• Sonuç bulunamadı

Başlık: ÖLÜMÜNÜN 140. YILDÖNÜMÜNDE SANDOR PETÖFİ (1823—1849)Yazar(lar):GÜNGÖRMÜŞ, Naciye Cilt: 34 Sayı: 1.2 Sayfa: 109-115 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000851 Yayın Tarihi: 1990 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ÖLÜMÜNÜN 140. YILDÖNÜMÜNDE SANDOR PETÖFİ (1823—1849)Yazar(lar):GÜNGÖRMÜŞ, Naciye Cilt: 34 Sayı: 1.2 Sayfa: 109-115 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000851 Yayın Tarihi: 1990 PDF"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(1823—1849)

Naciye GÜNGÖRMÜŞ "Özgürlük ve aşk!

Bu ikisi bana gerek.

Aşkım için feda ederim hayatı. Özgürlük için feda ederim aşkımı."

Sandor P E T Ö F İ

1823 yılında Kiskörös'te doğan Sandor Petöfi, ondokuzuncu yüz-' yılın en büyük Macar şairi olarak kabul edilmektedir. Petöfi'nin Macar Edebiyatı'ndaki yerinin sağlamlığı, sarsılmazhğı onun, y i r m i altı yıl-bk kısa ömründe, yaşadığı çağın tam bir yansıtıcısı oluşundan ileri gel­ mektedir.

19. yy'ın i l k yarısında, diğer birçok Avrupa ülkesinde de olduğu gibi, Avusturya egemenliği altındaki Macaristan'da da, 1789 Fransız İhtilali'nin etkisi kendini hissettirmektedir. İşte böyle bir ortamda, böy­ le bir dönemde doğup yetişen genç Petöfi, gerek şiirleri gerekse eylemleri ile Macarların özgürlük ve bağımsızlıklarını kazanmak için giriştikleri mücadelenin en önde gelen önderlerden birisi olmuştur. Onun şiirleri; hayatın gerçeklerini, mücadeleleri, özgürlük ve bağımsızlık özlemini, yurt, doğa ve insan sevgisini dile getirmektedir.

Henüz çok genç yaşta iken, 1839 yılında, ailesinin maddî durumu­ nun kötüye girmesi üzerine, Sandor Petöfi kendi başına ayakta durmayı öğrenmek zorunda kalır. Öğrenimini yarıda bırakarak asker olur. Fakat • hastalığından dolayı bir müddet sonra bu meslekten de ayrılır. Bir süre için gezgin tiyatro topluluklarında çalışmayı dener, başarılı olamayınca da yeniden öğrenimine devam eder. Pâpa'daki öğrenimi esnasında, za­ manın büyük edebiyatçılarından Mor Jckai ile tanışır.

İ l k olarak "A borozö" adlı ş r r i 1842 Mayısında " A T H E N A U E M " dergisinde yayımlanır. Bunu, diğer şiirleri izler ve Petöfi'nin adı yavaş yavaş edebiyat çevrelerinde duyulmaya başlar. Yeniden tiyatro

(2)

alanın-110 NACİYE GÜNGÖRMÜŞ

d a k i çalışmalarına döner ve bu vesileyle de Pozsony ve Debreeen'de b u ­ l u n u r . 1843-44 kışını zor şartlar a l t ı n d a Debreeen'de geçirir. 1844 y ı l ı ­ n ı n i l k aylarında b ü t ü n ş i i r l e r i n i derleyerek Peşte'ye gider. A y n ı y ı l ı n K a s ı n ı a y ı n d a V ö r ö s m a r t y ' n i n maddî ve manevî desteği ile " V e r s e k " adı a l t ı n d a i l k şiir k i t a b ı n ı y a y ı n l a t ı r . M o r J ö k a i y e M i h â l y V ö r ö s m a r t y ' den b ü y ü k destek ve y a r d ı m görür. K ı s a zamanda ş i i r l e r i sayesinde b ü ­ t ü n ülkede t a n ı n a n b i r şair o l u r .

Bu arada genç şairler ile y a z a r l a r ı desteklemek ve onları k o r u m a k amacıyla " T i z e k Târsasâg" adlı derneği k u r a r . 1747 y ı l ı n d a Jul>a Szend-rey ile evlenir ve Peşte'ye taşınır. A y n ı y ı l , "Összes k ö l t e i e n y e i " adı ile b ü t ü n şiirleri y a y ı m l a n ı r .

O sıralardı' Macarların A v u s t u r y a l ı l a ı a karşı g i r i ş t i k l e r i özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi iyice k e n d i n i göstermeye başlamıştır. Bu müca­ deleye Petöf'i de faal b i r surette k a t ı l ı r . 15 M a r t 1848 t a r i h i n d e ç ı k a n öz­ g ü r l ü k savaşında, o n u n yazdığı " N a m z e t i D a l " a d l ı ş i i r i n y e r i v e ö n e m i b ü y ü k t ü r . B u şiir özgürlüğün, bağımsızlığın parolası n i t e l i ğ i n d e d i r ç ü n k ü . Macar ö z g ü r l ü ğ ü n ü n ve bağımsızlığının i l â n gücü k a b u l edilen 15 M a r t 1848'de h ü r basının i l k basıb ü r ü n ü bu şiir o l m u ş t u r . A n c a k kısa b i r za­ m a n sonta M a c a r l a r ı n bağımsızlık mücadelesi y e n i l g i y e u ğ r a r v e k a n l ı b i r sonla b i t e r . Ü l k e s i v e u l u s u i ç i n o r t a y a ç ı k a n b ü t ü n t e h l i k e l e r i gören v e a r t ı k k a r ş ı k o y m a g ü ç l e r i n i n iyice t ü k e n d i ğ i n i n farkına v a r a n Sân-dor P e t ö f i , mücadeleyi ş i i r l e r i ile s ü r d ü r m e y i dener. 1848 H a z i r a n ayın­ d a yazdığı " A m a g y a r n e f " a d l ı şiirinde y u r t v e ö z g ü r l ü k k o n u s u n u n öne­ m i n i v u r g u l a m a k t a d ı r . T e m m u z ayında yazmış o l d u ğ u " İ s m e t m a g y a r l e t t a m a g y a r " da " Y e n i d e n Macar o l d u Macar/ Ç ü n k ü bu zamana ka­ dar öyle değildi, / Nasıl o l a b i l i r d i ki ? Uşak i d i , / Ve Macar değildir uşak o l a n ! . . . " diyerek özgür yaşamak i ç i n mücadeleye ç a ğ ı r m a k t a u l u s u n u . " A z a p e s t o l " 1 8 4 8 ) adlı ş i i r i d e b u k o n u d a yazılmış e n k a r a k t e r i s t i k , şiirlerinden b i r i d i r . 1848 sonlarında K o s s u t h ' t a n i z i n isteyerek savaş mey­ d a n ı n d a n çekilir. D a h a sonraları, 1849 Ocak ayında savaşın halâ sürdü­ r ü l d ü ğ ü Erdel'e giderek B e r n ' i n ordusuna k a t ı l ı r . Y a ş l ı L e h generali ile genç Macar şairi kısa zamanda birbirilevi ile dost o l u r l a r . P e t ö f i , çarpış­ m a l a r ı n sonuna kadar savaşır. B i r süre i ç i n görevle Devrecen'e gider, a r d ı n d a n da Peşte'ye. 1849 T e m m u z başlarında y u r d u n k u r t u l u ş u i ç i n şair ve y a z a r l a r ı göreve çağırırsa da, b u n a o l u m l u b i r cevap alamaz. A y n ı zamanda ebeveynlerinin ö l ü m ü o n u iyice sarsar. B u ü z ü n t ü s ü n ü kede­ r i n i " S z ü l e i m h a l â l a r a " adlı şiirinde dile getirir,

Bu arada özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin b i r başka önderi olan Lajos K o s s i t h ile de aralarında b i r anlaşmazlık çıkınca P e t ö f i

(3)

sa-vaş meydanını terkederek ovalara çekilir. Artık iyice içine kapanmış, ümitsiz ve de yalnızdır. İşte bu sıralarda Macarların acıklı durumundan sözeden, hayalkırıklığmı dile getiren ve son şiiri olan "Szörnyü i d ö " yü yazar. Yemden Erdel'e giderek Bern'in ordusuna katdır. Bern'in onun üzerindeki etkisini "Az erdelyi hadsereg" (1849) adlı şiirde görmek müm­ kün. Segesvâr Çarpışması'nda yaralanır ve 31 Temmiz 1849'da Feheregy-haz sınırında ölür.

Öldüğünde, yedi sekiz yıllık bir şairlik döneminde yapılabilecek ça­ lışmalardan çok daha fazlasını ve daha da güzellerini geride bırakmıştır. Sayısız şiirlerinin yanısıra düzyazı alanında da eser vermiş olan Petöfi, adını sadece Macar Edebiyatı'na değil, Macar Tarihi'ne de yazdırmış bir kişidir.

Ancak bu büyük "dahi şair" edebiyat sahnesine kişiliği belirmiş ola­ rak çıkmış değildir. İlk yazma denemelerinde (1838-43) Ferenc Kölcsey ve Mihâly Vörösmarty'nin etkisi görülmektedir. Fakat Petöfi, üstadları-nın romantik etkisinden çok çabuk sıyrılır ve kısa bir süre içinde kendi yolunu, kendi edebî kişiliğini bulur.

Romantizmin etkisinden kurtulan Petofi önceleri halk diliyle, halk şarkıları tarzında şiirler yazar. Jânos Arany'a yazdığı bir mektubunda "...eğer halk dili şiir sanatına egemen olursa, siyaset alanında da bizzat halkın kendisi egemen olur; bu da yüzyılın gereğidir ve bütün soylu kalp­ ler bu amaca katılmalı, bunun için çalışmalıdır..." diyerek halk dilinin güzelliği ve zenginliğini ve de halkçılığı savunur. Ona, i k i büyük başarıyı, halk şarkıları tarzında yazmış olduğu şiirleri kazandırır. Bu tür şiirlerin en güzelleri 1843-44 yıllarına ait olanlarıdır. Petöfi'den önce de halk dili, halk şarkıları örnek alınarak şiirler yazılmıştı. Ama onlarda, halk şarkı­ larına özgü içtenlik ve doğallık yoktu. Bu tarzdaki şiiri sanatsal bir dü­ zeye ulaştıran ilk şair Petöfi'dir. Onun, halk şarkıları tarzında yazmış olduğu şiirlerinin birçoğu bestelenmiş ve sonraları gerçek birer halk şar­ kısı durumuna gelmiştir.

Petöfi şiirin hemen hemen bütün türleriyle uğraşmış, örnekleri ver­ miştir, insan hayatını, doğayı konu alan şiirlerinde lirizm göze çarpmak­ tadır. Macar ovasının, Alföld'ün aşığı olan şair "ova şiirleri" ile Macar Edebiyatı'nda yeni bir çığır açmıştır. LO, peyzajların kuru ve sade be­ timlemesi ile yetinmeyerek, tablolarına kendi duygu ve heyecanını da katmıştır. Boş, ıssız ve can sıkıcı sanılan ovanın değişik ve de çok renkli olduğunu ilk defa Petofi farkettirmiştir. Dağları hiç sevmeyen şair, ora­ larda kendini zindandaymış gibi hissettiğini söyler.. Gerçek yurdun,

(4)

ova-112 NACİYE GÜNGÖRMÜŞ

nın kendisi olduğunu belirten Petôfi, bu duygu ve düşüncelerini "Ha-zâmban" (1842-44), "Az A l f ö l d " (1844), "A puszta télen" (1848), "A völgy s a hegy" (1848) "Kiskunsâg" (1848), "A csârda romjai" (1845), "A hegyek közt" (1848) adlı şiirlerinde dile getirmektedir.

Onun felsefeye olan yaklaşımı da ilgi çekicidir. 1845 sonbaharından itibaren genç şair birçok ruhsal bunalımlar geçirir. Eleştirmenlerin sal­ dırıları da onu kötü yönde etkiler. Bu ruh halini küçük, vecizemsi çalış­ malarında yansıtır. Felsefî nitelikli çalışmalarının ağırlıkta olduğu "Fel-hök" adlı eseri 1846 yılında yayımlanır. Fakat onun bu karışık ruh hali, bu öfke ve kırgınlığı fazla uzun sürmez ve tekrar halkı için,-bütün insanlık için çalışmaya karar verir. Petöfi'ye göre bir şair halkını gelece­ ğe doğru götürmeli, onu yönlendirmelidir.

