• Sonuç bulunamadı

Lykaonia bölgesi kaya mezarları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Lykaonia bölgesi kaya mezarları"

Copied!
274
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANA BİLİM DALI ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

LYKAONİA BÖLGESİ KAYA MEZARLARI

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Doç. Dr. Özdemir KOÇAK

Hazırlayan İsmail BAYTAK

(2)

1

ÖNSÖZ

Varlığı, insanoğlunun doğuşuna eşdeğer bulunabilecek kadar eski bir yerleşim alanı olan ve Anadolu’nun merkezini oluşturan Lykaonia Bölgesi günümüze kadar birçok medeniyete beşiklik yapmış ve kültür birikimiyle günümüzü de besleyen bir konuma sahip durumdadır. Bu bağlamda Lykaonia Bölgesi’nin sadece kaya mezarlarını araştırmak bu denli zengin bir coğrafyada çalışılabilecek, bu topraklarda yaşamış olan geçmiş kültürlerin inanç, ölü gömme gelenekleri, sosyal yaşamları hakkında da detaylı bilgi vereceği düşünüldüğünde konu önem kazanmaktadır.

Mezar der iken yeşillikler arasında gösterişsiz duran bir taş parçasından, dünyayı hayran eden bir şahesere, “taç mahal”e kadar gözümüzün önüne çeşitli ve zengin misaller gelebilir. Bu sebepten dolayı tez konusunun içeriği sadece kaya mezarlarıyla kalmamış diğer mezar türleri alt ve üst gruplarıyla beraber değerlendirilmiştir.

“Lykaonia Bölgesi Kaya Mezarları” adlı araştırma konusunun, çalışılmasını gerekli kılan temel husus bu konuda yapılmış araştırmaların ve hazırlanmış kaynakların yetersizliğidir. Yapılan kaynak taramalarında görülmüştür ki bu konuda detaylı bir çalışma yapılmamış, konuyu dolaylı yoldan ele almış olan kaynaklar ise yeteri derecede konuyu incelememiştir.

Bu anlamda konunun çalışılmasını gerekli kılan bir diğer önemli sebep, yapılan arazi çalışmalarında karşılaşılan, gerek bakımsızlık ve tahribat gerekse definecilerin yaptıkları kazılar sonucu, günümüzde birçok antik bölgemizin maruz kaldığı yok olma tehlikesine karşın bir belgeleme ve arşiv oluşturma isteğidir.

Konunun tespit edilip çalışılması kararını aldığımız ve kaynak taraması ile saha çalışmasında yardımlarını esirgemeyip, yol gösteren değerli hocam Prof. Dr. Hasan BAHAR ve kıymetli hocam Doç. Dr. Özdemir KOÇAK’a şükranlarımı sunar ve teşekkür ederim.

Tez çalışmamız 07203002 sayılı proje olarak Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, BAP(Bilimsel Araştırmalar Projeleri Koodinatörlüğü) tarafından maddi olarak desteklenmiştir. Kurum yetkililerine teşekkürü bir borç bilirim.

(3)

2

ABSTRACT

Rock Graves in Lykaonian Region

We have studied Lycaonia Region and the Rock Grave traditions in this work. In addition to the rock tombs, other graves and tombs have been studied. Archaeological sources have been used to enlight the settlement geography, socio-political structure in Konya region in the Hellenistic and Roman periods. Furthermore grave and burial customs have been studied and analyzed according to political and geographical factors.

Lycaonia was an important region which was located just about inside the modern Konya borders. Lycaonia was menioned as a regional name for the first time in an ancient written source. The name Lycaonia goes back to the age of the Hittites.

Key words: Lycaonia region, Grave, Tombs, grave custom, Hellenistic and

Roman

İsmail BAYTAK Konya-2008

(4)

3

KISALTMALAR

AD :Arkeoloji Dergisi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İzmir. ADALYA :Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü

yıllığı, Antalya.

Ajof :American Journal of Archaeology, The Journal of the Archaeological Institute of America, Boston, Mass.

AKMED :Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya

Anadolu/Anatolia :Journal of the Institute for Research in Near Eastern and Mediterranean Civilizations of the Faculty of Letters of University of Ankara, Ankara. DTCF Ark Enst, Ankara.

An Ar :Anadolu Araştırmaları, Jahrbuch für kleinasiatische Forschung, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul.

Ana Ant :Anatolia Antiqua(Eski Anadolu), Institut Francais Litudes Anatoliennes-Georges, Dumezil, İstanbul, Paris.

ANMED :Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya

ArkSan :Arkeoloji ve Sanat, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. AS :Anatolian Studies, Journal of the British Institute of Archaeology

at Ankara, London.

AST :Araştırma Sonuçları Toplantısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Uluslar arası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Ankara.

BCH :Bulletin De(correspondance) Lorrependance Hellénique, Ecole Française d’ Athéne, Paris.

Belleten :Belleten, Türk Tarih Kurumu, Ankara. CAH :The Cambridge Ancient History.

DTCFD :Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Ankara.

EÜ :Ege Üniversitesi, Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir. EÜSBFD :Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, İzmir.

(5)

4

GATA :Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi(Anadolu Uygarlıkları), İstanbul.

İstMitt :İstanbuler Mitteilungen, İstanbul. İTÜ :İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.

İÜEF :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul. İÜSBE :İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

JHS :The Journal of Hellenic Studies, Society for the Promotion of Hellenic Studies, London.

JRS :The Journal of Roman Studies, Society for the Promotion of Roman Studies, London.

KST :Kazı Sonuçları Toplantısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Uluslar arası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Ankara.

MAMA :Monumenta Asiae Minoris Antiqua, Manchester University Press, Manchester.

MKKS :Müze Kurtarma Kazısı Sempozyumu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara.

OLBA :Mersin Üniversitesi Kilikia Arkeolojisini Araştırma Merkezi Yayınları, Mersin.

RE :Real-Encyklopädie der classischen Altertumswissenschaft, Pauly-Wissowa-Kroll-Mittelhaus Stutgart.

SNG :Sylloge Nummorum Graecorum, The Royal Collection of Coins Medals Danish National Museum, (Lycaonia-Cilicia), Einar Munksgaard-Copenhagen, 1956.

SÜ :Selçuk Üniversitesi, Konya.

SÜFEFE :S.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, Konya. SÜSBE :Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. TAD :Türk Arkeoloji Dergisi, Ankara.

TD :Tarih Dergisi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul.

TTK :Türk Tarih Kurumu, Ankara.

TTKong :Türk Tarih Kongresi, Ankara.

TÜBA-AR :Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi. Ankara. YKY :Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

(6)

5

İ

ÇİNDEKİLER

Sayfa No:

ÖNSÖZ ABSTRACT KISALTMALAR

1. GİRİŞ ………..1

1.1. Konunun Tanımı ve Önemi ………...…...1

1.2. Amaç ve Yöntem ...2

2. BÖLGENİN COĞRAFYASI ………...3

2.1. Fiziki Coğrafya ………..3

2.1.1. Bölgenin Topoğrafyası ve Dağlar ………...3

2.1.2. İklim ve Bitki Örtüsü ………....4

2.1.3. Akarsular ve Göller ………...6

2.2. Tarihi Coğrafya ………..9

2.2.1. Lykaonia Adının Kökeni ………..9

2.2.2. Bölgenin Tarihi Coğrafyası ……….14

2.2.3. Antik Yollar ve Lykaonia Şehirleri ……….14

3. BÖLGENİN TARİHİ ………..30

3.1. Tarih Öncesi Dönemleri ………...30

3.2. Hellenistik Dönemde Lykaonia ve Çevresi ……….34

3.3. Roma Dönemi ve Sonrasında Lykaonia ………..39

4. ÖLÜ GÖMME GELENEĞİ ………...46

4.1. Ölü Gömme ………..46

4.2. Gömü Tarzları ………..46

4.3. Ölü Armağanları ………..47

4.4. Lykaonia Bölgesi’nde ve Çevre Kültürlerde Ölü Gömme ………..48

(7)

6

6. MEZAR TİPLERİ ………60 6.1. Kaya Mezarları ………..61 6.1.1. Khamosorionlu Mezarlar ………...………...61 6.1.2. Arcosoliumlu Mezarlar ………62 6.1.3. Oda Mezarlar ………62

6.1.4. Anıtsal Kaya Mezarları ……….63

6.1.5. Yeraltı Kaya Mezarları ……….66

6.1.6. Kuyu Mezarları ……….78 6.2. Lahitler ………...78 6.3. Sandık Mezarlar ……….76 6.4. Kiremit Mezarlar ………...77 6.5. Küp Mezarlar ……….77 6.6. Toprak Mezarlar ………78 6.7. Tümülüsler ……….78

7. LYKAONİA BÖLGESİ KAYA MEZARLARI ………...………..…80

7.1. Akbaş Kaya Mezarları ………..….82

7.2. Küçük Muhsine Kaya Mezarları ………82

7.3. Balkayalar Kaya Mezarları ………82

7.4. Takkeli Dağ Kaya Mezarları ……….83

7.5. Kilisıra Köyü Kaya Mezarları ………..….84

7.6. Adakale Kaya Mezarları ………....85

7.7. Bulumya ve İnlice Kaya Mezarları ………85

7.8. Kızılören Kaya Mezarları………...…85

7.9. Karapınar Kaya Mezarları………..…86

7.10. Küllü Tepe Kaya Mezarları ……….86

7.11. Yerköprü Kaya Mezarları ………....87

7.12. Yelbeyi Kaya Mezarları ………...…87

7.13. Küçük Sivri/Büyük Sivri Tepe Bozkır Kaya Mezarlar…...88

7.14. Yelmez-Sungur Kaya Mezarları ………...88

7.15. Katranlı Kaya Mezarları ………..…..88

(8)

7

7.17. Deliklikaya Kaya Mezarları ………..….89

7.18. Apasaraycık Kaya Mezarları ………..…………...89

7.19. Lykaonia’daki Diğer Kaya oygu yapılar ………...90

8. ANADOLU’DA BÖLGESEL MEZAR KÜLTÜRLERİ ve İLİŞKİLERİ …….93

8.1. Hitit ………..93 8.2. Likya ………94 8.3. Kilikia ………..96 8.4. Phrygia ……….99 8.5. Urartu ……….103 8.6. Türk Dünyası ……….105 8.7. Diğer Kültürler ………...106 9. SONUÇ ………...109 SÜRELİ YAYINLAR ………..……..110 BİBLİYOGRAFYA ………...111 ANTİK KAYNAKLAR ……….………137 EKLER HARİTALAR LİSTESİ RESİMLER LİSTESİ ÇİZİM LİSTESİ LEVHALAR

(9)

8

1. GİRİŞ

İnsanlar doğar, yaşar ve ölürler…

Doğanın değişmez ve acımasız yasasıdır bu…

“Yaşam bir cümle olup, ölüm ise noktasıdır”(Alıntı Söz)

1.1. Konunun Tanımı ve Önemi

Lykaonia, Anadolu’nun tarihi içerisinde, siyasal ve kültürel bakımdan, şimdiki Konya sınırları içersinde yer alan bir yerdir. Lykaonia adı ilk kez ilkçağ yazılı kaynaklarında bir bölge adı olarak geçer. Konya ve çevresi, doğu ile batı arasında bir köprü görevi üstlenmiş olup Anadolu Yarımadası’nın merkezinde olduğu için stratejik ve jeopolitik yönden oldukça önemli bir konuma sahiptir.

Bölgenin tarihi ve mezar geleneği hakkındaki bilgilere ulaşmak için bölge ile ilgili antik ve modern kaynaklar tarandığında Lykaonia hakkında Hitit, Asur, Mısır ve Babil yazılı belgelerine rastlanılmaktadır. Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemi kaynakları da bölgeden bilgiler vermektedir.

Bunlar yardımıyla Anadolu’da yaşamış en eski halklara ait insanları, onların kültürel ve sosyal ve hatta ekonomik yaşamlarını öğrenme olanağı bulmaktayız. Bu sebeple mezarlara Anadolu’da yaşamış eski kültür ve uygarlıkların belgeleri olarak bakılmalıdır.

(10)

9

1.2. Amaç ve Yöntem

Çalışmada temel olarak Lykaonia bölgesi’ndeki kaya mezarları incelenmiştir. Anadolu yarımadasının merkezinde, doğu ile batıyı bağlayan bir köprü durumunda olan bölgemiz, tam bir geçiş bölgesi niteliğinde olmasıyla önem arzetmektedir. Araştırmada bu geçiş bölgesi olan Konya İli merkezinde ve ilçelerinde çalışılmıştır.

Çalışma üç aşamada gerçekleştirilmiştir.

1- Kütüphane çalışması-yazılı ve görsel kaynak taraması 2- Arazi çalışmaları

3- İnceleme ve değerlendirme

Son olarak da, Lykaonia kaya mezarlarının çevre kültürleri ile etkileşimi sorunu ele alınmış, çevre kültürlerin mimari işlev açısından benzer kaya mezarları ve karşılaştırmalar etki ve benzerlik ile üslup bakımından kimlikleri tarihsel süreç içersinde değerlendirilmiş ve tarihleme problemleri de irdelenmiştir.

Anadolu’nun diğer merkezleri, Suriye, Kıta Yunanistan ve Ege Bölgeleri’nde ele geçen tipolojik ve teknik özelliklere göre karşılaştırılması yapılmış, Antik kaynakların ışığında Hellenistik ve Roma Dönemleri’ne ait yol güzergâhları saptanarak, çalışmalarda tespit edilen merkezlerle ilişkiler sağlanmıştır. Lykaonia bölgesine komşu olan bölgelerdeki kazı raporları gözden geçirilerek, bölgemiz ile kültürel ilişkileri belirlenmiştir.

Amacımız geniş bir yayılım alanına sahip olan, mezarlar, kaya anıtları kaya oygu mezarları ve tiplerinin hepsini bir arada çalışma alanında toplayarak son durumlarını fotoğraf ve çizimlerle belgelemek mimari ve işlevsel bakımdan değerlendirmelerini yapmak. Bu konuda bilim adamlarının ortaya koyduğu ileri sürdüğü farklı fikirlerin tartışılması ve çevre kültürler ile olan bağlantılı buluntular ile kaynaklar ışığı altında konunun özünün ortaya konulması amaçlanmaktadır.

(11)

10

2. BÖLGENİN COĞRAFYASI 2.1. Fiziki Coğrafya

2.1.1. Bölgenin Topoğrafyası ve Dağlar

Anadolu’nun yeryüzü şekilleri, akarsuları ve iklim şartları, Anadolu tarihinin meydana gelmesinde büyük ölçüde rol oynamışlardır. Anadolu’da yerleşme merkezleri dünyanın her tarafında olduğu gibi büyük akarsu ve göl kenarlarına kurulmuştur1. Jeopolitikteki en önemli belirleyici unsurlardan birisi jeolojik ve jeomorfolojik yapı özelliklerdir. Jeolojik gelişim sürecinde, Anadolu’ya özellik kazandıran ve bir bariyer gibi Orta Anadolu’yu Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinden ayıran Kuzey Anadolu ve Touros Dağları olmuştur2.

Topografya, hava şartları ve coğrafi konum, ekonomik ve ticari ilişkilerin yanı sıra jeopolitikle ilişkisi göz önüne alındığında nehirlerin azlığı ya da çokluğu ve yollar bu durum için başlıca belirleyiciler arasında en ön sıralarda gösterilebilir3.

Orta Anadolu Bölgesi’nin jeolojik yapısı I. Jeolojik Zaman’da oluşmaya başlamış fakat III. Jeolojik Zaman’da şekillenmeye başlamıştır4. Bölgenin alçak sahaları

ve olukları, III. Jeolojik Zaman’ın son devrinde(Pilyosen) göller tarafından kaplanmıştır. Özellikle faylanma hareketleri kabuk tabakasında çökmelere yol açarak tektonik oluklar meydana gelmiştir. Sultan Dağları(2580 mt)5 ile Emir Dağları arasında uzanan Akşehir ve Eber Gölleri’nin yer aldığı oluk ile Eskişehir Ovası’na vücut veren çöküntüler oluşmuştur. Bu göl ortamlarında killi kireçli tortullar birikmiştir6.

Çalışma alanımızın topraklarının yaklaşık 4/3’ü İç(Orta)7 Anadolu Bölgesinde yer almaktadır8. Bölge, uzun ve yüksek dağ sıralarının pek görülmediği plato ve ovaların yaygın olduğu bir morfolojik özellik sunar(Konya Havzası)9.

1 MEMİŞ, 1993: 26; 1995: 3-4; 2006: 104-105 2 KOÇAK-ŞAHİN, 2002: 345 3 TARHAN, 1995: 16; KOÇAK-ŞAHİN, 2002: 345 4 ARDOS, 1984: 26 5 BAHAR, 2004a: 8 6 ATALAY, 1994: 207; ATALAY-MORTAN, 1997: 352 7 ATALAY-MORTAN, 1997: 349 8 ARABOĞLU, 1975: 1

(12)

11

Antik Çağda Lykaonia10 olarak adlandırılan bölge, günümüzde büyük oranda Konya Ovası’nın topraklarıyla sınırlıydı. Bu bölge Konya ile Ereğli arasında 1000 mt izohipsinin çevrelediği yarım ay şeklinde, geniş bir ovadır. Kuzeyde Tutup Beli, Takkeli Dağ11, Aşağı Pınarbaşı; güneyde Çumra-Kılbasan arası, Ereğli ve doğuda Karapınar, Hasan Dağı12 ile Hodul Dağı etekleri yer almaktadır. Bu kesimde kalker kayalardan oluşmuş Osmancık Tepe(1280 mt) ve volkanik kayalardan oluşan Karadağ(2288 mt) ile Karapınar’ın kuzeydoğusundaki Karacadağ13(1375 mt) yer almaktadır. Jeolojik zaman içinde Bozdağlar(Konya ovasının doğu kısmında yer alan bu dağlar ovayı iki kısma ayırır14.) ile Karaman arasındaki ova kesiminde bir göl bulunmaktaydı15. Bu da gösteriyorki, Konya Ovası’nda 150 km uzunluğunda ve 50 km genişliğinde büyük bir gölün16 bulunduğu ve bu gölün 8-9 bin yıl önce kurumaya başladığı anlaşılmaktadır17.

Bölgede yer alan diğer dağlar; Geyik Dağı(2900 mt), Suğla Gölü’nün kuzeybatısında Gözet Dağı(2529m.) ve Tınaz Tepe(2300 mt) ayrıca Antalya- Konya il sınırlarını oluşturan Yıldız Dağı(2620 mt), Haydar Dağı(2150 mt) en yüksek dağları oluştururlar. Hadim ve Taşkent yöresinde de Mağra Dağı(2175 mt), Kartal Tepe (2165 mt) ile Akdağ(2117 mt) gibi yüksek dağlar da bölgenin en yüksek dağlarıdır18.

2.1.2. İklim ve Bitki Örtüsü

Günümüzde sadece arkeolojik, diplomatik, epigrafik ve etnografik bulgulardan herhangi birine dayanarak sonuca ulaşılamadığından yerleşme ve bölge coğrafyasının özelliğini ortaya koyabilmek için jeoloji, coğrafya, biyoloji, botanik ve zooloji gibi doğabilim dallarının verilerinden yararlanmak gerektiği kabul edilmelidir19.

9 ARDOS, 1984: 24 10 BOSCH, 1949: 177-178

11 RAMSAY, 1906a: 245; TOTAYSALGIR, 1935a: 50; ARABOĞLU, 1975: 1 12 DAVIS, 1879: 232

13 DAVIS, 1879: 232; ÖNDER, 1950: 9; ARABOĞLU, 1975: 1 14 BAHAR, 1991: 17

15 ÇETİK, 1985: 35; BAHAR,1998c: 197; 2004a: 5 16 BAHAR,1998c: 197-198

17 ARABOĞLU, 1975: 1; BAHAR-BİZBİRLİK, 1997c: 252 18 YILMAZ M., 2005: 48-49

(13)

12

Anadolu insanının sosyal ve ekonomik yaşantısı üzerinde, iklim faktörünün de büyük etkileri olduğunu unutmamak lazımdır. Bilindiği üzere Anadolu’da, birbirinden farklı üç çeşit iklim görülür20.

Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi, Karasal iklim.

Konya ve çevresi bitki örtüsü dört ana grupta incelenebilir21: 1.Ova stepi,

2.Alçak dağ stepi ve step ormanları, 3.Yüksek dağ stepleri ve step ormanları, 4.Step ormanları üstündeki alpinik stepler.

Etrafı dağlarla çevrili bulunan Orta Anadolu22 Bölgesi’nde, genel olarak yaz ile kış arasında sıcaklık farkı fazla olan, kışı yağışlı, soğuk ve yazı kurak geçen karasal iklim tipi görülmektedir. Dağlık kesimler, yüksekliğin ve yağış getiren rüzgârlara açık olmanın verdiği iklim özelliklerine sahiptir23. Orta Anadolu yaylası denizden yaklaşık

1000 mt yüksekliktedir24.

İç Anadolu florasının çoğunluğunu kurakçıl bitkiler meydana getirir. Bu bölge Doğu Anadolu ve İran üzerinden Orta Asya’ya kadar uzanan yarı çöl alanın devamı olarak nitelendirilir25. Orta Anadolu, İran-Turan Flora Bölgesi içinde yer aldığından ekolojik şartlara göre bölgenin orta bölümünde yarı kurak iklim şartlarına bağlı olarak yazın kuruyan ot topluluklarının oluşturduğu bozkırlar yaygındır26. Kilikia köknarı,

sedir, kızılçam, ardıç, karaçam ve çalılıklardan oluşan bir bitki topluluğu vardır27. M.Ö II. bin de bölgede su anıtlarının yapılması, kuraklığa işaret ettiği gibi, Antik Çağ’da da bölgenin özelliklerini aynı şekilde devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Bölge soğuk ve ağaçsız olup(Orkaorki ve Pitnissos’un etrafındaki bölgelerle Lykaonia platosu28), su kıtlığı çekilmekte; bulunan yerlerde29 su parayla satılmaktadır. Bu duruma rağmen

20 MEMİŞ, 1995: 5 21 BAHAR, 1998c: 198 22 ÖNDER, 1950: 10 23 ATALAY-MORTAN, 1997: 357-360 24 BAHAR, 2005a: 153 25 ÇETİK, 1985: 30; BAHAR, 1998c: 199 26 ATALAY-MORTAN, 1997: 363; BAHAR,1998c: 199 27 ARABOĞLU, 1975: 1

28 SARRE, 2002: 118(Lykaonia’da Yırtıcı kuşlar, atmacalar, çaylaklar, kartallar ve tarla fareleri

görülmektedir.)

(14)

13

büyük sürüler halinde koyun yetiştirilmektedir30. Bunun yanında tarihi dönemlerde bölgeden büyük orduların da geçmesi, sadece insan kaybına değil, floranın zayıflamasına da sebebiyet vermiştir31.

2.1.3. Akarsular ve Göller Akarsular

Bölgede belli başlı akarsular şunlardır:

Çarşamba, Göksu, Meram, Sille, Divle, Tekke(Ilgın), Beşgöz(Sarayönü), Çiğil(Ilgın), Aliçay(Doğanhisar), Yılanyusuf(Akşehir). Bunlardan tarihte sıkça karşılaştığımız ve önem arzeden Çarşamba ve Göksu’yu ele alırsak;

Çarşamba Çayı/Çarşamba Suyu32 Bozkır(Isauria): Kapalı havza

akarsularının en önemlilerinden olup Beyşehir Gölü’nden çıkan bu çay ilçeyi ikiye ayırıp buradan Seydişehir Ovası’na girer ve ova boyunca uzanarak, Suğla Gölü’nün doğusundan geçip, Bozkırdan gelen güçlü bir kol ile birleşir. Bozkır’dan sonra su, Fart Boğazı’na sokulur. Çumra’dan 10 km yukarıda Kısık Yaylası’ndan Konya’ya doğru büyük bir kanal ayrılır. Asıl Çarşamba Suyu Kısık Yaylası’ndan doğuya yönelerek birçok kanallara ayrıldıktan sonra sonuçta Hotamış Bataklığı’na dökülür33.

Göksu: Taşeli Yaylası sularını toplayarak Silifke Ovası’nda denize dökülen bu

su 250 km’lik uzunluğa ve 10.000 km2’lik bir havzaya sahip olup, Hadim Göksuyu34 ve Ermenek Göksuyu olmak üzere iki kolun birleşmesinden meydana gelmektedir. Göksu, Suçatı denen yerde Ermenek Göksuyu’na kavuştuktan sonra, Kargıcak üzerinden Ortaören’e ve oradan da Silifke Ovası’na girer35. Anadolu yaylasını(Troas Platosu),

Akdeniz bölgesine(Kilikya) bağlayan Göksu nehri “Kalykadnos” olarak bilinmektedir36.

Göller

30 MARCUS PORCIUS CATO-MARCUS TARENTIUS VARRO, On Agriculture-II.VI.3; BAHAR,

1998c: 199; STRABON, Geographika-XII.6.1

31 BAHAR, 1998c: 199; 2004a: 7 32 AKKUŞ, 2001: 129

33 SARAÇOĞLU, 1990: 241; BAHAR, 1991: 17

34 BAHAR, 1991: 32-34(Geyik dağlarının güney eteklerinden doğmaktadır.) 35 SARAÇOĞLU, 1990: 178-182

(15)

14

Bölgede belli başlı göller şunlardır:

Tuz Gölü37, Beyşehir Gölü, Suğla Gölü, Akşehir Gölü, Terzihan Gölü, Çavuşçu

Göl(Ilgın Gölü), Akgöl(Yunak), Akgöl(Ereğli), Acıgöl, Tuzla Gölü, Devecipınar Gölü, Obruklar ve Düden Gölleri’dir. Konya’nın Antalya sınırında bulunan Toroslar’ın doruklarında Eğrigöl, Dipsizgöl ve Sülüklügöl gibi krater gölleri de yer almaktadır.

Akşehir Gölü: Bu göl Akşehir’in38 yaklaşık 9 km kadar kuzeyinde yer almakta olup, Sultan Dağları’ndan inen dere ve çaylarla beslenmektedir. Gölde kabarma ve çekilmeler görülmektedir.

Çavuşçugöl(Ilgın): Bu göl Ilgın’ın yaklaşık 3 km kadar kuzeyinde yer alır ve 50

km2’lik bir alanı kaplar. Bölgede yer alan akarsulardan Çiği Deresi, Boğazçayı ve Çayırözü Dereleri sularını Çavuşçugöl’e boşaltmaktadır. Çavuşçugöl’ün zaman zaman artan suları, ovanın doğu kesiminde bir drenaj kanalı yoluyla Ilgın Ovası’nı bir yay şeklinde geçerek Zaferiye yakınlarında Bulcuk Çayı ile birleşmektedir39.

Acıgöl-Tuzla Gölü: Karapınar’ın doğusunda yer alan yanyana iki krater

gölünden kuzeydoğudaki Acıgöl, diğeri de Tuzla Gölü’dür. Her iki gölün genişliği takriben 1 km çapa sahiptir. Acıgöl 70-80 mt derinliğinde olup, suları acı olmasına rağmen balık bulunur. Tuzla Gölü’nde de orta kısımda Meke denen, tepesinde küçük bir krater çukurunu kaplayan bir adacık vardır. Göl, bir halka gibi bütün bir adanın çevresini kuşatmakla beraber gölden tuz elde edilmektedir40.

Beyşehir Gölü(Carallis): Çalışma alanımızın batısında yer alan bu göl 650

km2’lik bir alanı kaplamaktadır. Beyşehir Gölü yaklaşık 50 km uzunluğunda ve 20 km genişliğindedir. Bu gölün suları bir kanal yoluyla önce Çarşamba Suyu’na(Tcharshamba41), oradan da Çumra Ovası’na akıtılmaktadır.

Beyşehir Gölü’nde irili ufaklı pek çok ada bulunmaktadır. Bunlar;

Yılan Adası, Hacı Akif Adası, Mada Adası’dır. Beyşehir Gölü’nde balık boldur. Balık türleri; sazan, akbalık, çiçek balığı, gövce, siroz’dur. Genellikle kışın balıkçılık yapılır. Bu gölde odun ve kereste taşımında kullanılan limanlar bulunmaktadır(Kurucaova ve Hoyran Limanları)42.

37 ARDOS, 1984: 24

38 ÖNDER, 1950: 9(Akşehir’in 5-6 km kadar kuzeydoğusunda) 39 SARAÇOĞLU, 1990: 365-366

40 SARAÇOĞLU, 1990: 454 41 RAMSAY, 1967: 182

(16)

15

Suğla Gölü(Trogetis): Antik kaynaklardan Trogitis olarak tanıdığımız

Suğla Gölü, Bozkır-Seydişehir arasındadır43. Bu göl Seydişehir’den inen Aşağı

Mahalle Çayı ve güneyden inen Özler Deresi tarafından beslenmektedir. Yaklaşık 165 km2’lik bir alanı kaplamaktadır. Gölün suları batıda Bölme Burnu’nun önünden süzülerek, Arvana’ya doğru akar ve burada üç düdenin içine batar. Gölün, doğu kenarından çıkarak kanal sularına karışan bir ayağı da vardır. Gölün batı sahilleri dik ve bazen kayalık, diğer tarafları sığ ve düzlüktür44.

Hotamış Gölü: Bu göl Konya Ovası’nın en güneydoğusunda Karadağ diplerine

doğru uzanan ve aynı ismi taşıyan ovanın hemen batısında yer almaktadır. Göl Çarşamba Suyu tarafından beslenir. Kışın göl suları artmasına rağmen yazın Çarşamba Suyu’nun sulama amaçlı olarak kullanılmasıyla göl suları da çekilmeye başlar45.

Ak Göl: Ereğli’nin batısında yer almaktadır. Burası bataklık durumdadır. İvriz

Çayı ile diğer bazı küçük derelerin sularıyla beslenmektedir46. Birde Yunak’ta Akgöl

bulunmaktadır.

