• Sonuç bulunamadı

Basiretçi Ali Bey'in Almanya seyahati

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basiretçi Ali Bey'in Almanya seyahati"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 EYLÜL 1976

k r k i r k i r k i r k i r i r l r k i r k i r k i r k i r k i f i r i H H r k i r k i r k i r k i c i r k i r k i r

★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★

OLAYLAR

aves

İNSÂNLAR

H A S A N PULUR

BASİRETCİ ALİ BEY İN

A LM A N YA SEYAHATİ

. m|Ş

IİRLERİM İZD EN ve dahi 'ü s ta d la rım ız d a n “Basiret-

çi Ali Bey” yam an adam

-Ü ç p a d işa h görm ü ş, üç p a d i­ şahın d evrin de b a şın a neler g e l­ m iş, neler...

H apse a tılm ış , sü rü lm ü ş, rü ş­ vet verm iş, itilm iş , k a k ılm ış am a y ılm a m ış , b a sın özgü rlü ğü uğru­ na n ic e ce fa ya katla n m ış...

S ah ib i o ld u ğ u “ Basiret” gaze­ te s iy le saraya, vekile, vükelaya kafa tu tm u ş.

D edik ya çe km e d iğ i k alm am ış,

Baslretçi Ali Bey’in...

Ve a n ıla rın ı “İstanbul’da Elli

Yıllık Önemli Olaylar” b a ş lığ ı a l­

tın d a to p la y ıp yazm ış.

Bu a n ıları Sander Y a yın e vi’nin ç ık a rd ığ ı kitapta oku d uk. E ksik o lm a sın , elleri dert g örm esin h oca m ız Prof. Tarık Zafer Tu-

naya da kita b ın bugünkü d ile

çe v rilip “ibret-l âlem ile" ok u n ­ m ası için büyük çab a h arcam ış. G erçekten ibretle oku nacak bir kitap.

Baslretçi Ali Bey, zulm e karşı

ko ym u ş, doğru!

1 Baslretçi Ali Bey, basın ö z­

gü rlü ğü iç in eza, cefa çe k m iş , doğru!

Baslretçi Ali Bey, hapse a tıl­

m ış, doğru!

H apisten ç ık m a s ı için Z ap tiye Nazırı H üsnü Paşa’ya rüşvet ye­ d irm iş, doğru!

S ürü lm ü ş, o da doğru! A m a b ir de A lm a n ya g e zisi var ki!

“ — Sadrazam Paşa hazretleri

tarafından size yardım olmak ü- zere. deyip elime bir çıkın para verdi. Saydım. Beş yüz lira idi. Oysa çevirmenim ile beraber bi­ rinci mevki olarak olanca gide­ rim Prens hazretlerinin buyrukla­ rıyla elçilikten ödeneceğini sayın

ıS

¿ J j * j - U

y

Sadrazam’a söylemiş idim!”

Ü s ta d ım ız ö yle d e m iş am a, y i­ ne de 500 papeli ce b in e in d irm iş ve A lm a n e lç is in e g itm iş:

“Ertesi günü Almanya Büyük­ elçiliğine gidip, Berlin’e gitme­ me çok sevinilerek müsaade o- lundu. Üç güne kadar Tuna yo­ luyla gideceğimi söyledim. Yol giderlerimize yardım olmak ve bankadan alınmak üzere on bin frank karşılığında bir çek verdi. Sadrazam tarafından beşyüz lira verildi ve milletin sayesinde pa­ raya ihtiyacım yoktur, diye al­ mak istemedim İse de, bana Prens’ln emri böyledir. Dışına çı­ kamam, diye kabul etmekliğim­ de direndi.”

ları vakit şimendiferde vakit ge­ çirsin diyerek bir roman armağan etmeleri âdetlerinden olmakla bu o türden olmalıdır, diyerek cevap vermesi üzerine zarfı yırttım. İçinden her biri yüz lira olarak on

tane banknot çıktı. “ Oh ne a lâ !”

diyerek cüzdanım a ye rle ş tir­ dim .”

Eeee ü sta d ım ızın “ reddi para”

d iye kötü b ir huyu o lm a d ığ ın ı artık ö ğ re n m iş b u lu n d u ğ u m u z­ dan buna da şaşm am ak gerek!

Ve Baslretçi Ali Bey, A u g u s-

b u rg ’a varıp m akine a lışv e rişin e b a şla m ış:

1870 y ılın d a Fransa - A lm a n ya savaşı p a tla yın ca Baslretçi Ali

Bey, g a ze te sin in kurm ay heyeti­

ni to p la m ış , “ Bu savaşta Almanları mı, Fransızları mı tu­

talım?” d iye uzun uzun ta rtış ­

m ışla r ve son u n d a A lm a n y a ’yı tu tm aya karar verm işler. Savaş b itm iş, A lm a n ya kazanm ış. B ir gün gazeteye İstanbul'daki A lm a n e lç iliğ in in kavaslarından biri g e lm iş ve k ırm ızı m u m la m ü­ h ü rle n m iş b ir m ektubu Baslretçi

Ali Bey’e verm iş. Baslretçi Ali

Bey, A lm a n e lç iliğ in e ç a ğ ırılı-

yorm u ş. Üstad ka lkıp g itm iş. Elçi Bismark’ın m ektubunu o k u ­ m uş. Prens B ism ark, Baslretçi

A li B e y’i, s a v a ş s ır a s ın d a

A lm a n y a ’yı tutan yayından ötürü B e r l in ’e d a v e t e t m e k t e y m iş . Ü sta d ım ız buna ço k se vin m iş,

“Ama bir kere de Sadrazam Âli

Paşa’ya d a n ış a y ım !” d e m iş .

Sadrazam , Basiretçi Ali Bey’i

d in le y in c e ço k m em nun o lm u ş ve g itm e sin e izin verm iş. H uzur­ dan çıkan Basiretçi Ali Bey’i Mü­ hürdar M ustafa B ey o d a sın a g ö ­ türm üş:

Ü stad da koskocam an e lç in in k a rşısın d a “alamam!” diye d i­ renecek d e ğ il ya!

N eyse lafı u zatm ayalım , Basl­

retçi Ali Bey, yan ın d a çevirm eni,

b ir h ayli m aceralı b ir yo lcu lu kta n son ra B e rlin ’e vasıl o lup , Prens B is m a rk ’a m ülâki o lm u ş . O nca i- zaz ve ikram dan so n ra a yrılık g ü ­ nü g e lip ç a tm ış. Baslretçi Ali

Bey, arz-ı veda için B is m a rk ’ın

huzuruna varm ış:

“ Dönmek için izin vermesini istediğimde, pek çabuk gitmek

istiyorsunuz. Daha görülecek

yerler vardı. Biraz daha otursanız olmaz mı? dediklerinde . Şu günlerde Mısır’da bulunmaklı­ ğım gereklidir, dediğimde “ Han­ gi yol ile gideceksiniz?” buyur­ maları üzerine, Augusburg’a gi­ dip oradan bir makine İle bazı a- letler satın alacağım, demekli- ğim üzerine, fabrikatör ahba- bımdır, sizden aşın para alma­ maları için bir mektup yazayım, d e yip ya zılm a sın ı em rettiler. Mektup yazılıp, İmza edip zarfa koyarak elime verdi. Adı geçmiş olan Doktor Borş İle birlikte ol­ duğu halde şimendifer istasyo­ nuna kadar geldik. İstasyonda e- lime kapalı bir mektup vererek benden aynldı. Şimendifer de kalktı. Kapalı mektubun adıma yazılı olduğundan, acaba bu ni­ şindir? diye çevirmene sordum. Almanlar bir dostundan

aynldık-“Sabaha karşı Augusburg’a vardık. Bir otele gittim. Ertesi gün makinalar fabrikasına gidip, fabrikatörü odasında gördüm. Fabrikatör bir Türk ziyaretçi sa­ narak kahve ısmarladı. Ben o sı­ rada Prens’in mektubunu eline verdiğimde bana olan ağırlama ve saygısını bir kat daha arttırdı. Bunun üzerine makinalar daire­ sine gidip beni gezdirdi. (...) El ile döner ise saatte iki bin, motor ile beş bin sayı basar bir maklna İle başka küçük maklna ve bir makas ve Fransızca hurufat ve matbaa İçin başka gerekil olan eşya ve aletler satın aldım. Bun­ ların toplam fiyatını sorduğumda bin üç yüz lira tuttuğunu söyle­ mesi üzerine bu paranın yarısını burada verip öteki yansını da İstanbul gümrüğünde vereceğimi söyler söylemez, aman efendim bunların bedeli Prens hazretleri­ nin hesabına geçirilmiştir. Bana emirleri böyledir. Sizden beş pa­ ra alamam. Bu gördüğünüz araŞ ve gereçler modeldir. Sizin için yeniden yapılıp bir ay sonra Ga­ lata gümrüğünden alırsınız diye cevap verdi. Artık bunun üzerine Prens hazretlerine teşekkür bil­ diren bir telgraf çektim.”

★ ★ ★

Yam an a d a m m ış Basiretçi Ali Bey!

Onmür ad am m ış Basiretçi Ali Bey!

Ve de doğru a d am m ış Basiret­ çi Ali Bey!

H erşeyi b ir bir, d osd o ğ ru yaz­ m ış!

¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

^

it

ir

k

'k

'k

'k

'k

'k

it

-k

'k

'k

'k

-k

'k

if

-k

-k

'k

-k

'k

'k

'k

-k

'k

ir

'k

'k

'k

'k

ir

k

'k

ic

-k

'k

'k

'k

^

'k

'k

'k

'k

'k

'k

’k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k

'k'k'k'kİK-k-k-k'

k-k'k

ir

k

if

ir

k

ir

k

'k

'k

ir

k

ir

k

'k

k

if

it

ir

k

Referanslar

Benzer Belgeler

Kavunla birlikte yediğim füme ba­ lıklardan ikinci kez almaya gittiğim­ de salata bölümünde değişik bir şey gördüm: İncecik doğranmış pırasa halkaları,

Bunu anlamak, görmek çok yararlıdır.» Sayın Akbal, yıllardan beri bizi bir .yerlere İtmeye ya da çekme­ ye çalışanlara alıştık artık.. Cehov

Ülke insanlarının yüzde doksanına tiyatro götürme çabasında tiyatro heyetleri, Galata’da Esnaf Kahvesi'nde kurulan gezgin­ ci topluluklardır. Başlıca kayguları eli yüzü

Şebnem ERDİNÇ, Ankara, Türkiye Şebnem EREN-GÖK, Yozgat, Türkiye Önder ERGÖNÜL, İstanbul, Türkiye Gülden ERSÖZ, Mersin, Türkiye Bülent ERTUĞRUL, Aydın, Türkiye

İkinci Basamak Sağlık Kuruluşunda Sağlık Personeli Arasında Kesici ve Delici Alet Yaralanmaları Sıklığı ve İlişkili Risk Faktörleri Prevalence of Sharps Injuries

To identify IL11 expression in vivo at the maternal–placental interface in preeclampsia and control specimens and to evaluate the regulatory effects of tumor necrosis factor-a (TNF)

Belli bir ivmeye ulaşmak için gereken ilk enerji bir sorun, ancak o ivmeyi yolculuk boyunca sabit tutmaya yetecek kadar enerjiyi depolamak daha büyük bir sorun.. Öyle görünüyor