• Sonuç bulunamadı

Abdülhamit'in kültürü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdülhamit'in kültürü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Abdülhamit’in kültürü

Selim İleri

ABDÜLHAMİTİn kültürsüzlüğünden istibdat* ölçüsünde söz açılmıştır. Resmi tarih kitap­ larına bakılırsa, II. Abdülhamit karacahil de­ necek kadar bilgisizdir. Kendisini tanımış olanların, lehte ya da aleyhte yazdıkları yazılar, anılar ise çok başka bir Sultan Hamit portresi çiziyor. Abdûlhamit’in m üstebitliği, bilgisizliği, kültürsüzlüğü bir zamanlar ‘ile ric i’ söylemin sözüyken, şimdi tersinden söz aç­ mak, eskisi kadar ‘gericilik’ sayılmasa gerek.

Sultan Ham it’in bir şifre kâtibi bir yandan da sa­ raya çalgılı kutular getirip götürürmüş. Hünkâr çal­ gılı kutulara pek düşkün, pek hayranmış. Kutularını hep sarayda, yambaşında görmek istermiş.

Çalgılı kutulardan başka, cinai romanlar da sever­ miş. Mesela “ Şarlok Holmes” in hayranıymış. Cinai sergüzeşt romanlarından bazen de tedirginlik duyar, kendisini bağışlatmak için bu merakını, her günün yo­ rucu devlet işlerinden sonra ciddi eser takip edeme­ meye bağlarmış. Zabıta romanlarındaki kanlı cinayet­ ler, kaçıp kovalamacalar, sorgu sualler, ithamlar, mu­ hakemeler, bir türlü yakalanmayan katiller uykusunu getirir, hakan da mışıl mışıl uyurmuş.

Yıldız’daki mabeyinilhümayun mütercimliğinin bir vazifesi cinai zabıta romanlarını hakan için lisanımı­ za tercüme etmekmiş. Kısacası, Sultan Hamit roman diye bir edebiyat türünden iyi kötü haberdarmış.

Esvapçıbaşı ismet Bey, Sultan Hamit yatağına gi­ rince, hemen oradaki süslü paravananın berisine ge­ çiyormuş ve okumaya başlıyormuş. Bu böyle her ge­ ce tekrarlanmaktaymış. Esvapçıbaşı bir süre sonra okumaya ara verir, hünkârdan ses çıkmazsa, usulca, ayaklarının ucuna basa basa çekilir gidermiş. Hün­ kâr henüz uyumamışsa, “ Devam!” dermiş.

Sultan, çalgılı kutularına “ Elektrikli piyanolarım!” diyormuş. Laternaların, bezekli küçük musiki dolap­ larının, silindirli fonoğrafların her çeşidi hünkârı mü­

zik sanatının yüceliğini düşündürmeye yöneltiyor-

muş. Nitekim çocuklarının müziksever olması için emek harcamış. Nota bilmeyi şart sayarmış. Kısaca­ sı, Sultan Hamit müzik diye bir sanattan gerçekten

haberdarmış.

Şehzade Burhanettin Efendi’yle kardeşi Tevfik Efendi piyano çalarlarmış. Tevfik Efendi ayrıca akor­

da meraklıymış. Hanedan ailesi piyonaları bozulun­

ca onu çağırır, o da gelip telleri söker, çalgıyı yağlar­ mış. Yaptıkları eline pek yaraşıyormuş.

Abdülkadir Efendi keman ¿alıyormuş, kemençe-

yi de ihmal etmiyormuş. Naile Sultan piyano, Ayşe

Sultan hem piyano, hem harp çalıyormuş. Ayşe Os- manoğlu için aranıp taranıp kaliteli bir harp bulunmuş, sultan babasının huzurunda çalmış. Abdürrahim Efen­ di mandolin çalarmış. Kısacası, hanedan ailesi iyi kö-, tü müzisyenmiş.

İyi kötü mü? Belki de enikonu...

Bir gün, Tepebaşı’ndaki bir satıcı hakana, güzel havalar çalan, altındaki ispirto lambası yakılınca iş­ leyen bir laterna getirmiş. Lamba yakılınca hava ısı­ nıyor, makine harekete geçiyormuş. Sultan Hamit çok beğenmiş; "Aferin sana, beni neşelendirdin. Allah senden razı olsun. Bak yavrum, bu, istediğim gibi hü­ nerli bir şey. Fakat adamlarımız bunu işletemezler, iki günde bozarlar, bir kaza çıkarırlar. Sana zahmet olur ama, her İstediğim vakit gelip sen işletm ensin” de­ miş. Hünkâr sanata ve tekniğe gerçekten saygı gös­ teriyormuş.

II. Abdülhamit ve ailesinin kültürle ilin tisi bu şe­ kildeymiş. Günümüzde harp çalan politikacı kızları­ na, piyano çalan politikacı oğullarına hiç mi hiç rast­ lanmıyor. Cinai de olsa roman okuru politikacı hiç mi hiç yok, romanları dinleseler keşke, insanın buna da rıza göstereceği geliyor. Günümüz için teknik icatlar ise her an kurcalanacak çocuk oyuncakları... Durum böyleyken günümüz politikacıları için ikide birde ha­

nedan benzetmesine niçin başvurulduğunu kavramak

imkânsız.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre birincil grupta yer alan destinasyonlar, içerisinde ziyaretçilerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği turistik işletmelere sahip olan, yapay olmakla birlikte doğal

On the closed set speech recognition tests, all of them had dramatically good performances with varying degrees.The results were comparable to the results of

Ayın ilk haftası gökyüzünde Güneş’e yakın bir konumdaki gezegeni kısa süre de olsa görebilmek için temiz bir ufuk ve yüksek bir gözlem yeri bu- lup gün batımından

Çünkü parçalı tutulmalarda, Güneş hangi oranda tutulursa tutulsun hava aydınlık olur ve Güneş’in küçük bir bölümü de görün- se ona doğrudan bakamayız..

Kendi Gök Kub­ bemiz, senin kaybından iki yıl sonra basıldı.. Bu kitap, şimdi seni seven bütün Türklerin evinde en kıym etli şiir

1944 yılında “d ” G rubu’na katılan ve 1947 yılında gittiği F ransa’da Picasso’dan etkile­ nerek kübist d e­ nemelere başlayan sanatçı, 1955

Sözgelişi, bu ilme sahip olan kimse, kabullendiği şeyleri alır, daha önce bilinmeyen başka bir şeyi netice veya doğru bir kıyası oluşturacak şekilde onları birleştirir