Ülkesini, ulusunu bağımsız ve özgür görmek isteyen Petöfi bu duy­ gularını, düşüncelerini defalarca şiirlerinde dile getirmiştir. Bu tarzdaki i l k şiirlerinde tıpkı romantiklerin yaptıkları gibi şanlı mazi karşısında bugünkü şerefsiz durum için ağlar, üzülür. Yurt ve özgürlük kavramları çok defa birbirine karışmış bir durumdadır. Bu yüzden bu tür şiirlerini rahatlıkla siyaset alanında da değerlendirmek mümkündür. Sadece Ma­ car ulusunun değil, aynı zamanda bütün insanların özgürlüğünü isteyen şairin anlayışına göre; zamanla istibdat ve özgürlük orduları birbirileri ile çarpışacaklar ve kendisi de savaş meydanında ölecektir. "Egy gondo­ lât bant engemet" (1846) adlı şiirinde ulusal özgürlük mücadelesi anla­ tılmaktadır. Yine de, bütün Macarların m u t l u olacağını, böyle bir devrin birgün mutlaka geleceğini düşünür. Geleceğe umutla bakan Petöfi, i y i ­ ler ile kötülerin savaşması sonucunda iyilerin muzaffer olacağına inanır.

Siyasal durumları değerlendiren, dile getiren şnrleri arasından "Rongyos vitézek" ve "Csatâzok veseimmel" (1847) adlı şiirler örnek ola­ rak gösterilebilir. Düşünce çatışmalarını, cesareti, mücadeleyi, ulus ve yurt sevgisini ele aldığı konuların işlendiği şiirleri arasında "Vândorda-l o k " (1841), Az A "Vândorda-l f ö "Vândorda-l d " (1844), "A magyar memzet" (1845), " K a r d es lânc" (1847), "A magyar politikusokgoz" (1847) yer ahr. Baskı ve zulüm altında bulunanların sadece edebiyat alanında değil, siyaset alanında da etkili olmaları gerektiğini savunur. "A nép" (1846) adlı şiirinde halkını bağımsızlık için bilinçlendirmeye çalışır. Bir elinde saban bir elinde kılıç-tutan kişinin k i m i n ve niçin savaştığını bilmesi gerektiğini; kanını neden akıttığını, kimin için canını feda ettiğini ve bütün bunlara rağmen ona hiçbir hak tanınmadığını anlatmaktadır "A nép" adlı şnrinde.

(5)

Sândor Petôfi'nin aile ve aşk konusundaki şiirleri de Macar Edebi­ yatı için bir yeniliktir. Aile ortamının sıcaklığını, ailenin saygınhğını bil­ hassa "Teli vilâg" (1845) adlı şiirinde çok güzel bir biçimde dile getirmiş­ t i r . Aile içindeki ilişkileri, aile bireylerinin birbirileri ile olan ilişkilerini, birbirilerine karşı olan duygularını "Egy estém o t t h o n " (1844), "Istvân öcsemhez" (1844), "Szüleimhez" (1844), " K é t testvér" (1845), "A téli esték" (1848) adlı şiirlerinde sıcak bir dille anlatmaktadır.

Kendinden önce gelen şairler anne baba sevgisini pek az ele almış­ lardı. Bu konuda yazmış olduğu şiirleri ile Petöfi yeni bir çığır açmıştır. Anne babanın çocuklarına; çocukların anne babalarına ve kardeşlerine; eşlerin birbirilerine karşı olan duygularını dile getirdiği şiirleri, gerçek­ ten dikkat çekicidir. Anne babasını sevgiyle, saygıyla anan şair; annesini dünyanın en i y i , en mutlu annesi olarak anlatmaktadır "Anyâm, anyâm" (1845)'da; "Apâm mestersége s az enyém" (1845) adlı şiirinde ise kendi mesleğini değişik bir üslupla babasına kabul ettirmek istemektedir. Ken­ disinin de herkes gibi bir mesleği olduğunu ve bununla da gurur duydu­ ğunu belirtmektedir. "A szereiem, a szerelem" (1843) anne babasına, " F i a m szuletésére (1848) oğluna yazılmış şiirdir.

Aşk şiirlerinde genellikle klasik bir üslup kullanmıştır. "Cipruslom-bok Etelke sirjâröl" (1845) adlı eserinde Etelke Csapô'nun erken ölümün­ den duyduğu üzüntüsünü dile getirir. "Szerelemvâgy" (1845) adlı şiirin­ de ise kalbinin yeni bir aşka açık olduğunu belirtmektedir. "Sirba tet-t é k " (1945) de de aynı duyguları işlemiştet-tir. î l k sevgilisinin ölümünden üzüntü duymasına rağmen, yeni bir aşkın tıpkı yeniden doğan güneş gibi onu, hayata bağlayacağını ümit eder. Zengin ve güzel bir kız olan Berta Mednyanszky'ye karşı olan ümitsiz aşkını ise "Szerelem gyöngyei" (1845) de dile getirir. Eşi için yazdığı "Szeptember végén" (1847) de hem aşk hem de doğa anlatılmaktadır. "Feleségem es kardom" (1848) adlı şiirinde: eğer yurdunun özgürlüğü için savaşması gerekirse, bu uğurda eşini bırakıp kılıcına sarılacağını; çünkü yurdunun ve ulusunun bağım­ sızlığı ve özgürlüğü her t ü r l ü duygunun, sevginin üstünde olduğunu ve bundan dolayı da eşinin kendisini anlayacağını ümit ettiğini söylemekte­ dir.

Epik şiir tarzındaki en önemli eserleri arasında "A helység kalapâs-sa" (1844) ve "Vitéz Jânos" (1844) adlı epopeleri başta gelir. "A hely­ ség kalapâcsa" nükteli bir köy öyküsüdür. "Vitéz Jânos" adlı eseri ile Petöfi yeni bir edebiyat t ü r ü olan "manzum masal'ı yaratmış oluyor. Birçok halk masalını birleştirmek suretiyle yazdığı bu eserde, .Petöfi,

(6)

114 NACİYE GÜNGÖRMÜŞ

M a c a r H a l k masalını sanatsal b i r düşeye ulaştırır v e a y n ı zamanda h a l k d i l i n i n , h a l k e d e b i y a t ı n ı n n e k a d a r zengin b i r k a y n a k o l d u ğ u n u çağdaş­ l a r ı n a göstermiş o l u r .

D ü z y a z ı alanında da d e v r i n i n en seçkin üslup sanatçılarından b i r i ­ sidir. Sade v e a k ı c ı b i r dille yazılan " U t i i r â s o k " (1845), " U t i l e v e l e k " (1847) a d l ı çalışmaları hâlâ zevkle o k u n a b i l i r n i t e l i k t e eserlerdir. " U t i l e v e l e k " a d l ı eser, şairin 1847'de e ğ i t i m i ç i n B a t ı A v r u p a ' y a g i t t i ğ i n d e arkadaşı Frigyes K e r é n y i ' y e yazdığı m e k t u p l a r ı n d a o l u ş m a k t a d r . D ü z y a z ı alanında diğer b i r k a ç örnek çalışması ise: " A n a g y a o a " (1847), "A fakö leâny s a pej l e g é n y " (1847) ve " T i g r i s es h i é n a " (1846) a d l ı ta­ rihsel d r a m ı d ı r .

" S e v d i k l e r i m d e n ve senden u z a k t a sevgili y a v r u m / d ü n y a n ı n son­ suz y o l l a r ı n d a gezip d o l a ş ı y o r u m " d i y e n P e t r ö f i ' n i n gerek özel h a y a t ı n d a gerek kişiliğinde ve gerekse b i r ç o k şiirinde p e k çok r o m a n t i k çizgiler k e n d i n i göstermektedir. R o m a n t i z m i n v e biedermeierin etkisinde k a l a n P e t ô f i ; r o m a n t i z m i n aşırılıklarına k a r ş ı sade b i r a n l a t ı m canblığı ve bieder edermeierin k ü l f e t l i y a p m a c ı k l ı ğ m a karşı s a m i m i v e doğal b i r a n l a t ı m t a r z ı n ı k o y m a k suretiyle, M a c a r E d e b i y a t ı ' n a " l i r i k r e a l i z m " adı v e r i l e n y e n i b i r sanat, y e n i b i r edebiyat anlayışını d a g e t i r m i ş t i r .

Sândor Petöfi'nin ş i i r i u l u s a l o l m a k l a beraber, ebedî i n s a n ı n gele­ ceğini yansıtması, dile getirmesi b a k ı m ı n d a n D ü n y a E d e b i y a t ı ' n d a d a eşsiz b i r yere s a h i p t i r . D ü n y a E d e b i y a t ı ' n d a en çok t a n ı n m ı ş M a c a r şairi olan P e t o f i ' n i n p e k çok ş i i r i daha ş a i r i n kendisi h a y a t t a i k e n çeşitli dillere ç e v r i l m i ş t i r . Ş a i r l i k t e k i b ü y ü k l ü ğ ü n ü b ü t ü n k ü l t ü r dünyası k a b u l et­ m e k t e d i r . Ü n l ü A l m a n edebiyat t a r i h ç i s i H e r m a n n G r i m m "... P e t ö f i , Homeros, D a n t e , Shakespeare ve Goethe; bana, a y n ı ş a i r i n y e n i d e n can­ lanması g i b i geliyor..." d i y e r e k P e t ö f i ' y i D ü n y a E d e b i y a t ı ' n ı n e n b ü y ü k i s i m l e r i arasına k o y a r a k , o n u n e d e b i y a t t a k i y e r i n i açıkça göstermiş ol­ m a k t a d ı r . K A Y N A K Ç A B A D I C S , Ferencz: P E T Ö F Î S A N D O R M U N K A I , Budapest, 1906, 1.2. 3.4. c. K L A N I C Z A Y , T ı b o r : A M A G Y A R I R O D A L O M T Ö R T E N E T E K o s -s u t h K ö n y v k i a d o , Budape-st, 1985, -s. 170-177.

(7)

POMOGATS, Bela: KISTÜKÖR / MAGYAR

IRODALOMTÖRTENE-Tl ARCKEPEK, Muzsâk Közmüvelodesı Kiadô, Budapest, 1985,

s. 42-46.

SZERB, Antal: MAGYAR IRODALOMTÖRTENET, Magvetô

Könyv-kiadö, Bu dapest, 1982, s. 376-393.

A MAGYAR TÖRTENELEM NAGY ALAKJAI-7. Rész, Reflektor

Kiadô, Budapest, lo988, s. 5-8

PETÖFl SANDOR KÖLTEMENYEI, Helikon Kiadô, Békéscsaba,

1985.

Referanslar

Benzer Belgeler

Soyut ve somut arasında kalan, bir sınır durumu olarak da niteleyebileceğimiz bu yaklaşım, Hofmannsthal'in şiirinde her şeyin sanat katına yükseltilmesiyle estetik bir

Ancak, Türkologların da onaylayabilecekleri gibi, Türk hukuk dilinin spesifik, yani yalnızca hukuk terminolojisinin çevirmene yabancılığından kaynaklanmayan bazı

Nostalji ve özlem duygularının ağır bastığı İstanbul Soneleri'ni, övgü konusunda pek titiz olan şair ve kuramcı Penço Slaveykov (1866-1912) olumlu karşılar:

Diese Spannung entspricht im Hinblick auf den Autor eines literarischen Werkes der Spannung zwischen Fiktion und Wirklichkeit im literarischen Text: Der Autor, den der Leser -wie

Yeni Asur dönemindeki durumun tersine, Yeni Babil dönemine ait en karakteristik silindir mühür tipinde, kafası tıraşlı, sakalsız ve uzun giysili bir rahip, üzerinde

Aurora Leigh’deki türsel birleşim ve melezlik onun içerisinde birçok (yazılı ve sözlü, gündelik ve yazınsal, güncel ve politik) farklı sesin etkileşimde olduğu çoğul

Bir proje olarak ele alınan açık kaynak kodlu bir yazılımdan yeni bir sürüm türetmek ya da var olan sürüme yama oluşturmak için bilgi merkezleri, işletim sistemleri

Birinci sınıf öğrencilerinin %4.8'i, dördüncü sınıf öğrencile­ rinin % 12.0 si fakülteye girmeden önce eczacılık mesleği hakkında bilgilerinin olmadığım, aynı