• Sonuç bulunamadı

37 Hastada Oluşan 63 Maksillofasiyal Fraktürde Retrospektif Bir Çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "37 Hastada Oluşan 63 Maksillofasiyal Fraktürde Retrospektif Bir Çalışma"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt 4, Sayı 2, 2001

37 HASTADA OLUŞAN 63 MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRDE

RETROSPEKTİF BİR ÇALIŞMA

Yrd. Doç. Dr. Kerim ORTAKOĞLU* , Dr. Salih SARAÇGİL**, Dr. Evren ÜNER **, Doç. Dr. Cem ŞENER***

ÖZET

Bu çalışmanın amacı 37 hastanın maksillofasiyal bölge-sinde meydana gelen 63 fraktürün retrospektif çalışma sonuç-larını sunmak ve literatürdeki sonuçlarla karşılaştırmaktır. 1996-1998 yılları arasında Diyarbakır Asker Hastanesi Diş Servisinde maksillofasiyal fraktürler nedeniyle tedavi olan 37 hastada tespit edilen 63 fraktür çalışma kapsamına alındı. Hastaların yaşlan, cinsiyetleri, kırıkların etyolojisi, lokalizas-yonları, tedavi yöntemleri ve meydana geldiği dönemler ince-lendi.

Yapılan çalışmada fraktürlerin en önemli nedeninin trafik kazaları olduğu en çok mandibulada ve özellikle korpus bölge-sinde meydana geldiği tespit edildi Kırıkların tedavilerinde hastaların hiç birinde herhangi bir komplikasyonla karşılaşıl-madı ve başarılı sonuçlar alındı.

Anahtar Kelimeler: Fraktür, maksillofasiyal, tedavi

SUMMARY

A Hetmspectıve Study of 63 Maxil/otacial Fractures Oc-curring in 37 Patients

The aim of this retrospective study was to compare, 03 fractures occurred in maxillofacial region in 37 patients with the results of literatüre. The study included 63 iractures of 37 patients, who were treated for maxillofacial fractures in Diyar-bakır Military Hospital Dental Service between 1996-1998. Age, sex of patients, aetiology and localisation, treatment met-hods and occurring period of time of fractures mas investiga-ted.

In this study it was investigated that the most important cause of the fractures were traftic accident and occurred in lo-wer jaw especially at mandibular corpus region. No complicati-on was occurred in the treatment of fractures and successful results were obtained.

Key Words: Fractvre, maxillotacial, treatment

GİRİŞ

Literatür incelendiğinde maksillofasiyal frak-türlerin insidansı, lokalizasyonları, cinsiyet ve yaşa göre dağılımı,tedavileri ve tedavi sonuçları hakkında birçok araştırma görmek mümkündür.(1-13) Bu

araştırmalara göre en sık karşılaşılan nedenin trafik kazaları olduğu belirtilmektedir.(1,2,4,5,8,11,12) Maksillofa-

siyal bölge fraktürleri içerisinde en sık karşılaşılan nazal fraktürler olup, daha sonra ise mandibula fraktürleri gelmektedir.

Maksillofasiyal bölge fraktürlerinin tedavileri, fraktürlerin tipine, lokalizasyonuna, hastanın yaşına, dişlenme durumuna, sistemik hastalıklara, fraktürün oluşundan tedavisine kadar geçen süreye ve Biyolojisine göre değişmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda fraktür tedavisinde kullanıma sunulan titanyum plak ve vida sistemleri sayesinde ekstraoral skar formasyonu ve enfeksiyon riskinin daha düşük olması nedeniyle oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Bu makalemizin amacı rnaksillofasiyal böl-gede meydana gelen 37 hastadaki 63 fraktürün retrospektif çalışma sonuçlarını sunmak ve litera-türdeki sonuçlarla karşılaştırmaktır.

HASTALAR VE METODLAR 1996-1998 yılları arasında Diyarbakır Asker Hastanesi Diş Servisinde rnaksillofasiyal fraktür (mandibula, maksilla, zigoma) nedeniyle tedavi gö-ren 37 hastada tespit edilen 63 fraktür çalışma

* GATA.Dişhek.Bil.Merk.,Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi AD **Serbest Hekim ** MÜ, Diş Hekimliği Fak. Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi AD

SPOR KAZASI %2,70

%24,32

Grafik 1: Biyolojisine göre maksillofasiyal fraktürler.

106

kapsamına alındı. Olgu serisine ateşli silah yaralanması (ASY) sonucu oluşan fraktürler dahil edilmedi. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, kırıkların etyolojisi, lokalizasyonları, tipi, tedavi yöntemleri ve meydana geldiği dönemler incelendi.

BULGULAR

Fraktürlerin Etyolojisi: Çalışmamızda maksil-lofasiyal fraktürlerin en önemli nedeninin trafik kazaları olduğunu tespit ettik (17 hasta, %45,94). İkinci sırada darp gelmekteydi (9 hasta, %24,32). Diğer nedenler ise sırasıyla; düşme(6 hasta, %16,22), iş kazası(4 hasta,

17 TRAFiK KAZALARI %45.94 iş KAZASI 10,81

(2)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001

Yaş ve cinsiyet: Çalışma grubumuza giren hastaların hepsi erkek olup.yaşları 20-42 arasında değişmekte idi (Ortalama yaş 21,8).

Fraktürlerin Mevsimlere Göre Dağılımı: Fraktürlerin en sık görüldüğü mevsim yaz (13 has-ta, % 35,13) olup, daha sonra sonbahar (10 hashas-ta, %27,02), ilkbahar (8 hasta, %21,62) ve kış (6 has-ta, %16,22) gelmekteydi (Grafik-2).

Grafik 2: Mevsimlere göre maksillofasiyal fraktürler.

Anatomik Dağılımı: Maksillofasiyal Iraktürü bulunan 37 hasta izole ve kombine fraktürler ola-rak iki grupta incelendi. İzole grupta 34 hasta (%91,89), kombine grupta ise 3 hasta (%8,11) bu-lunmaktaydı. İzole grupta mandibula fraktürü 30 hastada (%81,09), maksilla fraktürü 3 hastada (%8,11) ve zigoma fraktürü bir hastada (%2,7) gö-rüldü. Kombine fraktürleri oluşturan grupta ise 2 hastada (%5,4) maksilla ve mandibula, bir hastada (%2T7) zigoma ve maksilla fraktürü vardı

(Grafık-3).

CİLT: 4, SAYI: 2

15,68), 7'si iş kazası (%13,72) ve 2'si spor kazası (%3,92) sonucu meydana gelmişti (Grafik-4).

2 SPOR KAZASI

%3.92

Grafik 4: Etyolojisine göre mandibula fraktürleri.

Anatomik Dağılımları: Yapmış olduğumuz araştırmada mandibula fraktürleri en çok korpusta meydana gelmişti (15 fraktür; % 29,41). Daha son-ra sıson-rasıyla kondil (13 fson-raktür, %25,49), simfiz (12fraktür,%23,53), angulus (10 fraktür, %19,6) ve ramus (1 fraktür, %1,96) fraktürleri gelmekteydi (Grafik-5).

Grafik 3: Maksillofasiyal fraktürlerin anatomik dağılımları.

Mandibula Fraktürleri: Mandibula fraktürü bulunan 32 hastada 51 traktür etyoloji ve lokalizas-yonlarına göre incelendi.

Fraktürlerin Etyolojisi: 51 mandibula fraktü-ründen 22'si trafik kazasına bağlı fraktürlerdi (%43,14).12'si darp (%23,53), 8'i düşme (%

Grafik 5: Mandibula fraktürlerinin anatomik dağılımları.

Maksilla Fraktürleri: Maksilla fraktürü bulu-lan 6 hastada oluşan 10 fraktür hattı etyolojileri ve lokalizasyonları açısından değerlendirildi.

Fraktürlerin Etyolojisi:10 fraktürün etyolojisi incelendiğinde 5'inin trafik kazası (%50), 3'ünün darp (%30) ve 2'sinin düşme (%20) sonucu oluştuğu belirlendi (Grafik-6).

(3)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001 CİLT: 4, SAYI: 2

Anatomik Dağılımları: 10 Iraktür hattı ince-lendiğinde 4'ü maksiller alveol kemiğinde (%40), 2'si vertikal fraktürler şeklinde (%20), 2'si fossa ka-nina bölgesinde (%20), 1'i anterior maksillada (%10)ve 1'ideLeFort l (%10) kırıkları şeklindeydi (Grafik-7).

1 1 4

Anterior Maksilla %10 Le Fort I Alveol Kemiği%40

2 Fossa Kanina %20 2 Vertikal Fraktür %20 Grafik 7: Maksilla fraktürlerinin anatomik dağılımları.

Zigoma Fraktürleri: 2 zigoma fraktürünün et-yolojisi incelendiğinde 2'sinin de trafik kazasına bağlı olarak ve infraorbital rimde meydana geldiği tespit edildi.

Maksillofasiyal Fraktürlerin Tedavileri: 37 hastada oluşan 63 fraktürün tedavisinde; 36 frak-türde (%57,14) kapalı redüksiyon, 27 frakfrak-türde (%42,86) ise açık redüksiyon gerçekleştirildi. Man-dibula fraktürlerinden 10 simfiz fraktürüne (%37.04), 5 angulus fraktürüne (%18,52) ve2 kor-pus fraktürüne (%7,40) ayrıca 8 maksüla fraktürü-ne (%29,62) ve 2 zigoma fraktürüfraktürü-ne (%7,40) açık redüksiyon yapıldı (Grafik-8).

10Simfiz Fraktürü %37.04

2 Korpus fraktürü Angulus fraktürü%18.52

Grafik 8: Maksillofasiyal fraktürlerin tedavileri.

Gerek kapalı redüksiyon, gerekse açık re-düksiyonla tedavi edilen hastaların hiçbirinde peri-operatif bir komplikasyon, postperi-operatif enfeksiyon, maloklüzyon, malünion, nonünion veya duyusal bozukluk gibi komplikasyonlar gözlenmedi. Kapalı redüksiyonla tedavi edilen hastaların immobilizas-yon süresince yemek yeme ve konuşma güçlüğü çekmeleri, açık redüksiyonla tedavi edilenlerde ise

böyle bir sorunla karşılaşılmaması ve fonksiyonun erken dönemde kazandırılması nedeniyle hastalar tarafından daha kabul edilebilir bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.

TARTIŞMA

Bir çok araştırıcı maksillofasiyal fraktürlerin etyolojisinde en çok görülen nedenin trafik kazaları olduğunu belirtmişlerdir.(1,2,4,5,8,11,19) Aynı araştırıcılar

ikinci sırayı darp sonucu oluşan fraktürlerin aldığını bildirmişlerdir. Buna karşılık bazı araştırı-cılar ise fraktürlerin en çok görülme nedeninin darp olduğunu belirtmişlerdir.(14,15,16) Bizim araştırmamız

ise maksillofasiyal fraktürlerin en sık %45,94 oranıyla trafik kazaları sonucunda,ikinci olarak ise %24,32 oranıyla darb sonucunda meydana geldi-ğini ortaya koymuştur. Bu sonuçlar literatürdeki bir-çok araştırmalarla uygunluk göstermektedir. (1,2,4,5,8,11,12)

Literatürde mandibula fraktürlerine ait birçok epidemiyolojik araştırma mevcuttur. Ellis ve arka-daşları(15) 1974-1983 yılları arasında İskoçya'da,

Chuong ve arkadaşları(17) 1975-1978 yılları

ara-sında Boston'da, James ve arkadaşları(18) 1978

yılında New Orleans'da, Olson ve arkadaşları(8)

1972-1978 yılları arasında lowa'da, Erol ve arka-daşları(19) 1978-1990 yılları arasında

Diyarba-kır'da, Ilıcalı ve arkadaşları(20) 1974-1978 yılları

arasında İstanbul'da, Bochlogyros(2) 1960-1980

yılları arasında Almanya'da yaptıkları çalışmalar-da mandibula fraktürlerini değerlendirmişlerdir. Araştırmaların tamamı mandibula fraktürlerinin bü-yük çoğunluğunun erkeklerde meydana geldiğini göstermektedir. Ayrıca bu çalışmaların hepsinde mandibula fraktürlerinin 11-40 yaşları arasında oluştuğu bildirilmektedir. Anatomik dağılımları ise bu çalışmaların hepsinde benzerlikler göstermek-tedir.

Maksillofasiyal fraktürler içersinde en çok görülen mandibula fraktürleridir. (1,2,4,19,20) Bizim

sonuçlarımıza göre de meydana gelen fraktürler en sık mandibulada ortaya çıkmış olup, ikinci ola-rak maksilla etkilenmekteydi. Mandibulada bu ka-dar çok fraktür oluşmasının nedeni, yüzün alt kon-turunu oluşturan bir kemik olması nedeniyle dışa-rıdan gelen kuvvetlere karşı ilk hedef teşkil etmesi-dir.

Mandibula fraktürlerinin lokalizasyonları in-celenecek olursa birçok araştırıcı fraktürlerin en sık mandibulanın korpusunda oluştuğunu bildir-mişlerdir.(1,2,4,14,21,24) Aynı araştırıcılar daha sonra

sırasıyla angulus, simfiz ve kondil fraktürlerinin meydana geldiğini en az fraktür görülen bölgelerin ise ramus ve koronoit olduğunu belirtmişlerdir. Bi-zim serimizde de en çok korpus fraktürü gözlen-

108 2 ZİGOMA FRAKTÜRÜ %7,40 8 MAKSİLLA FRAKTÜRÜ %29,62

(4)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001 CİLT: 4, SAYI: 2

mistir (%29,41). Ancak ikinci sırayı kondil fraktürle-ri i/025,49) oluşturmakta, daha sonra ise simfiz

(%23,53), angulus (%19,6) ve ramus (%1,96) frak-türleri gelmekteydi.

Maksillofasiyal fraktürlerin tedavisinde çeşitli dental ve ortopedik prensiplerden yararlanmak ge-rekir: 1. Fragmanların anatomik pozisyonda redük-siyonu, 2. Oklüzyon bozukluğunun düzeltilmesi, 3. İyileşmenin kolay olması için fraktürlerin rijit immobilizasyonu, 4. Fonksiyonun optimal ve erken sağlanması,

5. Enfeksiyonların, malunion ve nonunionla-rın önlenmesi. Bu prensiplerin gerçekleştirilmesin-de açık redüksiyonlu veya açık redüksiyonsuz maksillomandibuler fiksasyon ve tel osteosentezi birçok fraktürün tedavisinde başarıyla uygulanan yöntemlerdir. Bununla birlikte maksillomandibuler fiksasyonun kullanımı kilo kaybı, kötü ağız hijyeni, fonksiyon kaybı, sosyal ve konuşma güçlükleri gibi bazı dezavantajlara sahiptir. Ayrıca dişsiz veya parsiyel dişsiz çenelerde, fraktür hattında defekt olduğu durumlarda, enfekte fraktürlerde ve özel medikal veya sosyal problemleri olan hastalarda maksillomandibuler fiksasyon kolaylıkla uygulana-maz. Vida ve plaklarla rijit internal fiksasyon uygu-lamaları ise maksillomandibuler fiksasyonun bu eksikliklerini tamamlarken, aynı zamanda fraktürle-rin tedavilefraktürle-rinde uyulması gereken prensipleri de sağlarlar.25 Maksillofasiyal fraktürlerin tedavilerinde

kapalı veya açık redüksiyon tercih edilebileceği gibi bazı durumlarda kombine tedaviler de yapıla-bilmektedir. Tedavi şekli klinisyenin tecrübe ve bil-gisine, fraktürlerin lokalizasyonlarına ve tipine göre değişmektedir.15 Tedavide öncelikle düşünülmesi

gereken şey, fraktürlerin uygun şekilde redüksiyo-nu ve fiksasyoredüksiyo-nu ile fraktür öncesi estetik ve fonk-siyonun sağlanmasıdır.

KAYNAKLAR

1. Adekeye EO. The pattern of fraclures of ihe facial skeleton in Kaduna, Nigeria. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 49: 491-495, 1930

2. Bochlogyros PN. A Retrospective studyof 1521 man- dibular fractures. J Oral Maxıllofac Surg 43: 597-599, 1985

3. Fortunato MA, Fielding AF, Guernsey LH. Facial bo ne fractures in children. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 53: 225-230, 1932

4. Haug RH, Prather J, Indresano AT. An epidemiologic survey of facial fractures and concomitant ınjuries. J. Oral Maxillofac Surg 48: 926-932, 1990

5. Kahnberg KE, GÖihberg KAT. Le Fort fractures: A study of frequency. aetıology. and treatment. Int J Oral Maxillo- fac Surg 16: 154-159.1937

6. Mallot SP. Fractures of the jaw. A survey of 2124 ca- ses. J Am Dent Asso. 41:657-661,1950

7. Olafsson SH. Fractures of ihe facial skelelon Reykja vik, Iceland, 1970-1979. Int J Oral Surg 13:495-505, 1984

8. Olson RA, Fonseca RJ, Zeitler DL, Osbon DB Frac tures of the mandible. A Review of 580 Cases. J. Oral Maxillo- fac Surg 40: 23-28. 1982

9. Ramba J Fractures of facial bones in children. Int J

Oral Surg 14:472-478, 1985

10. Sawhney CP, Ahuja RB. Faciornaxillary fractures in North India. A statistical Analysis and Review of Management. Br J Oral and Maxillofac Surg. 26' 430-434,1983

11. Sofferman RA, Danielson PA, Quatela V. Retros pective analysis of surgically treated Le Fort fractures Arch Oto- laryngoM09: 446-448,1983

12 Steidler NE, Cook RM, Reade PC. Incidence and ma, ı ağ e meni of majör middle thırd facial fractures at the Royal Melbourne Hospıtal. Int J Oral Surg 9: 92-98. 1980

13. Thorn JJ, Mageltoft M, Hansen PK. Incidence and etiological pattern of jaw fractures in Greenland. Int J Oral Ma- xillofac Surg 15: 372-378, 1986

14. Çetingül E. Çene ve Yüz Travmatolojisi, izmir, Ege Üniversitesi Basımevi,1997

15. Ellis E, Moos KF, EI-Atar A Ten years of mandibu- lar fractures: An analysis of 2137 cases. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 59: 120-129, 1985

16. Rıx L, Stevenson ARL, Punnia-Moorthy. An analysis of 90 cases of mandıbular fracture treated with mini plate oste- osynthesis. Int J Oral Maxillofac Surg 20: 337-441, 1991

17. Chuong R, Donoff RB. Guralnıck WC. A retrospectı- ve analysis of 327 mandıbular fractures. J Oral Maxillofac Surg 41:305-309, 1983

18. James RB, Fredrickson C, Kent JN. Prospectıve study of mandibular fractures. J Oral Surg 39'275-231, 1931

19. Erol B, Özer N: Maxillofacıal fractures. Retrospecti ve study of the 1172 cases. Dicle Tıp Dergisi 23(1): 99-112. 1996

20. Ilıcalı A, Energin K, Aksuna H. 368 çene kırığı vaka sının istatistiksel incelenmesi. İÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi 13: 21-2B, 1979

21. Kelly DE, Harrıgan WF A survey of facial fractures Bellevue Hospital.1948-1974. Oral Surg 33:146-149, 1975

22. Lentrodt J. Maxıllofacial injuries-statistic and causes of accidents, in Kruger E. Schilli W :Oral and Maxillofacial Tra- umatology Vol l. Quintessence, Chicago, 1982, p.43

23. Sayan NB, Akal ÜK, Yaman Z. Maksillofasiyal frak türlerde tedavi yaklaşımları. Türkiye Klin Dişhek Bil Derg 2:14- 18,1996

24. Abiose BO. Maxillofacial skeleton injurıes m the western states of Nigeria. Br J Oral Maxillofac Surg 24(1): 31- 34, 1986

25. Tu HK. Tenhulzen D. Compressıon osteosynthesıs of mandibular fractures: A retrospectıve study J Oral Maxillo- fac Surg 43: 585-589. 1985

Yazışma Adresi:

Yrd, Doç. Dr. Kerim ORTAKOĞLU

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Dişhekimliği Bilimleri Merkezi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi AD Tel.: 0312 304 60 43 Etlik/ANKARA

Referanslar

Benzer Belgeler

Diyarbakır Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cer- rahisi Kliniğinde 2006-2008 yılları arasında periferik damar yaralanması nedeniyle tedavi gö- ren 69 olgu

olan psoriasis hastaları ile yapılmış 20 çalışmanın meta-analizinde indüksiyon fazı sonunda infliksimab ile PAŞİ 50 oranı %93, PAŞİ 75 oranı %80 ve PAŞİ 90

• 14-15 Temmuz 2006 tarihlerinde gerçeklefltirilecek Dermoskopi Kursu ile ayr›nt›l› bilgiler önümüzdeki günlerde web sitemizden ayr›nt›l› biçimde duyurulacakt›r.

Onians‟ın (1992), “Mimarlık, Metafor ve Zihin” adlı makalesinde, mimarlık, dil ve iletiĢim konusunda, mimarideki metaforların kullanım iliĢkilerine değinmiĢtir.

Çalışmamızda, kistik ekinokokkozis (KE) ön tanısı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji

Sıtma hastalığının, turistik veya çalışma amaçlı seyahatler, göçler gibi sebeplerle ülkeler arasında olduğu kadar aynı ülke içindeki bölgeler arasında da

Bu çal mann amac, total tiroidektomi planlanan hastalarda, standart bilateral subtotal tiroidektomi yaplsayd geride braklacak tiroit dokusunda, rekürren

“İki Zâhirî İmam Dâvûd ez-Zâhirî ve İbn Hazm’ın İbâdetler Fıkhına Dair İhtilafları / Disagreements of Two Zāhirī Imams Dāwūd al-Zāhirī and Ibn Hazm About Fiqh