• Sonuç bulunamadı

Büyükada'da Robinson gibi yaşıyor:alkolün tükettiği müzisyen:bu ne hal Ergüder

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyükada'da Robinson gibi yaşıyor:alkolün tükettiği müzisyen:bu ne hal Ergüder"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

f

Nur

Yoldaşı

yaratan

adamdı

İŞ PEŞİNDE

Kendisiyle güçlükle konuştu arkadaşımız

Bircan Silan... O, bu konulardan sözetme-

dt ama, Adalar Emniyet Amirliği'nden öğ­

rendik ki bizden bir gün önce halası ve

eski karısı ziyaretine gitmiş sanatçının...

Onların verdiği parayı güçlükle kabul

etmiş ve “Belki de bir iş aramak için yol

parası yapmama yarar” demiş... Polisle­

rin verdiği sıcak ekmeği kabul etmiş an­

cak “Yakacak ve öteki yiyecek yardımları­

nı” “sağolun" diye geri çevirmiş...

Ergüder Yoldaş, şimdi Büyükada'da dünyaya küsmüş, yarı aç yarı tok

yaşıyor ama bir dönem müzik dünyamızın saygın isimlerinden biriy­

di... Eşi Nur Yoldaş'ı yaptığı bestelerle müzik dünyamıza o armağan

etmişti. Şimdi, çalı çırpı dibinde yaşayan 54 yaşındaki Ergüder Yol-

daş'ın müzik dünyasıyla arasındaki tek bağ küçücük radyosu...

$ÈÊÊËÊÊÊIi M ÊÊÊIÊÊÊÊÊÊÊÈÊË

Büyükada'da Robinson gibi yaşıyor

Bu ne hal

■ I

“Su İtan iyegah” ı n

bestecisi

E rgüder Yoldaş

'ın durum u iç ier

acısı

Röportaj: Bircan Usallt SİLAN Fotoğraflar: Erol DİKSOY

• Ergüder Yoldaş bir dö­

nem Sopofta büyük orkest­

rayı yönetmiş, bir dönem

de Altın Orfe'de ikincilik al­

mış uluslararası düzeyde

bir sanatçı idi... Nur Yoldaş

diye birini varetmiş, ondan

ayrıldıktan sonra zaten va­

rolan alkol sorunu daha da

artmış ve Çapa'da profesör

Süleyman Velioğlu'nun de­

netiminde tedavi görmüştü.

Ancak ne son evliliği, ne

çocuklarının varlığı, ne bes­

teleri onu yalnızlığından

kurtarmaya yetiyor.

O N U K U R TA R A LIM

• Süheyl Denizci, Ayla Al-

gan, Timur Selçuk, Zeliha

Berksoy, Ergüder Yoldaş

için ellerinden gelen herşe1

yi yapacaklarını söylüyor­

lar. Ona bir jübile öneriyor­

lar. İş bulmaya uğraşıyor­

lar, ancak ne yazık ki iş ga­

rantisi veremiyor kimse...

Ama hepsi yürekten “Yazık

onun gibi müzisyene. Onu

kurtarmak hepimizin göre­

vi” diyor.

• Yazısı 10'ncu sayfada

ERGÜDER

I

(2)

r .H 'M :w .u ı / .r m T 3 i

Bu ne hal Ergüd er?

KARIN tipiye, tipinin kara dönüştüğü bir kış gününde sa­ rılıp sarmalanıp fotomuhabiri ağabeyim Erol Diksoy ile Ada vapuruna biniyoruz...

Ada'daki faytonculara Ergüder Yoldaş'ı tanıyıp tanı­ madıklarını soruyoruz önce “Hani şu saçı sakalı karışmış adam mı? Hani tek başına yaşayan zavallı adam mı?” di­ yorlar...

Adada ikinci durağımız Emniyet Am irliği oluyor ve oradan bize verilen bir araba ve nerede göründüğüne ilişkin ipuçları yola çıkıyoruz...

Adanın çöplüğüne doğru gidiyoruz. Kayalıklara ini­ yoruz... Hiç kimse yok. Derken tek kişinin güçlükle geçe­ bileceği birpatika yol gözümüze ilişiyor. Heyecan ile aşağı iniyoruz. Soğuk bir yandan, dikenler, çalılıklar, za­ rarlı hayvan ürküntüsü biraz da açıkçası korkarak kaya­ lıklara doğru iniyoruz. Ve birden karşımızda o...

Masmavi çakmak gibi gözleri ile karşımızda. Üstün­ de çağla yeşiii yırtık pırtık bir kazak. Saçları belli ki ay­ lardır taranmıyor kesilmiyor... Sakalları gibi. Elinde iki yırtık poşet içinde minik naylon bidonlar. Ayaklarına, pantolonuna bakası gelmiyor insanın. Gözleri ve bakış­ ları öylesine mağrur ki...

“Merhaba Ergüder” diyor Erol ağabey.

Hiç şaşırmıyor bizi gördüğüne 54 yaşındaki adam. “Merhaba” diyor. “Ama röportaj yok. Fotoğraf yok. Asla konuşmam. Resmimin çekilmesine izin vermem." O indi­ ğimiz dik yamacı hızla çıkmaya başlıyor. Biz tıknefes ol­ duğumuz halde o soluk almadan yürümekte. Bir bebe­ ğin o insanı ölüp bitiren enerjisi var sanki...

“Ergüder bey bir dost selamı, merhabası, bir soluk al- dırmacası yok mu. Belki de bir tas kahve ikram edersi­ niz bize?” diyorum. Yüzüme bakıp T o k ki ne ikram ede­ yim” diyor...

Hızla yürümeye devam ediyor... Erol ağabey arka­ sından seslenip fotoğraf çekerken Tapm a be” diyor göz­ leriyle...

- Size dostlarınızdan mesajlar getirdim... “Hangi dostlarımdan?”

- Ayla Algan'dan, Timur Selçuk'tan, Zeliha Berk- so/dan...

“Geç geç onları... Geç... Hepsi sağolsun. Ama ben kimseden birşey istemiyorum.”

- Niye istemiyorsunuz?

“Ben yalnız kalmak istiyorum. Kendi başıma. Kimse­ nin etrafımda dolaşmasını, bana laflar edip akıllar ver­ mesini istemiyorum.”

- Ama sizin gibi bir döneme imzasını atmış sanatçıya sanat yaşamımızın gereksinmesi var.

“Bırak kızım bu lafları bırak. Onlar ve sizler hepiniz öyle akıllı, kültürlü, bilgili ve zekisiniz ki benim gibi cahil­ lerin aklına mı ihtiyaçları var. Ben kimseden birşey iste­ miyorum. Yalnızca beni burada bıraksınlar işime karış­ masınlar yeter.”

- Sizin buralara gelip Robinson gibi tek başınıza ya­ şamanıza eski karınız mı, Nur Yoldaş mı, çocuklarınız mı, kim neden oldu?

“Hiçbiri... Olay o kadar basit değil. Ben dünyaya küs­ tüm. İnsanlarla tek tek işim yok. Kimseyle de görüşmeye hesaplaşmaya niyetim yok.”

- Ya alkol sorununuz? Çünkü sizin bir dönem Ça- pa'da tedavi gördüğünüzü biliyoruz? (Ama şu an benim konuştuğum adamın alkol sorunu olmadığı o kadar belli ki. Çok akıllıca yanıtlar veriyor. Gözleri ve yüzü sağlıklı. Alkolün o derin izi yok gibi.)

“Benim alkol sorunum filan yok. Hallettim o işi.” - Peki ya ne yiyip ne içiyorsunuz?

‘Herkes gibi ne bulursam onu yiyorum. Suyu da gör­ düğün gibi tepede bir kuyu var gidip oradan alıyorum. Onu içiyorum. Ben böyle huzurlu ve mutluyum.”

- Ya bu karda kıyamette, çalılıkların içinde uyumak­ tan, donup kalmaktan korkmuyor musunuz?

“Hayır korkmuyorum. Kendi başımın çaresine bakı­ yorum. Ve artık daha fazla konuşmak istemiyorum. Ne arkadaşlarımın ne de sizin yardımınıza ihtiyacım yok. Sağolun buralara kadar gelmişsiniz ama bırakın bu be­ nim hayatım, istediğim gibi yaşayayım. Beni mutsuz et­ meyin...”

O kadar kesin ve kararlı ki bu dediklerinde Ergüder Yoldaş. Alıp başını gitmesini izlemekten başka yapacak birşey, bir güç bulamıyorum kendimde. O sırada içimde Nur Yoldaş, “Sultaniyegah”ı söylüyor, Ergüder Yoldaş pi­ yano çalıyor gözümün önünde. Altın Orfe'de aldığı ikinci­ lik fotoğrafları, Zeliha Berksoy ile yaptığı çalışmalar, sevgili oğlu ile sarmaş dolaş fotoğrafı geçiyor gözümün önünden. Kim bilir onun dolu dolu olup kaçan gözlerin­ den neler geçiyor.

irkir

Adalar Emniyet Amirliği Ergüder Yoldaş'a birilerinin sahip çıkmasını istiyorlar. Bu onun verdiği herhangi bir rahatsızhk yüzünden değil, donup kalmasından korktuk­ ları için, işte bu yüzden Türkiye İş Bankası'nın Büyükada Şubesi'ne 208309 nolu Ergüder Yoldaş adına hesap aç­ tırmışlar. Bizden de duyurması...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toras Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuçta, mesela on yedinci yüzyıl Fransız entelektüellerinin temel çelişkisini, iki asır sonra Müslüman Şark’ın münevveri yaşamak zorunda kalabilmektedir çünkü ta-

Double Liouville potential and general dilaton coupling is considered to obtain more general solutions with extra pa- rameters and diagonal metric in the theory.. From the outset

In this section, we shall reduce the angular equations 共16兲 and 共17兲 into a set of linear set of first order differential equations for the case of the Dirac particle with mass..

We present a solution for the Einstein-Maxwell equations which unifies both the magnetic Bertotti- Robinson and Melvin solutions as a single metric in the axially symmetric

[r]

1660 yangınından sonra bu semtlerin tamama yakım yanmış ve Musevi nüfus da limanın genişlemesi ve Yeni Cami’- nin Valide Terhan Sultan tarafından

We concluded that the accumulation of rearranged mtDNA in granulosa cells might not interfere with fertilization of human oocytes and further embryonic development; it was,

Zaman içinde e-okuyuculara kâ- ğıttan okuma deneyimine en yakın deneyimi yaşatacak özelliklerin ek- lenmesi belki ekran ve kâğıt arasın- daki ayrımı biraz daha kapatabilir,