--- _ 31 » 7 •
©
i HKILÂP TAÉÍM ÍZD
k
—rUo
ifyan
M
bedevi
_ _ _ _ _ _ittihat ve Terakki’nin
Turancılık hülyaları
Adriyatik denizinden Çin hudutlarına kadar bir impara- torluk tahayyül eden «Terakki ve Ittihad» çı Jön Türkler
mütevazı bir yazıhane sahibi bile değildiler.
- 1 7 —
Turancılıkjıulyaiarı
şte bir mektup ki baştan a- ^ şağıya siyasî. «İttihad ve Terakki» cemiyeti mensupları he nüz ana vatan ihtiyaçlarının temi nine imkân bulmadan Türk camia sının birleştirilmesi ümidine ve geniş bir ülke kurmak hevesine kapıldıklarını göstermektedir.
Paris 6 Ağustos 90S Muhterem Sezai Beyimiz, Ferit Beyden Ahmet Rıza Beye gelen bir mektupta «Şûrayı Üm met» in bir iki güne kadar tabe- dileceğini ve 15 ağustos için maka leye ihtiyacı olacağım bildiriyor. Kıbrıstan gelen bir makaleyi, İs tanbul mektuplarını leffen takdim ediyoruz« Kıbrıs makalesi için «Şûrayı Ümmet» tarafından ufa cık bir mülâhazaya ihtiyaç hisso- lunuyor. Malûmu sâmileri olduğu üzere, oradaki biçare Müslüman- lar henüz makamı hilâfetle o ma kamı muhteremi telvis eden şahsı tefrikten âciz bulunuyorlar. Bu a- ciz yalnız Kıbrıs Müslümanlarına münhasır değildir. Zannederiz ki, sevimli ifadenizle bu husus tefsir olunursa hem bu biçare Müslü- manlar ikaz edilir, hem de daha ziyade taraftar peyda edilmiş olur. Ayni zamanda zatı biraderaneleri- ne «^layat» gazetesinin bir nüshası nı göndereceğiz. Bu gazetenin baş muharriri Ali Hüseyin Bey, Rus Darülfününlarmda ikmali tahsil den sonra İstanbul Tıbbiye! askeri- yesine dahil olmuş ve efkârı va- tanperveranenin Tıbbiye talebesi arasında tamimine pek büyük hiz met eylemiştir. Bütün emeli Ad riyatik denizinden Çine kadar o- lan memalikte bir «Türk ittiha dı» husule getirmektir. Bu emeli mukaddesin husulü için en evvel atılacak hatvenin tevhidi lisanda olduğunu derkeden bu gayretper- verin Rusyadaki hürriyeti mat buattan bilistifade efkârım kendi vatandaşlarına kabul ettirmek için gazetesinde hiç bir fırsat kaybet miyor. Eğer «Şûrayı Ümmet» bu zatın efkârı milliyesine iştirak e- decek olursa hem vatanımıza hiz
met etmiş ve hem de miri muma ileyhi teşci eylemiş olur. Bu bapta nazarı dikkatinizi celbetmekle ik tifa ediyoruz (1).
İdarehanemizin adresi gerek «Şûrayı Ümmet» ve gerekse «Meş veret» için mercii yegâne olacak tır... Apartmanımız iyidir yalnız dört hasır iskemle ile bir kırık ma sadan başka bir şey yoktur. Mil letin istikbali için en büyük me darı istinadı olmak istidadını haiz bir cemiyetin idarehanesinin yâr ve ağyara karşı böyle tamtakır bir halde kalması elbette caiz değil dir.
Ebulahrar merhum Mustafa Fa zıl Paşa, Kâmil Paşanın pederleri ne hayrülhalef olacak istidadı ha iz hamiyetperver bir Osmanlı ol duklarım cümlemiz biliriz. Bu iti mada istinaden bize bir salon ta kımı hediye buyurmalarım rica ederiz. Şimdi iki yüz elli franga satılığa çıkmış güzel bir kelepir vardır. Bu fırsatı fevtetmemek i- çin Paşayı müşarünileyh nezdinde cemiyetimiz namına teşebbüsatta bulunmaklığınızı bilhassa rica e- deriz. «Şûrayı Ümmet» in ilâvesi vâsıl olduğundan leffen takdim kı lındı. Baki ellerinizden ve gözle rinizden öperiz efendimiz.
Osmanlı Terakki ve Ittihad Cemiyeti Umuru Dahiliye ve muhabere şubesine memur
Dr. Nâzım Dr. Bahaeddin Sami Paşa Zade Sezai Beye ya zılan yukarıki mektupta görülü yor ki» Adriyatik denizinden Çin hudutlarına, kadar bir imparator luk tahayyül eden «Terakki ve İt- tihad» cı Jön Türkler maatteessüf mütevazi bir yazıhane sahibi bile değillerdir. Halbuki Türklük saha sındaki düşünce ve emelleri ne ka dar geniş ve ne kadar içtendir! Ne olurdu, bu müfrit milliyetçiler bi raz itidal sahibi bulunsalar ve ev vel emirde, ana vatanı felâketten kurtarmak gayesile iktifa etseler ve böyle dağınık düşüncelerle
memleketin parçalanmasına sebep olmasalardı!..
Yukarıki zihniyeti besliyen, Bosna ve Kafkasyada teşkilât ku rulmasını tavsiye eden bir iki mektubu daha buraya ilâve etme
den evvel, İnkılâpçı geçinen «Te rakki ve İttihad» cılarla Halifei ruyi zeminlik iddia eden Sultan Abdülhamidin düşünceleri arasın da, ruhî temayüller bakımından, fark olmadığını göstermek için o tarihlerde cereyan etmiş bulunan bazı vekayiin burada nakli fayda dan hali olmıyacaktır.
Bu hâdiseler «Terakki ve İtti had» cıların gayelerde Sultan Ab dülhamidin emelleri arasında; e- sas itibarile, hiç bir fark olmadığı nı göstermektedir.
Nasıl ki Sultan Abdülhamit, ül kenin her köşesinde çıkan kıyam ve isyanlara lâkayıt kalarak İm paratorluk topraklarının bir arşın daha büyümesine mesai sarfeder görünmesine mukabil memleketin j müzmahil ve perişan bir hale girme sine göz yummağı itiyat edinmiş ise berikiler de idaresizliği arttı racak ve müşkülât ihdas edecek temayüllerden bir türlü kendileri-j ni alamamışlar ve evvel emirde j bütün gayretlerini ana vatanın! yangından kurtulmasına hasrede cek yerde hudut komşularımızın imparatorluğa iltihakına vesile a-j ramak hevesine düşmüşler ve a-j teşin genişlemesine yol aramışlar-i dır. Bu kıyâsı, aşağıya ilâve ettiği- j miz satırlar sarahatle göstermek-i tedir. Bu vesile ile de Sultan Ab dülhamit devrinde memleketin na; sil bir anarşi kaynağı haline gel diği öğrenilecektir.
(Arkası var) (1) Hüseyin Zade Ali Bey, Tıb- biyede «İttihad ve Terakki» cemi yetinin ilk mürevviclerindendir. Mektebi bitirdikten sonra Dr. Ba haeddin Şakir Beyle birlikte Av- rupaya kaçmış ve Kafkasyaya gi derek neşriyat yapmıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi