BASINDA DÜN VE BUGÜN
İki Sergi
S
erver İskit Beyin Darüşşafa- ka Çemberlitaş Sitesi’ndeki «Basında 60 yıl» Sergisini iz ledim. Sevimli Üstad, yaşının bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen, hâlâ bir delikanlı çevikliğiyle ziya retçilerini bizzat dolaştırıyor, ge rekli izahları da yapıyordu. Vefa İdadisi’nde okurken, rahmetli Ulu- nay Hoca'nın «Ser Muharrir» liğini yaptığı «Gıdık» isimli mizah mec muasında ve tam 16 yaşında kari katürle Basına ayak bastığını öğre niyoruz. Basın’da çok nâdir rastla nan bir yaştır bu. Çocuk denecek çağda verilen istikbal kararı, pek seyrek de olsa böyle şerefli ve ka zançlı bir mertebeye yükseltebili yor insanı. Üstadı, isabetle verdiği karardan dolayı ayrıca tebrik etmek bir vazifedir. En ufak vesikaların bile değerlendirilerek saklanması, Sergi'nin önemi ve mükemmelliği üzerinde büyük rol oynıyor. Fıkra lar, makaleler, karikatürler, re simler, çalıştığı gazetelerin kolek siyonları, madalyalar ve Server İs kit beyin c iltle r dolusu eserleri... Sergide beni en çok duygulandı ran eski harfli gazeteler oldu. Önle rinde durdum, uzun uzun düşün düm. Teknik bakımdan bugünküler le kıyaslanmayacak kadar düşük ka litede olan bu «varakpâre» ler ne- Bir Eser - Bir Yazar
büyük emeklerle meydana geliyor du bir bilseniz.. Havâdis kaynakları azdı. Elde bir Anadolu Ajansı var dı. Radyo da bugünkü kadar geliş miş değildi, adetâ lükstü. Ser Mü- rettibin, gece yarısı kolonları ölç tükten sonra, «iki sütun açık var»
Yazan: Hafi Kadri ALPMAN
diye karşımıza dikilmesi olağan iş lerdendi.. Üstadın. Sergisi, yeni ıneslekdaşlara Basının bu yönünü de göstermesi bakımından ayrı bir değer taşımaktadır. Bizim candan temennimiz, daha nice verimli yıl lar dilemekten ibaret olacaktır.
Ressam Agop ARAD Sergisinde
G
üler yüzü, tatlı sözleri ve her şeyi olağan karşılayışıyle yokuşumuzda ün yapmış A- gop Arad dostumuz 38. resim ser gisini 14 Mayıs’da, Hâşim Baba yadigârı Taksim San at Galerisi nde açtı. Törende, başta Burhan Felek Üstadımız ve ressamın «muhib -i leyl-ü venniharı (!)» Elif Naci bira derimiz olmak üzere hemen bütün Basın mensupları vardı. Bir yandan sergi izlenirken, bir yandan da dostumuzun bol bol ikram ettiği votka, beyaz kahve (I), kokteyl içi liyor, bu arada büyük değer taşıdı ğından aslâ şüphe edilmiyen tab lolar önünde öbek öbek sohbetler yapılıyordu.İtiraf edeyim, ben klâsik resim den gayrısından pek bir şey anlamı yorum. Arkadaşımız, resim san’a» tının muhetlif türleri üzerinde 31 yıl çalışmalar yaptıktan sonra fi- güratif’de karar kılmış ve genellik le konulalım halk tabakalarından, yoksul insanlardan seçmiş. Bu tür bana kalırsa klâsikle modern resim
sanatı arasında muvazene unsuru oluyor ve herkesi memnun ediyor. Hepsi birbirinden güzel ve anlamlı 28 tablodan bilhassa durak, Eminönü Meydanı, Oltacılar, Balıkçılar, A l manya Yolcuları göze çarpıyor. Se vim li dostumuzdan yeni yeni sergi ler bekliyor, sağlık ve mutluluklar diliyoruz.
* * *
K
adirşinas dostum Hüseyin Avni Şanda (Reâyâ ve Köylü) isimli eserinden bir tane de bana göndermek lûtfunda bulun muş.«Reâyâ ve Köylü» bibliyografya- sıyle 159 sayfalık bir kitap Hüse yin Avni Şanda, eserini kaleme alır ken tamam 48 kaynağa başvurmuş ve böylece kitabını sağlam temel lere oturtmuştur. M üellif önsözün de pek haklı olarak reâyâ’nın anla mını incelemiş. Osmanlı İmparator luğu tarihini tetkik edenler bu de yime sık sık rastlarlar. Devirlere göre yalnızca mânâ değiştiren
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi