• Sonuç bulunamadı

Vedat Nedim Tör

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vedat Nedim Tör"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

VEDAT NEDİM TÖR

(Baştarafı 7. sayfada)

rin proletaryası bugün bir sömürü konusu olmaktan çıkm ıştır. Bir çok sosyal güvenlikleri vardır. Bu mem­ leketlerin kolonileri de öyledir. Buna rağmen kapital akümülasyonu olu­ yor. Bu nasıl oluyor? işte. Kari Marks bugün dünyaya gelse, evve­ lâ kendisi kendi sistemini bir reviz­ yona tabi tutardı, çünkü kafası iş­ leyen bir adamdı. Şimdi arada deği­ şen nedir? Arada değişen bir defa teknoloji unsuru, bir de management dedikleri şevki idare, finans. Bunun en güzel örneğini bir Israël Meclisin­ de görüyoruz. Efendim gene Kari Marksa deselerdi ki, tuzlu topraklar üzerinde, çöllerde 20 sene içinde ileri bir iktisat varlığı gerçekleşecek­ tir, buna da ütopi derdi. Ben bun­ dan 20 sene önce İsrail Konsolos­ luğunda bir film gördüm. Filmin adı «solucan bayramıydı». Film İsrail’in uçsuz bucaksız steplerini, kum çöl­ lerini gösteriyordu. Oradan buradan akan küçük küçük su, sucuklar da vardı. Onları topladılar, bir baraj yaptılar ve barajın ağzını açtılar, o stepleri suya boğdular. Sonra barajı kapadılar, o su tebahhur etti, bütün o çöller bembeyaz tuz gölü halini aldı. Buldozer ve kamyonlarla bun­ ları topladılar, adeta toprağın sathı­ nı süpürdüler, tuzları götürdüler. Ge­ ne barajın ağzını açtılar, gene aynı hâdise oldu. Tuz, bembeyaz tuz, ge­ ne temizlediler, gene süpürdüler, ge­ ne, gene, gene. En nihayet bir gün süpürürken, küçük küçük solucan. Solucan hayat varlığının bir

sembo-iüymüş. O vakit, dünyanın dört bir bucağından gelen, Yemen'den, Fas'­ tan, Hint'ten, Çin'den gelen Yahudi vatandaşları çadırlarından çıktılar, meş'aleler altında bayram yaptılar. Solucan bayramı oradan geliyor. Sonra birleşik hayata kavuşmuş o- lan o topraklar üzerine portakal fı- deleri diktiler, bu portakal fideleri zamanla büyüdü, portakal ağaçları oldu dallardan portakallar sarktı, bunları güzel güzel kızlar topladılar, sepetlere koydular, ambalâjladılar paket ettiler ve ihraç ettiler. Şimdi bu olay yalnız tabiatın, sermayenin ve iş gücünün bir sonucudur. Bu olay ayni zamanda organizasyonun sermaye ve iş gücüyle iş birliği ya­ parak zafer kazanmış olmasıdır.

Şimdi Efendim Türkiye'de de­

ğişen bir başka faktöre geçe­

ceğim. Ben M illî İktisat ve Ta­

sarruf Cemiyetinin müdürlüğünü

yaptım. M illî İktisat ve Tasarruf Ce­

miyeti, 1929 senesinde dünyada

patlak veren büyük krizin bir sonucu olarak Büyük Millet Meclisinin bir kanunuyla kurulmuş olan bir teşek­ küldü. Millette ekonomik şuuru can­ landırmak için bir böyle cemiyet kurulmuştu. Bu cemiyet bir taraftan «Yerli malı kullan» sloganı ile ser­ giler kuruyor, bir yandan da okulla­ ra varıncaya kadar tasarruf etmek, para biriktirmek propagandası yapı­ yordu. O zamanki kurulan yerli mal­ lar sergilerini bir görseydiniz -sizin çoğunuz bunları bilmez- bir görsey­ diniz ağlardınız. Ne hazin bir durum­ du. Yerli malı diyerekten, bir kaç

T î

0

çorapçının, bir kaç trikotajcının, bir kaç işte tekstil fabrikasının getirdi­ ği şeyler...

Şimdi bugünkü sınaî durumumuzu biliyoruz. Türkiye o zaman, hemen hemen bütün pamuklusunu ithal e- derdi. Kefen bezini ithal ederdi, yün­ lüsünü ipeklisini ithal ederdi, çimen­ tosunu, iğnesini, ipliğini, fakat aynı zamanda zirai mahsullerini de it­ hal ederdi. Pirinç ithal ederdi, pata­ tes ithal ederdi, çiçek ithal ederdi Türkiye. Gül ve karanfil ithal edil­ diğini biliyorum. Ve bu bizim ista­ tistiklerimizde vardır. Bakın şimdi 29-30, kaç sene oldu? 41 senelik bir süre içinde öyle bir gelişme i- çindeyiz ki, Türkiye az gelişmişlik­ ten kurtuluyor. Hele güzel sanatlar sahasında Türkiye hiç de az geliş­ miş bir memleket değildir. İhracat yapıyoruz. Güzel sanatlar sahasın­ da yetişmiş insanlarımız da... Bir zamanlar ziraat ve sanayi kongreleri düzenledik. O zamanki bilim seviye­ mizi görseydiniz şaşardınız. Bugün

her sahada yetişmiş elemanımız

var. Şimdi efendim asıl mühim olan yeni bir tip iş adamı da yetişti. Bu iş adamı sosyal mes'uliyeti müdrik iş adamı. Yalnız kazancını düşün­ müyor. Sosyal mes'uliyetlerini de müdrik olduğu için, bir takım kültü­ rel ve sosyal hizmetler yapmak ih­ tiyacını duyuyor. Ve geniş ölçüde bunu yapıyor. İşte bu, sınıf kavgası esprisi içinde gelişmiş olan kapita­ lizmin yepyeni bir tecellisidir.. Sos­ yal mes'uliyeti müdrik sanayiciler, iş adamları, olarak sîzleri hürmetle selâmlıyorum. Var olunuz, sağ olu­ nuz.»

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sırlanndan biri de, toprak ile iklimin en kaliteli üzümler yetiştirmeye uygun olmasının yanı sıra bunlardan iyi şaraplar yapabilm ek için gereken “optimum”lann

Kadınlardan TV’ye protesto ANKARA, ÖZEL HP Ankara tl Kadın Komisyonu Başkanı Jale Can­ dan 10 Kasım’da Semra Özal’ı Anıtkabir’de görün­ tülediği için

Elektrikli araçlarda kullanılan bataryaların enerji ka- pasitesinin artırılması için araştırmalar devam ediyor ve lityum iyon bataryalarda elektrot ve elektrolit olarak

Orta halli ve kalabalık bir esnaf ailesi içinde, Tophane'de Karabaş Mahallesi'nde dünyaya gelen Ahmet Mithat babasının ölümü üzerine beş-altı yaşlarındayken

ÇalıĢmamızda son yıllarda santral sinir sistemi (SSS) üzerindeki etkileri yeni gösterilen raf kinaz inhibitörü GW5074'ün farelerde asetik asit ile oluĢturulan

Vasco da Gama Hareketi, değişim programları aracılığıyla çeşitli din, dil ve ırktan binlerce genç aile hekiminin bir araya gelip deneyimlerini

1968’de Devlet Gü­ zel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümüne girdi.. Neşet Günal atelyesinde master seviyesinde

Muammer Ak- soy, Çetin Emeç ve şoförü Sinan Ercan'ı öldürenlerin bulunma­ sının, Türk polisi için bir sınav olduğunu açıklayan üst düzey yetkili,