T
am isyıİD oyunca Norveç
Kralı Harald’a hizmet eden
Italyan aşçıbaşı Franco
VVeplinger, hünerini şimdi
Ataköy Marina’daki İtalyan
lokantasında gösteriyor..
B
ilgi dağarcığında üç bin
çeşit yemek, iki bin çeşit
de tatlı olan aşçıbaşının
adı uluslararası yemek
dergilerinde şıkça geçiyor.. Eşi
ve çocuğunu İtalya’da bırakıp
Türkiye’ye gurbete gelen Franco
Usta tam sekiz dil biliyor..
Franco VVeplinger,
' Norveç Kralı Harald'ı Prens olduğu yıllarda tanımış.. Sonra onunla arkadaş da olmuş... 48 yıl
boyunca dünyanın dört bir yerinde aşçılık
yaptıktan sonra İstanbul'a "transfer" olan
Franco, Ataköy Marina'daki La k Toretta'nın mutfağını A
• V yönetiyor.,
oğrusu adım
duyun-& ■ ca insanın tüyleri ür- I periyor..
1 İspanya halkına
yıllarca acı çektiren
Diktatör Franco ile aynı adı
taşıyor çünkü...
A m a hayatı boyunca yüz- binlerce insana acı değil, ziya fet çektirdi..
Kralların, devlet başkanla- rım n aşçılığını yaptı.. Dünya nın dört bir yanını dolaştı ve emekli olup Ataköy Marina’ya demir attı..
Adı Franco \Viplinger. Bir İtalyan mutfak ustası... Y a k la ş ık üç a y d ır A t a k ö y ’dek i L a Toretta İtalyan lokantasında aşçıbaşılık yapı yor, meraklısına özgün yem ek ler sunuyor...
O, bir anlamda gurbetçi... M em leketi olan İtalya'dan 48 yıl önce ayrılmış ve dünyanın
dört bir yanını gezerek mesleki hünerlerini ortaya sermiş...
En önemli özelliği, şimdiki
Norveç Kralı Harald’m aşçılı
ğını yapması..
Kral H arald’a aşçılık yap
makla kalmayıp, onunla arka daş da olmuş..
B ilin en aşçı tip le rin e hiç uymuyor Franco Wiplinger..
Vücudunun form u y e rin de.. Binlerce yemek türünü ez bere bilip yaptığı halde gençli ğinden bu yana kilosunu hep korumuş...
Bunun sırrını kendi d eyi m iyle şöyle açıklıyor:
“İyi aşçı, yemeklerin tadı na değil kokusuna bakar”
Akla hemen bir soru takıla bilir..
F ra n c o ’nun yo lu T ü r k i ye’ye nasıl düştü?
Bunun cev a b ın ı patronu
Teoman Hünal şöyle veriyor;
“La Toretta için aşçı ara maya Cenova’ya gittiğim de tanıdık dostlar bana ilk çırpı da Franco’yu önerdiler.. Fa kat bu önerilerle yetinmedim ve Franco’yla beraber birkaç gün akşam yemeklerine çık tık.. Nereye gittiysek m uaz zam bir itibar görüyordu... İyi bir aşçıyı yemeklerinden önce lokantalarda gördüğü itibar dan anlamak gerekir diye dü şünmüştüm..
Bu yüzden hiç tereddüt et meden teklifimi yaptım ve İs tanbul’a çağırdım.
İstan b u l’un m ethini çok duym uş. B u ra d a çalışm ak ona çok cazip geldi...
La T oretta’da çalışmaya başladıktan sonra ilginç bir ö ze lliğ in i dah a öğrendim .. ‘Hangi gün izin yapmak ister sin’ diye sordum.. ‘Bir resto ran şefi izin yapmaz’ cevabını
verdi.. Gerçekten de geldiği günden beri tek bir gün dahi izin yapm adı.. Bazen zorla kendisine izin yaptırmaya ça lışıyoruz fakat yine de yapmı yor..”
Franco, İstanbul'a eşini ve
çocuklarını getirmemiş...
“Belki gezmeye gelirler fa kat buraya yerleşmeleri müm kün değil, çünkü okul var” di
yor... Uzun yıllardır böyle bir yaşam biçimi seçmiş kendisine
Franco, bu yüzden Ataköy’de
ki tek odalı evinde yalnız başı na yaşıyor... Am a sadece uyu maya gidiyor evine...
Çünkü sabah kalkar kalk maz ilk işi, malzemeleri almak oluyor, ardından mutfak hazır lığı ve servis..
“Benim için otel vazifesi görüyor ev.. Böyle bir hayatı seviyorum, daha doğrusu ye mek yapmayı çok seviyorum..
Alışverişe çıktığımda da İs tanbul’un ilginç yerlerini gör me fırsatım oluyor.”
