Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır, sana vaadettiği günler Hakkın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri «toprak» diyerek geçme, tanı!
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ.
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânanı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin, tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Rûhumun senden İlâhi şudur ancak emeli.
Değmesin mâbedimin göğsüne nâ-mahrem eli;
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli.
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder, varsa, taşım;
Her cerihamdan İlâhi, boşanıp kanlı yaşım.
Fışkırır, rûh-u mücerred gibi yerden nâ'şım!
O zaman yükselerek arşa değer, belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihîâl;
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklâl!
Mehmet Akif Ersoy
1921, Şubat
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihîâl Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın
hürriyet. Hakkıdır, Hakka tapan miiletimin
istiklâl! Bütün milletvekillerinin ayakta huşu
içinde dinledikleri şiirin okunması
sona erdiği zaman yine aynı büyük heyecanla karşılanmıştı. Böylelikle saat 17.45'de Mehmet Akif Bey'in «İstiklâl Marşı» adını taşıyan eseri. Türkün milli marşı olarak kabul ve ilân edilmişti...
Bu marşın ilk bestesini, devrin ünlü bestecilerinden ve Türk musikisinin
büyük isimlerinden Ahmet Yekta
Bey yapmıştı. Ancak daha ziyade
Türk musiki motiflerinden oluşan bu
marş çok geçmeden değiştirildi.
Bundan sonra birkaç bestecinin e- serleri daha düşünüldü ve üzerinde deruldu. Nihayet Osman Zeki Ün- göı'ün bestesi aranılan ve istenen evsafta görülerek kabul olundu. Böylelikle tam 54 yıl önce bir mart günü kabul edilen «İstiklâl Marşı» o gündenberi Türk milletinin ve onun istiklâlinin ölümsüz bir simgesi ola rak gönüllerdeki en yüce yerini işgal etmektedir.
«İstiklâl Marşı»mızın büyük şairi
T
T-İstiklâl marşımızın büyük şairi Mehmet Akif (Ersoy) Mehmet Akif (Ersoy) Bey, bütün
şiirlerini «Safahat» ismini taşıyan ki tabında bir aray'i topladığı zaman en büyük eserlerinden biri ve hattâ birincisi olan «İstiklâl Marşmnın bu kitabın sayfaları arasında yer alma dığı görülmüştü.
Büyük şair bunun nedenini şu sözle riyle en veciz şekilde izah etmişti: — «İstiklâl Marşı benim olmaktan çıkmış, bütün milletin malı olmuş tur...»
Rahmetli Mehmet Akif, ömrünün son günlerinde kendisini hasta yatağında ziyarete gelmiş bulunan şair ve edip dostlarıyla sohbette bulunurken, söz «İstiklâl Marşı»na intikal etmiş, bu
sırada odada bulunanlardan biri yer siz bir cümle sarfetmişti:
— «Acaba yeniden yazılsa daha iy* olmaz mı?...»
Bitkin halde yatmakta bulunan Meh met Akif bu söz karşısında, heyecan içinde yattığı yerden doğrulmuş ve boğuk bir sesle haykırmıştı:
— «Allah bir daha bu millete, bir İstiklâl Marşı daha yazdırmasın!.. »
İstiklâl ■ Marşımızın kabulünün 54
yıldönümünde onu bir kere daha
saygı ve huşû içinde selâmlarken ölümsüz şairi Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) bestekârı Osman Zek' Üngör'ü (1880-1958) de saygı ve rahmetle anıyoruz...
13
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz, dökülen kanlarımız sonra helâl.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklâl.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.
Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
«Medeniyet» dediğin tek dişi kalmış canavar?
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi T a h a T o ro s Arşivi