · . Hliseyin i·~rk
1:1 kankkSa_Sözleşndıelerı s.138-139. Mevduat sertifikaları h
akkında detay için bkz. Demir, u ' . .
u u ıstemın c Mevduat Scrtıfikaları, IBD., C.64, 1990, S.1-2-3, s.130 vd.
T
b
B!kğz_. (Tl\rkl·)ıye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nınMevduat Sertifikaları Hakkında
97/1 Sıra No'lu c 1 1 111· RG T 30 1 1997 S 22893 6 · · "Mevduat Tü~le · ., · K · · ? • . 's .. 4· Nıtekını, aynı RG
.'de yayımlanan Merkez Bankası'ııın alıııaııııştır. rı ve apsanıı il
e Vade Dılımlerı Hakkında Tebliğ"de
"mevduat sertifikaları" yer 16
'·
T. C. 'nin 75. Kuruluş Yıldöniimiine Armağan
e) Bankalararası Mevduat
T.C. Merkez Bankası Tebliği'ne göre (m. 2/lV) bankalararası mevduat, T.C. Merkez Bankası da dahil ti.im bankaların ve özel kanunlara göre mevduat kabulüne yetkili bulunan kuruluşların birbirlerine yatırdıkları mevduattır.
f) Diğer Kuruluşlar Mevduatı
Bu ti.ir mevduat, bankalardaki, sosyal güvenlik kuruluşları (T.C. Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur, OY AK vb.), vakıflar, dernekler, birlikler, sendikalar, tasarruf ve yardımlaşma, sandıklarına ait paralar, noter teminat ve emanet paraları,
-mahkemeler, savcılıklar, icra ve iflas daireleri ve tereke hakimlikleri nezdindeki
paralar, .mahkemelerce tevdi yeri gösterilmek üzere yatırılan paralar, yöneticiler tarafından apartman yönetimi ile ilgili olarak açtırılan hesaplar, elçilik ve konsolosluklar uluslararası kuruluşların Ti.irkiye'deki büro ve temsilcilikleri ile fonların paraları ile yukarıda sayılanlar dışında kalan paralardır (bkz. Teb. m.2/V).
2. Vade Açısından Mevduat Türleri24 a) Vadesiz Mevduat Hesapları
Bu tür hesaplarda vade söz konusu olmadığından Ban. K.m. 35/1 mevduat sahiplerinin mevduatlarını diledikleri anda geri alabileceklerini, bunun hiçbir surette
sınırlanamayacağı111 öngörmektedir.
b) Vadeli Mevduat Hesapları
Mevduat sahibinin geri alım hakkı bir si.ireye25 bağlanmıştır; para bu sürenin sonunda geri istenebilecektir. Süre bitiminden önce talep etme durumunda banka, ödeme isteyen şahıstan ödeme için vadeyi beklemesini isteyebilir. Vadeden i:)nce ödeme ancak bankanın rıza ve muvaffakatıyla mümkündür.
c) İhbarlı Mevduat Hesapları
Ban. K.m. 35/2 ye göre hesap sahibinin parasını geri alabilmesi ihbarda bulunmasına bağlıdır. Ancak ihbardan belirli bir süre sonra parasını alabilecektir.
\
2
• Vade açısından mevduat türleri hakkında ayrıntı için ayrıca bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri s.165 -166; Tekinalp. s.317-318; Rcisoğlu, s.289-290; Yiikscl, s.156-157; Kaplan. Banka Hesabı, s.281-282; 30.1.1997 Tarihli Teb. m.3.
ı;m· evdT. u. at, Me1 aya kadarkez Banr kavasdı'nın. Mevduat Türleri ve Vade Dilimlerine İlişkin Tebliğ'iııe göre, vadeli eli (1 ay dahil), 3 aya kadar vadeli (3 ay dahil), 6 aya kadar vadeli (6 ay dahil). 1 yıla kadar vadeli, 1 yıl ve daha uzun vadeli ( 1 ay, 3 ay, 6 ay ve yıllık faiz ödemeli) olarak belirlenmiştir (bkz. RG., T. 30.1.1997. s.22893, s 70)
3. Bundan başka, özellikle hesap üzerindeki tasarruf yetkisi dikkate alınarak
tasarruf mevduatının diğer sınıflandırmalarını yapmak· mümkündür. Bu açıdan müşterek-bloke-cari ve döviz tevdiat hesapları da var26
•
rv-
MEVDUATA UYGULANACAK GENEL HÜKÜMLER1. Mevduatın Çekilmesi
a) Müşterinin Prensip Olarak Mevduatı Dilediği Anda Çekebilme Yetkisi
Bankalar Kanununun "mevduatın çekilmesine" dair 35. maddesi hükmü
7129 sayılı Kanunu 30. maddesinde yer alınıştı. 70 sayılı KHK. de bu hüküm aynen
·korunmuş, ancak anlatım şekli sadeleştirilmiştir.
Ban. K. 'nun 35. maddesi 1. fıkrasına göre, müşteriler mevduatlarını, MK.'
nun rehinlere ve BK>nun alacağın devir ve temlikine ve diğer kanunların koyduğu yetki ve yükümlülüklere ve banka ile aralarında vade ve ihbar süresi hakkındaki
anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla diledikleri anda çekebilirler.
Bu hükmün hedefi, bankaları, kabul ettikleri mevduata mukabil yeterli
ihtiyatlar bulundurmaya, likiditlerini iktisadi şartlar icaplarına göre kafi seviyede tutmaya, bankacılık işlemlerinde hakim olan mevduat ve kredi dengesini sağlamak ilkesine uygun hare)\et etmeye m~cbur etmektir.
İlke, müşterinin banka hesabında bulunan mevduatını istediği anda
çekebilmesi olmakla birlikte, bunun istisnaları da vardır. Bu istisnalar ve açıklamalar aşağıda anlatılacaktır.
b) Mevduatın Dilendiği Anda Çekilmesini Engelleyen Durumlar260
' '
ba) Vadeli veya İhbarlı Mevduatlar
Banka ile müşteri arasında, mevduatın bankaya yatırılması esnasında
mevduatın çekilebilme süresini belirleyen vadeler kararlaştırılabilir.
T.C. Merkez Bankası en son "Mevduat Türleri ve Vade Dilimleri
Hakkındaki, 30.1. 1997 tarihli tebliğinde vade türlerini belirlemiştir.26b
, ihbarlı mevduat hesaplarında, müşteri h.er zaman mevduatını çekme hakkını elinde bulundurur; ancak ödeme ihbardan itibaren 10-15 gün gibi belli bir sürede
yapılır.
ır, Burada sözü edilen hesap ıorleri aşağıda incelenmeye çalışılmıştır. bkz. aşa. V. Banka Hesabı, 2.
Tllrlerı. Dövız tevdiat hesapları için bkz. Rcisoğlu, s. 271 ;272, 276. ıc.,, Bkz. Rcisoğlu, s. 307 vd.; Kapları, s. 143 vd.
T. C. 'nin 75. Kuruluş Yıldönümiine Armağan
Genel hükümlere göre, vadeli ve ihbarlı mevduat sözleşmelerinde banka,
vade veya ihbar süresinden önce para çekilmesine izin vermeyebilir.
Ban. K. m. 35/2 hükmünden, Bakanlar Kı,ırulunun; vade veya ihbar
süresinden önce çekilmesine bankanın izin verdiği mevduata uygulanacak olan azami faiz oranını belirtileceği ve buna göre bankaların erken çekilen paraya kararda belirtilenden daha düşük ve hiç faiz vermeyebileceği anlamı çıkarılabilirse de, bankanın vade ile yatırılan bu mevduatı vadesiz mevduat gibi kullandığı düşünülürse, vadesi bozulan bu mevduatlara da vadesiz mevduat faizinin ödenmesini öngören Bakanlar Kurulunun 87/11921 sayılı kararı mevduat s~hiplerinin korunması ve tasarrufa teşvik etme yönünden yerindedir.
bb) Rehinli Mevduat Hesapları
Özellikle tasarruf mevduat hesabındaki ve alacaklı cari hesabındaki paralar müşterinin bankaya karşı alacağı niteliğinde olduğundan, müşteri bt.ı hesaplardaki mevduatlarını MK.m. 868. vd. hükümlerine göre bankaya veya üçüncü kişilere rehnedebi lir.
Kural olarak mevduat rehninin mevduat sahibinin borçlu olduğu üçüncü şahıs lehine kurulması gerekir. Ancak uygulamadaki Genel Kredi Sözleşmeleri veya
Taahhütnamelerinde, bankanın "mevduat rehnine", "hapis" "takas" ve "mahsup"a
hakkının bulunduğu yazılı ve geçerlidir. Bu sayede, aynı zamanda bankanın kredi
müşterisi olan mevduat sahibi, bankadaki bu mevduatı üzerine banka lehine rehin
tesis etmekte; banka mevduatı müşteriye ödetne yönünden borçlu olsa da, kredi
alacaklısı olarak kendi lehine ayni hak elde etmektedir. Genel kredi veya
taahhütnamelerinde geçen bu hüküm, krediye karşılık olarak mevduatın "bloke
alındığı" veya mevduatın kredinin teminatını teşkil ettiği hükümlere nazaran,
bankayı hukuki açıdan sağlam hale getirmektedir. Bankanın, müşterinin mevduatları üzerindeki bu rehin hakkı, mevduatın haczi veya temliki veya üzerinde intifa hakkı
tesisi gibi durumlarda, bankanın mevduat üzerinde öncelik hakkına sahjp olmasını sağlar. Ancak, bankalar, mevduat üzerindeki bu rehin hakkını, takas ve mahsup hakkını gerekli olmadıkça kullanmaz.
be) M_evduat Hesapları Üstünde Bankanın Hapis Hakkı
Özellikle bankanın mevduat üzerinde rehin hakkının olmaması veya alacak
!lJUaccel olmadığı ,hallerde, banka açısından mevduat üzerinde hapis hakkı önem
kazanır.
Genelde, b~nka, kanuni hapis hakkını tacirlerin aralarındaki işlemlerden ortaya çıkan alacaklar ile borçlunun borcunu ödeyemeyeceği durumlarda kullanır ve
Hapis hakkı kanundan doğduğundan bir çeşit rehin hakkı özelliğinde olup,
MK. ın. 866 hükmüne göre, aciz durumunda olan mevduat sahibinin olabilecek
alacakları da hapis hakkının kapsamına girer.
MK. m. 864'te düzenlenen hapis hakkı, sözleşme ile kurulamaz. Hapis hakkı,
BK.m. 18/1 hükmünden yola çıkarak alacak rehni yahut banka ile müşterisi arasında
yapılmış olan bir sözleşme ile kurulmuş, ancak ayni bir özelliği olmayan bir
alıkoyma hakkı olarak düşünülebilir. Banka genel kredi sözleşmelerinde menkul
. rehnine yönelik bir hükmün olmaması halinde, bankalar, kredinin teminatı olacak şekilde kanuni hapis hakkından yararlanılır.
"'
bd) Bankanın Mevduat Üzerinde Takas ve Mahsup Yetkisi
Müşterinin alacaklı bankanın borçlu olduğu tasarruf mevduatı sözleşmesi ve bankanın alacaklı müşterinin borçlu olduğu genel kredi sözleşmeleri, ticari karz
niteliğindedir. 26
"
BK. 'ndaki takasa yönelik hükümler açısından durum (BK. m. 1 18 vd.)
aksine, uygulamada, bankalar, müşterisi ile akdettikleri genel kredi sözleşmelerinde
kendi çıkarlarına uygun olarak muaccel olsun yahüt olmasın her çeşit alacaklarını,
müşterinin kendilerinde bulunan alacakları ile takas edebileceklerine yönelik ve takasın ihbar etmeksizin hüküm edeceğini dair "takas kaydını" koyarlar. Daha da ileri giderek, müşterilerin takastan feragat ettiğine dair hükümler koyarak müşterinin
takas dermeyanı imkiinıııı yok ederler ve bu sayede takas dermeyanıııı tek taraflı
olarak bankalar elinde bulundurur.
be) Mevduat Hesaplarının Haczi
fcra memurluğu, borçlunun hesabı bulunan banka şubesine hesaptaki
(mevduat) tutarı bundan böyle ancak icra dairesine ödeyebileceğini, böyle bir alacak
(hesap) kalmamışsa durumun 7 gün içinde bildirilmesini ihtar eden haciz
ihbarnamesi ( 1. haciz ihbarnamesi) gönderir (İİK. m.891 /f.1 ).
