• Sonuç bulunamadı

Yalancılara yalan söylemek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yalancılara yalan söylemek"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YALANCILARA

YALAN

SOYT.EVTBX

Mqrmara iletisim

insan

dostuna

dost

olmalt.

hediyeye hediyeyle karqrhk

ver-meli. Giiliimsemeyi gtiliimsemeyle karqrlamah, yalanlan ihanetle.

-The Poetic Edda *

(*('.r., Poetic Eddu; IX-XII. ytizytltlu

izlanda'tla yazilan Eski Kuzey rnitolo.iisi

ve kahramanltk SiirIerinin bir tlcrIuneri-) Sevgilirn, "oziim sciziirn bir" diye irnd iqince Ben iniutrnm, oysa sdyledigi hep yalan; Varstn bellesin beni dilnyada hiE bir incc Hile tilrenntemig olan acerni bir ollnn.

Kendirni aldattrrtn genq sandr diye heni. Anrir p:rlak giinlerim geEti' qok iyi bilir;

Ben yalnrz cinemseritn yalan a?rn dilini' Bu yiizden kesin gerqek iki yandan ezilir. Sadrk ollnadrlmr sciylerniyor, ne diye? Ben de aqlklayarnam yaglirndrfrrnr' neden'l Ah, giivenir gciziikmek nc yari\r sevgiye; Yaqlanan aqk hoqlanrnaz yrllrln yiizlenrnekten' Yalan siiyler dururuz, ben ona' o cla b:rntr:

Tath dille saranz aytbtmtzr yalirnir.

Sh:rkesPeare, 13t1. Sone *

("E.n.: yukarrclaki g'eviri, TalAt Sait

Halman'm ShakesPeare, Tiim Soneler

kitabmdaki Eevirisinclen ultnmtStr'r ; Cent

yay. 5.Baam, I 997, i stunbul. s'-l I 7.)

Diipediiz

Yalanct

Olanlara Yalan S0Ylemek 38-5 yrhnda Hrristiyan yetkililer

ilk

"sapkrnt" ("heretic")* (* g'.r., "heretic" sdzcfifrii Ortodoks

gdrii-{c

karEt

dinsel

vcYa

siYasal

inantsa sahip, Orndokslar

tarcfrn-dan

doha Eok, "Yoldan g:ftmtS, yanlry .fikirli, inangsu" olarak gdrii-Itip hnanan kiEilcr igin kullantl-maktadr. Ttirkge'de mutezil, mu-halif, saphn, zmdtk sdzciikleriYle kar Er lanmaktadlr.) idam ettiler.

Avila Piskoposu Priscillian* (* g'.n.;

Priscillian,

bir

Hristiyan clevleti tarafindan

ilk

kcz

r(smi

olarak

S*s-ia,.nOX,-

..

,:,,,:..

Qeviren

Dog.Di. NurgaY rURxoGt"u".

* ,Sls.sela Boki Lying:,Moral fhoice in Public and Privae Ufe. VihhEe'Bodks,

New York:19?9. Dl*ilihn; 'Lyrng,to Lhn"

ss.l3Gl40)

''

* * M.U.iletiqnr Fakiittesi.

(2)

Marmara IletiSim

.rapfunlftla suQlanarak idam e.dilen ispanyol rahip.) ahl0ksrzhk ve bijyiictiliik suglamalarryla ciliime mahk0m eclildi. priscillian seldmere

varmak igin evlilikten ve tiim beclensel zevklerden fer0gat etmek

gerektilini

savunan

fon

derece perhizci

bir

<loktrinden yana oldulunu beyan etmiqti. Bu g6riiqlerinin temelinde her qeyin, i)zel-likle insan bedeninin, Isa'nm bedeni de clahil olmak iizerl, qeytanlar tarafindan yaratrldrfr inancr bulunuyordu.

Oltimtinden sonra bu gOriiqtin takipgileri hakh olarak inanglannr saklamak veya gizlemek yoluna gittiler. Kendi inanglannr

gi"ti."

uygularken, varolan dogmalara ba[h olcrukrarrnr beyair ediyulardr. consentius bu cemaatin igine srzrp onlarr ifqa etmek istedi arna

yapacalr hileli davranrqr da pek igine sindiremiyordu. Augustine'e

y}zrp

akrl danrqtr. Kendi inanElarr hakkrncla yalan sriyiedikleri

diiqtini.ilen bu sapkrn tarikata yalan sriylemek mazur gcjriilemez

rniydi acaba'l

Diiriistli.ik burada dramatik bir qekilde

iki

tarafi keskin bir krhg

gibiydi. Her

iki

taraf da dini meselelerde, birisinin imanrna qahii olma konusunda dtirtistliikten yana olmanrn

ne

kadar ijnemli oldulunun farkrndaydrlar. Yunanca'da "qahit" (witness) anlamrna gelen "qehit" (martyr) sozcti!ti Hrristiyanlar tarafrndan, cjliime gdnderilse bile Hrristiyanhk imanrna qahadetini siirdilrmekte rsrarlr olanlar igin de kullanrhnaktadrr. Dini baskrlarrn uzun ve kanh tarihi

boyunca bu tiir tartrgmalar hep yaganmrqtrr. Baskr uygulayanlar, ele gegirmek veya yolundan ddndiirmek istedikleri tarikatrn igine srzarak

hileye

baqvurmall

ml,

baqvurmamalr

lnr

sorusunu tartrqrrken: kurbanlan igin de inanglerr agrklamah rnr, agrkramamah mr sorusu gilndeme gelmiqtir 1. Aynr tartrqmalar siyasi baskrlar igin

de gegerli olmuqtur ama dinle

ilgili

sapkrnhkiarm cizel bir inceligi vardrr. Tanrrya imanr hakkrnda yalan sciyleyen

biri

en

biiyiik

cehennem gtinahrnr igtemiq sayrlrr. Ote yandan da imansrz birisini

veya kabul edilemeyecek inanglarr olan birisini dine ddndiirmek de

sevaplann en biiyiiftidiir.

Augustine, "sakh sapkrnlara bile savag agan" bu gayretkeqlikten

horslanmakla

birlikte,

bunlarr saklandrklarr yerden yalanlarla

grkartm anrn dolru olmadrfrnr diiqtiniiyordu. Consentius'un soru suna

verdipi cevapta yalanlara yalanlarla kargrhk vermenin hrrsrzhla lrrrsrzhkla, dine ktifredene yine dine ktifretmeyle, zinaya zinayla karqrhk vermeye benzer oldulunu yazmr$tr. Ustelik ne olursa olsun diiriist ohnakla tivtinen Htristiyanlann, gaflet ve deldlet gukuruna diiqmtiq sapkrnlara yalan stiylemeleri, bu

iki

grup arasmdaki temel farkhhfr ortadan kaldrmrq olurdu2.

(3)

Marmura iletisim

Insanrn yanlrqhklarla, hamhklarln, yetersizliklerle miicadele

ederken aynl $ekilde karqrhk vermeye kalkmasr, bu seviyelere di.iqmesini gerektirir.

O

zaman, canl yanan

bir

annenin "ben de

bebefimi lsrrsam mr'/" diye tuhaf bir soru sormasrna kadar gider bu davranrq3. Yine de gocuklarrn

delil

ama, ne yaptrklarrnr bilenlerin

yalanlanna yalanla karqrhk vermek gerektifii dtiqiiniiltir.

Goze Goz

Bu gnrtiqlerin mazisi gi\ze goz, diqe diq adaleti kadar eskidir. Baqlangrgta bu durum hakkaniyetin savunulmasr gibi goriinebilir.

Yalancrya yalan sciylemek ona hak ettiEini vermek, oyunu

kurallarr-na giire oynamak, yalancrnrn bozdufu

bir

dengeyi di.izeltmektir,

denilebilir. Aynr qekilde hediyelere hediyelerle, misafirperverli!e

rnisafirperverlikle, yumrula yumrukla karqrhk verilira .

Yalan sdylenen kiqilerin dtiqman olarak gortilmeleri boyle bir

karqrhk vermeyi krsmen kolaylaqttrrr. Baqkan

Nixon,

Daniel

Ellsberg'in dosyalannr psikiyatristinden

hile ve

hrrsrzhkla elde ederken, yaprlan ihanete kargrhk verdi[ini di.igi.iniiyordu. Ellsberg.

dtiriist davranrqr hak ediyor muydu, hileli davranrqa miistahak degil miydi'l

insanlar kendilerine dtirtist davranmayanlara yalan soylerne

konusunda daha rahat davrantrlar. Sanki aradaki engel kalkrnrq gibidir. Augustirre'in yalana yalanla kargrhk vermenin dine kiifiir edene yine dine ki.ifiir etmeyle karqrhk vermek anlamrna gelecefi

fikrine,

"bdyle

bir

benzetme her zaman yalana yalanla karqrhk vermenin

tirne[i

olamaz"

diyerek

katrlmayanlar baqka bir benzetmeye bagvurabilirler.

Yalan

soylemekle

kaba

kuvvet kullanmak arasrnda

bir

benzetme kurulabilir. Kuvvete kuvvetle

karqrhk

verilebiliyorsa, yalanlara neden yalanlarla karqrlrk

verilmesin'/

Birilerini

kaba kuvvetle tehdit edenler, baqkalan

tarafindan rahatsrz edilmeme haklarrnr yitirdiklerine gcire, yalancr

birisi de sarnimiyet gdrmek hakkrnr yitirmig olur, denilebilir.

Bu ttir tartrqmalarda birbirinden farkh

iki

ahlAki soru genellikle

birbirine

kanqtrrrlrr.

Birincisi,

yalancrnrn

diiriist

insanlar gibi

samimiyet beklemeye hakkr olup olmadrfrdrr. ikincisi. bagkalarrna defil de yalancrlara yalan sdylemek mubah mrdrr sorusudur.

Birinci

soru, kendi

attr!r

taqrn

geri

tepmesiyle canr yanan yalancrnrn qikayet etmeye hakkr olup olmadr[ryla ilgilidir. Bu soruya normal koEullarda verilecek cevap Eiiphesiz yalancrnrn $ikayet etme

hakkr olmadrlr yolundadrr. Kendi bozdufu kurallara baqkalannrn

(4)

Marmaru Ilclisim

uymadlEmdan yaklnmasr ikiyi.izliili.ik olur. Sonug olarak, yalancrlann aldahhnayr htk ettikleri diiqiini.iliir.

Ama bu sonug ikinci soruyu da devreye sokar. Yalancrya yalan sdylenmeli

midir'l

Insanlann bunu yapmaya hakkt

var

mrdrr'i

Yrlancrnrn siiylediklerine veya

giivenirlili!ine

inanmak kendi seg,irnleri olduguna giire. karqtl* olarak verilen yalanlartn da en

lz

iiteki yalanlar kadar dikkatle ele ahnmast ve olasr etkilerinin giiz iirrunde hu lu nduru lmlsr gerekir.

Buladaki aylrmr belirginle$tirmek iqin herkes tarafindan bilinen,

oldukga ,an,rst

,

patolojik

bir

yalancryr

ele

alaltm. 6rnegin

gengligindeki atletizm becerileri hakkrnda yerli-yersiz btjbi.irlenen birini dti;iinelirn. Kugkusuz, stilekli palavralar atryor diye ona daha qok yalan s(iylemenin

bir

anlamr yoktur. Biiyle bir adamla baqa

grkmaya gahgrrken kigisel dzellikleri

defil

de, yalan siryleyerek

kendisine, ba;kalanna ve genel olarak giiven duygusuna verdigi

zarar gijz iiniine altnmaltdrr. Aksi diiqiiniihirse, insan tamamen

baf-krlannrn karakter bozukluklaruna

balh

olarak yalanlara yaltnlarla kar'qrhk verirken en diiqiik seviyeye tenezzijl eder hale gelir.

Ustelik. bu yolla karqrhk vermek dofru bile olsa, baqkalartntn ne

zrman yalan s0yledilini bilmek de kolay

delildir.

Karqtlalttklan

irldatrhnayr iade etmek isteyenler de yanhq yapab:ilirler. Yalan

siiy-lediEini zannettigimiz kigileri aldatabilecelimizi d[.iqiiniirsek varolan rlclahna durumunu arttlnp. (ig ahnak igin s(iylenen yalitnlann birbirini

izlemesiyle. durumun vahametini trmandrrabiliriz. Bu mantrk da dolrululu herkesin oyuna sunularak stnanacak bir manttk degildir.

Ozetle, yalancr olduklartna inantlanlara kar;l uygulanan diiriistliik

iilgiitlerinde kuqkusuz

psikolojik

bir

rahatltk

siiz

konusudur. Gerq,ekten de iirnelin. iigkagrtgr, kavgacr bir satrcrya, giivenilir bir

kuruluqa davrandtltmtz gibi davranmayrz. Aucak iilgiitlerdeki bu ruhatlama. davranrrslardaki farkhhklarr agrklar' pek samimr olmadr!r

diiiiiniilen

kiqilere yalan sdylenmesini meqru kllmaya yetmez.

Yi

ancrnrn yalan s(iyleyerek verdifi zarann bir krsrnr' karglirk olalak

siiylenen yalanrn ttna vereceli zararla iade edilebilir. Arna diger

inianlara, genel giiven duygusuna ve iiq almak igin yalancrlara yalan sdyleyenlere vereceli zarar riskini artlrarak yayrlmastna nerlen ola-biiir. Yalnrzca istisnai ve daha gok zorunlu mazeretlerle yalanctlaru yalan s(iylernek hakh giiriilebilir.

Peki bu zorunlu mazeretler neler

olabilir'l

Bilerek si)ylenen

valanrn tamamen zararsrz olmasr bunlardan biri olabilir' Ozellikle yalancrya siiylendigi igin defil ama hakikaten beyaz olan yalanlar bu

(5)

Marmuru IlctiSirn

anlamda

mazur

goriilebilir.

Bir

baqka mazeret, aldatmayr

diiqtindiigiimtiz yalanclnrn gegen bdltimde tartl$trErmlz ti.irden bir

krize mtidahale durumunda ortaya grkabilir." (*8.n.: Yazor "Lies in u

Crisis" adh bir dnceki bdliimdc \liim-kalm anlart olarak gdrillen kriz unlurmda, orn. sagl*, dliimle tehdit edilme gihi, masum bir yusamtn korunmastna ydnelik olarok sdylenen yalanlart

degerlendirmekte-r/ir'.) Yine biiyle bir yalan da srrf yalancrya stiylendigi igin rnazur g(iriilen bir yalan defildir.

Genellikle kullanrlan tigi.inci.i

bir

mazeret, karqrhk verme

duygusuyla yakrndan baflantrhdrr. Yalanctlara yalan soylemek

dtiriist

insanlara yalan soylemekten daha dogal

gelir.

Insantn

kendisine yalan sdylenmesinin nasrl

bir

gey

oldu[u

gcisterilerek yalancrya bir ders verme arzusu vardr.*

(*Bu

mazeret genellikle

iig

alma

ile

"

birisine

ders vermek" anlamtnda

egitim duygusunun

birbirine

karlgmastdlr). Buradaki mazeret, bdyle

bir

iade yoluyla

bir

yarar saflanacalr yolundadrr. Yalanctntn

yalnrzca kendisine giivenilme hakkrnr yitirmekle kalmadrlr, giiven

duygusunu da zedeledi[i

ileri

si.iriiliir. Davranrqtntn nelere yol agtrfrnr kavrayabilirse, baqka

bir

deyiqle aldatrhna duygusunu

paylaqabilirse yalancr

da,

baqkalan

da bu

durumdan yararlt

qrkacaklardrr.

Bu goriiqtin, yalancrlann aldatrlmasrnr hakh giistermek igin yeterli

olmadrpr aqik0rdrr. Qiinkti

eler

gergekten yalanctya ders vermek

istiyorsanrz, bunu diirtist yollarla da yapabilirsiniz.

Yani

ders

vermek igin yalan sdylemek tek gare defildir. Btiyle bir mazeretle

elde edilmek istenen qeye ulagabilecefiniz de kesin defildir. Ders anlaqrlmayabilir, hatta algrlanmayabilir. Daha gok, kendisine bdyle

davranrlan yalanct herkesin yalan s0yledi[ini diiqiinerek ona g(ire

davranmakta hakh

oldulu

fikrine

varacaktrr.

Bu

ytizden, ders vermek

igin

yalan soylemek yalnrzca yanhq

defil,

dtiriistliikten

nasibini almadrlr dtiqiintilen insanlan destekleyen bir davrantq olur. Qocuklar, diiqtincesizler, kafast kartgtklar, mitomanyaklar diirtist

davranrqr ancak baqkalarrnrn dtiriistli.iklerini gdrerek 6frenebilirler,

bunun tersi ige yrrnmaz.

Consentius, sapkrn

oldufu belli

olanlarr aldatabilmek igin

dordtincii

bir

gerekge daha

ileri

si.irtiyordu. Onun amacl karqrhk vermek veya ders vermek defildi. Yalan soylemekle, en yiice defier olarak giirdiilti dofruluk ilkesine hizmet edecefini diiqiini.iyordu. Bu amaca

iki

yolla varrlabilirdi. Oncelikle Priscillian yanhlarrntn yalan rnaskesini dtigtirmek

istiyordu,

hem

dinle

ilgili

giiriiqlerinin

yanhqhfrnr hem de kendilerini korumak igin sOyledikleri yalanlarr

(6)

Marmara iletigim

ortaya grkartmak istiyordu. Bunu yaparak kendi gergek imanrna

baflrhfrnr

gdsterecek ve diiqmanlarrnr bozguna ufratacak veya zayrflatacaktr.

Bu iddiaya Augustine'in cevabr gok sert oldu:

Peqinde oldu[umuz bu

en biiyiik

avrmlza yalan sdyleyerek

onlarrn iddialarrnr destekledigini gormiiyor musun'? Sen kendin de gdsteriyorsun, bu tamamryla Priscillian'crlann giiriiqiidiir. B u g6riiqti Scripture'dan* (*Q.n., Scripture: Kitah-t Mukaddes,

incil)

kanrtlar

g0stererek

geliqtirirler. Patrikleri,

Peygamberleri, isa'nrn Havarilerini, melekleri ve hatta Yiice Efendimiz isa'yr bile Ornek gdsterrneye ciiret ederek onlarrn yaptrklarr

gibi

yalan sdylemeye tersvik ederler yandaqlannr. Giiya hatalarrnrn

dolrululunu

ancak

Hakikatin yalan oldulunu sdyleyerek ispatlayabileceklerini sanrrlar. Bunlann

taklit

edilmesi degil yalanlarrnrn yiizlerine vurulmasr gerekir s

Augustine'in de gdsterdigi gibi, yalancrlara yalan sriylemenin

mazereti olarak dolruculufu dne stirmek pek saflam

bir

gerekge gibi gdriinmtiyor. Trpkr intikam almak veya karqrhk vermek tizere hakkaniyet arayrgrnrn

ve

yarar elde etmenin dne si.irtilmesinde

oldu[u gibi, do[ruculuk igin de yalancrlara yalan soylemenin hakhhfr

bdyle

ileri

siirtilemez. Ancak

bu

tiir

yalanlarrn daha mazur gdriilebilecefi

bir

durum vardrr. Yalancryla aldatrlan arasrnda

aldatmacah iliqkinin ya$anmasr konusunda karqthkh

bir

anlagrna varsa yalan sorun olmayabilir.

Karqrhkh Aldatmaca

Bdltimtin baqrnda ahntr yaptrprmtz Shakespeare'in sonesi gok

tanrdrk, biraz

da

acrkh

bir

insanltk durumudur.

Iki

insan ne

yaptrklannrn farkrnda olarak birbirlerini aldatrrlar, maskelenen

durumla

yiz

yuze gelmek yerine aldatmacayt siirdiirmeyi tercih

ederler.

Her

biri,

ijtekinin

sergiledifi pohpohlama

ve

giivene inanryormuq gibi yapar:

Yalan stiyler dururuz, ben ona, o da bana: Tath dille sararlz aytbrmrzt yalana.6

Arkadaqhklarm, ailelerin go[unda yanrlsamalan besleyen btiyle karqrhkh bir anlayrq htikiim siirer. Ytizleqmenin act verdi[i antlardan

sdz edilmez, herkes gerektiginde karqrsrndakine destek vermeye

hazrrdr. Bu

tiir

bafhhklar bazen gdniillii olarak kurulur ama gofu

zaman da katlanmak act verir, her geye yeniden baqlamak ise nere-deyse mtimktin degildir.

(7)

Mqrmard Iletitim

Aldttmantn biiylesi, partnerlerin kurallarr

bilip

ona grire tryun

oynamalanna benzer.

Bir

nevi sdzlegme

gibidir. Bu

ilnla$mada herkes neler yapabileceginin, neler elde edebilece$inin agtkqa

firkrndadrr. Poker oyunu biiyle bir anlaqmayla oynanir. Iginde giiven'

giivensizlik, pazarhk

ve

kumar olan

bir

karrgrmdtr. Karqrhklr

aldatmacalar poker gibi krsa siireli olabilece[i gibi stiresi belirsiz de

olabilir. Ortaya konan bahis 6nemsiz de olab'ilir, yiiksek de. En iyi haliyle gdntillii ve agrkga kabullenilen,

istendili

zaman da sona erdirilen

bir

durumdur bu. Ancak bu qekilde aldatmacantn yol

agabileoegi olumsuzlukliurn iistesinden gelinebilir.'

("

Burada al-datmacayla Eiddet arasrnda

bir

karqtlaEtrrma yapabiliriz.

Boks

magr,

insanlartn

kendi iradeleriyle

kargllaEmalarly-la

baglar

ve

iizerinde

anlaqma

sallanmlg

belirli

kogullar qergevesinde

sona

erer.

Diielloya insan

kendi

iste[iyle

girer

ama genellikle

hig

olmazsa

bir

taraf

iqin

toplumsal

bir

mecburiyet sdz konusudur.

Bir

karqrlaEmaya

bir

kez

girildi

mi,

ancak

biiyiik

zorluklarla

terk

edilebilir-

Son

olarak da

bir

saldln kurbanln

serbestge

girmedili'

zorla

karqr kuvvet

kullanmadan

da

iginden grktlamayan

bir

du-rumdur. )

Ancak bazr karqrhkh aldatmacalarln ideal bir anlagma sergiledigi

sdylenebilir. Ashnda bazrlart, yalanctlartn <iyle adlandrrmasrna'

coEunlukla da dyle olduguna inanmasrna ralmen anlaqma bile

i"iit,.tir.

Ornegin ijlmekte olan veyt kronik hasta olan kililere yalan sdyleyenler "nastl olsa tjlmekte oldulunu

bildifimi

biliyor" diyerek daha diiriist konuqma zorunlulufundan kaqmayt tercih ederler. Bu her iki tarafi da krsrtlayrcr bir durumdur. Ozellikle hasta, dolru

bilgi-ye ulaqmada daha giivencesiz durumda oldulu igin krsttlanmtqtlr. 6te yantlan eEer hast.t, cesaret klrlol kdtii haberlerin kendisine ile-tihnemesi talebinde bulunursa, herkesin ortak gdrii$ii dogrultusunda biryle bir anlaqma sallanabilir. Her zaman oldugu gibi en zor durum da, hastanrn

dolrulan

duymak istemedilini dii$iiniip de yasak

bdlgeye girmekten korkulduEu iqin, bunu hastaya sormaya cesaret edememe halidir.

Bazr oazarltk durumlarlnda, 6rn. altct-sattct, savunmir-yargl bazen

de kan-koca iliqkilerinde bdyle karqrhkh aldatma rolleri oynartz. Pazarda mal satarken yanhq beyanlarda bulunulmasr altqllmtq bir

<iurum<lur. Ahg-verig strasrnda herkesten

iyi

niyet beklemek pek

akrlhca olmaz. Ahcrlarla sattcrlar bilerek ve isteyerek pazarltk

yapiuken, verebileceli son fiyatrn bu oldulunu veya gtiya arttk malla

ilgilenmedigini sciyleyerek yaptlklarr abartmalarla kargrlarrndakini yanrltarak aldattrklannr pek de sdyleyemeytz. Her

iki

taraf da oyu-nun kurallannr kabullenmiqtir Eiinkii.

(8)

Murmaru I latisim

Taraflardan

biri

ya da her

ikisi

de pazarhla

giiniillii

olarak

katrlmryorsa veya aldatmacaya meydan veren ko$ullardan etit olarak haberdar de!illerse sorun Erkar. Yalancrlar genellikle gdniillii olarak kargrhkh

bir

pazarhk yaprldrlrnt iine siirerek yalanlarrna mazeret giistermeye gahqrrlar. Ornelin bir fabrika sahibi, gelecek

segimi sendika kazanrrsa makinelerin duracalrnr sdylemekle yalan

bir

beyanda bulunuyor

olabilir.

Bdyle

bir

aldatmaca karqrlrkl anlaqmal r-pazarl

rk

olarak adlandrrrlamaz. Igverenin oynadrIr

"oyunun kurallanndan" iqgilerin tam olarak haberi yoktur gtinkii.

I;Eiler,

iqverenin aldatmasrna karqrhk vermek

igin

de oldukga dezavantajh durumdadrrlar.

Ayrrca

kendilerine

s(iylenenin kandrrmaoa oldulunu bilseler dahi gidebilecekleri baqka

bir

ig olanalr yoksa pazarhk etme durumunda olmayabilirler.

Sendika oluSturulurken genellikle bu aldatma olasrhlr gaiz dniine alrnlr, patronun drnelin yiizde on maag zammrnda rsrar ederlerse makinelerin duraca!r yolunda bir yalan beyanda bulunabilece!ini

ta-ratlar dtiqtinrirler. Sendika pazarl* masasrnda aldatmaca tehditlerde

bulunuak kargrl* verebilir. Ama iki tuaf da oyunun kurallarrnr

bildi-!i

halde, bu kurallan uygulamaya razr olmayabilir. Ne paziLrhlr terk etme ne de, konugulmayan kurallan degiqtirme dzgiirliikleri vardrr'.

Bu

rirneklerin gOsterdigi

gibi,

pazarhktaki

ve

ahq-veriqteki

aldatmacalar

her

zaman oyundaki

gibi

karqrhkh

ve

(izgiiree

kabullenilmiq aldatmacalar degildir. Buna ra!men, aldatmacaya razt

olnrayan kigilerin yanrltrldrlr bagka oiaylara

yol

agabileceli ve kiqiler birbirlerine zarar vermedigi halde bu durumun yalancrlann

kendilerini etkileyebilece!i ileri silriilebilir. Bir kez daha oyunliudaki yalan ve bldf benzetmesi iqe yarayabilir. Bu

tiir

oyunlann gogunda

slnlrlar belirlidir.

Oyunoular

kiminle,

neyi,

hangi kurallarla

oynadlklannr

bilirler.

Belli

pazarhk

durumlan

agrkga diger

durumlardan farkhdr. Ama hepsi defit. Bu agrk olmayan durumlarda aldatmacanln ne zaman olup ne zaman olmamasr gerektifini, kimin

g0niiilii

katlllmcr olup olmadrlrnr ve "kurallarrn" nereye kadar aldatmaoaya izin verdi!ini anlamak zordur.

Aldatmacr pazarhlr fazla

ileri

gaitiirenler iqin bu

tiir

zorluklar artar. Makul slnlrlarl alrp hata yapma derecesine girdiklerini fark

etmeyebilirler. Kurallann aldatmacaya

izin verdi!i

koqullann

gizgisinin gok belirgin olmadrlr durumlarda aldatmaoa taktikleri ilirlkinin baqka boyutlanna da kayabilir. Sonugta, pazarhEln kendisi zararslz gibi gdriinse de, kugrhkh anlayl$a dayandrlr kabul edilen aldatmacanln katrhmcrlannr olumsuz yargrlara ve giivenin sarsrlma-slna giitiirebilir.

(9)

Pazarhk yapmanrn ve sattcthlrn pek gok geqidi, kabul edilmiq gibi

g(jriinen olaytn gergevesi iginde ve drqrnda kalan saytstz uygulama

bigimleri vardrr. Kiqisel dlgiitleri genellikle giinliik yaqam igerisintle

belirlenir. Yakrnlarda yaprlan bir gahgma, iqadamlannrn iglerinde

karqrlagtrklan baskrlar yiizilnden, kiqisel 6lgiitlerinde aldatmaoaya

dtha

qok baqvurmak zorunda kaldrklannr giistermektedirT

.

Bu arra$tlrmaya giire iqadamlarr "saytlann y(inlendirmesi"nin yanr srit

reklirmcrhkta,

biiyiik

iqletmelere, miilterilere ve hiikiimete bilgi vermede diiriistlii!iin bir sorun oldulunu s6ylemektedirler.

Ozetle; yalanrn zararstzlt!t, bir kriz anrntn

varhlr

veya belirli

koqullrrda karqrhkh rtzantn bulunmasrntn aldatmacayr tek baErna

hakh giisteremeyecegi gibi, bir kimsenin yalancr oldugu gergefi de kendi ba;rna, aldatmacanrn

bir

mazereti olamaz. Segeneklerin

g(izden gegirihnesi,

ahliki

lddialann dikkate altnmasr ve halktn

genel kabuliiniin var olup olmadrftnrn hesaba katrlmasr gereklidir.

Ancak.

kiqinin

yalan sdylemek

istedi!i

yalancl zarar verlcl

durumdaysa denge yine bozulabilir. Bu kez yalan s0ylenen

kili

yalancr oldulu igin defit, tehdit ydnelten bir kiEi oldu[u igin. Buraya i<adar ciddi bir zarartn ijnlenmesi amaotyla, bir zorlamaya karqrltk vennek anlamrndaki yalanrn hakh giiriilebilecelini iqledik' $imdi de zarar vennesinden korkulanlart, muhaliflere ve tehdit gibi gdriilen

kimselere yalan sdyleme konusunu ayrtnttll iSlemek istiyorum.

Qiinkii

bir

tehdit oldufuna inandrklan igin Consentius ve Nixon

tiiilmanlanna yalan siiylemeyi hakh giiri.iyorlardr. Yalnrzca yalanlara

karqrhk vermek, yalancrlarr krqkrrtmak veya gergek oldu!una

inandrklarr qeylere destek vermek de!ildi amaqlarl.

Marmara Ileti[im

DiPNOTLAR

Son yiizyrllarla

ilgili

tartrqmalarda gdzden kagttItnt

diiqiindtigiimiiz bir durumun belirtisidir bu. Ornelin, Hannah Arendt gibi Eok okunan bir ytzar

'

"Truth and PoLitics" ("Hakikat ve Siyaset"

)

yaztstnda,

ZerdiiqtEiililk drqrnda biiyiik dinlerin hig birisinde yalancrh!a ijliimoiil giinahlar arasrnda yer verilmediEini, yalan stiylemenin ancak puritan ahllkqtlt!tn

yiikselmesiyle ciddi sug olarak gdriildii!iinii ileri

siirebilmektedir (Peter Laslett ve W.G. Runciman, (der.) Philosophy, Polittcs and Society,3.cilt [New

York: Barnes and Noble, 19671, s.108).

Augustine, "Against Lying" , ss.l25-26.

Kargllaqtrma iEin Bkn. Benjamin Spock, Baby and Child Cara

(New York:Pocket Books, 1976), s.355.

5l

2 3

(10)

Marmara iletiSim

a

Hediye vermek ve almakla

ilgili

karmaqrk rittieller igin Bkn. Marcel Mauss, The Gift (New York: W.W. Norton &

Company, 1967).

5

Augustine, "Against Lying",2. B0liim.

6

Christopher Ricks Ingilizce'de gok kullanrlan "lie (yalan) ve

lie (vaziyet)" sdzctik oyununu tartrqlyor, "Lies", Critical Inquiry, Sonbahar 1975, ss. l2l-42.

7

Steven

N.

Brenner ve Earl

A.

Molander, "ls the Ethits

of

Busincss Changing?," Harvard Business Review ",55 (Ocak-$ubat 1977): 5l -1 l.

Not: Qevirmen Notlarr italik Asteriksle (*e.u.) Metin yanrnda

Referanslar

Benzer Belgeler

Uzmanlar patolojik yalan söylemekten kurtulmanın zaman alacağını söylüyor ve bazı önerilerlerde bulunu- yorlar: “Kendinize, daha dürüst olmak istediğinizi ve ya-

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da

ker bir sistem ya da elektronik cihazda bulunan güven- lik açığını tespit ederse buradaki bilgileri sızdırmak ya da kötü amaçlarla kullanmak yerine, yetkili kişileri

Baltalimanı Hastanesi hariç, hastane yanındaki gazinodan Rume­ lihisarı önüne kadar uzanan kıyı ku­ şağındaki tüm yalı ve apartm anlar yıkılma planı

a) İslam hukukunda da davalının -para ile olmasa da- kefâletle salıverilebileceğine dair örnekler vardır. Mesela, Hanefi hukukçusu İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar adlı

Ne kadar zaman sonra olduğunu bilmediğim koltuğumdan kalkıp yatağıma vardığım zaman bambaşka bir hikâye kurgularken buluyorum kendimi.. Kurgulamanın daha başlarında

Hint’ten çin’den maçin’den ve turan’dan Bütün yalanlar döner paris’ten ve roma’dan Ve londra’dan ve lizbon’dan ve madrit’ten Newyork diye bir yer hiç olmadı

Bataklıkta oluşan sivrisinek yayla olarak tabir edilen Boğazpınar köyünü ciddi olarak rahatsız ediyordu artık.”.. ‘Bo ğazpınar Halkı Ekmeğine Göz