SAYFA ALTI
CUMHURİYET
Şevket Rado konuşuyor
3 önemli
mesele:
IM jııt,
1iâğ:ıt.
kâ iılL
• Yayınevinizin kısa tarihini anlatır m ısı nız?— Doğan Kardeş Yayınevi 1945 yılında kurulmuştur, ön ce memlekette benzeri olmayan b ir çocuk dergisi çıkarılması düşünüldü. «Doğan Kardeş» dergisinin çıkarılmasına baş landı.
Derginin o zamana kadar çık m ış çocuk dergilerinin en gü zeli olması; ayrıca çocuklara kitabı sevdirmek üzere güzel, faydalı çocuk kitapları çıkarıl ması isteniyordu. Başkalarına ait matbaalarda istenilen güzel liklerin elde edilemiyeceği ka naatine varılması üzerine kü çük bir matbaa kurulması ka rarlaştırıldı. Doğan Kardeş Matbaacılık Sanayii Anonim Şirketi böylece Kuledibindeki arka sokaklardan birinde, bir binanın alt katında 24 yaşında ki eski bir baskı makinesi, kul lanılmış bir linotip, kâğıt kes meğe mahsus bir bıçak ve es ki hurufat kasalarıyla faaliyete geçmiş oldu. Bu basit matbaa zamanla gelişerek Doğan K ar deş Matbaası haline gelmiştir.
• Türk yayıncısının kültür hayatımızdaki yeri nedir?
— Bu yerin çok önemli oldu ğunu söylemek isterim . Henüz yarısı okumak yazmak bilen halkımıza okumayı ve dolayı- siyle kitabı sevdirmek, onları türlü konularda aydınlatmak Türk yayıncısının başlıca vazi fesini teşkil ediyor.
• Kitaplar nasıl u- cuzlayabilir?
— Kitabı teşkil eden malze menin, işçiliğinin ve sevkiyat masraflarının ucuzlamasiyle, son olarak Hükümetin en adi kitap kâğıdının kilosunda yap tığı 60 kuruş ucuzlama hariç tutulursa diğerleri süratle pa halılaşmaktadır.
• K âğıt fiyatları, ka litesi, posta ücretleri h^kkındam,, düşüncele-»v riniz?,
„.TrvJKğ&i, fiyatları umumiyet le’ dünya kağıt fiyatlarının çok üstündedir. Dışarıdan zaman zaman mahdut miktarda getirt m ek imkânım bulduğumuz ka liteli kâğıtlar ise yüzde yüz den fazla gümrük vergisi yü zünden ateş bahasma çıkmak tadır. Zaten yüksek olan posta ücretleri yeni yapılan zamlar dan sonra kitabı bir kere daha pahalılaşırm ış bulunuyor.
• T e lif ve çevirme hak ve ücretleri ko nusunda 6Öylemek is tedikleriniz var mı? Bizdeki Copyright a- jansı ile yayıncı iliş kisini anlatır mısınız? — T e lif ve tercüme hak ve ücretleri aslmda pek tabiî olan hak ve ücretlerdir. Yerli mu harrirlerle anlaşmalarımız daha kolay olmaktadır. Yabancılara ait telif haklarının buradaki mümessilleri, kanaatimce, mem leketimizdeki kitap satışları öl çüsü içinde bir telif hakkı tes- bit ederek yabancıları, bunla rın Türkiye için normal olduğu na inandırmahdırlar.
• Mesleğinizde kalifi ye ve devamlı eleman bulabiliyor musunuz? — Maalesef kitap hazırlama y ı kendilerine bir meslek ola rak seçmiş gençlerimiz henüz yoktur. Kitap zevki olan insan la r nadiren zuhur ediyor ve çok geçmeden gözden kaybolu yorlar.
• Dağıtım baklanda ki düşünceleriniz? Ya yıncılar kitapçılarla nasıl daha iyi bir iş birliği yapabilirler? — Kitap dağıtımı eski devir le ölçülürse nispeten gelişmiş durumdadır. Bizim kendi bün yemizde b ir dağıtım teşkilâtı m ız vardır ki, kendi yaydıkları mızın dışındaki kitapları da da ğıtan bu teşkilât, Türkiyedeki dağıtım müesseselerinin en kuv vetlisidir. Türkiyedeki bütün vilâyet merkezleriyle kalabalık nüfuslu şehirlerimize kitapları m ızı gönderebiliyoruz. Ama köy lere kadar henüz uzanmış deği liz. Okuma bilenlerin sayısı arttıkça köylerimizin de kitap satılan yerler haline geleceği muhakkaktır. Yayıncıların kitap çılarla daha iyi bir iş birliğine girm eleri bu dağıtım şirketleri nin işidir. • Anadoluda kitap çılık ne durumdadır? Onların ilgisinden memnun musunuz? — Kitapçılığın merkezi hâlâ îstanbuldur. Ankarada bir mik tar kitapçılık görülüyor. Diğer Anadolu vilâyetlerinde dikkati çeken bir kitapçılık faaliyeti benim gözüme çarpmıyor. Olsa herhalde görürdüm.
• Çocuk kitapları hak kındaki düşünceleri nizi öğrenebilir mi yim?
— Çocuk kitabı, tıpkı güzel b ir oyuncak gibi, çocuğun se veceği bir görünüşte olmalıdır K ötü basılmış, kötü yapılmış kitaplarla çocuğa kitabı sevdir mek mümkün değildir. Çocuk kitabı onun için iyi kâğıtlara basılmak, sağlam olmalı, kabı yırtılıp düşmemeli, formaları darmadağın olmamalı, güzel renkler ve resimlerle
süslenme-li, kısaca çocukta saklama ar zusu uyandırmalıdır. Bunu ve rem ediğim iz müddetçe çocuğa kitabı sevdirendeyiz.
• Gençler için yeter derecede iy i ve güzel kitaplar basılabiliyor mu?
— Maalesef hayır. Biz çocuk la r için güzel kitaba önce Do ğan Kardeş’de başladık. İy i kâğıda basılmış, yaldızlı cilt li, renkli resimli, kuşe kâğıt tan göm lekli çocuk kitapları nı önce biz çıkarmışızdır ve bunlarla kitabı sevdirmek ga yesi güttük. Bu kitapları hâlâ kütüphanelerde saklayanlara kolayca rastlayabilirsiniz. Fa kat kitap kâğıt ve malzemesi pahalılandıktan sonra güzel ki tap yapmak da zorlaşmıştır. Y irm i y ıl önce tarif ettiğim cinsten bir kitabı pn liraya sa tabilirken bugün ayni kitabı
«Doğan Kardeş» yayınlan yönetmeni Şevket RADO otuz liraya satmak zorunda ka lıyoruz. Halkım ızın ödeme ka biliyetleri düşük olduğu için bu pahalılık herkesin böyle gü zel kitaplar edinmesini zorlaş tırdığından güzel kitap yapmak da bir cesaret işi olmuştur.
• Halk kitabı deyin ce ne anlıyorsunuz? Bizde bugün ne du rumdadır bunlar? — H alk kitabı büyük tirajlı kitap demektir. 35 milyon nü fuslu b ir m em lekette öyle beş- binlik, onbinlik kitaplar halk kitabı sayılmaz. Bizde ansik lopediler bu manzarada görü nüyor biraz.
• Ansiklopediler, mü racaat kitapları, el kitapları bizde y eter li mi? Bu konuda ne yapmalı?
— Ansiklopedilerim iz şüphe siz y eterli değil. Am a ansiklo pedi yapm ak da kolay bir iş değil, ön ce muayyen ölçülere erişmiş bir ilim seviyesi, son-1 r â pâk büyük bir sermaye, a y »
rica alım kabiliyeti yüksek bir 1 m üşteri kalabalığı ister. 1940
yılında devlet tarafından ya yınlanm aya başlanan İslâm An siklopedisi 32 y ıld ır tamamla namamış, ilk fasiküllerini alan ların büyült bir kısmı ansiklo pedinin tamamlandığını göreme den dünyaya gözlerini kapa mıştır. 1946 yılında yine D evlet tarafından yayınlanm aya baş lanan Tü rk Ansiklopedisi b il m iyorum (M ) harfine geleb il di mi? 40 y ıld ır T ü rk iy e’de ta mamlanmış tek ansiklopedi hâ lâ bizim çıkardığım ız 6 ciltlik Hayat Ansiklopedisidir.
• Tipo, ofset ve tifd ruk Türk yayın ha yatına neler getirdi? — T ip o T ü rkiye’de tatbik İmkânı bulan en eski baskı sis tem idir. Bu baskı sistem iyle oldukça güzel şeyler basılmış, fakat m em leketim izde yüksek vasıflı tipo klişesi yapılam adı ğı için bu sistemle çok güzel baskılar yapılamamıştır. Çok İy i klişe yam labilsevdi çok iyi baskılar elde edilebilirdi.
Ofset’e gelince, kendimizi bi raz medhetmek gibi olacak a- ma, Tü rk matbaacılık tarihim de yeri olduğu için söylemem lâzım ; O fset sistemi, taş baskı sisteminin bir tekâmülünden ibarettir. Taş baskı sisteminde el ile yazılan yazılar ve yapı lan resim ler taş üzerine geçiri lip basılırken ofset sisteminde yazılar ve resim ler fotoğrafa alınarak çinko üzerine akset tirilir ve öyle basılır.
İlk ofset makineleri Tilrkiye- ye geldiği zaman matbaacılar, pahalı olduğu Foto-Lito (foto ğ rafla renk ayırm a makinesi! ni getirmemişler. Resimleri çinko nun üzerine el ile çizerek ma kinede basmak yoluna gitmiş ler, yani ofseti faş baskı ma kinesi gibi kullanmışlar. Biz Doğan Kardeş’e ofset makinesi aldığım ız zaman mütehassıslar dan ofset baskısı için feto-lito’- nun zaruri olduğunu öğrendik Ve o zamanın parasıyla 30.000 lira gibi bir fiyatla bir foto • lito (renk ayırma makinesil sa tın aldık. Bu makineyi Türkiye’ d ° kullanmasını bilen olmadığı için, bu sefer Avusturyadan O ffner adında bir litoğraf ile bir de makineci getirttik. Ge len litoğraf rötuşörler yetişti rerek işe girişti. Günün birin de Türkiyede ilk defa olarak fo toğrafı çinkonun üzerine nak letmek suretiyle renkli kartpos tallar bastık. Bunlar piyasaya çıktığı zaman ofsetçiler bu kart postalların Avrupadan getiril miş olduğunu zannettiler. Sonra ofset sisteminde foto-Hto’nun rolü anlaşıldı. Doğan Kardes’te yetiştirdiğim iz Türk litoğraflar vavaş yavaş matbaalara dağıl dılar ve böylelikle Türkiye’de de ofsetler ilk defa ofset ola rak çalıştırılmış oldu Bugün. Türkiyede ofset matbaalarında bu sayede çok güzel, çok kali teli. baran Avrupa seviyesinde baskılar yanılmaktadır
Tifdruk sistemine gelince, o hâlâ, başlangıçta olduğu gibi bugün de meemuacılıkta bizim kullanmakta olduğumuz bir sis temdir ve bu sistemin Türk mecmuacılığını renklendirerek
bugünkü yüksek seviyesine çı kardığı muhakkaktır. Tifdrukla basılmış resimli kitaplar ve an siklopediler de Türk kitapçılı ğının manzarasını muhakkak kİ daha cazip bir hale getirmiştir.
• Türk Editörler Der neği nasıl daha etkili bir duruma gelebilir? — Varlığım belli etmekle.
• Yayınevleri arasın da rekabet oluyor mu? Olmalı mı? — Rekabet diye bir şey yok. Ama olmalı şüphesiz. K itapçılı
ğımızı daha İyiye götürmek için herkesin birbirinden güzel ki taplar yapmağa girişmesi lâzım dır. Güzel kitaplar çoğaldıkça kötü kitap piyasaya çıkamaz hale gelir.
• Kitapçılıkta, yayın cılıkta ölü mevsim, canlı mevsim diye bir şey var mıdır? — ö lü mevsim var tabiî. Bi zim en büyük rakibimiz plâjlar dır. Plajda yüzükoyun yatıp güneşlenirken de insanların ki tap okuyabilecekleri kabul
edil-1972 D ü n y a k it a p y ı l ı
diği gün yaz aylarını kaplayan ölü mevsim canlanabilir.
• Devletin yayıncılı ğa ve yayıncılara yar dımı nasıl olmalıdır? — Kâğıdın ve kitap malzeme sinin pahalılaşmasını devlet dur dursun; hattâ biraz ucuzluk sağlasın, kitap için posta mas raflarım düşürsün kâfidir.
• Mesleğinizin en ö- nemli üç problemi ne dir?
— Kâğıt, kâğıt, kâğıtl
• Bankaların, büyük sermayenin, büyük gazetelerin yayıncılı ğımıza bir katkısı ol muş mudur?
(Devamı 7 inci sayfada)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi