• Sonuç bulunamadı

2004 Yılı İçerisinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na Başvuran Mantar Zehirlenmesi Vakalarının Değerlendirilmesi = The Assessment of Mushroom Poisoning Cases Which Admitted to Cumhuriyet University Medical Fac...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2004 Yılı İçerisinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na Başvuran Mantar Zehirlenmesi Vakalarının Değerlendirilmesi = The Assessment of Mushroom Poisoning Cases Which Admitted to Cumhuriyet University Medical Fac..."

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

15

2004 Yılı İçerisinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na

Başvuran Mantar Zehirlenmesi Vakalarının Değerlendirilmesi

The Assessment of Mushroom Poisoning Cases Which Admitted to Cumhuriyet University Medical Faculty

Emergency Department In 2004

Ş. Hakan EREN *,Hakan OĞUZTÜRK **, İlhan KORKMAZ **, Osman VAROL **

* Öğr. Gör. Dr., C. Ü. Tıp Fakültesi, ACİL TIP Anabilim Dalı, SİVAS ** Arş. Gör. Dr., C. Ü. Tıp Fakültesi, ACİL TIP Anabilim Dalı, SİVAS

ÖZET

Giriş: Özellikle yağmurların çok yağdığı bahar aylarında yetişen mantarlar bilinçsizce yenildiğinde ciddi bir halk sağlığı problemi oluşturmaktadır. Erken dönemde görülen bulantı-kusma düşük toksisiteli mantarları düşündürürken, altıncı saatten sonra bulantı-kusma olması ölümcül olabilecek mantarlar ile zehirlenmeyi akla getirmelidir.

Amaç: Çalışmamızda önemli bir halk sağlığı sorunu olan mantar zehirlenmesi vakalarını incelemeye çalıştık.

Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2004 yılı içerisinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na başvuran 58 mantar zehirlenmeli hasta retrospektif ve kesitsel olarak incelendi. Çalışmaya alınan 58 hastanın semptomları, semptom başlama süresi, mantarın yenme şekli, toplandığı yer ve patolojik laboratuvar bulguları sorgulandı.

Bulgular: 58 hastanın 44’ünde (%75.9) başlangıç semptomu bulantı-kusma, 8’inde (%13.8) baş ağrısı ve baş dönmesi, 6’sında (%10.3) ise şuur bozukluğuydu. Hemen tüm hastaların semptomları 6 saatten önce başlamıştı. Sadece 1 hasta mantarı ne zaman yediğini hatırlamıyordu. Hastaların 40’ı (%69.0) mantarı sote yaparak, 12’si (%20.7) mangalda közleyerek, 6’sı (%10.3) ise tavada kavurarak yemişti. Tüm hastalar mantarları dağdan toplamışlardı. 11 (%19.0) hastada respiratuvar alkaloz, 14 (%24.1) hastada beyaz küre yüksekliği, 4 (%6.9) hastada sınırda karaciğer enzim yüksekliği, 4 (%6.9) hastada tip 1 hipoksemi tespit edildi. 25 (%43.1) hastada patolojik laboratuvar bulgusu yoktu. Vakalarda ölüm olayı gerçekleşmedi.

Sonuçlar: Sivas ve çevresinde meydana gelen mantar zehirlenmesi olgularında ölüm olayına rastlanmaması bu bölgede yetişen mantarların ölümcül mantarlar olmadığı fikrini desteklemektedir. Yine de bu durum bilinçsiz yenen dağ mantarlarının hiçbir zaman tehlike oluşturmayacağı anlamına gelmemelidir. Sonuç olarak mantar zehirlenmesi olgularında hastaneye erken başvuru ile zehirlenme komplikasyonlarına engel olunacak, sivil halkın eğitilmesi ile de mantar zehirlenme vakalarında belirgin azalmalar sağlanacaktır.

Anahtar Kelimeler: Mantar, zehirlenme, acil tıp.

SUMMARY

Introduction: It is a serious national health problem when the mushrooms are eaten, which are growing rapidly during the rainy spring months. When nausea and vomiting within early hours is associated with low toxic mushrooms, nausea and vomiting seen after six hours indicates lethal mushroom poisoning.

Purpose: In the present study we investigated the mushroom poisonings which are serious public health problem.