Kendi ifadesinden de anla şılacağı gibi Franco tam bir iş
çılgını., işi başladığı sıralarda görevine bisikletle gidip g e li yormuş ama trafiği görünce bu fikrinden hemen vazgeçmiş...
“Hem spor olur hem de daha
çok gezip dolaşırım diye dü şünm üştüm fakat İstan bu l trafiğinin allak bullak olduğu nu görünce bisikleti b ıra k tım” diyor..
Norveç Kralı Harald
Başta spagetti makarna ve pizza türleri olmak üzere 3000’i aşkın yem ek yapa b ileceğin i söylü yor Franco... B u n ların arasında kendi buluşu olan ye m ekler de var tabii.. Bu arada 2000 çeşit tatlıyı da ezbere bili yor..
Fakat bu çeşitlerin tümünü burada yapmanın mümkün ol madığını anlatıyor...
“T ü rk in san ın ın dam ak zevkini gözardı etmemek ge rekiyor... Yeni yemek türlerini tanıtmak için kendimize göre bir yöntem uyguluyoruz... M a sasına oturan müşteriye önce siparişini soruyoruz ancak ne yiyeceğine karar veremeyince ‘Müsade ederseniz sizin için biz seçelim’ diyoruz ve o güne k a d a r yem ediği b ir çeşid i kendisine sunuyoruz... Bu ara da uzaktan müşteriyi seyre dip tepkisini ölçüyoruz ve ge nellikle beğeniliyor. Bu yönte mi b irk a ç kez d a h a b a şk a m üşteriler için deneyip söz konusu yemeği menüye dahil ediyoruz.. Zamanla menü lis tesi kabarıyor..”
Ş im d i s ık ı durun, F ra n co’nun bir özelliğini daha akta rıyoruz sizlere..
Bu kadar yer gezip, bu ka dar deney kazanan bir aşçıbaşı kaç lisan konuşur dersin iz? Tahminleri alt üst eden bir li san yeteneği var Franco’nun..
iki veya üç değil tam dokuz dil biliyor..
Ne eksik ne fazla..
Alm anca, İngilizce, İt a l yanca, Norveççe, Fransızca, İspanyolca, İsveççe, Danca ve Korint.. (Danca ve Korintçe Orta A vrupa’nın bazı küçük yerleşim bölgelerinde konuşu lan ve pek bilinmeyen diller miş..)
Bu yüzden şu ana kadar ça lıştığı yerlerde dil konusunda bir sorun çıktığı zaman patron lar hep Franco’ya havale e t mişler...
“Şimdi sıra Türkçe’de” di
yor..
Franco Wiplinger, üç aydır Türkiye’de olmasına rağm en Türk yemekleri konusunda ye
terli b ilgiye sahip olm adığını söylüyor. Hatta anlayabilecek kadar Türk yemeklerini tatma fırsatı da bulamamış..
“A m a y e d ik le rim gayet iyiydi özellikle kuzu eti üzeri ne yapılan yemekler” diyor..
★ ★ ★
Norveç Kralı H arald’ın 15
yıl boyunca aşçılığını yapmak ve onunla arkadaş olmak..
Böylesi bir imkan yazının başında da b elirttiğ im iz gib i
F ra n c o ’nun “iyi a ş ç ılığ ın ı”
gösteren unsurlardan biri.. Peki nasıl “Kral’m Aşçısı” olmuş?
Bunu öğrenmek için Fran co ’nun geçm işine dönelim is
terseniz.. * * *
F ran co W ip rin g e l, İ t a l
ya’nın Avusturya sınırına ya- ► ► ►
Evindeki mutfak tamtakır.
ha kurdurmuş..
Bu arada Fransız mutfağım ve Fransızca’yı da öğrenmiş...
A ltı y ıllık Fransa den eyi minden sonra, Avusturya’nın k a ya k m e rk e z in d e bu lu nan
Grand Hotel’e başaşçı olarak
gelmiş ve burada asalet ünvanı başyardımcılığma yükselmiş..
Yaşı 19-20..
Otelde tanıdığı bir Fransız işadamı sayesinde Marsilya’ya lüks bir restorana trasfer ol muş..
Burada başarılı olunca, pat ronu kendisine bir lokanta da-► da-► da-►
k m Güney T irol b ö lges in d e
Hotel S ach er’in m u tfağında
başlamış mesleğe..
Yem ekleriyle ünlü bu otel de, yine o dönemin ünlü bir aş çısından dersler almış. Kısa sü rede şefinin gözüne girmiş ve
Bir süre sonra ise Avrupa jet sosyetesinin uğrak yeri olan
Schloss Mittersil adında ünlü
bir restorana transfer olmuş.. D ö n em in A B D B aşk an ı
Kennedy’den, Kral F aru k ’a, Prenses Süreyya’dan, Monaco Prensi Rainer’e kadar bir-
I
çok devlet adamına ve ün-lü zenginlere hizmet etmiş S burada...
