8
M illiyet
~ R
- K
HABERLER
4 MART 1985
İP
ÂLTAN ÖYMEN
W □
Davada deliller
,
güçlü d eğ ild i
..
J ü ri
“vicdani
kanaatine
” göre ¿arar vtrcfı
ibret olsun
o
RLY Davası Duruşması' nın sonunda kararı "deliller" değil, jüri üyeleri- viedani kanaatleri" belirle
nin di.
Önceki gece, Türkiye saatiy le sabaha karşı 03.00'e kadar sü ren jüri toplantısında Başkan
Saurel’in sorduğu 81 sorudan,
polisçe ve istihbarat Örgütlerin ce getirilen ve tanıkların ifadele riyle ortaya çıkan delillerle ilgili olanların çoğunu, jüri üyeleri ye tersiz buldular. Görgü tanıkların dan hostes C'hristine Bodier ile Türk gazetecisi Ergun Çağa
tay’ın, sanıkları havaalanında
gördükleri, ancak bundan kesin likle emin olamadıkları şeklinde ki ifadeleri de onların bombayı Orly Havaalam’na götürdükleri ni kanıtlamaya yetmedi. Ayrıca bombanın hazırlanmasında kul lanılan malzemenin Soner Naşir tarafından alınıp yerleştirildiği yolundaki polis bulguları da bu fiili ispatlamakta geçerli sayılma dı.
Ancak mahkeme, başlangıç tan itibaren tarafsız gözlemciler tarafından kabul edilen bu delil eksikliğini, öteki bulgularla güç lenen, "vicdani kanaati" ile ta mamladı. Ve sanıklara, son yılların böyle bir olayla ilgili en ağır cezasını verdi. Varujan Gar-
bicyan'a ömür boyu hapis, So ner Nayır’a 15 yıl, Ohannes Semerciyan’a 10 yıl ağır hapis
şeklinde belirlenen bu cezada, son zamanlarda Fransa’da gittik çe tırmanan terör olaylarının ka muoyunu etkilemesinin büyük bir rolü olduğu, dün Fransız te levizyonunun yayın larındadalıeiir- tildi. Bu yayınlara ve hukuk çulara göre bu ceza, Fransa’da eylem yapmak isteyecek terörist lere "ibret olması” amacını da taşıyor.
Fransız ceza usullerine göre,
Türk-Frcmsız
ilişkilerinde
olumlu adım
PARİS, ÖZEL
RLY Davası sonucunda, mahkemece verilen kara rın, şimdiye kadar hayli
»Fransa'da, tırmanan terör olaylarının kamuo
yunda yarattığı tepkiler, cezaları ağırlaştıran
başlıca neden oldu
üç yıl önce sosyalistlerin iktida ra gelmesinden sonra kaldırılan giyotinle idam cezası yerine en ağır ceza olarak kalan "omur
boyu hapis", uygulamada otuz
>ıl süreli hapis anlamına geliyor. Eğer Fransız Temyiz Mahkeme- si'nde karar bozulmazsa Orly’ de patlayan bombanın planla masında, hazırlanmasında ve uy gulamaya konmasında "iştirak
halinde" sorumlu sayılan Varu jan Garbieyan hapiste otuz yıl
kalacak. Soner Nayır ile Ohan
nes Semerdyan’ın cezaları da, iyi
halleri görüldüğü takdirde, meş- ruten tahliye yoluyla ikişer yıl ka dar azalabiliyor.
Duruşmayı izleyen hukukçu lar arasında, sonuç alma bakı mından en başarılı göıüneni
Zavriyan sayılıyor. Semerci-
van’ın avukatı Zavriyan, Erme ni asıllı olmasına rağmen, bu ko n u d a çok fazla polem ik yapmadı. Hatta her türlü teröre karşı olduğunu vurgulayarak, daha çok olayın delilleri ile ilgili
tartışmalara yer verdiği savun ması ile Semerciyan'ı, evinin bir cephanelik haline gelmiş olması na rağmen en hafif ceza ile kur tarmış sayılıyor.
Verges'in ise, büyük konuş
ma ve polemik yeteneğine rağ men daha çok kendisini göster mek, Fransız Hükünıeıi’ni hedef alıp konuyu oraya kaydırmak ve kendi kitabında yazdığı tezleri doğrulamak amacıyla davrandığı belirtiliyor. Özellikle, Ermeniler arasında Verges, "Bizim dava
mızla değil, kendi davasıyla meşgul" diye eleştiriliyor.
Katar, delil yetersizliği dola yısıyla, sanıklara verilecek ceza nın daha düşük olabileceğini tahmin eden Fransız kamuoyun da da sürpriz etki yaptı. Fransız televizyonunun ikinci kanalının yorumunda bu nokta belirtildi, ancak son sıralarda Fransa’da iş lenen terör suçları tek tek sayı larak, varılan sonuçta bunların etkisinin olduğu kaydedildi.
