3 OCAK 1945
... ... — ııY i a r - ü M in — »i — 7 — — . „ . . . . - a
Birinci Cihan I tarihine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Notları
Pailaviçini, Bulgarların Istanbulu istemediklerini
söyledikten so.ıra Enoz-Midye hattını 1 verilmesini
terviç eder gibi bir lisan kullandı
— 85 —
Bağdat şimendiferi meselesini gö rüştük. Gerek şimendiferin inşaatına devam olunaeak kısmı için, gerek To- ros ve Anii Toros yollan ile dar hatlar :çin iptida 120, sonra nihayet nihayet 200 bin lira fedakârlık edilmesine ka rar verdiler. Halbuki şirketin elimizds bulunan ve gayet müphem bir lisanla yazılan mukavele suretine nazaran ta lep olunan fedakârlık bundan kat kat fazladır.
Meselede isticali mucip hiç bir şey yok. Nedendir bukadar telâş anlayama dım, H attâ o kadar telâş etmişler ki, Enver ben müzakere için tekrar B er lin’e avdet etmek istemezsem, Halil be yin memur edilmesini bile teklif etmiş. Müzakerenin burada icrası müşkül ola
cağı cihetle tekrar Berlin’e gitmeme
karar verildi.
3 Mayıs (1915), Pazar.
Sadrazamı ziyaret ettim. Kendi si
yasetinin takip edilmediğinden dolayı
şikâyet etti. Askerlerin söz dinlemedik lerini, bu idarei örfiye ile kendisinin ¡iç bir nüfuzu kalmadığını, böyle ola cağını bilseymiş buna müsaade etmiye- cvğiniü söyledi. Ve nerede Kafkas ve Mısır fütuhatı? diye sordu.
5 Mayıs (1915), Sah.
Huzuru hümâyûna arzı veda İçin ;ıktım. Avrupa'ya niçin tekrar gitm ek te olduğumu güçlükle anlattım.
• • •
Wangenheim’de döjeunur’de idim. İtalya'nın harbe iştirak edeceğini zan
netmiyor. Sadrazam Paşa da dün
İtalya meselesi bitmiştir, diyordu. Fa- aat ben bu kadar nikbin olmuyorum.
Wangenheim Acemistan'da, K af kasya'da Alrr.anlhrl» miittehidülfikir o- arak hareket etmemekliğimizden, En
e rin oralarda müfrit bir nasyonalizm •ağmakta olduğundan şikâyet etti.
Cenevre seyahatimden bahsettim,
tuşlara Karadenizden Akdenize murur
çin müsaade verilip verilemiyeceğini
rdu. E ğer Almanya, Türkiye, Rusya ttifakı olacak olursa bu mümkün olur, ledim. Giers’le yolda tesadüf edip gö- r i işemediğime teessüf ettiğini söyledi. Roma'ya gidecek olursam Giers’i görü rüm dedim. Bunun üzerine Yagoıv’a da
Giers’i görmek istediğimden bahset
mekliğimi - fak at kendisile buna dair görüştüğümü söylemeksizin - söyledi!
* * *
Avusturya sefirini ziyaret ettim
^er vakitki gibi bedbin ve endişenâk Zavallı herif hâlâ bu memleketi ania- .-namış. Hakkımızda Jıiç bir fikir sahibi olamamış. İtalya harbe girerse İstan bul’da panik olur mu, hükümet sukut eder mi? diye soruyor.
Sonra da Bulgar aleyhimize olarak
harbe iştirak ederse ne yapacağımızı
bir kaç kere sordu. Sualin bir maksat tahtında irat eylediğini anlıyarak ce
vap vermemek demek olan bir kaç
müphem sez söyledim. Zannım doğru
çıktı. Pailaviçini Bulgarların Istanbulu istemediklerini söyledikten sonra Enoz - Midye hattının verilmesini terviç e- 'er bir lisan istimal etti. Ben Edirne’yi »tirdat eden bir hükümetin bunu tek
i r Buigarlara veremiyeceğini söyle
dim. B ir tarafta ölüm bir tarafta fe dakârlık olursa ne yapılır? dedi. Ev velki cevabımı tekrar eden bir nazarla cevap verdim.
Akşam Pailaviçini ile olan bu
mü-lâkatı Talât’a anlattım. Hayretle din ledi.
Kezalik Ruslarla Almanlar arasın da bir müzakere cereyan etmiş olması ihtimalinden de bahsettim. Sadrazamın bir aralık Rus donanmasının Karade- nizden Akdenize geçmesine müsaade e- iilip edilemiyeceği maddesini kendile
rd en sormuş olduğunu tahattür etti.
8 Mayıs (1915), Cuma.
Viyana’ya muvasalat. Hüseyin 1*1-
mi paşayı bermutat fevkalâde nikbin
gürdüm.
9 Mayıs (1915), Cumartesi.
Tochefle pek uzun bir mtilâkatını oldu. Ahvali pek fena görüyor. Roman ya ile İtalya arasında tedafüi bir mu
kavelenin mevcudiyetine kani. İtalya
bundan dolayı ilâm harpte teahhür edi yor, diyor. Ve Almanya ile Avusturya’ yı harbe duhule teşvik için İtalya'nın iptida bize ilâm harp edeceğini "Zanne diyor. Romanya hareket edecek, yahut Rus ordusunun memleketine duhulüne müsaade eyliyecek olursa Bulgaristan’ ın bitaraf kalamayacağım, Rado3lavof her ne kadar mesleğinde sebat edecek se de mevkii İktidarda kalıp kalmıya- cağı cayi sual olduğunu, sosyalist gaze telerin artık tavizattan bahse başladık larım söyledi.
10 Mayıs (1915), Pazar.
Berlin’e muvasalat. Huguenin, Muh tar bey, miralay Bütriciı de şimendifer
meselesinin müzakeresi için yemeğe
birlikte geldiler.
12 Mayıs (1915), Salı.
Zimmerman’ı ziyaret ettim. Galiç-
ya’daki harekât itmam edilince Sırp
seferinin behemehal yapılacağım pek
k at i bir lisanla söyledi. Ve Almanya'da herkesin bunu arzu eylemekte olduğu nu da ilâve etti.
4 OCAK 1945
birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Notları
Alman Hariciye nazırı, Galiçyada parlak bir muzaf-
feriyeti nihaiyenin istihsâl olunacağı fikrindeydi
— M —
Romanya’da her türlü vesaiti isti
mal ediyorlarmış. Namussuzlarla na
mussuzca hareket etmeli. Staus’un sa lâhiyet vasıa ile Bükreş’e gideceğini söyledi. Ben de kendisine Reşid Ayad-
dan bahsettim. Bu sabah Viyana’dan
gelmiş olan Reşid, nazırlardan bazısını elde etmek muhtemel olduğunu söylil- ordu.
Romanya ve İtaly a arasında bir
itilâf olmadığını kiralın kat’I ifadesine istinaden inanıyorlar.
Yunanistan’da da aleyhe ytirümi- yecekleri kanaatleri var.
Almanya’da Türkiye ittifakının
her gün daha ziyade kesbi salâhiyet ey lediğinden, Avusturya’dan ziyade biz
den memnun olduklarından bahssetti.
İtalya şimdilik bize ilâm harp etmiye- cekmiş, bizim tarafımızdan da buna se bebiyet verilebilecek hareketlerden iç tinap edilmesini söyledi.
