• Sonuç bulunamadı

Bekri Mustafa'nın meyhanesi:Tonoz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bekri Mustafa'nın meyhanesi:Tonoz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOFRA

Bekri Mustafa'nın

meyhanesi

Tonoz

Kumkapı'daki Tonoz belki de İstanbul'un en eski meyhanesi

T

arihçiler, Kumkapı limanının milat­

tan sonra sekizinci yüzyılda kurul­ duğunu söylerler. Oniki yüzyıl bo­ yunca Kumkapı denizci balıkçı semti ol­ muştur. Tabii balıkçı ve denizci deyince de kaçınılmaz olarak, meyhaneler gelir akla. Gerçekten de Kumkapı BizanslIlar ve Osm anlIlar döneminde de hep bir meyhane semti olmuş, bu geleneğini Cumhuriyet döneminde sürdürmüş, Nu­ rettin Sözen zamanında yapılan yeni düzenlemeyle ise, İstanbul’un ve Türki­ ye’nin en büyük meyhaneler odağı haline gelmiştir.Bir zamanlar Minas,Kör Agop,

Yorgo ve sonraları da Çamur Şevket ile

sınırlı olan meyhanalerin sayısı son za­ manlarda hızla artmıştır.

Bu sayıları hızla artan yeni meyhane­ lerden biri belki de en yenisi, aynı za­ manda hem İstanbul’un, hem de Türki­ ye’nin belki de en eski meyhanesidir.

Tonoz Restaurant adıyla açılan bu yeni meyhanenin tarihi bin yıl ötelere kadar uzanıyor, hangi yılda yapıldığı kesin olarak bilinemeyen meyhanenin, 9.yüzyılda, yapımına milattan sonra 313 de başlanan ve 1200 yıllarına ka­ dar süren, İstanbul surları inşaatında çalışan işçiler için yemekhane olduğu- ğu söylenmekte. O zamanlar semtin a- dı da, topal kule komutanının lakabın­ dan gelen Agallianos tu.Semte Kum- kapı adını ise daha sonra OsmanlIlar vermişlerdir ki, onun nedeni de, kentin kum iskelelerinin bu limanda olmasıdır. Ancak, binanın yapımından Osmanlı- lar’a kadar geçen süre içinde, burası işçi yemekhanesi olmaktan çıkıp, mey­ haneye dönüşmüştür.Nitekim, Evliya

Çelebi Seyyahatnamesi’nde burası

“Konstantin’in direkli meyhanesi “ ola­ rak anılmaktadır.

Bu arada hemen anımsatalım. Osman­ lIlar döneminde Kumkapı artık bir Er­ meni sem tidir aynı zamanda. Hala Kumkapı’da binası bulunan Ermeni Pat­

rikliği görevine de ilk olarak 1461 yılın­ da Bursa Piskoposu Havagim atanmış­ tır.

Bir yer böylesine tarihi oldu ve hele hele Evliya Çelebi Seyyahatnamesi’ne bile gir­ di mi, artık orası için öyküler düzülmesi de kaçınılmazdır.

Kumkapı’daki Konstantin’in direkli meyha­ nesi için düzülen ve doğruluk derecesini tabii ki, bilmemize olanak bulunmayan öy­ kü de şudur.

Yenilikçi, ama gaddar bir Padişah olan,

kendisi içkici ve afyonkeş olmasına karşın, içki yasağı getiren ve buna uymayanın boynunu vurduran Dördüncü Murad bir gün mutadı olduğu üzere, yine kılık değiş­ tirmiş ve bizim tarihimize içicilerin olduğu kadar nekrelerin de piri olarak geçen ( ta­ bii onun da gerçekten yaşayıp yaşamadı­ ğını bilmiyoruz ) Bekri Mustafa’nın sanda­ lına binmiş. Padişah ile yine kılık değiştir­ miş sadrazamını alıp denize açılan Bekri Mustafa, kıyıdan biraz uzaklaşınca başal­ tındaki, şarap testisini çıkarmış ve dikmiş başına, Dördüncü Murad şarabını içen sandalcıya bakmış ve sonra da Erenler u- zat da şuradan ben de içeyim demiş. Bekri şarabı padişaha vermiş o da içtikten

sonra testiyi iade ederken sormuş:

Senin padişahın koyduğu içki yasağın­ dan haberin yok mu ?

Boşver, demiş Bekri Mustafa, Padişah denizin ortasında nereden görecek şarap içtiğimi ?

Gördü işte diye yanıtlamış Dördüncü Mu­ rad, bak ben padişahım, bu da sadraza­ mım.

Kahkahayı patlatmış Bekri, Sen demiş bir içişte Padişah oldun. Allah bilir bir daha diksen peygamber olacaksın.

Padişah diretip de, sadrazama mührü

göstertince, Bekri de bet beniz atmış ve şu çok ünlü tümceyi söylemiş

Şimdi buyrun bakalım cenaze namazı­ na.

Rivayet edilir ki, çok kan dökücü olan Dördüncü Murad Bekri Mustafa’nın hazır cevaplılığından hoşlanmış ve birlikte Konstantin’in direkli meyhanesine gitmiş­ ler ; orada Bekri yine şarap içince, Padi­ şah ne içtiğini sormuş .

Bekri hiç bozmadan “sudur padişahım “diye yanıtlamış.

Padişah üstelemiş:

Hiç öyle kırmızı su olur mu bre nabekar Bekri hazırcevaplığı elden bırakma­ mış.

İlk kez huzura şahaneye çıkıyor da sultanım o yüzden heyecan ve utançtan kızarmış olmalı.

İşte size, öyküsü ve tarihi ile 1200 yıllık bir meyhane. Bu yılın başında, binanın eski biçimine sadık kalınarak, onarılmasından sonra, eski sütunlar ve kemerleri birbirlerine bağlayan to­ nozlardan dolayı, buraya Tonoz adı verilmiş.

Tonoz’a gittiğiniz zaman, binanın kendisinden de eski olan ve suyu ha­ la kullanılan sarnıcı da görebiliyorsu­ nuz.

Artık çok gürültülü olan Kumpaka- pı’nın görece sakin bir köşesinde To- noz.Servis güleryüzlü ve temiz. Yö­ netici Yalçın Savaşan müşterilerle teker teker ilgileniyor. Balıklar taze ve iyi hazırlanmış. Fiyatlar makul. Bol bir kalamar tavanın porsiyonu 80 bin lira. Daha yeni çıkmış olan ve balıkçı­ da bile henüz fiyatları düşmeyen, bü­ tün bir çingene palamudu tava porsi­ yonu ise 125 bin lira.

Tonoz’da Yüceturan kardeşlerin çal­ dıkları gerçek alaturka müzik de çok hoşuma gitti.

Bütün bu güzel özelliklerin yanısıra, belki mutfağı biraz daha güçlendirip daha oriji­ nal mezeler de sunulabilir.

Ayrıca mutfağın çok temiz olması ve ızga­ raların gerçekten kömür ateşinde hazır­ lanması da Tonoz’un iyi yanları. Kumkapı Tonoz’u okurlarıma salık veririm.

TONOZ RESTAURANT BAYRAM ÇAVUŞ MAHALLESİ

ÇAKMAKTAŞI SOKAK N0.1 KUMKAPI İSTANBUL. TEL :518 92 56 57

SAYFA 26 FİESTA - 11 EYLÜL 1994

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The diagnosis of advanced chloroquine and hydroxychloroquine retinopathy is based on the combined presence of parafoveal pigment epithelial atrophy as seen on fundus

Hasan Toprak , AKP'li Üsküdar Belediyesi'nin Validebağ korusunun içerisinden yol geçirmek istediğini belirterek "Valideba ğ korusunun bulunduğu alan tam bir rant bölgesi

2009 “Kuzey Kıbrıs’ta Sanat ve Yaratıcılık” sergisi, YDÜ Sergi Salonu, Lefkoşa.. 2011 “Ritmik Denge” sergisi, Saçaklı

Avuçlarıma hayat diye yuva yapar göçebe bir kuş Kaçacak olsam bunu kimse bilmez. Mutlak bir yalnızlık konar kanatlarıma Ben koro hâlinde en çok kendine bağıran Bir

Yorgun gözlerimize fer oluyor şehrin kapıları Mümkün her şey ölüm yakamızı bırakmıyor hiç Hatır için yaşamak yeni harfler sunuyor bize Bir fincan kahve çokça

1960’lı yıllardan itibaren şiir, hikâye ve yazıları Türk Folklor Araş- tırmaları, Filiz, Çele, Damar, Oluşum, Ilgaz, Güney, Halkevleri, Meltem, Ata- türkçü

Bekri Mustafa gibi fıkra tipleri ortaya çıkmış; merkezî dinsel kabullerin bir ölçüde dışında varlığını sürdüren heterodoksi çerçevesinde oluşan Bektaşi

Of these literary characters, Bekri Mustafa, who lived in Istanbul in the Ottoman pe- riod under the reign of Murad IV (1623 - 1640), is a Turkish anecdote character, noteworthy of