Duruşmayı izleyen I ürk işçi
lerinin kanaati de, genel olarak kararın adil olduğu yolunda. İç lerinden bazıları buıııı "Bu ka
darını beklemiyorduk. Hakkani yetli ceza verildi" diye gazeteci
lere ifade ettiler.
Bulak:
“ Kararı tatmin edici
bulduk”
Türkiye’nin Paris Büyükelçi si Adnan Bulak, Orly Katliamı Davası sonunda Fransız adaleti nin vermiş olduğu kararı bu se fer tatmin edici bulduklarını ve bunun bir emsal teşkil etmesini temenni etliklerini belirtti.
Bir açıklama yapan Büyükel çi Bulak, bu defaki kararın, ada letin gereklerine uyan, olumlu ve suçluların eylemlerini karşılaya cak bir karar olduğunu ifade et ti.
Büyükelçi Bulak, "Tutarsız davaları, cinayetler ve terörizm yoluyla kabul ettirmeye kalkışan ların layık oldukları cezaya çarp tırılmış olmaları, gerek Türk kamuoyunu, gerekse Fransız ka muoyunu memnun etmiştir"
şeklinde konuştu.
F ra n s a 'd a k i g u rb e tç ile rim iz
Orly Katliamı Davası duruşmalarını Fransa'da bulu nan çok sayıda Türk işçisi de izledi. Gurbetçi yurttaşlarımız. 250 kişilik salonun hemen hemen her gün 100 kişilik bölümünü doldurdular ve dava ile görevli Türklerle yakından ilgilendiler.N otlar
UMARTFSİ gecesi (TSİ) saat 19.00'da Garbieyan da son sözlerini söyledi ve jü ri. hâkimler heyetiyle birlikte sa kından ayrılıp toplantıya geçti.
Transız ceza usullerine göre bir karara varıncaya kadar aralıksız çalışacaktı.
250 kişilik salondan dinleyici ler de çıkarıldı.
Şimdiye kadarki ASALA terö rü duruşmalarının aksine, Orly Da- vası'nııı son gecesinde de izleyici lerden çoğunu Türkler oluşturuyor du. Aralarında, Paris’teki Türk Büyükelçiliği ve Başkonsolosluk mensupları da vardı. Fakat çoğu Paris ve civarından duruşmayı
top-S
O
soğuk olan Türk-Fransız ilişkile rine olumlu etkiler yapabileceği, Orly Olayı’nda zarar gören Türklerin ve Türk Hava Yolla- rı’nın müdahil avukatlarından
Thezillat, tarafından belirtildi.
Thezliat, Milliyet'e verdiği de
meçte, "Soner Navır ve Semer- ciyan'a verilen cezanın biraz daha ağır olması, hiç olmazsa yirmi yılı bulması gerektiği kanı sında olmakla beraber, kararı adil ve isabetli saydığım" söyle
di ve bunun “ Türk-Fransız iliş
kilerinde yeni bir düzelmenin başlangıcı olabileceğini tahmin ediyorum” dedi. Thezillat’ın gö
rüşünü doğrulayan Türk Büyük elçiliği çevreleri de, şimdiye dek, Türklere ve Türk kurumlarına karşı işlenen terör fiilleri karşı sında gereken duyarlığı göster mediği izlenim ini veren Fransa’nın, bu davada polis tah kikatından savcılık iddianamesi ne, mahkeme hazırlığına kadar tam anlamıyla olumlu bir davra nış içinde bulunduğunu belirtti ler.
Orly kararları "olumlu" karşılandı
Ozal: "Fransız adaleti
iyi örnek verdi"
o
»Mahkemenin şimdiye kadar görülmemiş bir
karar verdiğini belirten Başbakan, Turgut
Özal, "Önemli olan da, bu işin 4-5 günde
neticelendirllmesldir" dedi
i Siyasi partiler: "Fransız adaleti, bu sefer ge
rekeni yaptı"
> Hukukçular: Fransa'da teröre karşı ilk olum
lu hukuksal tepki"
►
Patrikhane açıklaması: "Fransa, daha önce
böyle davransa, terör tırmanmazdı"
MİLLİYET HABER MERKEZİ RLY Davası’nın sonuçları, Türkiye’deki ilgili çevrelerde. hukukçular arasında ve kamuoyunda “ olumlu” karşılandı. Başbakan Turgut Özal, "Mahkeme, şimdiye kadar görül
memiş örnek bir karar verdi" dedi.
Başbakan Ozal. Ankara 11 Kongresi’ne gelirken, gazetecile rin bir sorusu üzerine, "Fransız mahkemesinin şimdiye kadar gö
rülmemiş örnek bir karar verdiğim" söyledi, özal, "Önemli olan da, bu işin 4-5 günde neticelenmesidir” diye konuştu.