Methods: Fifty-eight patients who had mushroom poisoning and admitted to Cumhuriyet University Medical Faculty Emergency Department during the year 2004 were retrospectively investigated. The patients were asked about their symptoms, when the symptoms had began, how the mushrooms were eaten and where the mushrooms were collected, and the pathologically laboratory findings were noted.

Results: The first symptom in 44 (75.9%) patients was nausea and vomiting, in 8 (13.8%) patients headache and dizziness and in 6 (10.3%) patients confusion. Only one patient could not remember when the mushroom was eaten. Forty (69.0%) patients have eaten the mushrooms as sauteed. 12 (20.7%) patients have eaten it cooked in hot ashes. 6 (10.3%) have eaten the mushrooms as roasted. All patients have picked the mushrooms from the mountains. Eleven (19.0%) patients had respiratory alkalosis. In 14 (24.1%) patients the white blood cell count was high. The liver enzymes were high in 4 (6.9%) patients and other 4 (6.9%) patients had type-I hypoxemia. In 25 (43.1%) patients the results were in normal range. All of the patients survived.

Conclusıon: That the all patients survived, suggested us that the mushrooms in Sivas and enviromental cities are not lethal. But nevertheless we can not be sure that all the mushrooms are harmless. In order to prevent mushroom intoxication the people must be educated and also early admission to the hospital prevents the possible complications.

Key Words: Mushroom, poisoning, emergency medicine.

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 27 (1): 15 – 18, 2005 GİRİŞ VE AMAÇ.

Mantar zehirlenmeleri, özellikle yağışların çok olduğu bahar aylarında ortaya çıkan ve birçok kişinin

(2)

2004 Yılı İçerisinde C. Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na Başvuran Mantar Zehirlenmesi Vakalarının Değerlendirilmesi

16

hastaneye yatırılarak tedavi edilmesini gerektiren ve bazen de ölümlere yol açan bir sağlık sorunudur. Mantar zehirlenmeleri bitkisel kaynaklı zehirlenmelerin neden olduğu ölümlerin %50’sini oluşturmaktadır (1).

Binlerce çeşidi olan mantarlardan sadece 100 kadarı ciddi zehirlenme tablosu oluşturabilir ve bunların da sadece 10 kadarı ölümcül zehirlenmeye yol açar. Her yıl binlerce potansiyel toksik mantar yeme vakaları bildirilmesine rağmen, bunlardan sadece birkaç yüz kadarı belirgin morbidite ve mortaliteyle sonuçlanmaktadır (1, 2, 3).

Mantarlar, içeriğindeki vitaminler, mineraller ve proteinler nedeniyle ideal bir besin kaynağı olarak kabul edilmektedir. 100 gr. mantarın 25-35 kalori içermesi; mantara obezite oluşturmadan ideal beslenmeyi sağlayan besinler grubunda yer alma özelliği kazandırır (4).

Mantarların yenilmesi ile zehirlenme belirtilerinin ortaya çıkması arasında geçen süre prognozla yakından ilgilidir. Süre kısa ise tablo hafif, uzun ise tablo genellikle ağırdır (2).

Ülkemiz, uygun ekolojik koşulları nedeniyle mantar florası yönünden oldukça zengindir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde, düşük sosyoekonomik koşullarda yaşayan kişiler tarafından besin amacıyla toplanması ve tüketilmesi nedeniyle mantar zehirlenmeleri sık görülmektedir. Mantar yeme öyküsü olan hastalar, gastrointestinal şikayetleri hangi saatte başlarsa başlasın daima hastaneye yatırılmalı ve mümkünse erken tedavi yaklaşımının belirlenmesinde önemli olan serum alfa amanitin düzeyine bakılmalıdır (1, 2, 5).

Çalışmamızda Sivas ve çevresinde mantar zehirlenmelerinin sık görüldüğü bahar aylarında kliniğimize gelen hastaların şikayetleri, semptom başlama süresi, mantarı yeme şekilleri, klinik ve laboratuar bulguları ile hastalığın seyrini incelemeyi amaçladık.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışmamızda, 01.01.2004 - 31.12.2004 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na başvuran 58 hasta, retrospektif kesitsel olarak incelendi. Sonuçlar frekans dağılımı olarak verildi. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, şikayetleri, semptom başlama süreleri, klinik ve laboratuvar bulguları (tam kan sayımı, tam biyokimya, PT-PTT, kan gazı)

değerlendirmeye alındı. Dosya verileri eksik olanlar ve dosyalarına ulaşılamayan hastalar çalışma dışı bırakıldı.

BULGULAR.

Çalışmaya alınan hastaların 30’u (%51.7) erkek, 28’i (%48.3) kadındı. Yaş ortalaması; erkeklerde 36.3±2,1, kadınlarda 39.2±3,1 yıl bulundu.

Çalışmaya alınan 64 hastadan 6’sı dosya verileri eksik olduğu ya da dosya verilerine ulaşılamadığı için çalışma dışı bırakıldı. Bir yıl içerisinde acil servise başvuran 18687 hastadan 64’ünü (%0.0034) mantar zehirlenmeleri oluşturmaktadır. Mantar zehirlenme vakalarına bahar aylarında daha sık oranda rastlanmaktadır. Vakaların 16’sı (%27.6) sonbaharda, 1’i (%1.7) kış aylarında, 31’i (%53.4) ilkbaharda ve 10 (%17.3) tanesi yaz aylarında zehirlenmiştir (Tablo 1).

Tablo 1. Vakaların mevsimlere göre dağılımı

Mevsimler n %

Sonbahar 16 27.6

Kış 1 1.7

İlkbahar 31 53.4

Yaz 10 17.3

Başvuran 58 hastanın 44’ünde (%75.9) başlangıç semptomu bulantı-kusma, 8’inde (%13.8) baş ağrısı ve baş dönmesi, 6’sında (%10.3) ise şuur bozukluğuydu (Tablo 2).

Tablo 2. Mantar zehirlenme vakalarında semptomlar (n=58)

Semptom n %

Bulantı-kusma 44 75.9

Baş ağrısı, baş dönmesi 8 13.8

Şuur bulanıklığı 6 10.3

Hemen tüm hastaların semptomları 6 saatten önce başlamıştı. Sadece 1 hasta mantarı ne zaman yediğini hatırlamıyordu. Hastaların 40’ı (%68.9) mantarı sote yaparak, 12’si (%20.7) mangalda közleyerek, 6’sı (%10.3) ise tavada kavurarak yemişti (Tablo 3).

Tüm hastalar mantarları dağdan toplamışlardı. 11 hastada (%19.0) respiratuvar alkaloz, 14 hastada

(3)

Eren ve ark.

17 (%24.1) beyaz küre yüksekliği, 4 hastada (%6.9)

sınırda karaciğer enzim yüksekliği, 4 hastada (%6.9) tip 1 hipoksemi tespit edildi. 25 hastada (%43.1) patolojik laboratuvar bulgusu yoktu (Tablo 4). Vakalarda ölüm olayı gerçekleşmedi.

Tablo 3. Mantarı yeme şekilleri (n=58)

Pişirme şekli n %

Sote 40 69.0

Mangalda közleyerek 12 20.7

Kavurarak 6 10.3

Tablo 4. Patolojik laboratuvar bulguları (n=58)

Patolojik laboratuvar bulgusu n %

Respiratuvar alkaloz 11 19.0

Beyaz küre yüksekliği 14 24.1

Karaciğer enzim yüksekliği 4 6.9

Tip 1 hipoksemi 4 6.9

Patolojik laboratuvar bulgusu yok 25 43.1

TARTIŞMA

Binlerce çeşidi olan mantarlardan sadece 100 kadarı ciddi zehirlenme tablosu oluşturabilir ve bunlarında sadece 10 kadarı ölümcül zehirlenmeye yol açar. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde kırsal alanlarda toplanıp yenilen mantarlarda zehirli olanları ayırt etmek her zaman mümkün olmayabilir. Dağdan, tarladan toplanan mantarların dışında bazen kültür mantarları da zehirlenmelere yol açabilir(1, 4, 5).

Ergüven ve arkadaşları (6) 2004 yılında kliniklerine başvuran 28 hastayı incelemişler, ortalama %50 hastada ölüm olayı ile karşılaşmışlardır.

Unluoğlu ve arkadaşları (7) yaptıkları bir araştırmada 1996-2000 yılları arasında mantar zehirlenmelerini incelemişler ve toplam 143 hastadan 4’ünde (%2.8) fulminan karaciğer yetmezliği tespit etmişlerdir.

Semptomların ortaya çıkma süresi kısa olan mantar zehirlenmesi vakalarında genellikle ilk 6 saatte bulgular oluşur. Bu “erken sendrom” olarak adlandırılır. Eğer bulgular 6-24 saatte ortaya çıkıyorsa “geç

sendrom” olarak isimlendirilir. Geç başlangıçlı sendromlar %90’lara varan oranda öldürücü olabilir. Erken sendromlarda ise ölüm olayına pek rastlanmaz (2, 8).

Bizim çalışmamızda hastalarda semptomların ortaya çıkma süreleri 6 saatin altındaydı. Özellikle gastrointestinal şikayetlerin olması hastaneye başvuru sürelerini de kısaltmıştı. Bu da bize vakalarımızın tamamının erken sendroma uyan mantar zehirlenme olguları olduğunu düşündürmüştür. Vakalarımızın tamamında zehirlenme gidişatı şifa ile sonlanmıştır.

Mantarlarla zehirlenmelerde genel tedavi prensibi; destekleyici tedavi ile başlanıp takibinde bağırsaklardan dekontaminasyonu sağlamaktır. Plazmada bulunan amatoksinler, böbrekler tarafından atıldığından, hastanın böbrek fonksiyonlarının bozulmaması için 3-6 ml/kg/saat idrar çıkarması sağlanmalıdır. Toksinin gastrointestinal sistemde emilimini, karaciğer ve böbreğe olan etkisini engellemek için gastrik lavaj yapılır, aktif kömür verilir, tioktik asit, penisilin G, vitamin C, kortikosteroid ve silibilin kullanılır (9, 10).

Potansiyel olarak mantar tiplerinden amatoksin, gyromitrin veya oreallein zehirlenmesinden şüphe edilen orta ve ağır zehirlenmiş vakalar tedavi ve gözlem amaçlı hastaneye kabul edilmelidir. Eğer hastalar tedavi ve gözlem periyodunun 6. saati sonunda hala asemptomatik iseler taburcu edilebilirler. Taburcu edilen hastalara eğer semptom gelişirse tekrar gelmeleri önerisinde bulunulmalıdır (1, 9).

Bize başvuran vakalarda semptomların başlama süresi 6 saat ve altı olduğundan erken sendrom olarak değerlendirilip genel tedavi prensibi destekleyici tedavi ile başlanıp takibinde bağırsaklardan dekontaminasyonu sağlanmıştır. Özel toksin spesifik tedavi ihtiyacı sadece iki hastada olmuştur.

Enjalbert ve arkadaşları (11) Kuzey Amerika ve Avrupa’da yirmi yıllık sürede amatoksin zehirlenmesi belirtileri gösteren 2108 hasta üzerinde retrospektif bir çalışma yapmışlardır. Spesifik tedavide detoksikasyon prosedürleri ve ilaç uygulanmasının etkileri araştırılmıştır. Penisilin G’nin tek olarak ya da diğer ilaçlarla kombine kullanımının etkilerinin çok düşük olduğu gösterilmiştir. Tioktik asid ya da steroidler etkisiz bulunmuştur. Silibilin, N-asetil sistein ve detoksikasyon işlemlerinin üzerinde klinik çalışmaların arttırılmasının uygun olduğu sonucuna varmışlardır.

(4)

2004 Yılı İçerisinde C. Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’na Başvuran Mantar Zehirlenmesi Vakalarının Değerlendirilmesi

18

Çalışmamızda acil servise başvuran 2 hastaya yattıkları serviste penisilin G tedavisi uygulanmış ve her iki hastada şifa ile taburcu edilmiştir.

Mantar zehirlenmeleri ilgili çok sınırlı sayıda çalışma olması bu konunun ülkemizde halen önemli bir halk sağlığı problemi olarak görülmediği anlamını taşımaktadır.

Sivas ve çevresinde meydana gelen mantar zehirlenmesi olgularında ölüm olayına rastlanmaması, bu bölgede yetişen mantarların ölümcül mantarlar olmadığı fikrini desteklemektedir. Yine de bu durum bilinçsiz yenen dağ mantarlarının hiçbir zaman tehlike oluşturmayacağı anlamına gelmemelidir.

Sonuç olarak mantar zehirlenmeleri, sosyoekonomik gelir düzeyi düşük toplumlarda tipik bir halk sağlığı problemi olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Yıllardan beri doğadan topladığı mantarları yiyen kişilerde bile zehirlenme vakalarının görülmesi, bu mantarların zehirli olup olmadığını anlamanın ne kadar zor olduğunu kanıtlamaktadır. Bu konuda yapılabilecek halkı bilinçlendirme aktiviteleri hem mantar zehirlenmesinde olabilecek can kaybını azaltacak hem de mantar zehirlenme olgu sayısında da önemli azalmalar sağlayacaktır.

KAYNAKLAR.

1. Tintinalli EJ, Kelen GD, Stapczynski JS. Acil Tıp kapsamlı

çalışma rehberi. Birinci baskı. İstanbul AND danışmanlık 2002;645-651.

2. Onat T. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları. İstanbul.

EksenYayınları, 1996;1050-1051.

3. Kayaalp SO. Tıbbi Farmakoloji Cilt 3. Ankara. Feryal

Matbaası, 1993; 2279-2284.

4. Kurtoğlu S. Zehirlenmeler teşhis ve tedavi. Erciyes

Üniversitesi Yayınları. Kayseri 1992;591-604.

5. Dökmeci İ. Toksikoloji. Zehirlenmelerde tanı ve tedavi.

Nobel Tıp Kitabevi 3. Baskı. İstanbul 2001;567-616.

6. Ergüven M, Çak1 S, Deveci M. Mantar zehirlenmesi, 28

vakanın değerlendirilmesi.Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Dergisi 2004; 47: 249-253.

7. Unluoğlu I, Tayfur M. Mushroom poisoning: an analysis

of the data between 1996-2000. Eur J Emeg Med 2003; 10: 23-26.

8. Saviuc P, Flesh F. Acute higher fungi

mushroompoisoning and its treatment. Presse Med 2003; 32: 1427-1435.

9. Sarıkayalar F, Saltık IN. Mantar zehirlenmesi ve tedavisi.

Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 1993; 7: 293-296.

10. Tuncer M, Kayaalp O. Mantar zehirlenmeleri. Tübitak Yayınları. Ankara 1985; 77-84.

11. Enjalbert F, Rapior S, Nougier-Soule J. Treatment of amatoxin poisoning: 20 year retrospective analysis. J Toxicol Clin Toxicol 2002; 40: 715-757.

Yazışma Adresi:

Öğr. Gör. Dr. Ş.Hakan EREN

Referanslar

Benzer Belgeler

2000 -2005 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı (Araştırma Görevlisi)?. 2005- 2008 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi

Giriş:Bu çalışmada acil servisimizde pulmoner anjiyografi ile pulmoner emboli (PE) tanısı alan hastaların sosyodemografik- klinik özellikleri ve bu özelliklerin

Bu çalışmada 30.05.2005 ile 16.06.2008 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi çocuk acil servisine başvuran ve mantar zehirlenmesi

Hastanın spontan solunum yeterliliği test edilir Çalışma ve istirahat periyotlarına izin verir SIMV’den daha hızlı weaning. Solunum iş yükü aniden hastaya geçer

Hatalı tıbbi uygulama iddiası bulunan sağlık hizmeti ile görüş için tarafımıza başvuru arasında geçen süre incelendiğinde; mütalaa ile olay tarihi

– Antibiyotik seçimi MSSA etkeninide kapsamalı – İV Penisilin, Seftriakson, Sefazolin, Klindamisin – Penetran travmaya eşlik eden selülitli hastalarda veya MRSA

Teknesyum (Tc99m) perteknetat tiroid sintigrafisi (TS) ve radyoaktif iyot tutulum testi (RIU), bu amaçla yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir.. Bu derlemenin amacı, bilimsel

Tez konusu, kurumların akademik kurulları tarafından belirlenen tez konuları arasından uzmanlık öğrencisi talebi dikkate alınarak uzmanlık öğrencisinin eğitim