• Sonuç bulunamadı

Yeniden kurulan Bereketzade çeşmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeniden kurulan Bereketzade çeşmesi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A R A LIK 1950 9

Yeniden kurulan Bereketzade çeşmesi

Ş e h r im iz in e n g ü z e l â b id e le r in d e n b iridir

Çeşme ve sebiller, şehrimizin birer sembolü­ dür. Banileri bunlan mahalle aralarında, çarşı, pazar yerlerinde tesis ettikleri zaman, yanlarına birer çınar ağacı dikmeyi de ihmal etmezlerdi. Böylece zamanla bu çeşmeler âfaka yükselen gövdelerin sayedar dallan altında ressamlara mevzu teşkil ederdi. Evliya Çelebi gibi bazı mu­ harrirler İstanbuldaki çeşme adetlerini binlere kadar çıkarırlar1. Bunlardan yangm ve zelzele gibi hâdiselerde mahvolan, yollan bozularak muattal veyahut vakıfları münderis olduğu için

İstanbul — Bereketzade çeşmesinin 18.Cİ asırdaki manzarası

İstanbul — La fontaine de Béréketzadé (d’après une gravure du XVIIIe siècle)

onanmsız kalan, kuru çeşme diye hiç bir taraf­ tan himaye ve ihtimam görmiyerek günün birin­ de bulunduğu sokağın genişlettirilmek bahane­ siyle ortadan büsbütün kaldınlmak bedbahtlı­ ğına uğrayan çeşmelerin sayısının mühim bir yekûn tuttuğunu esefle söyliyebiliriz. Malûmdur ki, îslâmda su, sadakanın ileri safında gelir bir hayrattır. Bu münasebetle yapıcı ve kurucu ec­ dadımız, bendler tesis ederek şehir ve kasaba­ lara kilometrelerce mesafelerden su getirtmiş­ ler, böylece sekenesi kesif mahalleler arasında, yolcusu ve geçicisi bol mevkilerde çeşme ve se­ biller ihdas etmişlerdi.

Antik devirlere gözümüzü götürecek olur­ sak bu devirler adamlarının akar su, memba ve­ ya kuyulardan istifade ettiklerini görürüz. A n­ cak Romen devletlerinde nüfusu kalabalık olan şehirlerde uzak yerlerden ayaklı kemerlerle su getirmişlerdir.

Zamanımıza kadar Küçükayasofyada ayak­ ta kalmış olanlar içinde 40 kilometre uzaktaki

İstanbul — Tamirinden evvel Bereketzade çeşmesinin vaziyeti

İstanbul — La fontaine de Béréketzadé avant sa restauration

(2)

10 TÜ R KİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU

Madran Dağından Bergama Akropolüne, eski adı Koresus olan Bülbül Dağının batısmdaki Marnasa — bilâhare Bizantinler zamanında ayaklan 15 metre kadar irtifaa varan kemerler­ le — kadîm Paktiyastan Ayasuluğ hisannm bu­ lunduğu tepeye isale edilen sular vardır. Söke civannda Milet ve Antalya civannda Perje ve Aspendos gibi kadîm şehirlere bu yolda getirilen sular, umumî çeşme mahiyetinde olan heykeller­ le bezenmiş nimfeomlara dökülürlerdi. Görülü­ yor ki, insanlığın suya olan ihtiyacı, suyu sev­ mesi kadîmden beri carî olagelmiştir. İslâmlığın ve Türklüğün suya âdeta bir kudsiyet izafe et­ mesi buna olan sevgisinin yüksek bir tezahürü­ dür. Bu ciheti kısaca kaydettikten sonra İstan- bulun cadde veya mahalle aralarındaki çeşme­ lerini incelemeye devam edelim:

Yakın zamanlara kadar Galatada Osmanlı Bankasının karşısındaki yokuştan yukarı çıkın­

ca sol tarafta kurumuş, bakımsız haliyle beraber bediiyat meftunlarının dikkat gözünü çeken bir çeşme ile karşılaşılırdı. Çeşmenin üzerindeki ki­ tabelerin delâletiyle 1457 de Fatih Sultan Meh- medin müezzinlerinden Bereketzade tarafından yapılmış, fakat haraplığına binaen muhtelif se­ nelerde onarılan bu çeşme 1731 de Sultan Mah- mudun valdesi Saliha Sultan tarafından ihyaen tamir edilmiştir İd, devrinin en güzel örneklerin­ den birini teşkil eder. Çeşmenin üzerinde kabart­ ma meyva ve çiçek şekilleri pek dakik surette işlenmiştir. BUhassa armut, incir, nar gibi Türk heykeltraşhğının kesretle kullandığı şekillerin bu çeşmede daha vuzuhla fakat basit ve zah­ metsiz bir surette işlenip yerli yerine konmuş olduğunu görürüz. Türk sanatkârlarının, kullan­ dıkları meyvalar arasında diğerlerine nispeten narı fazla kullanmış olmaları bu meyvayı daha fazla sevmiş olmalariyle izah edilebilir. Nar şekli

İstanbul — Bereketzade çeşmesi tamirinden sonra İstanbul — La fontaine de Béréketzadé après sa

(3)

A R A LIK 1950 11

stilize edilerek Barok Devrinin sonlarına doğra maruf şekilden ayrılarak âdeta yuvarlak bir şe­ kil iktisap etmiştir. Velhasıl bediî bir tarzda vü­ cuda getirilmiş bu kabartmalar çeşmenin umu­ mî heyetine cazip bir güzellik katar.

Çeşmenin 1913 yılına doğra yayvan ve ge­ niş saçakları harap bir hale gelmişken o tarih­ lerde Fransız sefiresi olan Mm. Bompart’in ikaz ve önayak olmasiyle (İstanbul Muhipleri Cemi­ yeti) tarafmdan tamir edilmişti. Lâkin yine ha­ rap bir hale gelmişti. Bundan on yıl önce Bey­ oğlu Kaymakamlığında bulunan Sedat Aziz Erim isminde bir sanat âşıkı elinde mevcut mütevazi vesaitiyle çeşmeyi temiz bir hale ge­ tirmişti.

Çeşmenin, otomobillerin manevrasına engel oluyor bahanesiyle yıktırılmaya başlandığı Müze idaresince haber alınması üzerine hedmiyat dur­ durulmuş ve eski Vali Lûtfi Kırdır nezdinde ya­ pılan teşebbüs muvaffakiyetle neticelenerek bâ- nisinin adiyle andan o civarda münasip bir yer­ de terkip edilmek üzere söktürülmüş ve bugün Galata Kulesi yanında eski sur önünde müzenin nezareti altında yeni baştan monte edilmiştir.

Çeşmelerin bakımı onların ancak faal ola­ bilmeleriyle kaim bulunduğunu gözönünde tutan Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gök- ay da çeşmeye su isale etmek suretiyle bu güzel eseri ebedileştirmiştir.

AZİZ OĞAN

Arkeoloji Müzeleri Müdürü.

İstanbul Arkeoloji Müzesi Kurucularından Halil Ethem Bey merhumun anma törenine iştirak edenlerden bir grup

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Ama Günefl enerjisiyle çal›flan oto- mobillerin yavafllamak için normal otomobillere göre daha az güce ihtiyac› oldu¤u için frenler daha küçük. Bunlardan baflka bisiklet

Bu çalışmanın amacı: bir sosyal pazarlama aracı olarak sigara bırakma kamu spotlarına yönelik bilişsel tutum, duygusal tutum ve etiksel algıların, sigara

Bir sanat eseri için farklı dönemde farklı yorumların yapılması, sanatın içinde bulunduğu dönemdeki sosyal yapıyla da doğru orantılı olarak değişmektedir.. Sosyolojik

hakkında silahla tehdit suçunu işlediği iddiasıyla yargılama yapılmış, yapılan yargılama sonucunda çocuk hakkında 2 YIL HAPİS CEZASI verilmiş, verilen

Ayrıca; okul ortamlarının çoğunun kapsayıcı eğitime uygun olmadığı, üstün yeteneklilerin eğitimiyle ilgili ülkemizde maalesef herhangi bir eğitim kurumunun

Bu gö- rüş, davranışların etki-tepki kuralına göre oluştuğunu savunan ve modern psikolojideki üç büyük ekolden biri kabul edilen davranışçı ekolün (U-T

G ünü, Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın yanısıra çok sayıda şair ve şiirseverin katılım ıyla gerçekleşti. A KM 'nin21 M art programının dolu olması nedeniyle