• Sonuç bulunamadı

[Darü'l-Elhan]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Darü'l-Elhan]"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• Halil İbrahim ZEYTİN •

T

oplumun kültürel kimliğini belirleyici, bireylerin düşün­ sel gelişimini sağlayıcı şartlar sanatta kurumlaşmayla elde edilir. Ülkemizde bu şansı elde eden, hat­ ta bu alanda ekol olan müzik ve sahne sanatları okullarından biri şu anda İstanbul Üniversitesi bünye­ sinde yer alan, ilk adıyla Darü'l-El- han (Nağmeler Evi), ikinci adıyla İstanbul Belediye Konservatuarı­ dır. Mutlu bir rastlantıyla ülkemi­ zin en eski müzik okulu olan bu konservatuar, yine en eski bilim yuvası olan İstanbul Üniversitesi içinde yer almış, nostaljik bir söyle­ yişle Darü'l-Elhan Darülfünun'la buluşmuştur.

Kuruluşunu Şehremini Cemil Topuzlu dönemindeki (1914) Da- rülbedayi'nin müzik bölümüne dek götürebileceğimiz Darü’l-Elhan, 19. yüzyılın sonlarından itibaren mü­ zik ve sanat ortamında oluşan boş­ lukların isabetle teşhis edilmesi so­ nucunda, 1917 yılında kurulmuş­ tur. 1923'te bir sanat ve bilim kuru­ lu olarak çalışmakta olanmusiki encümeni yerini batı tipi bir kon­ servatuar niteliği kazanacak olan ikinci D aru'l-Elhan'a bıraktı. 1926’da Türk Müziği Bölümü kapa­ tılan okul, Avrupa konservatuarla­ rı örnek alınarak yeniden örgütlen­ di. 1931'de konservatuar, İstanbul Belediyesi’ne bağlı, katma bütçeli bir kurum haline getirildi. 1931'de İstanbul'a davet edilen AvusturyalI müzikçi Joseph Manc'ın önerileri üzerine konservatuarda yeni dü­ zenlemeler yapüdı. 1943’ten 1948'e değin okulun başında bulunan Hü­ seyin Saadettin Arel, Türk Müziği Bölümü'nü yeniden açtı. Batı Müzi­ ği Bölümü'ne yeni bir yapı kazan­ dırarak başarı ve verim düzeyini yükseltmeye çalıştı. Arel dönemin­ de, Şehir Orkestrası (bugünkü İs­ tanbul Devlet Senfoni Orkestra- sı’nın çekirdeğini oluşturmuştur), Şehir Korosu ve Türk Musikisi İcra Heyeti adlı topluluklar kuruldu. 1986'da İstanbul Belediyesi'nden alınarak İstanbul Üniversitesi'ne bağlanan konservatuarın adı 1. Ü. Devlet konservatuarına dönüştü.

Günümüzde, okulda kompozis­ yon, nefesli, yaylı, vurmalı çalgılar; orkestra şefliği, piyano ve şan alt bölümlerinden kurulu müzik bö­ lümlerinden oluşan müzik bölüm­ leri eğitim vermektedir. Öğrenciler ya da öğretmenlerden kurulu top­ lulukların, Türk Musikisi İcra He­ yeti ve Türk Halk Musikisi Toplu- luğu'nun konserleri ile okula bağlı Çağdaş Bale Topluluğu'nun göste­ rileri de konservatuarın etkinlikleri arasındadır.

Darü'l-Elhan ve İ.Ü. Devlet Konservatuarı hakkında sanatçı-öğ- retim elemanı Gönül Paçaa'yla gö­ rüştük. Sanatçı 1986 yılından itiba­ ren 1. Ü. Devlet konservatuan’ndan intikal etmiş olan müzikolojik do­ kümanın tasnifi için oluşturulan kurulda yer almış. Bu esnada

K u ru ld u ğ u dönemin renkli izleriyle, Cumhuriyetin coşku­ suyla siyasi etkilenimlerle yol aldı Daru'l-Elhan. Değişti, de­ ğiştirildi, başkalaştı. Ancak İstanbul Üniversitesi bünye­ sinde, köklü bir geçmişe sa­ hip olmanın avantajını algıla­ yarak, bu şansı iyiye kullana­ bilme olanağını bulabileceği­ miz bir zemine kavuştuğumu­ zu düşünüyorum.*!

t.Ü.D.K. Türk Musikisi Arşivi'nin yapılandırılması doğrultusunda ça­ lışmış.

— Sayın Paçacı neden Darü'l-Elhan?

— Müzik dilimizdeki yapısal ve tarihsel olguların gereken önemde algılanmadığın bir süreç, koşullan ağırlaşarak yaşanıyor. Bu süreç, ku­ şatılmış insan dünyalarına giderek egemen olan kısa vadelilik ve bera­ berinde sloganlarla düşünme-aynı- laşma getiren bir dönüşümü de kapsıyor. İşte tüm bunları aşmak için Darü'l-Elhan. Dünya, söylemin "anlam"sızlaştığı, sloganların "dü- şünce"sizleştiği bir küreselleşmeye yönelmişken "toplumsal kimliği koruyarak" farklılaşabilmek için. İnsanlığın kültür evrenine ulusal kültür ve sanat anlayışını ilâve ede­

bilmek, "birey olduğunu hissede­ bilmek" için Darü'l-Elhan. Sanatta kurumlaşmanın ve devamlılığın önemini vurgulamak için, bunu en iyi yansıtan örnek olduğu için ve belki de müziğimizde günümüzde­ ki "okullaşma"nm, "ekolleşme"yi sağlayıp sağlayamadığım tartışmak gerektiği için Darü'l-Elhan.

— Darü'l-Elhan'ın kültür-sanat geçmişimizde yeri nedir?

—Darü'l-Elhan, kurulduğundan itibaren bünyesinde oluşturulan bi­ limsel kurullar aracılığıyla, günü­ müzün de ilerisinde birçok sanat hareketlerinin gerçekleştirilmesi onurunu taşıyan bir "müessese". Ülkemizdeki sosyal ve siyasal yapı­ lanmanın değişime uğradığı, dün­ ya dengelerinin altüst olduğu ve Cumhuriyet'e doğru oluşan siyasi yönelimin hazırlanışmda önemli yeri olan 2. Meşrutiyet döneminde kurulan Darü'l-Elhan'ın, giderek farklılaşan ve çatışmaya başlayan farklı kültür değerlerinin bilimsel bir yaklaşımla ele alınması açısın­ dan özel bir konumu vardır. "Mec- lis-i Vükela"nın kararı (1) ile yet- mişaltı yıl önce başlayan bu serü­ ven yakın müzik tarihimizin önem­ li bir bölümünü kuşatır.

— Darü'l-Elhan İ. Ü. Devlet konservatuarı oluncaya kadar ge­ çen süreçte ne gibi aşamalar geçir­ di, sanatımıza neler kattı?

—Ülkemizin ilk resmi Türk Müziği okulu, Darü'l-Elhan, önce İstanbul Belediye konservatuarı ol­ du. Bugün ise I. Ü. Devlet konser- vatuarı’na dönüştü. Dünya müzik bibliyografyasına Türk Müziği adı­ na gurur verici kaynaklar sundu, işte bu boyutuyla "evrenselliği" ya­ kaladı.

— 1985 yılında eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan döne­ minde İstanbul Üniversitesi'ne devredilişini konservatuarın et­ kinliği açısından nasıl değerlendi­ riyorsunuz?

