• Sonuç bulunamadı

İstanbul'da televizyon

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'da televizyon"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'

7 7

- £

2

-

3

bi-Şf

OLAYLAR VE GERÇEKLER:

İSTANBUL'A

TELE V İZ Y O N

Burhan FELEK

Demek ki Istanbulda plâtosu ve yayın cihazları olan bir televizyon istasyonu var. Ancak programı dar ve fakir..

istanbulda Radyonun zengin müzik, söz ve sahne teş­ kilâtı vardır. Bunlardan istifade ederek yalnız perşembele­ re mahsus olan bu yayınları genişletmek, ve haftalık programlar yapmak mümkündür. Yalnız bu iki müessese- nin işletme bakımından nasıl işbirliği yapacağını bilmem, Bizde bütçeler ve mevzuat, her faydalı şeye mâni olurlar. Ne var ki Radyo ve Televizyon muhtar bir müessesedir. İstanbul’a esaslı bir televizyon istasyonu yapılıncaya ka­ dar Teknik Üniversitenin cihazlarından ve platosundan is­ tifade edilebilir.

Bunu neden teklif ediyorum?..

Çünkü Istanbulda alıcı televizyon cihazlarının sayısı Ankaradan fazla.. Şehrin yüksek ve açıklık yerlerindeki bi­ nalarının damlan televizyon antenleri ile doludur. Yaban­ cılar soruyorlar:

— Sizin televizyonunuz var mı?.. — Yok!..

— Ee bunlar nereyi alırlar?.

— Istanbulda haftada bir gün Teknik Üniversiteyi.. — Kâfi mi?.

— Kâfi değil.. Onun için binlerce lira sarfederek an­ tenlerini yükseltiyorlar.. Bulgaristanı falan almaya çalışı­ yorlar.. diyoruz.

Alıyorlar mı?., belki alanlar var. Alsa da ne anlar Bulgarcadan?.. Ve neden Bulgaristanı almaya çalışsın, masraf etsin? Teklifim pek yabana atılacak şey değildir sanırım. Televizyon Müdürü bu işi bilen ve müspet düşü­ nen bir arkadaşımızdır. Olumlu bir netice almak için işi tetkik edeceğinden ve hükümetin de bunu müspet karşıla­ yacağından eminim..

— Bu iş sana mı düşer? diyeceksiniz...

Bilmediğimiz bir şey var.. Onu size açıklayayım.. Tek­ nik üniversitenin bu istasyonunu ilk gün ben açtım. Yani ilk televizyon yayınında ben konuştum. Görenler ve belen­ ler hatırlayaiaklardır. Uğurlu oldu. On seneden fazla bir zamandır çalışıyor ve hizmet ediyor.

Bir kaç gün evvel bir dostumun dâveti üzerine prog­ ramını seyrettim. Pek beğendim. Ve bizim Radyo idaresiy­ le işbirliği yaparsa — müstakil istasyon kuruluncaya ka­ dar — hattâ kurulduktan sonra da daimî bir istasyon hali­ ne getirilebileceği kanaatine vardım. Ve bunu hatırlatmak istedim. Kusura bakmayın!..

8

-Biliyorum., şimdi bir takım aydınlarımız, devrimcile­ rimiz, aklı evvel ekonomiklerimiz, halk için bağrı yanık, göğsü yarık döğünenlerimiz, millet için anası, devlet için babası ağlamışlarımız hemen gıcıklanırlar.

— Gene mi televizyon?.. Memleket batıyor.. Vandaki vatandaş ot yiyor. Siz Istanbula köprü, televizyon yapıyor­ sunuz! diye şahlanırlar., istemez de istemez... Haklarıdır. Demokrasi değil mi bu? Hürriyet yok mu?.. O istemez.. Ben isterim. Hangimiz çoksak onun sözü olur. Daha iyisi bulununcaya, bu parmak sistemi en iyisidir. Ama bjundan daima doğru netice alınır m ı?. Onu kimse iddia edemez.

1927 sonbaharında bizim Millî Futbol Takımımız Bük- reşte iki maç yapmıştı. Ben de o maçlarda hazır bulunu­ yordum. Millî maç oynanıyordu. Bizim takımda ismet ve Nihat yoktu. Zeki’nin ayağı sakattı. Takım zayıftı, Ro- menler bizden kuvvetli idiler. Bizi son derece sıkıştırdılar. GalatasaraylI Ali (Allah rahmet eyleye Domuz Ali dediği­ miz) bek oynuyordu. Top ayağına geldikçe hep sokağa atı­ yordu. Çünkü stad küçük bir yerdi ve mahalle içinde idi.. Dört beş defa böyle sokağa top attık.. Bu suretle ancak nefes alabiliyorduk.. Derken efendim., ayağı sakat oldu­ ğu için hemen hemen hareketsiz duran Zeki’nin ayağına bir top geçti.. Bir çalım, bir şut., attık mı golü., maçı ka­ zandık.. O zamanki Bükreş Sefirimiz Ragıp Hulûsi Beyle Romen Veliahtı Karol yanımda idiler. Veliaht:

— Bu netice haklı mı oldu., dedi.. Ben de:

— Siz oynadınız, biz kazandık.. Futbol maalesef bu!.. demiştim.

Bu televizyon işinde de siz bağırır çağırırsınız, biz de televizyonu kazanırız.. Hattâ siz de kazanırsınız!

Şimdi gelelim duruma:

Ankara televizyonunu buldu., deneme falan derken is­ tasyon yapıldı. Daima böyledir. Hükümet Merkezi iltimas­ lıdır. Halbuki mum dibine ışık vermez, derler; yalandır. Mum dibine de doruğuna da ışık verir, işte veriyor. Ama bu yanlıştır. Çünkü.. Ne ise bırakalım şimdi boş lâfları.. Ankara’nın televizyonu var. Hükümet Merkezindeki Va­ tandaşlar bu güzel icattan istifade ediyorlar, istanbuldaki-len edemiyorlar, iki sene beklemek lâzım imiş. Ben daha da uzayacağını tahmin ederim.. Onun için bir çare düşün­ düm: teklif ediyorum. Kolayca yapılacak şeydir:

İstanbul Teknik üniversitenin perşembe akşamları al­ tı saat kadar deneme yayını yapan bir televizyon istasyonu var. Teknik bakımdan kusursuz., işittiğime göre yayınları Bursaya kadar gidiyormuş.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilmek şöyle dursun, onların gün yüzüne çıkartılmasını yasaklayanların, sular altında bırakmak isteyenlerin de ne denli bunlardan yoksun olduklar ını... Cengiz

Çukurovali halk ozanlarinin Cumhuriyet, Atatürk, Vatan ve Millet sevgilerini, onlarin kendi deyislerinden örnekler vererek kanitlarken, iste bu yayimlanmamis olan siirleri de,

Söz konusu yardımcı tipi Deli Yürek, Ezel ve Leyla ile Mecnun dizilerindeki Kuşçu, Ramiz Dayı ve Aksakallı Dede karakterlerinin örnekleminde

Reklamda hedef kitlenin bildiği bir yapının içerisine anlamlı ve uygun olarak tanıtımı yapılan ürün yerleştirilmiş ve böylece izleyicinin üzerinde istenen etki

Sternum yapısı- nın kardiyak ve pulmoner etkileşimini daha iyi değerlendirebilmek için çekilen toraks bilgisayarlı tomografide sternumun sağ ventrikül ve sağ atriyuma

Endoskopik endo- nazal yaklaşım, lakrimal kese ve nazolakrimal kanal tıkanıklığının hem primer tedavisinde hem de başarısız eksternal dakriyo- sistorinostomi

Meyveleri yuvarlak, aroma iyi, verimlilik orta, dikenlilik orta düzeyde, bitki başına düşen sürgün sayısı 21, hüzme başına düşen meyve sayısı 3 adet olarak

Bu araştırmada Herik kuzularında but yağı oranı ile diğerleri parçasının yağ oranı arasındaki fark önemsiz (P>0.05) bulunmuştur.. Tufan (12)’nın 40 kg’da