Tarihten
bir yaprak
(Barharos)un heykeli
nerede dikilmeli?
, ( B a r b a r o s ) un hdylıeli - Heykeli yapacak sa- ■<ıatk \g - Barbarosa yalnız türbesi kâfi delildir - Onun rubu
ctenizî istiyor - Boğazda bir adacık - Bu inciyi kurtarm ak
lâzrm - i ley kele adadan münasip yer yoktur - Mezarı da ora
ya naidedilebilîr - Büyük denizciye aid bir zafer - Preveze mıı- tıa* besi - Barbaros müttefik donanmayı nasıl mahvetti?
Yazan : R . C. U.
İS ü
Ger nlerdo heykeltraş Ha- \jiye ra st geldim. Bu genç ve
kuvvetli san’atkârın eserlerini çok takdir ederim. Bilhassa A ianada rekzedilen “Büyük Aat- Lürk„ ün heykeli san atkârın en çok sevdiğim bir (şaheser) idir. Hadinin eserlerinde mev - zu ile alâkadar bir ağır başlılık vardır; o temellük ettiği mev
zuun evvelâ (karakter) ini
kavrayor ve san’atkâr ruhun - daki intibaı bu karakterle mez cederek esere bir (lâycmût)
1 luk veriyor. A ta türkün Hadinin
elile yapılan heykellerinde bu seciye kuvveti pek barizdir ve eserin bütün hüviyetinden saçı lan enerji havası (bronz) un ke
safetini unutturacak kadar
kuvvetlidir.
Son -"ünlerde rekzedilmesi
düşünülen (Barbaros) un hey kelinden bahsettik.
Zannedersem Hadinin bu
mevzuda da. söyliyecek sözü ol sa gerek. Barbarosun heykeli ■prensip itibarile kabul edilmiş tir. Akdenizde Türk bayrağını zaferden zafere koşturan bü - yük gemiciye âbide olarak yal nız türbesinin kubbesi kâfi de ğildir. Onu temessül etmiş bir şekilde daima karşımızda gör mek isteriz. Türk cumhuriyeti
müstakbel nesillere bu kadir
şinaslık dersini veriyor; mese le heykelin dikileceği yerin ta yinine kalmış.
Teferruattan sayılan bu u-
fak nokta bir hayli dedikodu -
ya sebebiyet verdi. Heykeli
türbenin yakınında dikmek
meselesi düşünüldü ve buna iti raz edildi. Nihayet oraların sa hile kadaı bir meydan haline
konulması proje sahiplerini
haklı çıkardı.
“Barbarosun heykeli zan-
nolunduğu gibi binalar a ra
sında sıkışıp kalmıyacak, de nize kadar uzanan bir meydan da bulunacak; bu suretle ora dan geçen gemiler bile heyke li göreceklerdir.,,
Barbaros ölmeden evvel: — Beni deniz kıyısma gö - müniiz. Ruhum dalgaların gü rültüsünü dinlesin demiş.
Büyük denizcinin bu son a r zusunu biz daha güzel bir şe kilde yerine getirebilirdik:
Boğazda Kuruçeşmenin k ar şısında “Serkis,, bey isminde birine ait ufacık bir ada vardı. E trafı duvarla çevrilen bu a- dacık Boğazın ortasmda bir inci kadar güzel olabilir, “ola
bilir,, diyorum. Çünkü bu
günkü hali içler acısıdır. Çün kü (Şirketi Hayriye) adayı al
mış ve kömür deposu haline
koymuştur. Adanın cennet gi
bi Boğazın ortasında ceben -
nem malzemesine depoluk et
mesi kadar acı bir şey tasav - vur edilemez; ne zaman vapur la yanından geçsem mavi su ların ortasındaki bu yağlı kö m ür lekesine merhametle bak m aktan kendimi alamadım. Dün
yanın hiç bir yerinde (zevki
selim) e karşı bu kadar ağır
bir tokat vurulmamıştır. Ar-
navütköyüne kadar yürüyen
kömür denolan bütün sahilin o kısmını simsiyah bir matem
rengine büründürdüğü kâfi
r
Yeni Sabah
ABONE BEDELİ
T ü r k i y e E c n e b i S E N E L İ K 1 4 0 0 K r # . 2 7 0 0 K r f . 6 A Y L I K 7 5 0 » 1 4 5 0 » 3 A Y L I K 4 0 0 » 8 0 0 a 1 A Y L I K 1 5 0 » 3 0 0 »T A K V İ M
H IZIR V 2 G Ü N 2*27 A Y 81360
15
1357
Rscsb
Adü3T3S Iflb’ütü,
21
1941
2
CUMA
G ü n » * Ö 3 I » İ k i n « , -10.1 5 .0 9 8 .5 9 EzaniiU©
12,1 8 16.C8 V a * a t î A k ş a m Y a t s ı İ m s a kt
1 2 .0 0 1,4 2 8 ,0 6 örfanîtj
1 9 .8 2 0 .5 2 o.T6 v nsa*îgelmiyormuş gibi sermayesi
Boğazın güzelliğini arttırm ak la sağlamlaşması icap eden bir vapur şirketi bu tabiatsizliği •denizin ortasına kadar teşmil
ediyor. Oraya simsiyah bir
zevksizlik m ührü basıyor!.
Barbarosun heykeline yer
mi arıyoruz? İşte koca Türke
heykelini rekzetmek için en
güzel yer! Tabiat bu bir avuç toprağı Akdeniz fatihine bir cemile gibi uzatmış. Faaliyetini dev adtmiyie yürüten belediye bu adacığı istimlâk etmeli, et
rafındaki duvarları yıkmalı,
orasını bir ufak bahçe haline koymalı ve tam ortasında B ar
baros Hayreddinin heykeli,
tunçlaşmış bir dalga çıkıntısı gibi yükselmeli.
İşte bu bir eserdir ve bunu mevdana getiren şahsiyet yalnız
Barbarosa değil kendine de
bir hevkel dikmiş demektir.
Ve zannederim ki Akdeniz
fatihinin en mukaddes arzu - sunu, temennisini yerine geti recek bundan daha güzel bir tasavvur olur mu?
Ben bu fikrimde biraz daha ileriye gidiyorum. Barbarosun mezarının da oraya naklolun masını ılerive sürüyorum. Bu
suretle denizcilerimizin şanlı
babasına:
— İşte! diyeceğiz. Büyük
ruhunun dalgaların ninnilerde iatirahati için vasiyetini yerine
getiriyoruz. Ruhun şadolsun!
t
k
Barbarosun en büyük zaferi
“Preveze,, muharebesidir. Bu
harp cür’etin .cesaretin çok
luğa, meharetin kuvvete kar
şı galebesi demektir .
Garo bir çok defa Türkü dünya haritasından çizmek için mukaddes ittifaklar, haç birlik leri, koalisyonlar yaptı. Bütün bu hücumlara dayandık, h a ttâ j yalnız dayanmakla kalmadık, düşmanlarımızı çok defa çil yavrusu gibi dağıttık, perişan ettik.
Preveze muharebesi de bahrî bir Koalisyondu:
İspanya, Papalık, Venedik de
diğer devletler donanmalarını
birleştirerek “Pereveze,, ye hü cum ettiler.
Türk, bu müthiş kuvvetin
karşısına (Barbaros) şeklinde
çıktı.
Düşman donanmasının başın
da meşhur Italyalı Andriya
Dorya bulunuyordu. Em ri al
tında bulunan filoda Cinavra
hükümetinin elli iki kadırgasi- le bir kalyonu, Venediğin yet miş kadırgasiyle on kalyonu; Papalık hükümetinin otuz ka dırgası, İspanya ve Portekizin seksen kalyonu ve diğer dev - Jetlerin de kırk dokuz kalyon ları vardı. Bu yüz altmış iki
kadirga de yüz kırk kalyona
karşı Türklerin büyük küçük
bütün gemileri yüz yirmi iki
parçadan ibaretti. F akat Türk
donanmasına Barbaros lcu -
manda ediyordu.
Türk filosunun yüz altmış iki parçaya karşı yüz yirmi iki parçadan ibaret olması h ar be başlamadan evvel bazı üme ranın tenkidini mucip olmuş - tur. Aded tevaffuku pek ehem
miyetli idi. Yalnız Barbaros
maiyetindeki Salih ve Torgud reisler gibi deniz kurdlarına güveniyordu.
Türkler Prevezeve yaklaştı lar.
Merkeze Barbaros, sağ ce - neha Salih Reis, sol cenaha Seyid Ali Reis, ihtiyat fırkası na da Torgud kumanda ediyor du.
Türkler, her harpte olduğu gibi vücutlarına kefenlerini sard ılar; gemilerinin direkleri ni baltalayarak alaşağı ettiler.
Bütün m ürettebat dişlerinin
arasına palalarım aldılar, elle rinde baltalarla beklediler.
Düşmana (rampa) etmek ve onu dövüşe dövüşft tepelemek lâzım geliyordu.
Müttefik filonun başkuman danı Andriya Dorya karaya asker çıkartmak üzere limana sokuldu.
Barbaros, derhal Murad,
Torgut, Güzelce Mahmut, Sa dık reislere, Andriya Doryamn bu manevrasına mâni olmaları nı emretti. Türkler limandan
çıkarak müttefik donanmayı
kaçırttılar. Limanın önünde
ufak tefek müsademelerle bir iki gün geçti.
Üçüncü gün sabahleyin ami ral Gondolmiyeronun kuman -
dasmda Venedik kalyonları
müthiş bir top ateşiyle Türk
donanmasına hücum etti. Türk ler o kadar seri ve anî surette
hareket ederek mukabeleye
geçtiler ki kalyonların ne dü meni, ne de arması kaldı.
Kalyonlar, rüzgârsızlıktan
yerlerinden kmııldayamıyacak
hale gelmişlerdi. Bu vaziyet
karşısında Türkler gemilerini
yalnız kürekle işleterek birer
birer kalyonlara (rampa) edi
yorlar ve içindekileri kılıçtan
geçiriyorlardı
Anderiya Dorya kalyonları kurtarm ak için ileri atıldığı za man arkada ihtiyat filosiyle bekleyen Torgud hücum edi yor ve iki ateş arasında kalan
(S o n u s a h if e 4 s ü tu n 1 d e )
Taha Toros Arşivi