Rosenberg’i gördüm. Rus taarru
zunun hitamının mukaddemesinde oldu
ğunu, bundan sonra Romenlerle Bul
garların itayı kararda muztar kalacak larım, İtalya’ya karşı şimdilik tedafüi vaziytte, kalınacağını, Avusturya erkâ nıharp reisi Sırp seferine itiraz ediyor sa da ikna edilmiş ve Yagow’un bu
maksatla iki gündenberi Romanya’da
bulunmuş olduğunu söyledi.
13 Mayıs (1915), Çarşamba.
Helfrich’l ziyaret ettim. Bağdat
inşaatı için görüştüm. Hemen her nok tada fikirlerimiz ittihat etti. Asıl hatta ait inşaatın esas m asarifi şirkete, harp- .en mütevellit masrafları biz de, sırf
askeri maksatla yapılacak yolların
masarifi tamamen bize, istikraz oluna cak paranın nısıf faizinin bize nısıf fa izin Almanya hükümeti tarafından der- ıhte edilmesine dair Enver paşa tara fından dermeyan olunan fikre muarız olduğumu, bu nısfın şirket tarafından deruhte olunabili-tcgini söyledim.
Şirketle umumî bir itilâf akdına
itiraz ettim. Bunun zamanı hülûl et mediğini söyledim.
14 Mayıs (1915>, Çarşamba.
Yine Cenevre’den mülâkata dair
bir telgraf aldım. Eğer Ponçot gelecek olursa Zürich’e gelebileceğimi cevaben bildirdim.
* * *
T aât beye mülakatlarıma dair tel graf yazdım.
* * *
Talât beyden tekrar 100 milyon
istikraz etmek için müzakereye giriş mekliğime dair telgraf aldım. Bu para
ibtiyacatı askeriyeye, Mısır ordusuna
muktazi develerin iştirasına ve nakli yat bedelâtımn tesviyesine tahsis edi lecekmiş. Enver paşa karargâha mü racaat etmiş. Bundan maada bir inik tar da altın irsal ettirmekliğimi söylü
yor. _____________
15 Mayıs (1915), Cuma.
Cenevre’den bir telgraf daha. Hari
ciye nazın gûya müzakereyi bizzat
idare etmek istediğinden Fransa’nın
bir küçük şehrinde içtima edilmesin
den ve benim her hareketim Almanya tarafından tecessüs edilmekte olduğun
dan diğer kimsenin, gönderilmesinden
bahsolunuyor. Cevaben husus! sulh ya- pılmıyacağuu ve bir délégué gönderile-
miyeceğini bildirdim. Talât beye
do
malûmat verdim.
18 Mayıs (1915), Pazartesi.
Talât beye altın irsaline çalışaca ğımı ve gönderilecek paranın miktarile zaman irsali taayyün edince Romanya
hükümetinden müsaade istihsali için
müracaat olunacağını bildirdim. • * •
Hariciye nazırını ziyaret ettim. Bul
garların bilhassa kıral Ferdinand’«»
kendilerini bağlamak istemediklerini,
Romanya’nın diğerlerde müzakerede
olduğunu, Rusların bir müddettenberi
parayı kestiklerini, kendilerinin de pa
rayı esirgemediklerini, Bratianu’nun
ne cins adam olduğunu anlıyamadıkla- rını, (satın alınır mı, alınmaz mı) A- vusturya’nm Romanya’ya karşı feda
kârlık yapmak istediğini, fakat feda
kârlığı bu zayıf hükümete yapmakta
fayda görmediğini, zira, İtalya gibi
şantaja başlıyacağını, Bükreş’te kıral- dan emin olduklarını ve belki bir gün bu sayede Romanya'yı beraber yürüt mek mümkün olabileceğini söyledi. Bu son faraziyeye inanmadığımı, söz aya ğa düşen Romanya gibi bir memleketi birlikte yürütmek mümkün olmıyaca-
ğını, rahat durmaları kâfi geleceğini
söyledim.
... ...-—
Birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Noflcrı
HeHrich’I ziyaretimde, on milyon
altın irsaline muvafakatini aldım
— 87 —
Saliçyada parlak bir muzaffieriyeti nihaiyenin on beş yirmi günde istihsal olunacağı fikrinde. Fransa cihetinden emniyetleri tamam. Fransa’da pek bü yük ümitsizlik cari olduğunu, eğer î- talya harbe iştirak etmeseydi sulh mü zakeresine bile girişileceğini anlattı. Fransa ve İngiliz münasebetinin iyi ol- madığmı aldıkları hafi raporlara isti naden söyledi.
Ingü terede hükümetin tebeddülü
bilâkis tıarbe şiddetle devam fikrini
gösterdiğini, Grey’in infikâki iyi bir şey olmıyacağım, zira son zamanlarda Grey’in sulh meselesile (buna inanma dım) meşgul olmakta olduğunu söyle di.
Yunanistan intihabatmdan ümit
var.
Italyanın bize ilânı harp etmemesi için Roma’da sarfı nüfuz ve mesai et miş okluklarını, ihtimal ki bir gün yine ilâm harp edeceklerini, fakat her ge
çen günün kazanılmış olacağım söy
ledi. Rusya’da sulh meselesinden bah seden yok.
20 Mayıs (IM S ), Çarşamba.
Helfrich’i ziyaret ettim. On milyon altın irsaline muvafakatini aldım. B ir
taksitten bakiye kalan küçük kısmili
da mukabili Berlin’de bırakılmak üze re Osmanlı Bankasından alınabileceği ni söyledi. Ve bu münasebetle Osmanlı Bankasından bahsetti.
Bankanın hükümetin hazine tah
vilâtını Iskonto edebileceğini söyledi. Ne ile? dedim, banknotları kim imza edecek ? Hükümet iş başına geçince ki me itimat edecek? Mesuliyet kime ra- •:i olacak? Harpten sonra bankanın ka labileceğini zannetmediğimi fakat şim di de hiç bir şey yapılamıyacağım söy ledim.
Helfrlch devlet bankasının bu va zifesinden imtina eylemesi mümkün ol madığını, böyle büyük bir harbin altın la idaresi muhal olduğunu söyledi ki bunlar benim sözlerimin cevaplan de ğildi.
Sonra diğer bir banka tesisinden, Deutche Bank, Deutche Orient Bank vt Credit Oustalt’in iştirak edebilecekle
rinden, bu takdirde Düyunuumumiyo
ile olan mukaveleyi de feshedip depo- ze edilmiş altınların bu bankaya tevdi olunarak üç misli evrakı nakdiye çıka rılabileceğinden bahsetti. Ekseriyet biz
de olmak şartile bir banka teşkiline
talip edduğumuzu, fakat bunun zannet tiği kadar çabuk zamanda husule gele- miyeeeğinl söyledim.
Helfrich'e yeni bir avans zarure
tinden (100 milyon) bahsettim. Alman ya’nın mevkii müşkül olduğunu, Avus turya’ya para ikraz etm ek mecburiye tinde bulunduğunu, ihtimal ki yakında Bulgaristan’a ve Romanya’ya da ikra- zatta bulunacağım, bundan dolayı bizde diğer bir çare aranmak zarureti oldu
ğunu, Enver'in de metalebatım biraz
tenkis eylemesi lâzım geleceğini söyle di ve para göndermenin ademi imkânı nı ilâve etti. Neticede şimdilik on mil yonun nakden irsali, banknotlardan is tifade için Almanya hükümeti tarafın
dan vuku bulacak Versement’m ta
cili, Enver’in tenkisi metalibat etmesi nin İstanbul’a yazılma» takarrür etti. Ciğer cihet sonra düşünülecek.
*.*•
Talât beye Yagoflr’îa olan mülâka- tımı bildirdim. Ve mümkün ise İtalya ile arrangement yapmalarım da teklif ettim. Almanlar buna muarız imişler. Evvelce Halil bey söylüyordu.
•«e
Talât beye, yazdığım bir telgrafta Almanya hükümeti yeni avansa muva fakat etse bile bu sırada altın nakline maddeten imkân olmadığını, kendileri ise müstacel ihtiyaçtan bahsettiklerini, meseleyi amelî olarak düşünmedikleri ni ve bu münasebetle, Almanlar tara
fından Osmanlı Bankası meselesinin
mevzuubahs edileceğini mevsuka:! is
tihbar eylemiş olduğumu bildirdim. (Yukanki mülâkat bu istihbarımın doğru olduğunu gösteriyor).
21 Mayıs (1915), Perşembe.
Helfrich’le olan müzakeremi Talât’a bildirdim. Ve tekasitin tacil olunabile ceğini, iki milyon liralık bir yeni avans da alınacağını söyledim.
* * *
Cenevre şehbenderinden mektup
aldım. P aris’te bulunan Salih beyden
gelen mektupta Dervişin Aventurier’ii- ğinde şüphe bırakmıyor,
22 Mayıs (1915), Cuma.
Doyçe Bankta Bağdat şimendiferi
meselesi için içtima ettik. Yapılacak
inşaattan hükümete terettüp edecek fe
dakârlığın miktarım tayin etmelerini
söyledim. Bunu yapamıyorlar. E ’deki Devis’lerle masarifi hakikiye arar mda- •ki farkı hükümet tesviye edecek diyor
lar. Halbuki b,z Devte*leri bilmiyoruz ve bunların ne esasla*« istinaden tan
zim edilmiş olduğunu burada tetkike
vesaitimiz yoktur. Bu mesele etre ında uzun bir münakaşa oldu. Tabiî netice siz.
a— _____
.. " "" ■ ¿■■■n__________________6 OCAK 1945
... ---^Birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavii Beyin Notları
Talât Beye telgraf çekerek Bağdat meselesi
hakkında neden cevap vermediklerini sordum
— 88 —
Sonra faiz meselesini mevzuu bahs ettim. Guinner şirketin yeniden beş , para borca girmiyeceğini binaenaleyh faiz namile hiç bir şey kabul edemiye- cegini k at’l olarak söyledi.
Bunun üzerine yapılacak bir şey
kalmadığından beyhude ızaei zaman et memek için şirketin noktai nazarını İs tanbul’a bildireceğim ve alınacak ce vap üzerine hattı hareketimizi tayin e deceğiz, dedim.
* * #
Talât beye bugünkü müzakereyi tafsilâtile bildirdim. Bu işten hükümete terettüp edecek zararı anlattım.
23 Mayıs (1915), Cumartesi.
Cenevre şehbenderinden mektup
aldım. Salın Beye bir Fransız müracaat edip Dervişin Türkiye tarafından mü zakere için bir memur gelecek olursa kabul olunur mu diye diğer bir Fran-
sıza sormuş olduğunu haber vermiş.
Salih bey bunu şehbendere yazıyor.
Şehbendere tekrar bu çocuğa hiç biı
şey söylememesini ve beş para verme mesini yazdım.
Derviş utanmadan bana da bir
telgraf çekip Berlin’e gelmek üzere
para istiyor.
25 Mayıs (1915), Pazartesi.
Huguenin Bağdat şimendiferi hak kında Muhtar’ia görüşüp Almanya hü kûmetinin istikraz edeceğimiz parayı % 4 le vereceğini, işi bitirmeği arzu ettiklerini, asıl maksat âtiyi temin ey lemek olduğunu ve ileride Bağdat mu
kavelesinin feshinden korktuklarım
söylemiş.
26 Mayıs (1915), Salı.
Guinner’in dâjeuner’sinde Helfrich'i gördüm. Banka işinin yapılabileceğini, Guinner’le görüşmüş olduğunu, Schuva- vach’la da konuşacağını söyledi. Ve bize ait hisseyi de bize ikraz eyliyeceklerini , .rüya fazla teshilât yapacaklarım an-
! ;atmak için ilâve etti.
Romanya hükümeti on milyon al- ı tının imrarına müsaade etmiş olduğu
nu İstanbul’a bildirdim.
* * *
Gulnneı’i gördüm. Yine Bağdat işi cin görüştük. Bu adamın da daima ay ıl sözleri tekrar etmesinden o kadar u- samyorum ki, mlizakerat ve
mukarre-rat için bana serbesti! tam verseler ne yapacağımı sordu. İstanbul’dan talimat
istediğimi, carteblanche istemediğimi,
çünkü bana serbesti verecek olurlarsa kendilerde itilâf edemiyeceğimi söyle dim.
Almanya hükümetinin faiz ve mas raf iştk akini mevzuubahs etti. Katiyen reddettim.
Huguenin Bağdat meselesinin bir 1 affaire olduğunu söylüyordu. Guinner 1 öyle muzhik bir vaz’ ve tavırla: Eu bi* iş değil, bir memleketin mevcudiyeti meselesidir, diye bağırdı ki, gülmemek için çok cebri nefs etmek lâzımdı. Bü vaziyetlerle bizi ikna edebileceğini sa nıyor zahir.
30 Mayıs (1915), Cumartesi.
Talât beyin telgrafı geldi. Avansa
olan ihtiyaçı âcillerinden bahsediyor
lardı. Şimdi elimizde mukavele bulun sun; parayı sonra alırız, diyorlar. Nte tuhaf zihniyet.
1 Haziran (1915), Pazartesi.
Dervişten tekrar mektuplar. Nef sini müdafaa ediyorlar. Kendisinin em
niyete şayan olduğunu, neden dolayı
birdenbire itimadımı kaybettiğini anıı-
yamadığını söylüyor. Loti tarafından
yazılmış bir mektubun suretini de gön derdi. Gûya benim Berlin’den Paris’e gitmekliğim, müzakerat üzerinde hüs nü tesir yapmazmış.. Şehbendere şifa- han Dervişe tebliğ edilmek üzere tel graf çektim. Emniyet ve ademi emni
yet meselesi mevzuubahs olmac ğım,
adam gönderemiyeceğimizi, eğer Fran sızların teklifleri varsa ve birini gön
dermek isterlerse Zurih’te görüşebile
ceğimizi yazdım.
* * *
Talât beye telgraf çekerek Bağdat meselesi hakkmdaki telgrafım a hâlâ ce
vap yazmadıklarından dolayı şikâyet
ettim. Bankerlerin ve mühendislerin beyhude intizar ile zaman kaybedecek lerini benim de her gün her saat Doyçe Bank tarafından cevap geldi m i? sua
line maruz kalmakta olduğumu yaz*
dım.
* * *
Meyera Zührab’ın oğlunun kendile rine müracaat ederek Bükreş’te -dve- rul gazetesini dört milyon marka, sa tın alabileceğini söylemiş olduğunu an lattı. Ve bu adam hakkında ma: imat istedi. Kendisine, bu yolda büyük işler tevdi olunacak kadar şayanı itim-.t ol duğunu zannetmem, dedim.
3 OCAK 19*5
Birinci Cihan Ha bine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavit Beyin Nofları
Almanlar, Rumanya hakkında müfrit bir
nikbinlik izhar ediyorlardı
— 89 —
Zührab’m oğlu babasının ve Var- teka’in tevkif olunarak Konya’ya izam edildiklerini ve Avrupa’ya gelmesi için müsaade istihsaline vesatet etmekliği mi söyledi. Halil beye müracaat etmiş, Halil de telgraf çekmiş.
Ben de Halil beyi gördüm. ik i me busun bu suretle bilâ sebep neiyi raiı- essesenin şeref ve haysiyetini ihlâl e- deceğine dair Talât beye telgraf çek miş. Yapılan muameleden memnun de ğil. F ak at zavallıda ısrar kuvveti yok.
2 Haziran (1915), Salı.
Halil bey, avdet etmesi için telgraf
aldı. Umuru hâriciyenin hüsnü idare
edilemediği bizımkiierce nihayet anla şılarak Halil beyin Hariciye nazaretine tayinine karar vermişler.
Sadrazam muhalefet etse biie buııa
ehemmiyet vermiyerek sonuna kadar
¡srar edeceklermiş.
Sadrazamın Hariciye Nezaretini
Hüsnü idare edemediği evvelden malûm di. F ak at Halil beyin sadrazama halef »labileeeğlni ve Hariciye Nazın olarak .ala geleceğini hiç zannetmezdim.
3 Haziran (1915), Çarşamba.
Schuvabach’ı gördüm. Banka mes- lesinden Helfrich kendisine bahsetmiş, ten de banka ihdası fikri benden sa- dr olduğunu, fakat Helfrich’in tasav- uru veçhile bunu ihtiyacatı ftcilei ha ra için bir çare gibi telâkki etmedı- mi, sermaye olarak vazolunat ak altı- rn üç misil evrak çıkarılıp hükümete
ras edildikten sonra yine Almanya
arafmdan aituı ikrazı lâzım geleceği-
n söyledim. Schuvabach’m OsmanlI
ions de ytresors’larını iskonto etmekten ..aksetmesi üzerine bu suretle vukubu- acait ikrazatm hüküraete yüzde on, ,xı ikiye geleceğini, bizim bütçemizin : .una tahammülü olmadığını dermeyen itim. Hayat ve memat mücadelesinde ■araya bakılır m ı? diyor. Banka kak
ındaki fikirleri hep sathi. Bir şey dü- ¿hiamcmişler.
* * «
Bağdat meselesi için cevap aldım.
İşar atımı Harbiye Nezaretine havale
.itmişler. Karbiyenln şimdiye Kadar
gecikeli* cevabını meclisi vükelâ aynen ’abui etmiş, bana da aynen te-bağ edi- orlar: “Dar hattan sarfınazar ediiî- ,or, bunu ciheti askeriye icap ederse ■•■Tvat. inşa edermiş; müşterek yolunun sîah ve tahkimim, otomobillerin işle tilmesini kezalik ciheti askeriye deruh-
e edebilecekmiş.- Mamure ile 47b ve
raco ile 513 kilometre arasındaki kı sımların şirketçe inşaatı tesri olunma sını, şirkete bizim yalnız tacili inşaat İçin sarfolunacak parayı ikraz edeceği mizi! (meseleyi anlamamışlar hâlâ) bu inşaatın Teşrinisani evasıtına kadar ik malini, sarfiyat için keşif defterlerinin esas ittihaz edilerek ihtilâf zuhurunda hakeme müracaat olunabüeceğinl, oto mobiller için sarfolunacak beş altı mil yonun da Almanlar tarafından ikraz •- dilmesini yazıyorlar.
4 Haziran (1915), Perşembe.
Muhtar beyle Bağdat meselesi hak kında gelen telgraf üzerine müzakere ettik. Bununla meselenin ehemmiyeti zail oluyor, şimdi istenilen inşaatın kıy meti nilı&yet altı yedi müyondur ki, bunlar için şirketin kâffei metalibini de kabul edebiliriz. Müzakere maksa- dile burada zaman ziyama değmez. Ma- amafih biz, eğer şirket fedakârlığa ra
zı olursa, hattın müzakereye mebde
teşkil eden kâffei akşamının temini in şasına gayret edeceğiz. Bunu İstanbul'a elbette kabul ettiririz.
Istar.bulun cevabını Huguenin va- sıtasile Guinner’e tebliğ ettim.
• * *
Bugün Heifrich bankadan tekrar bahsetti. Banka için binaya lüzum ol
madığını, Düyunuumumiye binasında
çaiışıiabileceğini, evrakın Düyunuumu- miye tarafından kontrol edilmesini, son yazdığımız avansa ait altınların da ban kaya depo olarak kâğıt çıkarılacağım
söyledi. Bunların imkânsızlığım tek
rar ettim.
• * *
Zimmerman’ı ziyaret ettim. Bağdat
meselesinden bahsetmek istediınse de, esasen vakıf olmadığı bu meseleyi zih ninin kazan gibi okluğu bir sırada an latmanın müşkül olacağım görerek he men kapadım.
Romanya hakkında, müfrit bir nik binlik izhar ediyorlar, iptida mühimmat
ve hububat imrarı hususunda hayır
hah bir bitaraflık izharı, sonra da bir likte hareket edilmesi için lâzım gelen fedakârlık yapılacakmış. Bu cinetleıin müzakeresi için Kont Titza bugüu B er lin’e gelmiş.
Romanya meselesi bertaraf olun
ca Bulgaristan'la anlaşılacağını, Eui-
garların şimdi şantaj yapmakta olduk larım söyledi. Buna sebep Avusturya lIlardır, dedim ve Pallaviçini ile İstan bul'dan hareketim günü olan malâıva- trmdan bahsettim.
9 OCAK 1945
Birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Notları
Talât Beyden aldığım telgrafta beş milyonluk
yeni avansta ısrar edilmesi söyleniyordu
— 90 —
Bu da Baron Burian’ın parlak bir fikri olacaktır, dedi. • Maamafih bugün Burian’dan alman bir telgrafnaınede iki nezaretin Sırp seferi için müştereken çalışmalarından bahsolunuyormuş.
• * *
Talât beye bu mülâkata dair tel graf yazdım ve Alman siyasetine em niyetim olmadığı için iyi kötli olarak serdettikleri hissiyatı daima ihtiyat ile telâkki ettiğimi söyledim.
7 Haziran (1915), Pazar.
Talât beyden aldığım telgrafta beş milyon liralık yeni avansta ısı-ar edil mesi icap ederse Enver’in de karargâ hı umumîye müracaat edeceği, bu avan
sın Mısır seferinin lüzum göstereceği
fazlai masarifle ihkak olunabileceği
bildiriliyor.
* • •
Huguenin aldığım malûmata naza ran bizim cevabımız üzerine Guninner
Başvekile müracaat etmiş. Başvekil
Helfrich’e bir mesuliyet tevcih etme
mesi için bu mesele ile iştigal etmesini -esmen Maliye Nazırına yazacak imiş. Bağdat şirketi de tacili inşasına çalı şılan 90 kilometreye ait teminat akçe sinin nısfından ferağat etmeğe razı o- lacakmış.
8 Haziran (1915), Pazartesi.
Zimmerman’dan Bağdat meselesi
için Helfrich’le görüşmekliğime dair
haber geldi. Benim söyliyecek bir şeyim yok, eğer Helfrich görüşmek istiyorsa haber versin, giderim, dedim.
