• Sonuç bulunamadı

Araştırma Nasıl Tasarlanır?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Araştırma Nasıl Tasarlanır?"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Araştırma, veri toplama biçimi önceden bir protokol aracılığı ile belirlenmiş işlemler dizisidir. Bir araştırmanın sonuçlarının geçerli ve güvenilir olabilmesi için bilim-sel yöntemler kullanılmalıdır. Bilimsel yaklaşımda, araştırılmak istenen konunun içerdiği değiş-kenlerin doğru tanımlanması ve değişkenler arasındaki ilişkilerin edinilmiş önbilgi ve gözlemler-le doğru yorumlanarak başarılı hipotezler oluşturulması

önem-lidir. Değişkenler arasındaki ilişkilerin doğru yorumlanma-sı ‘nedensellik’ başlığı altında toplanarak incelenmiş, ilişkinin kuvveti, tutarlılığı, özgüllüğü ile birlikte zamana ve elde bulunan tüm bilgilere uygunluk göster-mesi nedenselliğin 5 temel kri-teri olarak belirlenmiştir. Hipotez oluşturulduktan sonra hipotezin sınanması için kullanılan yöntem-ler öncelikle niteliksel(kalitatif) ve niceliksel(kantitatif) yön-temler olarak ayrılmış; niceliksel(kantitatif) araştırmalar kendi içinde gözlemsel, deneysel

ve metodolojik çalışmalar olarak sınıflanmıştır. Bu araştırma yön-temlerinden gözlemsel çalışma yöntemi kendi içinde yine sınıfla-narak incelenmiştir.

Bir araştırmada hipotez ve yöntem doğru belirlendiğinde çalışmanın doğruluğunu etkileyecek yanlış gruplama, yanlış ölçüm, yanlış istatistik gibi hatalardan kaçınıl-dığında başarı beklenen bir sonuç olarak öngörülmektedir.

Anahtar kelimeler: Hipotez,

ne-densellik, araştırma yöntemleri

ARAŞTIRMA NASIL

TASARLANIR? (I)

Araştırma, veri toplama biçimi önceden bir protokol aracılığı ile

belirlenmiş işlemler dizisidir.

> Yrd. Doç. Dr. Tümer ULUS1 > Doç.Dr. C. Haluk İNCE2

1 İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, İstanbul

2 Adli Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı, Yenibosna, İstanbul

(2)

Konunun sınırları belli ve araştırıcının

bilimsel kapasitesinin çözebileceği düzeyde

olmalıdır. Gerekli parasal ve malzeme

laboratuar gibi olanaklar mevcut olmalıdır.

Konu ilgi çekici olmalı ve bilim dalı için

önemli bir soruya yanıt verebilmelidir.

HOW IS A RESEARCH DESIGNED?

ABSTRACT

Research is a sum of serial pro-cedures in which the method of data collection is determined with a protocol prepared formerly. Sci-entific methods should be used in order to be able to have valid and reliable outcomes.

Composing a successful hypothe-sis by correct variable descripti-ons and by correct interpretatidescripti-ons of relations among variables with pre-gained information and

ob-servation is important according to scientific approach. Correct in-terpretatons of relations among variables can be subsumed under the concept of ‘causality’, whereas 5 main criteria of causality are the strength, consistency, specificity of correlation and accordance of correlation with time and all other data. After composing the hypot-hesis, testing of hypothesis is done with many methods which can be divided as ‘qualitative’ and ‘quan-titative’. Quantitative researches are also classified into observa-tional, experimental and

metho-dological researches. Besides, observational researches can be evaluated again with further clas-sifications.

In a research, unless there hap-pens mistakes in grouping, me-asurement, statistics etc., which may affect the accuracy of the study, success is seemed to be a foreseeable result.

Keywords: Hypothesis, causality,

research methods

GİRİŞ

Araştırma, belirli bir sorun hak-kında bilgi elde etmek amacıy-la, veri toplama biçimi önceden bir protokol aracılığıyla belir-lenmiş bir işlemler dizisidir (1). Bir araştırmanın sonuçlarının geçerli ve güvenilir olabilmesi için bilimsel yöntemler kullanıl-malıdır.

Araştırma yöntemleri kullanıla-rak, hastalıklar ve hastalıkların

doğal yapıları ve klinikleri ta-nımlanabilir, hastalığı artıran ve azaltan faktörler bulunabilir, koruma programları oluşturula-bilir ve hastalıkların bulaş me-kanizmaları tanımlanabilir (2).

Araştırma Konusu

Belirleme

Konunun sınırları belli ve araş-tırıcının bilimsel kapasitesinin

çözebileceği düzeyde olmalıdır. Gerekli parasal ve malzeme la-boratuar gibi olanaklar mevcut olmalıdır. Konu ilgi çekici olmalı ve bilim dalı için önemli bir so-ruya yanıt verebilmelidir. Daha önce yapılan bir çalışma biraz geliştirilerek veya başka bir top-lumda tekrarlanabilir ama böyle durumlarda da bunun neden ya-pıldığı ve bu tekrarın katkısının ne olacağı açıklanmalıdır. Konu seçiminde sıklıkla kullanılan

(3)

kaynaklar şunlardır:

- Araştırma sonuçlarını içeren yayınlar

- Kişisel deneyim ve ilgi alanları - Uzmanlar ya da meslektaşlar-la yapımeslektaşlar-lan topmeslektaşlar-lantımeslektaşlar-lar ve tartış-malar

- Konferanslar ve diğer bilimsel toplantılar

- Önceki araştırmalar

- Günlük çalışmalar sırasında karşılaşılan güçlük ve sorunlar - Araştırmaya parasal kaynak sağlayan kurumu ilgilendiği alan - Hizmet araştırmaları

- Toplum ve doğa (3)

Amaç Belirleme

Bir çalışmanın birden çok ya da uzak/yakın olarak tanımlana-bilecek farklı amaçları olabilir. Ancak amaç mutlaka ölçülebilir ve ulaşılabilir olmalıdır. Ardın-dan hipotezler olgunlaştırılıp, uygun araştırma yöntemlerine

karar verilir. Amaçların açık ve doğru biçimde ifade edilmesi gereklidir (1,4,5,6).

Hipotez oluşturma

Araştırma, konunun seçilmesi ile başlar ardından hipotez oluş-turulur. Araştırma hipotezleri, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasında beklenen muhtemel ilişkileri belirten ifadelerdir. Araştırma hipotezleri, konu hak-kında geniş bilgi sahibi olunduk-tan sonra kurularak, tasarlanan

çalışma ile bu hipotezler değer-lendirilir. Nedensel hipotezler dikkatli gözlemlere veya daha önce yapılmış tanımlayıcı ince-lemelere dayanarak kurulabilir. Bunun için toplumsal, klinik, pa-tolojik ve laboratuar çalışmala-rına dayanan dört hipotez kurma yöntemi vardır.

1. Farklılık Yöntemi: Bir olayın veya hastalığın sıklığı koşulları benzer olmayan bölgelerde çok farklı olabilir. Bu bölgelerden birisinde bulunan tek veya daha fazla sayıdaki faktörler diğerin-de bulunmayabilir. Bu durum-da bu faktörlerin hastalık ya durum-da sağlık nedeni olabileceği

varsa-yılıp bu durum bir araştırma ile test edilebilir. Örneğin serviks kanserinin bekarlarda evlilere göre çok daha az görülmesi.. 2. Birlikte bulunma yöntemi: Bazı bölgelerde bulunan bir fak-törle o bölgede belirli bir hasta-lığın diğer yerlerden daha çok görülmesi bu iki durumun ara-sında bir ilişki olduğunu düşün-dürebilir.

3. Birlikte değişme yöntemi: Bir faktörün bulunma sıklığı ve

de-recesinin, hastalık olay sıklığı ile birlikte değişim gösterme-sine dayanarak hipotez kurma yöntemidir.Örneğin akciğer kanserinin artan sigara içme ile artması ya da diş çürüklerinin içme suyundaki florun artması ile azalması gibi..

4. Benzerlik yöntemi: Bir top-lumda farklı hastalıkların ben-zer dağılımları göstermesi du-rumunda bu hastalıkların ortak bir etyolojik nedeni bulunup bulunmadığı sorusunu akla ge-tirebilir. Örneğin Orta Afrika’da Burkitt lenfomasının ve sarı hummanın coğrafi dağılımının ve yaşa özel insidanslarının çok

Araştırma, konunun seçilmesi ile başlar ardından hipotez oluşturulur.

Araştırma hipotezleri, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasında

beklenen muhtemel ilişkileri belirten ifadelerdir. Araştırma hipotezleri,

konu hakkında geniş bilgi sahibi olunduktan sonra kurularak,

(4)

benzer olduğu görülerek sivrisi-neklerin ortak bir vektör olarak bir etkeni taşıyabileceği düşü-nülmüştür (6)

Hipotez oluşturulurken “neden-sellik” değerlendirilir. Analitik araştırmalarda değişkenler ara-sındaki ilişkinin nedensel olup olmadığına karar vermek için beş kriter bulunmaktadır. Bu kriterler şunlardır:

- İlişkinin kuvveti: bu kriter rö-latif risk ile ölçülür. Rörö-latif risk hastalığa neden olduğu varsayı-lan etkenle karşılaşan grubun hastalık insidans hızının, et-kenle karşılaşmayan grupta-kilerin hastalık insidans hızına bölünmesi ile elde edilir. Eğer etkenin farklı dozlarında hasta-lığın sıklığı da değişiyor ise bu durumda doz-cevap ilişkisinden bahsedilir.

- İlişkinin tutarlılığı: çeşitli top-lumlarda yaş, cins, meslek, ırk gibi özelliklerin dikkate alındığı alt gruplarda neden ile hastalık arasındaki ilişkinin korunması gerekir.

- İlişkinin özgüllüğü: Bir tek et-kenin bir tek hastalığa neden olması durumunda ilişki tam özgüldür. Örneğin difteri basili-nin difteri hastalığına yol açması gibi. Ancak çok nedenli hasta-lıklarda bu nedenlerin her biri hastalığın ortaya çıkmasında belli ölçülerde sorumludur ve ilişki de o ölçüde daha az özgül-dür.

- İlişkini zamana uygunluğu: Özellikle bulaşıcı olmayan

kro-nik hastalıkların etyolojisi araş-tırılırken, kişilerin şüphe edilen etkenle hasta olmadan belirli-yeterli süre karşılaşmaları ge-rekir. Nedenle karşılaşma has-talıktan önce olmalıdır ve cevap dozla birlikte hep aynı yönde de-ğişmelidir.

- İlişkinin elde bulunan tüm bil-gilerle uygunluk göstermesi: Şüphe edilen etkenle hastalık arasındaki ilişki, incelenen konu ile ilgili tüm bilgilerle bilimsel ve mantıksal uygunluk göster-melidir (1, 6).

Değişkenleri

tanımlanması

Değişkenler sayısal (yaş, kilo vs..) veya sınıflandırılmış (evli/ bekar, kadın/erkek vs..) olabi-lir. Her değişken için gözlemler tekrar edilebilir olmalı ve doğru ölçülebilmelidir. Şüphesiz çalış-manın konusuna göre gereken değişken sayısı değişecektir fa-kat her değişken çok ciddi bir çalışmadan sonra eklenmeli-dir. Değişkenler araştırmanın amaçlarını gerçekleştirecek ama çalışmayı hantallaştırma-yacak sayıda ve “masrafa değer” olmalıdır (2,7,8, ). Değişkenlerin elde edildiği koşullar da mutla-ka standardize edilmelidir (mutla-kan basıncının aynı saatte, aynı kol-dan aynı cihaz kullanılarak , aynı kişi tarafından ve sabit bir süre dinlendikten sonra aynı pozis-yonda - oturur/yatar biçimde - ölçülmesi gibi)

Araştırma Yöntemi

Araştırma yöntemleri başlıca iki gruba ayrılabilir.

1. Niteliksel (kalitatif) araş-tırmalar: Yakın zamana kadar sosyal bilimcilerin sıklıkla baş-vurduğu çalışma tipi olan bu araştırma tasarımına son yıllar-da sağlık bilimciler de başvur-maktadır. Bunun nedenleri ara-sında sağlık alanında özellikle kapalı uçlu sorularla toplanan verilerin çok yüzeyel kaldığı, ve-rilen yanıtların geçerliliğinin ve güvenilirliğinin tartışma konusu olduğu, bellek etkisi ile hatırla-nan şeylerin dağılım aralığının zamanla daraldığı, davranışla ilgili veri toplamada yetersizlik olduğu gibi değerlendirmeler vardır. Niteliksel araştırmalar ile; gerçek davranışları belir-lemek olasıdır, duyarlı konular ortaya çıkarılabilir, tutumlar açığa çıkabilir gözlem yapmak mümkündür, toplumsal kalıpla-malar ve karşılıklı ilişkiler göz-lenebilir. Ancak veri toplamak çok zahmetli ve uzun süre alıcı olup veri toplayan kişinin yan tutma olasılığı vardır, elde edi-len veriler topluma geneledi-lene- genellene-mez, tekrar edilmeleri zordur ve istatistiksel testler çok sınırlı olarak uygulanabilir. Başlıca niteliksel araştırma yöntemleri olarak; soru kağıdı uygulamaları (niceliksel çalışmalarda da kul-lanılan bir yöntemdir), kılavuzlu görüşmeler ( ayrıntılı görüşme, odak grup tartışması, örnek olay incelemesi, yaşam öyküleri), kılavuzsuz görüşmeler (psiki-yatrik, sosyometrik veya Howt-horne görüşmeleri), gözlemler (katılımsız, katılımlı, serbest odaklı gözlem, sürekli gözlem,

(5)

spot kontroller, ölçeklerle göz-lem) sayılabilir (3).

2. Niceliksel (kantitatif) araştır-malar istatistiksel testlerle de-ğerlendirme yapılabilmesi he-men her zaman mümkün olan çalışmalardır. Çalışma dikkatli tasarlanırsa tutumlar da açı-ğa çıkarılabilir. Göreceli olarak daha hızlı uygulanır ve tekrar edilebilir özelliktedirler. Ancak duyarlı konuları ele almak zor-dur ve kapalı sonuçlu oldukları için seçilmiş soruya ilişkin sınır-lı bilgi asınır-lınırken önemli noktalar gözden kaçabilir.

Niceliksel araştırmalar gözlem-sel, deneysel ve metodolojik ça-lışmalar olarak üç grupta özet-lenebilir.

Gözlemsel

Çalışmalar

Gözlemsel çalışmalarda çalış-macının sürece ya da sonuca en ufak bir müdahalesi bulunma-maktadır. Gözlemsel çalışmalar, tanımlayıcı ve analitik olarak iki başlıkta incelenebilir. Tanımla-yıcı çalışmalarda sağlık sorunu-nun ne olduğu saptanır ardından kişi, yer ve zaman özelliklerine göre tanımlanır. Özetle;

Sağlığı etkileyen olay nedir ? Kimlerde görülmektedir? Nerede görülmektedir?

Ne zaman görülmektedir? So-rularının yanıtı aranmaktadır (6). Analitik çalışmalar ise vaka-kontrol çalışmaları, kesitsel ça-lışmalar ve kohort çaça-lışmaları olarak üç ana başlıkta incelene-bilir.

Vaka – Kontrol

Çalışmaları

Klinik ve/veya deneysel gözlem-lere veya tanımlayıcı çalışma-lara dayanarak saptanan bazı ilişkilerin nedensel olup olmadı-ğını saptamak için sıklıkla baş-vurulan analitik araştırmaların en kolay, ucuz ve kısa zamanda sonuç alınan biçimidir. Bu yön-temde belirli bir hastalığı olan “vaka” grubu ile bu hastalığı olmayan ancak diğer demogra-fik ve klinik özellikler açısından mümkün olduğunca vaka gru-buna benzeyen (sosyodemog-rafik yapı, yaş,cinsiyet, sistemik hastalık dağılımı vs..) kontrol grubu alınır. Bu gruplarda has-talık ile ilgisi olduğu düşünülen etkenin sıklığı incelenir.

Bu çalışmalarda test edilen hi-potez şudur: Eğer bir risk faktö-rü bir hastalığın ortaya çıkışın-da rol oynuyorsa, hasta grupta sağlam gruba göre (daha uzun zaman) daha fazla bulunmalı-dır. Bu çalışmalar geriye dönük (retrospektif) çalışmalardır(1, 6). Hafıza faktörü vardır ve et-ken olduğu düşünülen nedenin sonuçdan yani hastalıktan önce olduğu varsayılmakla birlikte bu durumdan tam olarak emin de olunamamaktadır. Bu nedenle gerçek bir rölatif risk hesap-lanamamakta yalnızca vaka ve kontrol gruplarında etken dağı-lımına bakılarak eğer bu grup-lar örnekleme büyüklükleri hesaplanarak oluşturulmuş ise yani vaka grubu tüm hastalara kontrol grubu tüm sağlamlara genellenebiliyorsa ( çok sık gö-rülmeyen hastalıklar için) tah-mini rölatif risk (odds ratio) he-saplanabilmektedir.

Kesitsel Çalışmalar

Kesitsel araştırmalarda risk al-tındaki bir toplumda ya da bura-dan seçilen bir örneklem üzerin-de herhangi bir hastalığın veya olayın bir zaman kesitindeki bu-lunma sıklığı yani prevalansı be-lirlenir . Kısa sürede genellikle az personel ve az masrafla sağ-lık sorunlarını ve bunun

muh-Klinik ve/veya deneysel gözlemlere veya tanımlayıcı çalışmalara dayanarak

saptanan bazı ilişkilerin nedensel olup olmadığını saptamak için sıklıkla

başvurulan analitik araştırmaların en kolay, ucuz ve kısa zamanda sonuç

alınan biçimidir.

(6)

temel nedenlerini saptamaya yaradıkları için özellikle sağlık hizmetlerinin planlanması, de-ğerlendirilmesi ve yönlendiril-mesinde veri elde etme aracı olarak en sıklıkla başvurulan yöntemdir. Prevalansın yüksek olduğu kronikleşmeye meyilli hastalıklarda, insidansın yüksek olduğu hastalıklara göre daha başarı ile gerçekleştirilebilir(1, 2, 6, 7, 8).

Kohort Çalışmalar

Kohort araştırmalarda herhangi bir etkenle karşılaşan ve kar-şılaşmayanların belirli bir süre içerisinde hastalığa yakalanma olasılığı hesaplanır. Araştır-manın temel konusu, hastalığa henüz yakalanmamış olanların, yani bir anlamda “sağlamların” hastalık etyolojisinde sorum-luluğu olduğu düşünülen et-kenle karşılaşıp karşılaşmama durumlarının, karşılaşma de-recelerinin belirlenmesi ardın-dan yapılacak izlem sonucunda gruplardaki hastalık insidans-larının ölçülüp karşılaştırıl-masıdır. Bu tip çalışmalardan insidans hızlarını, rölatif riski, etkene atfedilen riski ve koru-nabilirlik oranlarını hesaplamak mümkündür. Gerçekleştirilmesi zor ve pahalıdır (1,2, 6, 7, 8)

Deneysel

Çalışmalar

Gözlemsel çalışmalar ile çeşitli hastalıkların etkenleri tanımlan-dıktan sonra bu hastalıklardan korunmak için alınması uygun olacak önlemlerin ve bu

önlem-lerin etkinliğinin deneysel çalış-malar ile ölçülmesi gereklidir. Deneysel çalışmalarda araştı-rıcı herhangi bir önlemi (tedavi şekli, koruyucu önlem, hizmet sunma biçimi,vs..) etkinliğini denemektedir. Deneysel çalış-malarda ölçülecek etkinliğin uygulandığı grup “deney” uygu-lanmadığı grup “kontrol” grubu olarak tanımlanır. Çalışma son-rasında uygulanan müdahalenin etkinliği, rölatif etkinlik, atfedi-len etkinlik ve etkinlik (koruyu-culuk) oranı hesaplanır (2,6).

Metodolojik

Çalışmalar

Hastalıkların tanısında kulla-nılan çeşitli yöntemlerin kişiye

doğru tanı koymada ne kadar geçerli oldukları ve bu yöntem-leri kullanan kişilerden kaynak-lanan gözlem-ölçüm hatalarının boyutunun ne olduğunu, yani gözlem ve ölçümlerin kalite-sinin belirlenmesi için yapılan çalışmalara metodolojik çalış-malar denir. Bu grupta validite/ geçerlilik ( tanı yönteminin ne kadar doğru tanı koyduğunu be-lirleme) ve güvenilirlik-tutarlılık ( gözlem ve ölçümü yapan

kişi-lerin, gözlemcilerin kendi içinde ve birbirleri ile ne kadar tutarlı gözlem ve ölçüm yaptıklarını belirleme) araştırmaları yeralır (6).

Geçerliliğin temel bileşenleri sensitivite ve spesifitedir. Sen-sitivite, validitesi belirlenecek olan ölçüm yönteminin gerçek-ten hasta olanlardan ne kadarı-nı hasta olarak saptayabildiğini gösterir. Spesifite, validitesi saptanacak olan yeni ölçüm yön-teminin sağlam olanlardan ne kadarını doğru olarak sağlam saptayabildiğini gösterir(6,9). Güvenilirlik/tutarlılık: Herhangi bir araştırmada veya kurumda (laboratuarlar, saha çalışmala-rı, vb.) yapılan ölçümlerin,

göz-lemler, muayeneler aynı kişiler üzerinde aynı koşullarda, aynı gözlemciler tarafından tekrar edildiklerinde aynı sonuçları elde etme boyutu saptanır (6,9)

SONUÇ VE

ÖNERİLER

Tüm bu süreçler sırasında araştırmacı yaptığı çalışmanın doğruluğunu etkileyecek

et-Gözlemsel çalışmalar ile çeşitli hastalıkların

etkenleri tanımlandıktan sonra bu

hastalıklardan korunmak için alınması uygun

olacak önlemlerin ve bu önlemlerin etkinliğinin

deneysel çalışmalar ile ölçülmesi gereklidir.

(7)

kenlerden ve uygulamalardan kaçınmalıdır. Bunlar şöyle sıra-lanabilir:

- Yan tutarak (ön yargı ile) araş-tırmaya başlamak

- Yeter sayıda denek üzerinde çalışmamak

- Gerekli durumlarda deney grubu ile karşılaştırmak için kontrol grubu kullanmamak

- Gerekli durumlarda farkına vardırmama ilkesini uygulama-mak

- İncelenecek konunun özelliği-ne uygun ölçü bulamamak - İncelenen bağımlı değişkene etki edebilecek bağımsız değiş-kenleri iyi seçememek

- Uygun olmayan istatistiksel teknikleri kullanmak

- Karşılaştırılamayacak durum-larda karşılaştırarak karara varmak

- Sonuçları doğru yorumlaya-mamak

- Veri toplama ilkelerine ve veri-nin taşıması gereken özelliklere uygun biçimde veri toplayama-mak (3).

(8)

1. Turaman C. Sağlık bilimlerinde araştırmacının epidemiyoloji el kitabı. Somgür yayıncılık, Ankara 1996 2. Detels R, Beaglehole R, Lansang MA, Gulliford M. Oxford Textbook of Public Health.Oxford University Pres, United States, 2009.

3. Özgür S. Sağlık alanında araştırma yöntemleri. Güneş Tıp Kitabevleri, Ankara, 2009

4. Akgül A. Tıbbi Araştırmalarda İstatistiksel Analiz Teknikleri “ SPSS uygulamaları”. Emek Ofset Ltd. Ankara,

2003.

5. Aksakoğlu G. Sağlıkta Araştırma ve Çözümleme. Dokuz Eylül Üniversitesi Yayın Komisyonu No:09.0100.0000.000/ DK.05.067.388, İzmir 2006.

6. Tezcan S. Epidemiyoloji Tıbbi araştırmaların yöntem bilimi. Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı, Ankara, 1992. 7. Vaughan J.P. , Marrow R. H. (Çev. Ed) Bertan M, Enünlü T. Bölge Sağlık Yönetiminde Epidemiyoloji El Kitabı. Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı, Ankara , 1995.

8. Jekel F.J. Katz D.L., Elmore JG.Epidemiology, Bioistatistics, and Preventive Medicine, Saunders Com. Philadelphia, 2001.

9. Akbulut T, Sabuncu H. Sağlık Bilim-lerinde Araştırma Yöntemleri Epidemiy-oloji Prensip ve uygulamaları. Sistem Yayıncılık, İstanbul 1993.

İletişim Adresi:

Doç. Dr. C. Haluk İNCE,

Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, İstanbul. E-mail: hince@istanbul.edu.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Çift kör yöntemi: aratırma kapsamına alınan deneklerin ve araştırmacının hangi gruplarda deneklerin yer aldığını ve hangi gruba hangi yöntemin uygulanacağının

Yapılan bu çalışmada, BESYO öğrencilerinde en sık rastla- nan Gİ semptomları, üst dismotilite ile bağırsak semptom- ları olarak görülmektedir.. Hemşire ile ebelik

Yine de daha doğru bir araştırma için aynı kavramsal yaklaşım gibi deneysel yöntemin de farklı yöntemlerle beraber kullanılması

Hastalar sıklıkla spinal kord tutulum bölgesine bağlı olarak paraparezi, kuadriparezi, duysal bulgular veya idrar ve gaita inkontinansı bulguları ile kliniğe başvurur

Anastomoz bölgesi ve normal bölge arasında anteroposterior ve lateral iç çap ölçümleri karşılaştırıldığında her iki grup regresyon katsayılarının +1 ve -1

Hala pek çok kaynakta apatojen olarak kabul edilen (7, 9) bu protozoon için, bu çalışmada da en sık saptanan şikayetlerin karın ağrısı ve distansiyon olması dikkat

3 mg/kg amitraz damar içi yoldan verildikten 5 dakika sonra 0,1 mg/kg yohimbin, 3,3 mg/kg tolazolin, 1 mg/kg prazosin, 0,04 mg/kg atropin ve 1 mg/kg nalokson verilmiş ve mekik-

Analizlerde; serum potasyum düzeyinin ACEİ veya ARB ile birlikte spironolakton kullanan hastalarda, kullanmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edildi