Partilerin görüşleri
SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü, konuyla ilgili olarak,
"Suçluların cezalarını bulmalarım olumlu karşıladım. Bir süre dir çarpıtılan gerçeklerin anlaşılmaya başladığını görmekten de memnun oldum” dedi.
HP Genel Başkanı Necdet Calp da, “ ASAI.A'nın kanlı ci
nayetleri tarih önünde mahkûm edilmiştir” diye konuştu.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Gökberk Ergenekon, Fran sız mahkemesinin şimdiye kadar göstermediği ciddiyeti göstere rek, sanıklarla ilgili her türlü delilleri topladığım söyledi.
Ergenekon, “ Biz yine de 3 sanık için tam ceza bekliyorduk” dedi.
MDP Meclis Grup Başkanvekili Ali Bozer ise, “ Terörizmin
uluslararası boy utlar kazandığı böyle bir dönemde, Fransız yar gı organlarının duyarlı tutumu sevindiricidir” şeklinde konuştu.
Patrikhane açıklaması
Ermeni Patrikhanesi Danışma Kurulu Başkanı Dr. Karabet
Arman, İstanbul’da yaptığı açıklamada, Orly Davası sonucunun
Ermeni teröristlere bir "ders” niteliği taşımasını diledi. Arman,
“ Fransa bu hareketi daha önce yapsaydı, terör bu kadar tır manmaydı’’ dedi. Arman, Fransız adaletinin, bu konuda
göre-- ini ilk defa, Orly Davası'nda yerine getirdiğim kaydetti.
Hukukçu gözüyle
Creteil Mahkemesi’nin Orly Davası ile ilgili kararı, Türk hu kukçularınca da olumlu karşılandı.
Çetin Özek
Ermeni katillerce işlenilen suçun, Türkiye’de olması halinde verilecek cezanın "idam” olacağım belirten Prof. Çetin Özek, şöyle dedi:
"Fransa'da ölıim cezası olmadığı için, böyle bir sonuç orta ya çıkmıştır. Mahkeme diğer iki kişi için ise hafifletici neden gör müştür. Ancak, Fransa'da genellikle hu kadar ağır ceza verilmezdi. Hukukiden ziy ade, hissi hareket eden jürilerin, etki lenmesi kolaydır. Verges de öyle yaptı ve jüriyi etkilemek için çabaladı. Jüri sisteminde bu kadar ağır bir cezanın çıkacağı, doğ rusu şüpheliydi. Bu sonuç gösteriyor ki, Fransa'da, son sırada terörıııı fazlalığı, olayın büyüklüğü nedeniyle de teröre karşı gelme durumunda.“
Sulhi Dönmezer
Prof. Sıılhi Dönmezer, mahkemelerin demokratik bir ülke de hiçbir politikanın etkisi altında olmadığını sav undu ve şunla rı söyledi:
"Fransa’da da höyledir. Benim müşahedem şudur ki, bu olay da Fransa'daki umumi tutum, bizi müteessir eden ev velki şekil lere nazaran, bir hayli düzelmiştir. Bunu bizzat sizin gazetenizin de naklettiği Fransız basınının tutumundan da kolaylıkla anla mak ınuınkün oluyor. Türk Hükümeti’nin bu davada 1915 olay larını, gönderdiği profesörler marifetiyle realist bir hiçimde yansıtması, kanaatimizce çok faydalı olmuştur,’’
Sahir Erman
Prof. Sahir Erman da, “ Karaim neticesi tatmin edicidir, (.erek
hukuki bakımdan, gerekse amme vicdanının tatmin edilmesi ba kımından memnunluk vericidir. Fransa'nın tutumundan ziyade, öncelikle Fransız adaletinin tutumunu gözönüne almak gerekir. Biliyorsunuz, adlivr bağımsızdır. Bugüne kadar çok az bu ka dar ağır ceza verilmiştir. Şimdi artık Fransızların da cam yan mıştır ve gerekli en ağır ceza uygulanmıştır" dedi.
Bilim adamları da değişik yorumlarda bulundular. Prof. Tok-
tamış Ateş, kararın Fransız adliyesi için olumlu olduğu görüşü
nü savunurken, Prof. Önder An, "Bu kadar insana çektirilen
azabın, bedeli bu olmamalıydı” şeklinde görüş bildirdi. Prof Ka yıtlan İçel de, "Hak yerini bulmuştur" demekle yetindi.
O
A SA LA ,
F ra n s a 'y ı
t e h d it e t t i
PARİS, AP RLY Davası’nın, Ermeniler aleyhine ağır bir biçimde sonuçlanmasından hemen sonra Ermeni terör örgütü ASA LA, Fransa’yı tehdit etti.
