Kus konferansı
■ ALM ANYA’nm Rosenheim kentinde düzenlenen dünyanın en büyük kuş konferansı, “31 ülkede bio çeşitliliğinin korunm ası için öncelikli alanlar belirlenerek kuşlar korunma altına alınacak” kararıyla sona erdi. Koruma yapılmazsa dünyadaki kuş çeşitlerinin yüzde l l ’inin yok olacağı bildirildi.
Akgöl kurtarılıyor
■ KARAM AN Valiliği önderliğinde, Ayrancı İlçesi sınırlan içindeki ve 200’ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapan Akgöl kurtarılacak. Vali Halil Nimetoğlu, Ereğli kanalizasyonu ile Şeker Fabrikası’nın kimyasal atıklarının akıtıldığı Akgöl’ü
temizleme çalışmalarına başlandığım açıkladı. 21 A ğ u sto s 1994 P A ZA R
5
anlayan var mı?
G
Ü N LERD EN Dinç-Liboş-Sabah beri yazdığım ilişkisin deki inanılmaz olayları, ken di kalemlerinden okudunuz. Bunca karşılıklı hakaret, kov ma ve kovulmadan sonra, ne ilginçtir, bugün yine aynı gazetede birbirlerinin suratına bakıyorlar! Liboş, yine Sabah'ta maaşa bağlanmış durumda. Bu nasıl iliş kidir? Anlayan var mı?
Eveeet, şimdi geliyoruz 1991 yılına. Size kendi kalem lerinden aktardığım karşılıklı hakaretler artık unutulmuştur!
Liboş Mehmet, Sabah Gazetesi'ne alın m ıştır! Bu arada, dön baba dönelim , başka yerlere de girip çıkm ıştır. Ekim
1991 seçimleri yaklaşmaktadır. Sabah'ın
Liboş'u bu kez televizyona merak sarar. Her gece Star televizyonuna çıkar, Ah
met Özal'dan aldığı iyi para karşılığında,
Ö zal ve ANAP'a hem ekranda, hem de köşesinde yağ çekmeye başlar. Büyük tepki alır... Ve Sabah Gazetesi'nden ko vulur. İlişkiye bakın siz!
LİBOŞ SABAHTAN KOVULUYOR
Tarih 5 Ekim 1991... Sabah'ın birinci sayfası. Üstte Liboş'un resmi. Altta bir başlık ve yazı:
"Mehmet Barlas'la yollarım ızı ayır dık. Bu gazetede yazarlara, benimsedik leri dünya görüşüne göre sütun veril m ez. İnsan kaliteleri ve yazar niteliği dikkate alınır. Fikir namusu, bir fikrin ki şisel çıkar gözetilmeden savunulmasıdır. Mehmet Barlas'ın iktidar (ANAP) yanlısı yazılan, okurlarımızdan her gün artan tepki alıyordu... Fakat Star-1 'de yorumcu olarak ekrana çıkması, denge yi bozdu. Çünkü kaderini ANAP'ın se çim başarısına bağlamış olan bir televiz yonun siyasi yorumculuğunu yapmak, bu partinin propaganda uzvu olmayı ka bul etmek demektir.
İstifasını istemek zorunda kaldık. Du rumu okurlarımızın bilgisine sunuyoruz".
Bundan daha ağır hakaret olur mu?
Hatırlayınız, o sırada Star-1 televizyonu
Ahmet Ö zal ve Uzan ailesine aitti ve her devrin hacıyatmazı Liboş Mehmet, şim di nasıl Çiller'e yağ çekiyorsa, o günler de Ö zal'ın baş yağcısıydı. Her gün ek randa ve yazılarında, Ö zal ve hanedanı vıcık vıcık yağlıyordu... Ve milletin bü yük tepkisi nedeniyle, Sabah bile bunu kovmak zorunda kalıyordu.
Şimdi tekrar hatırlayalım!.. 1987 yılın da girişiyorlar, mahkemelik oluyorlar. Kısa süre sonra Dinç Bilgin, kendisine ve baba sına ağır hakaretler yağdıran bu şahsı Sa-
bah'a alıyor... Ve 1991 yılında kovuyor! Peki sonra ne oluyor? Ekim 1991 se çimlerinden sonra DYP-SHP Hükümeti kuruluyor... Ve bizim Liboş, bu kez de Başbakan Demirel'i yağlamaya, kendisi ni gazetelere ve televizyon kanallarına ricayla karışık baskılarla yerleştiren Tur
gut Ö zal'a ihanet etmeye başlıyo r!.. Çünkü Ö zal artık iktidarda değildir. O y sa Liboş'un ticareti ve takip edilecek işle ri vardır. Bunu da, ancak hükümete ya kın durarak becermesi mümkündür. Evet, dönek Liboş, bir kez daha dön müştür. Nasıl mı?
