Kelime Testleri - YDS Püf Noktaları | 12644

Tam metin

(1)By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ TEST -- 01. Lower Intermediate. Ciddi bir sınava hazırlanıyorsanız... Bu kitapta sunduğum sözcükleri ve bu düzeyde bir sözcük bilgisini gözardı etme lüksünüz yok... Bunlar, sınavlarda baş ve başaltıya güreşecek sözcükler... En önemli güçlüklerden birisi, karşılaştığınız yeni bir sözcüğün sizin için gerçekten gerekli ve yararlı olup olmadığına karar verebilmek... Herşeyi öğrenmeğe kalkışmak verimli bir yol değildir. İnsanın ayırabileceği belli bir zaman ve belli bir efor düzeyi var. İyi bir hoca ve verimi kanıtlanmış kurs serileri rehber olabilir... Bir başka verimli av alanı ise, kendi ilgi alanınız, kendi bilim dalınız olacaktır. Uyduruk sözlüklerle durumu geçiştirmeyiniz. Bu arada, "İngilizce'den İngilizce'ye" ve "İngilizce-Türkçe" sözlüklerden birlikte yararlanmak en iyisidir... Yeterki, nitelikleri kanıtlanmış yayınlar olsunlar. İnternet üzerinden sözlük hizmeti veren çok sayıda site gözardı edilmemeli. Kullandığınız sözlükte, sözcük tanımlarının örnek tümcelerle desteklenmiş olmasına önemle dikkat ediniz. Sözlükler kadar, THESAURUS = kavram dizinlerinden de yararlanma yolunu seçiniz. Eşanlamlı (synonyms) ve karşıtanlamlı (antonyms) sözcükleri birlikte öğrenmek, çağrışım kolaylığı sağlar. En iyisi hala ve hala "Roget's Thesaurus"... Üstelik Net'te de mevcut: Google'dan bu anahtar sözcüklerle arayınız. Yada, aynı kaynağa farklı ve çok işlevsel bir yaklaşım için şu linki tıklayınız: http://thesaurus.reference.com/. Sözcüğü, okunuşu, değişik anlamları, eş ve karşıt anlamlıları, girdiği çeşitli deyim ve deyişler, ve en önemlisi ÖRNEK TÜMCELER ile birlikte kaydetmeğe özen gösterin. Bu örnek tümceleri ezberlemeğe çalışın. Örnek tümceler için, sözlükler kadar, İnternet araştırma motorlarının da -zahmetli bir çalışma da olsa -- son derece yararlı olacağına dikkatinizi çekerim. Ancak itibar edeceğiniz siteler, anadili İngilizce, fakat aynı zamanda eğitimli ve dili iyi kullanan kimselerin hazırladığı siteler olmalı... Özellikle ilk testlerde olmak üzere, sorularla ilgili notlar, açıklamalar ve genel öneriler ekledim. Bunlara önemle kulak verin, derim. Ne yapalım, ukalâlık hocalığın şanındandır... DİKKAT: Kullandığım fonetik simgeleri için lütfen anasayfadan özel fonoloji bölümüne bknz. HERE WE GO, FOLKS!!... HAYDİ BAKALIM İŞE KOYULALIM !!.... Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the question & deliberated on your own choice !!. 01 Come to Turkey, and ............... all these places where history lives on. a. inform b. invent c. memorize d. mention e. discover. 1.

(2) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ discover to live on = yaşamaya devam etmek... AÇIKLAMA: Genelde, fiilin arkasına eklenen "on" ile, sözkonusu eylem veya durumun sürdüğü, sürdürüldüğü anlamı eklenmiş olur: "He went on talking for another half an hour..." "Despite all these difficulties, we mustn't give up! We must fight on...". 02 -- I'm ............... an answer within a few days. a. expecting b. hoping c. excepting d. waiting e. accepting expecting AÇIKLAMA: Bu soruda yanlış yanıt verdiyseniz, bunun iki nedeni olabilir: 1) fiilinizin ilgeç alıp almadığı, veya hangi ilgeci alması gerektiği konusunda dikkatsiz davranmanız; veya, 2) kalburüstü bütün kaynaklarda ençok karıştırılanlar listesinde başa güreşen "expect - except - accept" üçlüsünü yine de karıştırmak... Bendenize ait üç "vecize" takdim ediyorum:. 03 -- Keeping a diary is no doubt quite a useful personal ............... . a. custom b. usage /yu-zic/ c. tradition d. habit /hæ-bit/ e. institution habit diary da-yıri = günlük... to keep a diary = günlük tutmak... DİKKAT: dairy dey-ri = mandıra, süthane.... 04 -- Excuse me. I'm a(n) ............... around here. Can you show me the way to the nearest post office, please? a. explorer b. foreigner /fo-rınır/ c. stranger d. alien /ey-liyın/ e. tourist stranger foreigner = DİKKAT: Okunuşu fo-rınır... "fo-rey-nır" şeklinde olduğunu iddia eden varsa, vurun: sevaba girersiniz. Böyle kimselerden özel ders filan almayın; paranıza yazık.... You mustn't expect me to accept your excuse, except (veya, excepting) that part about losing your wallet.. 05 -- How much do I ............... you?. Some say, "Expect nothing; accept everything." I say, "Expect everything; accept nothing except love.". a. buy from b. owe /ouw/ c. borrow d. own to /ouwn/ e. lend from. I'd rather be a man who has absolutely nothing except love than be a man who has absolutely everything except love.. owe DİKKAT: Bilmediğiniz her sözcüğü, lütfen sözlüğe ve "thesaurus"a bakıp sülalesi ile, eş-anlamlıları / karşıt2.

(3) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ anlamlıları ile, girdiği / kurduğu deyimler ve bütün bunları örnekleyen kısa tümceler ile birlikte kaydediniz, öğreniniz... Yaptığınız her test çalışması aynı zamanda yeni birşeyler öğrenmenize de vesile olmalıdır.... 06 -- There are many more television ............... today than there used to be twenty years ago. a. passers-by (çoğul biçimine dikkat) b. onlookers c. spectators /spek-tey-tırz/ d. viewers e. sight-seers /sayt-siırz/ viewers. 08 -- Do be serious, please. This isn't a(n) ............... . a. joke b. funny c. puzzle d. comic e. humour /hyu-mı/ joke Do be... = Fiillerin emir kipindeki yalın hallerinin başına "Do" getirilerek, pekiştirilmiş, daha kuvvetli bir ifade elde edilir... DİKKAT = Sorunun mantığını irdelemek herzaman için yararlıdır... Örneğin burada, "a(n)" article'dan dolayı, bir sıfat kullanmanın yanlış olacağını irdeleyip saptamanız gerekirdi... Adlardan yana ise, anlamın uyup uymaması kadar "sayılabilir" olup olmadığına da dikkat etmelisiniz.... 07 -- It's getting quite ............... . It's probably going to rain soon. a. breezy /bri:-zi/ b. windy c. chilly /çi-li/ d. foggy e. cloudy cloudy BAKINIZ, TEKRAR UYARIYORUM: Test çözme etkinliğine ayırdığınız zamanı, "Aaaa, başarıyorum -- ne mutlu bana!" veya, "Hay Allah, yine başaramadım -n'apcam ben sınavda, mahfoldum!" gibi duygusal tepkilerle boşa harcamayınız. Size sorulan sözcükler, belli bir plana göre dikkatle seçilmiştir... Bunu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendiriniz. Örneğin bu soruda, muhtemelen "breezy" ve "chilly" sözcüklerini bilmiyordunuz... Hemen sevgili sözlüklerinizi açıp, kaydediniz ve dağarcığınıza ekleyiniz.... 09 -- The ............... today is full of the news of the incident. a. publisher /pab-lişı/ b. journalism /jö-nılizm/ c. press d. reporter e. print press A QUESTION FOR YOU: What is the Turkish expression for "a press conference"?? incident /in-sidınt/ = olay, vak'a... Ad hali = incidence /in-sidıns/, "olma, vaki olma, vuku bulma" demektir... Nitekim, İngilizce ve Türkçe tıp dilinde kullanılan "insidans" (= sıklık) terimi de, "vuku buluşların sıklığı" kavramından kısaltmadır.. 3.

(4) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 10 -- I'm going to take a(n) ............. abroad next summer. a. sightseeing /sayt-siiN/ b. travel c. vocation d. trip e. excursion. 12 -- I wouldn't say I am deeply in love with her; but I'm very ............... of her. a. keen b. friendly c. fond d. likeable e. romantic. trip answer fond DİKKAT... DİKKAT... "vacation" ve "vocation" iki ayrı sözcüktür. Lütfen sözlüğünüze danışınız... NOT: "abroad, asleep, aside" gibi başına "a" öneki getirilerek yapılan sözcükler, Türkçe'ye gerek "-e" hali, gerekse "-de" hali ile çeviri verebilir: abroad = yurtdışına, yurtdışında... Hangisinin geçerli olduğuna, tümcedeki fiilin hareket veya durum belirtiyor olmasını dikkate alarak karar veririz.... Açıklama için en alta bknz.. 13 -- He just sits there and ............... television most of the time. a. stares b. observes c. glances d. gazes e. watches answer watches. 11 -- He was told by the doctors that he would need quite a long period of rest after such a serious ............... . a. epidemic b. disease c. recovery d. complaint e. illness answer illness AÇIKLAMA... Henüz doğru yanıta bakmadıysanız, "bu iki sözcükten birisi" şeklinde bir ipucu vermek istemiyorum, ama burada bir açıklama gerekiyor: "disease" ve "illness" kimi bağlamlarda birbirinin yerine kullanılabilirse de, birincisi genelde "hastalığın, illetin" kendisine atıfta bulunurken, ikincisi ise daha çok hastanın içinde bulunduğu hal ve durum ile ilgilidir.... Açıklama için en alta bknz.. 14 -- He's travelling by himself. In other words, he's on his ............... . a. single b. self c. alone d. own e. lonely answer own Bu bir deyimdir: "to be on one's ........ ". "one's" yerine bütün iyelik sıfatlarını yerleştirebilirsiniz. "on my, your, his, our, their ........ ". Bir başka kalıp ise şöyle: "by myself, by yourself, by himself, by herself, by ourselves, by themselves". Her ikisinin de anlamı: 1. Tekbaşına = yalnız, yanında başkası yok; 2. Tekbaşına = yardım 4.

(5) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ almaksızın... I am on my ........ ; I did it by myself.... 18 -- The ............... of the play included a famous Turkish film star.. 15 -- This whole place needs a(n) ............... cleaning. It's in a terrible state. It's in a terrible mess.. a. playwright /pley-rayt/ b. scenery /si:-nıri/ c. cast d. stage e. acts. a. fully b. thorough c. infinite d. entirely e. valid answer thorough Açıklama için en alta bknz. mess / mes / = karışıklık, düzensizlik... mass / mæs / = kitle.... 16 -- ............... of money prevented us from taking a holiday abroad this year. a. Inflation b. Presence /pre-zıns/ c. Lack d. Being absent e. Limit. answer cast. 19 -- "We'll have to hold a more detailed examination to ............... the exact nature of the tumour," said the doctor. a. regulate b. mean c. determine /di-tö:-min/ d. develop /di-ve-lop/ e. reduce answer determine determine = DİKKAT: Okunuşu di-törmin... "ditör-mayn" şeklinde olduğunu iddia eden varsa, vurun: sevaba girersiniz. Böyle kimselerden özel ders filan almayın; paranıza yazık.... answer Lack 20 -- The volcano is expected to ............... any day now. 17 -- Sorry, it's much too expensive for me; I can't ............... it. a. effort b. comfort c. support d. import e. afford answer afford. a. excite b. erupt /i-rapt/ c. kick d. expand e. stimulate answer erupt Buradaki doğru şık için bir alternatif, "to explode" fiili olurdu = patlamak... explosion = patlama... explosives = patlayıcı maddeler... an explosive situation = patlamağa hazır bir durum.... 5.

(6) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ question and deliberated on your own choice !! EK AÇIKLAMALAR 01 -- to be fond of... to be keen on... to be friendly with... Kullanılan ilgecin farklı olması yanında, ayrıca buradaki gibi "kalbi" bir konuda birinci deyim tercih edilecektir: I'm very fond of Madonna... He is very keen on pop music... 13 -- "stare, glance, gaze" fiilleri "at" ilgeci ile kullanılır. Ayrıca "the" article kullanımını da gerekli kılacaklardı. Oysa "to watch television" article kullanımı gerektirmeyen bir deyim ve kalıptır... "observe" ise anlam olarak uymuyor... 15 -- thorough = (sıfat) tam, sıkı ve titiz... Okunuşu: /Øara /... Bu sözcüğü, "through" ile karıştırmayınız. Ayrıca "throughout" (boydan boya, baştan başa) ile Türkçe'deki anlam benzerliğine karşın, bu ikincisinin bir ilgeç olduğuna dikkat ediniz: I made a thorough study of the book throughout that afternoon. = Bütün o gün öğleden sonra, kitabı iyice inceledim.. WELL, WELL, WELL !! YABANCI DİL ÖĞRENMENİN AZ ÇABA - KOLAY İŞ OLDUĞUNU KİM SÖYLEMİŞSE YALAN SÖYLEMİŞ !!. 01 -- As a child, he used to be ............... of the dark. a. astonished /ıs-to-nişd/ b. frightened c. terrifying d. frightening e. escaping frightened İPUCU: It's surprising... I am surprised... DİKKAT: Bilmediğiniz her sözcüğü, lütfen sözlüğe ve "thesaurus"a bakıp sülalesi ile, eş-anlamlıları / karşıtanlamlıları ile, girdiği / kurduğu deyimler ve bütün bunları örnekleyen kısa tümceler ile birlikte kaydediniz, öğreniniz... Yaptığınız her test çalışması aynı zamanda yeni birşeyler öğrenmenize de vesile olmalıdır... Fiillerinizi öğrenirken, karakteristik olarak, 1. ilgeç (preposition) alıp almadığı; 2. hangi ilgeçle birlikte kullanıldığı; 3. başka ilgeçlerle başka anlamlar verip vermediğini not etmenizde çok büyük yarar vardır.... 02 -- I can't ............... to have a holiday abroad on my present salary. TEST -- 02. Intermediate. a. spend b. purchase /pö:-çis/ c. waste d. spare e. afford afford. Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the 6.

(7) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 03 -- His friends and associates had tried to ............... him of the risks involved in working with offshore banks, but he never listened to them. a. threaten b. urge c. warn d. accuse e. awaken warn ÇALIŞMA ÖNERİSİ: Fiillerinizi öğrenirken, geçişli (transitive) / geçişsiz (intransitive) olup olmadıkları, yani nesne alıp almadıklarını; ayrıca, ilgeç (preposition) kullanımının gerekli olup olmadığını mutlaka not ediniz. Birkaç kısa örnek tümce ezberlemeniz son derece yararlı olacaktır... AÇIKLAMA: Eğer bu fiillerinizi öğrenirken, birer kısa kullanım örneği ile birlikte öğrenmiş olsaydınız, şimdi böyle bir soru karşısında hiç güçlük çekmeyecektiniz: She threatened him with a knife... She urged him to leave at once... She warned him of/against the dangers of bungy jumping... She accused him of lazyness... (Yukardaki soruda bu fiilin anlamı tutmuyor)... She tried to awaken him to/against the dangers involved.... 04 -- The winner of the competition will ............... a surprise prize, to be presented by the Minister himself. a. possess b. receive c. own d. reward e. contribute receive. 05 -- People with no previous ............... need not apply. a. experiment b. experience c. inexperience d. experiments e. experimentation experience need not apply = Başvurmalarına gerek yoktur; boşuna başvurmasınlar.... 06 -- One of the two German tourists who ............... in last week's plane crash on the Taurus Mountains has lost his life in a car accident in İstanbul yesterday. a. is survived b. had wounded c. were killed d. were injured e. had treated were injured Test çözerken, yanlış şıkların neden yanlış olduklarını irdelemekte de büyük yarar vardır. Özellikle, yapamadığınız veya yanıldığınız bir soruda, bu irdelemeyi mutlaka yapınız. Çözemiyorsanız, bendeniz bir e-mail mesafedeyim.... 07 -- We were held up by a band of ............... just before we were to cross the river. a. burglars b. thieves c. pickpockets d. robbers e. trespassers robbers 7.

(8) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ This is a hold-up !! = Bu bir "eller-yukarı" dır !! thief = çoğulu "thieves"... a band of ---- = bir grup ------ ... Hazır, yasadışı (outlaw) kimselerden söz açılmışken, dolgun bir liste için en alta bakabilirsiniz.. 08 -- Choosing a lawyer by the size of the ............... may not be a good idea. ............... , whether high or low, do not always indicate the competence of an attorney. a. price / Prices b. fare / Fares c. receipt / Receipts d. fee / Fees e. prize / Prizes fee / Fees DİKKAT... DİKKAT... "receipt" sözcüğünü okurken /t/ sesi söylenmez: /risi:t/... (Yani, ikinci hece vurgulu ve uzun). 09 -- I know of a website where you can find all the ............... you need about the hotels in that area. a. knowledge b. messages c. advertisement d. information e. promotion information Eğer size göre en mantıklı yanıt olan seçeneğin yanlış olduğunu görünce isyanları oynuyorsanız, daha da büyük bir hataya düşüyorsunuz demektir... Tavrınız, "Demek ki bunu böyle ifade ediyorlar, hemen not almalıyım," olmaktan öte gitmemeli.... 10 -- Don't forget to let me know if anything unusual ............... on the way. a. seems b. presents c. happens d. acts e. prevent happens. 11 -- It's a ............... to see him so completely ignored by his former friends and associates. a. shameful b. ashamed c. shame d. shameless e. shyness shame ÖDEV: "shame" ve "shy" köklerinden türetilmiş sözcükleri araştırınız. Türkçe'de her ikisinin de aynı kök sözcükle karşılandığına dikkat ediniz.. DİKKAT: Bilmediğiniz her sözcüğü, lütfen sözlüğe ve "thesaurus"a bakıp sülalesi ile, eş-anlamlıları / karşıtanlamlıları ile, girdiği / kurduğu deyimler ve bütün bunları örnekleyen kısa tümceler ile birlikte kaydediniz, öğreniniz... Yaptığınız her test çalışması aynı zamanda yeni birşeyler öğrenmenize de vesile olmalıdır.... 12 -- I'm ............... to hearing from you soon. a. waiting anxiously b. looking forward 8.

(9) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ c. getting disappointed d. expecting eagerly e. hoping cheerfull looking forward Deyimleri kalıp halinde, ilgeçleriyle birlikte ve kullanım özelliklerine dikkat ederek öğrenmenin önemine çok güzel bir örnek... Buradaki deyiminizin özelliği, kendisinden sonra Ving (gerund) kullanılması gerektiriyor olması.... on our my way here. "Oh, yes? Are you quite sure it wasn't a mental ............... ?" a. falldown b. breakdown c. countdown d. downfall e. upside down breakdown. 16 -- So far, some fifty people have ............... for the two vacancies we have. 13 -- Would you accept my ............... ? a. apologize b. advice c. devise d. practise e. advise. a. applied b. been appointed c. approved d. advertised e. addressed applied. advice some fifty people = yaklaşık elli kişi... DİKKAT: "advice, device, practice" ad durumu; "advise, devise, practise" fiil durumudur. "c"ler /s/ şeklinde; "s"ler ise /z/ şeklinde okunur... İSTİSNA: /præk-tis/ okunuşu gerek ad gerekse fiil durumu için değişmez.... 14 -- You don't think you can ............... these facts from the public forever, do you?. 17 -- Have you any idea as to who's going to ............... over the meeting? a. protect b. present c. provide d. preserve e. preside preside. a. cover b. secret c. hide d. hinder e. prevent. DİKKAT... DİKKAT... "as to", kolaylıkla gözden kaçan, ama atlanmaması gereken çok önemli bir yapıdır: "konusunda, ilişkin olarak" anlamına geliyor.... hide 18 -- She ............... on the beach while her son splashed at the water's edge. 15 -- "How many times must I repeat this? I'm late, because I had a(n) ................ a. laid 9.

(10) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ b. lay c. lain d. lied e. was laying lay ÇALIŞMA ÖNERİSİ: "to lie" = "yatmak, uzanmak": geçişsiz fiildir. "to lay" = "yatırmak, uzatmak, sermek, yaymak, vs. vs." ise geçişli bir fiildir. Her ikisi de düzensiz çekimlidir. Düzenli bir fiil olan "to lie" fiili ise "yalan söylemek" anlamına gelir. Şimdi lütfen, sözlüğünüzden bu 3 önemli fiilin ayrıntılarını irdeleyiniz... Present, past ve past participle ile present participle Ving biçimlerinin yazılış benzerlik ve sorunlarına özel dikkat... EK AÇIKLAMA: Yukardaki şıklardan birisinin oluşturduğu "Oğlu suyun kenarında cıbı cıbı oynarken, kendisi plajda yalan söyledi" tümcesi, gramer olarak doğru, mantık açısından ise kabul edilemezdir.. 19 -- When two ............... sit talking, their conversation soon becomes focused on women. a. spinsters b. fathers-in-law c. bachelors d. brothers-in-law e. brides. 20 -- When you are in Rome, you'll have to ................ yourself to the ways and customs of the Romans. a. adapt b. act c. imitate d. alter e. adopt adapt İPUCU: Bir piyesi "adapte" mi ederiz, "adopte" mi?? Peki, TCBMM bir önergeyi benimsediğinde hangi fiili kullanmamız gerekiyor? "To adapt" ve "to adopt": Bu iki sözcüğün değişik anlam boyutlarını sözlükten irdeleyiniz.... Yukarda 7. soruda yasadışı (outlaw) kimselerden söz açılmıştı: Bu konudaki sözcük dağarcığınıza şu yasadışı veya gayrımeşru "meslek" sahiplerini de ekleyebilirsiniz: arsonist, blackmailer, bandit, briber, burglar, cheat, convict, crook, cutthroat, defaulter, desperado, embezzler, ex-con (ex-convict), felon, filcher, forger, fugitive, gangster, gunman, highwayman, hijacker, hoodlum, hooligan, housebreaker, juvenile delinquent, jailbird, knave, lawbreaker, miscreant, pickpocket, pilferer, pillager, pirate, plunderer, prowler, punk, racketeer, raider, robber, rogue, ruffian, saboteur, scoundrel, seditionist, slanderer, spy, swindler, terrorist, thief, thug, trickster.... bachelors AÇIKLAMA: Bir soruda, bütün şıklarla kurulan tümceler gramer olarak doğru; ve üstelik herbirisi belli açıdan mantıklı görünebilir. Ancak biz, "hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak ölçüde doğru" veya "elimine edilemeyecek" şıkkı bulmalıyız.... Ve eminim ki bu, daha listenin yarısı bile değildir.... WELL, WELL, WELL !! YABANCI DİL ÖĞRENMENİN AZ ÇABA - KOLAY İŞ OLDUĞUNU KİM SÖYLEMİŞSE YALAN SÖYLEMİŞ !!. 10.

(11) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________. TEST -- 03. Intermediate. Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the question and deliberated on your own choice !!. denilmek istendiği açık açık söylenmemiş; doğru anladığımızdan emin olamayız... "You must avoid using such vague words if you want to express yourself precisely." bu tür müphem sözcükler... "He spoke in no vague terms." = Ne demek istediğini dobra dobra anlattı.... 02 -- Do you really ............... to go there tonight? a. neglect b. admire c. ignore d. involve e. intend intend. 01 -- Long gone are the days when foreigners were looked upon as creatures from outer space. Turkey has emerged as a leading ............... tourism and business destination in the last decade. The country is very much in vogue nowadays. a. national b. galactic c. international d. provincial e. local international long gone are the days when ------ = falan filan olduğu o günler çoktan geçti... DİKKAT: vogue vo:g = moda... vague veyg = belli belirsiz, müphem, eser kabilinden... to be the vogue of the day = günün gözde modası olmak... is very much in vogue = çok revaçta... destination = gidilecek yer, yolculuğun son noktası; burada "hedef ülke"... Vague sözcüğünü de örneklemek isterim: "This is a very vague statement." = Ne. 03 -- You'll have to learn to control your ............... if you still want to work here with us. a. mind b. temper c. reason d. habit e. mentality temper ÇALIŞMA ÖNERİSİ: 1) Şu deyimleri sözlüğünüzden bularak ezberleyiniz: To keep / lose one's temper... to be in a good / bad temper... a good / bad-tempered man... to temper paint with water... temperate zones... 2) "mind", "reason" ve "logic" kavramlarını karşılaştırınız; girdikleri tipik yapı ve deyimleri tarayınız; rastlayacağınız örnek tümceleri kaydediniz.... 04 -- You find millions of people are out of ............... in times of an economic. 11.

(12) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ depression. In other words, ............... would quickly rise to a record level. a. industry / industrious b. work / unemployment c. job / hard-working d. labour / strikes e. employment / business work / unemployment ÇALIŞMA ÖNERİSİ: 1) "industrious" sözcüğünün eşanlamlılarını (synonyms) bularak birlikte ezberleyiniz. 2) "unemployment" sözcüğünün Türkçe ekonomi terminolojisindeki karşılığı nedir? 3) "rise, raise, arise, arouse" ses benzeşimli fiil grubu için en alttaki notlara bknz.... 05 -- Please ............... your papers in half before you hand them in. a. bend b. turn c. wrap d. crease e. fold. a. take place b. take a stand c. participate d. take position e. take apart participate DİKKAT: Biliyorsunuz, "do, make, get, come, go, put, take, turn" türü yaygın kullanılan bir dizi fiil, çeşitli ilgeç (preposition) ve belirteçler (adverb) ile birleşerek binlerce deyim, deyiş ve kalıp oluşturuyorlar... Çat pat turistik İngilizce birkaç ayda kotarılabilir, ama bir yabancı dili "hakkıyla öğrenmenin" kolay meslek olduğunu kim söylemiş ki?. 07 -- Despite all his efforts in the final stages of the race, there wasn't in fact much ............... he could do to change the inevitable. a. finished b. forgotten c. left d. completed e. lost. fold left DİKKAT: Bilmediğiniz her sözcüğü lütfen sözlükten bakıp, "sülalesi ile, müştemilatı ile birlikte" kaydedin, öğrenin. Yaptığınız her test çalışması aynı zamanda öğrenmeye vesile olmalıdır... Özellikle de, seçtiğiniz şık yanlış çıkarsa, hemen sözlüğünüze davranıp, anlamı, girdiği deyimler veya hangi ilgeçler (prepositions) ile kullanıldığı gibi noktaları araştırınız. Aynı yanlışa bir daha düşmeyeceğinizden emin olunuz.... 06 -- Do you ............... in any sporting activities?. there wasn't much ............... he could do = yapabileceği pek birşey kalmamıştı... to change the inevitable = kaçınılmazı değiştirmek.... 08 -- He says he used to ............... much more than that in his previous job. a. inherit b. win c. gain d. earn e. acquire earn 12.

(13) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ Değişik birkaç fiilin sözlükteki karşılığı aynı olabilir, ama önemli olan hangi bağlamda kullanıldıkları... Türkçe'de, "Maaşımı dün kazandım... Avantaj aldım..." der miyiz?. d. go well with e. suit fit ÖDEV: "match-maker" ve "tailor fitting" deyimlerinin anlamını araştırınız, irdeleyiniz.. 09 -- It was very ............... of him to leave you there all unprotected. a. noble /nou-bıl/ b. kind c. admirable /æd-mırıbıl/ d. polite /pı-layt/ e. inconsiderate /inkın-si-dırit/ inconsiderate Bu testlerdeki sözcükler, belli bir plana göre dikkatle seçilmiştir... Bunu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendiriniz. Örneğin bu aşamada, muhtemelen "inconsiderate" sözcüğünün anlamını bilmiyorsunuz... Hemen sevgili sözlüklerinizi açıp, kaydediniz ve dağarcığınıza ekleyiniz.... 12 -- Will you kindly not ............... me again till I've finished! a. interrupt b. interview c. interfere d. interpret e. intervene interrupt DİKKAT: "kindly" sözcüğü burada "lütfen" anlamı veriyor. Tabii, öfke ve serzeniş dolu bir "lütfen".... 13 -- What was all that ............... about? 10 -- There's a ............... here which says, "Beware of the dog!" a. notice /nou-tis/ b. flag /flæg/ c. label /ley-bıl/ d. billboard /bil-bo:d/ e. banner /bæ-nı notice. a. speak b. say c. tell d. talk e. inform talk İPUCU: Buradaki fiillerden yalnızca birisi aynı zamanda ad biçimidir. Diğerlerinin ad biçimi farklıdır.. 11 -- I didn't say I didn't like it. It just doesn't ............... my waist properly.. 14 -- I have some wonderful news to ............... you.. a. fit b. match c. look good on. a. speak b. inform c. tell 13.

(14) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ d. talk e. communicate tell İPUCU: Buradaki fiillerden hangisi hangi ilgeci (preposition) alır? Hangisi hiç almaz?. 15 -- Would you ............... my keeping the door ajar? a. agree b. intend c. obstruct d. close e. mind mind to keep the door ajar : Kapıyı aralık tutmak... İŞTE SİZE BİR PUZZLE: "When is a door is not a door?" YANIT: "When it is a jar" !! Peki, "jar" ne demek; onu da sözlükten bakınız artık... Kolay mı sınav geçmek şu KAVANOZ dipli dünyada !!. 16 -- By the way, that ............... me something I was supposed to be doing this afternoon. a. reminds b. remembers c. memorizes d. remains e. repeats reminds. 17 -- What do you do for recreation? Don't you have a ............. ? a. leisure. b. sport c. rest d. hobby e. creation hobby recreation / ri-kri-ey-şın / = boş zamanlarını aktif, yaratıcı bir uğraş ile değerlendirme.. Sözcüğün "yeniden yaratma" kavramından geldiğine dikkat ediniz.... 18 -- The whole discussion was pointless. I got so ............... with their endless quarelling that I left the hall long before the meeting ended. a. bored b. borne c. reborn d. boring e. boredom bored pointless = boşuna, beyhude, bir yere varmıyor... ÇALIŞMA ÖNERİSİ: 1) "to bear" = çocuk taşımak, doğurmak fiili ile, "to bear" = taşımak, yükünü çekmek fiili arasında (her ikisi de düzensiz fiildir) past participle, yani V3 yazılış farkını not ediniz. "I was born" kök anlamı ile ne demektir?? 2) "to bore" fiilinin iki önemli değişik anlamını sözlüklerinizden saptayarak not ediniz.... 19 -- Previous experience is certainly a(n) ............... when you're applying for a job. a. payment b. promotion c. advertisement d. profit 14.

(15) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ e. advantage. the pillow (yaramaz bir gülücükle baktı ve yastığı kabarttı)... (Wow!!). advantage. 20 -- Life used to be ............... and gay for us, too! a. livelihood b. lifelong c. lively d. lifelike e. lifeless. A completely new situation has arisen following last week's events... Yeni bir durum meydana gelmiş, ortaya çıkmış bulunuyor... Her explanation aroused my curiosity (= merakımı kabarttı)... A recent study has revealed that women are sexually aroused (= cinsel olarak uyarılıyorlar) by the odours given off by breastfeeding mothers and newborn babies.... lively BİLGİ: "gay" sözcüğünün "eşcinsel" anlamı ile isim olarak kullanılması çok yakın bir geçmişe sahiptir. Sözcüğün asırlardır kullanım biçimi, bir sıfat olarak "neş'eli, şen" anlamı verir.... RISE, RAISE, ARISE, AROUSE. TEST -- 04. rise - rose - risen : yükselmek, kalkmak, artmak (yukarı doğru hareket) Intermediate raise - raised - raised : yükseltmek, arttırmak (yukardakinin geçişli hali) arise - arose - arisen : meydana gelmek, ortaya çıkmak (oluşum) arouse - aroused - aroused : duygu, heyecan vb. uyarmak. Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the question and deliberated on your own choice !!. ÖRNEKLER: Food prices rose by 3% in July... The sun rises in the east... Get up, will you? The sun has long risen (çoktan yükseldi)... She slowly rose from the bed and went into the bathroom... In July, OPEC countries raised the price of their oil sharply... She smiled back at him with a mischievous grin and slowly raised. 01 -- I'm now going to give you 10 ............... tips for running a really successful web site. a. invaluable b. valueless c. worthless d. unworthy 15.

(16) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ e. unprofitable. only this morning = (burada) daha bu sabah.... invaluable DİKKAT: Bu soruyu yanlış yanıtladıysanız, lütfen sözlüğünüzü açıp "invaluable" sözcüğünün, beklentimize aykırı düşen ilginç anlamını dikkatle not ediniz.... Yine benzer kategoriden, "infamous" ve "indifferent" sözcüklerinin de anlamını öğrenip önemle not ediniz. DİKKAT: "to run a business, to run a shop, to run a school, to run a competition," türü deyimlerde, "run" fiilinin "işletmek, yönetmek" anlamını dikkatle not ediniz... "It's quite expensive to run a sports car." = sahibi olmak, kullanmak... tip = tiyö, ipucu... (Ama "polisiye" anlamda ipucu = clue /klu:/ Çalışma önerisi: 1) "tip" sözcüğünün diğer anlamlarını sözlükten bulunuz... 2) Lütfen not ediniz: "I don't have a clue what he's talking about" şeklindeki bir kullanımın anlamı ise: "En küçük bir fikrim bile yok...". 02 -- Well, they were both in perfect running order only this morning, but this one is now definitely out of ............... . You'll have to use the other one. a. order b. business /biz-nis/ c. work d. employment e. job order DİKKAT... DİKKAT... "business" sözcüğünün okunuşu = /biz-nis/. Üç hece filan okuyanları vurun; sevaba girersiniz.... Şöyle de diyebilirdik: "Well, they both were supposed to be in perfect running order..." = Her ikisinin de iyi çalışır durumda olmaları gerekiyordu; her ikisini de çalışıyordur sanıyordum... to be supposed + mastar = Bir şeyi yapması kendisinden bekleniliyor olmak; bu yönde kendisine bir direktif verilmiş olmak, zorunluluk; varsayılmak, farzolunmak: I really wasn't expecting it to break down so soon. It is supposed to be one of the best brands in the country... I am supposed to go and meet her this afternoon, but I don't really want to.. 03 -- The doctors tried everything they could to ............ the patient's blood pressure. a. produce b. reduce c. clarify d. hasten /hey-sın/ e. climb reduce. 04 -- His new appointment takes ............. from the beginning of next month. a. place b. effect c. post d. part e. position effect. 16.

(17) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 05 -- It needed the collective genius of mankind to ............ the wheel. a. discover b. constitute c. find d. perform e. invent. involving kamyon = lorry (U.K.); truck (U.S.A.)... Buradaki "an accident ---------two lorries" ifadesi, Türkçe'ye "iki kamyonun karıştığı" şeklinde çevrilir... to fasten /fa:-sın/; /t/ okunmaz.... invent. 06 -- Further research is needed to find out what side ................ this pill has on a person's digestive system. a. affects b. defects c. suspects d. effects e. reflects effects. 09 -- As he hated every minute of his life in the army, it is no wonder that he decided one day to ............. his unit. a. dessert b. descend c. avoid d. desert e. deserve desert ÖDEV = verb: to desert /di-zö:t/... noun: desert /de-zıt/... noun: dessert /di-zö:t/ sözcüklerinin anlamına sözlüğünüzden bknz.. 07 -- I noticed that there were two buttons ................ from his coat. a. falling b. losing c. departing d. dropping e. missing missing. 08 -- The main road through Turgutlu and Salihli was blocked all day yesterday due to an accident ............... two lorries (trucks).. 10 -- He was dismissed from the service for his insistent ............. b. alertness /ı-lö:t-nis/ b. nobility /nı-bi-liti/ c. disobedience /disı-bi:-diyıns/ d. caution /ko:-şın/ e. alliance /ı-la-yıns/ disobedience the service = Yani, askerlik hizmeti... Noble, nobility: okunuşları: /nou-bıl/... /nıbi-liti/.... a. containing b. fastening /fa:-sın/ c. involving d. including e. combining 17.

(18) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 11 -- It is no injustice to say that the sense of ............. a person has is closely bound up with his cultural background.. 14 -- It was a good piece of land. They got quite ............ by using it to cultivate the much-needed industrial plants.. a. harbour /ha-bı/ b. rumour /ru-mı/ c. tumour /çyu-mı/ d. labour /ley-bı/ e. humour /hyu-mı/. a. tranquil /træn-kuil/ b. peaceful c. responsible /ris-p n-sibıl/ d. hostile /hos-tayl/, /hos-til/ (U.S.A.) e. prosperous /pros-pırıs/. humour It is no injustice to say that --------- = (--------) olduğunu söylemek haksızlık teşkil etmez... to be bound up with: ---- ile içiçe olmak, bağlı olmak, kaderleri birbirine bağlanmış olmak.... 12 -- I love you. I can't ................ the thought of ever losing you. a. support b. bear c. think of d. hold e. carry. prosperous. 15 -- I don't think that was a very ............ decision. The people are bound to rise up against it in arms. a. enormous /i-no:-mıs/ b. tremendous /tri-men-dıs/ c. intellectual /intı-lek-çuıl/ d. malignant /mı-lig-nınt/ e. wise /wayz/ wise are bound to rise up against it (to be bound + mastar) : ona karşı ayaklanmaları kaçınılmazdır... in arms : silahlı olarak.... bear. 13 -- You seem to have developed a number of extra-curricular interests which ............... you from your studies. a. distract /dis-trækt/ b. obstruct c. arrest d. inhibit /in-hi-bit/ e. encourage /in-ka-ric/. 16 -- These figures should give you a rough idea as to the cost of ............. a sports car. a. maintenance b. accessories c. repairing d. license plate e. running running. distract a number of extra-curricular interests: bir dizi ders dışı ilgi alanı.... DİKKAT... DİKKAT... : "as to" : Yabancılar için metin içinde tanınması çok zor olan bu yapıyı mutlaka not ediniz. Türkçe'ye "konusunda, ilişkin olarak" anlamı ile çevireceksiniz. Yani, "relating, pertaining to" demektir... 18.

(19) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________. 17 -- Grandma has no authority over the children and lets them do anything they like. They're completely .............. , as a result. a. spoilt (veya, spoiled) b. damaged /dæ-micd/ c. humorous /hyu-mırıs/ d. scornful e. impulsive /im-pal-siv/. 20 -- Like all empires, the Ottomans went through their periods of rise, decline and fall, finally leaving the stage to the young Turkish ............... , founded under the leadership of Mustafa Kemal Atatürk on Oct. 29, 1923. a. Constitution b. Reform c. Secularism /sek-yulırizm/ d. Independence e. Republic Republic. spoilt (spoiled) Açıklama için en alta bknz. AÇIKLAMALAR 18 -- I tried to ............... the car, but I couldn't see very well what was behind me. a. reveal b. react c. reverse d. restore e. repair reverse. 17 -- to spoil (spoilt - spoilt), veya (spoiled - spoiled -- düzenli çekim): 1. Bozmak, berbat etmek... (Örnek: Don't spoil the fun now...) 2. Şımartmak... İşte bu ikinci anlamıyla kullanıldığında, istatistiksel olarak, "You are terribly spoilt," demek şansımız daha yüksek iken, sözcüğü doğrudan öncül sıfat (attributive) olarak kullandığımızda ise, "spoiled children" biçimine daha çok rastlanacaktır. Ama, birisinin yerine, diğerinin kullanılması ile kıyamet de kopmaz.. 19 -- Later models were slightly ............... , but the original design remained the same on the whole. a. elevated /eli-veytid/ b. emphasized /em-fisayzd/ c. modified /mo-difayd/ d. evaluated /i-vel-yueytid/ e. discarded /dis-ka:-did/. TEST -- 05. Upper Intermediate modified on the whole = genelde... Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the question and deliberated on your own choice !! 19.

(20) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________. 01 -- He had travelled only twenty miles into the desert when his vehicle developed engine trouble. There was no immediate help available and he had to .............. from the race. a. retreat b. detour c. deviate d. defeat e. withdraw withdraw. günümüz BBG evi "Türkçe"sinde yüklenen "çok, olabilecek en yüksek derecede" anlamı tüylerimi ürpertiyor: "Hamlet, Juliet'i oldukça seviyor," gibi... Oldukça değil, çok üzülüyorum, ama bir güzel ve yararlı Türkçe sözcüğün daha katledilişine tanık oluyoruz.. 04 -- I'm ............... of seeing your stupid face around all the time. a. sick and tired b. loving and fond c. jealous and angry d. displeased and disappointed e. bored and bothered sick and tired. 02 -- ............. ocean-liners offer their voyagers a great variety of civilized comforts.. Açıklama için en alta bknz.. a. Vulgar /val-gı/ b. Competent /k m-pıtınt/ c. Prospective /pros-pek-tiv/ d. Contemporary /kın-tem-pırıri/ e. Diligent /dil-icınt/. 05 -- They say a woman might forgive an insult; but she would never forgive being ............... .. Contemporary. 03 -- Aggressiveness, which we may think of as the violent expression of extreme selfishness, is relatively simple to explain in evolutionary ............... . a. texts b. books c. words d. lectures e. terms terms relatively simple = nisbeten basit, oldukça kolay... DİKKAT: "Oldukça" sözcüğüne. a. sacrificed /sæk-rifaysd/ b. persuaded /pö-syudeydid/ c. ignored /ig-no:d/ d. praised e. prohibited /pro-hi-bitid/ ignored. 06 -- These results seem to ............... that calcium and vitamin D supplementation may also prevent tooth loss from gum disease. a. define b. imply /imp-lay/ c. refer d. infer /in-fö/ e. describe. 20.

(21) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________. 07 -- He would have been ............... if the President's pardon hadn't arrived just in the nick of time.. "bigger and bigger", "better and better", "more and more crowded", "more and more beautiful" şeklindeki kalıpları Türkçe'ye, "gitgide daha büyük, iyi, kalabalık, güzel," vb. şeklinde çeviririz.. DİKKAT: "separation" sözcüğünü, ikinci ünlüyü "e" şeklinde yanlış yazmayınız.. a. made a hangman b. elevated /e-iveytid/ c. executed /ek-sekyutid/ d. released e. hung. 10 -- Am I to ............... from your last remarks that my services are no longer required here?. imply. executed DİKKAT: Açıklama için en alta bknz. just in the nick of time = "at the eleventh hour" = tam zamanında, son anda.... a. distrust b. refer c. infer d. imply e. misunderstand infer. 08 -- He is a rather timid person on the whole. But, when he has had a few drinks, he becomes quite .............. . a. impressive /imp-pres-iv/ b. permissive /pö-mi-siv/ c. aggressive d. intensive e. comprehensive /kımpre-hen-siv/. ÇEVİRİSİ : Bu son sözlerinizden, hizmetlerimin artık burada istenmediği sonucunu mu çıkarmalıyım? (Yani, İşime son mu veriyorsunuz? Beni kovuyor musunuz? ) Buradaki yapı: to be + infinitive (mastar) yapısıdır ve, 1) Gelecek zaman bildirmekte; 2) Mecburiyet belirtmekte kullanılabilir. LÜTFEN ANAKİTAP'ta mastarlar (the infinitive) ile ilgili bölüme bknz.. aggressive. 09 -- The generation ............... seems to be getting bigger and bigger in our day and age. a. division b. partition c. gap d. separation e. isolation. 11 -- I'm going to ask you a number of questions, and I want ............... answers from you. a. reluctant /ri-lak-tınt/ b. obstinate /obs-tinid/ c. straight d. remarkable /ri-ma-kıbl/ e. objectionable /ıb-cek-şınıbl/ straight. gap. 21.

(22) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 12 -- I ............... you my bottom dollar that they'll manage to get here anyway. a. offer b. risk to c. receive from d. hand over to e. bet bet my bottom dollar = cebimde kalan son para.... 13 -- He told his audience the ............... and fantastic story of his narrow escapes. a. indecent /in-di:-sınt/ b. incredible /ri-kre-dibl/ c. inexperienced /iniks-pi:-riınsıd/ d. indispensable /indis-pen-sıbl/ e. individual /indi-vi-cuıl/ incredible a narrow escape = kıl payı kurtulma, ucu ucuna yakayı sıyırma.... 15 -- The book is a best-seller. But the real identity of its author still remains quite ............... . a. transparent /træns-pæ-rınt/ b. obscure c. opaque /ou-peyk/ d. crystal clear e. translucent /træns-lyu-sınt/ obscure to remain = 1. geride kalmak, gitmemek... 2. Olmakta devam etmek... (Burada, ikinci anlamda). 16 -- It is .............. that he is currently working on a science fiction novel. a. rumoured b. censored c. humoured d. censured e. camouflaged /kæ-mıflaycd/ rumoured. 14 -- The king's speech ............... his followers with renewed hope and determination. a. perspired b. expired c. conspired d. despaired e. inspired inspired renewed hope and determination = "yenilenmiş" umut ve kararlılık... "to renew" /ri-nyu/ fiilinden.... "to expire" ve "to inspire" fiillerinin çeşitli anlamlarını sözlüğünüzden bulunuz.. ÇALIŞMA ÖNERİSİ = "to censure" ve "to censor" fiillerini karşılaştırmalı olarak, birlikte öğreniniz.. 17 -- First of all, we'll need some chemical that is not ............... to light. a. sensual b. senseless c. sensational d. sensitive /sen-sitiv/ e. sensible /sen-sibıl/ sensitive ÇALIŞMA ÖNERİSİ = "sense" sözcüğünün (1. anlam; 2. duyu...) 22.

(23) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ şeklindeki iki değişik anlam kategorisine ayrılan türevlerini sözlüğünüze danışarak. mutlaka öğreniniz.... 18 -- The news of a new and more serious breach of the ceasefire received here last night has now been ............... . a. consented b. observed c. nodded d. confirmed e. accomplished confirmed. 19 -- Actors have to ............... a play before they give a public performance. a. practice b. represent c. repeat d. reproduce e. rehearse /ri-hö:s/. kimisi anlamca eleniyor; kimisi de "+ gerund" yapısına uymuyor... 07 -- "to hang" = 1. asmak, (duvara resim asmaktan, çamaşır asmaya kadar hertürlü "asmak" eylemi için -- düzensiz çekimlidir: hang - hung - hung)... 2. "adam asmak, idam etmek" anlamında ise, düzenli fiildir: hang - hanged - hanged).... SİZİ SIKMAK PAHASINA, TEKRAR EDİYORUM: Buradaki test çözme etkinliğini yalnızca "Aaaa, başarıyorum -ne mutlu bana!" veya, "Hay Allah, yine başaramadım -- n'apcam ben sınavda, mahfoldum!" gibi duygusal tepkilerle boşa harcamayın. Sunulan sözcükler, belli bir plana göre dikkatle seçilmiştir... Bunu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendiriniz.. TEST -- 06. rehearse Upper Intermediate 20 -- Love, hate, joy, grief, fear are all ............... . a. considerations /kınsidı-rey-şınz/ b. indications c. suppositions /sıp -zi-şınz/ d. suggestions /sı-ces-çınz/ e. emotions /i-mou-şınz/. Please do not click the answer button before you have thoroughly studied the question and deliberated on your own choice !!. emotions. AÇIKLAMALAR 04 -- to be sick and tired of + gerund = bıkmış usanmış olmak... Diğer şıkların. 01 -- It seems to me that they never gave a thought to ............... future problems when the plans were being laid down five years ago. a. unbelievable 23.

(24) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ b. untrustworthy c. probable d. unreasonable e. impossible probable DİKKAT: Soruyu çok fazla ilgilendirmemekle birlikte, şu noktaları da irdelerseniz zararlı çıkmazsınız: 1. İkinci tümcelikteki fiil için hangi "tense" kullanılmıştır? 2. Etken veya edilgen çatıda mıdır?. 02 -- My ............... objection to neurotics is that they are difficult to live with. a. primarily b. principle /prin-sipıl/ c. priority d. privileged e. principal /prin-sipıl/ -- yani, okunuş aynı... principal. Bu arada, yukardaki soruyu pek ilgilendirmemekle birlikte, "late" sözcüğünün ilginç bir kullanım boyutuna dikkatinizi çekmek isterim: "the late Mr. Brown" dediğimizde, "müteveffa... şu yakınlarda vefat etmiş olan Bay Brown" demiş oluruz.... 04 -- You could ............ being a little bit more friendly, couldn't you? a. effort b. comfort c. support d. please e. afford afford "You could ............ , couldn't you?" yapısı, Türkçe'de en iyi "Elinden gelir, yapabilirsin, olabilirsin, öyle değil mi?" şeklindeki bir serzeniş tümcesi ile çeviri verir... Örneğin burada: "Bana biraz daha dostane davranabilirsin, öyle değil mi? Bu kadar olumsuz davranmasan kıyamet mi kopar?". 03 -- Every substance has a melting point and a boiling point. The former is the temperature at which it changes from solid to liquid. The ............... is the temperature at which it changes. from liquid to gas.. 05 -- People become quite ............ when it comes to discussing the differences between the sexes.. a. later b. latest c. late d. last e. latter. a. illogical b. illiterate c. illegible d. illegal e. illegitimate. latter Daha önce sözünü etmiş olduğumuz iki şeyden birincisine "the former", ikincisine de buradaki "the .............. " kalıbı ile gönderimde (atıfta) bulunuruz.... illogical logical, literate, legible, legal, legitimate... Eğer bilmediğiniz sözcükler var ve siz bunları sözlüğünüze davranıp danışmadan atlıyorsanız, walla vebali boynunuza.... 24.

(25) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 06 -- I think it was a gross ............. to condemn her. a. impartiality b. injustice c. fairness d. penalty e. invasiveness. Neden, "He is our mutual friend," diyebiliyoruz, ama "our reciproal friend" diyemiyoruz?. 08 -- Both countries have declined to .............. the treaty on nonproliferation of nuclear weapons, partly out of concern for the other's supposed intentions.. injustice "a gross ..............." = büyük bir adaletsizlik... "partial" sözcüğünün iki farklı anlamına dikkaty ediniz: 1. kısmi, bütünü içermeyen... 2. yan tutan, taraf tutan, tarafgir, adil olmayan.... a. praise b. assess c. avoid d. endorse e. advocate endorse. Şu eşanlamlı sözcükler dizisini ezberleyiniz: just, fair, impartial, unbiased, unprejudiced, nondiscriminatory... Ve tabii, karşıt-anlamlılarını da: unjust, unfair, partial, biased, prejudiced, discriminatory.... 07 -- I resent your last remarks and certainly demand an apology. Sir, we're running a ............... business here! a. remarkable b. reciprocal c. reluctant d. respectable e. representative respectable I resent your last remarks... Bu son sözlerinize teessüf ederim... Tekrar ediyorum: Sözcükler belli bir plan dahilinde seçilmişlerdir. Lütfen bilmediklerinizi öğrenmeden geçmeyiniz.... treaty = andlaşma, muahede... nonproliferation = yayılmaması, yayılmasının önlenmesi... out of concern for --- = --- endişesiyle... to decline = 1. aşağı doğru meyilli olmak... ("the decline of the Ottoman Empire" = Osmanlı İmparatorlupu'nun gerilemesi... "her declining beauty" = artık "inişe geçmiş" olan güzelliği)... 2. reddetmek ("I declined their offer." = tekliflerini reddettim.) Sözcüğün bu iki kelalâka anlamını not ediniz.. 09 -- Precautions of this sort are necessary, for it is next to impossible to .............. the exact nature of the difficulties which will confront us. a. forewarn b. forbid c. forsake d. fortify e. foretell foretell. Çalışma Önerisi: "reciprocal" ve "mutual" sözcüklerinin örtüşen ve örtüşmeyen anlamlarını sözlüğünüzden saptayınız.. next to impossible = hemen hemen imkansız... 25.

(26) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________. 10 -- She is very ............. ; you just couldn't make her walk past under a ladder. a. credulous b. religious c. supernatural d. deformed e. superstitious. 13 -- He was quite contented; he led a(n) ............... life. a. miserable b. prosperously c. happily d. orderly e. improper orderly. superstitious. 11 -- In the medical profession, men ............. women by two to one. a. outlive b. outdo c. outshine d. outnumber e. outclass. AMAN DİKKAT: Olağan türetme ekleri ile uyumlu olmayan sıfat ve belirteçlere herzaman denk gelebilirsiniz... "b" ve "c" şıkları birer belirteç (zarf) diğerleri ise sıfattır.. 14 -- The bridge is so immensely long that the shape of the earth had to be ............... by its designer as an essential part of the project.. outnumber Demek ki neymiş? Fiillerin başına "out" getirilerek, "o açıdan daha falan filan olmak" şeklinde yeni anlamlar elde ediliyormuş... İşte bir örnek daha: "Expected rewards clearly outweigh the risks involved in such a venture." = Böyle bir girişimden beklenen ödüller açık bir şekilde risklerden daha ağır basıyor.... 12 -- Severe difficulties must be .............. before cloning can be done with mammals and humans. a. concluded b. overcome c. aggravated d. endangered e. guaranteed overcome. a. taken into account b. given an account of c. given approval to d. caught up with e. kept in touch with taken into account Mutlaka bilmeniz gereken sık kullanılan "orta-boy" deyimlere örnekler: to take into account, to give an account of, to give one's approval to, to catch up with, to keep in touch with... İngilizce'nin tuzu biberi gibidirler... Şu eşanlamlı sözcükler dizisini ezberleyiniz: vast, immense, huge, enormous, colossal, gigantic... very large, very big... Ve tabii, karşıt-anlamlılarını da: tiny, minute (/may-nyut/), miniature, diminutive, negligible... very small, very little... 26.

(27) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ yaşamış (ama hiç piyes yazmamış) en büyük dramatist" demiş oluyoruz... 15 -- Despite these overwhelmingly difficult trading conditions, the company has ............... produced outstanding results. a. therefore b. accordingly c. nevertheless d. consequently e. otherwise nevertheless overwhelmingly = karşı durulmaz derecede... to overwhelm = pesperişan yere sermek, karşı duramaz hale getirmek... to feel overwhelmed = kendisini başa çıkamaz, üstesinden gelemez durumda hissetmek; artık çaba gösteremeyecek, karşı koyamayacak durumda olmak... Örnek tümce: Most freshmen (= first-year university students) feel truly overwhelmed by the workload in their college courses; and, as a result, they usually spend more time socializing than studying.. 16 -- It suddenly ............... to me that Mr. İzbul was the greatest dramatist ever who had never written a play!! a. occurred b. dawned c. predicted d. presented e. happened occurred DİKKAT: "occurred --- me" ve "dawned -- me" deyimlerinin hangi ilgeçleri (= preposition) aldığını not ediniz. "------------- ever" türü ifade, "bugüne değin, tarihteki en --------------" anlamı taşırlar. Örneğin burada, "bugüne değin. HADİ SİZLERE BİR İYİLİK DAHA YAPAYIM (Unuttunuz mu? Ukalalık hocalığın şanındandır!!) : "dawned -----me" deyimindeki "missing" (kayıp) ilgeci en kolay nasıl buluruz? Bakınız, tekrar ediyorum: Yanımızda www.google.com gibi bir büyük dost varken bilmemek ve öğrenmemek çok ayıp... Goggle'ı açınız. Anahtar sözcük olarak, tırnak içinde "dawned * me" yazınız. Yani eksik sözcük yerine bir yıldız işareti koyunuz. Yanıtınız anında hazır.... 17 -- Scientists admit they are still ................ by the new disease which is, superficially, not so different from so many other respiratory ailments. a. slandered b. massacred c. bribed d. checked e. intrigued intrigued. 18 -- After visiting the Archaelogical Museum in the morning, the İzbuls kindly ............... us to lunch at a local shish-kebab restaurant. a. threatened b. approved c. thrilled d. treated e. rewarded. 27.

(28) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ treated "------------ smb to sth" birisine birşey ısmarlamak, birşeyin zevkini ve mutluluğunu yaşatmak: "They ----------ed us to some special Turkish sweets." "The band ------------ed us to some beautiful songs of Latin American origin.". TEST -- 07. ADVANCED 19 -- I've listened to your argument. It's neither here nor there. In other words, it's quite ............... . a. irrelevant b. resentful c. rebellious d. scornful e. enormous irrelevant. ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA: Bu testten başlayarak, kuşkusuz çok zor testler sunuyorum sizlere... Ama, sınav salonlarında şok geçirmektense, öğrenme olanağını şimdi değerlendirmek çok daha AKILCI... Çetin sınavlara gireceksiniz... Basit şeyleri tekrarlayarak kendi kendinizi aldatmayın; aldatmalarına da izin vermeyin. Kendinizi zorlayın; hocalarınızı da.... argument = tez, savunulan tez... It's neither here nor there. = Havada kalıyor. Hiçbir sonuca varmıyor. Kelalâka... 01 -- Gone -- but ............... forgotten. 20 -- "Have you anything to ............... ?" said the young customs officer, looking straight at me in the eye. a. declare b. identify c. remember d. confirm e. hide. a. by all means b. by everyone c. by fate d. by no means e. by common consent by no means. declare Çünkü, gümrükte karşılaşacağınız standart soru budur.... 02 -- It has been ............... that at present there may well be over 2 billion web documents, with over 1 million web sites added daily. a. outlined b. constructed /kıns-trakt-id/ c. estimated /es-timeytid/ d. constrained /kıns-treynd/ e. persuaded /pö-sueydid/ 28.

(29) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ estimated there may well be... = pekala mevcut (var) olabilir... with = ------mak üzere... (= hergün de 1 milyonu aşkın yeni site eklenmek üzere, eklenirken...). Minikköy on the Taurus Mountains in southern Anatolia. a. agricultural b. tiny /tay-ni/ c. enormous /i-no:-mıs/ d. tidy /tay-di/ e. local /lou-kıl/. Her iki yapıya başka örnekler de vereyim: tiny "There may well be other intelligent beings in the universe, but there is insufficient evidence to believe that they have ever visited Earth... There may well be a connection between the two (Belki de aralarında bir bağlantı vardır, olması imkansız değil)... There could well develop a situation in which all banks close down their provincial branches and concentrate on their offshore activities...( Öyle bir durum pekala gelişebilir ki, ...) Ahmet got there first, with Mehmet arriving closely after... Ahmet suddenly rushed for the exit, with Mehmet following close (closely) behind. Ama, "There are well over 60 people here." = Kesinlikle 60'ın çok üstünde... Rahatlıkla üstünde.... 03 -- Producing quality fertilizers begins with reliable, low-cost supply of ............... materials, such as natural gas, phosphate rock, and elemental sulphur... a. rude b. raw /ro:/ c. scrap d. crude e. vulgar /val-gı/ raw. 04 -- Fadime and her husband Hüsam lived in the ............... secluded village of. 05 -- Being considered a hardened criminal, I failed to find any character witness to testify on my behalf. The jury simply believed that I could never be ............... by any such feelings of guilt. a. investigated b. imprisoned c. empowered d. compensated e. troubled troubled AÇIKLAMA: Tümcenin "Being... etc" ile başlayan ilk bölümü = "Kaşarlanmış bir suçlu addedildiğim için"... Buradaki gramer yapısı için, "Essential English" Kitabımızdaki "Participles" (Chapter 12) Bölümünde yer alan "Kısaltılmış Zarf Tümcelikleri" Konusuna bknz.. 06 -- Chinese internet censors were reported in yesterday's press as ............... their grip on foreign political websites. As for the local ones, well, nobody dares start one anyway... a. loosening b. unlocking c. hacking d. disordering e. downloading loosening 29.

(30) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ He was reported as saying that... = --dediği bildirildi. (Gazetecilik dilinden bir anlatım kalıbı)... as for ---- = ------e gelince... "I'm going to send all your friends home. As for you, you will stay here and help me with this..." (Sana gelinceee...) "I know not what course others may take; but as for me, give me liberty or give me death! (Patrick Henry) ÖDEV = 1) "censor" ve "censure" sözcükleri için sözlük çalışması yapınız... 2) "to lose" ve "to loosen" fiillerini birlikte irdeleyiniz.. 07 -- Don't mumble. Don't swallow your words. Don't talk in a monotone. Don't use jargon or undefined terms. Avoid mannerisms which will distract your audience from what you are saying. In a word, please stop speaking ............... . a. unintelligibly /anin-te-licibli/ b. vividly c. humorously d. explicitly e. rashly unintelligibly to mumble = mırıldanmak, kendi işiteceği kadar ve başkalarının anlayamayacağı tarzda konuşmak...to swallow one's words = sözcüklerini "yutmak"... jargon /ca:-gın/ = belli bir meslek veya küçük alt-kültür grup üyelerinin kendi arasında kullandığı dil... in a word = tek kelimeyle söyleyecek olursak, kısacası.... ending up poorer than they had ever been before. a. extravagant b. spendthrift c. wasteful d. thrifty e. happy-go-lucky thrifty gold prospecting = altın arayıcılığı... myriad = pekçok sayıda.... 09 -- When he died at the age of eighty, the townsfolk gave him a ............... funeral and had an enormous statue of him on his horse erected in front of the town hall. a. relevant b. swift c. huge d. focal e. worn-out huge. 10 -- There are myriad examples of grotesque injustices, including the sentencing of innocent defendants to death, the deliberate ............... of evidence, and the routine misuse of so-called expert testimony. a. protection b. falsification c. inclusion d. confirmation e. exploitation falsification. 08 -- Gold prospecting is entirely a lottery: there are myriad examples of industrious, persevering, .......... men, working hard for years and years; but 30.

(31) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ 11 -- The security forces knew it would not prove difficult to ................ the culprits in such a small village. a. witness to b. rush into c. trace down d. refrain from e. conjure up. Umarım, "in that" bağlacını kaçırmadınız. Türkçe'ye "şu açıdan ki" şeklinde çeviri verir.... 14 -- Radio and television have made it possible for advertisers to ............... the attention of millions of people in many novel ways.. trace down DİKKAT = "Prove" fiilinin her karşılaştığınız yerde "kanıtlamak" anlamına gelmeyeceğine, çoğu zaman doğrudan "be" fiili yerine kullanıldığına önemle dikkatinizi çekerim.... a. inhibit b. capture c. acquaint d. surrender e. inhabit capture. 12 -- "Transsexual" is a term applied to any individual who exhibits, to varying ............... , the appearance, behavioral characteristics and feelings associated with the opposite sex. a. heights b. states c. terms d. weights e. degrees degrees. 13 -- Radio telescopes have one big advantage over ............... ones in that they can operate in all weather conditions. They can also pick up signals coming from very distant stars. a. vigorous b. remote c. graduated d. condescending e. conventional conventional. ÖDEV: "novel, novelty, to innovate, innovation" sözcüklerinin anlamını araştırınız.... 15 -- The Turkish Human ............... Foundation, funding as it does programs and projects that promote human rights, equal treatment and tolerance, aims at achieving and safeguarding social justice for all. a. Sanity b. Antagonism c. Maturity d. Notoriety e. Dignity Dignity. 16 -- Can we say that the soul is the " ............... " of our inner world? Can we believe in its immortality? a. infidel b. putrefication c. inhibition d. exhibitionist 31.

(32) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ e. inhabitant inhabitant. 17 -- Suspended from the ceiling, these spheres had been ................ , so that they attracted or repelled one another all the time. a. pressurized b. crystallized c. juxtaposed d. suspended e. magnetized magnetized. "self-conscious" deyimini bilmiyorsanız, tahmin yoluyla kendi kendinizi yanıltacak bir çıkarsamaya gitmeyiniz; lütfen sözlüğünüze danışıp, özel nüansını öğreniniz... "ever" sözcüğünün tümceye "hiçbir zaman, asla" anlamını eklediğine dikkat ediniz... "stoop to" = çok sevdiğim, ama zor bir fiil. Açıkça söyleyeyim: Sınavlarda çıkmayacağına dair bahse girerim. Ama, "üstün İngilizce" öğrenmek istiyorsanız, dağarcığınıza bu tür sözcükleri de almak zorundasınız... Burada, "condescend; lower oneself; debase oneself morally; act in an undignified, unworthy, or dishonorable way" anlamında kullandım.... 18 -- In the normal brain a large number of substances were .............. that were later found to be abnormal in quantity or metabolism in a substantial variety of neurological disorders.. 20 -- An area of gradual transition from marsh to firm ground is generally known as a(n) ............... or seasonal marsh. The edge is ................ and the vegetation is similar to that of the surrounding ground.. a. identified b. deviated c. overtaken d. appointed e. experimented. a. unfamiliar b. infernal c. indistinct d. intensified e. stimulated. identified. 19 -- No ............... journalist would ever stoop to fabricating or distorting his news for political or financial gain. a. self-conscious b. self-respecting c. self-indulgent d. self-sacrificing e. self-governing. indistinct NOT: "the vegetation" yerine kullanabileceğiniz bir başka önemli sözcük: "the flora"... Bir çevrede yaşayan, çeşitli türlerden oluşan bitki topluluğu anlamına gelen bu sözcüğün hayvanlar alemindeki karşılığı ise: "the fauna": ÖRNEK: Because of the different physical features and climate of the five main regions of Turkey, the flora and the fauna found in each region also differ.. self-respecting. 32.

(33) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ e. capitulate TEST -- 08. Advanced. Bu Testte, İnternet Sitemdeki Vocabulary Bölümünden Seçtiğim 20 Soru Yer Alıyor. Sitedeki Soruları Topluca Gözden Geçirmek İçin Aşağıdaki Linki Tıklayınız:. http://www.oursworld.net/ingilizceders/sozcuk-testleri/sozcuk-testleri.htm. 01 -- In a speech he made today, the President of Passagonia advocated the .............. of nuclear arms and said that his country was ready for "urgent and effective measures to .............. the arms race." a. expansion / hinder b. propulsion / end c. escalation / curtail d. acceleration / stop e. elimination / curb. constitute. 03 -- Naim Süleymanoğlu, born of Turkish descent and one of the world's top weight-lifters then, .............. to Turkey some twenty years ago while he was competing in Australia. a. immigrated b. interrogated c. defected d. conspired e. emigrated defected. 04 -- If you can do without the few .............. pleasures of the country, you will find the city can provide you with the best that life has to offer. a. rational b. pastoral c. humorous d. scornful e. satiric pastoral. elimination / curb. 02 -- The traditional bonds that exist between the two countries, as well as the mutual respect they hold for one another, will ............. a firm basis for further development of their economic ties. a. compromise b. compensate c. contribute d. constitute. 05 -- They were, in fact, having such a good time on their little desert island that -when a passing tanker rescued them a few days later -- both men were ............... sorry that they had to leave. a. outwardly b. repulsively c. reluctantly d. ambiguously e. genuinely genuinely 33.

(34) By Dream_Cather joshua.ranad@gmail.com ___________________________________________________________________________ evenings which are only interrupted by a(n) ............... visit to the local cinema -virtually the sole form of entertainment. 06 -- Inviting the fire-brigade to put out an imaginary, non-existent fire is a crude form of deception which no .............. person would ever indulge in. a. self-conscious b. self-respecting c. self-indulgent d. self-sacrificing e. self-confident self-respecting. 07 -- He was sent to prison for failing to pay his debts and died in ............... in 1993. a. rags and riches b. severity and pain c. wealth and health d. rigidity and fear e. poverty and obscurity. a. occasional b. sophisticated c. steady d. retrospective e. apathetic occasional. 10 -- Three days after the disappearance of their ever so precious little dog, the family received a(n) ............... note, stating that it was in safe hands and would be returned immediately if a ransom of a zillion liras was paid. a. authentic b. anomalous c. illiterate d. anonymous e. illegible anonymous. poverty and obscurity. 08 -- City born and city bred, I have always ............... the country as something you look at through a train window, as somewhere you occasionally visit during a weekend. a. derived from b. dominated c. evacuated d. regarded e. concerned regarded. ever so precious = son derece aziz ve kıymetli tuttukları... Bu deyimi, insanların tutumunu hafif alaya alarak da kullanmak mümkün.... 11 -- In the 1960's, certain cults imported from the Far East ............... great popularity and had great numbers of followers especially among the young. a. enjoyed b. represented c. obeyed d. reproduced e. sheltered enjoyed. 09 -- These sentimentalists fail to mention the long and friendless winter 34.