• Sonuç bulunamadı

İsmail Habib

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İsmail Habib"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Otuz yıldanberi durmadan gazete ve dergilere makaleler yazan, kitap yayan İsmail Habip ne ya­ zık ki, bir daha sesini duyurmadan, yeni yazılarını okutmadan bütün bir dost ve okuyucu kalabalığının sevgi dolu gönüllerinde yaşamak üzere ebedî sükû­ na karıştı. İnsan bu türlü hareketli ve ele avuca sığ­ mayan bir insanın susmasına kolay kolay ahşamaz. Daha bir zaman, yazı yazdığı gazete ve dergilerde o- n». aramakta devam edeceğiz. Bu bir yıl, belki on yıl sürecek. Fakat zamanın bizden ayırdığı diğer dostlarımızın, hatıraları arasında günün birinde o- nun da bir daha gelmemek üzere aramızdan ayrıl­ dığına alışmış olacağız...

İsmail Habip edipti, hatipti ve öğretmendi. Fa­ kat bütün bunlarla beraber o, bu memleketin bu milletin yetiştirdiği bütün kıymetleri seven ve onları sevdirmeye çalışan, bir insandı.

Ben onu ilk defa «Namık Kemal ve Ziya Gök- alp» toplantısında tanıdım.

Bundan çok zaman önce idi. Üniversite gençleri bu iki Türk büyüğü* için bir tören yapmıştı. O günü hatırlıyorum. Üniversitenin konferans salonu hınca hınç dolu idi. Önce bir Profesör töreni açtı. Yaptığı kısa bir konuşma sırasında Türk inkılâbında bu iki adamın hiç rolü olmamıştır dedi. Böyle bir günde bu türlü bir konuşmayı beklemiyen dinleyicilerde bir kımıldanma, gürültülü bir konuşma başladı. Kala­ balık arasından: Bu söze ne lüzum vardır? gibi ses­ ler duyuldu. Bu yüzden konferans sıcaklığını kaybe­ der gibi oldu. Ondan sonraki konuşmalar âdeta ta­ kip edilmez oldu. Nihayet sıra İsmail Habibe geldi. O da herkes gibi sinirlenmişti. Söze başlarken, «bu memleketi seviyorsak onun yetiştirdiği kıymetleri de sevmeliyiz. Ve onlara haklarını vermeliyiz. Bu millî vazifemizi yapmazsak yeni kıymetleri yetiştiremeyiz. Bugün de kafalarımızda, gönüllerimizde bu iki mürşi­ din yaktıkları meşalenin ışıkları vardır. Biz bunlarla yolumuzu aydınlatıyoruz...» dedi. Konferans salo - nunun tavanları genç göğüslerden kopan yaşa sesle­ ri, alkış sadalariyle doldu.

İsmail Habip, gerçekleri korkusuz söylerdi. İnandığı şeyleri anlatırken, belâğati daha coşkun o- lurdu. Güzel buluşları ince nükteleri ile dinleyicilerin gönüllerini fethederdi. Fakat güzel söz, yazıya geç­ mezse çabuk unutulur. Bu yüzdendir ki, birçok söz sanatkârlarımız, unutulup gittiler. Fakat İsmail

Ha-Yazan: Ali Nüzhet GÖKSEL bip yalnız bir söz adamı değildi. Onun ilk eseri olan «Türk teceddüt edebiyatı tarihi» yıllar yılı okulları­ mızda, okundu. Bizde Tanzimattan bu yana gelişen Türk edebiyatını onun bu eserinden okumamış genç ve orta yaşlı aydın yok gibidir. Bu eser, ilk çıktığı zaman bütün fikir ve sanat çevresinde derin bir alâ­ ka uyandırmıştı.

Gazetelerde, dergilerde bu eser hakkında birçok yazılar çıktı. Yapılan tenkidlere, İsmail Habip ce­ vaplar verdi. Onun felsefî ve edebî kültürle müceh­ hez olan yazılan, hele ilk zamanlarda bunlar ne kadar derin bir zevkle okunurdu.

İsmail Habibin bu eseri, Türk edebiyatının ye­ nilik çağına dair yazılmış olanların en iyisi idi. Di­ ğerleri sanat, fikir ve metod bakımlarından bu eser­ le ölçülemiyecek kadar geridirler. Bunlar arasında kalbur üstü kalabilen İbrahim Necıııinin edebiyat tarihi de İsmail Habibin eseriyle kıyaslanamaz.

«Türk teceddüt edebiyatı tarihi» nde yer yer süpjektif hükümlere rastlamak mümkündür. Fakat hemen ilâve etmek lâzımdır ki, İsmail Habip kupku­ ru bir edebiyat tarihçişi olarak yalnız bilgi ve vesi­ ka ile eserini hazırlamış değildir. ,

O bir sanatkâr hüviyetiyle fikir ve sanat adam­ larının eserlerini tahlil etmiş, kendi ruhunun bu e- serlerden aldığı heyecanları da o kendine has olan üslûbiyle bu duygularını da dile getirmiştir. Böylece İsmail Habip bütün eserlerine kendi sanatım da kat­ mıştır denebilir. Bu eserden sonradır ki, bu yenilik çağı hakkında bir hayli kıymetli eser yazıldı.

İsmail Habip bu eserinden sonra, «Doğudan Ba­ tıya» ve anayurda yaptığı seyahatlerini yazdı. Yur­ dumuza ait olan bu ikinci eseri de çok beğenilmişti. Bu eserde şehirlerin panoraması, tarihi ve coğrafyası onun zengin buluşlariyle süslenmiş, gördüğü ve gez­ diği memleketler canlı canlı bütün iç ve dış âlemleriy­ le yaşatılmıştı.

Yine onun iki kocaman cilt halinde yazdığı «Avrupa Edebiyatı ve Biz» eseri de uzun bir çalış­ manın mahsulüdür. Fakat bu büyük işte diğer eserlerinde olduğu kadar muvaffakiyet göstermiştir, denilemez.

Son yıllarda yazdığı Atatürk eseri ve dil hak- kındaki kitabı, onun en iyi eserlerindendir.İsmail Ha­ bibin daha kitaba girmemiş gazete ve dergilerde kal­ mış birçak sohbetleri ve tenkitleri vardır. Evet eser­ leri var. Onu okuyanlar ve sevenler vardır, fakat çok yazık ki, bugün aramızda artık o yoktur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mesela hükümet taraf~ndan 1867 Haziran~nda Meslek kurulu~u mensuplar~~ hakk~nda takibata geçilmesi ve yapt~r~lan so- ru~turma sonunda olay ve faillerinin bir hükümet bildirisi

Objective: To determine the presence of secondary middle turbinate in paranasal sinus tomography which is a rare anatomical variation and, observed as a bony structure covered with

When the goodness of fit statistics and the results of the structural equation analysis are taken into consideration, the model, which is used for investigating the

[r]

Ülkemizde yaşanan ekonomik krizler, faiz oranlarının yüksek olması, sermaye piyasasına giriş engellerinin olması, eksik rekabet koşulları gibi bir takım

İçeride “G arip”in altında Şiir Hakkında Düşünceler ve Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Orhan Ve- li’den Seçilmiş Şiirler yazıyor.. İstanbul, Resimli Ay

Bugüne kadar insanlardan başka canlılar üzerinde yapılan tüm çalışmaların sonuçlarına göre hangi cinsiyetteki bireylerin ortalama ömrünün daha uzun olduğu

Atatürk, ismet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak Türk Milletinin üç büyük millî kahramanı ha­ linde bütün kalblere hâkim olarak yaşadılar.. Bundan dolayıdır