Associated Press Ajansı Paris Bürosu’na telefon eden kimliği be lirsiz bir kişi, ASALA adına konuş tuğunu söyledi ve Orly Davası’nda yargılanan Uç Ermeni ihtilalciye ve rilen haksız cezadan Fransa’nın so rumlu olduğunu, dünyadaki tüm Fransız kurum ve kuruluşlarına saldırılarda bulunulacağını ifade etti.
ASALA üyesi olduğunu belir ten kişi, sözlerine devamla, "Fran sa y önetimi bir kez daha empery a list ve siyonisl güçler yanındı Er- menilere karşı olduğunu tereddüt süz göstermiştir. Yargılanan üç Ermeni ihtilalci hakkında verilen adil olmayan karar. Fransız yöne timinin maskesini düşürmüştür. Bundan sonra hiç kimse, tüm dün yada Fransa’ya karşı girişeceğimiz kanlı eylemlerde, Fransa’yı haklı çıkarmak ve konımak için sesini yükseltmesin. FTmeni ihtilalciler, kendilerini müdafaa ve mücadele etmek için her türlü önlemi ala caktır” dedi.
loca izlemeye gelmiş Türk işçileriy di.
Türklerin sayısı 100 kadarsa, Ermeııilerinki de 50-60 civarınday dı. Ancak, başlıca iki grup halin deydiler. Sanıkların akrabaları ya da ASAI A’ya yakın görünenler, gerek salonda, gerek salon dışında bir aradaydılar ASALA lideri Agop AgopywTın lıışınına uğrayan Paris sorumlusu Toranyan’ın gru bundakiler, onlardan ayrı duruyor lardı.
Geriye kalanlar, Fransızlardı. Aralarında genç hukukçular, ya da yaşını başını almış meraklılar bu lunduğu gibi, çok sayıda sivil po lis de vardı.
Dinleyicilerin salondan çıktık tan sonra bekledikleri yer, Creteil Mahkemesi’mn yüksek tavanlı gi riş holüydü...
Açlık ve susu/hık
Dekorasyonu modern, taştan da olsa oturacak yerleri var. An cak burada saal 17.00’derı sonra kahve-çay bir yana, su bulma ola nağı bile yok. Binanın yakınında ki tek kahvehane de akşamları ka palı olduğu için, bekleyenler, açlı ğa, susuzluğa ve belirli bir saatten sonra da sigarasızlığa alışmak zo runda kaldılar
Tfirk-Ermeni
ilişkileri
İşte, bu bekleme sırasında Türklerle Ermeniler arasında bazen tartışmalara varan, bazen de ılım lı, hatta dostça geçen görüşmeler oldu. En önemli tartışma konusu "fotoğraf" konusuydu.
Bir gece önce bir olay çıkmış. Türkler, mahkemede akredite ol mamakla birlikte, serbest gazeteci kartı taşıyan Ermeni Sıvacıyan ın kendi fotoğraflarını çekmesine en gel olmuşlar, filmlerini polise tes lim etmişlerdi.
Bu defa Ermeniler, Türk foto muhabirlerinin fotoğraflarını çek mesini istemiyorlardı. Zaman za man Haşlar parlayınca, ya da TV ışıkları kendilerine çevrilince, sinirli itirazlarda bulunuyorlar, bir gece önceki olayı hatırlatarak şikâyetçi oluyorlardı.
Aralarında diyaloğa açık olan lar daha çok yaşlılardı. Bir kısmı Türkçe bildiği için Türk işçileriyle rahat anlaşıyorlardı. Bazıları, 1915 tartışmasına girmeksizin İstanbul’ dan, İzmir’den söz ediyorlardı Ba ,-ıst, 1915 olaylarıyla ilgili Ermem görüsünü anlavış bekleyerek anlat maya çalışıyordu.
Bazıları da sertti. Görüşlerini daha katı cümlelerle ifade ediyor lardı. Fakat bizim işçilerimizden de sert olanlar vardı. Sertler arasında ki tartışmalar, ılımlıların araya gir mesiyle yumuşatılmaya çalışılıyor du.
Zaman böyleoe kâh iki tarafı da ilgilendiren diyaloglarla, kâh tar tışmalarla geçerken, iki tarafın da avukatlarının meselesi başkaydı. Onlar kendi aralarında konuşarak, toplantının uzamasını yorumluyor lardı.
Verges’in iyimserliği
Garbicyan’m avukatı Verges. b«nu kendi açısından olumlu sayı yordu. Bu görüşünü bir ara gaze tecilere de açıkladı:
— “ Topfantı ne kadar uzarsa, savunmanın lehindedir” dedi. "Demek ki içeride tartışma yapı lıyor. Tartışma ila, delil yetersizli ği nedeniyledir."
Vakit ilerleyip de nihayet yedi saatin sonunda jürinin işini bitir diğini bildiren ziller çalınca, çok kimse Verges’in tahmininin doğru çıkacağına inanmaya başlamıştı. Dinleyiciler yeniden üstleri arana rak içeriye alındılar, gazeteciler ba sın locasına koşup kâğıt kaleme sa rıldılar.