Onu da Sabah Gazetesinin başyazarı ve murahhas üyesi Güngör Mengi'nin
17 Haziran 1992 tarihli "Mehmet Dön
dü!" başlıklı yazısından okuyalım:
"En sadık yandaşı, hayranı ve en ateşli savunucusu, Cum hurbaşkanı Ö zal'ı terk etti. Şaşırmadım. Böyle bir değişikliği bekliyordum. Çünkü bazıları iktidar sever!
Böyleleri, iktidarın da kendisini sev mesini ister.
Mehmet Barlas, ANAP iktidarı döne minde Demirel'i aşağılayıp alaya alarak kendinden bekleneni yapm ış, Turgut Ö zal tarafından evi ziyaret edilerek ödüllendirilmiştir...
HEMEN DEMİRELCİ OLUYOR
(Dünkü yazısında) Sıfır grubu Rh ne
gatif kan damlayan kaleminden işte dö
külenler:
- Türkiye siyasetinde adı Ö zal kadar yıpranmış ikinci bir isim yoktur.
- ANAP bir aile şirketi değildir. - İki günde bir hükümeti (D em irel
Hükümeti ’ni) eleştiremez.
Turgut Bey dün Mehmet Barlas'ı okuduğunda, mutlaka am eliyat yerine sancı saplanmıştır. Zavallı adam!
Turgut Bey'e geçmiş olsun. Ama kay bını fazla büyütm esin. Mehmet Bar- las'ın kaybı, hayıriı bir gelişmedir.
Bundan sonra Dem irel dikkatli ol sun. Çünkü düne kadar Mehmet Bar- las'ın kaleminden olmadık hakaretlere uğrayan D em irel, bundan böyle aynı sütunda ne müthiş bir siyasetçi, ne ka dar ileri görüşlü bir devlet adam ı, ne müşfik bir baba, ne bulunmaz bir lider olduğunu yine onun kaleminden öğre necektir!
Mehmet'i çok sevecektir!"...
HÜRRİYET'TE BARINAMADI
Evet, Güngör Mengi böyle yazıyor du. Sabah, bir süre önce kovduğu bu adamla alay etmeye, hakaret etmeye ve onu küçümsemeye devam ediyordu. Li
boş Mehmet, bu sırada -maalesef- bizim gazetede yazıyordu. Çok rahatsızdım ve adamın suratına bile bakmıyordum. Bü tün Hürriyet okurlarından da büyük tep ki alıyordu. Kendisi de rahatsızdı çünkü bizde iş takibi yapması, avanta sağlama sı mümkün değildi. (Parantez açarak söyleyeyim, bu adamla ilgili olarak Hür
riyet okuyucularının o dönemde bana
gönderdiği yüzlerce mektubu saklıyo rum. İsteyen gelip okuyabilir. Bunları kendi evindeki faksa da geçiyordum . Sonra faks numarasını değiştirdi)...
Ve Hürriyet'te de barınamadı. Fakat o da ne?.. Bizden de çıkm ak zorunda kalan Liboş, bir süre önce kovulduğu Sabah'a yeniden girmez m i!.. Evet, evet! Vallahi girdi. Halen orada yazıyor. Bu nasıl ilişkidir? Anlayan var mı?
O lur böyle vakalar!
SABAH'A GERİ DÖNÜYOR
Bir spor gazetesi olan Fotospor bile bu olup bitene dayanam ıyor, 4 Mayıs
1993 günü bir yazı dizisi başlatıyordu. Başlık şöyleydi: "Liboş Mehmet dosyası
nı açıyoruz. İhale takipçisi, dönek, yağa gibi unvanların sahibi, Bab'ı Ali'nin yüz akı (!), ziyafet sofralarının baş konuğu Mehmet Barlas, 17 ay önce kovulduğu Sabah'a, 500 milyon maaşla geri dön dü"...
BANKA ORTAĞI
Sabah Gazetesi sıkıştığında "Gazete
ciler başka işle ilgilenmesin" diye yayın yapıyor! Nasıl olur? Tüccar gazeteci Li
boş Mehmet, bırakınız diğer işlerini bir yana, bir bankanın kurucu ortağı bile oluyor! İşte Ekonomik Panorama Dergi- si'nin 1 Mart 1992 tarihli sayısında yer alan "G azeteci, Yorum cu, Bankacı" başlıklı haber:
"Toplam 100 milyar sermaye ile ku rulan Bank Ekspres A.Ş.'nin 139 kurucu ortağı bulunuyor. İbrahim Betil, iş dün
yasının ve sosyetenin önde gelen isimle rini Bank Ekspres'e ortak etti. Gazeteci, televizyon yorumcusu Mehmet Barlas, eşi Canan Barlas"...
BASIN TARİHİNE GEÇER
Evet, Sabah-Liboş ilişkisi, dünya basın tarihine geçecektir. Birbirlerine yağdır dıkları hakaretlerin haddi hesabı yoktur. Hakaret etmişler, alay etmişler, birbirleri hakkında inanılmaz yazılar yazmışlardır. Kovm uşlardır, kovulm uşlardır... Şimdi yine el ele, kol kola, balayı yaşanmakta dır. Helal olsun onlara!
Mahkemelik olm uşlardır. Birbirlerini mahkemeye verdiklerini yazan kendi leridir. Burada soruyorum, cevap vere m iyorlar. Ne oldu bu m ahkem elerin sonucu? Kim kazandı, kim kaybetti? Bakınız, ne D inç'ten, ne de Liboş'tan tık yok!
Karşılıklı suçlam aları yenilir yutulur şeyler değildi... İhale takipçiliği, Yunan
işbirlikçiliği, Örtülü Ödenek'ten besle me basın parası almak!..
Bunlar, insanların ve ailelerin şeref ve haysiyetine yönelik çok ciddi suçlama lardır. İnsanı da aşar, geçmişlerin kemik lerini sızlatır, çoluk çocuğuna leke kalır.
Ne oldu bu mahkemelerin sonucu? Yoksa uzlaştılar mı? Açıklasınlar! Niçin susuyorlar?
DİNÇ BİLGİN'İN AÇIKLAMASI
Patron Dinç, dünkü Sabah'ın birinci sayfasında birkaç satırlık bir açıklam a yazmış. Diyor k, "Şahsıma yöneltilen if
tira ve saldırılar için bu gazetenin sütun larını kullanmayacağım. Hakkımı mah kemelerde arayacağım"...
Hangi iftira?.. Hangi saldırı?.. Ben bu rada, Liboş'un Dinç Bilgin, Sabah Gaze tesinin ise Liboş için yazdıklarını aynen aktarıyorum . Hürriyet, patron D in ç'in
16 milyon dolarlık teknesine, vergi ka çırmak için Amerikan ve İngiliz bayrağı
_____ T T . 5 2 ,5 3 9
çektiğini fotoğraflarla belgeliyor. Devlet Bakanı Nafiz Kurt, bu durumu doğrulu yor. Ama Dinç'in paşa gönlü b ilir. Bu yursun, mahkemeye versin bakalım. Biz buradayız. Adalet önünde de, şakır şakır hesaplaşırız.
TEMİZ BASIN İÇİN
Artık yeter. Temiz Türkiye istiyoruz, temiz basın istiyoruz. Hırsızların, dolan dırıcıların, döneklerin, tüccar gazeteci lerin, her devrin adamı hacıyatmazların, yağcıların, yalakaların, kendi kişisel çı karı için yazı yazan ve yazdıranların, onun bunun ziyafet sofralarında iş ve ihale takibi yapan şerefsiz gazetecilerin karşısındayız.
Bunları kavga için değil, "Temiz ba
sın " için yazıyorum. Basındaki çamur
laşmış unsurları bir kez daha uyarıyo rum.
Yetti artık. "Gazetecilik" kisvesi al tında utanmadan sahnelenen her türlü rezillikten bıktık.
Bu meslekte nice pırıl pırıl genç mu habir arkadaşım ız ve basın em ekçisi kardeşimiz sokağa atılıyor, işsiz kalıyor. Çoğu insan bu sektörde ayda 3-5 milyo na, boğaz tokluğuna ve fedakârca çalışı yor. Şeref ve namusla, açık alın ve mes lek aşkıyla...
BUNLAR TEMİZLENMELİ
Öte yanda bir kesim ise ayda 50 bin,
100 bin dolara ulaşan, hatta üst sınırı ol mayan inanılmaz bir gelirle, krallar gibi yaşıyor. Yalılar, villalar, görkemli tekne ler, altlarında lim uzinler, yabancı ban kalarda yüklü hesaplar... İhale takibi, egemenlere yağcılık, soytarılık, hırsızlık ve şerefsizlikle...
Türk basınını bu azınlığın elinden kurtarm ak, bu çirkefi basından söküp atmak, bu pislik yuvası cerahati temizle mek, bütün namuslu ve dürüst gazeteci lerin görevidir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi