• Sonuç bulunamadı

Kendi Kendine Aralıklı Kateterizasyon

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kendi Kendine Aralıklı Kateterizasyon"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2001, 5(1)

KENDİ KENDİNE ARALIKLI KATETERİZASYON

Nevin KUZU*

_________________________________________________________________________________________________________________

ÖZET

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon, üriner inkontinans ve çeşitli mesane fonksiyon bozukluk-larının tedavisinde dikkat çeken bir tedavi şeklidir. Bu makalede, kendi kendine aralıklı kateterizas-yonun hangi hastalarda uygulandığı, bu yönteme başlamak için değerlendirme kriterleri, yöntemin yararları ele alınmakta olup yöntem için kullanılan kateter tipleri ve materyalleri, yöntemin temiz mi, yoksa steril mi yapılması gerektiği gözden geçiril-mekte ve önerilerde bulunulmaktadır. Ayrıca kadın ve erkek hastalar için kendi kendine aralıklı katete-rizasyon uygulama örneği sunulmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Kendi kendine kateterizas-yon, kateter tipleri

SUMMARY

Intermittent self-catheterization

Intermittent self-catheterization has been attract-ing attention as a form of treatment for patients with problems of urinary incontinance and bladder dys-function. In this article, in which patients inter-mittent self-catheterization is performed; which evaluation criterion is needed in order to start this method; and advantages of this method are con-sidered. The catheter types and materials used for this methods are reviewed. The methods based on the clean and steril tecniques are evaluated and the suggestions has been presented. In addidition, inter-mitttent self catheterization examples was proposed for female and male patients.

Key Words: Self catheterisation, catheter types

_________________________________________________________________________________________________________________

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon, üri-ner inkontinans ve mesanede fonksiyon bozuk-luğu olan hastaların tedavisinde dikkat çeken bir tedavi şeklidir (Winder 1990). Bu yöntemin tarihi, İsa’dan önce otuzlu yıllara kadar uzan-maktadır (Winder 1994). Guttmann ve Frankel tarafından 1966 yılında ilk kez steril aralıklı kateter uygulanmıştır. Baklacıoğlu’na (1996) göre Lapides ve arkadaşları 1972 yılında, Rabi-novitch 1974 yılında ve Lyon ve arkadaşları 1975 yılında aralıklı kateterizasyonun başarılı olduğunu ortaya koymuşlardır. Kendi kendine aralıklı kateterizasyon dünyada uzun süreden beri bilinmesine rağmen, son 20 yıldır yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Kendi kendine aralıklı kateterizasyonun amacı, mesanenin hastanın yaşamını kontrol etmesinden ziyade, hastaların mesanelerini kontrol etmelerine olanak sağlamaktır. Bu yöntem mesanenin tamamıyle boş olmasını sağlamasının yanısıra, hastanın idrarını kontrol etmesine de yarar. Kendi kendine aralıklı kate-terizasyon, tekrarlayan enfeksiyon vakalarında üst üriner yolun enfeksiyondan korunmasına yardım eder, kronik üriner retansiyon ve mesa-

nenin fazla dilatasyonunu da önler. Üst üriner yolu reflü ve buna bağlı gelişebilecek hasardan korumaya yardım eder. Kendi kendine katete-rizasyon uygulamasının enfeksiyon insidansını azalttığı, yaşam kalitesini artırdığı ve bu yöntemle hastaların idrar yapma problemleriyle daha rahat yaşayabildikleri bildirilmektedir (Winder 1994).

Hangi hasta grupları, kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulamasından yararlanabilir?

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon multiple skleroz, diyabetes mellitüs, spinal kord zedelenmesi ve tümörler, kronik sistit, prostatla ilgili sorunlar, meningomyelosel ve spinal kordun diğer gelişimsel defektleri olan hasta-larda başarılı olarak kullanılmaktadır (Moore 1995, Winder 1990, Winder 1994). Bu grupla-rın dışında genellikle erkeklerde üretral darlık gelişmesini önleyici bir yöntem olarak da kulla-nılabilmektedir (Winder 1990). Ayrıca mesane kasında fonksiyon bozukluğuna neden olan narkotikler, antidepresanlar, psikotroplar, anti-kolinerjikler, antispazmodikler, beta blokerler

_________________________________________________________________________________________________________________

(2)

gibi ilaçları kullanan bireylerde ve sfinkter-lerinde fonksiyon bozukluğuna neden olan tıka-nıklık, benign prostat hipertrofisi, prostat kanse-ri, sistosel, postoperatif ya da postpartum ödemi bulunan hastalarda kullanılır (Moore 1995, Pomfret 1996, Webber-Jones 1991).