Tuz Gölü(Tatta): Antik kaynaklarda Tatta Laguna olarak geçmektedir47. Bu göl Morimene yakınında Büyük Kappadokia boyunca uzanır fakat Büyük Phrygia’nın bir parçası durumundadır. Tatta gölü doğal bir Tuzla havuzudur; içine sokulan şeyin etrafında su o kadar çabuk donar ki, buradaki insanlar ipten yapılmış halkaları içine soktuktan kısa bir zaman sonra tuzdan çelenkler şeklinde çıkarırlar ve tuzun çökmesinden dolayı kanatları ile suya dokunan kuşlar hemen oraya düşerler ve bu suretle yakalanırlar48. Tuz Gölü Havzası’nın çevresinde platolar yer almaktadır. Havzanın güney ve batısında geniş alüvyal düzlükler uzanır. Pleistosen’in nemli döneminde göl yüzeyi 1000 mt yüksekliğe kadar ulaşmıştır. Gölün, sularının kabarık ve yayılmış olduğu anlarda 1620 km2’lik bir alanı kaplar. Gölün uzunluğu 80, genişliği ise

25 km kadardır. Yazın önemli ölçüde kuruyan gölden tuz elde edilmektedir49.

Obruk Gölleri: İç Anadolu’da ilginç bir göl tipi de obruk gölleridir. Ovaların

çevresinde yer alan yüksek kalker yaylalar, karstik olaylarla değişik bir göl şekli ortaya çıkarmıştır. Fazla yağışlarla kalker tabakaları alt kısımdaki kayaları eriterek dibi oyulan

43 BAHAR, 1991: 30

44 SARAÇOĞLU, 1990: 313; ATALAY, 1994: 54

45 SARAÇOĞLU, 1990: 451(Burada sazan ve kızılkanat balıkları bulunmaktadır.) 46 SARAÇOĞLU, 1990: 291

47 RAMSAY A.M., 1906: 15; GARSTANG, 1910: 40; LEVICK, 1967: 10 48 STRABON, Geographika-XII.5.4

(17)

16

kalkerin çökmesiyle dip suları yukarıya doğru hareketlenip küçük, derin göller oluşmaktadır. İç Anadolu’da böyle göllere Obruk Gölü denir. Genişlikleri 200-300 mt arasında değişen bu göllerden bazıları şunlardır:

Konya-Aksaray arasında Obruk50 Gölü, Konya-Karaman arasında Timraş(Gökköy) Gölü, Karapınar’ın 20 km kuzeyinde Çıralı Göl.

2.2. Tarihi Coğrafya

2.2.1. Lykaonia Adının Kökeni

Türkçe Söylenişi Latince Hellence

Lykaonia Lükaonía Lycaó-nia Λυκαονία51

Lykaonia isminin kökeni Hititler’de, Lukka’dan52 gelmektedir. Hitit belgelerinde Güney Anadolu’nun iç kısmı “Luviya”53 olup bu bölgenin batısı,

Lykaonia, Pisidia, Pamphylia ve İsauria bölgeleri M.Ö. II. binlerde

Arzawa54(Levha-12) olarak bilinmekle beraber, Lystra55 da bu bölgeler arasında sınır olarak belirtilmektedir56. Lykaonia’yı Lukka57 yani ilk Luwi ülkesi olarak kabul eden Ten Cate’ye58 karşın Garstang59 ve Gurney Lukka ülkesi olarak Konya ve Likya’yı göstermektedirler60.

Hititler, “bin tanrı ülkesi” adını verdikleri Anadolu’yu değişik coğrafi bölgelere ayırmışlardır61. O dönemde Orta Anadolu Tabal krallıkları olarak geçmekteydi. M.Ö. II. bin yılda, Luvi ülkesi anlamına gelen Lukkuwaniya62 daha sonra Lykaonia’ya

dönüşmüştür63. Fırat’tan başlayarak; Kommagene, Kilikya, Kappadokya, Lykaonia64,

Pisidya, Likya, Karia ve Lydia, Mysia ve Troad’a kadar geniş bir çerçevede yaşayan

50 STERRET, 1888a: 227

51 RUGE, 1927: 1.2253(Lykaonia maddesi); İPLİKÇİOĞLU, 1997: 810 52 UMAR, 1993: 526; BAHAR, 2001c: 17; 2004a: 9

53 FRENCH, 1994: 69 54 TEKİN, 1995: 37 55 BAHAR, 1995: 227 56 BAHAR, 1991: 14-15

57 RUGE, 1927: 2.2253(Lykaonia maddesi) 58 BAHAR, 2004a: 8 59 GARSTANG, 1929: 67 60 BAHAR, 1991: 15 61 BAHAR, 1991: 18; 1996d: 4; 2005a: 155 62 UMAR, 1993: 526 63 BAHAR, 2005a: 156 64 CRAMER, 1971a: 29

(18)

17

insanların hepsi sadece Luwice konuştukları iddia edilir65. Kültür olarak da benzerlik gösterirlerdi66.

Bölge için Hitit yazılı kaynakları bilgi verdiği gibi burada bulunan Hatip-Kurunta ve Karadağ67-Kızıldağ anıtları oldukça açıklayıcı bilgiler sunmaktadır68. Bir de Geç Hitit döneminden, Burunkaya’da bir krala ait ele geçen tek hiyeroglif yazıttan öğrendiğimiz kadarıyla Hattuşili kendi krallığı döneminde Karaman-Aksaray arasındaki Lykaonia Ovasını kapsayan bir bölgeye sahipti69.

Lykaonia’nında dâhil olduğu İç Anadolu Bölgesi Koloni devri ticareti

içerisinde de aktif rol aldığını Konya ovasındaki(Lykaonia) koloni çağı höyüklerinin bulunmasına bağlayabiliriz70. M.Ö. I. Bin’den itibaren Asur kaynaklarında Dağlık Kilikia yani Hilakku Bölgesi’nden bahsedilirken

Lykaonia71 adı geçmektedir. Kilikia, Lykaonia ve Kappadokia arasında bir yer olarak da belirtilmektedir72.(Levha-6)

Yeni Babil belgelerinde ise Konya yöresi “Ludu” olarak bilinmektedir73.

Bölge, antik çağda Lykaonia74 olarak geçmektedir. Konya İli ve çevresi bugün olduğu gibi Antik Dönemde de sınırları oldukça geniştir. Lykaonia75 Bölgesi’nin

komşuları76, doğuda Kappadokia, kuzeyinde Galatia ve Phrygia, batı kesimde Pisidia ve Phrygia Paroreios bölgeleri, güneyde Isauria77 ve Dağlık Kilikia Bölgesi’nin Tauroslar ile çevrili olduğu bölge(Kilikia Trakheia78), kuzeydoğuda Tatta Laguna(Tuz Gölü)79 bölgenin doğal sınırını oluşturmaktadır80. Phrygia sınırlarından bahsedilirken güneyde

65 FRENCH, 1994: 69; BAHAR, 1999b: 1(Kadınhanı ve Sarayönü); ÜNAL, 2003: 7 66 JONES, 1937: 127

67 HAMILTON, 1842a: 331; KOŞAY, 1951: 6

68 BAHAR, 2001c: 17(Bölgede Erken Hitit ve Hitit İmparatorluk dönemlerine işaret edecek oldukça

fazla yerleşme bulunmaktadır Alibeyhüyük, Gök H. Lilli H. Sırçalı H. Seydihan H., Domuzboğazlayan H., Kerhane H., Büyükaşlama H., Türkmen Karahüyük, Emirler H, Samih H., Okçu H., ve Karaman sınırları içinde Süleyman Hacı, Kaşoba, İslihisar vs. bunlar arasında sayılabilir.) 69 ÜNAL, 2002: 182 70 BAHAR, 1991: 41; BAHAR-KOÇAK, 2003c: 21 71 UMAR, 1993: 347; ÜNAL-GİRGİNER, 2007: 61 72 BAHAR, 1991: 21,89; 1995: 239-240; 1996c: 51 73 BAHAR, 2001c: 19; 2004a: 10

74 STRABON, Geographika-XII.4.10; BAHAR, 2004a: 9 75 CICERO,De Republica De Legibus, Laws II.XIII. 32-33 76 SEVİN, 2001: 195

77 XENOPHON, Anabasis(Onbinlerin Dönüşü)-I: 16 78 RAMSAY, 1967: 229

79 RAMSAY A.M., 1906: 15; GARSTANG, 1910: 40; LEVICK, 1967: 10 80 STRABON, Geographika-XII.6.1

(19)

18

Likonya adı geçmektedir. Likonya(Lycaonie)81, Güney Phrygia Salutaris82 şehirlerinin başkenti Şuhut(Synnada83)’a bağlı milletlerdendir84.(Levha-9)

Anadolu’nun güney coğrafyasında Lykia, Pamphylia, Pisidia, Isauria, Lykaonia ve Kilikia yer alır85.

Lykaonia adı, Latince bir yazıtta Lucaonia86 biçiminde görülmüştür87.

Lykaonia’nın adını Pisidia Antiokheiası’nda bulunan ve M.S. 1. yüzyıla

tarihlenen bir yazıtta88(Lyc(aonia)), Provincia Galatia’nın içinde geçen yerler arasında

da görmekteyiz.

Herodot’ta Lykaonia adına rastlanmaz ancak ilk kez Xenophon’da geçmektedir. Xenophon, M.Ö. 401 yılında Konya’nın İKONİON89 olarak anıldığını ve Phrygia bölgesinin doğusundaki son şehri olduğunu belirtmektedir(Anabasis-Onbinlerin Dönüşü)90.

“Genç Kyros sırasıyla Thymbrion, sonra iki günlük bir yolla Tyrianion kentine ulaştı. Orda üç gün kaldı… Sonra Kyros, üç günlük yürüyüşle, yirmi fersenk yol alıp Phrygia’nın son kenti olan İkonion’a vardı. Orda üç gün kaldı. Sonra Lykaonia içinde beş gün otuz fersenk ilerledi91. Ordan da Kappadokia’da dört günde yirmi beş fersenk aşıp büyük ve zengin bir şehir olan Dana’ya ulaştı. Orda üç gün kaldı”92.(Levha-13)

Konya’dan Sertavul’a(1610 mt)93 kadar Perslerin94 kontrolü dışında bir bölge vardır. Lykaonia ve güneyindeki İsauria bölgeleri Persler95 tarafından tam itaat altına alınamadığından Lykaonia ve güneyi daha farklı güçlerin elindeydi. Orta Anadolu’da

81 SARRE, 2002: 404

82 RUGE, 1927: 2.2257(Lykaonia maddesi)

83 CICERO, Letters to Atticus-I.s.404; JONES, 1937: 65-66; RAMSAY, 1967: 255 84 TEXIER, 2002: 275

85 TEKİN, 1995: 16

86 RUGE, 1927: 2.2253(Lykaonia maddesi) 87 UMAR, 1993: 526

88 STERRET, 1888a: 125,128; BAHAR, 1994: 315 89 HAMILTON, 1842b: 200

90 ZOROĞLU, 1984: 137

91 XENOPHON, Anabasis(Onbinlerin Dönüşü)-I: 20; TEXIER, 2002: 404-405; BAHAR, 1994: 315;

1995: 233

92 XENOPHON, Anabasis(Onbinlerin Dönüşü)-I: 13-20 93 FREELY, 2004: 140

94 GARSTANG, 1929: 51 95 MAGIE, 2003: 5-9

(20)

19

Phrygia bölgesinden doğuya doğru Lykaonia, Kappadokia ve Kilikia bölgelerinin birbirini izleyen bölgeler olduğu anlaşılmaktadır96.(Levha-1)

Strabon’a göre Ikonion(Іχόυιου97) kenti, Kappadokia ile Lykaonia’yı ayıran bir

sınırdır98. Strabon’da iki ülke ayrı ele alınmıştır. Strabon, İkonion kenti ve çevresini anlatırken, Lykaonia ve Dağlık Kilikya arasındaki sınırın Isauria olduğunu anlatır. Isauria Palaia99 ve İsauria Vetus’dan100 yani Lykaonia’nın güney sınırından bahsederken sabit bir noktadan bahsetmediği için bu sınır hep esnek kaldığından bazen Isauria, Lykaonia içersinde verilmektedir101.

Strabon Lykaonia ve Kappadokya’yı yine de birlikte tanımlayan anlatımında bölgeyi şöyle tasvir eder:

“Ülkenin büyüklüğü şöyledir: Genişliği Pantos’tan Tauros’a kadar yaklaşık bin sekiz yüz stadia102, uzunluğu Lykaonia ve Phrygia’dan doğudan Euphrates’e kadar yaklaşık üç bin stadia’dır. Burası sadece meyve bakımından değil, fakat özellikle tahıl ve her çeşit davar bakımından mükemmel bir ülkedir. Pantos’a nazaran daha güneyde olduğu halde ondan daha soğuktur. Bagadania hem düz ve hemde hepsine oranla daha güneyde olduğu halde(zira Taurosların dibinde bulunur) burada da hemen hemen hiç meyve ağacı yetişmez. Ülkenin geri kalan kısmını çoğunda ve özellikle Garsaura103,

Lykaonia ve Morimene civarında çok sayıda eşekler otlar…”104(Ayrıca bu bölgenin parlak taş ihracatından söz edilir)

Kappadokya Lykaonia arasında Garsaura kasabası bulunur. Bununda bir zamanlar ülkenin metropolisi olduğu söylenir. Kappadokya’da bulunan 10 valilikten biri Tyanitis eyaletindeki, Tyana’da bulunur105.(Levha-3)

Ptolemaios’a göre ise Lykaonia Kappadokya’nın bir parçasıdır106.

Klasik çağ kaynaklarında Konya’nın adı, “kutsal tasvir”107 anlamındaki İKON

sözcüğünden gelen “İkonion” olarak geçer. Deukalion tufanından sonra Promereus’un

96 BAHAR, 1995: 233-234

97 RUGE, 1914: 990(Ikonion maddesi)

98 STRABON, Geographika-XII.6.1; HAMILTON, 1842b: 200

99 BROUGHTON, 1975: 731; STERRET, 1888b: 106-121(Zengibar Kalesi) 100 STERRET, 1889: 16

101 STRABON, Geographika-XII.6.2; BAHAR, 1991: 3-4,91; 1995: 238; YILMAZ M., 2005: 48 102 UMAR, 1999: 236(Stadia sözcüğü, Hellen dilinde olup ayakta duran sağlam anlamındadır.) 103 STRABON, Geographika-XII.6.1

104 STRABON, Geographika-XII.2.10

105 STRABON, Geographika-XII.2.7; RAMSAY, 1890: 39 106 STRABON, Geographika-XII.2.7

(21)

20

yaptığı insan biçimli kalıplara veya evvelce Danaia kentine eziyet eden ejderin kafasını kesen Perseus’un anısına dikilen anıta bağlanmakta olup şehirde basılmış sikkeler üzerinde Perseus108(Levha-91.1)ile Gorgo’nun resimlerinin bulunması bu görüşü

destekler niteliktedir. Şehirde bulunan bir miltaşı üzerinde de “Konion” adına rastlanılmıştır. Konion’un Phryg dilindeki Kawania sözcüğünden türediği ileri sürülmektedir109.

İkonion: Kawana110 adını taşıyan kentlerden, Phrygia-Lykaonia sınırında olanın adının, Xenophon’dan (Phrygia’nın en son şehri olarak zikretmektedir111.) başlayarak Hellen ağzına uydurulmuş biçimidir. Geç Bizans döneminde İkonion yerine to Koneion deniyordu. Türk ağzındaki Konya buradan gelmedir112.

İkonion113, Frygia ile Paflagonia arasındaki kentlerden biri olarak da gösterilmektedir114.

Lykaonia’dan ilk söz eden kişi olan, Xenophon’dan anlaşıldığına göre bu

dönemde Konya, Phrygia ile Lykaonia bölgeleri arasında yer almaktaydı115. Cicero116’ya göre ise, Ikonion117 Lykaonia kentleri arasında sayılmaktadır. Plinius da Ikonion’u Lykaonia’ya118 ait kentler arasında sayar ve adı geçen kenti, bu bölgenin en güzel kenti olarak niteler. (Levha-8)

İkonion, (Iconium, Qüniya, Іχóυιου)119

Şehrin adı, Romalılar çağında Iconium120, Bizans çağında ise Toksonion

şeklinde yazılmaktadır. Çeşitli kaynaklarda da Yconium, Conium, Cunin,

108 SNG, 1956: No.2 109 ARABOĞLU, 1975: 2; DÜLGERLER, 1984: 9 110 GARSTANG, 1929: 63 111 ZOROĞLU, 1984: 137; BAHAR, 1994: 315 112 UMAR, 1993: 336 113 ZGUSTA, 1964: 17 114 SEVİN, 1982a: 248 115 TEXIER, 2002: 404-405; BAHAR, 1994: 315; 1995: 233

116 CICERO, Letters to Atticus-I.s.404; SARRE, 2002: 44(Sarre’nin anlatımında, Cicero’nun burada

Kilikia Prokonsülü olarak ikamet etmiş.)

117 KOŞAY, 1951: 3; ALP A., 1984: 45 118 JONES, 1937: 64

119 BELKE-RESTLE, 1984: 176

(22)

21

Conia,(Sterret=Konia121) Cogne, Cogna olarak geçmektedir122.(Levha-10) Arap123 kaynaklarında da Conia adı Kuniye(Koniyeh)124 olarak geçer125.(Levha-7)

İmparator Claudius, İkonium’a kendi adını “Claudiconium126” adını

vermiştir(M.S. 41)127.

2.2.2. Bölgenin Tarihi Coğrafyası

Tarihsel olaylar içinde de jeopolitiğin yeri önemlidir. Çünkü insanların binlerce yıldan bu yana ihtiyaç duydukları unsurlar fazla değişmeden gelmektedir128. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine en fazla yaklaştığı yerde bulunan ülkemiz toprakları, eskiden beri medeniyetler beşiği129 olarak bilinmektedir. Jeopolitik konumu itibariyle en eski uygarlık merkezlerinden biri olan Anadolu, tarih boyunca farklı din ve kültürleri bünyesinde barındırmış ve bir “kültür köprüsü” işlevine sahip olmuştur130.

Grekler Anadolu için “güneşin doğduğu taraf” anlamına gelen “Anatolia” adını vermişlerdir. Anatolia adı coğrafi olarak bu yarımadaya verilmiştir. Anadolu’ya Romalılar döneminde “Asia-Asya” adı verilmekteydi. Romalılar tarafından sadece Batı Anadolu için kullanılan Asya adı daha sonra Büyük Asya Kıtası için söylenince Anadolu’ya “Asia Minor-Küçük Asya”131 denilmiştir132.(Levha-6) XI. yüzyıldan

itibaren Türkler buraya “Anadolu” demeye başladılar. XVIII. yüzyıldan bu yana da “Levant, Orient, Romania, Rum133, Rumiye” adları kullanılagelmiştir134.

Anadolu’da, M.Ö. 3. bin yıldan itibaren değişik kökenli birçok kavim bir arada yaşamış ve bu durum asırlarca devam etmiştir135. Anadolu’da birçok yeni halkların, yeni

121 STERRET, 1888a: 199-221; GARSTANG, 1910: 18,21 122 ARABOĞLU, 1975: 2; DÜLGERLER, 1984: 9 123 KOŞAY, 1951: 3

124 HAMILTON, 1842a: 205

125 ARABOĞLU, 1975: 2; ZOROĞLU, 1984: 139

126 DÜLGERLER, 1984: 10; ZOROĞLU, 1984: 139; ALP A., 1984: 45(M.S. 47 olarak geçer) 127 ARABOĞLU, 1975: 3; ÖZSAİT, 1982b: 386 128 KOÇAK-ŞAHİN, 2002: 367 129 AKURGAL, 2003: xiii 130 AYDIN M., 2004: 1-28 131 MEMİŞ, 1993: 26 132 BAHAR, 2005a: 157,158 133 BAYKARA, 1988: 24 134 BAHAR, 2005a: 157 135 MEMİŞ, 1995: 4

(23)

22

kültürlerin o dönemde, karşılıklı etkilenmelerle oluştuğunu biliyoruz. Bunlar arasında, Anadolu insanının Luwi kökenli atalarından, İç Anadolu’nun güney kısımlarında yaşayan Lykaonia’lılar sahne almışlardır136.

2.2.3. Antik Yollar ve Lykaonia Şehirleri

Anadolu, başlıca tarihi doğal yolların kesiştiği bir coğrafya da yer almasından dolayı, Eskiçağ’dan günümüze kadar önemli bir geçiş noktası ve yerleşme yeri vazifesi görmüştür137.

Bölgenin dönemlere göre, Hitit-Arzava, Phryg-Assur-Kimmer, Grek-Pers, Bergama-Seleukos, Roma-Galat, Roma-Part, Sasani, Arap ve Bizans-Türk mücadelelerinde önemli bir cephe olması homojen bir halktan çok hareketli heterojen bir nüfusa sahip olduğu izlenimini vermektedir. Hele bu yelpazeye ticaret yollarının geçmesi sonucu tüccarların yerleşmeleri ayrı bir özellik vermektedir138.

Küçük Asya’da Hititler’den beri bir yol ağının varlığı bilinmektedir. Bu bölgelerde egemen olan uluslar zamanında gereksinmeye göre ordu ve ticaret yolları yapılmıştır139.

Bölge, İç Anadolu ile Batı Anadolu arasında, geçiş yolları üzerindedir. Bizanslılar zamanında ise Anatolikon Theması içinde yer almaktaydı. Burası daha sonra Phryglerin Orta Anadolu ile ilişkilerinde önemli bir yol güzergâhı olmuştur. Phryglerin bu güzergâhtan Akdeniz’e indiği, Konya çevresindeki Phryg dönemi eserlerinden ve Asur belgelerinden anlaşılmaktadır140.

Anadolu Yarımadası’nın merkezinde bulunan bölgemiz doğudan, batıdan, kuzeyden ve güneyden gelen yolların merkezi bir konumda bulunan İkonion Kenti’nde birleşmekteydi. Kuzeybatıda, Dorylaion’dan başlayan yol Amorion ve Laodikeia’dan geçerek İkonion’a ulaşmakta, oradan Herakleia’ya gitmektedir. Bu yolun güneyinde bulunan Antiocheia’dan başlayan yol sistemi “Via Sebaste”141 olarak bilinmektedir. Antiocheia’dan142 başlayan yol Apollonia yolu ile daha batıya Comama’ya gider. Taş

136 UMAR, 1982; 89 137 KOÇAK-ŞAHİN, 2002: 346 138 BAHAR, 1997c: 254,267 139 ÖZSAİT, 1982b: 409 140 BAHAR, 1997b: 304-305; 1997c: 255

141 Via Sebaste, Roma Dönemi’nde Pisidia ve Lykaonia’da kurulan kolonilerin irtibatı ve askeri

operasyonların daha rahat yapılması için İ.Ö. 6. yüzyılda kurulmuştur.

(24)

23

döşemeli bu yol Parlais’e geçmekteydi. Yolun doğu kısmı Neapolis’e ulaşmakta ve Karalis143 Gölü’nün kıyısından geçmekteydi. Bir kol doğuya dönerek Pappa

Tiberiopolis’e varır. Daha doğuda Kızılviran144, İkonium ve Lystra’ya uzanmakta olup

güneydoğu uzantısı ise Trogitis Gölü kıyısından Sedasa’ya oradan da daha ileriye Isaura’ya145 gidiyordu146. Ayrıca, Ikonion147, Lystra148 ve Isaura149’yı bağlayan bir yol da güneyden, Pamphylia ve Kilikia’dan önemli vadi ve geçitlerden Lykaonia Bölgesi’ne yollar bağlanmaktaydı. Pamphylia’da, Side’den başlayan yol Mistheia ve Pappa üzerinden İkonion’a bağlanmaktaydı, İkonion üzerinden daha doğuda bulunan Koloneia’ya uzanmaktaydı150.

Dağlık Kilikia’yı Lykaonia bölgesine üç ana yol bağlamaktaydı.

İlk yol Anemurion’dan başlayak Germanikupolis’e kadar gelmekte ve buradan iki kola ayrılmaktaydı. Batıya yönelen kol, Leontopolis, Lystra üzerinden Ikonion’a151 ulaşmaktaydı, doğuya yönelen kol ise Laranda152(Karaman) üzerinden Ikonion’a

varmaktaydı153.

İkinci yol Kalykadnos154(Göksu) Vadisi’nden, Claodiapolis(Mut)155,(Levha-10) Laranda üzerinden Lykaonia’ya, uzanmaktaydı.

Üçüncü yol ise Seleukia, Olba, Laranda üzerinden İkonium’a bağlanmaktaydı. Klasik dönemde Pers ordularının önemli geçiş yollarından biri de bu bölgedeydi. Pers seferlerinin birinde, Kyros’un orduları Tyriaion(Ilgın)156 şehrinde konaklamış ve ovada

bir geçit töreni yapmışlardı. Demek ki Ilgın bu dönemde şehir konumunda büyük bir yerleşme idi. Kyros, üç günlük bir yürüyüşle Phyrgia’nın son kenti olan İkonion(Konya)

143 ÖZSAİT, 1985: 92-93 144 BALLANCE, 1962: xi

145 BAHAR, 1996c: 63(Alibey Höyüğü: bu höyük Lykaonia bölgesinden İsauria bölgesine girişi

sağlayan yolların hareket noktaları üzerindedir.)

146 MAGIE 1950b, 1314-1315

147 RUGE, 1927: 2.2256(Lykaonia maddesi) 148 ZGUSTA, 1964: 92

149 RUGE, 1916: 2055-2056(Isaura maddesi) 150 BELKE-RESTLE, 1984: 102 151 ÖZSAİT, 1985: 92-93; ZGUSTA, 1964: 92 152 STERRET, 1888b: 19 153 BELKE-RESTLE, 1984: 109; BAHAR, 1991: 46 154 BEAUFORT, 1818: 222 155 STERRET, 1888b: 8-12

(25)

24

şehrine varmıştı157. İkonium’dan Tarsus’a geçmek için Pers komutan Kyrus Kilikya kapılarını kullanmıştır158.(Levha-4)

Akdeniz’i Orta Anadolu’ya bağlayan bu yolları düzenli bir şekilde verirsek: -Anemurion-Germanikopolis(Ermenek)-Laranda(Karaman)-İkonion(Konya). -Anemurion-Germanikopolis(Ermenek)-Leontopolis(İsauraPalaia159-Lystra Hatunsaray)-İkonion(Konya). -Seleukeia(Silifke)-Klaudipolis(Mut)-Laranda(Karaman)-İkonion(Konya). -Seleukeia(Silifke)-Diocaesareia(Uzuncaburç)-Laranda(Karaman)-İkonion(Konya). -Pompeipolis(Soloi Mersin)-Tetrapyrgia-Laranda(Karaman). Bu yollar arasında İkonion hep kilit nokta olmuştur160.

Konya-Karaman Bölgesi Eski Çağ Tarihi’nde önemli geçiş noktalarından birisi durumundadır161.

Çarşamba ve Göksu havzaları, Lykaonia ovası(Orta Anadolu) ile güneyindeki İsauria ile giriş-çıkış görevini yaparlar. Toros Dağları bu bağlamda

Lykaonia ve Isauria için aynı görevi üstlenir162.

Güdelesin köyü, birçok kaynak tarafından Lykaonia-Isauria sınırı olarak belirtilir(Ramsay163, Anderson, Calder164, Bean)165.

Belören166, Konya’nın 80 km güneyinde yer almaktadır. D. French bölgede

yaptığı değerlendirmeler ile son olarak Dalisandos’u Belören’e yerleştirmiş ve burasını İsauria ve Lykaonia arasında bir sınır şehri olarak göstermişlerdir167.

Konya ve Karaman bölgesi Antik Çağ’da Homonadeis ve Katanneler’le168 sınırı oluşturan bir bölgedir. Bu durum da daha çok dağların aşılabilecek yerlerindeki geçitlerle Anadolu’nun iç kesimlerine ve Asya-Avrupa gibi kıtalara ulaşılmasını

157 BAHAR, 1997c: 255 158 BAHAR, 1991: 44 159 BELKE-RESTLE, 1984: 41 160 ÜNAL-GİRGİNER, 2007: 44 161 BAHAR, 2004a: 89 162 BAHAR, 1991: 4,6,25 163 RAMSAY A.M., 1906: 60 164 CALDER-CORMACK, 1962: 35 165 BAHAR, 1991: 5 166 FREELY, 2004: 144 167 BAHAR, 1996c: 61 168 STRABON, Geographika-XII.7.1

(26)

25

sağlamıştır169. Homanadeis bölgesi(Suğla Gölü) güneyine verilen ad modern tarihçiler tarafından(Strabon170 ve Cassius Dio) Lykaonia, İsauria ve Pisidia

arasındaki yer olarak belirtilir171.

Provincia Asia172 eyaletinin sınırları, Lykaonia’ya kadar uzanmaktaydı173.(Levha-4)

Strabon’un, başlangıcını Ephesos’tan gösterdiği antik yol, Lykaonia’nın yakınında bulunan Philomelion’a(Akşehir)174 gelip, oradan Laodikeia’yı(Lâdik175) geçerek bölgeyi katetmekteydi. Hristiyan azizlerinden St. Paul’un176 Derbe177, Lystra178, Konya, Pisidia Antiochia(Yalvaç)179 arasında hristiyanlığı yayma girişimlerinde bulunduğu görülmektedirir180.(Levha-15)

Peutinger Tablosu’nda, Efes’ten başlayarak Seleukeia’ya kadar uzanan yol güzergâhın üzerinde Konya’da(Iconium181) yer almaktaydı182. Bu yol Magnesia(Manisa), Tralles(Aydın), Antiokheia(Yalvaç), Laodiceia, Apameia(Dinar), Philomelion(Akşehir), Tyriaion183-Amorion’a uzanıyordu184.

M.S. IV. yüzyıl mezar kitabelerinde, Akşehir-Konya arasında Menderes vadisi boyunca görülen “Eumeneion Formula” olarak bilinen kitabelerde, İnli mezartaşı kitabesi formülü “δώσει λóγογ τώ Өεώ” Lykaonia’da185 ismi Philomelion’dan Ikonion’a kadar yaygın olarak görülür, bu güzergâhta özellikle Laodicea Combusta’da186 keşif bir şekilde görülür. Bunlardan bir örnekte Philomelion, ikisi de

Pessinus’ta187 bulundu. Lykaonia grubunun yan kolu Phrygia Paroreios’un kuzeyine

169 BAHAR, 2006a: 96 170 BROUGHTON, 1975: 730 171 BAHAR, 1991: 5 172 STERRET, 1888a: 144 173 BAHAR, 1991: 90 174 MAGIE, 1950b: 1313

175 RAMSAY A.M., 1906: 5; CALDER, 1956: xvii; BAYKARA, 1988: 16(Ladıkıye); EVLİYA

ÇELEBİ, Seyahatname: 15

176 GURNEY, 1961: 22; RAMSAY, 2001: 98-101 177 HAMILTON, 1842a: 320

178 HAMILTON, 1842a: 320

179 STERRET, 1885: 9; RAMSAY, 1890: 396; ÖZSAİT, 1982b: 409 180 BAHAR, 1997b: 306; 1997c: 256; 2004a: 28 181 FREELY, 2004, 134 182 RAMSAY, 1960: 50; BAHAR, 1994: 315 183 CALDER, 1956: xviii 184 RAMSAY, 1890: 49; 1967: 228; BAHAR, 1994: 315 185 PLUTARCH’S, Lives-II,s.410(Lycaonia-index)

186 RAMSAY, 1890: 40; BOSCH, 1949: 179; CALDER, 1956: xiv,1-4; BALLANCE, 1958:

223,229; SARRE, 2002: 401

(27)

26

yayılmıştır188. Kuzeyde İkonium’dan Ankara’ya189 uzanan önemli bir yol190 güzergâhı bulunuyordu.(Levha-11) Zira bu yol Lykaonia’nın kuzeyindeki bölgelerle bağlantısını sağlıyordu191.

Sarayönü-Gözlü-Çeşmelisebil192 ve Kadınhanı193-Atlantı (Dokuzatlı) üzerinde kuzeye doğru uzanan bir yol güzergâhı bulunmaktadır194.

Ilgın195, Kadınhanı, Doğanhisar ve Sarayönü196 kesiminin önemli tarihi doğu-batı yol güzergâhı üzerinde olduğu gibi, kuzey kesimle de irtidoğu-batı sağlayan bir konumda olduğu anlaşılır. Bu durum, yerleşimlerin konumlarından da anlaşılmaktadır. Bu kesimdeki yerleşmeler, Konya-Sarayönü-Kadınhanı-Ilgın-Akşehir bağlantısı önünde yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, kuzey ve güney ile bağlantılı yollarda harita üzerinde izlenebilmektedir197.

Doğu bağlantısı ise, İkonium, Koloneia üzerinden Kaisareia’ya uzanan yol güzergâhı ile gerçekleşiyordu198. Kilikia eyaleti, Lykaonia’dan Kappadokia’ya kadar

uzanmaktaydı199.

Kilikia-Lykaonia sınırı Laranda olarak geçmektedir200. Isauria’nın

Lykaonia ile ilişkisi Kilikya ve Lykaonia201 arasında tampon bir bölge olması iledir202.

Bölge Orta Anadolu ve Akdeniz arasında bir köprü gibidir203. Silifke İlçesi’nin kuzeyinde, Ağaderesi mevkiinde bulunan miltaşı(M.Ö. 79-81) Seleukeia’yı Mut(Klaudiopolis) üzerinden Lykaonia’ya bağlayan antik yol üzerine dikilmiştir204. Konya ovası ile Akdeniz arası Tarhuntaşşa idi205.

188 HASPELS, 1971: 206 189 RAMSAY, 1890: 50 190 FRENCH, 1981: 25 191 BELKE-RESTLE, 1984: 109 192 CALDER, 1956: xvii 193 CALDER, 1956: 6 194 BAHAR-KOÇAK, 2002b: 37 195 SARRE, 2002: 401 196 DREW BEAR, 2004: 107 197 BAHAR-KOÇAK, 2002b: 38 198 BELKE-RESTLE, 1984: 103 199 ÖZSAİT, 1985: 71-72,74 200 BAHAR, 1991: 23

201 AMMİANUS MARCELLİNUS, I.XIV.2.2-6 202 BAHAR, 1991: 24

203 BAHAR, 2006b: 7

204 SAYAR M.H.-P.SIEWERT-H.TAEUBER, 1994: 146 205 BAHAR, 1991: 15; 2005a: 153,235

(28)

27

Anadolu’da Ahlat, Erciş, Gevaş, Kayseri, Malatya, Sivas, Tokat, Niksar, Konya, Aksaray(Ak Serai=Archelais206) ve Kırşehir önemli kervan yollarının geçtiği kentlerdir.

Anadolu’ya doğudan batıya hayat veren merkezlerdi. Alanya, Antalya ve Sinop Anadolu yaylasının denizlere açılan önemli kapılarıydı207.

Evliya Çelebi’de208 Akşehir-Ilgın güzergahını kullanarak Konya’ya209 geçmiştir. Akşehir’den Ilgına 9 saatte vardığını söyler. 1891 yılında İstanbul’dan, Konya’ya bir seyahat yapan Clement Huart, Akşehir-Konya yol güzergâhını akıcı bir dille tasvir etmektedir210.

Selçuklu Döneminde Konya-İstanbul yolu aşağı yukarı antik yolun güzergâhını takip etmekteydi. Bu güzergâh, Konya, Derbent, Lâdik, Kadınhanı, Bulasan Çayı, Ilgın, Argıthanı, Akşehir, İshaklı, Çay, Eğret Köyü, Döğer Köyü idi211.

Lykaonia Şehirleri:

Lykaonia’nın ayrı bir vilayet olarak tesisi 371-372 senelerine tesadüf eder. Bu

tarihten evvel Pisidia ile Isauria arasında bölüşüldüğü anlaşılmaktadır. Son Bizans devrinde Lykaonia tamamıyla “Anatolia teması” dâhilinde idi. Bunu Constatine(de Them.) de kaydettiği gibi başka bir vesika da, Anatolia temasının Celicia ile hem hudut olduğunu kaydederek tasdik etmektedir212.

Lykaonia213 şehirlerini sayacak olur isek:(Levha-1,17,18) -Adopissos214.

-Adristama215/Arissama, Lykaonia’nın kuzeybatısındadır. Ptolemy’de geçer. Karapınar civarındadır216.

-Amandra217.

-Amblada(Asar Dağ218), Misthia ile Ousada’nın kilise listelerine göre bunlara sınırdı. Misthia’nın batısındaydı. Strabon burayı Pisidia şehri olarak kabul eder219.

206 STERRET, 1888a: 228-229; RAMSAY, 1906a: 247 207 BAHAR-BİZBİRLİK, 1997c: 271

208 EVLİYA ÇELEBİ, Seyahatname: 14 209 ARABOĞLU, 1975: 3

210 BAHAR, 1997b: 308; 1997c: 258 211 BAHAR-BİZBİRLİK, 1997c: 255-256 212 RAMSAY, 1960: 366

213 AULOCK, 1937: (Harita)

214 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 215 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 216 RAMSAY, 1960: 381

217 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 218 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 219 RAMSAY, 1960: 368-369

(29)

28

-Andabalis, el’an Andaval220 olarak bilinir. Tyana’nın 16 mil kuzeyinde yol üzerindedir221.

-Artanada222.

-Bagadonia, Strabo’ya göre Cappadocia’nın tam güneyinde yabani eşeklerin meskeni, tek bir yemiş ağacı bile yetişmeyen hali bir ova olarak tarif edilir. Kybistra’nın kuzeyinde yer alır223.

-Barata224-Ereğli(Yahya), Karapınar ve Karadağ arasındaki ovanın kıyı şehirlerinden biridir. Bizans kaynaklarında Karadağ olarak bilinir. Peutinger tablosunda Barata’yı İconium’dan 50 mil uzakta doğuda Karadağ’da Madenşehir225 olarak gösterir226.(Levha-1)

-Bardakome(Bardaetta=Dedeler)227.

-Bazis, Tyanis’te yer alır. Ptolemy’de geçer. Allah manasına gelmektedir. Zeus ve Baga(İranca) kelimelerinden alınmıştır. Cappadocia’da kullanılan Bazeis kadın ismi de buradan gelmektedir228.

-Caballucome229.

-Caena ve Halala Fausitinopolls’i, Tyana’dan Cilicia geçidine giden yolun üzerinde yer alır. Faustinopolis ismini Yaşmakçı civarında ölen Faustina’dan almıştır230.

-Chasbia231. -Comitanasso232.

-Dalisandos(Fasıllar)233.

-Derbe234, Bizans İsauria’sı şehirlerindendir235. Strabon, Lykaonia şehirlerinden Derbe ile Laranda’nın M.Ö. 17 tarihinde Tiberius tarafından Cappadocia vilayetine

220 GARSTANG, 1929: 162 221 RAMSAY, 1960: 384

222 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 223 RAMSAY, 1960: 387

224 CALLANDER, 1906: 177; RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); BOSCH, 1949:

178(Barata=Binbirkilise)

225 CALLANDER, 1906: 177 226 RAMSAY, 1960: 372-373

227 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 228 RAMSAY, 1960: 384-385

229 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 230 RAMSAY, 1960: 384

231 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 232 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 233 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 234 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 235 RAMSAY, 1890: 336; 1960: 371

(30)

29

dâhil olduğunu söyler236. Derbe237, Isaurike’nin yanında bulunur ve burası Kappadokia’ya en yakın ülkedir. Karaman, St. Paul’un ziyaret ettiği yerlerdendir(İncil)238. (Levha-15)

-Dragai, Tyana civarında bir Roma yolu üzerindedir239.

-Drizion/Drizes, Tyana ovasının kuzeyinde Cilicia çiftliklerinden Longinias’la eşdeğerdir240.

-Drya(Kozanlı)241.

-Ekdaumaua242(Glauama=Gdamava243=Egdana), Lykaonia’nın kuzeyindedir. Peutinger tablosunda İnevi’nde gösterilir. Tatta Gölü’nün batı sahilinde yer alır244.

-Eudokias245(Kaşanlı Kale)246. -Gorgorome247.

-Homonada248, Homnadlar, Trogitis’in doğu ve kuzeyindeki dağlık araziyi işgal eden bir kabiledir249.

-Hyde250, Pliny bunu Lykaonia şehirlerinden biri olarak görür. Hierocles, Hyde için Derbe ve Barata’dan sonra bahseder251.

-İkonion252, İconium’un yeri(Levha-15), Ramsay’a göre hiçbir zaman şüphede kalmamış ve tarih boyunca tek bir isimde gelmiştir. Rivayete göre “yetmiş havari”den biri olan Sosipatros, İconium’un Piskopos’u olmuş, bunu yine bu yetmişten Tarentius takip etmiştir. İconium’u Selçuklular, kısmen merkezi vaziyeti, kısmen de civarının

236 RAMSAY, 1960: 372

237 BOSCH, 1949: 178(Derbe=Güdelis) 238 BAYLADI, 1998: 93; BAHAR, 2004a: 9 239 RAMSAY, 1960: 385

240 RAMSAY, 1960: 385

241 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

242 RUGE, 1905: 2158-2159(Ekdaumauna/Egdana maddesi) 243 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

244 RAMSAY, 1960: 381

245 RUGE, 1907: 913-914(Eudokias maddesi) 246 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 247 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 248 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 249 RAMSAY, 1960: 370

250 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); 3.43(Hyde maddesi); BOSCH, 1949:

178(Hyde=Karabunar)

251 RAMSAY, 1960: 374

252 RUGE, 1914: 990-991(Ikonion maddesi); 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); AULOCK, 1937:

(31)

30

Lykaonia’da nadir görülen letafeti için kendilerine payitaht ittihaz etmişlerdi253.(Levha-17)

-İlistra254, eski ismini İlisera olarak muhafaza eder. Şimdiki İlisıra Köyü

Karaman İli, Kâzımkarabekir Bucağına bağlıdır ve yakın zamanda köye Yollarbaşı diye uydurma bir ad verilmiştir. Anadolulu öz adının sonunda İstra(=Akarsu) ögesini açıkça görüyoruz; belki bu ad İl(a)-İstra, Boğaz-Deresi ögelerinden türetilmişti255.

-Isaura Palaia256.

-Isaura Nea257(Isauropolis), Zengibar kala258 denilen tepe üzerinde idi. Hierocles ve Chalcedon meclisi buradan bahseder259.

-Kanna260, Lykaonia’nın kuzeydoğusunda, Savatra ile Petra261 civarındadır262. -Kastabala/Khasbia, Ptolemy263 burasını Lykaonia’da gösterir. Pliny ise, Cappadocia şehri der264.

-Kilistra265.

-Kongustos266.

-Korna267 için Hierocles, Derbe, Lystra268, İsuropolis arasında bulunan İconium’un batısına düşen bir yer olarak söz eder. Ptolemy ve Chalcedon meclisinde buranın adı geçer269.

-Koropassos270(Karopassos), Ephessos-Laodiceia-Savatra yolu üzerinde, Archelais’den271 20 stadia mesafede bir Lykaonia köyüdür. Peutinger tablosunda

Conitanassos şeklinde yazılıdır272.

253 RAMSAY, 1960: 366

254 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); 1068(Ilistra maddesi); RAMSAY, 1960: 371, 1890:

336; BELKE-RESTLE, 1984: 179

255 UMAR, 1993: 337

256 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 257 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 258 FREELY, 2004: 144

259 RAMSAY, 1906b: 287; 1960: 379 260 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 261 BALLANCE, 1962: xii

262 RAMSAY, 1960: 380 263 RAMSAY, 1890: 342 264 RAMSAY, 1960: 378

265 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 266 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 267 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

268 BALLANCE, 1962: xi(Lykaonia’nın batısında kalan bir Roma kolonisi olarak bahseder.) 269 RAMSAY, 1960: 379

270 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 271 STERRET, 1885: 16

(32)

31

-Kybistra273-Herakleia evvela Tyana metropolitine tabi bir piskoposluktu. Sonradan başpiskoposluk mertebesine geçmiştir. Kybistra, Ereğli’nin olduğu yerde bağlık bahçelik bir yerdir. 805’te Harun ve sonrasında Me’mun zaptetmiştir274.

-Laodikeia Katakaumene275. -Laphra276.

-Larumada277.

-Laranda278 için Hristiyan halk, el’an Laranda ismini kullanmaktadır. Lakin resmi ve daimi ismi Karaman’dır279.

-Leontopolis280.

-Lystra281, Lystra’nın Hatunsaray’da olduğu, Prof. Sterret’in282 köyün bir mil kuzeyinde, Zoldera283(Khatün(Hatyn) Serai=Lystra284) denilen yerde bulduğu bir kitabe ile katileşmiş ve lokalize edilmiştir. Lystra ilk kez Sterret tarafından 1860’da lokalize edilmiştir. Lystra’nın burada olduğunu 1820’de Leake285 tahminle bulmuştu286.

“Lystra287 büyük ihtimalle Ikonium’un güneyinde Hatunsaray olmalı”. Sterret ve Ramsay tarafından modern köyde bulunan bu yazıt Zoldera’dan getirilmiş olmalı288. St. Paul, Pisidia Antiokya’da ilk ziyaretinde Yahudiler tarafından taşlanarak eziyet edilmiştir. Oradan Lystra’ya geçti ve sonra Konya’ya döndü ve orada bir kilise289 kurdu. Sonradan üçüncü kez Konya’ya gelmiştir290. “Lystra, Ikonium’a Derbe’den daha yakındır. Derbe’den Lystra’ya dönmüş, Ikonium’a geçmiş ve oradan da Antioch’a geçmiştir.291(Levha-17)

273 RAMSAY, 1890: 39 274 RAMSAY, 1960: 377-378

275 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); BOSCH, 1949: 179(Laodikeia

Katakaumene=Ladik-Yorgan); DREW BEAR, 2004: 107

276 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 277 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 278 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

279 CALLANDER, 1906: 177; RAMSAY, 1890: 336; 1960: 371; BELKE-RESTLE, 1984: 197 280 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

281 AULOCK, 1937: Tafel 11. 518; Tafel 12. 61-299(Sikke) 282 BALLANCE, 1962: xii

283 CALDER-CORMACK, 1962: 2-10(Katin Serai)

284 STERRET, 1888b: 142-148; RUGE, 1927: 2.2263(Lykaonia maddesi); RAMSAY, 1967: 180 285 LEAKE, 1824: 102

286 STERRET, 1889: 15; RAMSAY A.M., 1906: 12; RAMSAY, 1960: 366 287 LEVICK, 1967: 52-53

288 CRONIN, 1902: 345

289 POLONYALI SİMEON’UN, Seyahatnamesi: 162; BROWN, 2000: 39 290 RAMSAY, 2001: 95-99

(33)

32

-Mindana292.

-Misthia(Kızılören293), 812’de Araplar tarafından zapt edilmiş bir Lykaonia

şehridir294. Piskoposluk listelerinde İconium’a tabi bir piskoposluk olarak olarak

gösterilmiştir295.(Levha-17)

-Pappa296(Tiberiopolis=Yunuslar).

-Pasa/Paspasa297, Tyana’nın hemen yanında yer alır. V.Şurada Pasa manastırının başpapazı adı geçmektedir298.

-Passala(Possala=Bosola)

299

. -Pegalla(Yenice Oba)

300

.

-Perta(Koçbaş301), Eskil’de302 yer alır. Lykaonia’nın kuzeyindedir. Peutinger’in tablosunda Archaleis’den 32 mil mesafede olarak gösterilmiş. Piskoposluk listelerinde son sırada yer alır303.

-Plomma(At Kafası)

304

.

-Podandos, Cilicia geçidi üzerinde önemli bir mevkidir. Bizans muharrirleri bahsetmektedir. Bugün Bozanti olarak bilinir305.

-Protokome(Zaz-ed-din=Zazadin)

306

. -Psebila(Psibela=Süverek)

307

. -Pyrgoi(Kasaba)

308

.

-Pyrgos309, Peutinger tablosunda Savatra ile İconium arasında gösterilir. III.-X.-XIII. Piskoposluk listelerinde bahsedilir. Hierocles “Ρίγυου” diye kaydetmiştir310.

292 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

293 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); STERRET, 1885: 15; 1888a: 187 294 RAMSAY, 1960: 367

295 RAMSAY, 1960: 368

296 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi); MAGIE, 1950a: 500 BALLANCE, 1962: xi: ÖZSAİT,

1985: 96-97;

297 CALLANDER, 1906: 169 298 RAMSAY, 1960: 384

299 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 300 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 301 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 302 SARRE, 2002: 120

303 RAMSAY, 1890: 361; 1960: 381 304 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 305 RAMSAY, 1960: 386

306 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 307 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi) 308 RUGE, 1927: 2.2260(Lykaonia maddesi)

Referanslar

Benzer Belgeler

• Türkiye, petrol bakımından yeterli kaynaklara sahip olmamakla birlikte, zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip doğu ve Ortadoğu ülkelerine yakın olması jeopolitik

• 2013 yılında Erzurum (Aşkale Çimento), Malatya (Anateks Anadolu Tekstil Fabrikaları AŞ) ve Elazığ (Eti Krom) illerinden birer olmak üzere toplam üç kuruluş, Türkiye’nin

• Nitekim Oltu Havzası’nda 2.200 m’ye kadar olan sarıçam ormanlarının altında İran-Turan step elemanlarından olan özellikle gevenler; 2.200 m’den sonra ise saraypatı

After the 'republican ideology' lost its power over the country, there were even fewer women involved in politics, and those who were active had almost no

Görüldüğü gibi yetkinlik ve üzüntü yönetimi arasında (r=.289**) pozitif ve anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu, sürekli kaygı ve yetkinlik arasında (r=-.290**) ters

臺北醫學大學生物統計研究中心 eNews 第 27 期 2018/10  獨立多樣本中位數差異檢定( Kruskal-Wallis

CASREACT contains reactions from CAS and from: ZIC/VINITI database (1974-1999) provided by InfoChem; INPI data prior to 1986;.. Biotransformations database compiled under the

the achievement rate of prophylactic antibiotic used within 24 hours after beginning of operation; and (c) to compare the changes made by shortening the duration of