— Aslında bu devir belediyenin konservatuarı "taşınmaz bir yük, kâr getirmeyen yan kuruluş" olarak gördüğü için gerçekleşti. Ama bu devir, müziğin akademik düzeyde ele alınması ve diğer konservatuar­ ların elde ettiği olanaklara bu en

(2)

T T - S O O S C M

GÖNÜL PAÇACI

1960 yılında Sivas'ta doğdu. 1978'de I.U. O rm an Fakültesl'ne, 1979'da İstanbul Belediye Konser­ vatuarı Türk Musikisi Bölümüme başladı. 1980'de fakülteden ayrı­ larak Devlet Konservatuarı Türk Musikisi Temel Bilimler Bölümü'ne kaydoldu. 1983 yılında her İki kon­ servatuardan mezun oldu. Aynı

yıl. şimdi I.Ü.'ne bağlı olan. Devlet

Konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti sınavını kazanarak kadrolu sanatçı olma hakkını eld e etti.

1989'da m aster tezini t a ­ m a m lay ara k 'S an atta Yeterlilik’ eğitimine başladı. I.Ü. Devlet kon­ servatuarımda 1989 yılında I.B.K. v e Darü'l-Elhan'dan intikal etmiş olan müzlkolojlk dokümanın tasnif edilmesiyle görevlendirilen kurul­ d a yer aldı. Bu çalışmalar esna­ sında I.Ü.D.K. Türk Musikisi arşivinin yeniden yapılandırılması doğrul­ tusunda çalıştı. Yine 1989 yılında I.B.K.T.M. M ezun v e Mensupları Derneği kurucu üye v e yönetim kurulu üyesi olarak hizmet verdi.

Halen I.Ü.D.K. Türk Musikisi İc­ ra Heyeti'nde ses sanatçısı v e I. T. Ü. Devlet konservatuarımda solfej nazariyat öğretim görevlisi olarak görev y a p m ak ta olan Gönül Pa­ ça cı, aynı zam an d a Boğaziçi Üni­ versitesi Türk Müziği Kulübümü ç a ­ lıştırmakta v e I.T.U. Devlet Konser­ vatuarı Mezunları Derneği Baş­ kanlığımı sürdürmektedir. Sanatçı- nın muhtelif saz v e söz eseri çalış­ maları v e yayımlanmış tebliğ d e ­

n em e v e makaleleri mevcuttur. Kurumun 1943-48 yılları arasında müdürlüğünü yapmış olan önemli müzik adamı,

teorisyen; Saadettin Arel.

(3)

Darü'l-Elhan'ın öğretmen kadrosu ve öğrencileri ile birlikte toplu halde günümüze kalmış bir görüntüsü.

ki konservatuarın da kavuşması açısından son derece isabetlidir.

— Darü'l-Elhan döneminde gördüğü ilgi, yakınlık ve destek bakımından İ.Ü. Devlet konserva­ tuarıyla karşılaştırıldığında, nasıl bir durum ortaya çıkıyor?

— Kurulduğu renkli dönemin izleriyle, Cumhuriyet’in coşkusuyla ideolojik-siyasi temelli etkilenim- lerle yol aldı Darü'l-Elhan. Değişti, değiştirildi, başkalaştı. Bugünden geriye baktığımızda bu çok boyutlu sanat kurumunun, ülkemizin tek ve gerçek "ulusal konservatuar mo- deli"nin anlam ve önemini daha iyi kavrayabiliyor; yirmibirinci

yüzyı-KONSERVATUAR BİNALARI

Konservatuar 1916 yılında Şehzadebaşı Fevziye C a d ­

desi Letafet Apartm anı'nda başladığı kiracılık yaşantısı­

na, aynı sokaktaki iki ahşap konakta, sonra C ağaloğlu

Hlmaye-i Etfal Sokağı'nda kâgir bir b in a d a , Tepeba-

şı'nda, Beşiktaş Çırağan Sarayı'nın ahırdan bozm a bir

eklentisinde, Mecidiyeköy, Osmanbey, Çemberlitaş gibi

sem tlerde devam etti, konservatuar şu a n d a faa liyet

gösterdiği Kadıköy'deki b in a d a İstanbul Belediyesinin

kiracısı konumundadır. ^Aynı zam anda binanın tahliye

edilmesi sorunuyla karşı karşıyadır.

(4)

\ Ju L öy(-} oiVjj ¿ t - « ^ -y . > X İ J > Uâ—' ' **r‘-İA‘ £ }< - ó aaj-1 iiiU > i» y t • ->^j\ \ * 1 t r ? ' : 6 ' i >xıv jj* ' cXayi- «••jlal .»•• •w^'e V*“ j^ t^ ı a • ' ’• ^ jry ^ iû y b ¿)J¡ Ji'krt Jİ»U,İ.'İJ i^> < £U

«iCV^Ui j i*yi»».

TV“U : \rrr Jlj/^r i \rro J/Vlç-.j Y*\ : &3j)jVj\

4»_' jlL-Vljbj j*.f l J--^*

J ; ----_y* Vİİ__-T^ ^ _il^3 <*l»l tjMU j l ‘ l ^Ş-AİJİ sjlk il 3..A -J«* U*£.| v jU iij^ - T 3 . 3 * ' ^ J j ; •-‘•"Vİ-V'j'-î j ¿"li^l •—■* j j <^-v> ¿VlA-Ybİjy l^ lj ,j< L *. ^ .|a»-I * j y * j ' j j ^ySj>

& * ) *•}*)j a—- b -vl ı S j ^ y ' y 3 * J - * ^ b

0a~* 4* 4*1 LîJİj^^vi ,_yL">\i>I «.İLc j^c oL-a ly lj

• j f vii*l» j ¿-Ü-aL -j* 3 ^ j U ^ •-43J3tt'i ' ^ Ju J

» J J JSİ» ^-K *» y *£ - w^U «JÛ— 4İUxL-l <tie»-ı 3 * * ^ {j~.~y b * j ••**-. i£ b ./. t : »jU

•jI.^3 • _^IÂ * J>1~» \ ı j y * y o^c j ı jl ^ \ X a A*J j Ü ./ I İ U o A . j jaİ-Uj jroİT j l J ' IÂ. ji« :» * <iLâf J î \—* j ¿^ .J

»A Ii>- (¿iı<-*ic ——» ./ #Aİ . Iİ A» siAjP'\ J ıi^ j ¿f-*J

j-* 4 * jO ,j^l»«^-l._A jl j-^»- jU. .j.'j ^ U zj^ğ^a j 3 }t> -l

j X İ jİ f- )^ jü \ iij * 4 * - (¿i—l j ¿ I 3 l .jU ^ -l ¿ ) j J J it l jj ¿ t j X İ yi ¿r*AI » o » jf IÂ* t^l— ,_>ljl 3^ ^ 3^ « ı » j - k ş - j U

• w^-U %İJ yy (^üa*!

«HlîL— • a]'_j>- j- C - ^ j ^_a.j o : »jU

¿A~\ dX1 J \X»j U\ ^<Şî\oUJjJ

. j j jiK^ ^ j (¿iri c —I j <1«^| « jjlî U j . l i ' ^*-Aj*'l ——

c^—-»•J*\M> '—5j ¿r^' *v : ••>u

fli» j y » \ Ly’U)lla» ^«A—ü»- o '-»y (¿il ^L>->L* (¿iVl vJl» l-i* *Aİ*y-l vİİ’aIİ—• iJj» y .ji-, C - I j

¿ ) X İ (^¿û» y *\ (¿ İ^ i-J jJ,"(_j--_^* »^--1^ V • »Jİ» O İJ İ 3^^—^ C^"*4 JİİİJ jX - L i İ- J.Cİ ^ ^| (¿i»-AJi-\l I

. i i l 3jaIj' ¡ s J > * j>^»J * • J< \jb*> sj**^* s £ L X * \ j A : »jU

/ i * ojÂ*«* ^ aç 3*~—• ü*i ¿ L r i >L^U-I uıy~» ^aîj j i ¿f_y.miiji -**■ • jjjljf (¿mi*- »jjU-ljlj (¿İl-L^.1 ¿f-^-l . jjl»jj|

^ j r l ¿ ¡T y ^ -^ ai U li cH jy i» ¿f*-^l vil’L itl j J j l (¿Ü.L. 3 ^ I

(3*-^ ç^S *i)*»j{~- ûkU—j j.jjji»

j Ü - V l j b J Ü - V ü b ^ ^ U J lç U j L W l j b j 3 ^ ‘l ^ 0 ¿ Jj j ı i 3 > - ¿ y i s^ j j, . j A i ^ y v-A-ir aLjI ^ . ^ ^ ı » <i-i^»-i «¿i'^j l. : , b i x ¿ Krr' Jj'OyV ^^ \<rr. v (.İL.İÇ-A 3 / j 4 - / . ■v—^ jy ı

y tl* <JUj líytW <Jİ-lâ yfclT <J-UJ ^ y t l ‘ <^jL.

o JL JJ¿.

¿ y y û bjijj>vajv jjU

C-L* J y C İ A»-| j / j c r í J AÍytl» ( i - c 'jjj OjU" t^ r - J J^-l (3*^ ı j ^ y J-*» j t ’ J. vî-4-^* •*-*** 1 » 4-1 ¿*+\ j r “y y i J * J jçiJ •¿jy-^ / Jİ 1~.»1^ \ : ,jU *-*y^3 -> ^* ^-^-««â» /***• *j»^»jI IaU 3-^-~t 3*^^ <3—" y j - 'Z* ^ «yljjl ^ jUii . jx ^ r ' . j l j L S ^ »*J. ( j ^ - V b b ) j ^jİ-İ4j j j l — y f-\ (j-— t i j j l i t l j l o i ^ ^ L * iiıSj 1‘^ j j r j .a-İsS ¿ il*- .* 3 ^ - ^ * i ——I <Lİ»j ¿iı*y-\ v* ¡ »jU

^ İJ j>İ!.J».l jy t ( JİJJİ ) {S-*.!*} £**î t£ jy * j' ¿ \ J ¡¿ ^¡_i 3 ^ * j ^ ıi-^l_>»3 jU y _ . A y iU S ^ jjr 'y

Iy*-l «Aİ— .« y lj < -tU I A c ly ¿ÍÁ1Ü ^oi*> »aIISİ V lt - j j' »j*I ^ 1 l j » x I a!İL»pû- I ¿ İ- L .I _> J J fl ¿ JVj \L-L*-Ij jJS ¿ií>L.\ » j y » jl» I j ¿ i r l y^ii aI»^* w i» lj <*İl»\jP } jx.\y ¿i-—-4—k» ¿,^1* 3 t^ > * •■* *.ó b *V ljb ;» ,

3 * " ^ * kj^L"4’^ ¿ ie j^ X Í* yUJ*» jXjU>

iíj^ I 0^—i 3^ 3 *l>* A ciy •XrfL* ji*yt 3 -*jcII ı_y_jl I

^jU.<LaIU' ¿ i‘<-U o L - > - <*mj j {J* O - ^ j b ! o * ; - »

lın eşiğinde bu modelin değil aşıl­ mak, nasıl yıprahlıp yok edilmek ' durumunda kaldığını üzülerek gö­

rüyoruz.

Ancak bugün ülkemizdeki bi­ lim ve sanat kurumlannın genel durumu gözönüne alındığında, böyle köklü bir geçmişe sahip ol­ manın avantajını iyiye kullanabil­ me şansı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. İstanbul Üniversitesi bün­ yesinde bu şansı algılayarak iyiye kullanabilme olanağını bulabilece­ ğimiz bir zemine kavuştuğumuzu düşünüyorum. Esasen ulusal kül­

türümüzün daha bilimsel bir yakla­ şımla ele alınması ve gelecek ku­ şaklara nakledilme gereksinimi bu­ gün oldukça net bir şekilde görül­ mekte. Akademik ortam bu gerek­ sinimin düzeyli ve bilimsel çözümü için gereken duyarlılığı sağlayacak ve iyi sonuçlar alınacaktır kanısın­ dayım.

Burada değinmeden geçemeye­ ceğimiz bir konu da konservatuarın şu anda faaliyet gösterdiği İstanbul Belediyesi’ne ait olan Kadıköy’deki binanın belediyeyle olan sorunu­ dur. Binanın terk edilmesi için

bele-Darü l-Elhan ın kurulduğu yıl

Takvim-i Vekai de yayımla­

nan kararnamesi:

(Basında ilk defa yer alıyor).

Takvim-i Musuki encüme­ ni Darü’l-Elhan talimatnamesi ile Darü 'l-Elhan programı:

Merbut (tesbit edilmiş) musiki encümeni ve Darü 'l-El­ han talimatnamesi ile Darü'l-Elhan programı layihaları mev-kı-i tatbike vaz'ı şura-ı Devlet ve Meclis-i Vukâla kararıyla tensip olunmuştur (uygun bu­ lunmuştur).

Bu seniyenin icrasına maa­ rif nezareti memurdur.

7 Rebiül Evvel 1335, Ka­ nuni Evvel 1332

Mehmet Reşat

- Harbiye Nazır ve Bahriye Nazır vekili Enver

- Şeyhülislam

Hariciye Nazın ve Adliye Nazır Vekili Halil

- Dahiliye Nazırı ve Maliye nazır vekili Talat

- Maarif Nazırı ve Posta ve Telgraf Nazır vekili Ahmet Şükri

- Nafıtza Nazırı ve Efkaf-ı Hümayın ve Nazır vekili Abbas

- Ticaret ve Ziraat Nazırı ve Şura-ı Devlet Reis Vekili Ahmet Nesimi.

diyece konservatuara tahliye dava­ sı sonucunda binanın boşaltılması istemi (2), yaklaşık üç yıldır devam etmektedir. Bu konuda Gönül Pa­ çacı görüşlerini şöyle ifade etmek­ tedir: "konservatuara gösterilecek anlayış yakın tarihe ve sanatımızın gelişimine gösterilecek anlayışla eş­ değerde olacaktır. Bu konuda taraf olma durumunda kalan başta Sayın Sözen olmak üzere hiçbir yerel yö­ neticinin böyle bir özensizlik ve an­ layışsızlığı sahipleneceğine ihtimal

vermiyoruz." ■

4 . BOYUT/48

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Hıfzı Veldet Velide­ deoğlu’na “ Yılın Atatürkçüsü” ödülünü vermek üzere dün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı.. Yüksel Çakmur başkanlığında bir

(sound: ses) Buradaki ses dalgaları yüksek frekanslı ve insan kulağının işitemeyeceği ses dalgalarıdır. Ultrasonun çalışma prensibi ses dalgalarının farklı doku

Fotoğraf 52 : Tütüncü Mehmet Efendi Camisinin giriş kapısının üstünde bulunan yazı

Bunlar; Gülfem Hatun Camii giriĢ kapı üstü levha ve Debbağlar (Tabaklar) Cami Lafzatullah, Ġsm-i Nebî, Çehâryâr-ı Güzîn ve Hasaneyn levhalarının hattatı

Bunlar; Gülfem Hatun Camii giriĢ kapı üstü levha ve Debbağlar (Tabaklar) Cami Lafzatullah, Ġsm-i Nebî, Çehâryâr-ı Güzîn ve Hasaneyn levhalarının hattatı

• 5.Batı:Geleneksel Türk tiyatrosunda görülmeyen çağdaş tiyatro türleri doğrudan batıdan

Aşağıdaki çemberlerin ortasında verilen sayılardan daha küçük sayıların olduğu bölümü kırmızıya, daha büyük olan sayıların bulunduğu bölümü sarıya