Ancak, kendi deyimiy- l l le bu protokola daha fazla
İ M dayanamamış ve Norveç’e
I g id ip büyük bir tu ristik I gem ide çalışm aya başla- I mış..
Okyanuslar ötesi sefer yapan bu gem ide, kendi I deyim iyle “hayatının en
M i ilginç ve uzun yıllarını”
B geçirmiş...
“İlk başlarda gemiye H | alışm ak oldukça zor
ol-tutuyordu,
Franco, tek başına yaşadığı evinde
mutfaktan içeri adımını atmıyor.. "Ev benim için sadece yatılacak mekan" diyen
Franco'nun 20 saati işyerinde geçiyor.. Eşi ve çocuklarını özlediğini ancak Türkiye'ye pek gelemediklerini söyleyen Franco/'Bu hayata 48 yıldır alışığım" diyor..
Deniz
I
uzun süre karaya çıkamı- I yorduk falan.. Fakat bir süre sonra çok zevkli gel-I
meye başladı.. Müşteri- I lerle dostluk kuruyor ve mutfakta kendi aramızda i l oyunlar oynuyorduk.. Bu ara d a aşçılığın en ince I detayların ı gem ide öğ- renmiştim.. Dünyanın en . I iyi aşçıları gemilerde ye- I tişir zaten. Çünkü gemi |iî| sürekli hareket halinde I ve zaman bol... Böylece I her türlü yemeği deneme | I imkanı buluyoruz. Yara-, i tıcılık artıyor...
Is? Ayrıca hiç kimse aşçı- başına ‘neden bu malze- meyi fazla koydun, neden bu yem eği ya p tın ’ diye hesap sormaz..”
Franco’nun “Bir nevi aşk gem isiydi” d iy e ta n ım lad ığı
gem inin m üdavim leri arasın da, o dönemde Prens olan Nor
veç Kralı Harald da varmış.. Franco, Kral’m gemide tatilde
olduğu bir sırada uzun uğraş ve em ek sonucu kuşkonmaz, karides ve bonfileden özel bir yem ek hazırlamış kendisine ve bizzat eliyle servis yapmış..
“Heyecandan kalbim du
racaktı.. ‘Ya beğenmezse’ diye k ara k a ra düşünüyordum .. Fakat arad an kısa bir süre
geçti.. ‘Harika harika’ diyerek beni tebrik etti.. O güne kadar bilinmeyen bu yemeğin adını
da kendisi verdi.... Oscar Fi- letto.. Büyükbabasının adını vermişti yemeğe ve bu yüzden Norveç’te de çok ünlü oldu.. Yem ek b ir süre sonra N o r veç’in birçok lokantasında ya pılmaya başladı.. Norveç gaze teleri benimle röportaj yaptı.” Franco, o g ü n d en sonra
çok iyi dost olmuş Harald’la.. Yıllarca hem gem ide hem de geminin yanaştığı kentlerde bol bol sohbet edip eğlenm iş ler..
Zaman zaman korumaları atlatıp gece kulüplerine, barla ra dahi gitmişler..
Bu arada K ral’m Saray’da verdiği birçok davetin mutfak ve yemek işini üstlenmiş..
Franco, tam 22 y ıl süren
gem i serüveninden sonra ‘ar
tık yeter’ demiş ve Cenova’ya
ailesinin yanma dönmüş...
Birkaç ay dinlendikten son ra sıkılmış ve aşçılık damarları kabarmış. V e Cenova’da, bir iş a d a m ın ın para d e s te ğ iy le
‘İtalyan pilavı’ ağırlıklı bir lo
kanta açmış.. Burada eşi ve ço cukları da çalışmış..
İstanbul’a gelene kadar bu
lokantanın yönetimini sürdür müş... + JL.JL .
Fran co, ş im d i İsta n b u l Ataköy’de... Her ne kadar kral
lara, devlet başkanlarma servis yapmıyorsa da, her akşam ma saları dolduran Türk müşteri lere, özenle ve kendi deyim iy le “büyük keyif’ alarak ustalı ğını sergiliyor...
E l l e r i n ¡Bfi
-Franco
Usta”.. Avrupa jet sosyetesinin uğrak
yeri olan Avusturya'daki Clup Schloss da aşçıbaşılık yapan Franco, "Buraya sürekli krallar, devlet başkanları gelirdi.. ABD Başkanı Kennedy ile Kruşçev
silahsızlanma görüşmelerini burada yaptı ve o gün doğrusu çok yoruldum" diye bir anısını anlatıyor..
Patronu Teoman Hünal Franco'nun çok iyi bir aşçı olduğunu bir İtalya seyahati sırasında daha iyi anlamış..
Ef*
J
rU i
İH fejwI s
• v
M ■ '¿MKişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi