• Sonuç bulunamadı

Atatürk kızları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk kızları"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G Ü N L Ü K S I Y A S I H A L K G A Z E T E S İ

T A N E V İ

İstanbul, Ankara Caddesi 102

TELGRAF : TAN, İSTANBUL TELEFON: 24310, 24318, 24319 DÖRDÜNCÜ YIL — No. 1188

5

k

UT

ru

ş

Cumartesi

19

İKİNCİ TEŞRİN

1938

Sanat, Edebiyat, Sosyoloji Haftalık Gazete

CELÂL NURİ İLERİ NİN

“ Peygamberlerin Hayatı” tefrikası ile çıktı. Mutlaka okuyunuz.

VAKİT YURDU

Ebedî Şefin Cenazesi

Bu Sabah Büyük

Merasimle

Ankaraya Götürülüyor

Başvekil Celal Bayar ve Refakatindeki zevat ebedî şefin tabutu önünde ihtiram vazifesini yaparlarken

Ankara ebedî şefin son İhtiram Resmi

Geçidi Dün

teşyii için hazırlanıyor Bütün Gece Devam

Etti

Millet M eclisi Önünde, Mukaddes Tabutu

Koymak Üzere Y e r H azırlanıyor. Onun

Ulvî H âtırasını Ebedîleştirm ek Yolunda

Bütün Memleket Rol A lacak

Ankara, 18 (Telefonla) — Ankara bü - yük yas gününe mütevekkil ve sabırlı ha- zırlanmaktadır. Şefimizin aziz ölülerinin konacağı Kamutay antresi önünde hazırlık­ lar yapılmaktadır. Burada bir katafalk vü - cüda getirilmektedir. Katafalkın iki tarafına altı oku temsilen altı meş’ale konulacaktır.

Diğer taraftan şefimize lâyık bir anıt - ka­ bir yapılıncaya kadar, Atatürkün aziz nâaş- larının içinde muhafaza edileceği Etnograf­ ya müzesinde de hazırlıklar yapılmıştır. Ce - nazenin kapısında süngülü subaylar, selâm

vaziyetinde duracaklardır.

Cümhurreisi Inönüne, Meclise, hükümete, Partiye memleketin içinden ve dışından bin­ lerce taziyet telgrafı gelmekte devam ediyor. Yabancı matbuatın neşriyatını tasnif ve ter- eüme ile meşgul olacak, komisyon Anadolu kliibünde bugün de çalışmasına devam et - miştir.

Umumî Program

Ankara, 18 (Telefonla) — Hükümet, Bü­ yük Şefimiz Atatürkün gelecek nesillerin şu­ ur ve vicdanında lâyık olduğu eşsiz yerin e- bediyen yer bulmasını temin için, muhtelif sahaları alâkalıyan bir program hazırlamak kararındadır.

Bunlardan bir kısmı doğrudan doğruya ka­

nun mevzuudur. Bu arada, Atatürkün vefar- tile boş kalan Ankara mebusluğuna yeni intihap yapılmıyacaktır. Kamutayın her yok­ lamasında ebedî Şefimizin ismi okunacak ve bütün Kamutay ayağa kalkacaktır.

Paralarımızın üzerindeki Şefimizin resim­ leri devamlı olarak muhafaza edilecektir. Ye­ ni bastırılacak olan paralara da Atatürkün resimleri konacaktır.

Ankaranın İsm i

Ankaranın ismine “ Atatürk,, adı verilme­ si bir kanun meselesi olduğundan, Ankara belediye meclisince kabul edilmiş olan takri­ ri, Ankara valiliği Dahiliye Vekâletine gönde recek ve Vekâlet, Bakanlar Heyetinden tasvip edilen bu kararı, bir kanun projesi halinde geçirterek Kamutaya takdim edecektir.

Ebedî Ş e fe Yurdun hatıraları Alınması tasavvur edilen diğer kararlar arasında, Atatürkün kurulmasmı emret­ tikleri Ankara fakltesine Şefimizin is­ minin verilmesi vardır. Tüik kültü - rünü “ Muasırı medeniyet seviyesine çıkar - mayı,, bir prensip olarak hükümete vermiş olan ebedî Şeifimize bir şükran borcu olarak her * ilâyette bir mektebe Atatür* adı veril­ mesi; Türk köylüsüne evvelâ “ Bu

memleke-(Sonu Sa. 6 Sü. 1)

Tufana sâ Bir Manzara Ârzeden İnsan Selinin Tazim Ziyaretini

Rahatça Yapabilmesi İçin, Kara Nakil Vasıtaları, Dün,

Bir Müddet Faaliyetlerini Tatil Ettiler

İstanbul halkı, dün de, ebedî Şef

Atatürkün tabutları önünde hazin göz yaşlan ile hürmet ve tazim res­ mi geçidine devam etti. Gene, on binlerce halk, ardı arkası kesilme­ den, azalıp eksilmeden, durup din­ lenmeden sabaha kadar Dol - mabahçe sarayına aktı.

inşası tarihindenberi bu tufan asâ insan selinin hiç bir akışına şahit ol­ mayan Dolmabahçe sarayı, gece ya­ rısına kadar, gene, iki yüz bine ya­ kın vatandaş tarafından ziyaret e- dildi.

Dolmabahçeye giden bütün yol­ ları, saat 10 dan itibaren kesif bir kalabalık tıkamağa başlamıştı, Daha günün erken saatlerinden itibaren, KarakÖyle, Beşiktaş arasındaki bü­ tün tramvay seferleri tatil edildi.

Bu insan selinin son ihtiram vazi­ fesini intizamla yapabilmesi için, Şişli - Tünel hattı müstesna olmak üzere diğer bütün tramvay seferle­ rinin muvakkaten durdurulmasına ihtiyaç görüldü.

Bu vesaitsizliğe rağmen halk, bil­ hassa öğleden sonra, yaya olarak Dolmabahçe istikametine akın edi­ yordu.

B iyük Şefin

Uğrunda Son Defa

Can V eerenler

---

o---Saraydaki Tehacümde

11 Kişi Öldü

Ankara, 18 (A.A.) — Resmi tebliğdir:

Dolmabahçe sarayında Ata­ türk’ün katafalk’ı önündeki ih­ tiram geçidi ilk gündenben muntazam bir surette cereyan ederken 17/11/1938 saat 20 den sonra yüz binden fazla vatanda şm tehacümüyle husule gelen izdiham neticesi geçit müşkül­ leşmiş ve gösterilen tehalük yü­ zünden halk safları arasında ar­ tan tazyikin bir kısmı kadın oi

(Sonu: Sa. 6 Sü. 3)

Ebedî Şefin tabutu önünden, dün de, ağlıyarak, hıçkırarak on binlerce halk geçti. Bayılan ve ağlıyanlarla çok heyecanlı sahneler birbirini ta­ kip ediyordu.

Alman tedbirler müthiş bir kesa­ fet peyda eden bu insan seline, nis- beten serbest ve ferah bir şekilde ha reket imkânını verdiği için geç vak­ te doğru, nakil vasıtaları, normal şe­ kilde seyrüsefere başlıyabildiler. Ak­ şam saat 18 de, bütün hatlarda tram vaylar işlemeğe başlamış bulunuyor du.

Gece yarısına doğru, kalabalık kıs­ men hafiflemişti. İhtiram ziyaret.], saat tara 24 de nihayet buldu.

Şehrin dünkü manzarası Cenaze alayının geçeceği yollar ü- zerinde üç gündenberi hümmalı bir faaliyet var. Yolalrdaki ufak telek bozukluklar tamir edildi. Eminönü Karaköy, Sirkeci ve Tophanede sey­ rüsefer memurlarının durduksan

işaret mahalleri kaldırıldı. Eminö- nündeki tramvay tevakkuf mahalli yıkıldı. Ortadaki saat kaldırıldı. Gül hane parkına giden yollar düzeltil di. Sarayburnunda vapurların

(2)

A t a t ü r k G e ç e c e k

E y milyarlarca yıldır yanan güneş! Bu sabah erken uyan!

t* >** C* *

Bütün aydınlıklarını toprağa dök! Tıka yolları!

Onun geçeceği yerlerde en küçük bir le­ ke kalmasın 1

M ilyarlarca yıldır eşini görmediğin mu­ kaddes ölü geçecek!»

E y gece yanlarında onun son ihtizarma şahit olmuş olan yıldızlar!

ölüm üne dehşetle ağlıyan gözleriniz bir daha açılmamak üzere kapansın!

Semalarda yerini değiştiren güneş gibi Atatürk geçecek!

E y Onun ışıklı gözlerinin rengini taşı­ yan mavi gök! Bütün Aydınlığını Onun üs­ tüne dökmek için yere in!

Üç buudlu bir top arabasının içinde dün­ yaların kalbi geçecek!

Ölüler!

Tıkana tıkana, hıçkıra Kıçkıra atlamak ve Onun ölümüne bir kere daha ölmek için ayağa kalkın!

O geçecek! D iriler!

Yalnız ona, son defa ona, bir daha hiç kimseye ağlamamak üzere ona ağlamak için geçeceği yollarda secdeye varın!

E n büyüğünüz geçecek! Rüzgâr Tas o l! Y o lla r! S a f ol! D ünya! Dönme, dur!

Y e sen ey, gözümüzde renk, kulakları­ mızda ses ve yüreklerimizde muhabbet olan A ta m !

B ir dakika gözlerini aç!

Çünkü, toprağına indirilmek üzere önü müzden son defa geçeceksin!

TAN

= G Ö R Ü Ş L E R = =

-A T -A T l İ R K K I Z L -A R I .

Yazan: Sabffıcı

Z e k e riy a

SERTEU **

Atatürkün ölümü arkasında herkes ağ­ ladı. Fakat bu matemi, Atatürkün kızları ka­ dar candan kimse duymadı, diyebiliriz.

Isanbulun bir haftadanberi arzettiği

manzara ve bütün Türkiyede ağlayan çocuk­ lar bunun en canlı şahitleridir.

A tatürk kızları ona candan bağlıdır

lar. Çünkü, bu memlekette onlara medenî haklarını veren, insan gibi yaşamak, vatan - daş gibi bu ülkede rey sahibi olmak hakkını ilk veren adam odur.

Bugün ağlayan kızın anası, esaret zincir lerini bileklerinde taşımış, saltanat ve şeri- atin mahkûm ettiği köleydi. Bu köleyi insan mevkiine çıkaran, ona kanunların tekeffülü ıltmda hürriyet ve müsavatı veren, cemiye­ tin kollarına bağladığı zulüm zincirini çö­ zen Atatürk, ve Atatürkün esasî teşkilâtı, ve medenî kanunlarıdır.

Atatürkün kızları ağlarken bu göz yaş -

larının içinde, bir kurtarıcıyı kaybetmenin,

bir inkılâpçıyı, büyük bir Türkü kaybetme­

nin acısı, ayni zamanda bu neslin kölelikten kurtuluşunun minnet ve şükranı da vardır.

Atatürk kızları, bu matemi içlerine sin- dire sindire ağlıyorlar. Bütün dünya ve is- ikbal gözlerinde kararmış gibi ağlıyorlar.»

Duyulan bir acının arkasından göz yaşı dök­ mek kadar tabiî bir şey olamaz. Fakat yese düşmeğe haklan yok. Çünkü Atatürk bütün kanunlarını, inkılâplarını, eserini, gençlere, bu gençler arasında kızlarına emanet etmiş­ tir. Yeis âciz alâmetidir. Atatürk hiç bir müş külün karşısında yese düşmemiştir. V e mu­ vaffakiyet âmillerinden biri, hatta en büyüğü bu azmi ve imanıdır.

Atatürk kızları ona lâyık çocuklar olduk larını isbat etmek için, hiç bir gün yese düş­ memelidirler. İstikbal onlarmdır. Bu büyük eseri bütün gençler birden bekleyecek, ona el uzatmağa teşebbüs edenler olursa, hep bir­ den bu elleri kıracaklardır. Atatürkün onla­ ra bıraktığı miraslardan biri de azim ve e- nerjidir. Bu azmi ve enerjiyi muhafaza ede­ rek, onun çizdiği yolda yürüyecekler, ve bu inkılâbı daha ilerilere götüreceklerdir.

Ağlamak hakkınız... Fakat istikbale gü­ venmek, ondan aldığımız azim ve imanla is­ tikbale ümitle bakmak vezifenizdir. Yese kapıldığınız gün Atatürkün size verdiği va­ zifeye hıyanet etmiş olursunuz. Bugün dök­ tüğünüz bu göz yaşİarı, yarın size inkılâp yolunda yürümenin azim ve imanını da ve­ recektir. Çünkü Atatürkün kızlarısınız.

(3)

19 - 11 - 938 T A N

J

i— Bugünün Programı — >

Ebedî şefimizin cenazesinin Ankaraya nakli sırasında yapıla - cak olan büyük; merasim, hazır - , lanan programa göre şöyle olacak

tır;

Törende yer alacak olanlar sa­ bah saat sekizde Dolmabahçe Sa- ı rayının dış kapısından Beşiktaşa doğru olan sahada yerlerini almış 1 bulunacaklardır. Hazırlanan çe - 1 lenkler saat 7.30 a kadar getiril- | miş olacaktır.

1 Saat tam 8.30 da, tabut, on iki | general tarafından kaldırılarak

) Dolmabahçe sarayının dış kapısı

) önünde bulundurulacak top araba- \ sına vazedilecektir. Alay şu şekil-

‘ de tertip olunacaktır:

') Yolu törene açık bulundurmak

f için başta bir atlı polis kıtası, atlı

1 olarak tören komutanı, Mızraklı

t bir süvari alayı, bandosile bir pi- 9 vade taburu, bir topçu ta Duru. I bandosile bir deniz taburu, çelenk 1 ler, cenazenin mevzu buiunduğu / tor arabası ve a rabanın iki tara- f iıh^a on iki general, Atatürkün

t harp ve İstiklâl madalyalarını t.a-

/ Şiyan general, Riyaseticümhur er- / kânı, Atatürkün ailesi eh adı, Baş- f vekil, Büyük Millet Meclisi hnye- ^ ti, İstanbul vali ve belediye reisi

ile Mevki ve Merkez komutanları,

ecnebi konsoloslar, teşrifata dahil askerî ve mülkî erkân ile Parti er­ kânı, Üniversite gençlen. Harp A- kademisi, Halkevleri idare heyet­ leri, milli, ticarî, İdarî heyetler mümessilleri, izciler, Yedek Su - bay okulu, bandosile bir piyade taburu, halk.

Alay saat 9 da hareket edecek­ tir. Bu anda, Galata kölesindeki Vardabandıra tarafından bir işa­ ret verilerek Yavuz zırhlısı her beş dakikada bir top ar,mağa baş- lıyacaktır. Alay tramvay yolunu takiben Sarayburnuna varacaktır. Tabutu taşıyan top arabası rıhtı­ ma yaklaşacak ve tabut generaller tarafından top arabasından kaldı­ rılarak rıhtımdaki dubaya yana - şacak olan Gür veya Dumlupmar denizaltı gemilerinden veyahut Zafer veya Tmaztepe destroyerle­

rinden birisine irkâp edilecektir. Getirilen çelenkler derhal Za­ fer torpidosuna naklolunacak, ge»

ri kalanları Denizbankın Su gemi­

sine taşınacaktır.

Cenazeyi hâmil torpidonun ha­ reketini müteakip Suvat ve Moda vapurları cenazeye refakat edecek

olan zevat ile teşrifata dahil zeva­ tı alacaklardır.

Cenaze Yavuza çıkarılırken Ya­

vuz yüz bir pare, ecnebi harp ge­ mileri de 21 pare top atacaklar - dır.

Yavuz zırhlısına “ C,, işareti çe­ kilince büütn gemiler demir ala - rak mevkibdeki yerlerini işgal edeceklerdir. Seyir esnasında İz - mite kadar on beşer dakika fasıla ile top atılarak rasimei selâm ifa­ sına devam olunacaktır.

Yavuz zırhlısına, Deniz Komu­ tanı ve amirallerin iştiraki ile İz- mite kadar donanmamıza men - sup gemiler refakat edeceklerdir.

Merasimin denizden takibini te­ min için Denizbank Kadıköyün - den bir, Sirkeci araba iskelesin - den iki, Galata rıhtımından iki; Şirketi Hayriye, Kabataştan bir, Sirkeci iskelesinden iki ve Köprü­ den üç vapur kaldıracaklardır. Bü tün bu vapurlar saat 11,30 da ha­ reket edeceklerdir.

Gençlik, Beşiktaşta Akarelter tramvay durak yerinden Ihlamur caddesi isitkametine doğru olan yerde toplanacaktır.

Tam saat 8 de herkes yerini al­ mış bulunacaktır. Tedris heyeti, törene frak, silindir şapka, siyah yelek, beyaz boyunbağı ile iştirak edeceklerdir. Talebe koyu renk el­ bise giyecektir.

Başvekil Şehrimizde

Ce âlBay ar BüyükÖlünün Ö /¡ündeHıçkır ıklarım

2 uiı maçı ve

Uzun Dakikalar Salon Yürekler

Paralıyan Ağlayışlarla Çınladı

Başvekil Celâl Bayar, dün saat 12 yi beş geçe Haydarpaşaya muva­

salat eden trenle şehrimize gelmiş­ tir.

Haydarpaşada Atatürk’ün serya- veri Celâl, Vali Muhittin Ustündağ, Vali muavini Hidaî Kara Taban, İs­ tanbul Komutanı Korgeneral Halis Bıyıktay, Amiral Şükrü Okan, cena­ ze törenine iştirak etmek üzere şeh­ rimize gelmiş bulunan Trakya Umu­ mî müfettişi General Dirik, üniver­ site rektörü Cemil Bilsel ve kalaba­ lık bir kafile kendisini karşılamış­ lardır.

Başvekil Haydarpaşa rıhtımından Acar motörüne binmiş, doğruca Dol­ mabahçe sarayına gitmiştir. Dolma­ bahçe rıhtımında Başvekili Orgene­ ral Fahrettin Altay ve General Ce mil Cahit ile diğer büyük rütbeli askerî erkân ve subaylar karşılamış­ lardır.

Celâl Bayar Dolmabahçe rıhtı­ mından çıkınca Büyük Atalarının mukaddes sandukasını tavaf için bir zincir halinde ilerliyen halk kalaba­ lığının arasına karışmış ve ebedi Şe­ fin huzuruna gitmiştir.

Başvekil katafalkın önünde derin bir matem ve teessür içinde tevak­

kuf ederek ebedî Şefe son ihtiram vazifesini yapmış, sonra kenara çe­ kilerek halka yol vermiştir.

Fakat bu hazin levha karşıs uda metanetini muhafaza edememiş, hıç- kıra, hıçkıra ağlamaya başlamıştır. Başvekilin bu büyük elemi halkın heyecan ve teessürünü teşdit etmiş ve merasim salonu hıçkırıklarla dol­ muştur.

Bir müddet içeri çekilerek dinle­ nen Başvekil saat üçe kadar Dolma­ bahçe sarayında kalmış, 've cena. e programının tatbiki hazırlıkları ile meşgul olmuştur.

-Kahraman bahriyeliler Atalarını ziynrete gidiyorlar

Dünya Namına Atamızın

Önünde Eğilecek Heyetler

Ecnebi Kumandan ve Diplomatlarla A sk erî

M üfrezeler Dün Gelmeğe Başladılar

Ebedî Şefimiz Atatürkün cenaze merasiminde bulunacak olan ecnebi heyetlerden bir kısmı da dün gel­ mişlerdir.

İngiltere Kralını ve İngiltere hü­ kümetini temsil eden heyetten Ma­ reşal Lord Bridood ekspresle gelmiş ve doğruca İngiliz sefarethanesine gitmiştir. Heyetin diğer âzaları A- miral Sir Dudley Punt ile Albay Vhitford ve deniz teğmeni Duff’tur.

İngiliz Malaya harp gemisi de dün limanımıza gelmiş, limana gelirken şehri 21 pare topla selâmlamış ve Selimiyeden atılan toplarla ayni şe­ kilde mukabele görmüştür.

Merasime iştirak edecek İngiliz silâhendaz kıtası ve bandosu ile su­ baylar gemidedir. Bu kıta ve İngiliz heyeti bu sabah saat 7,30 da kalka­ cak trenle Ankaraya hareket ede- ceklkerdir.

Bulgar heyeti

Bulgar heyeti sabahleyin saat 6,40 ta Sirkeciye muvasalat eden trenle gelmişlerdir. Heyete General Panof riyaset etmektedir. Heyetin diğer â- zalan General Daskalof ve General Bukaçiyef’tir. Merasime iştirak ede­ cek Bulgar askerî kıtası da ayni trenle gelmiştir. Bu kıta Harbiyede Yedek Subay Okulunda misafir e- dilmiştir. Bulgar kıtası bugün saat 8.30 da hareket edecek katarla An­ karaya gidecektir.

Rumen heyeti

General Paul Teodorescoa’nın ri - yasetindeki Rumen heyeti de Tran- silvanya vapuru ile şehrimize gel­ miştir. Merasime iştirak edecek olan Rumen kıtası da dün Rejina Mariya destroyeri ile limanımıza gelmişler­ dir. Destroyer limana girerken şeh­ ri selâmlamış ve mukabele edilmiş­ tir.

Rumen heyetinin diğer azalan Ordu Umumî Müfettişi General Mo- taş, General Traian Grigoresco. yar­ bay T. Tebdoresco’dur. Rumen kıta­ atı da bugün saat 8,30 katariyle An- ! karaya hareket edeceklerdir Ru­

men heyeti Perapalasta misafir e- dilmişlerdir.

Finlandiya, Afgan, Polonya, Suriye ve Macar heyetleri Efgan Kralının amcası Altes Ma­ reşal Şah Veli Han ile Paris sefareti | Müsteşarı İslâm Bey Han da dün gelnrşler ve Tokatliyanda misafir edilmişlerdir.

Macar heyeti de Tokatliyanda mi­ safir edilmiştir. Macar heyeti Tuğ­ general Vitoz Ojen Puskasyi ile Al­ bay Emerik Nünet ve Albav Alek- sandre Macaroşi’den mürekkeotir Heyet Tokatbyanda misafir edil­ miştir. F'nlândiya heyetine Ekse­ lans Oni Palas riyaset etmektedir. Peşte sefareti müsteşan îvala da heyet te dahildir. Finlandiya heyeti Perapalasta misafir edilmiştir

Suriye heyetine iltihak eden ve Avrupada tedavide bulunan

Suriye-nin Ankara mümessili Emir Aslan Âdil de dün şehrimize gelmiştir. Suriye heyetine hâriciyeden Cavit Ulvi Ercin mihmandar tayin edil­ miştir.

Dün gelen heyetler meyanmda Polonya heyeti de vardır.

Dün Yugoslavya hükümeti namı­ na cenaze merasimine iştirak edecek olan askerî kıta da gelmiştir. Kıta Yedek Subay Okulunda misafir edil­ miştir.

Bugün gelecek heyetler Bugün Yugoslavya, İtalya, Alman­ ya, Yunanistan ve Fransa heyetleri ile diğer heyetler de gelmiş buluna­ caklardır. Bugün Letonva ve Eston- yadan da birer heyet gelecektir.

Fransızların Emil Berta kruvazö­ rü ile 190 nefer ve 10 subay da gel­ mektedir. Kruvazör bu sabah lima­ nımıza gelmiş bulunacaktır.

Almanların Emden kruvazörü de bugün limanımıza gelmiş bulunacak­ tır.

Yugoslav ve Sovyet kıtaları bu­ gün 8,30 da hareket edecek trenle Ankaraya gideceklerdir. Sovyet he­ yeti ile şehrimize gelen diğer heyet­ lerden mühim bir kısmı da bugün Ankaraya gideceklerdir.

Fransa heyeti ve heyet reisi Ek- selâns Alber Saro bu sabah Sirkeci­ ye muvasalat edecek olan ekspresle gelmektedir.

Macar heyeti reisinin beyanatı

Dün şehrimize gelen Macar heye­ ti reisi Tüğgeneral Vitez Ojen Pus- kanji dün kendisiyle görüşen mu­ harririmize demiştir ki:

“ — Türkiye nezdinde Macarista- nın ilk mümessilliğini yapmıştım, bu münasbetle Ebedî Şefimizi müte­ addit defalar görmek fırsatına nail olmuştum. Bu sebeple hükümetim beni Macar heyeti riyasetine seçti, ikinci defa olarak Türkiyeye gelişi­ min çok acı bir vazife ifası için olu­ şu ve pek acıklı bir zamana tesadüf edişi beni çok müteessir etmiştir.

Macar milleti, kardeş Türk mille­ tinin sonsuz yasına bütün kalbiyle iştirak etmektedir.”

Fin heyeti reisinin beyanatı Fin heyeti reisi Finlândiyanm Peşte Elçisi Ekselâns Talas’ta de­ miştir ki:

“ — Büyük Atatürkün ölümü Fin- lândiyada derin ve umumî bir te­ essür uyandırmıştır. Türk inkılâbı­ nı büyük bir alâka ile takip eden Finlâdiyalılar ayni ırka mensup kardeş millet sıfatiyle Türk milleti­ nin büyük acısına iştirak edıvor- lar.”

Bulgar heyeti reisinin beyanatı

Bulgar heyeti reisi Harbiye Nazı­ rı General Daskalof ta şu beyanatta bulunmuştur:

**— Büyük ölürdün huzurunda e- ğilmiye ve bütün dünyanın büyük

bir kumandan, eşsiz bir inkılâpçı ©- larak tanıdığı Ulu Önderinize olan son ihtiram vazifemizi yapmıya gel­ dik. Atatürkün vakitsiz ölümü dün­ yanın her tarafında olduğu gibi Bul- garistanda da derin ve samimî bir teessür uyandırmış ve hiç şüphe yok tur ki onun hayata gözlerini yum- masiyle insanlık yeri kolay kolay doldurulamıyacak büyük bir adam kaybetmiştir.”

General Daskaloftan sonra Kral mümessili General Panof ta şu su­ retle teessürlerini bildirmiştir:

“ — Ataşemiliterliğinden beri bü­ yük dost olarak tanıdığımız Ata­ türk, ömrünün sonuna kadar bu dostluğu muhafaza etti. Bu itibarla da ölümünü büyük bir kayıp saydı­ ğımız Atatürk için ne kadar keder- lensek yeridir. Ancak yine büyük bir dost ve devlet adamı olarak tanı­ dığımız onun kıymetli halefi İsmet İnönünün varlığı ile müteselli olu­ yoruz.”

Letonyalılar resmikabul yapmadılar

Dün Letonya cümhuriyetinin is - tiklâlini ilân edişinin yirminci yıldö­

nümü idi. Bu münasebetle Letonya- general konsolosluğunda bir resmi kabul yapılacaktı. Fakat Ulu Şef A- tatürkün vefatı münasebetile gene­ ral konsoloslukta resmi kabul yapıl­ mamıştır.

General konsolos A. Kacens dün Ankaraya hareket etmiştir. Yapıla - cak cenaze merasiminde hükümetini temsil edecektir.

Rigada münteşir Zinas gazetesi - nin Garbî Avrupa muhabirleri Arens tams da şehrimize gelmiştir. Cenaze alayını takip ederek Ankaraya gide­ cektir.

Yunan heyeti geliyor Atina, 18 (A.A) — Atina Ajansı bildiriyor:

Başvekil Metaksas, Atatürkün ce­ naze merasiminde Yunanistanı tem­ sil edecek olan heyetin riyasetinde olarak, bu sabah saat 6.30 da hususî trenle Ankaraya hareket etmiştir.

Yunan Hidra d e^ n veri bugün İs tanbula varmış olacaktır.

Hükümetin bir emirnamesi ile resmî binalardaki baymaklar, Pa­ zar, Pazartesi ve Salı günü yarıya kadar çekilecektir.

İtalya da askerî heyet gönderiyor

Ankara, 18 (Tan Muhabirinden)— Atatürkün cenaze merasimi için hâ­ riciyeye haberler gelmekte devam ediyor.

Bu arada. İtalyanların 1 ^0 a<?ker* le :ştirak edecekleri bildirilmiştir Fransızların Emil Bartu kruvazörü yarın fbugün) saat vedide lstanbul- da bulunmuş olacaktır.

İrak heyeti de yarın sabah sehri- tnize gelecektir.

Hariçten gelecek bu heyetler An­ kara Palasta ve Belvü Palasta misa­ fir edileceklerdir.

(4)

T A N içten, dıştan î 19 - 11 - 938

Sîze Gıpta

Ediyorum...

Gençler;

Bundan yirmi sene önce ben de sizin gibi, sizin bugün ağladı­ ğınız, çağladığınız gibi dertli, e- lemli, coşkun ve ateşliydim. Ben de sizin gibi kürsüler üstüne çı­ kar, en gür sesimle yaslarımı, hic­ ranlarımı haykırırdım. Bundan yirmi sene önce, ben de sizin gi­ bi yumruklarımı göklere kaldı­ rır, karşımdaki genç kalabalığı yüreğimden kopan hıçkınklı söz­ lerle coşturur, kükretirdim. Fa­ kat bütün bunlar ne içindi, bili­ yor musunuz, gençler, biliyor musunuz? Can çekişen vatan içindi, ölen devlet içindi, başsız ve perişan kalan millet içindi.

Gıpta ediyorum size, gençler; siz de bu gün haykırıyorsunuz; ağlıyorsunuz; yaslı ve hicranlısı- nız; dertli ve elemlisiniz. Fakat ne için ve kimin için? Bizim ölü­ müne ağladığımız vatanı kurta­ ran için, yıkılan devleti yeniden

kuran için, başsız ve perişan

Türk milletine baş olan kahra­ man için.. O ’nun hâtırasmı ana­ rak, O ’nun ölümüne yanarak, O ’ nun hür yarattığı vatanda, an­ cak istiklâl havasını içmiş göğüs­ lerinize O ’nun sevgisi, O ’nun gu­ ruru dolarak ağlıyorsunuz. Size gıpta ediyorum. Doğum tarihi­ niz, İstiklâl mücadelesinin doğu­ muna rastlıyor. Size gıpta ediyo­ rum, gençler; kara bayraklarla inkırazı remzed ilmiş bir devrin acı, öldürücü zehrini tatmaksızm O ’nun açtığı tarihî çağın içinde dünyaya geldiniz. Size gıpta edi- ydrum.

Sözleriniz beni ağlattı. Gözle­ riniz beni ağlattı, ölümüne ağla­ dığınız büyük insan, sizi dinli- yenler arasında bulunsaydı, (ah, bulunsaydı...) kimbilir O nasıl coşar, taşar ve bahtiyarlıkların en İlâhîsini nasıl bir heyecan tufanı içinde duyardı. En çok duyan O idi. öyle duymadaydı siz, bu gün böyle hrer kula nasip olmaz bir asaletle ateş dolu yü­ reklerinizi bu kadar necip bir boşalışla milletin kalbine döke­ bilir miydiniz? Gençler, size gıp­ ta ediyorum; koskoca Türk mil­ letine, O ’nu ağlatmak emniyet ve tesliyet verebildiniz. Sizden önceki nesilden olup da Büyük A ta ’smdan ödev almış bulunan­

lar, yarm size, ellerindeki vazife­ yi teslim ederlerken fânilere vâ- dedilmiş huzur ve gururun en

yükseğini hissedecekler. Size

gıpta ediyorum, gençler; on ye­ di miiytnîa istikbali işaret ve e-

bedîliği hissettirdiniz. Vatan

toprağı üstünde vücuda getirdi­ ğiniz kalabalığın kaynıyan, co­ şan, koyu sathını, aziz Atatürk’­ ün göklerden yere akseden göl­

gesi olarak takdis ediyorum.

Gençler, size gıpta ediyorum; si­ ze gıpta ediyorum, gençler!...

Haşan - Âli Yücel

Bir Memura Ateş Etti

İzmir (TAN) — Şehrimizde bir tehdit vakası olmuş faili derhal ya - kalanarak adliyeye verilmiştir.

Bir müddet evvel belediyenin Karşıyaka şubesi su işlerinde çalış­ tırılan 16 yaşında Cevad işinden çı­ karılmıştır.

Bundan muğber olarak ertesi sa bah belediye dairesine gitmiş ve Karşıyaka şube müdürü Kâminin o- dasma girmiş tabancas^e iki defa a- teş etmiş fakat kurşunlar patlama - mıştır

Kaçan Cevad bilâhare tutulmuş - tur.

İzmir, (TAN) — Cumaovası nahi­ yesinde, karısını geceleyin iple boğ­ mağa teşebbüs ettiği iddia olunan Hurşit isminde biri zabıtaca ' yaka - lanmıştir.

M EMLEKETTE' M A TEM

Vatanın Her Parçası, Ulu Şef

İçin Ağlıyor, Istırap Çekiyor

İzmirde Anatürkün mezarı başında toplanan halk ve Kordon boyunda Atatürk heykeli önünde merasim

İzmir, (TAN) — İzmir, kurtarı­ cısının acı zıyaı ile günlerdenberi gözyaşı dökmektedir. Şehirde ma­ tem havası esmekte, sinemalar, eğ lence yerleri kapalı bulunmakta - dır. Müesseselerin vitrinlerinde, Atatürkün siyah tüllerle çerçeve­ lenmiş fotoğrafları önünde topla­ nan kadın, erkek, çoluk çocuk, va­ tanın büyük evlâdı için ağlamak­ tadır. Karşıyakada Osmanpaşa ca­ miinde medfun bulunan büyük Türk anası Bayan Zübeydenin me­ zarı, her gün yüzlerce kişi tara - fmdan ziyaret edilmekte, çelenk- ler bırakılmaktadır.

Çarşamba günü, Atatürkün hey keli dibinde toplanan gençlik ve binlerce İzmirli, Ankarada verilen söylevleri dinlemişler, İstiklâl marşını söyliyerek Kemalist re - jimin polisi olduklarına and içmiş­ lerdir. İzmir erkek lisesinden Kâ­ zım Özaner, kız lisesinden

Neba-hat gençlik adına birer söylev ver mişler, İzmirin acılarına tercüman olmuşlardır.

Gençliğin ve milletin getirdik­ leri çelenkler, güller, heykele kon muş, Büyük Atanın heybetli anı­ tı çiçeklerle bezenmiştir. Bundan sonra göz yaşları içinde heykelin önünden geçilmiş, merasime ni- nayet verilmiştir.

Edirne, 18 (A.A.) — Edirne gençliği Atatürkün anıtı Önünde muazzam bir miting aktederek millî ve ebedî şefin aziz hatırasını halkın hıçkırık ve göz yaşları ara­ sında taziz ettikten sonra, onun sayısız eserlerini birer birer say­ dı ve bilhassa Türk gençliğine e- manet ettiği en büyük eseri cüün -

huriyeti ilelebet yaşatacaklarını büyük Atanın manevî huzurunda hep bir ağızdan bir kere daha tek- rarlıyarak and içti. Mitingde ilk ve orta tahsil gençliğini teşkil e- den binlerce gençten başka bütün münevverler vali, öğretmen, me - mur ve binlerce halk hazır bulu­ nuyordu. Böylelikle Edirneliler ve

hudut boyu çocuklarınmn onul - maz büyük acısı bir kere daha te­ barüz ettirildi ve miting ebedî şef anıtı önünde yapılan büyük bir geçitle sona erdi.

Bolu, 18 (A.A.) — Büyük kur­ tarıcımız Atatürkün vefatı habe - rini alan Bolu ve mülhakatı bir haftadır beşikten mezara kadar u- mumî matem içindedir. Herkes bir birine küskün gibi göz yaşı dök - mekten ağızları bıçak açmıyor. Ke reste fabrikaları, dükkânlar kapa­ lı, radyolu yerler, Halkevleri halk la dolu. Hep radyonun neşriyatı tek nefes halinde dinleniyor. Pa­ zara odun ve eşya satmak için ge­ len köylülere, buna ne işlersin di­ ye, fiyat soranlara, ne verirsen 'v e r efendi acım var, acım diye

gözleri yaşarıyor.

Cenaze merasimine iştirak için Partiden, belediyeden, halktan mü messiller seçildi.

Bolu büyük bir mitinge hazır­ lanıyor.

*

Konya, 18 (TAN Muhabirin­

den) — Ulu Şefimizi candan seven Konya, derin bir matem teessürü içindedir. Mahallîî gazeteler, umumî teessüre tercüman olacak neşriyatta bulunuyorlar. Halk, oparlörlerin bulundukları meydanlarda toplana­ rak Ankara radyosunun ve Halke- vimizin Büyük Ata hakkmdaki neş­ riyatım muntazaman takip etmekte­ dir. Eğlence yerleri, sinemalar ka­ palıdır. Vilâyetin en uzak köylerin­ de bile duyulan matem hudutsuz­ dur.

Ankarada yapılacak merasime vi­ lâyet adına iştirak edecek olan he­ yet belediyeden reis doktor Muhsin Dündar, Partiden İbrahim, halktan Sırrı Sılay’dan müteşekkildir. Bü­ yük Atalarına son tâzim vazifesinde bulunmak istiyen birçok Konyaklar otobüslerle Ankaraya gitmiye baş­ lamışlardır.

Ecnebi Heyetlerin Istanbula Muvasalatı

m im

On Bir Sene

Evveldi...

Y azan : B. F E LE K On bir sene evvel çok ışıklı btı gün; İstanbul onu derağuş etmekle saadetin sonuna varmıştı. Akmıştı herkes onun güzergâhına... Vapur­ lar, kayıklar, sandallar, zırhlılar, torpitolar Marmaradan taşıyordu. İs­ tanbul halkından, denizde bu nuru karşılıyamıyanlar, sahile yığılmıştı. Ne sevinmiştik yarabbi! Ne gülmüş­ tük; ne övünmüştük!

Onun sevgisinden dilsizler hatip olmuştu. Ummîler edip!

Okur yazarlarımız da içine duygu­ larını koyacak kelime bulamıyordu.

İstanbul o gün yeniden kuruldu; tarihine yeniden başladıydık. Heye­ candan ne diyeceğini şaşıran binlerce benim gibiler de, gözlerinin içi güler­

ken kenarlarını yaşartarak hislerini ancak ifade edebiliyordu.

O gece İstanbul donandı; gelin gi­ bi oldu. Çamlıca tepesinden bu bah­ tiyar Şark yıldızının şehrâyinini sey­ rettim. O zaman yazdığım bir kaiç sa­ tırda demiştim ki:

“ Fransa payitahtı, derler ki; bir beldei nurdur. Vakıa münevver bir şehirdir. Lâkin onun nurunda bir buğu, bir sis vardır. Tam, saf bir nur göremezsiniz. Diyeceksiniz ki nur­ dan maksat nuru terakkidir; nuıu medeniyettir. Amenna! Lâkin onun da eksik gedikleri yok mu?

Asıl beldei nuru siz cuma günü Is- tanbulun halinde görmeliydiniz. Bu nur gündüzün Şarktan doğdu. Mar* marayı ışıldatarak, geldi ve Dolma- bahçeye kondu.... O nurdur ki; şehri gece bir pırlanta taç gibi bezetmişt Her taraf, her şey ve her kalp nurâ

nur idi.,, !

On bir sene sonra bugün, o m İstanbul afakma veda ediyor. Istar * bulun ruhunu gönlünü ve yüreğin, beraber alıp geldiği gibi Şarka doğ­ ru, ebediyete doğru gidiyor.

Bir zamanlar Istanbulu aydınla­ tan bu nur, şimdi bütün medeniye­ tin vicdanında yekpare hayranlıktan yapılmış tahtına yükseliyor, yükscli- ■jv»»—1 " '

Geldiği zaman İstanbullulara:

îstanbuldan çıktığım günden bu­ güne kadar sekiz sene geçti. Hicran ve tahassürle geçen dakikaların bile ne kadar uzun geldiği düşünülürse sekiz senelik hasretini, îstanbuluf muhterem ahalisi için ruhumda ate lediği iştiyakın büyüklüğü kolaylık la takdir olunur. İki büyük cihan- müntehasmda Türk vatanının zb? ti, Türk tarihinin serveti, Türk ir letinin gözbebeği İstanbul, büt vatandaşların kalbinde yeri otan l f şehirdir.,,

Demişti.

Ruhunda iştiyak ateşi tutuşturdu­ ğunu, on bir sene evvel Atatürk'ün ağzından işiten İstanbul, şimdi onun ebedî hasretile bir elem volkanıdır. Arkasından yaruyir, yanıyor ve ya« nacak!

■ . .. ... I I

EGE KIZ

Enstitüsü

Binanın Plânları Yakında

Hazırlanmış Olacak

İzmir (Tan) — Belediye ile kültür bakanlığı arasında çıkan bir ihti - lâf neticesinde inşasından muvak - katen sarfınazar edilen (Ege Kız Ens titüsü) binasının 939 yılı içinde ya­ pılması kararlaştırılmıştır.

Enstitü ayni zamanda leylî kısmı da bulunan bir mektep olacak, bü - tün Ege mmtakasının ihtiyacına ce - cap verebilecektir Enstitü binasının plânlan İstanbul Güzel Eanatlar A- kademisindeki profesörlere hazırla - tılmaktadır.

Yeni Mektepler Açılıyor

İzmir (TAN) — Türk maariı ce miyeti şehrimizde tam devreli bir li se ile ilk ve ana mektepleri açmağı kararlaştırmış faaliyete geçilmiştir.

Bu sene Karantinada lise kısmının ilk sınıfım, ilk mektebin bir ve ikin­ ci sınıfları, orta mektebin de birinci sınıfı açılacak, gelecek sene bütün sınıflarda tedrisat yapılacaktır.

(5)

T A N r

1 9 - 1 1 - 9 3 8

Ebedî Şefim izin Ölümii

Karşısında G azeteler

“AtatürkünBüyük Eserini,

Onun Liyakatli Halefi ismet

İnönü idame Edecektir,,

Yunanistanda:

Atina, 18 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor:

Estia gazetesi başmakalesinde bil - hassa şöyle yazmaktadır:

“ Hiç şüphesiz vukuatı yakından takip edenler, dost ve müttefik mem lekette vukua gelen dahilî tebeddü - lün hiç bir veçhile Türk - Yunan mü nasebatını değiştirmiyeceğinden e - inindiler. Türkiyenin yeni Reisicüm- hurunun ve yeni kariciye Vekilinin iki memleketin dostluğunu tasvip et mekte bulundukları ve esasen o dost luğun vücut bulmasına çalışmış ol­ dukları malûmdur. Bununla beraber başvekil Metaksas ile Türkiyenin ye­ ni zimamdarları arasında teati edi­ len telgraflar, vaziyeti daha iyi bir şekilde tasrih etmektedir. Bir kere daha alenen ve resmen teeyyüt et­

miş olan Türk - Yunan dostluğu ye­ niden bir vakitler Avrupanm barut - hanesi addedilmiş olan mmtakasın - da sulhün, istikrarın ve nizamın â- mili haline gelmiş oluyor. Bu suret­ le Balkanlarda diplomatik vaziyet, bir sulh, nizam, itimad ve samimî anlaşma vaziyeti şeklinde istikarar etmiş bulunuyor. Bütün Balkan mil­ letlerinin ve bilhassa Elen milletinin bir sulh havası içinde dahilî kalkın - maya çalıştıkları bir nevirde bu hâ disenin ne

söylemek zaittir.*

Typos gazetesi yazıyor:

“ B. Metaksas ile B. İsmet İnönü ve 'te. tŞftkrü Saraçoğlu arasında teati edilmiş olan telgrafnameler, Yuna - nistanı Türkiyeye bağlıyan çözül - mez dostluğu isbat etmektedir.

İnönünün Metaksasa vermiş

oldu-Rusycda :

Mokkova, 18 (A.A.) — Tas Ajansı bildiriyor:

İsmet İnönünün Türkiye Reisi cumhurluğuna intihabı hakkında mü talealar yürüten Sovyet mahafıU bu intihabın müstakil Türkiyenin başaracağı işlere ve ulaşacağı gaye­ lere en muvafık bir intihap olduğu­ nu beyan etmektedir:

Kemal Atatürkün en yakın silâh arkadaşlarından olan İnönü millî is­ tiklâlin azimkâr müdafii, ve her şey­ den evvel Türkiyenin dahilî menabi ve vesaitine istinat etmesinin en ha­ raretli taraftan ve Sovyet Rusya ile olan dostluğun âmili olduğu bütün Sovyet mahafilinee malûmdur.,,

Tas netice olarak diyor ki:

“ Sovyet mahafili, İsmet İnönünün 1932 senesinde Moskova ve Lenin - gratta ikametini sempati ile hatır - lamaktadır.

Ira k ta :

Bağdat, 18 (A.A.) — Bütün şarkın kaybettiği Atatürkün ölümü, bütün Irakta acı teessürler uyandırmış ve herkesi mateme garketmiştir. Y ü k ­ sek makamlar Ankaraya taziyet tel- graflan çekmiş, bütün Irak gazete ________ ________ ___ ___ 1*«. Atatürke beliğ mersiyeler neş -derece mühim olduğunu j etm işler, onun memleketine ve bü-' tün Şarka ifa ettiği büyük hizmetleri

zikretmişlerdir.

Türk elçiliğine taziyet telgrafları yağmış, heycfler sefarethaneyi ziya­

ret etmişti*-. Kral hazretlerinin mü­ messili, başvekil, büyük devlet a - damlan, mebuslar, ayan, eşraf bun­ ların başında idi.

. Gazeteler İsmet inönünün cum

gu cevaptaki hararetli ifadeler o ka- hur reisliğine seçilmesi münasebeti- dar karakteristiktir ki bunların e - le bir çok makaleler yazmış ve

lnö-Bütün İran mah afilinde umumî bir heyecan hüküm sürmektedir.

Cinde:

hemmiyetini tebarüz ettirmeğe hiç te lüzum yoktur.,.

Elen milletinin sevinci Etnos gazetesi Elen milletinin çok derin bir memnuniyet ve çok sami - mî bir sevinçle müşahede ettiği bir» şey vardır ki o da iki memleket ara­ sındaki dostluğun Atatürkün hali hayatında olduğu gibi bedihi bir realite olarak kalmasıdır. Esasen başka türlü olamazdı. Çünkü bu dost luk iki milletin iradesine istinat et­ mektedir, ve çünkü Türkiyenin yeni devlet reisi Yunanistanm tecrübeli dostu olan ve başvekil Metaksas gi­ bi dostluğun tarsinine müessir bir su rette yardım etmiş olan İsmet Inönü- dür.

Elen milleti Reisicumhur ismet î- nönünün başvekil Metaksasa gönder­ miş olduğu telgrafta Türk - Yunan dostluğunu “ sarsılmaz” diye tavsif etmiş o İm as mı hiçbir zaman u- nutamıyacaktır. Elen milleti Ha­ riciye Vekili Saracoğlunun Me­ taksasa göndermiş olduğu - tel­ grafta yazmış olduklarını hakkile takdir etmektedir

Bu kabil teminat esasen müsbet neticeler vermek itibarile pek fey - yaz olan Türk - Yunan dostluğunun Atatürkün muazzam eserinin muak­ kipleri tarafından daha ziyade inki - şaf ettirileceği kanaatini tevlit et - mektedir.

Atatürkün liyakatli halefi Athinaika Nea yazıyor:

“ Yunanistanm mücerrep dostluk ve Türk - Yunan dostluğunun hara - retli banisi olan İsmet İnönü B Me- teksasa göndermiş olduğu telgrafna- mede bu dostluğu “ sarsılmaz,, diye tavsif etmektedir. Şu hatde iki mem leketin istinat etmiş olduğu ve isti­ nat edeceği muazzam eser Türk mil­ letinin büyük şefi Atatürkün ufulün- den sonra da devam edecektir: Bu eseri Atatürkün liyakatli halefi olan İnönü idame edecekttir*.

nünün başvekilliği sırasında Türki­ ye ile Irak dostluğunu sağlamlaştır - dığım, bu siyasetin halefleri tarafın­ dan takip olunduğunu, yeni Reisi - cumhur devrinde bu siyasetin iki memleket için daha geniş ölçüde ve­ rimli olacağını anlatmışlardır.

Irak hariciye nazın parlâmentoya Atatürkün ölümünü bildirmesi üze­ rine meclis tatil olunmuş ve uzun bir sükût içinde Atatürkün hatırasını tebcil ederek İraklıların kardeşlik hislerini tezahür ettirmiştir.

İran d a:

Paris Ajansı Tahran, 18 (A.A.)

tebliğ ediyor:

Gazeteler siyah çerçeveler içinde Atatürkün fotografilerini basmakta ve ilk sayfalarım ona ait yazılara tahsis etmektedirler. Gazeteler, ye­ ni Türkiyenin banisinin kahraman - lıklarla dolu olan hayatından,yapmış olduğu muharebelerden, askerî, si - yasî ve İdarî yüksek meziyetlerinden heyecanlı tabirlerle bahsetmektedir­ ler. Gazeteler, Iran milletinin duy - makta olduğu derin keder hislerine terceman olmakta ve elemli taziye - lerini Türk milletine arzetmektedir - ler.

Ittılaat gazetesi diyor ki:

“ Bu derin zıya karşısında İranlI­

lar. Türkler kadar acı ^uvmaktadır- lar. Biz. kend-’mizi Türklere yabancı addetmiyoruz. Türk kardeşlerimizin elemine samimî surette iştirak edi voruz. Bizim duvduğumuz acının se bebi. sadece Türklerle olan d o stan e

münasebetlerimiz değildir, belki iki milleti yekdiğerine bağlıyan kardeş­ lik hislerinin iki millet arasında vü­ cuda getirmiş olduğu mütekabil alâ ka ve merbutivettir.

Diğer gazeteleı de Atatürkün ter- cemeihalinden bahsetmektedirler.

Bu gazeteler şöhretşıar büyük Tür kün askerî zaferlerinden, Türk mil­ letine yapmış olduğu büyük hizmet­ lerden bahsetmektedirler.

Hongkong, 18 (A.A.) — Chekıa A- jansı bildiriyor: Çin gazeteleri, Bü­ yük Atatürk’ün ölümü hakkında mı> talealar serdetmekte berdevamdır­ lar.

Tchung Yang Ye Pao, hükümetin organı olan bu gazete diyor ki:

“ Yeni Türkiyenin millî kahrama­ nı Reisicümhur Atatürk, öldü. Derin bir kedere garkolmuş olan ve vata­ nın bu sevgili babasına hep birden ağlıyan Türk milleti için ne acı bir zıya. Bu acı, biraz da bizim acımız- dır ve bu matem biraz da bizim ma- temimizdir, zira Türkiyenin kendi­ siyle iftihar ettiği, bizim ırkımızın ve bizim kıtamızın da müftehir bu­ lunduğu bu büyük Şefi ve dostu se­ viyor ve hakkında hayranlıklar bes­ liyorduk.

Kemal Atatürk, vatanım kurtar­ mış, ecnebi müstevlileri kovmuştur. Zaferden sonra kısa bir zamanda en asrî devletlerden biri haline gelmiş olan memleketinin imarına vakfı- nefs etmiştir. Atatürk, büyük bir as­ kerdir, büyük bir askerî Şeftir, fa­ kat sulhü sever ve bütün komşu memleketlerle dostluk tesis eder. Q- nun sayesindedir ki, Çinden, Tuna havzasına kadar bütün milletler, ay­ ni idealin etrafında kardeşçesine birleşmişlerdir. Bu ideal, şudur- Hürriyeti ve millî istiklâli emperya­ listlere ve ecnebi müstevlilere kar?1 her ne bahasına olursa olsun m >v faa etmek ve asrî bir devlet vücude getirmeğe çalışmak. Büyük ölü, bu iki işin birincisini tamamile ve ıkin- cisini de kısmen yapmıştır. Namdar halefi olan Reisicümhur ismet laö- nü, ayni kıratta bir devlet adamıdır ve hiç şüphesiz bu ikinci işi ikmal edecektir.,,

Şanghayda intişar etmekte olan Shung Pao, Sing Wen Pao ve Sujg Min Pao gazeteleri de Atatürk’ün ölümüne ait olan kederli haber hak kında heyecanlı mütelealar serdet­ mekte ve onu bütün Asya kıtası mil­ letlerinin babası addeylemektedhv ler. Bu gazeteler, diyorlar ki:

“ Atatürk, müstevliyi vatandan na­ sıl bir ruhla ve ne gibi vasıtalarla tardettiğini bize göstermek suretıle millî selâmetin yolunu irae etmiştir. Büyük Liderimiz Chiang Kai Chuk, ayni dava için ayni zihniyet ve ayni vasıtalarla yürümektedir. Onun, pek ziyade takdiretmekte olduğu Ata­ türk gibi bu işten muzaffer çıkar a- ğına eminiz. Kardeş milletle beraber Büyük Şefin ufulüne ağlıyoruz, fa­ kat onun zihniyetinin kalplerimizde daima canlı kalacağını, millî müca­ delelerimiz saatlerinde bize müzahir olacağım, Büyük ölünün halefi olan bütün dünya gibi bizim de takdir et­ mekte olduğumuz Yeni Türkiyenin en mümtaz devlet adamı ismet İnö­ nü’nün Büyük Millî eseri idame t- deceğini düşünerek müteselli oluyo­ ruz. ismet İnönü’nün bu işi dâhi se­ lefi gibi muvaffakiyetle yapacağına eminiz.*

MİLLETİN YA S

A T A M İ Ç İ N .

Felâket haberi dağ gibi çöktü; Ulus kan ağladı, derdini dökkü; Bu ölüm kalblerden kinleri söktü; Ufulün bile kuvvet, uğurlu A T A M !«»

19 Mayıstan bugüne kadar,

Geçen zaman kısa, mesafe ne dar? Kahpe Feleği, gör, çalımlar satar, Yokluğun ne acı, ey nurlu A T A M !»

Muhal bilmedin, zafer yarattın! Bin bir yarayı birden kapattın; Ülkeyi, ülküyü sen kazandırdın; Muhali kul eden yıpratan A T A M !»

Sakarya ve Dumlu arkandan ağlar! Mateme gömüldü Anafartalar! Yokluğun zehriyse kalbleri dağlar,

Türkün en Ulusu, Kahraman A T A M !..

Milletin tatmadı böyle bir acı; Dağlandı hem genci, hem ihtiyarı; Fakiri zengini ve bahtiyarı; Derdinle tutuştu, çekerek A T A M !«

Eğilmiş önünde şanlı alaylar! Adım tarihten, cenkten alanlar! Dövünsün geriye senden kalanlar! Kahramanlık sana vurgundur A T A M !..

Gaziler, şehitler elele verin! En büyük kıvanca şu anda erin! Milletin yarası, derin mi derin! İnsanlık bugün yorgundur A T A M !..

İskender, Napolyon sıraya gelin! Vnşington ve Sezar hizaya gelin! Durmayın, sormayın, haydi eğilin! Geliyor en büyük kahraman, A T A M !..

Ragıp Maden

A T A M

Bir cihan devrildi, bir güneş söndü Kâinat yaslara büründü Atam. Gökler mi yıkıldı, dünya mı göçtü? Bulutlar yerlerde süründü A T A M .

öen ölmedin A T A M ölümdür ölen; i'* ara topraklara odur göıffclen.

Dünya kararsa da kararmaz şuTen Ebedde nurunuz göründü A TA M .

Kalblere acından başka his sinmez, Ağlarız haşredek yaşımız dinmez. Sana ağlamıyan göze göz denmez Bırak ta kanlarla oyalım A TA M .

Bahtımız karaymış kara gün gördük, Kara kaftan giydik, kara büründük. Nineler saçından çelenkler ördük İzin ver türbene koyalım A T A M «.

Belçikada :

Brüksel, 18 (A.A.) — Anadolu A- jansınm hususî muhabiri bildiriyor:

Mebusan Meclisinde Meclis Reisi Bay Canille Huysmans tarafından i- rat edilen ve mebuslar tarafından ayakta dinlenen nutkun metnidir.

“ Türkiye Reisicümhuru vefat et­ miştir. Kemal Atatürk 15 sene evvel Cümhurreisi olmuş ve Cumhuriyeti sistem zihniyeti ile tarsin etmiş. Tür kiyeyi azimkârane Garbe doğru çe­ virmiş ve idaresini deruhte etmiş olduğu devleti Avrupalılaştırmıştır. Kendisinin başlıca kaygılarından bi­ ri Türkiyeyi bir sanat memleketi ha­ line getirmekti ve bu maksatla ecne­ bi teknisyenlere ve pedagoglara mü-

(Sonu: Sa. 10 Sü. 5)

İlhan Damacı

BÜYÜK ÖLÜYE

Hiç bir İnsan ağlamaz ayrılınca eşinden Ağladığımız kadar Atamızın peşinden Her şeye inandırdı öleceğine asla

Kimbilirdi ki Türkün kalbi dolacak yasla İnanmıyorum bugün onun öldüğüne ah Rabbim hakikat midir gördüğüm tabut

' eyvah

On sekiz milyon Türkü yakıyor kara ha­ ber Bir hırs ordusu bugün azraile seferber Ben öleceğim bir gün sen hep

yaşıyacak-sm Kalplerde yaşayan bir emanet olacaksm Kurtaramadı onu hicap etsin tebabet Ağlasın, ağlasın hep evlâdı olan millet«

H . Yılmaz

A T A M A

Bir matem iniltisi kapladı ufukları Bütün millet ağlıyor, ağlıyor için için. Kâinat yaslı bugün, gök sarı toprak san, Bir güneş gibi sönen U LU A T A S I için..

Her Türkün kalbi sonsuz bir acıyla yanı­ yor Batan gün bile gamlı, kederli yaslı bugün. Milyonlarca kalp ayni İstırapla kanıyor, Her şeyin rengi soluk, ışıklar paslı bugün..

Ey! unutulmaz A T A ! Mukaddes kurtarıcı Bu genç Cümhuriyet ki: Bize en son he­

diyen. Ey! Türklüğün şerefli, haiâskâr mutlu

. tacı

Yaşıyorsun her Türkün kalbinde ebedi­ yen!.

Bu günde sönen fani, bir Mustafa K e­ maldi Ebedisi ölmedi, ölmiyecek, yaşıyor... Vakarlı çehresiyle her gönülde yer aldı Türklük onu şerefle varlığında taşıyor..

Mustafa Cengiz A k soy

CEYHAN

G İ D İ Y O R K E N

Erken ölümün, ey koca Türk, avdetin erken! Millet geliyor hakkına sen hakka giderken! Cennette melekler bile etmiş sana gıpta Renk almış o bayrak gözünden kan akıp ta! Yetmez ki şu güller, bu çelenklerdeki lâle Yetmez.. Sana lâyık ayın ardındaki hâle! Ay doğmuş, Atam, işt kızıl renkli göğünde Yıldız ona yoldaş, bakınız, dün de, bugün de! Bak, nur yağıyorken o ışık kaynağı sönmüş! Millet kederinden dona kalmış, taşa dönmüş! Küskün şu ağaçlar, niye solmuş bu çiçekler? Gölgenle de artık sarılıp gülmiyecekler!

Sahilde deniz dökmede göz yaşlan sanki Kuşlar da, Atam, yas tutuyor gökte inan ki.’ Öksüz gibi hep boynu bükük yollara dolduk Peygambere yüz sürmeğe gelmiş nice kulduk! İndikçe büyük devriminin kalbine doğru Baktık çıkıyor ruhlara Türk olma gururu! Erken gidiyorsun, koca asker, evet erken! Millet geliyor bak sna sen hakka giderken!

Edip A y el

Bütün Dünya A ğ lıy o r!

Dediler nafiledir gitme ardından hiçin. Bir iman cevap verdi: Her şey inanan için! İnandı, inandırdı; etti bize hediye

Türk onu yetiştirdi beşere mabut diye. Onun geçtiği yerler daim refaha erdi; ; Gözünden taşan huzme bozkırlara can verdi. Fakat bugün, kara gün mahzun etti ulusu; Mucizeler tanrısı, ey ulular ulusu!

Kimsesizler desteği, ümitsizler ilâhı; Semalara sığmıyor öksüzlerinin ahi. Gördük bütün dilekler, dualar oldu heder, Bugün hâkim bir tek his, sadece büyük keden Yapraklar çırpınıyor, sana kuşlar ağlıyor; Başıboş akan sular Atam diye çağlıyor. Söndüremez hiç bir şey kalplerde yanan han; Gölerimiz kan doldu bütün çehreler sarı. Sensiz kalan dünyaya düşmüşler birer birer: Sema kara bağlamış, doğmuyor seyyareler; Denizin boynu bükük sığınmış karalara, Bugün tarihte geçen günlerden daha kara. Işıklar titreşiyor: Atamız gitti, diye.

Her gözde bir istifham: Niçin, nasıl ve niye? Şöyle düşünmektedir arkadan her inleyen; Ecele mağlûp olmaz asırları çiğneyen! Ölüm ve onun adı... Bu yanyana olamaz; Ecel insanı alır, mabutları alamaz!

Tanrı dedi: Güneşin yerde durması niçin? Seni yanma aldı, alnından öpmek için!.

Nemıka Kürkçü

Büyük Yasımız

Ağlamam ben kat’iyyen, akıtmam göz yaşmu, Ben ATATÜRK oğluyum, eğmem mağrur başımı. Benim Atam ölmedi ve asla ölmeyecek,

Bundan sonra o bizi göklerden seyredecek. Yaratmak kudretine erişen ölür mü hiç? Ona “ öldü,, deyenler eminim, ki birer hiç. Yirmi yıldanberidir o bizi yetiştirdi,

İnsanlık kemaline tamamen eriştirdL Şimdi artık çekildi derin, mavi göklere, Göklerden güneş gibi aksedecek yerlere. Bize sönmez nurunu daima gönderecek, itilâ yollarını daima göstrecek.

Ağlamam ben kat’iyyen, akıtmam göz yaşımı^ Ben ATATÜRK oğluyum eğmem mağrur başımı. Benim Atam ölmedi ve asla ölmeyecek,

Bundan sonra O bizi göklerden seyredecek.

A z iz

A ğ l ıy o r u m

Ağlıyorum durmadan hıçkırarak içimden Yaş akıyor gözümden kan sızıyor kalbimden

Bayraklar verdi bugün bize kara haberi Mateme döndü dünya siyah oldu tan yeri Atam öldü demeğe varmıyor benim dilim.

Hıçkırıklar boğuyor yazmıyor artık elim Nasıl dayanır millet bu haber ki en acı Asırları deviren tarihin Odur tacı

Odur doğmuş bir güneş başımızın üstünde Odur ölmüş millete hayat veren bir günde Can veren bir varlık bu gün olur mu cansız Dönmesin artık dünya hayat geliyor tatsız Dursun artık bu kalpler işlemesin hiç bir an Doğmasın artık güneş ufuklar olsun duman Yaş yerine kan aksın sel gibi gözümüzden Uçurduk semalara Atayı elimizden

Referanslar

Benzer Belgeler

işte bunun içindirki, ilerisini gayet iyi gören Atatürk, 1 Kasım 1934 günü Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada özellikle Türk Millî Musikisi üzerinde

In this study, chy- mase protein and the collagen content significantly increased in paraquat-treated human lung fibroblasts, whereas the addition of a chymase inhibitor, chymase

Bu sayede, arılar kendileri için zehirli olan ilaçtan etki- lendikleri zaman, tasarladığımız sistem, arıların mi- desinde bu maddeyi arılar için tehlikeli olmayacak bir

Applying the electron-beam preirradiation method in air the cation - exchanger fabric (CEF) containing sulfonic acid (R-SO3H) groups was prepared by graft

Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, sağlık problemleri nedeniyle evde eğitim alan öğrencilerin sağlık durumları, gelişimleri ve eğitimleri

Bir grup araştırmacı, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabil- mek için bir algılayıcı (sensör) geliştirdi. Gıdalara yaklaştırılan bu algılayıcı, insanlarda

Günefl, ekvator düzlemiyle 23,4 °’lik aç› ya- pan ekliptik yörünge üzerinde her gün yaklafl›k 1’er °’lik aç›yla bat›dan do¤uya do¤ru ilerlerken, bu s›rada;

2002’nin Nisan ayında artemisinin bazlı ilaçlarla teda- vi Dünya Sağlık Örgütü tarafından sıtma için birincil teda- vi olarak önerildi.. Bununla birlikte artemisinine