• Sonuç bulunamadı

Sanat Dergisi'nin yazı dizisi:Dünyada ve bizde gölge oyunu (3):Arap ülkelerine, Balkanlara yayılan Türk Karagöz'ü, sömürgeciliğe karşı ulusal bilinçlenme aracı oldu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sanat Dergisi'nin yazı dizisi:Dünyada ve bizde gölge oyunu (3):Arap ülkelerine, Balkanlara yayılan Türk Karagöz'ü, sömürgeciliğe karşı ulusal bilinçlenme aracı oldu"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3<fc3

SA N A T DERGİSİ'nin yazı dizisi: Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu (3)

Arap ülkelerine. Balkanlara yayılan Türk Karagöz'ü,

sömürgeciliğe karşı ulusal bilinçlenme aracı oldu

M etin A n d

Geçen yazımda gölge o - yununun, Türkiye’de, 16.yüz­ yılda Mısır'dan geldiğini söy­ lemiştim. 16. yüzyılda O s ­

manlIlar bu yeni tekniğe

Türk yaratıcı dehasını kata­ rak 17. yüzyılda ortaya Türk kültür birikiminin tüm zen - gînliklerini yansıtanTürkKa­ ragözümü geliştird iler. Bun­ dan sonra da Karagöz yalnız

saray çevresinin ve Türk

halkının en vazgeçilm ez g ö s­ terisi olmakla kalmadı, hızla gerek İslam ülkelerine,gerek Balkan ülkelerine sıçradı, o- ralarda yerleşti ve sevild i.. . Bunlar içinde en ilginci de M ısır'dır. Çünkü 1517'de Mem­ luklar döneminde Türkiye' ye gölge oyununu tanıtan M ısır,17.

yüzyıldan başlayarak Türk

Karagözü'nü benimsedi,ve ge­ lişkin biçimiyle çıktığı ülke­

ye dönmüş oldu. Özellikle

Türk Karagözü'ne güzelliğini veren, görüntülerin saydam, renkli d erilerle işlenişi, kişi­ lerin zenginliği, fasılların ya­ pısal ö zellik leri ve içeriği ve

görüntülerin baş,kol ve ba­

caklardaki eklemli oynaklığı idi. Buna Arap ülkelerinde de öykünüldü. Mısır'da Karagöz' ün g e liş m e s i, 17 . yüzyılda Türkiye'ye gelm iş olan D a- vud el Attar Menavi, daha son­ ra da Kahire'de Haşan el Kaş- kaş ile Musa el D era'nınkat­ kısı ile oldu. Bir faslın bö -

lümlenme sinde Karagöz'e

benzerlikler buluruz. O -

yunlann konuları da, örneğin "Tim sah Oyunu" gibi,bizim fa­ sılla rı andırır. Temsiller, ya­ bancı gezginlerin tanıklığına göre, daha çok türkçe v e r ili­ yordu. Öyle ki M ısır'da kukla oyununa da, Karagöz'den boz­ ma "A ra g o z" deniyordu. 1 9 . yüzyılda ve 20. yüzyılın başın­

da Türk Karagözü Beyrut ,

Şam, Yafa, Halep ve Filistin '­ de de yaygınlaşmıştı. Haci­ vat'a Ayvaz, Karagöz'e Kara- koz deniliyordu. Ayrıca Afyu- nl (Tiryaki), Frenk Doktor , bir çeşit Tuzsuz Deli B ekir'e benzeyen Aga vardı. Kadınla

rın erkekleri kovuşları, karı­ larıyla iyi geçinemeyen Kara­

göz ve Hacivat gibi benzer

sahnelere raslanıyordu.Ayrı- ca Suriye 'd e " D ile n c ile r" , "Frenk D oktor","H am am " , "Afyon Tiryakisi", " Akşam Yem eği” , ve "K ereste" gibi oyunlarda bizim fasıllara bü­ yük benzerliklere raslarız.

Türk Karagözü, KuzeyAf- rika'ya da geçmiştir.FasiLlb- ya, Tunus ve Cezayir'de Türk Karagözünün önemli bir yeri vardı. Daha da ilginci İtal­ ya'da da Türk Karagözü'nün izlerine raslarızjburaya Türk Karagözü, Kuzey Afrika y o ­ luyla gelm iştir. Buradaki o - yunlar tıpatıp bizden alınmış- tır. W. Hoenerbach adında bir

Alman incelem ecisi, Tunus’ - tâki Karagöz fasıllarının hem v irilerin i yayınlamıştır. Bun­ la r okununca hemen hepsinin Türk fa sıllarmdan alındığı gö­ rülür. K işiler de (Karaguz,Ha- cıvan, Çelebi, Tiryaki, Keke­ me, Arap, Yahudi, Frenk, Sar­ hoş ve kadınlar) bizim Kara­ göz kişilerinden alınm adır. Yalnız Tunus görüntüleri ek­ lem siz ve renksiz olup, koyu lacivert deridendir. Kaba ve ilkel bir görünüşleri vardır.

Burada önemli bir nokta­ ya değinmek g e r e k ir ." Gele - neksel Türk Tiyatrosu” kita - bımda belgeleri ve ayrıntıla - rıyle gösterdiğim gibi, K a ra ­ göz siyasal bir taşlama , bir kabare tiyatro niteliğindeydi,

ve bu onun en önemli ö z e lli­ ğiydi. Paşaların, devlet adam - larının yolsuzlukları, padişah damatları, sadrazam bile sık sık alaya alınabiliyordu."Var- lık " dergisinin son sayısında Ceyhun Atuf Kansu Karagöz

üzerine güzel bir yazısında

benim eski bir yazımdan bir alıntı yapmış, Karagöz'de si­ yasal taşlamanın 1911'de yasak edildiğini yazmıştı. Oysa ben yazımda 1911'deki yasaklama­ nın Trablus'ta olduğunu soy - lenıiştim . Karagöz'de siyasal taşlama bizde çok daha önce , Abdülâziz çağında yasaklan - nııştı. A ra p ülkelerinde özel­ lik le Kuzey Afrika'da, Kara- göz'un siyasal taşlama yönü,

(2)

bil inçi eştirm e için etkili bir

silah olmuştu,öyle ki bugün

çağdaş tiyatroda geçerli olan bir "agit-prop" kuvvetindey- di. Söz gelim i Halep'te göz­ den düşen yen içerileri .Kara­

göz alaya almış, halk bunu

destekleyince,hükümet Kara­ göz tem sillerini yasaklamış­ tı. Cezayir'de, Karagöz per - dede Fransız askerlerini er­ keklik aygıtı ile dövüyor; Şey­ tana Fransız üniforması g iy ­ diriliyordu . Bunun üzerine 1843'te Fransıziar Karagöz 'U yasakladılar. Trablus'u İtal - yanlar almadan önce 1910'da Karagöz 1870 Fransız-Alman savaşı sırasında P a r is ' teki durumu gösteriyor, Fransız askerlerini alaya alıyordu . A yrıca 1909'da 11. Abdülha- mit'in tahttan indirilişini,hür- riyetin ilanının yarattığı se - vinci dile getiriyordu. Bunun üzerine 1911'de İtalyanlar K a - ragöz'ü yasakladılar. Tunus'­ ta ise haik arasında K a ra gö z ün çıkışı üzerine yaygın bir söylence vardır. Bu da K ara­ göz'ün bu yanını gösterir. Bu söylenceye göre eskiden İ s ­ tanbul'da yaşayan bir adam, devlet adamlarının yolsuzluk­ larına çok üzülür, bir çözüm ararm ış. Sonunda Karagöz ' ü bulmuş, önce suya sabuna do­ kunmayan eğlencelik gösteri - le r düzenleyerek , Padişahın ilgisini çekmiş, Padişah sey­ retmek isteyince de perdeye bütün bu yolsuzlukları getir­ miş. Padişah'm gözü açılm ış,

yolsuzluk yapan görevlileri

cezalandırmış, oyunun bulucu­ sunu da v e z ir yapmış.

Bu da konumuzu Yunanis­ tan ile Balkan ülkelerine ge­ tiriyo r .Araştırm alarım ıza gö­ re Yugoslavya'da, Romanya'­

da, Bulgaristan'da Karagöz

oynatıldığını ve çok sevildiği­ ni biliyoruz. Burada Yunanis­ tan'ın özel bir durumu vardır; çünkü Türkiye ile birlikte say­ dığımız bütün ülkelerde Kara- göz'ün silinmesine, yok olma­

sına karşın , Yunanistan ' da çok gelişm iş bügün de yaşa­ maktadır. Yunanistan'dabugün

20 kadar Karagöz tiyatrosu

bulunmaktadır.'Yunanistan'da Karagöz üç aşama gösterm iş­ tir. 1821 ayaklanmasından ön - ce daha çok Türkiye'den ge­

len Karagözcüler tem siller

veriyorlar, ay aklanmanın ele­ başıları Karagöz gösterile

-rinde gizlice buluşuyorlardı . 1822’ de Tepedelenli A li P a ­

şa yenik düşürülünce, Yany ai da Yunan Karagözcüleri P a ­ şa'yı perdeye çıkarmışlar; gi­ derek oyunların Türk konula­ rına ve kişilerine rağmen, bi­ lin çli bir Yunanlılık oyunlar - da kendini gösterm iş. Bu kişi­ lere Büyük İskender, Antakya K ra lı gibi yeni kişiler katmış­ lard ır. 1830'dan sonra Güney Yunanistan özgürlüğüne ka­ vuşmuş, ve buradaki k en tler- de Karagöz oynatılmaya baş - lanmıştır.

Ancak Yunanlılar, herşe-

yiyle bizden kopya ettikleri

Karagöz'e sahip çıkmakla kal­ mamışlar, başka konularda da yaptıkları gibi bunu Türkiye aleyhine kullanm ışlardır. Bu oyunun Türklerin olamayaca­ ğını, zaten Türklerinkültürle- ri olmadığı,askerlikten baş - ka birşey bilmedikleri, kim ­

den ne gördülerse bunu kopya ettiklerini yaym ışlardır. On yıl önce, Türkiye'ye Karagöz

üzerine bilgi almak üzerine

Cambridge'den Mario Rinvo- lu cri adında bir İngiliz geldi B ir süre birlikte çalıştık. Ona gerekli belge ve b ilgileri v e r­ dim. Kendisi çok iyi Yunanca biliyordu. Bu arada ünlü Yu­ nan Karagözcüsü SotirisSpat- haris'in anılarını İngilizceye çevirerek yayınladı. 1967 ' de

İngiltere'de buluştuk, ve bu

işb irliği yakın zamana kadar geldi. Kendisi bütün Yunanis­ tan'ı tarayarak metinleri, gö­ rüntüleri topladı,ayrıca eski Yunan Karagözcüleri ile yap­ tığı konuşmaları banda aldı, ve

(Sayfayı çeviriniz)

B ir Arap gölge oyurm tem sili

K g

rfe

top.

r “j

-

>

(3)

P erd e gerisinden Yunan gölge oyunu

bunları benimle paylaştı. Ben de ilerde yayınlayacağım bü - yük bir kitapta bu malzemeyi kullanacağım;ancak daha ön ­ ce bu sonuçların bir kısa öze­ tini "Tü rkiyem iz" dergisinin ekim 1971 sayısında yayınla­ dım. Bu sonuçlara göre Yu­ nanlılar Türk Karagözü'ne en ufak bir yenilik getirm em iş - lerdi. Tekniğini, kişilerini, fa­ sılların konularını, nükteleri­

ni, kısaca herşeyini bizden

kopya etm işlerdi. Oysa A rap­ la r hiç değilse aldıklarına bir şeyler katmışlar.büyük de­

ğişik lik ler yapmışlardı. Ne

var ki biz öz be öz kendi ma­ lım ıza sahip çıkam am ışı&Ee ki görüntüler Avrupa müzele­ rine kaçırılm ış, eski Kara -

gözcülerim iz son günlerini

yoksulluk içinde geçirip, gö­ çüp gitm işler, £asü diye de e- lim izde I’rofosör R itte r ' İn aslında iyi bir Karagözcü sa­ yılmayacak Nazif Beyden der­

lediği metinler dışında pek

birşey kalmamış.Olsa olsa

Karagöz'e turizm adına bir söylenceye dayanarak Bursa sahip çıkmış, bir de ucuz gö­ rünüşlü bir takım turistik eş­ yada Karagöz resim leri gö­ rül inektedir. Rinvolucri' nln vaşlı Yunan Karagözcüleriyle

yaptığı konuşmaların ses

bandlarmda, bütün bu halk sa­ natçıları söz birliği etmişçe­ sine Karagöz'ü Türkiye 'den,

Türklerden öğrendiklerini

söylemelerine karşın, bugün nerdeyse biz Karagözü Yunan­

lılardan öğren eceğiz. Oysa

Karagöz üzerine ufak bir ça­ lışma bile en büyük ilg i ile karşılandığına elim izde güzel bir örnek var. Macaristan' m en önemli tiyatrolarından bi - ri olan TTıalia tiyatrosundalki yıldır sürekli oynanan "Kara­ gö z" adlı derlem e oyun tiyat­

royu her temsilde tıklım tık­ lım dolduruyor. G erçi Yunan­ lıla r büyük bir düşmanlıkla

Karagözü bizim aleyhimize

bir araç olarak kullanıyorlar; ancak konu bilimsel bir bi - çimde ortaya konulunca, sus­

ma sini ve gerçek leri kabul

etmesini biliyorlar. Nitekim birkaç yıl önce Viyana Üni - versitesinde tiyatro doktora sı

Yunan görüntüsü: Paşa, Mcgaleksantros(Büyük İsk en d er)

yapan W alter Puchner adında bir Yunanlı bana yazıyla baş­ vurmuş, iki yıl kendisine p o * tayla belgeler, gerekli notlar göndermiştim. Punchner"Das Neugriechische Schattenthea­ ter K aragiozis" adlı tezini başarıyla hazırladı, ve olduk - ça hacimli tezinden bana da bir kopya gönderdi. Orada hiç

değilse birtakım noktaların

düzeltilmiş olduğunu görmek sevindirici ;ancakbir doktora tezini kaç kişi okur, ve etki - si ne olur. B ir yanda yaban­ cı dilde bilimsel araştırma - la ıla zengin kültür birikim i­ mizi dünya kamuoyuna tanıt­

mazsak, bir yandan da

Ka-Megalo Fidi (Büyük Yılan)

ragöz'U aslına uygun biçimde ya da yepyeni biçim ve tek­

niklerle ele almazsak, bü­

tün çabamız bol bol,kendi a - ramızda lâfla geçerse, korka­ rım bir gün Karagöz adım bi­ le unuturuz. Dizinin gelecek son yazısında Avrupa ' da ki gölge oyununa değinirken bu konuda neler yapılabileceği­ ne de kısaca değinmeye ç a lı­ şacağım.

GELECEK HAFTA :

AVRUPA'DA GÖLGE

OYUNU

Kişise! Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Semiha Berksoy farklıdır; hem marj inal bo­ yutlara kanat açmış bir “öteki”, hem de ülke­ sini, temsil ettiği genç Türkiye’nin doğru/is- tenen kimliğini küresel

PURPOSE: Due to the increasing use of stereotactic radiotherapy (SRT) in treating advanced liver cancer patients, the purpose of this longitudinal study was to explore the changes

The total average score of the organizational climate is: hospital A 2.73 (SD=0.57); hospital B 2.77 (SD=0.55); and hospital C 2.77 (SD=0.54), not yet reaching a distinctive

The more deformed the duodenal bulb, the higher the incidence of recurrence of duodenal ulcer (P = 0.03).CONCLUSION: There is a correlation among deformity of duodenal bulb,

Tahran Büyükelçiliğimiz İdarî Ataşesi İbrahim Özdemir’in evi, ge­ çen ay da, Ermeni teröristlerin sal­ dırısına uğramış, olayla ilgili görülen yedi Ermeni

Ancak, ANAP Genel Başkan Yardımcısı .Halil Özsoy, geçen hafta yaptığı b a­ sın toplantısında Özal'ın cum ­ hurbaşkanı olduktan sonra da cum a namazlarına

Genç kadın ve özellikle bereli kız portresindeki genel hava, Osman Hamdi Bey’in kadın portrelerinde yüzlere verdiği sükunet ve masu­ miyet görünümüne

Yıldız 2001 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Illinois Üniversitesi’nde biyofizik alanında yaptığı dok- tora süresince