• Sonuç bulunamadı

Hatıraları beklerken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hatıraları beklerken"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hatıraları beklerken

İslâmî ilimlerin mütehassısla­ rı, bir sözün Peygamberin haki­ kate» ağzından gıkmış olduğunun kabul edilmesi için ne kadar çok sari lâzımdır, bilirler. Bütiiıı bu şartların asırlarca evvel konul­ muş bulunmalarına rağmen de, bazı sözlerin Peygamberimiz tara­ lından hakikaten mi söylenmiş. ; yoksa etrafındaki kimseler tara- \ tından mı tertip edilmiş bulun­ duğu, velhasıl bu sözlerin birer (badis) olup olmadıkları, hâlâ bi­ rer münakaşa mevzuu teşkil e t­ mekte, mahiyetleri üzerinde itti­ fak mümkün olmamaktadır. Bu

cihetle, Atatürk’ün mühim karar-

j

larmı ve manevi çehresini aydın-

j

lataeak şahadetlere ve fıkralara i intizar ve ihtiyacımızı yazdığını j şu bir iki gün içinde biiyük ada­ ma ait olarak okuduğum bir iki fıkrayı di okuduktan sonra, bu fıkraların mutlaka pek mühim j bazı şahadetlere dayanmaları, ay- i rica da Ata nın şahsiyetine aykı- rı düşmiyecek bir mahiyet arzet-

meleri icap ettiğini düşündüm,

j

Beni Atatürk hakkında yeni fık- ! ralar bekleyip istemekten bilhas­ sa çekindiren fıkra ise şu oldu: j

Atatürk jurd içinde bir seya- hatte imiş. Otomobillerle Itırlar J ve dağlar aşılırken bir yerde mola ! verilmiş. Kendi kendine şarkı söy üyen bir çobandan (Demirciler demir döver tunç, olur) şarkısını dinli,yen Ata, jıelt beğenip bis!

(2)

his! diye bağırmış. Bu söziin (bir

daha) mânasına geldiği çobana

söylenilmekle beraber elli lira da atiye verilmiş. Çoban şarkısını tekrar ettikten sonra bir kere da­ ha söylemesini Ata emredince, e- îini ona uzatmış ve bis! bis! de­ miş. Ata, köylünün zekâsına hay­ ran kalmış.

İtiraiederinı ki, evvelâ Ata­

türk,’ün Anadolu yaylasında tür î çobana irenkçe kelime kullanışım yadırgadım, sonra da, Türk köy­ lüsünün Gazisini memnun etmek için şarkı söylemey i âdeta kutsal bir iş sayacağım düşünerek, avu­ cunu uzatıp İrisî bis! deyişine hay ıs)t ve esef ettim. Daha sonra da, bn fıkranın ilk şekli hafızamda

sahne frcııgistaıı olmak üzere

canlanıverdi:

Geçen a-ur sonlarının pek meş hur muganniyesi olup pek ifuiyar olarak nisbeten yakın zamanlarda öleıı - ve ismi artık meyveli bir nesri dondurmaya takılmış obua­ sından dolay ı anılan - Madam Melba, Rolimehild’lerden birinin

konağında paraya pek düşkün

olduğundan dolayı da pazarlıklar neticesinde bir kaç şarkı söyler. Sonuncu şarkıdan sonra alkışlar ve bis! sesieri devam edime o da milyonere e!rai uzatıp: bis Moa- sieur Kollun bibi! der.

Evet hakikaten gönül Ata türk’e ve Anadolu çobanına ma edilen bu fıkranın bir ieat m. suliı olmasını istiyor. Fakat her halde şimdiden atılıyoruz ki, kah­ ramanımıza mal edilecek hatıra­ ların sıkı bir ihtiyat süzgeçindeıı I geçirilmeleri lâzım. Yoksa,

orta-.. . L ^ - lu a ixk .n U > - U o p jo .) İ t i '

hâyelerin seli böy ük adamın çeh­ resini en tanını.), z, yabamı ve sevimsiz nale sokabilir.

Bu önlemeliyiz...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

BOZER, R., “Selçuklu Devri Levha Çinilerinde Form, Duvar Kaplama Tasarımlarına Yönelik Tespitler ve Fırınlama Sonrası Yapılan Bazı İşlemler”, Anadolu Toprağının

Bu çalışmanın amacı motosiklet gruplarıyla seyahat eden bireylerin grup içinde olma ve grupla seyahat etme nedenlerini ortaya çıkarmaktır. Bu doğrultuda

Sonuç olarak, adrenal kaynaklı kistlerin ayırıcı tanısında, özellikle endemik olduğu bölgelerde hidatik kist de mutla- ka akılda tutulmalıdır.. Tanıda genel

özellikle (Goldene Apfel-K~z~l Elma, 35-73 sah.) mitinin ele al~nd~~~~ bölüm, bu konuda okuyucuya yeni veriler getirecek baz~~ sorunlar~~ ayd~nlatacak güçte de~il, kitabta ele

Özellikle Anadolu bölgesinde Türk köy hayatı ve kırsal yaşamı için tasvir edilen bu mekânları Cinis Ergiş odaları üzerinden değerlendirmek mümkündür.. Hatta kerpiç,

Bunun için gerekli çalışmaları yapan TBMM 17 Nisan 1940’ta çıkan 3803 yılı Köy Enstitüsü Kanunu ile Köy Enstitülerini şöyle tanımlar: “Köy Öğretmeni ve köye

Yazar bu noktada, modern edebiyat teorilerinin birçoğunun edebiyatı şiir-nesir farkını dikkate almayarak; hayal gücüne dayalı edebiyat, kurgu ve şiir olarak

NAŞİT ÖZCAN-ŞAMRAN HANIM-KÜ- ÇÜK VERJİN-MARİ-PERUZ-ELENİ- İSMAİL DÜMBÜLLÜ-GÜLLÜ-AGOP- KOM İK HAYRİ BEY KEL HASAN- KAVUKLU HAMDİ-PİŞEKAR-KÜÇÜK