Ve Başkan Saurel, 19 Şubat’ tan beri ilk kez olarak yorgun bir görünüşle mahkeme salonunun ar kasındaki yan kapıdan çıktı. Arka sından gelen hâkimler ve jüri üye lerinin de yüzlerinden yorgunluk akıyordu.
Getirilen sanıklardan Garbic- yan, heyecanlıydı. Semerciyan, ol dukça soğukkanlı görünüyordu. Soner Nayır ise, her zamanki ilgi sizliği içindeydi. Sanki biraz son ra hakkında karar okunacak olan o değil de, başkasıydı.
Başkan, Fransız usullerine gö re jüri üyelerine teker teker sorup oylarını aldığı soruları ve cevapla rını okumaya başladı:
— “ V urujan Garbicy an’ın sah te pasaport taşımaktan suçlu olup olmadığı sorusunda çoğunluk
H - * =
¿¿ÆÊÊÊ
Teoman
"evet" yanıtını vermiştir." — "Soner Nayır’ın bombayı hazırlamakla suçlu, ya da suça iş tirak halinde olup olmadığı konu suna çoğunluk "hayır” yanıtını vermiştir.”
— “ Soner Nayır’ın kullandığı piknik tüplerinin olayda parçaları bulunanlarla aynı olup olmadığı sorusuna karşı verilen oylar sekiz den daha az kalmıştır."
Bu şekilde okunan soru ve ce vapların sayısı 8 1 ’i bulduğu için, Başkan Saurel, bunları saymaya devanı ettikçe, basın locasındaki Fransız adliye muhabirleri bunla rı noı edip Ceza Hukuku’na göre bazı sonuçlar çıkarmaya çalışıyor lardı. "Haıiği konuda evet, hangi konuda hayır..." Sanıkların suçu buna göre belirlenecekti. Başkanın oyların sekizden aşağı kaldığını be lirttiği konularda da jüri, bir ka tara varmamış sayBıyordu. Dokuz kişilik jüri üyeleriyle birlikte hâkim de ov kullanırken, bir sonuca va rılması için, 12 oyun sekizinin ay ni yönde kullanılmış olması şartı vardı.
Başkan, sorulardan Garbic- yan’ın bombayı hazırlayıp hava- ıneydantna götürüp götürmediği ile ilgili olanını okuduğu zaman, he yecan büsbütün arttı. Bu, ceza ta yininde en önemli sorulardan biriy di. Başkan:
— " ... çoğunluk "hayır” ya nıtını vermiştir" deyince, Fransız adliye muhabirleri, bundan Gar- bicyan da dahil sanıkların sadece silah bulundurmaktan ve silahlı çe te kurmaktan mahkûm olabilece ği, yani çok hafif cezalar alabile ceği sonucuna vardılar.
Bunun gibi Garbicyan’ın ve ötekilerin suçlarını belirlemekte en önemli olan bazı başka noktalar da da, jüri, ya "hayır” cevabı ver miş, ya da verilen oylar sekizin al tında kaldığı için sonuç alınama mıştı. Ancak sıra, Garbicyan’ın Orly’deki bomba olayının planla- yıcıları arasında bulunduğu soru suna gelince, çoğunluğun buna "evet" dediği görüldü ki, bu, onun içııı savcının istediği cezanın veril mesine yeterliydi.
Bu durumda Garhicyan’ın bombayı hazırlayıp, havaalanına kendi götürmese bile, suikasti, sa nık olarak yakalanmamış bazı baş ka kişilerle beraber düzenlediği ka nısına varılmış oluyor, ve Orly Kat- liamı’nın doğrudan doğruya olma sa bile, "suça iştirak" halinde so rumlusunun Garbieyan olduğu te spit ediliyordu.
Diğer sanıklar da, yine jürinin vardığı sonuçlara göre Garbicy an’ la birlikte Orlv Olayı’nın düzenlen mesine katılmakla sorumlu tutul muş bulunuyorlardı.
Böylece Fransa'da son yılların bir bomba olayıyla ilgili en ağır ce zaları verilmiş oldu.
Garbicyan'a müebbet hapis, Soner Nayır’a 15, Ohannes Semer- ciyan’a 10 yıl hapis.
Sonucun Verges için tam bir hayal kırıklığı olduğu, cezaları işi tince, kalemi elinden bırakıp yerin de kalakalmasından anlaşıldı. Sa nıklar ise, biraz şaşırmışlardı. On ların da daha hafif ceza bekledik leri belli oluyordu. Başkan Saurel. öteki iki hâkimce jüri üyeleri, ka rarın açıklanmasından sonra salon dan çıkarken avukatlar, sanıklar bölümüne doğru yürüyüp, onları teselli edici sözler söy lediler ve el lerini sıktılar.
Sıra, polislerin sanıkları salon dan çıkartmalarına gelince, Garbic- yan sağ yumruğunu havaya kaldı rarak Ermenice bazı sloganlar ba ğırdı. Salonda dinleyicilerin ön sı rasında oturan 8-10 kadar Ermeni de gene ellerini kaldırarak slogan larla buna cevap verdiler. Polisle rin müdahalesiyle kısa süren bir gösteri oldu, bu arada Soner Na- yır’ın ablası ve Ohannes Semerci- yan’ın annesi, Ermenice olarak ba ğırdılar, Nayır’ın ablası Türkçe "yıkacağım ortalığı” şeklinde teh ditler savurdu, fakat yanındakiler den biri eliyle ağzını kapatarak sus turdu.
Dinleyicilerin salondan çıkışın da, artık Türk-Ermeni diyalogun dan eser kalmamıştı. İki taraf, ara larında polislerin de bulunduğu ay rı gruplar halindeydiler. Ermenile- rin ılımlı olanları bile üzgün du rumdaydı.
Creteil Mahkemesi nde salonun tamamen boşalıp, basın mensup ları da işlerini bitirdikten sonra, ka pılar kapandığında saatler, Fran sa saatiyle 03.30'u, Türkiye saati ile 04.30’ıı gösteriyordu.
BEŞİNCİ EĞİLİM NÖBETE !
I^ T A Ş B A K A N ve Anavatan Genel Başkanı Turgut K [Özal, dün partisinin Ankara Kongresi’nde, “Sos- ı
•--- 'yahşilerden daha lazla sosyal adaletçi olduğunu” <
İ ; iddia ederken, galiba bir gün önceki talihsiz İzmir olay- , larının etkisi altındaydı...
İzmir’de avurtları çökmüş zayıf bir yurttaş, "Açız, evi
mizde ekmek yok” diye haykırarak kendisini Başbakan'ın
otomobilinin önüne atmıştı. Aynı gün Özal, İzmir Kong resi’nde, holding sahibi işveren örgütü yetkilisi ve özal’ın kişisel adayı Atila Yurtçu, oylamada mağlup olduğu hal de, kongre iptali yoluyla kazandırılmıştı.
Kimdi bu Atila Yurtçu? Turgut Bey için neden önem liydi? Biraz geri gidelim. 17 ay önce, genel seçim önce sinde, İzmir'den yazdığımız —10 Eylül tarihli— notlarda şöyle demiştik:
“İzmir’deki Anavatancıların pare bakımından da pek sıkıntıları yok gibi. İl binaları gösterişli ve pahalı eşya larla döşeli.”
“MDP’nln İzmir’de Selçuk Yaşar’ı varsa” deniliyor, “Anavatan’ın da Atila Yurtçu’su var.”
Yurtçu, son yıllarda, ihracat teşvikleriyle hayli atılım I I yapmış.İşleri genişlemiş. Özal’ın ekonomik politikasına
heyecanla ve cömertçe destek sağlıyormuş...
İşte son İzmir Kongresi’nde oylamada kaybettiği hal de, ileride çok sancı verecek bir operasyonla kanırta ka- i ; nırta il başkanlığına getirilen Atila Yurtçu, on yedi ay evvel
sözü geçen o kişidir.
Henüz 44-45 yaşlarında olan bu müteşebbis Türk yurt- İ * taşı, kayrılan ihracatçı şirketlerden biri dahil, 13 kadar şir
keti kapsayan Izdaş Holding'in sahibidir. Yurtçu, ayrıca cumartesi gecesi, merkez emriyle, İzmir il başkanı oldu ğu anda, MESS adı verilen Madeni Eşya İşverenleri Ör- gütü’nün bölge başkanı İdi ve henüz istifa etmemişti.
Turgut Bey'in zamanında MESS başkanlığı yaptığı ha tırlanır ise, İzmir il başkanı ile Anavatan lideri arasındaki frekans benzerliği, daha da iyi anlaşılır.
★ ★ ★
İ
ZMİR’deki operasyon üzerine bazı değişik değerlendirmeler yapılıyor. Turgut Bey’in, katı hizip adamları hâkim olmasın diye “ılımlı İsimleri” empoze ettiği İleri sürülüyor. Bu pek doğru değildir. İz mir il kongresini bileğinin hakkı ile kazanan aday “liberal” eğilimliydi. Eski ılımlı merkez sağ partinin uzantısıydı.Atila Yurtçu ise, zamanında biraz MSP’ye yakın dur muş bir holding sahibidir. İstanbul il başkanı, büyük işa damı Eymen Topbaş gibi... Ve Ankara il başkanlığına Özal tarafından empoze edilen Rıfat Diker gibi...
Üç büyük ilin Anavatan Partisi örgüt başkanlığına Tur gut Bey tarafından empoze edilen isimler, parti tabanın daki dört eğilimden herhangi birini temsil etmiyorlar.
Onlar, Atila Yurtçu gibi daha partinin kuruluş aşama sında karargâha sızmış ve ağırlık koymuş olan beşinci eğilimden geliyorlar. Yani holdingleri, büyük şirketleri temsil ediyorlar.
Nitekim Özal, dün Ankara Kongresi’nde Rıfat Diker’in partiye büyük hizmetini şöyle anlattı:
“Kendisi, daha ben partiyi kurmadan, Ayrancı’daki da yalı döşeli daireyi bana tahsis eden kişidir!”
Ya politik tecrübe, kitleler önünde verilmiş imtihan, kamu hizmeti birikimi?
Bu hususta cevabı Özal'ın Ankara il başkanlığına la yık gördüğü işadamı Rıfat Diker’den dinleyelim:
“Politikadan anlamam Tek yöneticiliğim, sınıf mü messilliğiydi, dedim. Ama Başbakan, olsun yaparsın, de di. Ben de kıramadım...”
★ ★ ★
U gelişmeler, Anavatan’ın büyük kongresi ve son rası için pek hayırlı sayılmaz. Parti içi demokrasi, hiç de güçlü görünmüyor. İzmir Kongresi’nde
baş-DO
B
:
i;:;:
kanlık yapan ılımlı Mükerrem Taşçıoğlu, “Eskiden genel
başkan listesi diye alttan alta üste dolaşırdı. Şimdi, oy larınızı kullanmakta hürsünüz” demiş ve yalancı çıkmış
tır. Buna karşılık aynı kongrede “Bir ordunun bir komutanı
olur. Onun dediği olur” diye haykıran ülkücü ve otoriter
eğilimli Genel Sekreter Mustafa Taşar’ın görüşü gerçek leşmiş ve oylamada kaybeden Yurtçu, komutanın emriy le İzmir örgütünün başına oturmuştur!
Turgut Bey, şu son tercihleriyle demokrasiye ve ılımlı çoğunluğun tarafına değil, kitlulerin çığlıklaşan taleple riyle ters düşen, acımasız ekonomik reçetenin devamı na ağırlık koyuyor. Sosyal ve ekonomik politikada sert giden bir iktidarın parti yapısını kitlelerin beklentilerine i uygun şekilde yumuşatması, kolay değildir.
IMF reçetesinin devamı, parti yönetim biçiminin
“otoriter” kalmasına ve kritik noktalarda holdingçilerin
nöbet tutmasına bağlı görünüyor.
' i '
M illiyet yazan
,
O rly Davası ’ru
değerlendirdi
Prof Soysal: "Adalet
yerini buldu
♦Türkiye'nin bu davayla inisiyatif aldığını belir
ten Orly Davası müdahil tanığı Prof. Soysal,
’ Ermeni soykırımını kabul edenler, halen Fran
sız devletinin başındadır" dedi
• Tunca BENGİN
ılf
O
Fransız TV'sinde
bir küstahlık
daha
» Ahmet SEVER, PARİS
R ANSIZ televizyonu Orly D avası’nın sonucunu, "Türkiye’de sevinç, Erme niler arasında havâi kırıklığı” şek linde verdi, özellikle Türk basını nın “ Fransız adaletini alkışladığı nı” belirten birinci kanal, Paris' teki Türk Büyükelçisi’nin memnu niyetini belirttiğini açıkladıktan son ra, Paris’te Ermeni toolumunun bir bölümünün lideri durumunda ki Ara Joranvan'ı konuşturdu. To- ranvan, “ Ermeni davasındaki üzü cü bir sayfa kapandı vc mücadele miz Türk Devleti’ne karşı sürecek tir. Bu devlele karşı suikast giri şimlerini kınamıyoruz" dedi.
Fransız ikinci kanalı ise, jüri de allı kadının bulunmasının başın dan beri sonucun ağır çıkacağı kaygısını doğurduğunu, nitekim jü rinin A saal tartışmasının, gOrüş ay rılığının simgesi olduğunu belirtti.
r
D
i
Toynak Partisi bildiri yayıniaâ
Politik savaşım ı»
yürüteceğiz
ANKARA, UBA
EVRİM Ct Ermeni Federasyonu "Dachnak” (Taşnak) Paris’te bugün resmi bir bildiri yayınladı. Bildiride. Orly'de yapılan katliam delice ve körce yapılmış ola rak nitelendirilerek, bu hareketin sonucunda üç Ermeni gen cinin de Türkler tarafından lânetlenmesine yol açtığı bildirildi. Devrimci Ermeni Federasyonu “ Dachnak” ın yayınladı ğı bildiri aynen şöyle:
"Tüm dünyada politik savaşımızı haklı olan Ermeni me sel esi InmmoMhı yürüteceğiz. Orly 'deki delice ve körce ya pılan hareket neticesinde ASAI.A’nın yanlış stratejisi ile kandırılmış üç genç Ermenlnin, Türkler tarafından da yük sek irsle lanetlenmesine İmkân tanımıştır. Türkiye hu olay da kendisini knrhan göstermek savaşı veriyor ve tarihlerinin yanlış versiyonunu yaymak imkânını buluyorlar. Türkiye hu mahkemenin ve başlattığı öbür manevraların Ermeni halkı nın insanlık ve mitil haklarının tanınmasını önleyebilecekle rini zannetmektedirler."