İİK. m. 89/f. 2'ye göre 1. haciz ihbarnamesini tebellüğ eden banka merkezi
veya şubesi, 7 gün içinde buna alacak (hesap) kalmadığı vs. sebeplerle itiraz etme
hakkıııa sahiptir; (banka kusuru olmaksızııı itiraz edememişse, iiK. m. 65'e göre,
gecikmiş itiraz hakkını kullanır). Süresi içinde itiraz etmezse, icra memurluğu,
hesaptaki miktarın bankanın zimmetinde sayılacağıııı bildiren ikinci ihbarname (2. haciz ihbarnamesini gönderir (İİK. m. 89/f. 3). Süresi içinde itiraz etmeyen banka, bu ikinci ihbarnameyi takip eden 7 gün içinde, şayet haciz konusu edilen mevduat
yoksa, banka takip alacaklısı aleyhine menfi tesbit davası açmalıdır. Aksi halde, her
ır,,, Bkz. yuk.11.
T. C. 'nin 75. Kuruluş Yıldönümiine Armağan
iki durumda haciz kqnusu olan mevduat alacağını icra dairesine ödemekle yükümlü duruma düşer (İİK. m. 89/f. 3)27.
bt) Mevduat Sahibinin Ölümü Halinde Bankanın Mevduat Üzerinde
Yapacağı İşlemler28
Mevduat sahibinin ölmesi halinde, bankadaki mevduat hesabındaki para, ki.illi halefıyet ilkesi gereği onun mirasçılarına intikal edeı: (MK. m. 539).
Mirasçıların, mirasçı olduğunu bildiren "Sulh Hukuk Mahkemesi Veraset İlamı"
(MK. m. 538) ve vergi dairesinden ilişiksizlik belgesi getirmeleri veya vergi dairesince kendisine bildirilen veraset vergisinin stopajını (%5) yaptığı (Veraset ve
İntikal Vergisi K. m. 17/1-11) hallerde, banka, mevduat hesabından mirasçılara ödeme yapabilir. Banka, ödemeyi, mirasçıların hepsine birlikte veya diğerlerinin
vekaletini ya da (noter onaylı) feragatnamelerini ibraz edene yapmak zorundadır29• Mevduat hesabı birden fazla kişininse, mudilerden birinin ölmesi halinde,
banka mevduat hesabındaki parayı eşit hisselere böler ve hayatta kalan mudi !ere kendi hisselerini öder.
Mevduat hesabından vekalet ile para çekilmesi halinde, vekalet verenin ölümünden haberi olmayan bankanın vekile yaptığı ödemelerden sorumluluğu söz
konusu değildir. İsviçre banka uygulamalarında, bankalar, mevduat hesabından para
çekilmesini sağlayan vekaletnamelere müşterinin rızası ile "ölünceye kadar" veya "ölümden sonraya ·şamil" şeklindeki kayıtları koymaktadırlar. Bu tür uygulama
ülkemizde tanınmamaktadır.
bg) Mevduat Hesaplarının Temliki
Mevduat hesabı sahibi, bankaya karşı bir alacak niteliğindeki mevduatını
üçüncü kişilere temlik edebilir (BK. m. 162 vd.). Temlik işlemi yazılı olarak
yapılmalı (BK. m. 163) ve bankaya bildirilmelidir. Temliknamenin noter tasdikli
olması gerekmez; ancak uygulamada ·imza kontrolü açısından noter tasdikli
yapılmaktadır. Mevduatın ancak bir defa temliki mümkün olmasın arağmen, birden
fazla temlikin söz konusu olduğu durumlarda eski tarihli temlik geçerli olur. Fakat
şunu da belirtmek gerekir ki, eski tarihli temlik noter tasdikli değilse, yeni noter
tasdikli temlik geçerli olur (HUMK. m. 299). Diğer taraftan, teml.ik eden, hesapla ilgili belgeleri (banka cüzdanı, son hesap özeti) de devralana teslim etmelidir (BK.
m. 168) .
. :' Bu konuda ayrıca bkz. Y!ikscl, s.153-155; Kaplan. banka Sözleşmeleri, s.149; Rcisoğlu, s. 315 vd.
2" Detay için bkz. Tekinalp, s.336 vd.; Rcisoğlu, s. 317 vd.; Kııplıın, Banka Sözlcşıııeleri, s.150; Y!lkscl, s. 162-164, 165 dıı. 16 ve aşa dn. 54.
29 Bkz. Yilkscl, s.163; 11.l-ID., 15.7.1985, 4032/4051; 2.l-ID., 17.11.1942, 3328/4094 (Bu kararlar için bkz. Yllkscl, s.163).
Banka, mevduatın temlik-edildiği kendisine bildirilmemişse, iyi niyetli olarak yaptığı ödemelerle borcundan kurtulur (BK. m. 165) . .Temlikname ile ilgili olarak
taraflar arasında ihtilaf varsa, banka, mevduatı taraflardan hiçbirine ödemeyerek,
mahkemeden tevdi mahalli tayini talep etmeli ve parayı · tayin edilen hesaba
yatırmalıdır. Bu sayede banka borcundan kurtulur (BK. m. 166).
Öte yandan, banka, temlik edene karşı sahip olduğu defileri (takas) vb.) devralana karşı da ileri sürebilir (BK. m. 167).
Kazai veya kanuni temlik durumunda, banka, kesinleşmiş mahkeme kararı
veya yürürlükteki kanun hükmü~ce alacaklı durumuna geçen kişiye ödeme yaparak
borcundan kurtulabilir.
2. Mevduatta Zamanaşımı
Ban. K. m. 36/f. 2'ye gö~e, her türlü mevduat, emanet ve alacaklardan son talep, işlem veya mudinin herhangi bir şekilde yazılı talimatı30
tarihinden başlayarak 1 O yıl geçtiği halde sahipleri tarafından aranmamış olanlardan, tutarı veya değeri 2
milyon 500 bin lirayı aşan mevduat sahiplerinin mevcut adreslerine bir mektupla bildirildikten sonra tamamının bu sürenin bitimini izleyen takvim yılı başından
itibaren 6 ay içinde bankalarca sahiplerinin isim, kimlik, adresleri ve haklarının faizleri ile ulaştıkları tutarlar gösterilmek suretiyle düzenlenecek bir cetvel ile
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına devredilir.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına devredilen mevduat, emanet ve alacaklardan tutarı veya değeri 2 milyon 500 bin lirayı aşmayanlar Bankaca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal ettirilir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez
Bankası, tutar veya değeri 2 milyon 500 bin lirayı aşanları Resmi Gazete ile ilan
eder. İlandan itibaren 1 yıl içinde sahip veya mirasçıları tarafından aranmayan
mevduat, emanet ve alacaklar bu sürenin bitiminde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna gelir kaydedilir (Ban. K. m. 36/f. 3)31
, 3ıa_
Küçükler adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açtırılan
hesaplarda, bu maddede yazılı zamanaşımı süreleri küçüğün reşit olduğu tarihte
işlemeye başlar (Ban. K. m. 36/f. 4)32.
-'" Bkz. Yilkscl, s.161; Rcisoğlıı, s. 328-330. -'
1
Ayrıca bkz. ve karş. Daıııştay 12.D., 3120/11'22 (Yüksel. s.162). "'
111
Baıı.K.m. 36/f.2 ve 3'teki paraşal miktarlar, Bankalar Kamıııu'na ilişkin 18 sayılı Tebliğ (ııı. l/d) ile bclırtılen ııııktarlara (2.500.000 Lira) çıkartılmıştır (R.G., T.27.01.1998, S. 23243).
n Bkz. l 1.1-lD'., 31.1.1986, 7159 (Yilkscl, s.162).
T. C. 'nin 75. Kuruluş Yı/döniimüne Armağan
V- MEVDUATIN KORUNMASl32"
. 1. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu33
Ban. K. tasarruf mevduatlarını, TMSF ile güvence altına almak istemiştir
(Ban. K.m. 65 vd.). Çünkü bu (TMSF), tasarruf mevduatı dışındaki mevduat
tiplerini karşılamaz34. Bunun nedeni diğer mevduat sahiplerinin kendi durumları ile
bankaların durumlarını inceleyerek bankayı isabetle seçebilecek olmalarıdır.
Tasarruf mevduatları Merkez Bankasının temsil ve idare ettiği TMSF. tarafından
sigortalanır. Ban. K. bütün bankaların tasarruf mevduatını sigorta ettirmek zorunda
olduklarını belirtmektedir. Ban. K., Bakanlar Kurulunu sigorta yapılacak olan
tasarruf mevduatı tanımını yapmaya, miktarını tespit etmeye yetkili göstermiştir. Ban. K. köti.i kullanımları engellemek için bir bankanın %20 ve yukarısına sahip
ortaklarıyla bu bankada yüksek mevki sahibi kişilerle kredi açmaya yetkisi bulunan
kişilerin ve denetçilerin eşleri ve çocukları ve kendilerine ait tasarruf mevduatlarının
bu sigortadan faydalanamayacağını belirtmektedir. Ban. K.m. 67 /3 'e göre,
TMSF.'den tasarruf sahiplerine ödeme yapılması için öncelikle bu bankanın mali durumu güçlendirilmesine ve Ban. K. m. 64 ve 65'in uygulanmasında dahi durum düzeltilemiyorsa, mevduat kab.ulü ve bankacılık işlemleri yapma yetkisini
kaldıracaktır. Fon, bu kaldırmadan sonra görev yapacak, yetkileri elinden alınan
bankanın mevduat sahiplerine yapılan ödeme TMSF. tarafindan karşılanacaktır.
Fon, bu ödemeden sonra mevduat sahiplerinin yerine geçer ve bankanın iflasına
Jı:ı Mevduatın konıııınası açısından duyulan zorunluluk, bu konuda yabancı hukuk ve Türk hukukundaki
tarihi gelişme, değişik dUzenleınevc sistemler lıakkıda detaylı bilgi için bkz. İnırcgün. s.8vd.: Onur, s.4
vd.; Akyiğit, s.21 vd. '
n Dış paylaştırma olmadığı için fon gerçek anlamda bir sigorta olarak kabul edilmemektedir. Gerçekten
de fon, dış dağıtımın olmadığı, bir iç dağıtım ve paylaştırma kuruımıclur, bkz. Tekinalp, s.228-229; özellikle Karayalçııı. Yaşar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Bankalar ve 70 Sayılı Kanım Hükmünde Kararname, Sempozyum, Ankara 1983, s.304. Tartışmalı olmakla birlikte. otomatik olarak ödenen primler ve fon kaynaklarının kamusal nitelikle oluşu di.kkatc alındığında, burada otomatik bir sigortıpıın
varlığından söz edilmek gerekir, Tekinalp, s.229-231. Buna karşılık Karayalçııı, burada, "akdi-mecburi" bir sigortanın olduğunu savunmaktadır (bkz. s.304-305). Bu hususlarda ayrıca bkz. Akyiğit, s.233-234. Bu konudaki yabancı hukuklardaki sistem ve dozenlcıneler konusun bkz. İrnrcgiln. s.89 vd.
J• Konuya ilişkin düzenlemelerde, hep mevduat sertifikalarındaki paraların tasarruf mevduatı sigorta
fonundan yararlanmaması doğrultusun.da bir tutum scrgilcnmişir (bkz. yuk. ili, 1,b). Bu fon 22.7.1983
tarihinde yayınlanmış olan Bankalar hakkındaki 70 sayılı KHK. ile kurulmuş (m.64) ve fon yönetmeliği 22. 7.1983 tarihinden itibaren geçerli olmak Uzere 25. 1O.1983 tarihli RG. 'de yayınlanmıştır. Bu
düzenlcınelerdc, ·'tasarnıf mevduatı", gerçek kişiler tarafından bu nam altında açtırılan ve ticari işlemlere
konu olmayan "mevduat" olarak tanımlanmıştır. Hamile yazılı mvduat sertifikaları ve cllzdanlamı
tasarruf mevduatı lıUkıııllnde sayan 29.5.1980 T. ve 8/909 sayılı kararın temelini oluşturan 1211 sayılı
TC. Merkez Bankası Kanun ve 2279 sayılı ödeme, Para Verme İşleri Kanunu, Bakanlar Kuruluna,
mevduatı tanımlama ve türlerini belirleme yetkisi vermiş değildi. Bu karar sadece faiz hadlerini serbest
bırakan ve hamiline yazılı mevduat seritfikası dllzenleınc olanağı veren bir karardır. Blıtlln bunların
sonucuna göre, 29.5. 1980 ile 29.7.1987 tarihleri arasında bankalarca çıkarılmış olan hamile yazıli mevduat seritlikalarını tasarruf mevduatı saymak ve bunların tasarruf mevduatı sigorta fonu kapsamına
girdiğini savunmak mllmkün görllnnıcmektedir. Bankaların çıkardıkları mevduat sertifikaları için tasarruf
mevduatı sigorta fonuna prim ödememeleri de bu sonucu doğrular, (detay için bkz. Rcisoğlu, s. 275-276; Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s. 136-137).
karar verilen bankanın fona olan borçları nakit durumuna göre hemen ödenmektedir.
Bu düzenin sağlıklı işlemesi için bankanın iflasına hemen karar vererek banka
alacaklılarının aşırı zarar görmesini önlemek için idare memurları fonca önerilen ve müsteşarlıkça kabul edilen yetersayıda seçilecektir.
2. Yedek Akçe Karşılıklarla İlgili Esaslar
a) Yedek Akçe ve Karşılıklarla İlgili Esasların Gerekçesi
Bankacılık alanında yapılan düzenlemelerin en önemli amacı bankalara
yatırılan mevduatı korumaktır. Mevduatların korunması onların Özendirilmesi
sonucunu da doğurur. Bu düşünce ile Ban. K. mevduatı koruyucu hükümler
getirmekte ve bankaların banka işletmeciliğinin temel ilkesi yönünde faaliyette
bulunmalarını sağlayacak düzenlemeler yapmaktadır35.
b) Yedek Akçeler ve Karşılıklarla İlgili Esaslar
Ban. K., bankaların, TTK. ve sözleşmeleripin öngördüğü yedek akçelerden başka, olası zararların karşılığı olarak yıllık safi karlarının %5'ini ödenmiş sermayeleri tutarına ulaşıncaya kadar ayırma zorunluluklarını hükme bağlar, bu ancak zararların karşılığı için kullanılır (Ban. K. m. 3211,2). Mahsup işleminin
yapılmasına rağmen bir eksiklik ortaya çıkmışsa bu eksiklik yedek akçe ve karşılık
ayırma ile .kapatılır. Yedek akçe ve muhtemel zararlar karşılığı Merkez Bankası nezdinde Hazine adına açılacak olan kanuni yedek akçeler karşılığı devlet tahvili hesabına, yıllık bilançoları~ı GK., GK.'nın bulunmadığı bankalarda YK.'nın
onaylaması tarihinden sonraki 15 gün içerisinde yatırılmalıdır (Ban. K. m. 33). Ban.
K. m. 32/l,2'de karşılıkta ise. safi karından ayırdığı miktar iken 32/3 deki karşılık
da
b
a
nk
.
a
nın kull
a
ndı
ğ
ı
krediler ölçüa
lınır.
Ban. K. buk
a
r
ş
ılı
ğ
ın
tem
in
ats
ı
z
kredilere tekabül eden kısmının ayrıldığı yılda kurumlar vergisi matrahının tespit edilmesine gider olarak kabul edileceğini öngörür. Bu karşılıkla ilgili esas ve usulleri BakanlarKurulu tespit eder (Bank. K. m. 32/3).
3. Mevduatta Toplanan Paranın Dondurulmasını Engelleyen Esaslar Ban. K., bankaların topladıkları mevduatı taşınmazlara yatırarak spekülasyon
yapmalarını engellemek ,ve bu sayede bankaların likiditlerini sağlamak amacıyla biri
emtiaya ve diğeri de taşınmazlara olmak üzere 2 esas getirmektedir:
a) Ban. K., bankaların ticaret yapma amacıyla emtia alım satımı yapmalarını
yasaklamıştır (m. 49). Bu yasak basılı ve külçe altın alım satımını yasaklamamaktadır. Bunun nedeni altının her an paraya dönüştürülebilme özelliği ve dolayısıyla likidite açısından bir tehlike oluşturmamasıdır.
15
Bkz. Tikvcş, Ôzkan, Bankalar Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu Şerhi, 1. Baskı, İstanbul 1992.
s.79.
T C. 'nin 75. Kıırzılıış Yı/döniimiine Armağan
b) Kanun, bankalarda toplanan mevduatın taşınmazlara bağlanmalarını
önlemek· ve yaptıkları işi sürdürmede ihtiyaç duyacakları taşpımazlara sahip olmalarına imkan sağlayacak surette, bankaların taşınmaz edinmelerini bir sınır içinde kabul etmiş fakat ticaretini yasaklamıştır. Bu konuyla ilgilenen gerçek ve
tüzel kişilere kredi açamayacaklarını belirtmiştir. Bankaların bazı taşınmazları
edinmeleri de Merkez Bankası iznine bağlanmıştır. Diğer bir taraftan da kanun
bankaların ihtiyaç nedeniyle edinecekleri taşınmazların kayıtlı değerlerinin toplamının özkaynaklarmm yarısını geçemeyeceğini öngörmüştür. Ayrıca kanun
taşınmazlara yatırılan miktarın kredi özkaynak ilişkisinde kredi gibi işlem
göreceğini· belirtmiştir (Bank. K. m. 50).
VI- MEVDUAT HESABI (=BANKA HESABI)
1. Genel Bilgiler
Müşteri, bankaya mevduat olarak belli bir miktar para yatırdığmda veya
banka tarafmdan talebi üzerine kendisine bir kredi tahsis edildiği zaman, müşteri
adına ya bir "mevduat hesabı" ya da bir "kredi besabı" açılır. Bunlar banka
açısından birer "banka hesabı" adını alırlar. Banka hesabı, para çekme ve yatırma ile
ödeme işlemlerini gösteren ve belgeleyen bankanın ticari defterlerinin bir parçasıdır.
Bankaların kredi sözleşmelerinde veya taahhütnamelerinde yer alan, banka defter ve
kayıtlarının taraflar arasında münhasır delil oluşturacağına ilişkin delil sözleşmesi
niteliğindeki kayıtlara, hesap karton ve ekstresindeki kayıtlar da dahil olup; TK. m.
66 vd. hükümler uygulanır. Banka hesaplarından mev.duat hesabmda, müşteri
alacaklı, banka ise borçludur. Bu alacak temlik edilebilir (BK. m. 162), ha".ze, (İİK.
m. 89), tedbire, rehne (MK. m. 869), takasa (BK. m. 1 18 vd.) konu olabilir; miras ile
intikal eder, iflas masasına dahil olur ve üzerinde intifa hakkı kurulabilir. Buna
karşılık krediyi içeren banka hesaplarında, banka alacaklı, müşteri ise borçludur. Bu
nedenle müşteri lehine bir alacak hakkı ve bir alacak hakkının devir-temliki, rehni
veya haczinden söz edilem.ez. Öte yandan, hesaba ilişkin ayrı ehliyet ve tasarruf
kuralları yoktur. Hesap bizzat sahibi veya bir temsilci aracılığıyla açılabilir. Ehliyet
(MK. m. 9 vd., 268, 391 vd. 405) ve temsile (BK. m. 32 vd.) ve vekalete (BK. m.
386 vd.) ilişkin hükümler uygulanır. Hesap bir üçüncü kişi lehine de açılabilir.
Böyle bir hesap, sağlar arası bir işlemle ya da ölüme bağlı tasarruflardaki şekil ve
hükümlere uygulanarak açılabilir. Bu kural hesap sahibinin ölümü ile yürürlüğe girecek vekalet için de geçerlidir36.
··"'Bu konularda detaylı bilgi için bkz. Kaplan, s.153-155: Tekinalp. s.313-314: Ylikscl, s.123 vd.: Kaplan, İbrahim, Banka Hesabı TOrl<:ri, l lesap Sahibinin Tayininde Uygulanacak Kurallar, A.ü:s.B.F.
2. Türleri a) Kişisel Hesap
Bu tür mevduat hesaplarında, hesap sahibi hem hesabın sahibi ve hem de
hesap üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir. Olağan olan kişisel hesap,t:ır37. Hesap üzerinde ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir veya diğer bir kısıtlama yoksa, sahibi, dilediği
gibi hesap üzerinde tasarrufta bulunabilir.
Kişisel hesap, gerçek veya tüzel kişiye ait olabiilr. Tüzel kişi adına kişisel hesap açmaya, kapamaya ve üzerinde tasarrufa, tüzel kişinin ünvanı altında imza atabilenler yetkilidir. Ticari işletmelerde bu yetki işletme sahibine (tacir), onun alter egosu ticari temsilciye (BK. m. 449 vd.) ve özel yetkiye sahip temsilciye· aittir.
Kişisel hesap, müşterek hesap şeklinde olabilir, vadeli veya vadesiz tasarruf
hesabı veya alacaklı cari hesabı şeklinde açılabilir. Kişisel tasarruf mevduatı hesabı,
genelde para yatırılması veya çekilmesi ve üzerinde çek keşide edilmesi amacıyla
açılabilir.
b) Yabancı Hesap
Hesap sahibi ile mevduat alacağı sahibinin farklı olduğu; hesabı açtıranın hesap üzerinde tasarruf yetkisini saklı tutarak hesabı başkası adına açtığı, ancak
alacağın sahibi görünen üçüncü kişinin tasarruf yetkisinin bulunmadığı hesaplara
yabancı hesap denir38• Örneğin, reşit olmayan çocuk adına hesap, kanuni temsilci
açısından yabancı hesaptır. Kanuni temsilcinin bu hesap üzerindeki tasarruf yetkisi,
kanuni temsilci olarak yapacağı işlemlerle sınırlıdır. Yabancı hesaplar BK. m. 32 vd. hükümlerindeki temsil hükümlerine, hatta BK. m. 111 esaslarına göre geçerli olur.
Yabancı hesaplar konusunda ihtiyatlı olmak gerekir. Kanun dışı ve hatta
kanuna karşı olan amaçlara hizmet için, sırf vergi kaçırmak, alacaklıların icra
takibinden kurtulmak için veya örneğin rüşvet olarak elde edilen paralarla mevcut olan veya olmayan bir kişi adına hesap açıl,arak o hesaptaki tasarruf yetkisinin
muhafaza edilmesine izin verilmemelidir. Bu açıdan, yabancı hesapları, küçükler
adına açılan hesaplarla tüzel kişi adına yetkililerin açtığı hesaplardan ibaret saymak
gerekir.
Yabancı hesaplarda, tasarruf yetkisine sahip kişinin alacaklıları o hesap
üzerirıe ihtiyati haciz veya tedbir koyduramazlar; hesabı haczettiremezler; ancak
İİK. m. 277 vd. hükümlerine göre iptal davası açabilirler.
·
17 Kişisel
hesap konusunda bkz. Tekinalp, s.314-315; Kııplan, Banka Sözleşmeleri s.156; Kaplıın,
Banka Hesabı, s.275.
·'" Bu konuda bkz. Tekinalp, s.315; Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.156-158; Kaplan, Banka Hesabı.
s.27°5-276; Yüksel, s.128-130.
T C. 'nin 75. Kıırıılıış l'ıldöniimiine Armağan
c) Nama Yazılı-Hamiline Yazılı- Numaralı Hesap
Nama yazılı hesap, hesabı açanın adına yazılı olan ve hesap sahibi ile hesap üzerinde tasarruf yetkisine sahip olanın aynı kişi olduğu bir kişisel hesaptır. Tasarruf mevduatı hesap cüzdanları buna örnek olarak verilebilir39
.
Hesaba ilişkin sertifika veya cüzdanı elinde bulunduranın hesap sahibi
sayıldığı "isimsiz" hesaplara ise hamiline yazılı hesap denir40.
Numaralı hesaplarda ise, hesap sahibinin adı belli olmayıp, hesap sahibi,
sadece bankaca hesabın açılışınd.a verilen numara veya şifre sözcükler ile belirlenir ve banka ile olan ilişkiler, "numara bürosu", "numaralı hesap sekreteryası" adı
altındaki az sayıda personelin çalıştığı bürolar ile yürütülür. Bu tür hesapların
ülkemizde uygulaması olmayıp, İsviçre'de yaygındır. Hesap sahibinin saptanması
üzerine, bu tür hesaplar üzerine de haciz, ihtiyati tedbir ve bloke kararı verilebilir;
hakim, müşterinin mali açıdan suçlandığı bu hesapları kontrol edebilir. ·vani bu tür
hesap ile isme yazılı özel hesap arasında üçüncü kişilerle olan ilişkiler açısından
temelde farklılık yoktur41 . d) Özel Hesaplar
Bir taşınmazın kirasını toplamak, bir inşaatın giderlerini karşılamak veya bir apartman işleriyle ilgili olarak açılan hesaplarda olduğu üzere, sahibi_ tarafından özel
amaçlarla açılan hesaplara özel (amaçlı) hesap denir. Bu hesaplar bir kişisel hesap
veya yabancı hesap niteliğinde olabilir. Her somut durumun özelliğine göre bu
konuda bir değerlendirme yapmak gerekir. Örneğin, yabancı bir kişi adına açılan bir
hesapta, hesabı açan kişi hesap üzerinde tasarruf yetkisini de saklı tutmuşsa veya bir kimse, kendisinin olmayan paralar için ya da bir başkasına olan borcuna aykırı
davranmak suretiyle ve fakat hiç bir ilave isim veya kayıt olmaksızın kendi adına
hesap açmışsa ya da kendi adına hesap açmışsa,' hesabın kullanılış amacına ilişkin veya başkaca üçüncü kişilerle ilgili kayıt ilave etmiş olsa bile hep ortada bir kişisel
hesap niteliğindeki özel hesap söz konusudur. Özel hesap, "inançlı hesap"
niteliğinde de olabilir ve bu hesaplarla ilgili takas, haciz, ihtiyati tedbir, temlik gibi
tasarurf sınırlamaları, öncelikle sözü edilen bu hesap türlerinden hangisine girdiğine
b d •12
, ağlı ır .
'" Bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.158; Kaplan. Banka Hesabı, s.276.
"'Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.158. Bu tor hesaplar uygulamadan kalkmıştır, bkz. yuk.111, l,b.
•ı Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s.158 vd.; Kaplan, Banka Hesabı. s.276-277. Bu tor hesaplar hakkındaki
bir Federal Mahkeme Kararı için bkz. Ylikscl, s.149.
'2 özel (amaçlı) hesaplar konusunda bkz. Tekinalp. s.316: Kaplan, Banka Sözleşmeleri, s. 160 vd.;
e) İnançlı Hesap (Yed-i Adil Hesap)
İnançlı hesap, inanan ile inanılan arasında yapılan inançlı işlem sonucunda,
inanılanın inanandan belli amaç veya iş için aldığı paralarla bankada, kendi adına
ancak başkası (inanan) hesabına hareket ettiğini belirterek (dolaylı temsilci sıfatıyla)
açtığı hesaplardır. Örneğin, noter .ve avukatlar gibi belli meslek gruplarının bu tür
hesaplar açtığı görülebilir. İnançlı hesap, özel-kişisel hesap· ile yabancı hesap
ortasında yer alır ve inançlı hesaplara, kısmen özel-kişisel kısmen de yabancı hesaba·
ilişkin hükümler uygulanır. İnançlı hesaba uygulanacak hükümleri belirleyebilmek
için bu hesapları, özel-kişisel. hesap ile yabancı hesaptan ayırdetmek gerekir. Bu
ayınını yaparken öncelikle hesabın inançlı hesap olduğu kabul edilir. Durum böyle değilse, somut olayın özelliğine göre değerlendirme yapılmak gerekir. Hesabı
açanın ·ismi yanında bir başka isim de yazılmışsa, "özel hesap" şeklinde bir ilave
yazılmış olsa bile, eğer somut olayın özelliği hesabın b
1
aşkasının malvarlığını idareiçin açıldığını gösteriyorsa, oıtada bir inançlı hesabın oldıığtından söz edilir. Aksi
takdirde hesap, özel-kişisel bir hesaptır. Hesabın bir yabancı hesap mı yoksa inançlı hesap mı .olduğu konusundaki sorun açısından da yine aynı şekilde, somut durumun hal ve şartlarına göre değerlendirme yapılmak ve bankanın bu konudaki bilgisini gözönüne almak gerekir43
.
f) Başkasının Hesabı
Noterler, avukat, mali müşavirler gioi başkasının vekili 1 olan kişilerin
a.çtıkları inançlı hesap örneklerinde olduğu üzere, hesap açanın kendi adına, ancak dolaylı temsilci olarak başkası hesabına hareket ederek açtığı hesaplara başkasının
hesabı denir44• Bu hesaplar inançlı hesap niteliğinde olup, inançlı hesaplar için
yukarıda yapılmış olan açıklamalar bu hesap açısından da geçerlidir. Bu tür hesaplara ülkemizde rastlanmaz.
g) Bloke Hesap-Rehinli Hesap-Hacizli Hesap45 ·
Hesap sahibinin h.esap üzerindeki tasarruf yetkisinin kanundan, sözleşme
veya idari bir karardan dolayı kısıtlandığı hesaplara, bloke hesap denir. Hesap sahibi küçüğün reşit olmadan hesaptan para çekememesi veya sadece bir kişi ya da
makamın katılmasıyla hesaptan para çekebilmesi gibi kısıtlamalarda, belli bir olayın ortaya çıkışına bağlı olarak hesabın bloke edilmesi söz konusudur. Devletin döviz ve para politikası sonucu alınan kararlardan doğan kanuna dayanan bir hesap
blokesi olabilir. Sözleşmeden doğan bloke hesaba ise, çek defterinin bankamatik
veya kredi kartının ya da mevduat cüzdanının kaybı yahut çalınması üzerine, hesap
'.ı Bkz. Kapları. Banka Sözleşıııeleri s.162 vd.;· Kaplan, Banka Hesabı, ~.279-280.
'' Bkz. Tekinalp, s.316; Kaplan, Banka Sözlcşıııeleri, s.164-165; Kaplan, Banka Hesabı, s.280-281. ·'" Bu hesaplar hakkında bkz. Kaplan, Banka Sözlcşnı'cleri, s.166 vd.; Reisoğln, s. 309-311, 311-312, 315
T C. 'nin 75. Kuruluş Yıldöniimüne Armağan
sahibinin bu durumu bankaya ihbar etmesi durumunda hesabın bloke ~dilmesi
örneği verilebilir. Buna karşılık, müşterek hesaplarda, taraflardan birinin işleme
katılmayarak diğerinin tasarrufunu kısıtlaması, hesabı bloke hesap haline getirmez. Çünkü bu kısıtlama önceden bilinmektedir, oysa bloke hesaplarda, tasarruf yetkisi
başlangıçta değil sonradan kısıtlamaya tabi olur46• ·
Bankalar, mahkeme, icra dairesi veya vergi dairelerinden gönderilen karar veya emir i.izerine, ilgili hesabı bloke hesaba almakla yi.ikümlüdi.irler. Bu durum dava sonuçlanıncaya, icra veya vergi dairesine ödeme yapılıncaya.kadar si.irer.
Üzerinde MK. hüki.imlerine göre (m. 868 vd.) rehin kurulan hesaplara rehinli. hesap; üzerinde haciz veya ihtiyati haciz kaydı bulunan hesaplara da "hacizli hesap" denir47 . Hesap üzerindeki haciz kaydı, ihtiyati haciz kesin hacze ve haciz ödemeye dönüşünceye kadar devam eder. Rehinli ve hacizli hesaplarda da bu durumlar devam ettiği si.irece hesap sahibinin tasarruf yetkisi kısıtlanır. Bu durumlarda, bu hukuki işlemler i.içüncü kişi için çok daha etkili olacağı için hesabın bloke edilmesine hukuken gerek yoktur.
h) Müşterek Hesaplar
aa) Kavram
Birden çok kişinin birlikte veya içlerinden birisinin hepsi adına bankada bir mevduat hesabı açmaları veya açması ve bankaya bildirdikleri aralarındaki anlaşma
gereğince, bu hesap üzerinde birlikte veya münferiden her birinin tek başına tasarruf yetkisine sahip olmaları; bu durumun da bankaca kabul edilmesiyle ortaya çıkan bir
"müşterek tasarruf mevduatı" sözleşınesidir48. bb) Hukuki Niteliği49
Bir göri.iş, müşterek hesap sözleşmesinin karz veya usulsüz tevdi niteliğinde,
alacaklılar arasinda teselsülün olduğu bir sözleşme olduğunu savunur. Buna karşı olan görüş ise, bu teselsül teorisini müşterek hesabın hukuki niteliğini açıklamakta yeterli bulmaz. Buna göre, müşterek hesapta önemli olan hesap sahiplerinin hesap üzerinde tasarruf yetkisidir. Bu yetki hesap sahiplerine aıa·caklı sıfatını vermez. Gerçekte hesap sahipleri iç ilişkide hiç alacaklı olmayabilirler. Bu sıfat onların banka ile olan ilişkilerinde önem kazan'ır. Üçüncü bir görüş uyarınca ise, müşterek hesap, usulsüz tevdi ile vekaletin unsurlarını taşıyan karma bir sözleşmedir. Hemen
~6 Karş. görüşte, Yiikscl, s.1.66-167.
41
Bkz. yuk.IV, 1/
~· Kaplan, Banka Sözleşnıeleri, s.168, 229; Tekinalp, s.328; Yllkscl, s. I 64; Kaplan, Banka Hesabı, s.283; Rcisoğlıı, s. 314.
~~ Müşterek hesap sözleşmesinin hukuki niteliği konusunda bkz. Tekinalp, s.329; Kaplan, s.230; Ylikscl, Banka sözleşnıesi s.165 dn.15.
belirtmek gerekir ki, müşterek hesapların konusunu, genellikle, birden çok kişi
tarafından bankada açılan "tasarruf mevduatı" hesabı oluşturur. Burada hesabın
alacak! ı tarafında birden çok kişinin olµşu sonucu değiştirmez; alacaklılar arasındaki
teselsülün varlığını gösterir. Bundan böyle müşterek hesap sözleşmesini, tasarruf
mevduatı sözleşmesinde olduğu gibi, ancak alacaklılar arasında teselsülün olduğu
(BK. m. 148) bir ticari karz sözleşmesi olarak kabul etmek ve bu konuda çıkacak
uyuşmazlıklara BK.'nun karz sözleşmesi ve hesap açılırken imzalanmış olan
bankanın önceden hazırladığı matbu sözleşme hükümlerinin50 uygulanması gerekir.
cc) Müşterek Hesap Türleri
Müşterek hesap sahiplerinin hesap üzerindeki tasarruf yetkisinin niteliğine
göre üçe ayırarak incelemek mümkündür:
aaa) Münferiden Tasarrufa İmkan Veren (Aktif) Teselsül (Tek İmzalı)
Müşterek Hesap
Uygulamada, bankalar yaygın olarak, hemen sadece, matbu "Teselsüllü
Müşterek Hesap Sözleşmesi" ile bu tür müşterek hesap açar. Teselsüllü müşterek
hesaplarda, hesap sahiplerinden her biri bankaya karşı münferiden tek başına ve tek imza ile hesap üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir (veya hesap). Hemen belirtmek gerekir ki, hesap açılırken ba~kaya aksine bir anlaşma sunulmuş değilse, bankadaki müşterek hesabın, (aktif) teselsüllü müşterek hesap olduğu kabul edilir.
Çünkü iştirak halinde müşterek hesaplar (teselsülsüz müşterek hesaplar), mevduat
üzerinde işirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğu (mal oıtaklığı, MK. m. 211 /f.
2; aile şirketi emsali, MK. m. 325; miras şirketi, MK. m. 581; adi şirket, BK. m. 520
vd.) kanun hükümleri uyarınca veya hesap sahiplerinin bankaya hesap üzerinde birlikte tasarrufta buluna~aklarını bildirmesi halinde kurulur51•
Teselsüllü müşterek hesap sözleşmesi, bankanın bu konuda ve bu başlıkla
hazırladığı matbu sözleşme metninin52 birden çok hesap sahibinin ya da hesabı
ııı Banka!nrca hazırlanan maıbu "Tcselsüllli Müşterek Hesap Sözleşmesi'"nde. özellikle. hesap sahiplerinden birinin diğeri aleyhine mahkeıııe veya icra dairesine başvurması Uzerine, bu mercilerce bankaya haciz, ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir teblig edilmesi durumunda, bankanın hesaptan ödeme
yapmayı durduracağı: hesap üzerindeki yetkinin devredilebileceği; hesap sahiplerinin hisse tutarlarını bankaya lıildirnıcıııelcri durumunda. bankanın hesap sahiplerinden birinin ölOml\nde hisseleri eşit kabul
edeceği, ölenin hissesinin mirasçılarına geçeceği. sağ kalanlar arasında ınUşterck hesap ilişkisinin aynen
devanı cdecegi, bu arada bankanın sağ kalanlara yaptığı ödcıııelcrden dolayı vergi dairesine veya ölenin
mirasçılarına karşı doğan her tllrlü soruıııluluğun onlar tarafından kabul edildiği; hesap sahiplerinden birinin alacaklısı liçllncü kişinin hesap üzerine haciz, ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz koydurması halinde, bankanın bu işleııılcre ilişkin tutar kadar ödeme yapmayacağı ve yetki şartı gibi hllkllnılerin yer
aldığı görülür Bkz. Kaplan. Banka Sözleşmeleri, s.230-231: Tekinalp. s.338, 339.
51
Yiikscl. s.164; Kaplan, Banka Hesabı, s.284-285; Tandoğan, Milşterek Hesaplar, s.5: Tekinalp,
s.329; Kaplıın, Banka Sözlcşıııclcri s.169, 235-236: 2. HD., 11.12.1970, 6137/6513: 2. HD., 29.1.1987.
1::.86/1111. K.87/495 (bkz. Yiikscl, s.159); 2. HD., 29.11.1973, 7304/6892 (Tekinay, S.Sulhi/Akrııa,
Scnııct/Bıırcııoğlıı. 1-lalOk/Altop, Aıillfı. Tckiırny Borçlar Hukuku, 7. B., İstanbul 1993, s.328 dn.3).
52
Bkz. yuk.dn.50.