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulamasına başlamak için hastalarda değerlendirme kriterleri nelerdir?

Bu yöntemin uygulanabilmesinde, hastanın fiziksel ve ruhsal olarak iyi olmasıyla birlikte; bu işlemi yapabilmesi için güdülenmiş olması da gerekir. İşlemin uygulanmasında yaş engel oluşturmamakta, gerektiğinde beş yaşındaki çocuklara bile öğretilebilmektedir (Winder 1990, Winder 1994). Aralıklı kateterizasyon programına başlamadan önce, bu yönteme gereksinim duyan bireyler değerlendirilmeli ve belirli kriterler göz önüne alınmalıdır. Bu kriter-ler şunlardır:

* Hastaların rezidüel idrar miktarı normal ola-rak 100 ml den az olmamalıdır,

* Kateteri kullanabilmek için hastalar yeterli el becerisine sahip olmalıdır,

* Hasta yöntemin ilkelerini anlayabilmeli ve yöntemi gerçekleştirmek için güdülenmiş olma-lıdır,

* Kadınlar özellikle üretrada kateterin giriş yerini saptayabilmelidir,

* Hasta günlük ortalama idrar miktarını ve mesanede kalan idrar miktarını saptamalıdır. * Hastanın üretrası sağlam olmalıdır. Hasta yöntemi uygulamaya başlamadan önce bir üro-log tarafından muayene edilmelidir (Howard 1991, Moore 1995, Webber-Jones 1991, Winder 1990, Winder 1994, Winn ve Thomp-son 1999).

Kendi kendine aralıklı kateterizasyona başlamadan önce, hastanın öğrenmeye güdülen-mesi ve başaracağına inanmış olmasının sağlan-ması önemlidir. Yöntemin avantaj ve dezavan-tajları açıklanmalı ve hastanın durumuyla ilgili diğer alternatif yaklaşımlar tartışılmalıdır. Dik-katli bir tıbbi öykü alınması, kendi kendine ara-lıklı kateterizasyon uygulanmadan önce önem-lidir. Bir çok hasta için kendi kendine aralıklı kateterizasyon; karına basınç uygulayarak boşaltma, uzun süreli kateter uygulanması, cerrahi ya da ilaç tedavilerine alternatif bir teda-vi yöntemidir. Bir çok insan için kendi kendine aralıklı kateterizasyon mevcut diğer yöntem-lerden daha güvenli, daha etkili ve daha fazla kabul edilebilir bir yöntemdir (Winder 1994).

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulamasının yararları nelerdir?

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygu-layan hastalardaki üriner yol enfeksiyonları uzun süreli kateter uygulayan hastalarla karşı-laştırıldığında en aza indirilmiş olur. Hasta üst üriner yol reflü sonucu gelişebilecek enfeksi-yondan korunur. Hasta kendi mesanesini kontrol etme yeteneğine sahip olduğundan, bağımsızlığını yitirmemiş olur. Bu yöntemle mesanenin cinsel ilişki öncesi boş olması sağla-narak inkontinans önlenir, böylece sağlıklı bir cinsel ilişkiye olanak sağlanır. Dolayısıyla hastanın yaşam kalitesi ve memnuniyeti artırı-labilir (Pomfret 1996, Webber-Jones 1991, Winder 1990, Winder 1994, Winn ve Thomp-son 1999).

West ve ark.’nın (1999) spinal kord zede-lenmesi olan hastalarla yaptıkları retrospektif bir çalışmada, hastalar kalıcı kateter kullandık-larında, mesane kanseri olasılığının artmış oldu-ğu, aralıklı kateterizasyon gerçekleştirildiğinde ise, kanser olasılığının azaldığı belirtilmektedir. Aralıklı kateterizasyonun bu yararlarının yanısıra, özellikle uzun süre bu yöntemi kulla-nan hastalarda, kanama gibi olumsuz etkilerin de oluştuğu bildirilmektedir. Aralıklı kateteri-zasyon yöntemi uygulanan hastaların %2-19’unda üretritis, %35-42’sinde üriner yol enfeksiyonlarının geliştiği rapor edilmiştir (Winn ve Thompson 1999).

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulamasında hangi tip kateterler kullanıl-maktadır?

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygu-laması için belirli kateterler vardır. En yaygın düzenlenmiş kateter tipi, nelaton tiptir. Bu kate-terin ucunda iki tane göz ve huni şekli verilmiş bir uç vardır. Bu, görme yeteneği azalmış insan-ların, kateterin ucunu üretraya doğru sokabilme-lerine olanak sağlamakta ve idrarı enfeksiyon bulguları yönünden gözlemeye yardım etmekte-dir (Winn ve Thompson 1999). Aralıklı kulla-nım için kateterlerin çoğu PVC’den (poly vinyl chloride) yapılmıştır. Son zamanlarda, hidrophilic ile kaplanmış olan kateter tipleri geliştirilmiştir. Bu tip kateterlerde suda ıslan-dıktan sonra bu kateterlerin yüzeyine su mole-külleri bağlanır, ek bir yağlamaya gereksinim duyulmaz. Bu kateterler, önceden yağlanmış kateterler, hidrophilicle kaplanmış kateterler, düşük sürtünme yaratan kateterler, LoFric ya da

(3)

Easicath olarak adlandırılmaktadır (Pomfret 1996, Winn ve Thompson 1999). Erkek hastalar için 16-20 nolu, bayan hastalar için 14-16 nolu kateter kullanılmalıdır. Bu kateterlerin uzunlu-ğu erkekler için ortalama 40 cm, kadınlar için 22 cm.dir. Kateterin mesane içerisinde kalması-na gerek olmadığından, aralıklı kateterizasyon için kateterler üzerinde balon mevcut değildir. Bu kateterler kalıcı kateterlerin kullanımına göre, tek başına kullanıma yardım etmek için daha sert bir yapıya sahiptir (Winn ve Thomp-son 1999).

Aşağıda hidrophilic kaplanmış kateterlerle standart kateterlerin avantaj ve dezavantajları, tekrar kullanıma karşı steril tek kullanımlık kateterler, kateterizasyonun temiz mi yoksa steril mi uygulanacağı ve kateterlerin temizli-ğinde kullanılan bazı solüsyonların etkinliğini belirten araştırma sonuçları sunulmuştur. Sutherland ve ark. (1996) kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulayan hastalarda hematüri, infeksiyon ve hasta memnuniyetini belirlemek için yaptıkları araştırmada, hidro-philic kaplanmış kateterle, standart polietilen kateteri karşılaştırmıştır. Hidrophilic kaplanmış kateter kullanan grupta, mikroskopik hematüri önemli derecede az gözlenmiştir. Bakteriüri görülen vaka sayısında gruplar arasında istatis-tiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır. Bununla birlikte erkek çocuklar, hidrophilic kaplanmış kateterin kullanımını polietilen kate-terlere göre daha rahat ve uygun bulmuşlardır. Buna göre üretral travma ya da sfinkterik spazm öyküsü olan belirli hastalarda kullanılan hidro-philic kaplanmış kateterin önemli avantajları olduğu ve daha az travmaya sebep olduğu sonucuna varmışlardır.

Diokno ve ark. (1995) kendi kendine aralık-lı kateterizasyona yeni başlayan 16 hasta ve deneyimi olan 25 hasta üzerinde yürüttükleri pilot çalışmada, hidrophilic kaplanmış kateterin hasta memnuniyeti üzerindeki etkisini incele-mişler ve çalışma sonunda katılan tüm yeni hastalar, hidrophilic kaplanmış kateteri kullan-mak istemişler, kendi kendine aralıklı kateteri-zasyonda deneyimli olanlar da uygunluğu ve uygulama kolaylığı nedeniyle yeni kullanmaya başladıkları hidrophilic kaplanmış kateteri tercih etmişlerdir.

Vaidyanathan ve ark. (1994) PVC kateter ve lignocaine gel kullanan iki hastada, üretrada hissizlik geliştiğini, eksternal üretral meatus çevresinde kızarıklık ve şişme şeklinde allerjik

reaksiyon oluştuğunu rapor etmişlerdir. Bu hastalar hidrophilic kaplanmış katetere geçtiğin-de ise problemin ortadan kalktığı bildirilmek-tedir.

Waller ve ark. (1995), 1983 ve 1992 yılları arasında spinal kord zedelenmesi olan 30 hasta-yı retrospektif olarak izlemişler ve izlenen tüm hastalar beş ile dokuz yıl süre ile hidrophilic kateter kullanmışlardır. Çalışma süresince 30 hastanın dördünde darlık geliştiği, fakat hiçbi-rinin üretrotomiye gereksinim duymadığı belir-lenmiş ve çalışmacılar komplikasyonların önlenmesinde, hidrophilic kaplanmış kateter-lerin; polietilen kateterlerden daha etkili olduğu sonucuna varmışlardır. Buna karşılık Vaidya-nathan ve ark. (1996)’nın bir çalışmasında ise, hidrophilic kaplanmış kateterlerle ilgili üretral kanama rapor edilmiştir. Üç erkek paraplejik hasta üzerinde yapılan çalışmada aşırı gergin haldeki mesanenin boşaltılması sırasında hidro-philic kaplanmış kateterin, üretradan geçeme-yecek kadar yapışkan hale geldiği ve bu durumun kateterin geri çekilmesi sırasında zorlanma sonucu üretral mukozada travma ve kanamaya neden olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle hastaların uzun süre beklemek yerine kateterizasyonu düzenli aralıklarla uygulamaları ve mesane doluluğunun 450 ml’nin üzerine çıkmamasına özen göstermelerinin gerekli oldu-ğu belirtilmektedir.

Robertson ve ark. (1991) ve Kjaergaard ve ark. (1994) yaptıkları çalışmalarda tekrarlayıcı üretral darlık durumlarında üretral açıklığı sağlamak için hidrophilicle kaplanmış kateter kullanılmasının yararlı olduğunu bulmuşlar ve bu uygulamanın haftada bir veya iki kez düzenli yapılmasını önermişlerdir.

Vaidyanathan ve ark (1994) hidrofilic kate-terlerle, PVC kateterleri kullanan hastalar arasındaki üretral değişiklikleri karşılaştırmak için üretral sitolojik inceleme yapmışlar ve çalışma sonunda üretral sitolojideki değişik-liklerin çok az olduğunu belirlemiş; hidrofilic kateterlerle darlık gelişimi olasılığının düşük olduğu sonucuna varmışlardır.

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygu-lamasında eğitici ve danışman rolünü üstlenen hemşirenin, hastaya hangi tip kateterleri seçece-ği konusunda yol göstermesi beklenir. Çalışma-lar gözden geçirildiğinde ortaya çıkan sonuç; hidrofilicle kaplanmış kateterlerin birkaç komp-likasyon dışında diğer kateterlerden üstün oldu-ğu, hastalar tarafından daha rahat kullanıldığıdır

(4)

Ülkemizde hidrofilicle kaplanmış kateterler, medikal firmalar tarafından hastalara sağlan-maktadır. Bu kateterler sosyal güvencesi olan hastaların ücretsiz alabilmeleri için reçete edil-mektedir. Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulayan bir hasta, bu disposable kateterlerden günde ortalama 6, ayda 180 kateter kullanma gereksinimi duyacaktır. Sosyal güvencesi olma-yan bireyler için hidrophilicle kaplanmış kate-terler oldukça pahalı olmasına karşın, araştır-malar sonucunda hastalar için uygun bir kateter gibi görülmektedir. Bu nedenle hemşirenin danışmanlık rolünde hidrofilicle kaplanmış kateterleri önermesi uygun olacaktır.

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulaması, temiz mi yoksa steril mi uygu-lanmalıdır?

Temiz aralıklı kateterizasyon ilk defa Lapides ve ark. (1972) tarafından ortaya atıl-mıştır. Steril kateterlerin bakteriüri ve sempto-matik üriner yol enfeksiyonunu azalttığı düşün-cesiyle, hekimler ve hemşireler, steril kateter kullanımını tercih etmektedirler. Bununla birlikte, günde dört ya da beş kez yeni bir kate-terin kullanılmasının maliyeti artırdığı gerek-çesi ile kateterlerin ev kullanımı için farklı çeşitleri geliştirilmiş ve bazıları araştırmacılar tarafından test edilmiştir (Moore ve ark 1995). Bununla ilgili olarak Moore ve ark. (1993) steril, tek kullanımlık plastik kateterler ile yeniden kullanılabilen kateterleri (sıvı deterjan-la yıkanan) bakteri insidansı yönünden incele-miştir. Araştırma sonunda steril kateterlerin bakteriüri insidansını azaltmadığı, buna karşılık temiz yeniden kullanılan plastik kateterlerin güvenli olduğu ve bakteriüriye katkıda bulun-madığı gösterilmiştir. Yani her iki kateter arasında hiçbir farklılık bulunmamış ve yazarlar PVC kateterlerin tekrarlı olarak kullanıla-bileceği sonucuna varmışlardır (Moore 1995). King ve ark. (1992) tarafından yapılan çalış-mada en azından 6 saatte bir kendi kendine kateter takmak zorunda olan 46 hasta, temiz ve steril aralıklı kateterizasyon için seçilmişlerdir. Spinal kord zedelenmesi nedeniyle yatan bir grup hastaya temiz (steril olmayan) kateteri-zasyon, diğer bir grup hastaya ise steril aralıklı kateterizasyon uygulanmıştır. Yapılan çalışma-da gruplar arasınçalışma-da infeksiyon insiçalışma-dansı yönün-den istatistiksel olarak bir fark bulunmamıştır ve çalışmacılar farklı tanı gruplarında ve farklı klinik ortamlarda daha ileri bir çalışma yapıl-ması gerektiği sonucuna varmıştır. Diğer

taraf-tan çalışmacılar, oluşturdukları kendi kendine aralıklı kateterizasyon rehberinde genç, erkek, nörolojik sorunu olan hastaların temiz aralıklı kateterizasyonu kullanmalarını, yaşlı ve immün sistemi bozuk hastaların ise steril yöntemi kullanmalarını tavsiye etmişlerdir.

Hemşirelere hastaları için yukarıdaki öneri-lere ek olarak, hastanede kros enfeksiyon riski nedeniyle steril, ev kullanımı için temiz aralıklı kateterizasyon yöntemini seçmeleri ve önerme-leri tavsiye edilebilir.

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon uygulamasında kullanılan kateterlerin temiz-liği ve dezenfeksiyonu nasıl yapılmalıdır?

Moore’un yaptığı (1995) bir çalışmada, bir yıldan daha fazla süredir günde dört ya da beş kez kateterizasyon uygulayan spina bifidalı 31 hasta, hem sıvı deterjan hem de setrimide ile kateterlerini temizlemek için rastgele seçilmiş-tir. Her deneğe, biri setrimide solüsyonunda ve diğeri ise sıvı deterjanla temizlemek için iki kateter sağlanmıştır. Sıvı deterjan kullananlar on saniye akan suyun altında kateterlerini sıvı deterjanla yıkamış, kateteri durulamış ve kağıt havlu üzerinde kurumasını sağlamışlardır. Setrimide ile kateteri ıslama yolunu seçenler, kateteri 30 dakika setrimide solüsyonunda ıslat-mışlar, sonra kateteri akar suyun altında duru-lamış ve böylece kullanmışlardır. Çalışmanın sonunda sıvı deterjan ve setrimide arasında hiçbir fark olmadığı görülmüş, kateterlerin sıvı deterjanla %60’ı, setrimidle %43’ü steril bulun-muştur.

Kurtz ve ark. (1995) tarafından çeşitli kateter temizleme yöntemleri test edilmiştir. Kateterlerin evde yeniden kullanımı için, %0.6 hidrojen peroksit, çeşme suyu ile sulandırılmış 1/4 çamaşır suyu, çeşme suyuyla sulandırılmış 1/2 povidoniodine karşılaştırılmıştır. Kateterler hazırlanan her iki solüsyonda otuz dakika ısla-tılmış ve sonra bir dakika çeşme suyunda duru-lanmıştır. Uygulama sonunda her iki şekilde temizlenen kateterlerin hiçbirinde temizlikten 48 saat sonra saptanabilir bakteriüri tespit edilmemiştir.