RLY Davası’nda Erme- nilerin ünlü savunm a avukatı Verges’i “ mat” eden, gazetemiz yazarı Prof.
Mümtaz Soysal dün Türkiye’ye
döndü. Creteil Mahkemesi kara rını “ Temyiz’in bozacağını
sanmadığını” belirten Soysal, “ Fransa’daki müebbet, af gele neği olan ülkelerden farklıdır. Orada kolay kolay af çıkmaya cağı için Garbieyan uzun süre yatacaktır” dedi... Soysal, Ver- ges’in duruşmada “ Tiyatro yap tığın ı” , ifad e ederken de,
Fransa’nın Ermenilere sahip çık ma düşüncelerinin değişme nok tasına gittiğini gösteren işaretler olduğunu söyledi.
Yeşilköy Havalimam’nda ab lası Selma Soysal ve gazeteciler tarafından karşılanan Soysal, Orly Davası’mn kendisi için en önemli anım “ Şimdiye kadar bü
yük bir eziklik yaşamış olan ora daki yurttaşlarımızın, işçileri mizin mahkemeye gelip de bizim ezilmediğimizi, bilakis karşımız dakiler! gerçeğin ağırlığıyla ezdi ğimizi gördükleri zaman, yüz lerindeki ifadeydi. Güzel bir ge cedeki avdetle gibi, yurttaşları mız gülüm süyordu” diye açıkladı. Prof. Soysal, Orly Da vası ve Türkive’niıı Ermeni olay ları bakımından ilk kez gerçek leştirdiği değişik yaklaşım konu sundaki sorularımızı şöyle yanıt ladı:
SORU: “ Davanın seyri ve sonu cu hakkında bir değerlendirme yapar mısınız?”
CEVAP: “ Bütün kararlar gl-
, bi, önce bunun da kesinleşmesi gerek. Ama Temyiz’in. bu karan bozacağını sanmıyorum. Burada önemli olan, dava dolayısıyla Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerdeki olumlu açılış. Fran sa’da da adalet, terörün yalnız Türklere zarar vermediğini, Fransızlara ve bütün insanlığa karşı etkisi olduğunu anladı.
Ama bu noktayı beklememek ge rekirdi. Yine en sevindirici yanı, yalnız Türkiye’deki Ermeni ce maatinin değil, Fransa'daki Er meni cemaatinin de, bu cinayet sanıkları ile kendisini bütünleş tirmemiş olması.”
SORU: “ Türkiye açısından dava neler getirdi?”
CEVAP: “ Türkiye, bu dava da inisiyatif aldı. Karşı tarafın söyleyeceklerini önceden tahmin ederek, peşin cevap verdi. Onla ra, tarihin açıklığa kavuşturul ması için yardımcı oldu. Bizim bu bakımdan geleceğe güvenle bakmamız gerekir. Gerçekler ne kadar ortaya çıkarsa bizim de te zimiz o ölçüde kuvvetlenmekte d ir.”
Verges tiyatro yaptı SORU: “ Verges’i mat etme
niz, dünya ve Türk kamuoyun da büyük etki yaptı. Verges nasıl biri?”
CEVAP: “ Verges’in kendine
özgü bir tarzı var. Amerikan filmlerinde bu sıkça görülür. Ta nık, sandalyede oturur, avukat gelir, gözlerinin içine bakar, onu şaşırtmak için sorular sorar. Ti yatro İmkânına sahipler. Gerçi filmlerdeki kadar burnumun di bine sokulup, eliyle gözümü çı karacak noktaya gelmedi ama benim karşımda tiyatro yaptı. Ti yatroya karşı tiyatro yapmak ye rine, daha normal davranmak çok daha etkili oldu."
SORU: “ Verges, en çok ne ye bozuldu?”
CEVAP: “ Verges ve diğerle
ri, daha önceden okuyacakları nı tahmin ettiğim bir kitaba bağlı kalıyorlardı. Uç gün önce, ben o kitabı okumuştum. Ve kitabı, ce bime koymuştum. Görmesinler diye de, kağıtla sarmıştım. Kitap ta yer alan birtakım sorular sor duğunda, kitabın hangi sayfa sında olduğunu kendilerine söy lediğim zaman, baştan hazırlık sız olduktan ortaya çıktı. Bunu hissettikleri anda bozuldular. Sonrası da, çok kolay oldu.”
\
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi