Boğaz tenezziihleri
VE
Eski boğazda seyahat
Yazan s
A İh m a d
Boğaziçinde evi olan biri şöyle dert yandı;
— Ölü veya can çekişen bir insan diriltilebilir mi? Vapur ücretlerinin pahalılığı yüzünden Boğaz ölmüştü. Bu sene bir şeyler yapıldı. Bir canlılık görülüyor ama, bakalım..
Evvelki gün Şirketi Hayriye gezinti seferlerinin ilkini yaptı. İstanbullula rın caz ve dans sevenlerini bir vapura, saz sevenlerini de bir vapura doldurup Boğazı bir baştan bir başa dolaştırdı.
Boğaziçini sevdirmek, oraların eşsiz ligini anlatmak için reklâma lüzum var mı? Yahut şu yirminci asrın rek lâmcılığı o kadar kana karışmış ki rek lâmı yapılmayan şeye rağbet gösteril miyor.
Boğazın reklâmı yapılırken eski gün lerini düşümdüm. Vapursuz günlerini. İşte size 1848 yılında (hicri 1264) Takvimi Vakayi gazetesinde çıkan bir ilân.
“Beher sene eyyamı şita duhulünde Üsküdar iskelesine bir kıta vapur işlet- tirilmekte olduğundan işbu senei mii- barekede dahi kemafisalbık bir kıta va purun işlettirilmesi hususu Üsküdar ahalisi tarafından ifade ve istida olun muş ve sayei şevketvayei cenabı şaha nede ehalii mcfkumenin debi istirahat- leri lâzimeden bulunmuş olduğundan tersanei âmirede mevcut olan vapuru hümayunlardan “Eseri Ticaret,, nam vapur iskelei mezkûre işlemeye başlat tırılmış olmağla keyfiyet..,,
Demek tam doksan sene evvel Üs- küdara o da yalnız aylarıiytfen bir vapur işleyebiliyormuş.
Daha evvelleri Boğazın uzak yerle rinde oturmak, İstanbullular için mümkün olmayan bir şeydi. Orada otu ranlar, bütün hayatlarında İstanbula belki bir iki defa gelebilen köylülerdi.
Bu yeryüzünde eşi olmayan güzel semt, köylülerden başka saraylılara, zenginlere yarandı. Bunlar saltanat ka yıklar ileyalılarına, köşklerine gidip gelir safa sürerlerdi.
Meşhur Moltke İstanbula geldiği vakit Boğazda kayıklar işlerdi. 1836 yılında, yani tam 101 sene evvel İstan- buldan Büyükdereye gelişini anlatır ken şunları yazar:
“Limanda dolaşan yüzlerce hafif, zarif kayıklardan birine girdik. Kayık çılar her an yolcuları beklerler, Türk- ler:
— Buyurun! Diye çağırırlar. Rumîar:
— Elado.. diye haykırırlar.
Kayık intihap edilip içine girilince birkaç kürekle açığa gidilir.,,
Molkte kayığa girdikten sonra “insanı sihirliyen manzarayı bilmem nasıl anla tayım,, diye kafasındaki bütün kelime ve cümleleri Boğazı tasvir için sefer ber ediyor.
Şirketi Hayriyenin teşekkülü büyük bir inkılâp olmuştu. Halk bu şirketi o kadar tutmuştu ki şirketin Adalara vapru işletmesi hükümet tarafından menedi lince İstanbullular kazan kaldırır gibi ; — Biz şirket vapuru isteriz., diye ayak diremişlerdi.
Fakat.. Evet fakat sonraları halkın sonsuz şükranlarını kazanan şirket, bir “Bela,, telâkki edildi.
Uzun seneler yaka silkindi, elaman dendi, bıktık usandık,, dendi. Gazete ler yazdı. Halk haykırdı. Seneler ve senelerce şikâyetlerin ardı gelmedi, şirketin de aldırmazlığı devam etti.
Neler yazılmadı, ki.. Son yetmiş se nelik gazete kolleksiyonlarmı şöyle bir gözden geçirirseniz, Şirketi Hayriye küfür de ‘dahil olduğu halde söylenme dik sözün kalmadığını görürsünüz.
İşte size tam yetmiş iki sene evvel çıkan Ceridei Havadis gazetesinden şirket için yazılmış birkaç satır:
“Hayriye ismile mevsuf olan bu şir ket bir müddettenberi yolcularının is tirahat ve ikametlerini kat’a gözetme- yup yalnız teneffü ve temettua in t ima ederek..,,
Bu suretle başlayan yazı, küçük bir broşür olacak kadar uzundur.
Başka bir gazeteden 1910 senesinde. “Vakıa biz de kabak İdadi verdik.
verdik ama,insan dayanamıyor; kii Şirketi Hayriye muahedenin mahud- dun tarifesinin - ki sırf şirketin mena fime ve ahalinin zararına tanzim edil miştir. Bahis olduğu ve olacağı müşkü lat ve suubattan. Şirketin ahaliyi mal dan addetmiyerek keyfi mayeşşa hare ketinden..,,
Nafia nazırına yazılan bir mektup tan birkaç satır:
“... Üsküdar ve Boğaziçi ahalisinin son istirhamını nazargâh insafınıza arz ediyoruz. Eğer Şirket inadında ısrar edip de ahali üzerinde iddia eylediği - asarile sabit olan - hakimiyetinde (de vam ettirilecekse bu mahkûmiyete ar tık tahammül edemiyecek olan biçare ahalinin isticar ile işletecekleri istim botların yeni iskeleler tedarik edilince ye kadar şirket iskelelerine yanaştırıl- masına müsaade buyurulması istida olunur.,,
Şirketten birkaç sene evvel de yana yakıla şikâyet ediliyordu. Artık şikâ yetler İdindi.
Galiba Şirketi Hayriye, cumartesi seferleri, yaz tarifeleri, karneler vesaire ile günahlarım ödemek istiyor.
Tenezzüh seferleri cidden bir ihtiya cı karşılamaktadır.
Çocuk esirgeme kurumu
çocuk bakımı okulu kabul
şartları
Çocuk Esirgeme Kurumunun Âaka- radaki çocuk bakıcı okuluna 1 temmuz 938 den itibaren talebe kaydına bağ lanmıştır.
Kayıt muamelesine temmuz 938 nihayetinde son verilecektir. Okul ya tılı ve parasızdır. Tedrisat iki senedir. Dersler nazari ve pratiktir. Okulu muvaffakiyetle bitirerek diploma alan bayanlar Çocuk Esirgeme Kurumunun göstereceği yerlerde iki sene ¡maaşlı olarak çalışmayı deruhte edeceklerdir.
Okul, yalnız bayanlar içindir. Çocuk bakıcı okuluna yazılma ve alınma şartlan şunlardır;
1 — 18 yaşından aşağı olmamak, 2 — İlk mektepten diploma almış ol mak (orta mektep ile lise talebeleri tercih edilirler.
3 — Sıhhati yerinde ahlâkı iyi ol mak,
4— Okula yazılmak istiyenler (An- karada çocuk esirgeme kurumu merke zi başkanlığına) adresine istida ile müracaat etmelidirler.
5 - - Kayıt için gerekli olan evrak: Mektep diploması,
Nüfus hüviyet cüzdanı, Sıhhat ve aşı raporu
Hüsnühal ilmühaberi Üç fotoğraf
Yarım adam
(Beşinci sayıfadan devam)
de çok sayarlar.. Kendisine danişmadan hiçbir iş yapmazlar. O, zeki ve oldukça kurnaz bir adamdır. Bir tek endişesi ban kadaki parasım arttırmaktır. Paristen birisi köye uğrar uğramaz ilk suali:
— İktisadî işler ne merkezde, altın dü. şecek mi, yükselecek mi? cümlesidir.
Piyer hava ister iyi, ister fena, ister yağmurlu, ister karlı olsun günde bir iki saat muhakkak gezinir. Tabiî kendisi i- çin yapılan küçücük bir araba içinde..
t
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi