• Sonuç bulunamadı

1828 ve 1910 gözüyle istikbalin büyükşehirlerine iki bakış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1828 ve 1910 gözüyle istikbalin büyükşehirlerine iki bakış"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gördüklerim, Duyduklarım:

1828 ve 1910 gözile istikbalin

büyük şehirlerine iki bakış

1 8 2 8 d e F ran sız ressam ın y ap tığ ı resim

Bu s ü tu n la rd a k i b irk a ç yazım a,

bele b u g ü n k ü n e b a k a rsa n , başlığa

(G ö rd ü k le rim , d u y d u k la rım ) d an

so n ra bir d e (o k u d u k la rım ), d a h a doğrusu, (k ita p ta g özüm e ilişelner) kelim esini ilâve etm em lâzım .

A lm a n a k H a c h e tte ’ in 1910 yılı

sayısında iki resm e rasladım . Yeni

yeni ihtiralar, k eşifler ço ğ aldıkça

büyük şehirlerine n e hal alacak ların ı gösteriyor. Bunun biri 1828 d e bir

F ransızm çizdiği istikbalin P arisi;

ö b ü rü d e W ells’ten ilham alarak ,

A . R o b id a ’nın 1909 d a y ap tığ ı iki yüz sene so n rak i Paris.

1848 do C o m p ie g n e 'd e d o ğ an

A lb e rt R o b id a pek orijinal m izacı

v e fan tezi eserlerde şö h retli bir

F ran sız edebiyatçısı ve ressam ıdır.

W alls ise fen n î faraziyeler üzerine ro m a n la r yazm ış, 1866 d a doğm uş m a ru f İngiliz m u h arririd ir.

Bu resim lerden ilkini o k u cu lan m v e b u g ü n k ü nesil için hoş, m e ra k çe­ kici b u la ra k y u k arıy a k o y d u m .

18 2 8 d e yaşıyan Fransız, d erin d erin d ü şü n ü p taşınıp, böyle g aip ten flıaber verircesine, o z a m a n a göre, bu ak la sığm az, h a v sa la alm az şey. lerin b ir gün o lu p o rta y a çıkacağını

b ild irirk en , karihasının genişliğine

kim bilir ne k a d a r g u ru rla n d ı? Çiz­ diği resm i g ö re n le rd e n kim bilir ne k a d a r kişi d e d u d a k b ü k ü p :

— A m m a d a m alihulya, olacak şey m i b u n la r? H ep si d e saçm asa- p an. İşi gücü b ırak m ış, g ö k yüzünden to p a tıy o r ! ... diye alay etm işler, e ğ . lenm işlerdir.

K endini ince düşünüşlü, uzağı g ö . rüşlü sa n an ad a m c a ğ ız b u gün m eza­ rın d a n başını k a ld ırıp d ü n y a yüzüne b ak sa zihince ne z ü ğ ü rt,'k â h in lik te n e k o f o ld u ğ u n u an lar, u tan cın d an te k ra r y attığ ı to p ra ğ a değil y e d i k a t y erin d ib in e girerdi.

R esim de d e görülüyor ya, zav allı, cık h ay alin d e n eler d e kurum ş, n e . ler:

C ephesi b a şta n aşağı cam ekânlı büy ü k b ir m ağaza. H e r k a tın d a ayrı ay rı m an ifatu ra, tuhafiye, giyim ku­ şam , m o d a, v e saireye ait eşya d a i. releri. Y a n ın d a b alk o n lu m alk o n lu a p a rtım a n ; içindekiler, d ışarıd an üst k a ta d ay an m ış m erdivenin aşağ ıd an yukarı, y u k a rıd a n aşağı fırdolayı d ö ­ nen b a sam ak ların d a, hiç y o ru lm a d a n

ra h a t ra h a t inipa çık ıy o rlar; gûy

asa n sö rd e gibi.

G ö k y ü zü n d e A m erik a b ay rak lı

b ir balon. K ayık şeklindeki o tu ru la­

cak yeri ip lerle asılı, ark asın a d ü ­

m en, o rtasın a direkle y elken, y a n la , rina d a harvayı çekecek k ü rek ler ta ­ kılı; gûya kabili sevk iki b a lo n d a ­ ha.

N ihayette, F ran sa kıyısındaki C a- lais ile Ingiltere kıyısındaki D o u v er lim anları arasın d a, M anş denizi ü ze. rinde asm a k ö p rü . (H e y h a t!.. İşte bu n esn e hâlâ o ray a k o n a m a d ı) ve al­ tın d a yelkenli gem iler.

(A m rik a lı F u lto n ’un 1807 de or­ tay a çık ard ığ ı ç a k a r a lm az v a p u ru n âk ıb e tin d e n em in d eğ il; yel üfüriip su g ö tü ren yelkenlileri b astıracağ ın a

in a n a m ıy o r.) ^

Ö n p lâ n d a , beli b e y a z önlüklü, j

to za çam u ra b a tm a m a k için ayakla-1 n n a ca m b a z lar gibi ta h ta b a c a k b k - j la r bağlam ış b eled iy e çö p çü sü ; e tra - i fm da kediler, k ö p ek ler, h a b a b a m ' ha sokağın süprüntülerini sü pürüyor. Ç ifte b ey g ir koşulu, (D ilija n s) d e .

nflen la n d o la r om nibus, tram vay,

otobüs niyetine h alk ı sem tten sem te

taşiy o r; süren arabacısı d a b ir ta ­

ra fta n gazetesini o k u m ad a.

C a d d e d e gelip geçen b a y a n la r hiç

g ö rü lm ed ik kıyafetli. K osk o cam an

şap k aları çiçekli, tü y lü ; elbiselerinin (A rk a s ı 6 ncı sa h ife d e )

(2)

Gördüklerim,

duyduklarım

( B aş ta ra fı 5 inci sahif e d e ) k o lla n b o m b e b o m b e , b eli d a p d a r a ­ cık, eteğ i kloş.

S ağ d a, y ay a k aldırım ının k e n a n -

n a oturm uş b ir eskici, k arşısın d ak i

m üşterisinin k u n d u rasın ı y a m ay o r.

Y an ın d a, geceleri so k ağ ı a y d ın la ta n fener. F e n e re sırtım verm iş, yem iş

sa ta n b ir k a d ın k ita b ın a dalm ış.

B eride se y y ar çalgıcı, çocuklarile

b e ra b e r d o la şa d o laşa kitarasm ı ça­ lıyor. K uyruklu setreli kısa p a n ta - lonlu, beıyaz ço rap lı iki b a y y o ld a n geçiyor.

G erid e, a rk a a rk a y a bağlanm ış, ö n d ekinin üstü n e seyis oturm uş, b o ­

y u n ların a k a la b a lık savulsun diye

k a m p a n a asılm ış iki atın çektiği yük a ra b a sı; K eenne kam y o n . L o k o m o ­ tif şeklinde, kazanlı, ocaklı, k ö m ü rle işler, k en d i k en d in e g id e r b ir kişilik a r a b a ; sözüm o n a o to m o b il. A rk a d a b u n u n uzunu, b ir k aç a d a m albileni; sözüm y a b a n a o to b ü s ...

G elelim R o b id an ın y ap tığ ı resm e:

E n evvel, etrafın d ak i eflâke ser

çekm iş (g ö k tırm alay ıcı) yüksek

yüksek b in alar y a n ın d a m inim ini k a ­

lan, tepesi bacalı, benzin tan k ları

gibi desdeğirm i, çev resin d en kalın

kaim d en jir b o ru la r uzan an , d a ğ k a ­ d a r b ir a lâ m e t göze ç a rp ıy o r: U m u ­ m î g ıd a fabrikası \ ■>. d eb b o y u .

Bu d eb b o y u n işi gücü a b o n e olan h er eve h av a tazyikli b o ru la rla y i ­

ye c e k, içecek y ollam ak. N etekim

sa ğ d a bir apa'rtım anın m a k ta ı v ar.

1 5 inci k atin d ak ilere, so fra d a la rk en , od an ın d u v a rın d a k i d elik ten y em ek ­

lerinin gelşini, kolaycacık alıp

g ö v d ey e atışlarını görüyoruz. D enizaşırı, uzak m em lek etler a ra ­

sına d a b ö y le b o ru la r döşenm iş.

M ek tu p lar, posta p a k etleri sıvırya, çab u k çab u k o ra d a n o ray a n a k le d il­ m ede. D em inki a p artım an ın 1 4 ün­ cü k a tın d a , m asasın d a o tu ra n b ir sa­ kallının yanı b aşına p ak etin düşüşü görülüyor.

A san sö rü n pen cere, kapı, k o rk u ­ luk filân gibi d allı b u d a k lı şusu bu su yok. M inare gibi üstü v an e şek lin d e­ ki b o şlu k ta p isto n vari inip çıkıyor.

K apıcı odası en üst k a tta . B inanın

.num arası m inarenin k ü lâ h ın d a ;

m eth al, fe n er de şerefesinde.' Z ira yerle a rtık alışveriş k ald ı m ı? H e r

girdi çıktı y u k a rıd a n b aşa rılıy o r;

gelenler, gidenler, getirilenler, çıka­ rılan lar uçakla. H a ttâ resim de, tek b aşına uçağına binm iş,volâm k u lla­ n an bir m ad am ın şerefeye yanaşışı, kapıcının (b u y ru n !) diye karşılayışı unutulm am ış.

E tra fta , y u k a rıd a d ediğim gibi, A m erik a tarzı (g ö k tırm a la y a n ) b i­ nalar. Ü zerin d e (G a r e ) yazılı olan

geniş taraçalıları. H a v a d a insanla

dolu, d en izaltılara b enzer, k anadsız, k o ca k o c a yolcu u çak ları; k a n atlı kü­

çürek küçürek, hususî binek u çak ­

ları. D enizin yüzünde, u fu k ta k ay ­ b o lu p giden yine o m a h u t p o sta b o ­

rusu. (A rtık v a p u ra m ap u ra, yola

sed çekm enin m ah zu ru n a lüzum k a l­ dı mı y a ? )

G erek m ister W ells, gerekse

m ösyö R o b id a, aflarıma m ağruren,

hayli d a r kafalı im işler. İki yüz sene so n ray a u m d u k ların ın en ak la y a ta n ­ larını otuz seneciğin içinde görd ü k . E vet, y a k ın d a evlerin k ap ıları, k a ­ pıcıları, n u m araları, fenerleri d a m d a

olacak. H erşey h a v a d a , artık yer

yüziyle alâk a k alm ıyacak.

N evale te d a rik ed en fab rik ay a ge­ lince, dipsiz kile, b o ş a m b a r değil de ne ?.. O k allav i d e p p o y a , kalın k a ­ im b o ru la r sark ıtm ağ a, h e r eve d o ­ laştırm ağa, d ağ dovirircesine k ü lfet­

lere, zah m etlere ne hacet. Bugüne

b u gün a, b, c, d ilh vitam inleri icad ed ild i mi, edilm edi mi?

Biraz d a h a him m et. Y arın ö b ü r- gün b ü tü n g ıd a la r k o m p rim e haline getirilince, çal d ü d ü ğ ü . A sp rin gibi b ir taneciğini yut, lenger d o ’su k u ­ zuyu yem iş gibi doy, gık d e...

P o sta m ek tu p ları, p ak etleri için

O k y an u slara b o ru dö şem ek hem

Herlkülünf1 ü stesinden gelem iyecuği iş, hem de gülünç.

(S ayei m ed en iy et d e şim diki

u ç a k la r sa atte 6 0 0 bu k a d a r k ilo­ m e tre uçuyor. Bir k aç yıl so n ra bini çırp acak ları m u h ak k ak . B oruya, m o- ru y a ne h a c e t...

S erm et M u h tar A luş

---I________________ _ _

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma hastaların muayeneleri sırasında dermatoloji eğitiminin bir parçası olarak poliklinikte bulunan ve aktif hasta muayenesine katılan tıp öğrencileri

genital sistemde tubal hasara ve bozulmuş endometrial reseptiviteye yol açarak infertiliteye neden olmaktadır. İntrauterin yapışıklıklar, menstrüel anormallikler ve bozulmuş

Su altında fotoğraf çekerken kullanılan objektifin özelli- ğine göre (örneğin geniş açı, standart açı, makro objek- tifler) seçilecek fotoğraf açısına, ışık

Soldaki fotoğrafta, çok uzakta yer alan bir gökada, daha yakında yer alan bir göka- da kümesinin çok güçlü kütleçekiminin ondan gelen ışınları bükmesi nedeniyle

A) Dünya şekildeki konumdayken Güneş ışınları Yengeç Dönencesine dik gelir ve bu tarihten sonra Güneş ışınları Yengeç Dönencesinden Oğlak Dönencesine doğru dik

Gen aktarımının yaygın kullanım alanlarından biri de tıpta hormon üretimidir. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklardaki en önemli bulgu, boy kısalığı

Katı atıkların geri dönüşümü ile elde edilen enerji tasarrufu ilişkisini gösteren grafik verilmiştir. X maddesinin geri dönüşümünden elde edilen enerji tasarrufu

B) Sesin sürati sıcak ortamda daha hızlı olduğu için Ali düdüğü daha erken duymuştur. C) Sesin sürati soğuk ortamda daha hızlı olduğu için Veli düdüğü daha