• Sonuç bulunamadı

Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin iletişim becerilerinin ve çocuklarının sosyal problem çözme becerilerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin iletişim becerilerinin ve çocuklarının sosyal problem çözme becerilerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi"

Copied!
235
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM

DALI

ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠME DEVAM EDEN (48- 72 AY)

ÇOCUKLARIN ANNELERĠNĠN ĠLETĠġĠM

BECERĠLERĠNĠN VE ÇOCUKLARININ SOSYAL

PROBLEM ÇÖZME BECERĠLERĠNĠN FARKLI

DEĞĠġKENLER AÇISINDAN ĠNCELENMESĠ

BETÜL ÇEBĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Dr. Öğr. Üyesi AYSEL ÇAĞDAġ

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı BETÜL ÇEBĠ

Numarası 104238031003 Ana Bilim / Bilim

Dalı Çocuk GeliĢimi ve Ev Yönetimi Eğitimi/ Çocuk GeliĢimi ve Eğitimi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48-72 Ay) Çocukların Annelerinin ĠletiĢim Becerilerinin ve Çocuklarının Sosyal Problem Çözme Becerilerinin Farklı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)
(4)

ÖNSÖZ

AraĢtırmamın amacı, 48- 72 aylık okul öncesi kuruma devam eden çocukların annelerinin iletiĢim becerileri ile çocukların sosyal problem çözme becerilerini farklı değiĢkenler açısından incelemektir.

Bana bu çalıĢma sırasında yardımlarını esirgemeyen danıĢmanım Dr. Öğretim Üyesi Aysel ÇAĞDAġ’a, Çocuk GeliĢimi Bölüm BaĢkanı Prof. Dr.

Ramazan ARI’ya, derslerinde büyük kazanımlar sağlayan Kezban TEPELĠ ve Mustafa USLU hocalarıma teĢekkürü bir borç bilirim.

AraĢtırmamda veri toplama aracı olarak kullandığım Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢim Aracı (ABÇĠDA) ölçeğini geliĢtiren ve kullanmamızı izin veren Doç. Dr. Nalan ARABACI’ya desteğinden dolayı teĢekkür ediyorum.

Ayrıca beni her zaman destekleyen ,varlıklarından gurur duyduğum annem, babam ve eĢime desteklerinden dolayı sonsuz teĢekkürler….

Bu çalıĢmamı sizlere ithaf ediyorum.

BETÜL ÇEBĠ

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Bu araĢtırmanın genel amacı ‖Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin iletiĢim becerilerinde annenin yaĢına, eğitim düzeyine, mesleğine, çalıĢıp çalıĢmamasına ve çocuk sayısına göre farklılaĢmakta mıdır?‖ ve ‖Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların sosyal problem çözme becerileri çocuğun yaĢına, cinsiyetine, kardeĢ sayısına, doğuĢ sırasına, okul öncesi eğitime devam etme süresine ve anne- babanın yaĢına, eğitim düzeyine, mesleğine, çalıĢıp çalıĢmamasına göre farklılaĢmakta mıdır?‖ ve ‖Annelerin ĠletiĢim Becerileri ile Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Arasında ĠliĢki var mıdır?‖ sorularına cevap aramaktır.

ĠliĢkisel tarama modelinde düzenlenen araĢtırmanın çalıĢma grubu; 2018/2019 eğitim öğretim yılı KahramanmaraĢ ili merkez ilçelerindeki okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim gören 48-72 aylık 479 çocuk ve annelerinden oluĢmaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak ―Aile Genel Bilgi Formu‖, ―KiĢisel Bilgi Formu‖ , ‖Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimini Değerlendirme Aracı‖ ve ‖Wally Sosyal Problem Çözme Testi‖ kullanılmıĢtır.

AraĢtırma sonucunda annelerin iletiĢim becerileri puan ortalamalarının; yaĢa göre, dinleme ve mesaj alt boyutlarında; eğitim düzeyine göre, konuĢma, dinleme, mesaj, sözsüz iletiĢim ve empati alt boyutlarında; mesleğe göre, konuĢma, mesaj ve sözsüz iletiĢim alt boyutlarında; çalıĢıp çalıĢmamaya göre, mesaj ve empati alt boyutlarında; çocuk sayısına göre ise, dinleme, mesaj, sözsüz iletiĢim ve empati alt boyutlarında anlamlı farklılaĢtığı saptanmıĢtır. Çocukların sosyal problem çözme becerilerinin; cinsiyet, kardeĢ sayısı, doğum sırası, okul öncesi eğitime devam süresi, baba yaĢı, anne- baba eğitim düzeyi ve baba mesleğine göre farklılaĢtığı görülmüĢtür.

Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Eğitim, ĠletiĢim Becerileri, Sosyal Problem Çözme

Becerisi Öğ ren ci ni n

Adı Soyadı BETÜL ÇEBĠ Numarası 104238031003 Ana Bilim / Bilim

Dalı Çocuk GeliĢimi ve Ev Yönetimi Eğitimi/ Çocuk GeliĢimi ve Eğitimi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı Dr. Öğretim Üyesi Aysel ÇAĞDAġ

Tezin Adı Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48-72 Ay) Çocukların Annelerinin ĠletiĢim Becerilerinin ve Çocuklarının Sosyal Problem Çözme Becerilerinin Farklı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı BETÜL ÇEBĠ

Numarası 104238031003

Ana Bilim / Bilim Dalı Çocuk GeliĢimi ve Ev Yönetimi Eğitimi/ Çocuk GeliĢimi ve Eğitimi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı Dr. Öğretim Üyesi Aysel ÇAĞDAġ

Tezin Ġngilizce Adı

An Analysis of the Communication Skills of Mothers Whose Children Continue to Pre- school Education (48-72 Months) and Children’s Social Problem Solving Skills in terms of Several Variables.

SUMMARY

The overall aim of this research was to seek for the questions ‖Do the communication skills of mothers whose children continue to pre-school education (48-72 Months) differ across their age, educational level, working condition and the number of children?‖ , ‖Do pre-school children’s (48-72 Months) social problem-solving skills significantly vary across their age, gender, the number of siblings, birth order, the duration of pre-school education, mother-father age, education level, occupation, working condition?‖ and ‖Is there a relationship between mothers’ communication skills and children’s social problem solving skills?‖

The research utilized relational survey method. The working group consisted of 479 48-72 month- children who continue to pre-school education centres in the central districts of KahramanmaraĢ during the 2018/2019 academic year and their mothers. This research employed ‖Family General Information Form‖ , ‖Personal Information Form‖ , ‖Parent-Father-Child Communication Assessment Tool‖ and ‖Wally Social Problem Solving Test‖. Research results revealed that the mean of the mothers’ communication skills significantly differed across listening and message dimensions in terms of age; speaking, listening, message, non-verbal communication and empathy dimensions in terms of educational level; speaking, message and non-verbal communication dimensions in terms of occupation; message and empathy dimensions in terms of working condition; listening, message, non-verbal communication and empathy dimensions in terms of the number of children. Research results also suggested that children’s social problem solving skills significantly vary across their gender, number of siblings, birth order, and duration of pre-school education, father's age, parental education level and father's occupation.

(7)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No

Bilimsel Etik Sayfası………..…..….…...i

Yüksek Lisans Tez Kabul Formu……….…ii

Önsöz………...………iii Özet………..…iv Summary………..v Ġçindekiler………...…vi Kısaltmalar……….xiii Tablolar Listesi………...xiv ġekiller Listesi………..xvii GiriĢ………...1 Problem……….1 Amaç ………...…4 Alt Amaçlar………...4 AraĢtırmanın Önemi……….6 Varsayımlar………...7 Sınırlılıklar………8 Tanımlar………8

BÖLÜM I- ĠLGĠLĠ KURAMSAL TEMELLER VE ARAġTIRMALAR……...10

1.1. Anne- Baba-Çocuk ĠletiĢimi………..…10

1.1.1. ĠletiĢim Tanımı……….10

1.1.2.ĠletiĢimin Amacı ve Önemi………...11

1.1.3.ĠletiĢim Modeli………..12

1.1.3.1.Kaynak ve Hedef Birimler………13

1.1.3.1.1.Kaynak Birim (Gönderici)………..…...…13

1.1.3.1.2.Hedef Birim (Alıcı)……….13

1.1.3.2.Kanal……….14

(8)

1.1.4.Temel ĠletiĢim Süreçleri………..….15 1.1.4.1.Kod………...15 1.1.4.2.Kodlama………...16 1.1.4.3.Kod Açma………16 1.1.4.4.Yorumlama………..…16 1.1.4.5.Geri Bildirim………16 1.1.5.ĠletiĢim Türleri……….…………17 1.1.5.1.Sözlü ĠletiĢim………....17 1.1.5.2.Sözsüz ĠletiĢim………..17

1.1.6.Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimi………..…18

1.1.7.Anne- Çocuk ĠletiĢimi………..……..…20

1.1.8.Baba- Çocuk ĠletiĢimi……….…...21

1.1.9.ĠletiĢimi Etkileyen Faktörler………..…22

1.1.9.1.Kabul………22

1.1.9.1.1.Kabul Çizgisinin DeğiĢkenliğinin Nedenleri………24

1.1.9.1.1.1.Anne- Babaya Ait Nedenler………25

1.1.9.1.1.2.Çocuğa Ait Nedenler………26

1.1.9.1.1.3.Çevreye Ait Nedenler………..……26

1.1.9.2.Empati……….…..26

1.1.9.3.Saygı………..…….…..28

1.1.9.4.Saydamlık……….………29

1.1.9.5. Dinleme………29

1.1.9.5.1.Edilgin Dinleme……….………30

1.1.9.5.2.Etkin Fiziki Dinleme………..…30

1.1.9.5.2.1.Beden DuruĢu………31

1.1.9.5.2.2.Göz Kontağı………..……31

1.1.9.5.3.Etkin Dinleme (Katılımlı Dinleme)……….…..32

1.1.9.5.3.1.Etkin Dinlemenin Yararları………..33

1.1.10.ĠletiĢim Engelleri ve Çocuk Üzerindeki Etkileri………..33

(9)

1.1.11.1.Savunucu ĠletiĢimin Sakıncaları………....42

1.1.11.2.Savunucu ĠletiĢimin Temelinde Yatan Tutumlar………..…42

1.1.11.2.1.Yargılayıcı Tutum………...…43

1.1.11.2.2.Denetlemeye Yönelik Tutum………..…...…43

1.1.11.2.3.Belli Bir Stratejiyi Ġzleyen Tutum………..44

1.1.11.2.4.Aldırmaz, Umursamaz Tutum………..……..…..44

1.1.11.2.5.Üstünlük Belirten Tutum………...…..45

1.1.11.2.6.Kesin Tutum………...…45

1.1.11.3.Savunucu ĠletiĢimi Ortadan Kaldırmayı Sağlayan Tutumlar…………45

1.1.11.3.1. Yargılayıcı Tutuma KarĢı Tanıtıcı Tutum……….…...46

1.1.11.3.2.Denetlemeye Yönelik Tutuma KarĢı Soruna Yönelik Tutum….46 1.1.11.3.3.Belli bir Stratejiyi Ġzleyen Tutuma KarĢı Kendiliğinden OluĢan Tutum………..…47

1.1.11.3.4.Aldırmaz Umursamaz Tutuma KarĢı AnlayıĢ ve Duygusal Yakınlık Gösteren Tutum……….….. 47

1.1.11.3.5.Üstünlük Belirten Tutuma KarĢı EĢitlik Belirten Tutum…….…47

1.1.11.3.6.Kesin Tutuma KarĢı Denemeci Tutum………48

1.1.12.Çocukla ĠletiĢimde Kullanılan Dil………..….48

1.1.12.1. Sen Dili………..…48

1.1.12.1.1. Sen Dili ile KonuĢmanın Çocuk Üzerindeki Olumsuz Etkileri…49 1.1.12.2.Ben Dili………...49

1.1.12.2.1.Ben Dili KonuĢmanın Yararları……….….50

1.1.12.2.1.1. Anne- Babaya Sağladığı Yararlar……….…..50

1.1.12.2.1.2.Çocuğa Sağladığı Yararlar………...51

1.1.13.Anne- Baba- Çocuk ÇatıĢmalarını Kim Kazanır Kim Kaybeder?...52

1.1.13.1.Yöntem I………....52

1.1.13.1.1.Anne- Baba Üzerindeki Etkileri………53

1.1.13.1.2.Çocuk Üzerindeki Etkileri………..53

1.1.13.2.Yöntem II………...53

(10)

1.1.13.2.2.Çocuk Üzerindeki Etkileri………..54

1.1.13.3.Yöntem III………..….55

1.1.13.3.1. Anna- Baba- Çocuk Üzerindeki Etkileri……….55

1.2.Sosyal GeliĢim………...56

1.2.1.Sosyal GeliĢimin Tanımı……….…56

1.2.2.Sosyal GeliĢimin Amacı ve Önemi……….57

1.2.3.Sosyal GeliĢimle Ġlgili Temel Kavramlar………58

1.2.3.1.Benlik………..……….….58 1.2.3.2. KiĢilik ……….…59 1.2.3.3. SosyalleĢme……….….59 1.2.3.4. SosyalleĢtirme………..60 1.2.3.5. Sosyal Olgunluk………...60 1.2.3.6. Tavır………...………..61 1.2.3.7. Norm………...……….61 1.2.3.8. Dengeleme………...61

1.2.4. Erken Çocukluk Döneminde Sosyal GeliĢimi Açıklayan Kuramlar……62

1.2.4.1. Psikanalitik Kuram………62 1.2.4.1.1. Psikoseksüel Kuram………62 1.2.4.1.1.1. Oral Dönem………..62 1.2.4.1.1.2. Anal Dönem……….63 1.2.4.1.1.3. Fallik Dönem………63 1.2.4.1.2. Psikososyal Kuram………..64

1.2.4.1.2.1. Temel Güvene KarĢı Güvensizlik……….65

1.2.4.1.2.2. Özerkliğe KarĢı KuĢku ve Utanç……….………….65

1.2.4.1.2.3. GiriĢkenliğe KarĢı Suçluluk………..66

1.2.4.2. Sosyal Öğrenme Kuramı………67

1.2.4.2.1. Bandura Sosyal Öğrenme Kuramı………..……67

1.2.4.3. Sosyokültürel Kuram……….……69

1.2.4.4. Ekolojik Kuram……….…….……70

(11)

1.2.5.1. 0-2 YaĢ Arası Sosyal GeliĢim……….72

1.2.5.2. 3-4 YaĢ Arası Sosyal GeliĢim………74

1.2.5.3. 5-6 YaĢ Arası Sosyal GeliĢim………74

1.2.6. Sosyal GeliĢimi Etkileyen Faktörler……….…….75

1.2.6.1. Aile……….…….75

1.2.6.2. ArkadaĢlar………76

1.2.6.3. Okul……….77

1.2.7. Sosyal Beceri………..79

1.2.8. Problemin Tanımı ve Özellikleri………79

1.2.9. Sosyal Problem Çözme Becerisi……….81

1.2.9.1. Prososyal DavranıĢ……….….82

1.2.9.2. Saldırgan DavranıĢ……….…….83

1.3. Ġlgili AraĢtırmalar……….………85

1.3.1. Annelerin ĠletiĢim Becerileri Üzerine AraĢtırmalar……….85

1.3.1.1. Annelerin ĠletiĢim Becerileri ile Ġlgili Türkiye’de Yapılan AraĢtırmalar………..…...85

1.3.1.2. Annelerin ĠletiĢim Becerileri ile Ġlgili YurtdıĢında GerçekleĢtirilen AraĢtırmalar ………..90

1.3.2. Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri ile Ġlgili AraĢtırmalar….…90 1.3.2.1. Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri ile Ġlgili Türkiye’de Yapılan AraĢtırmalar……….……….…...90

1.3.2.2. Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Üzerine YurtdıĢında Yapılan AraĢtırmalar……….……….101

BÖLÜM II- YÖNTEM………...103

2.1. AraĢtırma Modeli………....103

2.2. ÇalıĢma Evreni………103

2.3.ÇalıĢma Grubu……….104

2.3. Veri Toplama Araçları……….…...107

2.3.1.Aile Genel Bilgi Formu- KiĢisel Bilgi Formu……….….107

(12)

2.3.2.1.Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢim Aracı (ABÇĠDA) Güvenirliği…….….108

2.3.3.Wally Sosyal Problem Çözme Testi……….….110

2.3.3.1.Wally Sosyal Problem Çözme Testi Geçerliği……….…..111

2.3.3.2. Wally Sosyal Problem Çözme Testi Güvenirliği……….…….112

2.4. Verilerin Toplanması………..…113

2.5. Verilerin Analizi……….113

BÖLÜM III- BULGULAR……….116

3.1.Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48-72 Ay) Çocukların Annelerinin ĠletiĢim Becerileriyle Ġlgili Bulgular………116

3.2. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48-72 Ay) Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileriyle Ġlgili Bulgular………..128

3.3. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48-72 Ay) Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri ve Annelerinin ĠletiĢim Becerileriyle Ġlgili Bulgular………..140

BÖLÜM IV- TARTIġMA VE YORUM………..141

4.1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin ―ABÇĠDA‖puan ortalamaları ile ilgili tartıĢma ve yorum………..….141

4.2. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların‖WSPÇT‖puan ortalamaları ile ilgili tartıĢma ve yorum………...152

4.3. Okul öncesi eğitime devam eden (48-72 ay) çocukların‖WSPÇT‖ puan ortalamaları ve annelerinin‖ABÇĠDA‖puan ortalamaları arasındaki iliĢki ile ilgili tartıĢma ve yorum………..…181

(13)

BÖLÜM V- SONUÇ VE ÖNERĠLER……….………….…185

5.1.Sonuç………185

5.1.1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin ―ABÇĠDA‖puan ortalamaları ile ilgili sonuçlar……….…185

5.1.2. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖ puan ortalamaları ile ilgili sonuçlar……….185

5.1.3. Okul öncesi eğitime devam eden (48-72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖ puan ortalamaları ve annelerinin ‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları arasındaki iliĢki ile ilgili sonuçlar………..….……190

5.2.Öneriler 5.2.1.Eğitimcilere ve Anne- Babalara Öneriler………..191

5.2.2.AraĢtırmacılara Öneriler……….………..192

Kaynakça………..193

Ekler……….…213

Ek-1.KahramanmaraĢ Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü AraĢtırma Ġzni………….…213

Ek-2.Aile Bilgi Formu……….214

Ek-3.KiĢisel Bilgi Formu……….215

Ek-4.Wally Sosyal Problem Çözme Ölçeği………216

(14)

KISALTMALAR

ABÇĠDA :Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimi Değerlendirme Aracı WSPÇT :Wally Sosyal Problem Çözme Testi

(15)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 2.1. ÇalıĢma Grubuna Dahil Edilen Okul ve Öğrenci Sayıları ... 104 Tablo 2.2. ÇalıĢma Grubunu OluĢturan Annelerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları ... 105 Tablo 2.3. ÇalıĢma Grubunu OluĢturan Çocukların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı ... 106 Tablo 2.4. ÇalıĢma Grubunu OluĢturan Babaların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı ... 107

Tablo 2.5. Okulöncesine devam eden (48- 72 Ay) Çocukların

Annelerinin‖ABÇĠDA‖puan ortalamalarına göre normallik dağılımları ... 114

Tablo 2.6. Okulöncesine devam eden (48- 72 Ay) Çocukların‖WSPÇT‖puan ortalamalarına göre normallik dağılımları ... 114 Tablo 3.1. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların Annelerinin

―ABÇĠDA‖Puan Ortalamalarının Annelerin YaĢlarına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 117

Tablo 3.2. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların Annelerinin

―ABÇĠDA‖ Puan Ortalamalarının Annelerin Eğitim Durumuna ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 119

Tablo 3.3. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların Annelerinin

―ABÇĠDA‖ Puan Ortalamaları Annelerin Mesleklerine ĠliĢkin Tek Yönlü

Varyans Analizi Sonuçları ... 122

(16)

―ABÇĠDA‖ Puan Ortalamalarının Annelerin ÇalıĢıp ÇalıĢmamasına ĠliĢkin

Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 124 Tablo 3.5. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların Annelerinin

―ABÇĠDA‖ Puan Ortalamalarının Annelerin Çocuk Sayısına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 126 Tablo 3.6. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların‖WSPÇT‖

Puan Ortalamalarının YaĢına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 129 Tablo 3.7. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Cinsiyetlerine ĠliĢkin T Testi Sonuçları ... 130 Tablo 3.8. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının KardeĢ Sayısına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları 130 Tablo 3.9. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Doğum Sırasına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları 131

Tablo 3.10. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamaları Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Süresine ĠliĢkin T Testi Sonuçları ... 132

Tablo 3.11. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Annelerin YaĢlarına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 133

Tablo 3.12. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamaları Babaların YaĢlarına ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 134

(17)

Tablo 3.13. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların ―WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Annelerin Eğitim Durumuna ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 135

Tablo 3.14. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Babaların Eğitim Durumuna ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 136

Tablo3.15. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların ―WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Annelerin Mesleklerine ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans

Analizi Sonuçları ... 137

Tablo 3.16. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Babaların Mesleklerine ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 138

Tablo 3.17. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay)

Çocukların‖WSPÇT‖Puan Ortalamalarının Annelerin ÇalıĢma Durumuna ĠliĢkin T Testi Sonuçları ... 139

Tablo 3.18. Okul Öncesi Eğitime Devam Eden (48- 72 Ay) Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ġle Annelerin ĠletiĢim Becerileri Arasındaki ĠliĢkiye ĠliĢkin Sonuçlar ... 140

(18)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1.1. ĠletiĢim Modeli………12

ġekil 1.2. Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimi………..18

ġekil 1.3. DavranıĢ Penceresi-1 ……….24

ġekil 1.4. DavranıĢ Penceresi-2………..25

ġekil 1.5. Etkin Dinleme Süreci………..32

ġekil 1.6. Bandura Sosyal Öğrenme Süreci………68

(19)

GĠRĠġ Problem

Okul öncesi eğitim, doğumdan temel eğitimin baĢlangıcına kadar geçen yılları içine alan, çocuklara zengin uyarıcı ortamlar sağlayan, çocukların hayat sürecinde önemli görülen; fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve dil geliĢimlerinin temellerinin atıldığı ve kiĢiliğinin Ģekillendiği bir süreçtir (Poyraz ve Dere, 2001: 12).

Okul öncesi eğitimi ilköğretime hazırlık gibi düĢünmekten çok, çocuğun aile dıĢına attığı ilk adım olarak düĢünmek gerekir. Çocuk özellikle ilk üç yıl model olarak belirlediği anne babasından alabileceklerini alır ve belli bir olgunluğa eriĢir.

Devamında gerçekleĢtirilen okul öncesi eğitimin amacı ise Frobel’in deyimiyle ‖ Öğrenmeye ilgi uyanmaktır.‖ Okul öncesi eğitim çocukların içindeki cevheri dıĢarı

çıkarmayı hedefler. Çocuk yaĢıtlarıyla iliĢkiye girer ve oyun ortamı bulur (Yavuzer,2010: 181).

Okul öncesi dönem çocukları geliĢim özellikleri nedeniyle derin bir merak dürtüsüne sahiptir. Sürekli merak, inceleme, araĢtırma, karĢılaĢtıkları problemler üzerinde denemelerle neden- sonuç iliĢkisi kurmak amacıyla çalıĢırlar. Yaptıkları bu çalıĢmalar zihinlerinde gerçekleĢen düĢünme eylemini baĢlatır (Dinçer, 1995: 32). GerçekleĢen bu eylemler çocuğun rutini içinde ve doğası gereği meydana gelir. Çocuğa baskı uygulanması ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması dıĢında çocuk süreci olağan akıĢında gerçekleĢtirecektir.

ĠletiĢim kurmanın amacı sosyal çevreden bilgi, deneyim ve beceri kazanmaktır.

ĠletiĢim becerileri bu nedenlerden dolayı önem arz eder

(Durukan ve Maden, 2010: 61). Sosyal bir varlık olan insan diğerleriyle iletiĢim kurmadan, paylaĢımda bulunmadan yaĢayamaz. Ġnsanlar bu paylaĢım sürecinde dil geliĢimini sağlar ve iletiĢim sosyalleĢmeyi destekler. Bireylerin iletiĢim konusunda kendilerini geliĢtirmeleri önemlidir (Çetinkanat, 1996: 18).

Çocuk için iletiĢimin baĢladığı, doğduğu andan itibaren geliĢimini doğrudan etkileyen faktör anne baba çocuk iletiĢimidir. Etkili iletiĢim sayesinde aile üyeleri

(20)

birbirini anlar, iĢbirliği, paylaĢma ve yardımlaĢma gibi olumlu tutum geliĢtirirler. Çocuklar daha özerk, özgüvenli, anlayıĢlı, duygu ve düĢüncelerini ifade etmekten çekinmeyen bireylere dönüĢür (Dönmezer, 2009: 59).

Çocuğun ilk sosyal kazanımı güvendir. Güven duygusunu, anne- çocuk iletiĢimi sırasında ve aralarındaki etkileĢim faktörü sayesinde kazanır. Çocuğun güven duygusuna etki eden, iliĢkinin niceliği değil niteliğidir. Annesini dünyanın merkezi olarak gören bebek annesinden aldığı güven duygusunu yaĢamının ilerleyen yıllarında sosyal iliĢkilerine yansıtır (Yavuzer, 2013: 128).

Okul öncesi dönem çocuğunun ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karĢılanması, sosyal ve duygusal geliĢimlerinin desteklenmesi, ilerleyen dönemlerde potansiyelini en uygun Ģekilde kullanmasını sağlar. Bu dönemde anne çocuğun sosyal yönünü geliĢtirecek bir tutum sergilemelidir. Çocuğuyla etkili bir iletiĢim gerçekleĢtirmeli ve sosyal, duygusal anlamda da desteklemelidir (Özden, 2011: 16).

Aile, çocuk için insanları anlama, insanlar arasındaki varlığa hazırlanma sahnesidir. Çocuk bu sahne de hem izleyici hem oyuncudur. Ġnsanlar arasındaki iliĢkiyi sağlayan prososyal özellikleri aile içinde kazanır. YardımlaĢır, anlaĢır, iĢbirliği yapar. Olumsuz durumlarda gerçekleĢtireceği tutum ve davranıĢları da yine evde öğrenir (Yörükoğlu, 2004: 126).

Kasik (2015:144)’e göre sosyal problem çözme becerisini aile yapısı ve çocuğun aile içindeki konumu etkilemektedir. Bu süreç çocukluktan ergenlik dönemine kadar devam eder. Sosyal problem çözme becerisinde aile içi etkileĢimler (Anne- Çocuk, Baba- Çocuk, Anne- Baba) anne ve babanın model olduğu birer belirleyicidir (Keltikangas, 2005: 34; Pakaslahti vd, 2002: 137). Aile yaĢantıları doğru iletiĢim ve etkileĢimleri içermeyen sorunlu olan çocukların geliĢimleri akranlarına göre geride kalmaktadır (Pere vd, 1981:8090).

Erken çocukluk yılları insan geliĢimde, 5-6 yaĢ dönemi ise sosyal geliĢimde kritik dönemlerdir. Sosyal geliĢimde önem arz eden okulöncesi dönemde sosyal problem çözme becerilerini kazanamayan, engellenen çocuklarda istismar,

(21)

bağımlılık, süreğen olarak suç iĢleme gibi olumsuz tutum ve davranıĢlar görülme olasılığının yüksek olduğu düĢünülür (Dereli Ġman, 2013: 482; Özmen, 2013: 38).

Çocuğun geliĢiminde sosyalleĢme önemli bir süreci temsil eder. SosyalleĢme, bireyin belli bir gruba dâhil olduğu, grubun ilerleyiĢinde etkisi olan, gruptaki diğer üyelerle karĢılıklı olarak değer, inanç ve davranıĢlarını kazandıkları bir süreçtir (Gander-Gardiner, 1995). Okul öncesi döneme giren çocuğun sosyal çevresinde sürekli bir artıĢ görülür. Henüz sosyal hayatı tam olarak benimseyemeyen çocuk, tecrübesizliğinden kaynaklı olarak olumsuz davranıĢlar gerçekleĢtirebilir. Anne, baba ve çevresinde geliĢimine katkı sağlayan yetiĢkinlerin ise çocuğun giriĢimlerini engellemeden olumlu davranıĢlara yöneltmesi gerekir (Bayhan ve Artan, 2007).

Bu yönlendirmede çocuğun doğal yeteneklerinden destek alarak gerçekleĢtirilebilir. Okul öncesi çocukları iyi birer gözlemcidir. Gözlemledikleri durum, iliĢki ve ortamların aynısını gerçekleĢtirebilir, model alarak öğrenir. Anne baba ve diğer yetiĢkinleri gözlemleyerek prososyal ya da saldırgan davranıĢlar kazanabilirler. Anne- babası ile olumlu iliĢkiler gerçekleĢtiren çocuklar karĢılaĢtıkları problemlere karĢı daha az saldırgan davranıĢlar gösterirler (ÇağdaĢ, 2009: 41).

Çocukluk yılları sosyal geliĢim açısından kritik önem taĢır. Küçük yaĢlardan itibaren çocuğun sosyal olarak desteklenmesi durumunda, ilerleyen yaĢlarda da

çocuk sosyal yaĢantısında olumlu geliĢmelerle karĢılaĢacaktır

(ÇağdaĢ ve Seçer,2007:118-119).

Literatür taraması yapıldığında, genellikle çocukların sosyal problem çözme becerilerinin, çocuklarda bulunan farklı geliĢim alanlarıyla karĢılaĢtırıldığı görülmüĢtür. 48-72 ay çocukların en temel eğitmenleri ve yakınları olarak kabul edilen anne babanın sahip olduğu iletiĢim becerilerinin ve çocuğun sosyal problem çözme becerisinin hangi değiĢkenlere bağlı olduğu ve anne iletiĢim becerisi ile çocuğun sosyal problem çözme becerisinin arasındaki iliĢkinin belirlenmesi problem olarak görülmüĢtür.

(22)

Amaç

Bu araĢtırmanın genel amacı ‖Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların Annelerinin iletiĢim becerileri annenin yaĢına, eğitim düzeyine, mesleğine, çalıĢıp çalıĢmamasına ve çocuk sayısına göre farklılaĢmakta mıdır?‖ ve ‖Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların sosyal problem çözme becerileri çocuğun yaĢına, cinsiyetine, kardeĢ sayısına, doğuĢ sırasına, okul öncesi eğitime devam etme süresine ve anne- babanın yaĢına, eğitim düzeyine, mesleğine, çalıĢıp çalıĢmamasına göre farklılaĢmakta mıdır?‖ ve ‖Annelerin ĠletiĢim Becerileri ile Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Arasında ĠliĢki Var mıdır?‖ sorularına cevap aramaktır.

Alt Amaçlar

AraĢtırmanın genel amacı doğrultusunda aĢağıdaki sorulara cevap aranacaktır. 1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin ABÇĠDA

puan ortalamaları ile ilgili olarak;

1.1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin

‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları annelerin yaĢlarına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

1.2. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin

‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları annelerin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

1.3. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin

‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları annelerin mesleğine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

1.4. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin

‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları annelerin çalıĢıp çalıĢmamasına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

1.5. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların annelerinin

‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları annelerin sahip olduğu çocuk sayısına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

(23)

2. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WPSÇT‖ puan ortalamaları ile ilgili olarak;

2.1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları yaĢlarına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.2. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları cinsiyetlerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.3. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları kardeĢ sayılarına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.4. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları doğum sıralarına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.5. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları okul öncesi eğitime devam etme sürelerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.6. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WPSÇT‖

puan ortalamaları annelerinin yaĢına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.7. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WPSÇT‖

puan ortalamaları babalarının yaĢına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.8. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WPSÇT‖

puan ortalamaları annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.9. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WPSÇT‖

puan ortalamaları babalarının eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.10. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları annelerinin mesleğine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

(24)

2.11. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖ puan ortalamaları babalarının mesleğine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

2.12. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları annelerinin çalıĢıp çalıĢmamasına göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

3. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖ puan ortalamaları ile annelerin ‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları arasındaki iliĢki ile ilgili olarak;

3.1. Okul öncesi eğitime devam eden (48- 72 ay) çocukların ‖WSPÇT‖

puan ortalamaları ile annelerin ‖ABÇĠDA‖ puan ortalamaları arasında anlamlı bir iliĢki var mıdır?

AraĢtırmanın Önemi

Doğum anının ardından çocuğun ilk etkileĢimde bulunduğu ve hayatının birçok döneminde çocuğa en yakın olan kiĢi annedir. Bebek ilk günden itibaren sevilmek, kucaklanmak ve ilgi bekler. Bu beklenti ve ihtiyacı karĢılayan öncelikli birey ise annedir (ÇağdaĢ, 2009: 29). Çocuk hayatının bu derece merkezinde olan annenin davranıĢ, tepki ve söylemlerinden fazlasıyla etkilenir. Annenin çocukla iletiĢim kurarken tutumu, sözlü ve sözsüz iletiĢim türleriyle gönderdiği mesajların içeriği, mesajları gönderirken kullandığı dil çocuklar üzerinde çeĢitli etkilere neden olur (ÇağdaĢ ve ġahin Seçer, 2007: 102). Annenin çocuğuyla iletiĢiminde kullandığı dil, sevgi, davranıĢları, duruĢu ve tutumu çocuğun geliĢiminde önemli rol oynar. Çocuk anneyi model alarak kiĢilerarası iliĢkilerin temel hatları konusunda bilgi sahibi olur. Annesiyle gerçekleĢtirdiği iletiĢim Ģeklini çevresine yansıtır (Gülaçtı, 2012:4; Tümkaya, 2012: 337).

Toplumsal iliĢkileri zayıf olan aile, çocuğa ihtiyacı olan sosyal alanları oluĢturmakta yetersizdir. Sosyal çevrelerinde bulunan kiĢilere karĢı olumsuz tutum geliĢtiren anne babaların çocukları huzursuz, çaresiz, kaçma ya da saldırganlık gibi davranıĢ ve duygular gösterebilir (Dönmezer, 2009: 156).

(25)

Bu nedenle sağlıklı iliĢki kurabilen ve sağlıklı iletiĢim becerilerine sahip olan ebeveynlerin çocuklarının sosyal geliĢimlerine ve sosyal problem çözme becerilerine olumlu katkıları olduğu düĢünülür. Bu Ģekilde yetiĢtirilen çocukların sosyal problem çözme becerilerinin yüksek olması beklenir.

Bu araĢtırma sonucunda elde edilecek bulguların özellikle,

1. Annelerin iletiĢim becerileri konusunu güncelleĢtirip, üzerinde düĢünme ve tartıĢma ortamı yaratacağı,

2. Ebeveyn eğitim programlarında ebeveynlerin iletiĢim becerilerini geliĢtirme konusuna ağırlık verilmesine katkı sağlayacağı,

3. Okulöncesi eğitimin öneminin anlaĢılmasında ve yaygınlaĢtırılmasında etkin rol oynayacağı,

4. Okul öncesi eğitim kurumu öğretmenlerinin günlük etkinlik planlarında çocukların sosyal problem çözme becerilerine yönelik farklı etkinlik planlamalarına ve uygulamalarına katkı sağlayacağı,

5. Okul öncesi eğitim kurumu öğretmenlerinin aile katılım etkinliklerinde annelerin iletiĢim becerilerini geliĢtirecek çalıĢmalara daha fazla yer vermelerinde etkili olacağı,

6. Anne- çocuk iletiĢimi ile çocukların sosyal problem çözme becerilerinin arasında bir iliĢkinin olup olmadığının anlaĢılması açısından, bu konuda çalıĢacak araĢtırmacılara ıĢık tutacağı umulmaktadır.

Varsayımlar

Bu araĢtırmada, aĢağıdaki varsayımlardan (sayıltılardan) hareket edilmiĢtir. 1. Annelerin kendilerine uygulanan ‖Anne Baba Çocuk ĠletiĢimi Değerlendirme

Aracı‖ na içtenlikle ve samimi cevaplar verdikleri,

2. Çocukların uygulanan ‖Wally Sosyal Problem Çözme Ölçeği‖ ne içtenlikle ve samimi cevaplar verdikleri varsayılmıĢtır.

(26)

Sınırlılıklar

1. Bu araĢtırma 2018-2019 öğretim yılında KahramanmaraĢ il merkezinde yer alan okul öncesi eğitim kurumlarında (bağımsız anaokulları ve ilköğretime bağlı anasınıflarında) eğitim gören 48-72 aylık 479 çocuk ve annelerinden alınan verilerle sınırlıdır.

2. Annelerinin iletiĢim becerileri ‖Anne-Baba-Çocuk ĠletiĢimini Değerlendirme Aracı (ABÇĠDA)’nın ve çocukların sosyal problem çözme becerileri ―Wally Sosyal Problem Çözme Testi‖ nin ölçtüğü nitelikler ile sınırlıdır.

Tanımlar

Okul Öncesi Eğitim: Doğumdan, ilkokul baĢlangıcına kadar olan çocukluk yıllarını içine alan; bu yaĢ çocuklarının bireysel özelliklerine ve geliĢimsel düzeylerine uygun, zengin- uyarıcı çevre olanaklarını sağlayan; onların tüm geliĢimlerini toplumun kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda, en iyi biçimde yönlendiren, bir eğitim sürecidir (Oğuzkan ve Oral, 1987:2).

Anaokulu: 33-36 aylık çocukların eğitimi amacıyla açılan okuldur (Millî

Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve Ġlköğretim Kurumları

Yönetmeliği,2014).

Anasınıfı: 48-72 aylık çocukların eğitimi amacıyla örgün ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde açılan sınıflardır (Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve Ġlköğretim Kurumları Yönetmeliği,2014).

ĠletiĢim: Bireyler, gruplar ya da toplumlar arasında söz, mimik, jest, yazı, görüntü vb. yollarla bilgi, düĢünce, duygu ve inanç alıĢveriĢini sağlayan etkileĢim sürecidir (Demiray, 2008:9).

Beceri: BaĢarıyla gerçekleĢtirilen davranıĢların tekrarlar neticesinde

alıĢkanlığa ve zamanla davranıĢa dönüĢtürülmesidir (Açıkgöz, 2005: 81).

ĠletiĢim Becerileri: ĠletiĢim ortamlarında birden fazla tekrarlanarak gerçekleĢtirilen iletiĢim eylemleri sonucu, iletiĢimde kaynak ve hedef rollerini

(27)

oynayanların elde ettiği beceriler veya geliĢtirip kazanıma dönüĢtürdükleri yetkinliklerdir (Açıkgöz, 2005:83).

Sosyal Beceri: Çocukların sosyal çevrelerinde sorunlarla karĢılaĢmaksızın; sosyal, fiziksel ve entelektüel gereksinimlerini karĢılayabilecek özel davranıĢlardır (Önder, 2004).

Sosyal Problem Çözme: KiĢinin gerçek yaĢamında karĢılaĢtığı problemlere yönelik olarak değerlendirmeleri ve bu değerlendirmeleri ile ilgili olarak yararlı ya da yararsız kullandığı problem çözme becerilerini kullandığı süreçtir (Dora, 2003).

Anne: Anne, bir çocuğu doğuran, bakımını üstlenen veya kendi doğurmadığı bir çocuğu dahi evlat edinen ve bakımını üstlenen kadın anlamına gelmektedir (TDK, 2012).

(28)

BÖLÜM II

ĠLGĠLĠ KURAMSAL TEMELLER VE ARAġTIRMALAR

1.1. Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimi

1.1.1. ĠletiĢim Tanımı

Büyükalan (2011:126)’a göre ‖iletiĢim, canlı ve cansız bütün varlıkların arasında kurulan her türlü alıĢveriĢtir.‖

Yavuzer (2016)’e göre iletiĢim, söyleyeceğimiz sözlerin ağırlığı taĢımak, sözlerimizin doğru anlamlandırılabilmesi için basite indirgeyerek, nerde, nasıl ve ne kadar sözcük kavramlarını göz önünde bulundurarak, akıcı bir dil eĢliğinde, göz kontağını aksatmadan karĢıdaki kiĢiyle anlaĢma sanatıdır.

Demiray’a (2008:9) göre ise iletiĢim, duygu ve düĢüncelerin, Ģahıslar, zümreler, toplumlar arasında çeĢitli sözlü ya da sözsüz kanallar yoluyla değiĢ- tokuĢunu sağlayan toplumsal bir süreçtir.

ĠletiĢim, sözlü ya da sözsüz semboller kullanarak karĢıdaki bireyde etki oluĢturma olarak tanımlanabilir (Dökmen, 2011: 38) ĠletiĢimin meydana gelebilmesi kaynak ve alıcı konumlarındaki sistemlerin varlığıyla gerçekleĢebilir. Kaynak ve alıcı arasında gerçekleĢen etkileĢim niteliği önemsenmeksizin iletiĢim olarak kabul edilir (Dökmen, 2005: 19).

ĠletiĢimin varlığından bahsedebilmek için gereken Ģartlar (Köknel, 1997: 35) :

 Birbiriyle etkileĢim içinde olan iki iletiĢim birimi,

 Bu birimler arasında gerçekleĢen bilgi, durum, haber alıĢveriĢi,

 Birimler üzerinde davranıĢ değiĢikliğine neden olmaktır.

Ġnsan yaĢamının en temel gerekliliklerinden biri iletiĢim kurabilmektir (Anlıak ve Dinçer, 2005:152). Ġnsan varlığından söz edilen her ortamda iletiĢim

(29)

varlığını da kabul etmek gerekir. ĠletiĢim, sosyalleĢmenin temel gereksinimidir.

Ġnsanlar birbirine olan gereksinimleri neticesinde iletiĢime de ihtiyaç duyar (Nazik ve Bayazıt, 2004: 97).

ĠletiĢim en kısa haliyle; bilginin oluĢtuğu, alıcıya aktarıldığı ve karĢılıklı olarak

anlamlandırıldığı süreçtir. Anlamları ortak kılma yaklaĢımıdır

(Ergin, 2010:7; Mısırlı, 2013: 1).

1.1.2. ĠletiĢimin Amacı Ve Önemi

Sosyal yaĢam içinde iletiĢim temel ihtiyaçtır. Bireylerin amacına ulaĢması için gerekli temel faktör iletiĢimdir. Bireyler çevrede davranıĢ değiĢikliği gerçekleĢtirmek ister ve bunu ancak iletiĢimle gerçekleĢtirebilir. ĠletiĢimin temeli her ne kadar kaynaktan çıkan mesajın alıcıya ulaĢıp tepki göstermesini sağlamak gibi görünse de,

aslında iletiĢim toplumsallaĢmanın ortak unsuru, zorunlu koĢuludur

(Tutar ve Yılmaz, 2012: 25; Uzun, 2010: 13).

ĠletiĢim, hayatın her aĢamasında bulunması sebebiyle, bebeklik döneminden baĢlayarak hayatın içinde kazanılır. ĠletiĢimin doğru bir Ģekilde gerçekleĢtirilebilmesi için bireyin kendini ifade edebilmesi ve karĢısındaki bireyi anlayabilmesi gerekmektedir. Ġnsan sosyal bir canlıdır. Bu nedenle iletiĢim kurmak, insanların psikolojik olarak daha sağlıklı olmalarını sağlar (Kocayörük, 2012: 3).

Ġnsanı diğer canlılardan ayıran ve tanımlayan en önemli özelliği sosyal olmasıdır. Ġnsanlık tarihinin baĢından bu yana insanlar birlikte yaĢamıĢ ve birleĢerek toplumları meydana getirmiĢtir. Toplumsal yapı içinde insanlar çeĢitli paylaĢımlarda bulunmuĢ ve ortak paydalar oluĢturmuĢtur. Ġnsan yapısı gereği bu ortak değer, payda ve toplumsal kuralları oluĢtururken de, bu kavramları sonraki nesillere aktarırken de iletiĢimi kullanmıĢtır (Önder, 2004:11; ÇağdaĢ, 2009:14-15). Ġnsanların bulundukları sosyal çevreye uyum gösterebilmeleri için temel koĢullardan biri iletiĢim becerileridir. Aile, arkadaĢ, okul ve içinde bulundukları toplumla iliĢki kurabilmeleri

ve bu iliĢkileri geliĢtirebilmeleri iletiĢim becerileriyle doğru orantılıdır (Nazik ve Bayazıt, 2004: 98).

(30)

Aynı ortam ve toplum içinde bulunan bireyler, sürekli iletiĢim içindedir; iletiĢim kurmama olasılıkları yoktur (Cüceloğlu, 2009:21). ĠletiĢim becerileri sağlıklı olmayan ve eksiklikler yaĢayan toplumların çağdaĢ uygarlık seviyesine ulaĢması

beklenemez ve kiĢilerarası sorunlar çözümle değil çatıĢmayla sonuçlanır (ÇağdaĢ, 2009: 139).

ĠletiĢimdeki asıl amaç alıcıya iletiyi doğru Ģekilde ulaĢtırmak ve beklenilen tepkiyi almaktır. ĠletiĢim, bireyin kendisini doğru bir Ģekilde anlatabilmesi için gerçekleĢtirilir (Usluata, 1995:5).

1.1.3. ĠletiĢim Modeli

ġekil 2.1. Ġletim Modeli

(Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2011)

HEDEF BĠRĠM (Alıcı) Bilgiler Fikirler Duygular Ġnanç ve tutumlar Algılama Değerlendirme GÜRÜLTÜ Mesajı Kodlama Kanal Kod Açma KAYNAK BĠRĠM (Gönderici) Bilgiler Fikirler Duygular Ġnanç ve tutumlar Algılama Değerlendirme GERĠ BĠLDĠRĠM

(31)

1.1.3.1. ĠletiĢim Birimleri

ĠletiĢim birimleri kaynak birim (gönderici), hedef birim (alıcı),kanal ve mesaj baĢlıkları altında incelenmektedir.

1.1.3.1.1. Kaynak Birim (Gönderici)

ĠletiĢimde baĢlangıç noktası kaynak birimdir. Kaynak birim kendisine ait duygu ve düĢünceleri hedef birime iletmek üzere giriĢimde bulunan bireydir. Kaynak tek bir kiĢi olabileceği gibi, bir grup veya örgüt de olabilir. Kaynak, belirli bir etki yaratmak isteyerek veya yaratacağı etkiyi düĢünmeden mesaj gönderebilir. Ġlettiği mesaj üzerinde kaynak birimin geçmiĢ yaĢantılarının büyük bir etkisi vardır. Kaynak birimin baĢlattığı iletiĢimin etkili olması için, alıcının fazlaca duyu organına hitap etmesi gerekmektedir (Erdoğan ve Alemdar, 1990: 53; BaltaĢ ve BaltaĢ, 1992: 27)

Kaynakta mesaj oluĢmasıyla birlikte iletiĢim baĢlar. Geri bildirim alındığında ise ‖iletiĢim‖ tam anlamıyla gerçekleĢmiĢ olur. Kaynak için doğru anlaĢılabilmek önemlidir. Alıcıya iletilen mesajın, alıcı tarafından yorumlanması sırasında kaynağın zihnindeki ile aynı anlamı ifade etmesi iletiĢimin doğru bir Ģekilde gerçekleĢtiğinin göstergesidir (Ġlenti, 1988: 47).

1.1.3.1.2.Hedef Birim (Alıcı)

Amacı gerçekleĢtirmek üzere mesajın gönderildiği kiĢidir. Göndericinin kodu oluĢturması ve mesajı kodlaması nasıl geçmiĢ yaĢantıları ve kiĢisel özelliklerine göre Ģekilleniyorsa; alıcının kodu açması ve yorumlaması da aynı koĢullarla Ģekillenmektedir (BaĢaran, 1996:68; Ergin, 2010:31; ġimĢek, Akgemci ve Çelik, 2001:106; Bilen, 2004:43).

(32)

ĠletiĢimin daha etkili olması adına alıcıda bulunması gereken temel özellikler (Tutar ve Yılmaz, 2012: 54);

 Alıcı gönderilen mesajla ilgili bilgi sahibi olmalıdır.

 Alıcı gelen mesajı doğru anlamaya istekli ve algılama düzeyinde olmalıdır.

 Mesajla ilgili gereklilikleri yerine getirecek geri bildirim sistemine sahip

olmalıdır.

 Mesajın doğru anlaĢılmasını engelleyecek faktörleri eleyebilmeli ve bu

konuda seçici olmalıdır.

 ĠletiĢim karĢılıklı devam eden bir süreç olması sebebiyle alıcı aynı zamanda

gönderici niteliklerini taĢımalıdır. 1.1.3.1.3 Kanal

Mesajın kaynak ve alıcı arasında ilerlemesini sağlayan yol kanal olarak adlandırılır. Mesaj kanallar aracılığıyla bireyin duyu organlarına iletilir ve alıcı tarafından algılanır. ĠletiĢimde kullanılan kanallar ne derece fazla olursa (görsel kanal, iĢitsel kanal) iletiĢimin etki boyutu o derece yüksek olur (Tutar ve Yılmaz, 2012; 55).

Mesajın hedef birime ulaĢmasını sağlayan kanallar, yüz yüze iletiĢim ve kitle iletiĢiminde farklı Ģekillerde ortaya çıkar. Yüz yüze iletiĢimde beden dili, jest, mimik ve dil; kitle iletiĢiminde gazete, televizyon, bilgisayar gibi araçlar kanal boyutunu karĢılamaktadır (Demiray, 2008: 52).

1.1.3.1.4 Mesaj

Mesaj uyarıların kaynak tarafından hedef birimle ortak semboller kullanarak kodlanmasıdır. ĠletiĢim sürecinde alıcıya farklı Ģekillerde iletilen her Ģey mesajdır (OdabaĢı ve Oyman, 2005: 17; Uzun, 2010: 13). Göndericinin alıcı ya da alıcılara göndermek istediği duygu ve düĢüncelerin anlamlarını ortak kılmak adına kullanılan bir iletiĢim unsurudur (Çetinkanat, 1996: 18; ġimĢek, Akgemci ve Çelik, 2001: 105).

(33)

Mesajlar iletiĢim türünü belirleme de ‖sözel mesajlar‖ ve ‖sözel olmayan mesajlar‖ olarak gruplandırılır. Alıcıya gönderilen mesajlarda bulunması gereken birtakım özellikler vardır. Bu özelliklerden en çok önem teĢkil eden ise dildir. Mesajlarda anlaĢılması kolay, soru iĢaretlerine izin vermeyen, açık bir dil kullanılması gerekir (Bahar, 2012:11). Sözsüz iletiĢim kanalıyla gönderilen mesajlar ise çoğu zaman daha etkili ve sınırsız, fakat karmaĢık olabilir. Bu nedenle iletiĢim anında sözsüz iletiĢim kaynaklarının gönderdiği mesajları göz ardı etmemek gerekir. Çünkü iletiĢimde beden dili % 55, ses % 38 ve sözcükler ise % 7oranında etki göstermektedir (Çiftçi, 2000: 12; Mısırlı, 2013: 3).

Mesaj kaynak birimden çıkana kadar kaynak tarafından denetim altındadır. Fakat kaynaktan çıktıktan sonra hedef birimin denetimine girer. Mesajın kodlanma ve kodun açılma süreçleri zihinsel aktivite gerektirir. Kodun açılması ve anlaĢılması alıcının kod açma sürecini nasıl yönettiğine bağlıdır. Ġyi kodlanan bir mesaj iletiĢimin etkinliğini artırır (OdabaĢı ve Oyman, 2005: 17).

Eren’e (2000: 48) göre mesajın kodlanması aĢamasında dikkat edilmesi gereken noktalar Ģöyledir:

1. Mesajı oluĢturan semboller açık ve net olmalıdır.

2. Somut sembollerin kullanımı daha ön planda tutulmalıdır.

3. Gönderici ve alıcı arasında ortak alan oluĢturan anlamlarda kullanılmalıdır.

4. Alıcı tarafından anlamakta zorluk çekilen kısımların açıklaması yapılmalıdır.

1.1.4.Temel ĠletiĢim Süreçleri

Temel iletiĢim süreçleri kod, kodlama, kod açma, yorumlama ve geribildirimden oluĢmaktadır.

1.1.4.1. Kod

Kod, kaynak ve alıcı tarafından anlaĢılabilecek ortak bir dil oluĢturmak adına kullanılan iĢaretler ve bu iĢaretler arasındaki kuralların tamamıdır. Sözlü iletiĢim

(34)

sırasında değiĢik kodlar kullanılabilmektedir. Yüz ifadesi, söyleyiĢ tarzı, jest ve

mimikler de ayrı ayrı kodlar aktaran mesajlardır (ÇağdaĢ, 2009:23; Cüceloğlu: 2009:76).

1.1.4.2 Kodlama

Mesajın hazır hale getirilmesi, göndericinin duygu, düĢünce ve davranıĢlarının iletilmeye hazırlanmasıdır. Kod olarak kullanılan imgelerin anlama büründürülmesi sürecini tanımlar. Birey imgelerle kodlama yaparken daha önceki

yaĢantılarından kaynaklanan bilgi ve sözcükleri kullanır

(Tutar ve Yılmaz, 2012: 56; Mısırlı, 2013: 3).

1.1.4.3 Kod Açma

Alıcıya farklı kanallar yoluyla iletilen mesaj, çeĢitli duyu organları yoluyla sezilir ve beyinde görevli bölgelere gönderilir. Beyinde mesajın içeriği algılanır ve

çözümlenir. GerçekleĢen bu fiziksel olay kod açma olarak ifade edilir (Yiğit vd, 2005: 84-89).

1.1.4.4 Yorumlama

Kod açma iĢleminin akabinde mesaja o anki yaĢantılar, koĢullar çerçevesinde yeniden anlamlar yükleme sürecidir. Bazı durumlarda kod açma sürecinden elde edilen bilgi ile yorumlama sürecinden elde edilen bilgi arasında farklılıklar meydana gelmektedir. Arada ki bu farkı koĢullar ve bireyin koĢullar üzerindeki görüĢleri oluĢturmaktadır (Cüceloğlu, 2009: 77).

1.1.4.5 Geri Bildirim

ĠletiĢimde temel amaç alıcı kiĢiden tepki alabilmektir. Alınan bu tepki geri bildirimi ifade eder. Geri bildirim sayesinde gönderilen mesajın ne Ģekilde yorumlandığı gözlemlenir. Mesajın doğru yorumlanmadığı ya da iletiĢimle ilgili aksaklıklar olduğu kanısına varıldığında, iletiĢimde devreye farklı kanallar kanalize edilebilir. ĠletiĢim yeteneği güçlü olan bireyler geri bildirimi önemseyip, kullanırken, otoriter ve egosu yüksek olan bireyler geri bildirimleri kendi Ģahıslarına yapılmıĢ bir

(35)

hakaret olarak algılayıp, kabullenmek istemeyebilir (Eren, 2000: 50; Uzun, 2010: 18; Lal 2012: 23; Mısırlı, 2013: 6).

1.1.5.ĠletiĢim Türleri

ĠletiĢim türleri sözlü ve sözsüz olmak üzere iki Ģekilde açıklanmaktadır. 1.1.5.1. Sözlü ĠletiĢim

KiĢilerarası iletiĢimde ses ve kulağa dayanan iletiĢim türüne sözlü iletişim denir. ĠletiĢim de önemli bir yer tutan sözlü iletiĢim, teknolojik ya da farklı materyallerle dolaylı hale getirilmeden yüz yüze gerçekleĢtirilir (Uzun, 2010: 31).

Sözlü iletiĢim, dil ve dil-ötesi olmak üzere 2 kategoride incelenmektedir ‖Dille iletiĢim‖ insanların karĢılıklı konuĢmalarını temel alır. KarĢılıklı konuĢmalar sırasında kullanılan sesin tonu, hızı, duraksamalar gibi sesin niteliğiyle ilgili birimler ise ‖dil ötesini‖ oluĢturmaktadır. Bu tanımda yer alan kategorilere bakınca insanların ‖neyi söyledikleri‖ yle birlikte ‖nasıl söyledikleri‖ nin de iletiĢim açısından önem arz ettiği görülür (Dökmen, 2011: 44).

1.1.5.2. Sözsüz ĠletiĢim

Sözsüz iletiĢim insanlar arasında etkileĢimi sağlayan ilk iletiĢim türü olarak kabul görmektedir. Sözcük kullanımının iletiĢime girmesinden önce vücut dili ve jest mimikler yoluyla insanlar iletiĢim kurmuĢtur. Kullanılan bu beden dili ögelerine

anlamların yüklenmesiyle birlikte sözsüz iletiĢim kavramı meydana gelmiĢtir (Uzun, 2010: 32; Bhala, 2011:67; Güngör , 2013: 40).

Ġnsanların iletiĢim sırasında düĢüncelerini sözlü olarak ifade etseler de, duygularını beden diliyle vurguladıkları görülmektedir. Yapılan araĢtırmalar ıĢığında iletiĢimde beden dili % 55, ses % 38, sözcükler % 7 etki etmektedir. Jest, mimik, giyim kuĢam, dokunma duyusu, yüz ifadeleri, kiĢiler arası mesafe ise beden dilinin bileĢenlerini oluĢturmaktadır (Mısırlı, 2013:80).

(36)

Sözsüz iletiĢim ortak kodları olan ve ortak kodları olmayan olmak üzere iki grupta incelenir. Ortak kodu olan mesajlar herkes tarafından aynı Ģekilde anlamlandırılır. Örneğin, karĢıdaki kiĢiyi onaylama ya da onaylamama durumunda kafa sallamak gibi. Ortak kodu olmayan mesajlar ise, daha öznel ve kiĢiden kiĢiye farklılık gösteren mesajlardır. Belirsiz ve soyut olarak uygulanır. Bacak bacak üstüne atma, baĢını öne eğme gibi örneklendirilebilir (Uzun, 2010: 32).

1.1.6. Anne- Baba- Çocuk ĠletiĢimi

Bireyin içinde bulunduğu ilk toplumsal yapı ailedir. Aile içinde kullanılan iletiĢim türleri, aile bireylerinin iletiĢim kalitesini belirler. Sağlıklı ve kaliteli iletiĢim kurulan ailelerde aile fertleri birbirine saygılıdır ve kuvvetli bağlara sahiptir. Olumlu iletiĢim ve demokratik tutum kullanılan ailelerde büyüyen çocukların olumsuz duyguları oldukça azdır, sosyal açıdan daha çok geliĢirler. Çocuklar kendilerini daha iyi ifade edebilir. Çocukların temel öğrenme mekanizması model almadır. Aile içinde yardımlaĢma, fedakarlık ve saygı vardır. Aile bireyleri problemleri yardımlaĢarak ve konuĢarak çözerler. Bu davranıĢları gözlemleyip model almaları, çocukların olgunlaĢmasına ve kendini gerçekleĢtirebilir düzeye gelmesine olanak sağlar. Sağlıklı iletiĢimin olumlu etkilerini göz önünde bulundurarak aile bireylerinin iletiĢim becerileri konusunda bilinçli olmaları gerekir ( Bulut, 1993:1-3; Rose, 1994: 95-96; Washington, 2001: 28- 33; Önder, 2004: 7 ;ġahin ve Aral,2012: 58).

ġekil 2.2. Anne- Baba- Çocuk ĠliĢkisi

(Ayter ve Kaytez, 2017: 98)

ANNE BABA

(37)

Anne baba arasındaki iliĢkinin niteliği çocuklarına da yansımaktadır. Uyumlu ve olumlu iliĢki geliĢtiren anne babalar çocuklarına karĢı daha kabul edici, sevecen ve tutarlıdır. Anne baba arasındaki iliĢkinin çocuğun üçüncü ebeveyni olduğu söylenebilir (Ayter ve Kaytez, 2017: 98).

Ailelerde sağlıklı bir iletiĢimin gerçekleĢtirilememesi, yanlıĢ aile tutumları, iletiĢim engelleri, empatinin eksikliği, aile bireylerinin birbirini dinlememesi ve birbirlerine zaman ayırmamalarından kaynaklanır (Dökmen, 2011: 81).

Brassart ve Schelstraete (2015:350) ebeveynlerin iletiĢim becerilerinin çocukların davranıĢ problemlerine etkisini inceledikleri araĢtırmada, ebeveynlerin iletiĢim becerileriyle çocukların davranıĢ problemlerindeki ters orantıyı tespit etmiĢlerdir. ĠletiĢim becerileri yüksek olan ebeveynlerin çocukları daha az problem davranıĢ göstermektedir. Anne baba çocuk üçlüsüne bakıldığında anne babaların çocuk üzerine etkisi üzerinde sıklıkla durulur. Fakat çocuğun da anne baba üzerinde etkisi vardır. Çocuk ve anne baba tahterevallinin dengede durması gereken iki ucu olarak görülebilir (Yavuzer, 2010: 41).

Her ailenin kendi yapısına özgü kuralları vardır. Kurallar ailenin yapısının korunmasına yardımcı olur. Aile fertlerinden birinde gözlenen kural dıĢı davranıĢ, tüm aile fertlerini etkiler. Kurallar uygulanırken tüm aile fertleri kural denetçisi olma eğilimi gösterebilir. Bu koĢullarda dikkat edilmesi gereken iki özellik vardır. ―1) Ailede davranıĢlar için belirlenen bir sınır vardır. Bu sınır aĢıldığı zaman, diğer fertler tepki gösterir. 2) Aile içinde birden fazla kiĢinin kendini yönetici olarak

görmesi, fertleri bazı durumlarda karĢı karĢıya gelmeye zorlayabilir.‖Aileler

çocuklarının sosyal geliĢimlerini desteklerken diğer yandan da sosyal gerçekleri öğretmek durumundadır. Bazı zamanlarda hayatın gerçekleri ile evrensel sosyal geliĢim gerçekleri arasında uyumsuzluklar olabilir. Bu durumlar için iletiĢim, aile

açısından en önemli yol göstericidir (Balcı ve Yılmaz, 2000: 18; Washington, 2001: 28- 33).

(38)

Aile iletiĢiminin çocuk üzerindeki önemli etkileri göz önünde bulundurulduğunda ailelere uygulanacak eğitimlerin önemi de yadsınamaz. Aileler için interaktif eğitim veya uzaktan eğitim programları, ana- baba okulları açılarak bu konudaki eksikliklerin tamamlanması gerekmektedir. Hazırlanan programlarda ben dilinin kullanılması, çocuğun geliĢim özelliklerine uygun davranılması, empatik anlayıĢla değerlendirme yapılması gerektiği konuları vurgulanmalı ve kullanılmalıdır (ġahin ve Aral,2012: 58).

1.1.7. Anne- Çocuk ĠletiĢimi

Anne çocuk için dünyayı tanımlayan, gösteren, anlatan bir ansiklopedi gibidir. Anne toplumun özelliklerini gösteren ilk örnek; çevresine karĢı duruĢu, hareketleri, tepkisi izlenerek nasıl yaĢanılacağını öğreten bir rehberdir (Dönmezer, 2009:41).

Çocuğun dünyaya geldiği andan itibaren ilk karĢılaĢtığı, bağ kurduğu kiĢi annedir. BaĢka birine muhtaç olan çocuğa özveri gösteren, besleyen, temel ihtiyaçlarını karĢılayan annesidir. Doğumla baĢlayan bu süreç zaman içinde de devam eder. Elbette ki annenin çocuk için önemi sadece fizyolojik ihtiyaçlarının karĢılanmasına bağlanamaz. Bebeğin temel ihtiyaçlarından biri de sevgidir. Bu nedenle doğumdan sonra anne bebek fiziksel teması önemlidir. Bebekler sevgiyi bedensel temasla, yumuĢak bir ses tonuyla konuĢulması ve ihtiyaçların zamanında karĢılanmasıyla hisseder (Bee ve Boyd, 2009:452; ÇağdaĢ, 2009: 29).

Anne çocuk iliĢkisindeki en heyecan verici dönem beslenme süreci olarak kabul edilir. KarĢılıklı olarak haz duyulan bu süreç anne ve bebeğin birlikte gerçekleĢtirdiği ritüelleridir. Fiziksel beraberliği de içermesi bakımından anne

sütüyle beslenen bebekler, biberonla beslenen bebeklere göre Ģanslı sayılır (Yavuzer, 2010:14).

Anne bebek iliĢkisinin bebek için en önemli etkisi güvenli bağlanma duygusunun kazanımıdır. Annenin bebeğin ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında karĢılaması güvenli bağlanma için temel oluĢturur. Anne bebek iliĢkisinin sağlıklı olabilmesi bu güvenli bağlanma sonrasındaki kopma süreçlerinin kontrollü ve bilinçli olarak gerçekleĢtirilmesine bağlıdır. Anneden ayrılık süreci bebekler için farklı

(39)

etkilere sebep olabilmektedir. Doğru olan anne ve bebeğin ilk yıllar birbirinden ayrılmamasının sağlanmasıdır (Aytar ve Kaytez, 2017: 98). Özellikle 5 ay- 3 yaĢ aralığında annesinden ayrılan çocuklarda ayrılığa tepki çok Ģiddetli olur. Ayrılığın tekrarında ise çocukta hassasiyet, endiĢe ve buna bağlı olarak çevresine karĢı aĢırı bağımlılık görülür (Yavuzer, 2010: 17).

Kız çocukları özellikle 3-6 yaĢ arasında annesini örnek alır, annesiyle özdeĢim kurar. Anneyi sevindirmek, beğenisini kazanmak, annesiyle mutfakta bir Ģeyler yapmak çok hoĢuna gider. Annesine hayrandır. Bu özdeĢimi kurabilmesinin

temelinde de sevgi ve güven bağının sağlam kurulmuĢ olması gerekir (Yörükoğlu, 2004:62- 63).

1.1.8. Baba- Çocuk ĠletiĢimi

Aileyi oluĢturan bireylerin rolleri yaĢadıkları toplumun değer yargıları ve geleneklerine göre Ģekillenir. Teknoloji ve ekonomi alanlarında gerçekleĢen hızlı ve sürekli geliĢmeler aile yapılarında değiĢimleri zorunlu kılmaktadır. Aile yapılarındaki küçülme, kadınların eğitim, üretim ve iĢ alanlarında yerini alması sebebiyle bundan 30-35 yıl önce birbirinden net bir Ģekilde ayrılan anne baba rolleri Ģuan kesin bir Ģekilde ayrılamamaktadır. Günümüzde anneler nasıl ev dıĢında sorumluluk alıyorsa, babalarda ev içinde daha aktif hale gelmiĢtir (GüngörmüĢ, 2006: 246; ÇağdaĢ, 2009: 36).

Aile içindeki rollerin niteliğinde değiĢikliğe sebep olan çağdaĢ yaklaĢım babaların çocuklarına karĢı davranıĢlarında da değiĢiklik yapması gerektiğini savunmaktadır. Geleneksel yaklaĢımda babalar eve gelip çocuğu yanına çağırıp sevmek ya da azarlamak Ģeklinde kısa süreli etkileĢim içine girmektedir. Günümüz dünyasında babalardan beklenti ise çocuğuyla iletiĢim kurması, çocuğuyla konuĢması, çocuğunu dinlemesi, çocukta değerlilik duygusu oluĢturmasıdır (Çetinkaya, 2016: 31). Bazı ailelerde anneler çocuklarıyla gereğinden fazla, babalar ise gereğinden az ilgilenmektedir. Babalarda çocuklarına ayıracak vakit bulabilir. Sohbet etmek, gezintiye çıkmak, evdeki tamirat iĢlerini birlikte yapmak çocuğun

(40)

kiĢiliği üzerinde çok önemli etkileri olan çok zaman almayan etkinlikler olarak düĢünülebilir (Yörükoğlu, 2004: 217).

Ġlk yılda anne çocuk iliĢkisinin çocuğun dıĢ dünya algısında yoğun etkisi üzerinde durulurken, ikinci yıldan itibaren babanın varlığının getirdiği olumlu etkilerden bahsedilmektedir. Baba sayesinde çocuk anneyi paylaĢmayı öğrenir ve annenin baĢkalarıyla da ilgilenebileceği, sadece kendisine ait olmadığı gerçeğiyle yüzleĢir (Yavuzer, 2010: 19). Bu durum ise belki de çocuğun hayatında karĢılaĢtığı ilk sosyal problemidir.

1.1.9. ĠletiĢimi Etkileyen Faktörler

ĠletiĢimde insanların karĢılıklı olarak kendilerini iyi hissettikleri ortamlar göz önünde bulundurularak, kiĢilerarası iletiĢimin sağlıklı ve pozitif olması için bazı ön koĢullara ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar; kabul, empati, dinleme ve saydamlıktır.

1.1.9.1. Kabul

ĠletiĢimin olumlu kabul edilebilmesinin önemli Ģartlarından bir tanesi çocuğa karĢı gösterilen kabuldür. DavranıĢı kabul edip etmemek o davranıĢla karĢılaĢıldığında hissedilen duygulara bağlıdır. Kabul eden anne baba çocuğuna sevgi gösteren anne baba olarak nitelendirilmektedir. Anne baba çocuğu koĢulsuz kabul ettikçe, sevgileri çocuk tarafından daha çok fark edilir. Anne babanın temel

görevi çocuğa sevgi göstermesi ve çocuğu kabul etmesidir

(Kitahara, 1987; Navaro, 2006: 134; Dönmezer, 2009: 69).

Çocuğu kabul etmek, çocuğa sevgiyi sözel ve fiziksel olarak göstermeye dayanır. Kabulkar aile çocuğu öper, koklar, korur, kucaklar ve sever. Reddedici aile ise, çocuğa sevgisini hiçbir Ģekil ve hiçbir koĢulda göstermez. Çocuğu ihmal eder. Reddedici ailelerde büyüyen çocuklar karamsar, bağımlı ve özgüveni düĢük olan çocuklardır (Kitahara, 1987).

(41)

Çocuğu koĢulsuz kabul eden ebeveynlerin davranıĢları Ģu Ģekildedir (Üstün, 2013: 233):

1. Çocuğuyla iletiĢim kurmak, dinlemek ve çocuğuna vakit ayırmak zorunluluk değildir, birlikte geçirdikleri zamanı severek değerlendirirler. Birlikte zaman geçirmeye bir engel varsa çocuğa bu durumu açıklarlar.

2. Çocuğun duygu ve düĢüncelerine saygı gösterirler, çocuğu yok saymazlar.

3. Çocuğun kendi çözümüne ulaĢmasına izin verirler.

4. Çocuğunun duygularını bastırmak yerine anlatmasına ve anlamaya çalıĢmasına izin verirler.

5. Çocuğun kendi duyguları, düĢünceleri ve kiĢiliği olan bir birey olduğunu kabul ederler.

Anne babası tarafından koĢulsuz kabul edilen birey; büyüyen, sorunlara yapıcı çözümler bulan, daha üretken, psikolojik olarak sağlıklı, yaratıcı ve gizil güçlerinin farkına varan kendini gerçekleĢtiren bir birey olarak hayatına devam eder. Kabul gören çocuklar kendilerini, duygu ve düĢüncelerini çevreleriyle paylaĢmaktan çekinmezler, açıktırlar (Gordon, 2016 :59).

Çocuğa davranıĢlarıyla ilgili dönütlerin verilmesi kabul aralığını anlayabilmesi açısından önem arz eder. Bu dönütler sözlü yada sözsüz iletiĢim Ģekilleriyle gerçekleĢtirilebilir. Örneğin, çocuk yüksek sesle Ģarkı söylerken anne tepki vermiyorsa bu durum ‖sözsüz kabul‖ dür. Çocuk yüksek sesle müzik dinlerken anne ‖Yüksek sesle Ģarkı söylemek hoĢuna gidiyor.‖ diyerek onu anladığını belirtiyorsa bu

durum da ‖sözlü kabul‖ dür. Etkin dinlemenin temelini sözlü kabul oluĢturur (Ünal, 2017: 65).

(42)

1.1.9.1.1. Kabul Çizgisinin DeğiĢkenliğinin Nedenleri

Anne çocuk ya da baba çocuk iletiĢiminde, çocuğa ait tüm davranıĢlar bir pencere içerinde yer alır. Örneğin, ‖çocuğun Ģarkı söylemesi‖ , ‖eĢyalara zarar

vermesi‖ , ‖oyun oynaması‖ , ‖kirli ellerini koltuğa sürmesi‖ , ‖konuĢması‖, ―gülmesi‖….. gibi (ÇağdaĢ, 2009:47; Temiz, 2014: 38; Gordon,2015: 25 ; Gordon,

2016: 39).

ġekil 2.3 DavranıĢ Penceresi-1

(Navaro, 2006: 133; ÇağdaĢ, 2009:47; Dönmezer, 2009:69; Gordon,2015:26).

Anne babalar çocuklarını bir birey olarak kabul edebilir fakat davranıĢlarını bazı günler kabul ederken bazı günler kabul etmeyebilir. Bu durumu bir davranıĢ çerçevesiyle gösterecek olursak pencereyi bölen kabul çizgisidir. Kabul çizgisinin üstünde kalan kısım kabul edilen davranıĢları, altında kalan kısım ise kabul edilmeyen davranıĢları göstermektedir. Kabul çizgisinin yeri değiĢkenlik gösterir. Kabul çizgisinde değiĢikliğe neden olan durumlar anne babaların davranıĢın gerçekleĢtiği anda hissettikleri duygularıdır. Anne babaların olumlu duygular içinde olmaları kabul çizgisinin aĢağılara inmesine neden olurken, olumsuz duygular içindeyken kabul çizgisi yukarılara çıkabilir. Örneğin, yetiĢtirmesi gereken bir iĢ baĢındayken anne stres altındadır ve çocuğun yüksek sesle müzik dinlemesini kabul etmeyebilir. Fakat anne mutlu bir Ģekilde otururken çocuğun yüksek sesle müzik

dinlemesi kabul edilebilir hatta annenin çocuğa eĢlik etmesiyle sonuçlanabilir (Navaro, 2006: 133; ÇağdaĢ, 2009:47; Dönmezer, 2009:69; Temiz, 2014:39;

Gordon,2015:26 ; Gordon, 2016:37).

ÇOCUĞUN TÜM

Şekil

ġekil 2.2. Anne- Baba- Çocuk ĠliĢkisi
ġekil 2.3 DavranıĢ Penceresi-1
ġekil 2.4 DavranıĢ Penceresi-2
ġekil 1.5. Etkin Dinleme Süreci
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Dilek-şart kipleri yeni Türkçede eğilim kiplerinden sayılırlar. Birleşik şart kiplerinin yani şart tarzının oluşması sonucu olağan şart cümlesi onlarla yapılır

Millî şuur tam bir derecede tecelli ederse, gelecek devirlerde yaratacağımız İstanbul semtlerinin üslûbu, rengi, havası, eski İstanbul’daki kadar güzel olur.” (Beyatlı

Bu nedenledir ki Cemile’nin yazar tarafından iyi olarak tanımlanan aykırı tutumu gelenekçi çevreler tarafından olumlanmamış, ayrıca yazarın güzel olarak

Birinci bölümde Osmanlı-Çağatay kültür etkileşimine yer verilmiş, ikinci bölümde Osmanlı şairlerinin yazdıkları Çağatayca şiirlerde yer alan Oğuz Türkçesine ait

Histerisis etkisine sahip sistemlerin kontrol tasarımının incelendiği bu tezde öncelikle histerisis girişli lineer olmayan sistemler için kayan kip yöntemi ile kontrol

Bu sebeplerden dolayı, geleneksel yaklaşımlardan biri olmasına rağmen günümüzde popülerliliğini hala koruyan ve uluslararası iktisat yazınının temellerinden

Tablo 13 incelendiğinde, araştırmaya dahil edilen öğ­ rencilerin depresyon düzeyleri ile sürekli kaygı puan or­ talamaları arasında istatistiksel olarak .001 düzeyinde

Ancak programlanıl (is­ ter merkez, ister yerel birimlerde) tek bir düzeyde geliş­ tirilmesi, bunların tümüyle karşılanmasını mümkün kıl­ mamaktadır. Bölgelerin