1930’lu
yıllarda,
ressamlığa yeni
adım atarken
tutkuyla
bağlanmıştı
insana. Abidin
Dino, eller
kadar olmasa
da bir yüz
ressamı. Neden
eller çizdiğini
anlatırken,
neden yüzler
çizdiğinden pek
söz etmiyor.
Altı yıl önce
yitirdiğimiz
Abidin
Dino’nun
“Yüzler” sergisi
3 M art’a kadar
Galeri Nev’de.
Abidin Dino v e 46Yüzler”
MURAT URAL
MjğjL bidin Dino’yıı 1993’te yitirmiş-A fV k tik. Üzerinden altı yıl geçmiş. Ga- j y k leri Nev, İstanbul'da mütevazı fa- İ i kat anlamlı bir sergi ile Abidin Di- no’yu anıyor: “ Yüzler” . Herhalde “eller” denildiğinde ilk akla gelen sanatçı Abidin Dino’dur. Eller ve tabi i parmaklar. Birbirine dolanmış, sanatçının deyişiyle “istiflenmiş” parmaklar: “ Parmak istiflerim, biliyorsu nuz, bir saplantıdır bende” diyor kendisi de. Bu saplantısının nedenlerini araştırdığında “belki kromozonlardan gelen bir şey anne min, ağabeylerimin, kızkardeşlerimin hepsi nin olağanüstü güzel elleri vardı. Acaba par mak ve el desenleri saplantımın nedeni bu muydu?” diye soracaktı kendisine. Laf ara mızda, o söylemiyor ama fotoğrafları onun da ellerinin çok güzel olduğunu söylüyor.
Abidin Dino eller kadar olmasa da biryüz ressamı. Neden yüzler çizdi? Neden eller çizdiğini anlatırken neden yüzler çizdiğin den pek söz etmiyor. Aslında Abidin Di no’nun yüzlerine çok da şaşırmamak gereki yor belki; çünkü o bir insan ressamıydı.
1930’lu yıllarda, ressamlığa yeni adım atar ken tutkuyla bağlanmıştı insana: “Öğünler de esrar tekkeleri hâlâ açıktı. Bunlara ger çekten tekke denirdi, dinsel hiçbir yanı ol madığı halde. Belki yalnızca bir ritüelleri ol duğu için. O tekkelere gidiyorum ya esrar çekmekten çok o dünyayı tanımak, o insan ları çizmek için. O sırada yüzlerce desen çiz dim ” diye anlatmıştı.
Yüzle ilgili anıları çocukluğuna kadar uzanıyordu: “ Rivayetegöre Rodos’ta Paşa konağının temelleri kazılırken renkli cam taşlar, vazocuklar, heykelciklerçıkmış top raktan. Paşa onları saklamış sonra çocukları na, gelinlerine hediye etmişti. Hep böyleydi, yer altından bir şeyler çıkıyordu, menevişli kolyeler, cam ağlama çanakları, vazocuklar, acayip heykelcikler, insan yüzlü taşlar; bun lardan biri koyu lacivert camdandı, bir Afri kalı kafasıydı, onu babam yüzük yapmıştı ” Abidin D ino’nun “Y üzler” sergisinde yer alan mor bir yüz bu anıyı akla getiriyor. O camdan mor yüzlü yüzük taşı mıydı Abidin Dino’yu yüzlerin, çeşit çeşit yüzlerin büyü süne kaptıran? Bilmiyoruz.
Yoksa öykü bu kadar karışık değil miydi?
Örneğin, N âzım ’m “m usahhihlik” yaptığı gazetede karikatür çizerken mi yüzlere ilgi duymuştu? Kkarikatüristin bıkmadığı tek şey insan yüzü... Yada 1930’lu yıllarda Rus ya’da Eisenstein ’lı sinema dünyasında film öğrenimi görürken, setlerde çalışırken, o belleklerden silinmeyen sessiz yüz planla rından mı etkilenmişti? Sinemanın da bir tür lü eskitemediği şey insan yüzü... Bilmiyo ruz. Ama bu kadar doğrudan bir etkilenme Abidin Dino’nun yüzlerinin gizemine pek yakışmıyor.
İnsanı ele veren yüz...
insan gizeminin aynası yüz... Biz Doğulu lar -hep- yüzsüz bir toplumduk.
Minyatürlerdeki yüzler birbirine benzer, insanın aynası değildir, onu ele vermez. Halk resimlerindeki yüzlerde birbirine ben zer, öyle ki sanki bir şablondan yapılmış gi bidir. Kadın mı erkek mi anlaşılmaz. Antik dönemden kalmış heykellere bakın, kadınla rın çıplak göğüslerine bile dokunan pek ol mamıştır ama yüzlerin çoğunu yerinde bula mazsınız. Eski fresklerde yüzler kazınmış, çizilmiştir. Bugünbilehâlâ ‘reklam panola
rındaki yüzlerin gözlerini oymaktan, kadın lara bıyık çizmekten çok hoşlanırız. Biz yüz sevmiyoruz. Bizi ele veren yüzü sevmiyo ruz. Abidin Dino bunun için mi ilgi duymuş tu yüzlere? Bunun için mi insanı aradığı yüz leri bir ayna gibi tutmak istemişti yüzümüze? Kimbilir.
Abidin Dino’nun yüzleri yaparken, eller de olduğu gibi “güzellikten” etkilenmediği ni kesin söyleyebiliriz. Bu kırışık ve yaşlı gö rünümlü yüzlerde güzellik değil binlerce yıl lık yaşamın kendisi var. Ama bu yüzlerin arasında hiç kadın yüzü yok ya da çok az. Belki de o hep kendi yüzünü çizmiştik Yüzü olan bir yüzü.
Bursa Hapishanesi ’nde Nâzım’m yamnda durup çektirdikleri fotoğraftaki o genç, ince bıyıklı, h afif alaycı yüz, yıllar içinde nasıl her bir çizgisine bir yaşamı işlemişti. Belki de hep kendi yüzünü görmüştü başka yüzler de, kimbilir?
Abidin D ino’nun “ Y üzler” sergisi 3 M art’a kadar Galeri N ev’de izlenebilir.
(Alıntılar, Abidin Dino, Kısa Hayat Öyküm, Hazır layan: Ferit Edgü, YKY, >995, İstanbul kitabından.)
Taha Toros Arşivi