Yapılan çalışmaların gözden geçirilmesiyle ortaya çıkan diğer bir sonuç ise, steril kullanılan kateterlerle, yeniden kullanılabilen PVC kate-terler arasında enfeksiyon gelişimi açısından önemli bir fark bulunmamasıdır.

Buna göre, PVC kateterler hidrofilicle kaplanmış kateterlere göre daha ucuzdur ve

(5)

dezenfekte edilerek ya da sabun ve su ile yıka-narak bir çok kez kullanılabilmektedir. Ancak yukarıda belirtilen çalışmalar az sayıda hasta grubu ile ve retrospektif olarak yapılmıştır. Hemşirelere hastaları için yöntem seçiminde bu araştırma sonuçlarını kullanmasının yanısıra, halen ülkemizde kullanılmakta olan kateterler ve dezenfeksiyon yöntemleriyle prospektif kontrollü çalışma yapmaları önerilebilir. Bu çalışmaların sonucunda hastalar için kullanımı kolay, ekonomik ve rahat bir yöntem buluna-bileceği düşünülmektedir.

Sonuç

Kendi kendine aralıklı kateterizasyon hasta-nın bağımsızlığını kazanması ve mesane prob-lemleriyle yaşamasını sağlayan bir uygulama-dır. Ülkemizde sistematik olmayan gözlemler sonucunda, kendi kendine aralıklı kateterizas-yon uygulamasının birkaç merkez dışında kulla-nılmadığı; bu yöntemin kullanıldığı merkez-lerde de standart bir uygulama yönteminin bulunmadığı gözlenmiştir. Hemşirenin bakım verici rolünün yanısıra eğitim ve danışmanlık rolü de önemli rollerindendir. Bu makalede hemşirelerin bu rollerini yerine getirmelerinde yardımcı olmak için kendi kendine aralıklı kateterizasyon yöntemi ve bu yöntemi uygu-lamada kullanılan kateterlerin tanıtımı amaç-lanmıştır. Hemşirenin bu rolleri kapsamında her uygulama yönteminde olduğu gibi öncelikle hastasını değerlendirmesi gerekir. Bu değerlen-dirme sonucunda kendi kendine aralıklı katete-rizasyon uygulaması gereken hastasını, yönte-min nasıl uygulanacağı, kullanılan kateter tipleri, kateterin temizlenmesi ve temizliğinde kullanılan solüsyonlara ilişkin bilgilendirmesi ve eğitmesi gerekir. Ayrıca hastalarına kullana-bileceği yazılı bir yönerge de vermelidir. Bu makalede hemşirelere örnek olarak yararlana-bilecekleri, bayan ve erkek hastaların bu yöntemi nasıl uygulayabileceklerine ilişkin bir yönerge verilmiştir (Bkz. Şekil 1, 2, 3, 4, 5, 6) (Webber-Jones 1991). Bu yönerge yalnızca hastalara yöntemi öğretmeyi amaçlamaktadır. Hiç şüphesiz her hemşire kendi kurumu ve hastalarının kullanabileceği farklı yöntemler geliştirebilir.

KAYNAKLAR

Baklacıoğlu D (1996) Çocuklara Temiz Aralıklı Kateter Uygulamasında Hemşirenin Rolü. Yayınlan-mamış Bilim Uzmanlığı Tezi, Ankara, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.

Diokno AC ve ark. (1995) Patient satisfaction and the lofric catheter for clean intermittent catheter- ization, J Urol, 153(2):349-351 (In: Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use. Prof Nurse, 14(12):859-865). Howard P (1991) The benefits of ISC, J District Nurs 10(4):18-19 (In: Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use. Prof Nurse, 14(12):859-865).

King RB ve ark. (1992) Clean and sterile inter-mittent catheterization methods in hospitalized patients with spinal cord injury, Arch Phys Med Rehabil, 73:798-802.

Kjaergaard B ve ark. (1994) Prevention of urethral stricture recurrence using clean intermittent self-catheterization, Br J Urol, 73:692-695.

Kurtz MJ, Van Zandt K, Burns JL (1995) Compa-rison study of home catheter cleaning methods. Rehabil Nurs, 20(4):212-217 (In: Winn C, Thomp-son MA (1999) Urinary catheters for inter-mittent use. Prof Nurse, 14(12):859-865).

Lapides J ve ark. (1972) Clean intermittent cath-eterization in the treatment of urinary tract disease, J Urol, 107:458-461 (In: Moore KN (1995) Intermitttent self-catheterisation: research-based practice. Br J Nurs, 4(18):1057-1063).

Lavallee DJ ve ark. (1995) Catheter cleaning for reuse in intermittent catheterization: new light on an old problem, Spinal Cord Injury Nurs 12(1):10-12 (In: Moore KN (1995) Intermitttent self-catheter-ization: research-based practice. Br J Nurs, 4(18):1057-1063).

Moore KN ve ark. (1993) Bacteriuria in intermittent catheterization users: the effect of steril versus clean reused catheters, Rehabil Nurs, 18(5):306-309 (In: Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use. Prof Nurse, 14(12):859-865). Moore KN (1995) Intermitttent self-catheterisation: research-based practice, Br J Nurs, 4(18):1057-1063.

Pomfret IJ (1996) Catheters: design, selection and management, Br J Nurs, 5(4):245-251.

Robertson ve ark. (1991) Treatment of recurrent urethral strictures using clean intermittent self- catheterization. Br J Urol. 69:89-92.

Sutherland RS ve ark. (1996) Clean intermittent catheterization in boys using the lofric catheter, J Urol 156(6):2041-2043 (In: Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use. Prof Nurse, 14(12):859-865).

Vaidyanathan S ve ark. (1994) Uretral cytology in spinal cord injury patients performing intermittent catheterization, Paraplegia 32:493-500 (In: Moore KN (1995) Intermitttent self-catheterisation:

(6)

research-based practice, Br J Nurs, 4(18):1057-1063).

Vaidyanathan S ve ark. (1996) Unusual compli-cations of intermittent self catheterization in spinal cord injury patients, Spinal Cord, 34(12):745-747. Waller L ve ark. (1995) Clean intermittent catheter-ization in spinal cord injury patients: long-term folow-up of a hydrophilic low friction technique, J Urol, 153:345-348.

Webber-Jones JE (1991) Performıng clean, inter-mittent self-catheterization. Nursing 1991 August: 56-59.

West D ve ark. (1999) Role of chronic catheter-ization in the development of bladder cancer in patients with spinal cord injury, Urology 53(2):292-297 (In: Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use, Prof Nurse, 14(12):859-865).

Winder A (1994) Achievıng ındependence, Nurs Times, 90(22):50-52.

Winder E (1990) Intermittent self-catheterisation, Nurs Times, 86(43):63-64.

Winn C, Thompson MA (1999) Urinary catheters for intermittent use, Prof Nurse, 14(12):859-865.

Referanslar

Benzer Belgeler

16 üyesi bulunan Sağlıklı yaşam derneğine her hafta 2 üye, 4 üyesi olan kitap severler derneğine ise her hafta 6

Keops’tan önceki ve sonraki piramitlerin konumlandırılışla- rındaki sapma, bu tarihten sonra Koçab ve Mizar arasındaki çizginin gerçek ku- zeyle çakıştığı

Sabahat Filmer'in kıymetli eşi, Metin Filmer, Füsun Dobra, ilham Filmer'in sevgili babalan, Ahmet Filmer, merhum Şeref Filmer ile Sevda Elbi, Lale Filmer, Cem ve Sadık Dobra nın

APB’si olan hastalardan antisosyal ya da borderline kişilik bozukluğu olanların alkol/madde kullanım bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir.[26,27] Tanı ölçütleri gereği,

Fosfodiesteraz tip 5 (PDE-5) inhibitörleri: Priapizm nedenleri arasında PDE-5 enziminin disregülasyonunun rol oynadığının anlaşılmasından sonra tekrarlayan pri- apizm

“Konut sahipleri ikna olsa da olmasa da gerekeni yapacağız” diyen ve 2011 yılının sonuna kadar İstanbul’un her bölgesine girip “kentsel dönü şüm”

Bu yaşlarda birey diğer aile üyelerine daha bağımlı hale gelmekte, bu nedenle direkt olarak şiddete direnememekte ve şiddete karşı tavır alması güçleşmektedir

Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Konya, Türkiye Email: ayk222@hotmail.com Copyright © Dicle Tıp Dergisi 2012, Her hakkı saklıdır / All