* • •
Talât beyden beş milyon lirayı
taksitle istediklerini, ikisini derhal, ü- ;ünü de Eylülden sonra Uç ay zarfında vermelerini teklif edersem muvafık o-
up olmıyacağını sordum.
9 Haziran (1915), Salı.
Helfrich'den gelen haber üzerine
görüşmeğe gittim. Bağdat meselesinden .tzun uzun bahsettim. Bizim tarafım ız dan vuku bulacak masraf - 13 milycıı
harpten mütevellit 8 milyon - için
r/o 3 faiz talep edeceklerini bu suret le Almanya’nın da masarife iştirak et miş olacağını, şirketle bizim aramızda- i muameleye müdahale etmiyeceğinı, fakat herhalde şirketin işledilmeğe kü-
şat olunacak kilometrelerin nısıf ga
rantisinden sarfınazar eyliyeceğini söy- 'edi. Ben şirketin hesabına şimdiye ka tar vuku bulmuş olan bazı masarifin de idhal edildiğinden bahsettim. Bunun
doğru olmadığını kabul etti. Ben âtî
ıtibarile şirketin herhalde faize iştirak eylemesinde ısrar ettim. Helfrich şir
ketin bunu kabul etmiyeceğinl söyledi. Ben bu hattın şimdi inşasındaki men faat yalnız bize ait olmadığını, şirke tin de ikmali inşaatta mühim faydalan olacağını anlattım. Bağdat meselesinin tamamen şimdiden halli teklifine, şe
rait çok değişmiş olduğundan şimdi
böyle bir müzakereye girişemiyeceği-
mizi, yapılacak fedakârlığı takdir et mek mümkün olmadığım söyledim. Yal nız prensiplerin tahtı karara alınması teklifine de itiraz ettim. H attâ âtide bir itilâf yapılacağına dair bir kaydı tahriri kabul edemiyeceğimi de bildir dim.
Helfrich bu işlere müdahaleden memnun değil. Keşke şirketle aranızda anlaşmış olsaydınız da ben bu işe gl- meseydim, diyor.
Sonra banka meselesinden bahsetti. Bu bapta serdettiği mülâhazalara iti
raz ettim. Şimdiki şahadetnamelerin
henüz tedavüle çıkarılmıyan kısmının mukabili olan altının yeni bankaya tev- diile üç misli kâğıt çıkarılmasını tek lif etti. Zamanın buna müsait olmadı ğım, bankanın bu kadar çabuk bir müd dette açılamayacağım söyledim.
Yeni açılacak bankanın sermayesi ni hükümete ikraz ettikten sonra ne ya pacağını, yeni ikrazatın ne vasıta ile icra edileceğini sordum. Herhalde ban kaya mühim depolar getirilmesine in tizar olunamayacağını söyledim.
Bankanın muvakkat mı, daimi mi olacağı sualine karşı daimi cevabını verdi. Ve OsmanlI bankası yerine ka im olacağım söyledi Sermayenin mü- nasıfeten taksimi teklifine karşı bizim ekseriyete talip olduğumuzu söyledim.
Reisi meclisin bizden, administratör
delegenin onlardan olması teklifine de, bizce muvafakat edilemez, dedim. Bun lara çare bulunur, diyor.
Meydanı tedavüle çıkarılacak ev rakın Düyunuumumiye bürolarında mü- rakabe edilmesinden bahsetti, t Alman ya’da olduğu gibi!) bunun için Pritz e telgraf çekecek.
Müzakere esnasında işin teahhür
etmemesinden bahsettiği bir sırada
- banka işini biz altı aydır istiyorduk, siz istemiyordunuz, dedim ve cevap al madım.
Evvelce yapılacak banka nevuıııa onlara hasım olacak diye telâkki ettik
lerinden şiddetle muterizdller. Şimdi
kendi bankaları olacağı ümidi hâsıl ol duğundan bu ümit devam ettiği müd detçe taraftar olacaklardır.
* * *
T alât’a Helfrich’le mülâkatıma da
ir telgraf çektim. Bunlarda bankaya
vaziyet fikri mevcut olduğunu, banka yapılacaksa bizim yapmaklığımızı, para için den Enver’in karargâhı umumiye müracaat etmesini söyledim.
Birinci Cihan
Harbine
Türkiyenin
girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Notları
Rosenberg’e, arazi meselesinde: “ Egır Bulgarlar
edirneyi almak için ısrar ederlerse,
ihtilâl çıkıp hükümet süpürülür „ dedim
— 92 —
O halde telâşa ne lüzum vardı? Al manları da durup dururken metalibat dermeyanına mecbur ettik.
• * *
Talât beyden Pritz ve Diyanko’dan şikâyeti havi bir telgraf aldım.
Rüsumu munzamayı Çanakkale
şühedasının aileleri düşünülen borcunu vermek için ihdas etmişler; bu suretle Icuvvei maneviyenin artacağından bah sediyor.
Fritz bu mütalâata kulak asmayıp Bağdat şimendiferinin menafiini mev-
zuubahs etmiş. Birçok müzakereden
sonra nihayet diğer menabii varidat!
aranmak üzere komisyon teşkili karar- gir olmuş. Pritz daima Diiyunuumumi- yenin mevkii tehlikeye ilka edildiğin
den bahsetmekte imiş. Talât bey Al
manya hükümeti nezdinde teşebbüsatta bulunup kendisine ihtaratı lâzime icra edilmesini söylüyor.
Régie’nin itirazatma inhisarı geri
almakla cevap vermesi üzerine Weil
meclisi idaneyi toplayıp kuyudu ihtiya tiye dermeyanile teklifi kabul etmiş. Fakat Pritz R eji şirketi bunu cebir kar şısında kabul etm iştir; dayinlerin hu kuku da mevzuubahstir, hasılat noksan olursa tazmin edileceğine dair taahhüt name talep ediyormuş.
Diyanko’nun da vize meselesi hak-
kmdaki itirazına karşı da, kontrolün
mahrem kararnamesi ahkâmına tevfi kan icra olunacağına dair tezkere yaz mağı Talât bey kabul etmiş. Şimdi, bu meşelere, eski mevkiimizden daha çü rük bir mevkie düştük.
Talât bey DUyunuumumiyeye karşı mütehevvir. Evrakı nakdiye işine onla rı karıştırdığına nadim. Düyunuumumi- yeden nasıl kurtulabiliriz? sualini so- v-uyor.
!
Wasserman’a işler hakkında söyle-■ vîcek sözlerin mahallerine derhal yeti- ı geçeğini bildiğin,den Pritz’in hattı ha- I eketinin pek fena neticeler vereceği, anka hakkmdaki nokta! nazarımızın
at’l olduğunu anlattım. Bunları ge
rek Guinner’e gerek Helfrich’e söyle niş.
17 Haziran (1915), Çarşamba.
Rosenberg İle görüştüm. Bulgar mü zakeratınm devam etmekte olduğunu, henüz bir sureti hal ve tesviye bulun madığım söyledi. Almanya’nın Sofya
se-firi Radcslavof dan fevkalâde emin imiş. Radoslavof, Almanya ve Avusturya me nafime muzır bir şey yapmıyacağını te min etmiş.
Rosenberg’e bizim Bulgarlar için bir şimendifer inşa etmekliğimizi - ma dem ki, maksat münakalât meselesidir - söyledim. Wangenheim demiryolunun an cak beş senede 100 milyon masrafla vü-
cude geleceğini yazıyormuş. Bukadar
sürmez zannederim. Arazi meselesinde eğer Bulgarlar Edirneyi almak için ıs rar ederlerse ihtilâl çıkıp hükümet sü pürülür, dedim.
Rosenberg bu derece müfrit metall- bat yoktur, diyor. Bu münasebetle Ro-
senber’e de Türkiyenin Bulgarlardan
sonra yürümelerindeki faydayi izah ve Avusturya sefirinin İstanbul’dan hare ketimden evvel Edime hakkında söyle diği sözleri tekrar ettim. Avusturya se
firin hükümeti metbuasmın haberi
olmaksızın bu sözleri söylediğine zahip "ik i Balkan muharebesinin hitamında hâlâ Çatalca hattını bilmiyen Avustur ya sefiri tanıdım,, demesi pek hoşuma
gitti. Yunanistan’dan aldıkları haber
ler gûya Venizelos’un eski siyasetinin hata olduğunu anladığı merkezinde
imiş. Hükümete gelmek istiyormuş.
Gounaris kabinesi de bazı mebusları k a zanmağa çalışıyormuş.
Pritz’in harekâtından şikâyet et
tim. Bu hal devam edecek olursa Talât beyin arzu edilmiyecek vesaite mtlracar ata mecbur olacağını söyledim. Ve Ita l yan delege dostane hareket ederken Al man ve Avusturya delegelerinin ibrazı husumet etmeleri yakışmadığım, halk arasında bu şayiatm tasavvuru dahi iyi olmıyacağını anlattım...
Pritz’l ya Berlin'e celbedip vesaya- da bulunacaklar, yahut yazacaklar.
Benim DUyunuumumjyenin hâmisi mevkiinde bakınmaklığıma da epey gü lüştük!
• * •
Oskar Wasserman’la Bağdat hakkında görüştük. Defaten bir meblâğ verilm ek suretile Bağdat şirketinin her türlü me- talibattan sarfınazar eylemesi mevzuu- bahs oldu, inşaat ve işletme hususun daki kâffei müddeiyattan şirket sarfı nazar ederse bunu yapabiliriz, dedim.
F akat herhalde Emission’lar için Al
manya’nın kefaletini kabul edcmiyece- ğimizi söyledim. Ayrıca bir şirket teş kil olunarak bu şirketin tahvilâtını A l manya hükümeti garanti edebilir, de di.
l'Z U Ç A K 1945
Birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavif Beyin Notları
Heifrich e, Hükümeti Osmaniye harp zamanında
Buğdat meselesini halledeceğine
dair tarihî beyanatta bulunamaz,, dedim
— 93 —
18 Haziran (1915), Perşembe.
Talât beye Bağdat hakkmdaki tek lifime, Pritz hakkında Rosenber’le olan mülâkatıma dair telgraf yazdım.
* * •
Helfrich’i ziyaret ettim. Bağdat
meselesi için görüştük. Harpten müte vellit % 20 zam da dahil olduğu halde Amanos’un icap ettiği kâffei masari fin, yine % 2 zammile beraber Toros için M arta kadar yalnız on bir milyo nun ve şose ile dar hat masrafının (ce nan kırk iki milyon) tesviyesinden ve bunun 18 milyonu için % 2,5 bakisi için % 5 faiz talep edeceklerinden, bu su retle şirketin kilometre başına 11 bin frank garantinin bize vereceği nısfı da nazarı dikkate alınırsa faizin hemen hemen yüzde üçe geleceğinden bahset ti. Maamafih şimdi ciheti askeriye dar hatla şöseden sarfınazar edince Bağ
lat inşaatı için muktazi parayı yüzde ki buçuk yahut üç faizle veremiyece- ?ini söyledi. Ben kendisine cevaben u- num Bağdat inşaatının stratejiye taal- ûk ettiğinden, harbin daha iki sene de- . am edebileceğinden, Bizim Toros inşa dına yalnız M arta kadar devamda is tifademiz olmayıp bunun ikmali ancak
>izce matlûp olabileceğinden, kısmen
nşası için para veremiyeceğimizden,
âmanusu ise şirketin esasen ikmale mecbur olduğundan bahsettim.
Şirkete karşı Toros inşaatına Mart tan sonra da arzu edersek devam ede ceğimize dair bir déclaration vermemi zi söyledi. Almanya hükümetinin bize ayni déclaration’u (masraf için) verip vermiyeceğinl sordum. Cevap vermedi. Ben kendisine şu yolda bir teklifte bu lundum: “Aktedeceğimiz mukavele sul- , .un yevmü imzasına kadar mer’I ola
caktır. Eğer o vakite kadar inşaat bi terse ne âlâ, bitmezse Almanya hükü meti o zaman avansı kesmek hakkını lıaiz olacaktır,,. Düşünüp cevap vere cek.
Harpten mütevellit masarif için de ileride müşkülât ve ihtilâfatı badi ol mamak üzere k at’î bir yüzdenin kabu lünden, bir de şirkete avans ettiğimiz mebaliğin vadei tediyesinin tayini lüzu mundan bahsettim.
Heifrich Bağdat meselesi halledil mezden evvel şirketin avansları tediye edemiyeceğini, yani iki vadenin birleş mesi lâzımgeldiğini söyledi. Kabul et
medim. Ve hükümeti Osmaniye harp
zamanında Bağdat meselesini hallede ceğine dair tahrirî beyanatta buluna
maz dedim. Taahhüt şeklinden daha
hafif bir şey istedi. Bunun da imkân sızlığından bahsettim.
Sonra faizin tamamen şirket uhde
sinde kalmasını, bu suretle sermayeyi İade edeceklerinden emin olacağımızı söyledim. Bunu da kabul etmedi. Mesele netieelenmeksizin kaldı.
Almanya'nın Bağdat şimendiferi meselesine ne mahiyette olursa olsun bir Ingerence’i tabii bizim de kabul e- demiyeceğimizi, dostluğumuzun daima devam etmesi temenni olunursa da si yasette neler zuhur edeceği malûm ol madığını, Almanya hükümetinin Bağ dat hattı üzerinde bir hak iddia etme mesi lâzımgeldiğini söyledi. Bütün bu
sözleri sermayenin faizinin Almanya
hâzinesine tahmü etmemekliğimiz için söylüyorsa da hakikate mutabık oldu ğundan ben de cevaben böyle bir şeyin hatırımızdan geçmediğini, geçmiyece- ğinl söyledim.
Sonra yine banka meselesini mev- zuubaha etti. Pritz’in cevabı muvafakat vermiş olduğunu söyledi. Ben de ceva
ben bunda zaten şüphe etmiyordum
fakat Pritz Düyunuumumiye değildir, dedim. Heifrich Teşrinisani iptidasına kadar bankanın açılacağını ümit ediyor. Statuk’lann iradei seniyeye iktiran et miş olduğunu duymuş. Bunun doğru ol duğunu ve bir kaç güne kadar da B er lin’e geleceğini söyledim.
îhtiyacatı mâliyemizden bahsettik. Enver paşa Falkenheim’e müracaat et miş. Falkenheim de hâriciyeye telgraf çekerek Türkiye avansı meselesi hak kında malûmat sormuş. Helfrich’e son
aldığım telgrafta beş milyon liradan
bahsolunduğunu söyledim. Onun fikrin- ce Teşrinisani, Kânunuevvel ihtiyaçları
şimdilik nazarı dikkate alınmamalı,
yalnız Teşrinievvel nihayetine kadar
îhtiyacatı şehriyenin miktarım bilmek istiyor, ikinci avansa ait mebaliğl de vaktinden evvel istimal edebileceğimizi söyledi. AvusturyalIlar bankaya iştiraki arzu ettiklerinden onlar da tacili teka- sit teklifini kabul edeceklermiş. Sanki
bununla mühim bir Concession yapa
caklarmış.
Badema ne Istanbula altın İrsali ne burada altın tefriki mümkün olmadığın dan AvusturyalIlara da altın vermeyi reddetmiş olduğundan bahsetti.
18 Haziran (1915), Cuma.
T alât beye Bağdat hakkında telgraf çektim. Bu meselenin devletin en mi> him silâhı olduğu cihetle âti için bu günden hiç bir taahüt alamıyacağımı, eğer bundan sarfınazar ederler ve şir ket renbaursement hakkında bir vade tayin eylerse Toros’un inşasını temin için işi bitireceğimi, yoksa kat'i müza kere edeceğimi, şimdiye kadar sabır ve tahammül etmiş olmaklığım chance- hier’nin işin bitmesini arzu etmiş olma sından naşi olduğunu söyledim.
14 OCAK 1945
Birinci Cihan Harbine
Türkiyenin girmesi
Malice Nazırı Cavif Beyin Notları
Talâf Beye, Falkenheim e ne suretle cevap
yazması lâzım geldiğini yazdım
— 04 —
Talât beye yazdığım diğer bir tel g rafta Helfrich’in teşrinisani iptidasına
adar bankanın kügadım ümit ettiği ci- etle son iki aylık ihtiyacı bertaraf e- ierek o vakte kadar ihtiyacatı şehriye mizi anlamak istediğini bildirdim.
i l Haziran (1915), Pazartesi.
Talât beyden para meselesini E n ver’in karargâha yazmış olduğuna, şi mendifer için de vakit gecikmekte oldu ğundan her ikisi hakkında teşebbüsat- da bulunarak neticeyi bildirmekliğime sabırsızlıkla muntazır olduklarına dair telgraf aldım.
22 Haziran (1915), Salı.
Huguenin’i gördüm. İstanbul’dan
?elen telgraftan bahsederek Cumartesi ye kadar bir netice hâsıl olmazsa, Muh tar beyi davet ettireceğimi, banka hak kında da dermeyan ettikleri şeraiti ka bul etmiyieceğimizi söyledim.
» • *
T alât Beyden aldığım telgrafta Falkenheim’in Envere telgraf çekerek banka projesinden bahsetmiş olduğu ve bu projede ittifak hâsıl olduktan sonra yeni bir avans mümkün olacağını söy lediği (Ne garip şey!) bildiriliyor. Ve buna ne suretle cevap verilmek lâzım geldiğini soruyor. T alât Bey, Almanla rın banka fikrine saplanmış oldukları nı hamdolsun anlamış. Osmanlı Banka sından kurtulalım derken Alman ban kası tesisi doğru değildir, bâri millî banka yapsak diyor.
• * •
T alât Bey eski taksitlerden maada olarak temmuzda 700, ağustos ve ey lülde dörder yüz, teşrinievvelde beş yüz bin lira ve tekââlifi harbiyeyi kısmen tediye etmek tlzerç de ayda iki yüz elli ler bin liradan bir milyon lira istiyor. T alât Beye Enverin Falkenheim'e ne suretle cevap vermesi lâzım geldiği ni yazdım: Banka fikrinin kuvveden fiile ihracı uzun zamana mütevakkıf tır. Şimdilik lftakal Uç milyon liraya ih tiyacı şedit var. Teşrinisaniden evvel banka küşadı mümkün olmadığını esa sen maliye nazırı da kabul ediyor. Eğer o vakte kadar Hükümeti Osmanlyece beş altı ay evvel mukarrer esasat da iresinde banka açılırsa o zaman yeni bir avans İçin m üracaat etmeyiz; ma- amafih hali harbde avans itasını banka küşadına talik etmek katiyen doğru değildir.
Bunları kuvvetli bir lisan ile yaz ılasım ve bizim masarifi harbiyemizin V: m anların nakten ve aynen verdikle- ı inden k at k at fazla olduğunu da ilâve etmesini teklif ettim.
* e *
Diğer bir telgrafta da banka hali kında evvelki telgrafımdaki fikrimi teb dil etmiyeceğimi, nizamnamedeki esas-,
larm değiştirilemiyeceğini, ve avans
meselesini daha evvel halledersem avdet edeceğimi söyledim.
23 Haziran (1915), Salı.
Huguenin’l gördüm. Henüz bir ne
tice yok. Guinner’e tebligatımı söyle
miş. O da Torosun da birlikte inşasını
arzu ediyormuş. Huguenin Amanosun behemehal yapılacağım itiraf ediyor.
* * •
Cenevre şehbenderinden mektup
aldım. İsmail Dervişin gayet yüksek ten yazılmış bir mektubunun suretini gönderdi. Şimdiye kadar geçen ahvali bir ecnebi sefir vasıtasile İstanbul ri caline bildirecekmiş!.. Pierre Loti’nin mektubunu acaba kendi tarafından tas ni edilmiş zannettik de mi cevap ver medik, diyor...
24 Haziran (1915), Çarşamba.
Helfrich’in dâveti üzerine kendisini görmeğe gittim. B ir kaç gündenberi a- demi memnuniyetimi tamamen ifşa et-* tiğimden kendisini bundan haberdar et mişler.
Evvelâ Bağdat meselesinden bahs ettik. Şirketin Remboursement için bir vâde kabul etmiyeceğini Helfrich mu- sirrâne söylüyor; bizim için de vâde- siz ikraz esasını kabul mümkün olma dığını, bunun harb esnasında Bağdada concession yapmış olmak suretile tef sir edilebileceğini, siyaseten de mahzur lu bir yol olduğunu, ileride müzakerat
zamanı açılınca şirketin matalebafı
mücbiresi karşısında bulunabileceğimizi izah ettim. Ilelfrich bütün hattın ikma lini temin edecek bir sureti itilâf bul m akta şirketin menfaati olduğunu söy ledi. Bu bizim de menfaatimizdir, de dim. — O halde neden âtide böyle bir sureti itilâf bulunacağına dair tahrirî bir şey vermiyorsunuz? diye sordu. Ce
vaben dedim ki,: Eski mukaveleden
münbais hukukumuzu bugün bir beyan- namei tahrirî İle feda edemeyiz. Bunun üzerine Helfrich, o halde bir şey ola maz; diyince ben de cevaben ‘‘Teessüf ederim, fakat öyle,, dedim. Diğer nok talara gelince: Faiz meselesinde itilâf ettik. Bağdat için %4 faizle para ve remiyorsa da bu para yüzde dörde ge lecek surette beş bilyonluk avansın %6 dan ibaret olan faizi %5,25 tenzil ede ceğini söyledi, kabul ettim.
Mukavelede Amanos ve Torostan
bahsolunmıyarak Hükümeti Osmaniye- ye sevkülceyiş inşaatı için muktazi m«* baliği kredi olarak İta etmelerini va fak at yekûna Toros için muktazi meb lâğın da ilâvesini, yalnız bir maddei mahsusada mukavelenin hükmü sulhün imzayı katisine kadar devam edeceği nin tarihini teklif ettim. Kabul etti. Yine Aıuanosta dar hat inşasından bah- settiyse de bunun için ihtiyacı askerî mevcut olmadığım söyledim. Alman er kânı harbiyesinin bunu arzu etmekte olduğu mütaleasına karşı da bizim mü nakaşa edeceğimiz bir mesele değildir demekle İktifa ettim.
* * *
İhtiyacatı şehriye! nakdiyemizden bahsettim. Temmuz ve ağustosta iki şer milyon lira vermeğe muvafakat s- diyor. Maamafih Rayşbank reisile gö
rüşecek. Yine bankadan bahsetti. Ni
hayet on on beş gün zarfında ittifak edilebileceği zehabında. Yeni bir avans için de bu ittifaktan sonra görüşebile ceğimizi sıkılmadan söyledi, ik i mesele yi mutlaka birbirine raptetmek istiyor lar. H attâ bankanın banknotlarının bi le şimdiden tabına başlanmasını teklif etti!!
15 OCAK 1945
Birinci Cihan Harbine
T ürkiyenin girmesi
Maliye Nazırı Cavit Beyin Notları
Cavit Bey Enver Paşanın acele verdiği bir
kararı tenkit ediyor
— »s —
Huguenin’i gördüm. Dün Guinner, Helfrich, Rosenberg toplanmışlar, gerek Helfrich, gerek onun fikrini takip eden Rosenberg şimdiye kadar istimal et tikleri lisandan büsbütün başka bir li
san kullandıklarından Guinner artılı
kat'ı ümit ederek bu işten vaz geçelim, demiş.
F ak at Helfrich’le olan mülakatıma
dair verdiğim izahat üzerine tekrar
gidip Gııinner’i gördü. Guinner'in bunu
memnuniyetle telâkki ettiğini ve
derhal (Riese) ye gelmesi için emir
verdiğini söyledi.
25 Haziran (1915), Perşembe.
Bağdat meselesi hakkında Maliye Nazırile sureti itilâfımızı Talât Beye
telgrafla bildirdim. ,]
Evvelâ muahedei eulhiyenin imza sına kadar inşaata devam için Almanya hükümeti malûm olan meblâğı emrimi
ze müheyya tutacak (İnşaat hitam
bulmadan sulh imza edilse dahi şirket ne yapıp yapıp inşaatı ikmal eder). Saniyen, % i esasını maliye nazın ka bul ediyor. Yalnız bunu açıktan söyle miyor. Beş milyon liralık avansın faizi Bağdat için istikraz edeceğimiz meblâ ğın faizi yüzde dörde gelecek surette tenzil edilecektir. Salisen, şirket Bağdat mukavelesinin tadiline dair bir taah hüt talep eylemekten sarfı nazar ede cek sanırım. Kendilerine Almanya ile münasebatımızın en iyi olduğu bir za manda âtt için bizi bağlıyacak tarzda müsaadetta bulunmamın ademi imkâ
nını anlattım. Rabian, vâde meselesi
henüz halledilemedi. * * •
Talât Beyden aldığım telg rafta a- vans ve banka meseleleri için Enverin Falkenheim’e yazdığı bildiriliyor.
• * •
T alât Beyin diğer bir telgrafta
Butrlch’in Bağdat hakkında — gûya iş uzamamak için — yapmış olduğu diğer bir tekliften bahsediliyor. Meclisi vü kelâca esasen kabul olunan bu teklifin fennî ve malî kısımlarının halile bir eticeye raptı bildiriliyor: (% 4 faizle '0 milyon mark avans edilecek, muva- ;ale masrafının nısfı bize nısfı Alman ya hükümetine ait olacak. Almanyanuı hissesi ve bizim makasidi askeriye ile sarfedeçeğimiz m iktar badetteıızil baki kalan kısıra şirkete ikraz edeceğiz. Bu meblâğ, Sam ra kısmının inşasına mü başeret olunacağı zamana kadar şir ket elinde kalacak. Bundan sonra mu ayyen bir zaman zarfında iade edilecek
bu müddet şimdiden tayin edilecek). Şirket Toros ve Amanostan alacağı 11 bin frangın nısfından dûn olmamak ü- zere bir kısmını bize terk edecek. Sul bü müteakip tadili mukaveleye mühey
ya olduğumuzu söyliyeceğiz. Bu tâdilât gerek şirkete gerek hükümete müteal lik olarak mukavelenin akdinden sonra tahavvül eden ahval ile İnşaatta tesa düf olunan esbabı mticbireden tevellüt eyleyen mUşkilât nazarı dikkate alın mak üzere tarafeynin menafiine mu
vafık tarzda icra edilecek) makasidi
askeriye ile vukubulacak sarfiyat yir
mi milyon olup bunun nısfı olan 10
milyon - ki, Almanya hükümetine ait
olacaktır - Enver Falkenheim’e yaz
mış. Talât bey de % 3 faizle 40 milyon alsak ne ederse bunun da ona müsavi
olduğunu, sermayeden de 10 milyon
kâr ettiğimizi hesap ediyor! Ve ileri de şirket inşa etmiyecek olursa muka veleyi feshedip yeni bir şirkete ihale
eyliyebileceğimizi yahut hattın hükü
metçe inşa olunacağım yazıyor.
Türk menafimden ziyade Alman
menafiini müdafaa ettiğine bundan baş
ka bir delil aram ağa hacet olmıyan
Butrihc’in böyle bir teklifte bulunaca ğım akimı kabul ediyor. F ak at Enver’ in bunu hemen kabul etmesini, meclisi vükelânın da derhal karara iktiran et tirmesini - hiç bir ciddî tetkik yap
maksızın - aıılıyamıyorum. Memleke
tin en mühim işleri nasıl rüyet edili yor. B ağd at şirketine karşı mukavele nin tadiline dair tahrirî taahhüt alma nın da mânasını anlamıyoruz.
26 Haziran (1915), Cuma.
Helfrich’le evvelki gün vukubulan mülâkatımm avans İle bankaya ait kı
sımları hakkında Talât beye telgraf
çektim. Temmuz ve Ağustos aylarında vermeyi teklif ettiği ikişer milyonu ka bul etmemizi, yeni bir avans için de görüşmekte devam eylememizi, Eylül de altın veremiyecekleri, diğer şekilde bir avans akdolunacağını, bu takdirde evrakı nakdiyedeki mukabili altın ola rak mevdu kelimelerini değiştirmek ve "mukabili Reichsbank’a mevdudur,, de
mek lâzımgeleceğini, bunun için DU-
yunuurmımiyenin muvafakatim istihsal eylemelerini, bunun mahzuru piyasaya bir üçüncü nevi kâğıt çıkarmak olaca ğım ve bunların tenezzül kıymetlerine mâni olunamıyacağını yazdım. Ve ban ka hakkmdaki fikirlerini k at’î ve gay ri kabil tebeddül surette bildirmelerini söyledim. Almanlar avans vermiyecek
olsalar bile - ki, bunu zannetmem -
bir Alman devlet bankasına muvafa kat edemeyeceğimi, eğer benimle hem fikir iseler müzakereyi istediğim tarzda idare için müsaade vermelerini, yarm tebdili fikir eyliyeeeklerse hiç müzake reye girişmemekliğimi, Düyunuumumi-
yenin mürakabesinl bu bankaya da
sokmak, Pritz ve Diyanco gibi adam ları âmir kılmak hiç arzu olunur bir şey olmadığını ve devlet banl>.asmı şim
diden Almanlar eline vermek büyük
bir hatayı siyasî olacağım anlattım. (Devamı var)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi